İçeriğe geç
KÖK Ara:
KELİME Ara:
ANLAM içinde Ara:
❝ KBR ❞ kökünden türeyen kelimeler... 15 Kayıt Listeleniyor.
Aynı Kökten Türeyen:kebr xoxox Ekâbir ekber Kubra Ekâbir istikbar kebir kebire kibar kubera kebair Kiber kibr kibir kibriya Mukâbere Mukebbir Mustekbir Mustekbirîn Mutekâbir mutekebbir Mutekebbirîn tekbir Tekbirât Tekebbur
kebr
xoxox
ك ب ر KBR
Ekâbir
ك ب ر KBR

Devlet ricali. Rütbece büyük olanlar.

DuruMeal'de toplam 1 kayıtta geçiyor.
ekber
ك ب ر KBR

Daha kebir, en kebir.

DuruMeal'de toplam 32 kayıtta geçiyor.
Dşl.KubraÇğl.Ekâbir
istikbar
ك ب ر KBR

Önemseme, ehemmiyet verme. Kibir, gurur, enaniyet. Kendini büyük görme, mağrurluk.

DuruMeal'de toplam 40 kayıtta geçiyor.
kebir
ك ب ر KBR

Büyük. Bütün olarak büyük. Cüzlerinin hepisini kapsayarak tek ve büyük.
El Kebir : Büyüklük fiili. ALLAH'ın tecellisinin insandaki büyüklüğü bambaşka büsbüyüklüktür. Bu büyüklüğü kendi küçük benliğine mal edene kibirli adam derler. ALLAH'ın varlığından tecelli eden tegabür varlığı haktır. Bunu nefsi envaresine mal etmek haramdır.

DuruMeal'de toplam 63 kayıtta geçiyor.
Dşl.kebireÇğl.kibarÇğl.kuberaÇğl.kebair
Kiber
ك ب ر KBR

Ululuk. Büyüklük. Yaşlılık.

DuruMeal'de toplam 10 kayıtta geçiyor.
kibr
kibir
ك ب ر KBR

Kendisini büyük gösteriş. Büyüklük. Kendisini, başkalarından üstün olmadığı halde üstün görme ve tutma hastalığı. Şeref ve şan. Bir şeyin muazzamı. Büyük.

DuruMeal'de toplam 3 kayıtta geçiyor.
kibriya
ك ب ر KBR

Azamet. Cenab-ı Allah'ın azameti ve kudreti, her cihetle büyüklüğü.

DuruMeal'de toplam 3 kayıtta geçiyor.
Mukâbere
ك ب ر KBR

Kendi sözünün haksızlığını ve karşısındakinin doğruluğunu bildiği halde kabul etmemek ve niza çıkarmak, kavga etmek. Kendini büyük görmek.

Mukebbir
ك ب ر KBR

Tekbir getiren, "Allahü ekber" diyen.

Mustekbir
ك ب ر KBR

Kibirlenen, kendini büyük gören, büyüklenen.

DuruMeal'de toplam 8 kayıtta geçiyor.
Çğl.Mustekbirîn
Mutekâbir
ك ب ر KBR

Kibirli. Kendini büyük gören.

mutekebbir
ك ب ر KBR

Kibirli. Büyüklenen. Tekebbür eden.
El Mütekebbir : Herşeyin kendisine mahsus bir büyüklüğü vardır. ALLAH'ın tegabür fiili korkutucu ve tembihkardır. ALLAH'ın tecellisinin insandaki büyüklüğü bambaşka büsbüyüklüktür. Bu büyüklüğü kendi küçük benliğine mal edene kibirli adam derler. ALLAH'ın varlığından tecelli eden tegabür varlığı haktır. Bunu nefsi envaresine mal etmek haramdır.

DuruMeal'de toplam 7 kayıtta geçiyor.
Çğl.Mutekebbirîn
tekbir
ك ب ر KBR

"Allahü ekber" demek. ALLAH öyle bir kebirdir ki; geride ALLAH'tan başka hiçbir şey kalmaz.

DuruMeal'de toplam 1 kayıtta geçiyor.
Çğl.Tekbirât
Tekebbur
ك ب ر KBR

Kibirlenmek. Kendini büyük saymak. Nefsini büyük görmek.

2. BAKARA / 34

Meleklere;
"Adem'e secde edin"
dediğimizde… iblis dışında hemen secde ettiler.

O, imtina etti ve istikbar etti ve kafirlerden oldu.

2. BAKARA / 45-46

Sabır ve salat ile iane dileyin!
Muhakkak bu, sadece,
Rabblerine mülaki olacaklarını...
ve O'na muhakkak rücu edeceklerini...
zann ederek, huşu duyanlara kebir gelmez.

2. BAKARA / 87

BİZ, Musa'ya, elbette kat'iyyetle kitab verdik!... ve onun sonrasından Rasuller ile kafv ettik.
Meryem oğlu İsa'ya da beyyineler verdik... onu da, Ruh-ul Kuds ile eyd ettik.

Siz, nefslerinizin hevasına uymayan şey ile Rasul kılınanların hepsine mi müstekbir olacaksınız!?
Ardından ferikini kizb ettiniz, ferikini katl ettiniz!

2. BAKARA / 143

Böyledir!...
Sizi...
nasa şahidler olmanız için...
ve Rasulün de size şahid olması için...
vasat ümmet kıldık.

Akabı üzre inkılab edenlerden Rasule tabi olanlara alim olmamız için... üzerine olduğunuz kıbleyi kıldık. Bu, ALLAH'ın hidayet ettiklerinden başkasına elbette kebir gelir.

ALLAH sizin imanınızı zayi edecek değildir.
Muhakkak ki ALLAH, nasa, elbette rauftur, rahimdir.

2. BAKARA / 185

Nas için huda...
ve hudadan beyyineler...
ve furkan...
olan Kur'an'ın inzal olduğu Ramazan şehri... artık, sizden bu aya şahid olan kimse... oruç tutsun!
Mariz olan veya sefer üzre kimseler... artık yevmlerin iddeti kadar sonradandır...

ALLAH...
iddeti tekmil etmeniz için...
ve size hidayet verdiği şeye ALLAH'ı kebirlemeniz için...
size yusr irade eder, size usra irade etmez... umulur ki şükür edersiniz.

2. BAKARA / 217

Sana haram aydan... onda yapılan kıtalden sual ediyorlar
De ki:
"Onda yapılan kıtal kebirdir.
ALLAH'ın sebilinden sadd etmek...
ve O'na ve Mescid-i Haram'a küfür etmek...
ve ehlini ondan ihrac etmek...
ALLAH indinde en kebirdir!

Fitne, katlden daha kebirdir!"

İstitaat edebilseler, siz dininizden redd edinceye kadar sizi katl etmekten zeyl etmezler.
Sizden, dininden redd olan kimse... artık o mevt olursa... o kafirdir... ve artık, işte onların amelleri, dünyada ve ahirette habt olur.
İşte onlar, nar ashabıdırlar ve orada ebedidirler.

2. BAKARA / 219

Sana hamr ve meysirden sual ediyorlar.
De ki:
"İkisinde de kebir ism... ve de nas için menfaat vardır. Ancak, onların ismi, nafialarından daha kebirdir!"

Sana ne infak edeceklerini sual ediyorlar.
De ki:
"Afv olanı!"

Böyledir!...
ALLAH, ayetlerini size beyan ediyor... umulur ki tefekkür edersiniz.

2. BAKARA / 266

Sizden biriniz vedd eder mi;
onun, hurma ve üzümlerden, altından nehirler cereyan eden bir cenneti olsun. Orada bütün semerelerden olsun.
Ona, kiber isabet etsin ve onun zürriyeti zayıf olsun.
Ardından isar isabet etsin. Onun içinde nar olsun ve ardından hark olsun!?

Böyledir!...
ALLAH, ayetlerini size beyan eder... umulur ki tefekkür edersiniz.

2. BAKARA / 282

Ey iman edenler!
Birbirinize müsemma ecele kadar, belirlenmiş bir borç ile borçlandığınız zaman onu ketb edin.
Aranızda bir katib onu adaletle ketb etsin.
Katib, ALLAH'ın kendisine alim ettiği gibi yazmaktan kaçınmasın... aynı şekilde ketb etsin.
Üzerinde hakk bulunan kimse (borçlu)... Rabbi olan ALLAH'a ittika etsin ve ondan bir şey bahs etmeden imlal ettirsin.
Eğer üzerinde hakk bulunan kimse (borçlu), sefih veya zayıf ise veya kendisi onu imlal ettirmeye istitaat edemez ise, artık veliysi onu adaletle imlal ettirsin.

Erkeklerinizden iki şahidin şahid olmasını sağlayın.
Eğer iki erkek kimse olmuyorsa, o zaman, bir erkek kimse ve şahadetlerinden razı olacağınız iki kadını... ikisinden biri dalalete düşerse, o zaman, ikisinden birisi diğerine zikir ettirsin diye.
Şahidler davet edildikleri zaman kaçınmasınlar.
Sagir veya kebir, vadesine kadar onu yazmaktan sem etmeyin.

Bu, ALLAH'ın indinde en kıst olandır ve şahadet için akvamdır ve rayb etmemeniz için ednadır.
Ancak aranızda devr etmeye hazır olan ticaret ise, o zaman, bunu ketb etmemeniz size cünah değildir.
Bey' ettiğinizde de şahid edinin.

Katib ve şahidler darr edilmesin.
Eğer böyle yaparsanız, artık muhakkak o, sizin için füsuk olur.
ALLAH'a ittika edin. ALLAH sizi alim ediyor.
ALLAH herşeye alimdir.

3. ALİ İMRAN / 40

Dedi ki:
"Rabbim!
Benim nasıl gılmem olur… bana kat'iyyetle kiber baliğ olmuştur!... ve kadınım da kısırdır."

Dedi ki:
Böyledir!
"ALLAH, dilediğine faildir."

3. ALİ İMRAN / 118

Ey iman edenler!
Sizin gayrınızdan bitaneler ittihaz etmeyin!... onlar sizi habal etmekten alüv olmazlar... ve size anet verecek şeyler vedd ederler.
Buğzları, kat'iyyetle ağızlarından ibda olmaktadır!... ancak sadrlarında hafy ettikleri şey, daha kebirdir.
Eğer siz akıl eden olursanız... ayetleri, sizin için kat'iyyetle beyan ettik!

4. NİSA / 2

Yetimlere mallarını verin!
Habisi, tayyib ile tebdil etmeyin! Onların mallarını kendi mallarınıza katıp da yemeyin!
Muhakkak o kebir havbdır.

4. NİSA / 6

Yetimleri nikaha baliğ oluncaya kadar belv edin. Eğer onlardan rüşde ünsiyeti olan olurlarsa... artık mallarını kendilerine def edin.

Büyüyor olduklarından ötürü bedr ile ve israf ederek yemeyin.
Ganiy olan kimse, artık afif olmayı istesin. Fakir olan kimse, onu maruf ile yesin.

Onlara mallarını def ederken... hasib olarak ALLAH'a kafi olarak (olacak şekilde)... onlar üzerine şahid edinin!

4. NİSA / 31

Eğer size nehy edilenlerin ekber olanlarından ictinab ederseniz…
sizin seyyielerinize kafir oluruz…
ve sizi kerim dahil ediş ile dahil ederiz.

4. NİSA / 34

ALLAH'ın bazısını bazısına fazl ettiği ile...
ve mallarından infak ettikleri ile...
erkek kimseler, kadınlara kavvamdır.

Ardından salih kadınlar, kanit olurlar... ALLAH'ın hıfz ettiği şeyle, gayb için hıfz edici olurlar.
Nüşuz etmelerinden korktuğunuz kadınlara... artık vaaz edin ve mazcalarda onları hicr edin ve onları darb edin. Eğer itaat ederlerse, artık üzerlerine sebil ibtiga etmeyin.
Muhakkak ki ALLAH, aliyy, kebir olandır.

4. NİSA / 153

Kitab ehli, sana, kendilerine semadan kitab inzal edilmesini sail oluyor.
Onlar, Musa'ya, kat'iyyetle bundan daha kebir sail olmuşlardı!... ve "Bize ALLAH'ı cehren göster" demişlerdi!

Ardından onları, zulümleri ile saika ittihaz etmişti.
Sonra, kendilerine verilen beyyinelerin ardından dişi buzağı ittihaz ettiler.
BİZ, onları, bundan da afv ettik... ve Musa'ya mübin sultan verdik.

4. NİSA / 172

Mesih ve de mukarreb melekler, ALLAH'a abd olmaktan istinkaf etmezler. O'na ibadet etmekten istinkaf edenler ve istikbar edenler… O, onları cemian kendisine haşr edecektir.

4. NİSA / 173

Salih (iş)lere amil olarak iman edenlere...
onlara ecirlerini vefa edecektir...
ve KENDİ fazlından, onlara ziyade edecektir.

İstinkaf edenler ve istikbar edenler...
onlara elim azabla azab edecektir...
Onlar için ALLAH'ın gayrısından veliy ve de nasır mevcud olmaz.

5. MAİDE / 82

İman edenlere de... şirk içinde olanlara da... düşmanlıkta nasın en şedidi olarak...
Yahudilere...
vecd olursun.
İman edenlere meveddet olarak en karib olanların
"muhakkak biz nasraniyiz!"
diyenlere vecd olursun.
Bu,
- onlardan kıssisler ve ruhbanlar olması iledir...
- ve onların istikbar etmemesi iledir.

6. ENAM / 19

De ki:
"Şahadet olarak hangi şey ekberdir?"
De ki:
"Benim ve sizin aranızda, ALLAH şahidtir.
Bu Kur'an bana, sizi ve belağ olanları onunla nezr etmem için vahy olundu.

Siz, ALLAH ile beraber başka ilahlar olduğuna şahid mi oldunuz!?"
De ki:
"Ben şahid değilim!"
De ki:
"Muhakkak ki O, vahid ilahtır! Muhakkak ben, sizin şirk koştuklarınızdan beriyim."

6. ENAM / 35

Eğer onların iraz etmeleri sana kebir ise... arzda nafıka veya semada süllem ibtiga etmeye istitaat edebiliyorsan… haydi ayetler getir!... Şayet ALLAH dileseydi, onları elbette huda üzre cem ederdi.
Artık sakın, cahillerden olma!

6. ENAM / 78

Ardından güneşi büzu olurken gördüğünde,
"Rabbim budur işte! Bu ekber!"
dedi... Ardından o efl olduğunda, dedi ki:
"Ey kavmim!
Muhakkak ben sizin şirk koştuğunuz şeylerden beriyim!"

6. ENAM / 93

ALLAH'a kizb ederek iftira eden...
yahut kendisine birşey vahy edilmediği halde, "Bana vahy olundu" diyen...
yahut, "ALLAH'ın inzal ettiği şey mislince ben de inzal edeceğim" diyen...
kimseden daha zalim kimdir?
Şayet, zalimleri bir görsen;
mevt gamrı içinde olduklarında...
ve meleklerin ellerini bast ederek; "Nefslerinizi ihrac edin bakalım! Bu yevmde, ALLAH'a karşı hakk gayrısında söylemiş olduğunuz şeyler ile... ve ayetlerine istikbar etmiş olmanız ile muhin azaba cezalanacaksınız!" (denildiğinde)...

6. ENAM / 123

Böyledir!...
Her bir karyede, onların mücrimlerini, orada mekr etmeleri için ekabir kıldık. Onlar, ancak, nefslerine mekr etmektedirler… şuurunda değiller!

7. ARAF / 13

Dedi ki:
"Artık oradan hebt ol!
Artık senin için orada, kendini kebirlemen yoktur!
Artık ihrac ol! Muhakkak sen sagirlerdensin!"

7. ARAF / 36

Ayetlerimizi kizb edenler ve onlara istikbar edenler… işte onlar nar ashabıdır, orada ebedidirler.

7. ARAF / 40

Muhakkak ayetlerimizi kizb edenler ve ona istikbar edenler... onlara, semanın babları feth olmayacak ve onlar cennete dahil olmayacaklar... ta ki; iğne değilinden deve ilac olana (geçene) kadar!

Böyledir!...
Mücrimleri cezalandırırız.

7. ARAF / 48

Araf ashabı, simaları ile arif oldukları erkek kimselere nida ederler:
"Cemaatiniz ve istikbar ettiğiniz şey sizi daha ganiy etmedi."

7. ARAF / 75

Kavminden istikbar eden meleler… kendilerinden, iman ettikleri için istizaf ettikleri kimselere dediler ki:
"Siz, Salih'in, Rabbinden mürsel olduğuna alim misiniz?"
Dediler ki:
"Muhakkak biz, onunla irsal edilene mü'minleriz."

7. ARAF / 76

İstikbar edenler dediler ki:
"Muhakkak biz, sizin iman ettiğinize kafiriz."

7. ARAF / 88

Kavminden istikbar eden meleler, dediler ki:
"Seni ve seninle beraber iman edenleri, kesinlikle karyemizden kesinlikle ihrac ederiz, ey Şu'ayb!
ya da, milletimize ida edersin!"

Dedi ki:
"Kerh etsek bile mi!?"

7. ARAF / 133

Biz onlara, mufassal ayetler olarak;
tufan
ve çekirge
ve kummel (güve)
ve kurbağalar
ve kan
irsal ettik… ancak onlar, istikbar ettiler ve mücrim kavim oldular.

7. ARAF / 146

Arzda hakk gayrısı ile kebirlenenleri, ayetlerimden sarf edeceğim!
Onlar bütün ayetleri görseler de... ona iman etmezler. Rüşd sebili görseler... onu sebil olarak ittihaz etmezler.
Gaviyy sebilini görseler... onu sebil olarak ittihaz ederler.
Bu, onların ayetlerimizi kizb etmeleri... ve onlardan gafil olmuş olmaları iledir.

7. ARAF / 206
SECDE AYETİ

Muhakkak, Rabbinin indide olanlar, O'na ibadet etmekten, istikbar etmezler. O'na sebbih ederler, secde ederler.

8. ENFAL / 73

Kafirler, bazısı bazısının (birbirlerinin) veliyleridir.
Onlara fail olmazsanız, arzda fitne ve kebir fesad olur.

9. TEVBE / 3

ALLAH'tan ve Rasulünden, ekber hacc yevminde nas için ezandır!
Muhakkak ki ALLAH ve Rasulü, müşriklerden beridir.
Eğer tevbe ederseniz, artık bu sizin için hayrdır.
Eğer tevella ederseniz, alim olun ki; siz, ALLAH'ın mucizlerinin gayrısındasınız.
Elim azabı kafirlere ibşar et!

9. TEVBE / 72

ALLAH, mü'min erkeklere ve mü'min kadınlara...
içinde ebedi olacakları, altından nehirler cereyan eden cennetler…
ve Adn cennetlerinde tayyib meskenler vaad etti.
ALLAH'tan rıdvan, ekberdir.
Böyledir!…
Bu azim fevzdir.

9. TEVBE / 121

Onların amel etmiş olduklarının ahsen olanı ile ALLAH'ın onları cezalandırması için onlara ketb edilmiş olmayan
sagir veya kebir infak ettikleri ne bir nafaka…
ne de bir vadi kata etmişlikleri…
yoktur.

10. YUNUS / 61

Ne şe'nda olsan...
Kur'an'dan, ondan ne tilavet etsen...
BİZ'im size şahid olmayacağımız bir ameli amel edemezsiniz!

Siz onda feyzlenirken...
Ne arzda, ne semada... zerre miskal... ne de bundan daha sagir... ne de daha ekber (hiç bir şey)... senin Rabbinden azb olmaz!...
(herşey) illa ki mübin kitabtadır!

10. YUNUS / 71

Nuh'un haberini onlara tilavet et.
Kavmine demişti ki:
"Ey kavmim!
Eğer makamım ve ALLAH'ın ayetlerini size zikir etmem size kebir oluyorsa... artık ben ALLAH'a tevekkül ettim.
Artık siz de emirleriniz ve şeriklerinizle cem olun.
Sonra emriniz kendinize gamm olmasın.
Sonra siz kaza edin... ve bana da nazar ettirmeyin!

10. YUNUS / 75

Sonra bunların ardından, Musa ve Harun'u Firavuna ve onun melelerine, ayetlerimiz ile baas ettik.
Ancak onlar, istikbar ettiler ve mücrim kavim oldular.

10. YUNUS / 78

Dediler ki:
"Ata-babalarımıza, üzerinde vecd olduğumuz şeyden bizi left etmek için... ve arzda ikinizin kibriyasını kılmak için mi geldiniz?
Biz sizin ikinize iman edecek değiliz."

11. HUD / 3

"Rabbinize istiğfar edin.
Sonra, O'na tevbe edin!
Müsemma ecele kadar hasene metadan sizi metalandırsın…
ve fazl sahiblerine, kendi fazllarını versin.

Eğer tevella ederseniz... artık muhakkak ben, üzerinize kebir yevmin azabından korkarım."

11. HUD / 11

Sabır edenler ve salih (iş)lere amil olanlar müstesna.
İşte onlar… onlara mağfiret ve kebir ecir vardır.

12. YUSUF / 31

Ardından onların mekrlerini işitince, onlara irsal etti... ve onlar için itka edilecek şeyler atid etti.
O kadınlardan her birine sikkin verdi... ve dedi ki:
"Karşılarına ihrac ol!"
Ardından (kadınlar) onu gördüklerinde, kebirlediler ve ellerini kata ettiler. Dediler ki:
"Haşa!... ALLAH için... bu beşer değildir. Bu, sadece, kerim melektir."

12. YUSUF / 78

Dediler ki:
"Ey Aziz!
Onun kebir şeyh babası var. Artık bizden birini onun yerine ahz et. Muhakkak senin muhsinlerden olduğunu görüyoruz."

12. YUSUF / 80

Ondan yeis olunca necv ederek halas ettiler. Onların kebiri dedi ki:
"Alim değil misiniz!
Babanız sizden, ALLAH'tan mevsuk olarak kat'iyyetle ahz almıştı! Önceden, Yusuf hakkında ifrat ettiğiniz şey de var. Artık, babam bana izin verinceye kadar veya ALLAH bana hüküm edinceye kadar arzdan berh etmeyeceğim.
O, hakimlerin hayrlısıdır."

13. RAD / 9

gayba ve şahadete alimdir...
kebirdir...
mütealidir.

14. İBRAHİM / 21

ALLAH'a cemian ibraz olurlar.
Zayıflar istikbar edenlere derler ki:
"Muhakkak biz, size tabi idik. Artık siz, ALLAH'ın azabından bir şeyi bizden ganiy edebilir misiniz?"
Derler ki:
"Şayet ALLAH bize hidayet etseydi, elbette/kesinlikle size hidayet ederdik. Ceza etsek veya sabır etsek bize sevadır, bize mahis yoktur."

14. İBRAHİM / 39

"Hamd etmek... bana, kiberimde, İsmail'i ve İshak'ı vehb eden ALLAH'ındır.
Muhakkak ki Rabbim, benim davetimi (davamı) elbette işitendir."

15. HİCR / 54

Dedi ki:
"Kiber bana mess olmuşken mi beni ibşar ediyorsunuz? Bana neyi ibşar ediyorsunuz?"

16. NAHL / 22

Sizin ilahınız, vahid ilahtır!
Ahirete iman etmeyenler… onların kalbleri, inkar edenlerdir… ve onlar müstekbirdir.

16. NAHL / 23

Besbellidir ki; ALLAH, onların sırr ettiklerine de… ilan ettiklerine de… alimdir.
Muhakkak ki O, müstekbirlere muhabbet duymaz.

16. NAHL / 29

Artık, içinde ebedi olacağınız cehennemin bablarından dahil olun! Mütekebbirlerin mesvası ne de beistir!

16. NAHL / 41-42

Zulme uğradıkları şeyin ardından ALLAH'ta hicret edenler...
sabır edenler…
ve Rabblerine tevekkül edenler…
onlar, dünyada hasene olsunlar diye elbette/kesinlikle onları beva edeceğiz... onların, elbette/kesinlikle ahiret ecirleri ekberdir.
Keşke alim olsalardı.

16. NAHL / 49
SECDE AYETİ

Semalardaki ve arzdaki dabbeden şeyler...
ve melekler...
istikbar etmeden, ALLAH'a secde ederler.

17. İSRA / 4

İsrailoğullarına… kitabta kaza ettik:
"Kebir ulüvvle ulvilenerek… arzda, elbette/kesinlikle iki merre fesad çıkaracaksınız."

17. İSRA / 9-10

Muhakkak bu Kur'an, en kavi olana ihda eder.
Salih (iş)lere amil olan mü'minlere...
kendileri için kebir ecir olduğunu...
ve ahirete iman etmeyenlere…
onlar için de elim azab atid etiğimizi...
ibşar eder.

17. İSRA / 21

Onların bazısını bazısına nasıl fazl ettiğimize nazar et!
En kebir dereceler...
ve en kebir fazl...
elbette/kesinlikle ahirettedir.

17. İSRA / 23-24

Rabbin…
yalnızca O'ndan başkasına abd olmamanı...
ve ana-babaya ihsanlı olmanı...
kaza etti.

Eğer onlardan birisi veya ikisi birden senin indinde kibere iblağ olurlarsa... artık,
onlara "of, aman" deme!…
onları nehr etme!
Onlara kerim kavl söyle!
O ikisine, Rahmetten züll cenahını hafz et!
De ki:
"Rabbim!
Beni sagir iken irba ettirdikleri gibi... o ikisine rahmet eyle."

17. İSRA / 31

İmlak haşyeti ile evladlarınızı katl etmeyin!
Onları ve yalnızca sizi BİZ rızıklandırıyoruz BİZ!... muhakkak onların katl edilmesi, kebir hata olur.

17. İSRA / 43

O,
subhandır…
ve onların söylediklerinden tealidir.
Ulüvvdür, kebirdir.

17. İSRA / 50-51

De ki:
"Hacer de olsanız... hadid de olsanız!... veya sadrlarınızda kebir olan şey her ne ise... o şeyden de halk edilmiş olsanız!"

Ardından diyecekler ki:
"Bizi kim ida edecek?"

De ki:
"Sizi evvel merrede fatr eden!"

Ardından sana reislerini nagz edecekler ve diyecekler ki:
"Ne zaman?"

De ki:
"Gerekir ki (belki)… karibdir!"

17. İSRA / 60

BİZ sana...
"Muhakkak ki Rabbin nası ihata eder."
demiştik!
BİZ, sana gösterdiğimiz rüyayı da...
Kur'an'daki lanetlenmiş şecereyi de...
ancak, nas için fitne kıldık!
Onları korkutuyoruz... ancak (bu), sadece, kendilerine kebir tuğyanı ziyade ediyor.

17. İSRA / 86-87

Eğer dileseydik... sana vahyettiğimize elbette zehab ederdik... sonra sen, Rabbinden rahmet dışında… kendine için BİZ'e vekil vecd olamazdın!
Muhakkak O'nun senin üzerine fazlı kebirdir.

17. İSRA / 111

De ki:
"Hamd etmek...
evlad ittihaz etmeyen…
Mülkte O'na şerik olmayan...
Züllden O'na veliy olmayan…
ALLAH'ındır!"
Tekbir ederek O'nu kebirle!

18. KEHF / 5

Ağızlarından ihrac ettikleri kebir kelimenin ilminden, kendilerine de… ata-babaları için de yoktur!
Onlar, sadece, kizb söylüyorlar.

18. KEHF / 49

Kitab vaz edilmiştir!
Artık, mücrimleri onun içindekilerden müşfik görürsün. Derler ki:
"Eyvah olsun bize!... Bu nasıl bir kitab!?
İhsa ettikleri dışında... sagir olarak ve de kebir olarak gadr etmiyor!"
Amil oldukları şeylere hazır olarak vecd olurlar!
Rabbin hiç birine zulüm etmez.

19. MERYEM / 8

Dedi ki:
"Rabbim!
Nasıl olur benim gılmem?
Kadınım kısır oldu. Ben kat'iyyetle kiberin atiyesine baliğ olmuşum!..."

20. TAHA / 22-23

"Kübra ayetlerden sana göstermemiz için elini cenahına zamm et!... Başka bir ayet olarak, sui gayrısında beyazlaşmış olarak ihrac olsun."

20. TAHA / 71

Dedi ki:
"Ben size izin vermeden önce ona iman mı ettiniz?
Sihre sizi alim eden, elbette/kesinlikle sizden kebirdir.
Artık elbette/kesinlikle ben sizin ellerinizi ve ayaklarınızı, hilafen (çapraz olarak) kata edeceğim. elbette/kesinlikle sizi, hurma cizlerinde salb edeceğim.
elbette/kesinlikle siz, hangimizin azabının daha şedid ve baki olduğuna alim olacaksınız."

21. ENBİYA / 19

Semalarda ve arzda olan kimseler, O'nundur! O'nun indinde ki kimseler, O'na abd olmaktan istikbar etmezler... ve istihsar etmezler.

21. ENBİYA / 58

Ardından onları, kendileri için kebir olan dışında cüz cüz kıldı… umulur ki ona rücu ederler.

21. ENBİYA / 63

Dedi ki:
"Bilakis!
Şu kebir olanı fail olmuştur… eğer intak edebilirse… sual edin bakalım!"

21. ENBİYA / 103

En kebir fazi (bile) onları hüzünlendirmez.
Melekler onlara telakki eder:
"Bu, size vaad edilmiş olan yevmdir!"

22. HACC / 37-38

Onların etleri ve kanları ALLAH'a nail olmaz... fakat sizden takva O'na nail olur!

Böyledir!...
Size hidayet ettiği şey üzre ALLAH'ı kebirlemeniz için onları sizin için teshir etti.

Muhsinleri ibşar et!
Muhakkak ki ALLAH, iman edenlerden def eder.
Muhakkak ki ALLAH, hiçbir hain kafire muhabbet duymaz.

22. HACC / 62

Bunlar,
muhakkak ki ALLAH'ın… O'nun hakk olması iledir…
O'nun gayrısından davet ettikleri şeylerin… onların batıl olması iledir…
muhakkak ki ALLAH'ın… O'nun aliyy, kebir olması iledir.

23. MU'MİNUN / 45-46-47-48-49

Sonra Musa ve kardeşi Harun'u ayetlerimizle ve mübin sultan ile Firavun ve melelerine irsal ettik.
Onlar istikbar ettiler ve ulvilik taslayan bir kavim oldular.
"Kavimleri bize abd olmuşken, bizim mislimizde şu iki beşere iman mı edelim?" dediler.
Artık ikisini de kizb ettiler... ve helak edilenlerden oldular.
Musa'ya, elbette kat'iyyetle Kitab verdik!... umulur ki ihtida olurlar.

23. MU'MİNUN / 66-67

Ayetlerim size kat'iyyetle tilavet edildi… ve ardından siz, akabınız üzre neks ettiniz. Müstekbir olarak, samirde hicr ediyordunuz.

24. NUR / 11

Muhakkak ifk ile gelenler… sizden bir usbedir.
Bunu kendinize şerr hesab etmeyin.
Bilakis!
Bu, sizin için hayrdır.
Onlardan her birine, ismden iktisab ettiği şey vardır. Onlardan, kibrine tevella eden… azim azab onadır.

Hz. Ayşe(ra)'a iftira eden münafıklardan bahsedilmektedir.
25. FURKAN / 19

Artık, söylediğiniz şeyler ile sizi kat'iyyetle kizb ettiler! Artık sarf etmeye istitaat edemezsiniz… nasr da bulamazsınız. İçinizden zulüm eden kimse... ona, kebir azabı taddırız.

25. FURKAN / 21

BİZ'e lika olmaya rica etmeyenler,
"Melekler bize inzal edileydi ya!"
veya
"Rabbimizi göreydik ya!"
dediler. Onlar, elbette kat'iyyetle kendi nefslerinde istikbar ettiler!... ve kebir atiye ile atiy ettiler.

25. FURKAN / 52

Artık kafirlere itaat etme!
Kebir cihad ile... onlara cihad et!

26. ŞUARA / 49

Dedi ki:
"Ben size izin vermeden ona iman mı ettiniz!?
Muhakkak o, kesinlikle sizi sihre alim eden kebirdir. Artık yakında alim olacaksınız. Kesinlikle ellerinizi ve ayaklarınızı hilafen (çapraz) kata edeceğim. Sizin hepinizi salb edeceğim."

28. KASAS / 23

Medyen suyuna varid olduğunda, (hayvanlarını) iska eden nasdan ümmete vecd oldu. Onların gayrısında, zevd eden iki kız mevcudtu.
Dedi ki:
"Sizin hatbınız nedir?"
Dediler ki:
Railer (çoban) isdar edinceye kadar biz iska edemeyiz. Bizim babamız kebir şeyhdir."

28. KASAS / 39

O ve orduları, arzda hakkın gayrısında istikbar ettiler. Muhakkak onlar, BİZ'e rücu etmeyeceklerini zann ettiler.

29. ANKEBUT / 39

Karun… Firavun… Haman…
Musa, elbette kat'iyyetle beyyineler ile gelmişti!
Ancak onlar, arzda istikbar etttiler… ve sabık olmadılar.

29. ANKEBUT / 45

Kitabtan sana vahy edileni tilavet et!
Salat ikame et!... Muhakkak salat, fahiş olandan ve münkerden nehy eder.
elbette/kesinlikle ALLAH'ı zikir etmek ekberdir.
ALLAH, sanat ettiklerinize alimdir.

31. LOKMAN / 7

Ayetlerimiz ona tilavet edildiğinde,
sanki işitmemiş gibi...
sanki kulaklarında vakr varmış gibi...
müstekbir olmaya tevella eder.
Artık ona, elim azabı ibşar et.

31. LOKMAN / 30

ALLAH, böyledir!
O, hakktır.
Muhakkak O'nun gayrısından davet ettikleri şey batıldır.
Muhakkak ki ALLAHO, aliyydir, kebirdir.

32. SECDE / 15
SECDE AYETİ

Muhakkak… ayetlerimize, ancak,
kendilerine zikir edildiğinde sacidler olarak harra edenler…
ve Rabblerinin hamd etmesi ile istikbar etmeden sebbih edenler...
iman ederler.

32. SECDE / 21

Elbettte onlara, ekber azabın öncesinde, edna azabından taddıracağız… umulur ki rücu ederler.

33. AHZAB / 45-46-47

Ey Nebi!
Muhakkak ki BİZ seni…
şahid olarak...
ve mübeşşir olarak...
ve nezir olarak...
O'nun izniyle ALLAH'a bir davetçi (dava adamı) olarak...
ve sirac ve münir olarak...
irsal ettik.

ALLAH'tan kebir fazl olduğunu, mü'minlere ibşar et!

33. AHZAB / 67-68

Diyeceklerdir ki:
"Rabbimiz!
Biz seyyidlerimize ve kibriyamıza itaat ettik… ardından onlar, bizi sebilden dalalet ettirdiler.
Rabbimiz!
Onlara azabtan zıf et ve onları kebir lanetle lanetle."

33. AHZAB / 67-68

Diyeceklerdir ki:
"Rabbimiz!
Biz seyyidlerimize ve kibriyamıza itaat ettik… ardından onlar, bizi sebilden dalalet ettirdiler.
Rabbimiz!
Onlara azabtan zıf et ve onları kebir lanetle lanetle."

34. SEBE / 3-4

Kafirler, "Saat bize verilmez" dediler.
De ki:
"Bilakis!
Yemin olsun, gayba alim Rabbime!
elbette/kesinlikle o size verilecektir!
Semalarda ki ve arzda ki zerre miskal, O'na azb değildir. Bundan daha sagir ve daha ekber yoktur ki, mübin kitabta olmasın!"
(Bu,) Salih (iş)lere amil olarak iman edenleri cezalandırması içindir… işte onlar... onlara mağfiret ve kerim rızık vardır.

34. SEBE / 23

O'nun indinde, O'nun izin verdiklerinin dışında kimselerin şefaati menfaat vermez.
Hatta, kalblerine efza edilince, derler ki:
"Rabbiniz ne dedi?"
Denilir ki:
"Aliyy, kebir olan hakk'ı"

34. SEBE / 31

Kafirler diyorlar ki:
"Biz bu Kur'an'a da... elimizin arasında olana da iman etmiyoruz."
Şayet zalimlerin, Rabblerinin indinde mevkuf olduklarını görsen!...
Bazısı bazısına (birbirlerine) kavl rücu eder durur.
İstizaf edilenler, istikbar edenlere derler ki:
"Siz olmasaydınız, biz elbette/kesinlikle mü'minler olurduk!"

34. SEBE / 32

İstikbar edenler, istizaf edilenlere şunu derler:
"Huda size verildikten sonra... biz mi sizi sadd ettik!

Bilakis!
Siz kendiniz mücrimler oldunuz!"

34. SEBE / 33

İstizaf edilenler, istikbar edenlere şunu derler:
"Bilakis!
Gece ve gündüz mekr ettiniz! ALLAH'a kafir olmamızı, O'na endad kılmamızı bize emir ediyordunuz!"

Azabı gördüklerinde, nedametlerini kendilerine sırr ederler.
Kafirlerin unklarına guller kılarız! Onlar, amel etmiş oldukları şeylerden başka cezalandırılır mı!?

35. FATIR / 7

Kafirler…
şedid azab onlaradır!

Salih (iş)lere amil olarak iman edenler…
mağfiret
ve kebir ecir onlaradır!

35. FATIR / 32

Sonra BİZ, BİZ'e abd olanlardan ıstıfa ettiğimiz kimseleri, kitaba varis ettik.
Artık onlardan, kendi nefsleri için zalim olanlar...
ve onlardan muktesid olanlar...
vardır.
Onlardan, ALLAH'ın izniyle, hayrlarda sabık olanlar da vardır.
Böyledir!...
Bu kebir fazldır.

35. FATIR / 43

Arzda istikbar… ve seyyie mekr!...
Seyyie mekr, sadece, ehlini hayk eder!
Onlar, sadece, evvelkilerin sünnetini nazar ediyorlar!
ALLAH'ın sünneti için tebdil mevcud değildir!
ALLAH'ın sünneti için tahvil mevcud değildir!

37. SAFFAT / 35-36

Muhakkak onlar… kendilerine "ALLAH'tan başka ilah yoktur" denildiğinde… istikbar eden oldular... ve dediler ki:
"Mecnun bir şair için ilahlarımızı mı terk edeceğiz?"

38. SAD / 71-72-73-74

Rabbin meleklere;
"Muhakkak ki BEN, tinnden beşer halk edeceğim. Onu sevva ettiğimde... ve ona KENDİ Ruhumdan nefh ettiğimde… artık ona sacidler olarak vaki olun!"
dediğinde... hemen, iblis dışında melekler, cemian secde ettiler.
O istikbar etti ve kafirlerden oldu.

38. SAD / 75

Dedi ki:
"Ey iblis!
Elimle halk ettiğim şeye secde etmekten sana ne mani oldu?
İstikbar mı ettin... yoksa ulvilerden mi oldun?"

39. ZUMER / 25-26

Kendilerinden öncekilerden kizb edenler... artık azab onlara... şuurunda olmadıkları taraftan gelivermişti… ve ardından ALLAH, onlara, dünya hayatında, hızye (rezillik, zillet, aşağılık) taddırmıştı.
Elbette ahiret azabı daha kebirdir... keşke alim olsalardı.

39. ZUMER / 59

Bilakis!
Kat'iyyetle sana ayetlerim gelmişti!… ve ardından sen ona kizb etmiştin... ve istikbar etmiştin… ve sen kafirlerden oldun!

39. ZUMER / 60

Kıyamet yevminde, ALLAH'a kizb edenleri… vechleri müsvedde olmuş halde görürsün!
Cehennemde mütekebbirler için mesva mı yok!?

39. ZUMER / 72

Onlara denilir ki:
"İçinde ebedi kalacağınız cehennemin bablarına dahil olun!"
Artık, mütekebbirlerin mesvası ne de beistir!

40. MU'MİN / 10-11

Muhakkak kafirlere nida edilir:
"Kesinlikle ALLAH'ın maktı, sizin kendi nefsinize maktınızdan ekberdir. Siz, imana davet edilmiştiniz… ve ardından, kafir olmuştunuz."

Derler ki:
"Rabbimiz!
Bizi iki kere mevt ettin ve iki kere hayy ettin. Ardından zenblerimizi itiraf ettik… artık huruc üzre sebil var mı!?"

40. MUMİN / 12

"Bu,
ALLAH'a... O'nun vahdetine davet edildiğinizde, kafir olmanız…
ve O'na şirk koşulursa… iman etmeniz iledir.
Hüküm; aliyy kebir olan ALLAH'ındır."

40. MU'MİN / 26-27

Firavun dedi ki:
"Vezr edin beni... Musa'yı katl edeyim. O da Rabbini davet etsin. Muhakkak ben, sizin dininizi bedellendireceğinden veya arzda fesad izhar edeceğinden korkuyorum."

Musa dedi ki:
"Muhakkak ben, hesab yevmine iman etmeyen bütün mütekebbirlerden... benim Rabbime ve sizin Rabbinize uvz ettim."

40. MUMİN / 34-35

Önceden, elbette kat'iyyetle beyyinelerle Yusuf size gelmişti!... ve ardından onunla gelen şeyden şekk içinde olmanız zeyl olmamıştı.
Hatta helak olduğunda siz demiştiniz ki:
"Kesinlikle ALLAH ondan sonra Rasul baas etmez."

Böyledir!...
ALLAH'ın indinde ve iman edenlerin indinde kebir makt olarak… kendilerine gelen ALLAH'ın ayetleri hakkında sultan gayrısında cedel eden… mürtab müsrif kimseyi ALLAH, dalalette bırakır.

Böyledir!...
ALLAH, bütün cebbar mütekebbirlerin kalbleri üzre tab eder.

40. MU'MİN / 47-48

Narda hacc ettiklerinde... ardından zayıf olanlar, istikbar edenlere derler ki:
"Muhakkak biz size tebaa olduk... Nardan nasibimizi ganiy eden siz misiniz!?"

İstikbar edenler der ki:
"Muhakkak biz hepimiz onun içindeyiz.
Muhakkak ki ALLAH, abd olanlar arasında kat'iyyetle hakem olmuştur!"

40. MU'MİN / 47-48

Narda hacc ettiklerinde... ardından zayıf olanlar, istikbar edenlere derler ki:
"Muhakkak biz size tebaa olduk... Nardan nasibimizi ganiy eden siz misiniz!?"

İstikbar edenler der ki:
"Muhakkak biz hepimiz onun içindeyiz.
Muhakkak ki ALLAH, abd olanlar arasında kat'iyyetle hakem olmuştur!"

40. MUMİN / 56

Muhakkak... ALLAH'ın ayetleri hakkında, kendilerine verilmiş bir sultan gayrısında cedel edenler… onlar, sadece, kendi sadrlarında kibir olanlardır... ki onlar, ona baliğ olamazlar.
Artık sen, ALLAH'a uvz et.
Muhakkak ki O, semidir, basirdir.

40. MUMİN / 57

Elbette, semaların ve arzın halkıyeti, nasın halkıyetinden ekberdir… fakat nasın pek çoğu alim değildir.

40. MUMİN / 60

Sizin Rabbiniz dedi ki:
"BEN'i davet edin (dava edinin)!... size isticab edeyim!
Muhakkak... BANA ibadet etmeye istikbar edenler... dahr olarak cehenneme dahil olacaklar."

40. MUMİN / 76

İçinde ebedi kalacağınız cehennemin bablarından dahil olun!
Artık, mütekebbirlerin mesvası ne beistir!

41. FUSSİLET / 15

Üstelik Ad... hakk gayrısı ile arzda istikbar etti.
Dediler ki:
"Kuvvet olarak bizden şiddetlisi kimdir?"
Kendilerini halk eden ALLAH'ı... O'nun kuvvet olarak kendilerinden şiddetli olduğunu, görmediler mi!?
Onlar, ayetlerimize cahd etmiş oldular.

41. FUSSİLET / 38

Eğer istikbar ederlerse… artık Rabbinin indinde olanlar, gece ile ve gündüz ile… sem etmeden O'nu sebbih etmektedir.

42. ŞURA / 13

Nuh'a vasiyet ettiği şeyi...
"Dini ikame edin ve onun hakkında teferruk olmayın!"
diye... dinde şer'iat kıldı.
Sana vahy ettiğimiz... İbrahim'e ve Musa'ya ve İsa'ya vasiyet ettiğimiz şeydir.
Kendilerini davet ettiğin şey, müşrikler üzre kebirdir.
ALLAH, dilediği kimseyi ona ictiba eder... ve inabe eden kimseyi ona ihda eder.

42. ŞURA / 22

Zalimleri, kesb ettikleri şeylerden (ötürü) müşfik görürsün... o, kendilerine vaki olur.
Salih (iş)lere amil olarak iman edenler ise...
cennet ravzalarındadırlar... Rabblerinin indinde, diledikleri şeyler onlar içindir.
Böyledir!...
Bu, kebir fazldır.

42. ŞURA / 37

ve kebir ismden ve fahiş olanlardan ictinab edenler için…
ve bir şeye gazablandıklarında, gafur olanlar için…

43. ZUHRUF / 48

Onlara gösterdiğimiz her bir ayet… bir öncekinden ekber oldu.
Onları azab ile ahz ettik… umulur ki rücu ederler.

44. DUHAN / 16

Yevmde, kübra batşla batş edeceğiz.
Muhakkak ki BİZ, intikam alanız.

45. CASİYE / 7-8

Veyl olsun!... bütün esim effaka!

ALLAH'ın kendisine tilavet edilen ayetlerini işitir... sonra da hiç işitmemiş gibi... müstekbir olarak ısrar eder.
Artık onu, elim azab ile ibşar et.

45. CASİYE / 31

Ya o… kafir olanlar!...
"Ayetlerim size tilavet edilirken, istikbar eden olmadınız mı siz!?
Siz mücrimlerin kavmi oldunuz!"

45. CASİYE / 37

Semalarda ve arzda, kibriya O'nundur.
O, azizdir, hakimdir.

46. AHKAF / 10

De ki:
"Gördünüz mü!
Eğer...
o, ALLAH indinden ise...
ve siz ona kafir olduysanız...
ve israiloğullarından bir şahid, onun misline şahid olmuşsa...
ve ardından ona iman ederse...
ve siz istikbar ederseniz!..."
Muhakkak ki ALLAH zalimlerin kavmini ihda etmez.

46. AHKAF / 20

Kafirler, yevmde nara arz edilirler...
"Siz tayyib olanlarınızı dünya hayatınızda zehab ettiniz... ve onunla metalandınız.
Artık yevmde, arzda hakk gayrısı ile istikbar ettiğiniz şeyler... ve fasıklık yapmış olduğunuz şeyler ile muhin azabla cezalandırılacaksınız."

53. NECM / 18

elbette kat'iyyetle!... Rabbinin kübra ayetlerinden gördü.

53. NECM / 32

Kebir ismden (büyük günahlardan)...
ve fahiş olan lememden (küçük kusurlarda aşırlık yapmaktan)...
ictinab edenler... muhakkak mağfiretin vasisi, Rabbindir.

Arzdan sizi inşa ederken...
ve siz, annelerinizin batınlarında cenin iken...
O size alimdir.
Artık, nefslerinizi (kendi kendinize) tezekki etmeyin (kalkışmayın)... kimin ittika ettiğine O alimdir.

54. KAMER / 52-53

Onların fiil ettikleri herşey zebrlerdedir… bütün sagir ve kebir şeyler satır edilmiştir.

57. HADİD / 7

ALLAH'a ve Rasulüne iman edin!
Hakkında müstahlef kılındığınız şeylerden infak edin!
Sizden,
iman edenler...
ve infak edenler...
onlar için, kebir ecir vardır.

59. HAŞR / 23

O'-ALLAH, O'ndan başka ilah olmayandır.
Meliktir, kuddüstür, selamdır, mü'mindir, muheymindir, azizdir, cebbardır, mütekebbirdir.
ALLAH, şirk koşulan şeylerden subhandır.

61. SAFF / 2-3

Ey iman edenler!
Faili olmayacağınız şeyi ne diye konuşursunuz!?
Faili olmayacağınız şeyi söylemeniz, ALLAH indinde kebir makttır!

63. MUNAFİKUN / 5

Onlara,
"Gelin... ALLAH Rasulü sizin için istiğfar etsin." denildiğinde... reislerini levy ederler.
Görürsün onların, müstekbir olarak sadd ettiklerini!

67. MULK / 9

Derler ki:
"Bilakis!... Bize kat'iyyetle nezir geldi!
Ardından biz kizb ettik. Biz, ***ALLAH hiç bir şey inzal etmedi... siz, kebir dalalettesiniz…*** dedik."

67. MULK / 12

Muhakkak, gayb ile Rabblerine haşy edenler... mağfiret ve kebir ecir onlar içindir.

68. KALEM / 33

Böyledir!...
Azab budur!...
Kesinlikle ahiret azabı daha da kebirdir. Keşke alim olmuş olsalardı.

71. NUH / 7

"Muhakkak ben, onları SEN'in onlara gafur olman için her davet edişimde...
parmaklarını kulaklarının içine tıkadılar...
ve sevblerine istigşa ettiler
ve ısrar etiler
ve istikbar ederek istikbar ettiler."

71. NUH / 22

"Kebir mekrle mekr ettiler."

74. MUDDESSİR / 1-2-3-4-5-6-7

Ey müddessir!
Kıyam et!... ve artık nezr et!
ve artık kebirle Rabbini!
ve artık tahir et sevblerini!
ve artık hicr et riczi!
ve istiksar ederek menn etme!
ve artık sabır et Rabbin için!

74. MUDDESSİR / 23-24-25

Sonra idbar etti... ve istikbar etti… ve ardından dedi ki:
"Bu, sadece, eser edilmiş sihirdir. Bu, sadece, beşer kavlidir."

74. MUDDESSİR / 35-36-37

Muhakkak o...
beşer için…
sizden tekaddüm etmeyi veya tehir edilmeyi dileyenler için...
nezir olarak elbette kebir olanlardan biridir.

76. İNSAN / 20

Gördüğünde, nimetler ve kebir mülkler görürsün.

79. NAZİAT / 18-19-20

"Ona de ki:
***Tezkiye olmaya var mısın?
Seni Rabbine ihda edeyim… ve ardından haşy edesin.***"
Ardından, ona kübra ayeti gösterdi.

79. NAZİAT / 34-35

Kübra tammat geldiğinde… yevmde, İnsan say ettiği şeyi tezekkür eder!

85. BURUC / 11

Muhakkak, salih (iş)lere amil olarak iman edenler…
onlar için altından nehirler cereyan eden cennetler vardır.
Kebir fevz budur.

87. A'LA / 11-12-13

Kübra nara saly edilecek kimse... en şaki olanlar ondan ictinab eder. Sonra onlar, orada ne mevt olur ne de hayy olur!

88. GAŞİYE / 21-22-23-24

Artık, zikir ettir!
Muhakkak sen, ancak, zikir ettiricisin!... sen onlara musaytır değilsin!
Tevella edenler ve kafirler müstesna!...
Artık onlara ALLAH, ekber azab azablandırır!

Sure Listesi

Kelam-ı Kadim'de Geçen Kelimeler Sözlüğü;Teolog A.Kadir İmamoğlu tarafından derlenerek hazırlanmıştır.