xoxox
ك ل م
KLM
| |
Kalli
ك ل م
KLM
| Sözlü. Dil ile. |
Kelâm
ك ل م
KLM
| Bir hali, bir durumu, bir mânayı ifâde eden ifade. / Allah'a mahsus bir sıfat. / Hikmet ve mantık esaslarıyla Allah'ın varlığı, birliği, İslâmiyetin doğruluğu ve hakkaniyetinden bahseden ilim. DuruMeal'de toplam 4 kayıtta geçiyor. |
Kelim
ك ل م
KLM
| Kendine söz söylenilen, kendine hitab olunan. / Hz. Musa'nın (A.S.) bir ünvanı. / Söz söyleyen, konuşan. İkinci şahıs. / Yaralı kimse. |
kelime
ك ل م
KLM
| Hal, durum, yaşayış. DuruMeal'de toplam 63 kayıtta geçiyor. Çğl.KilemÇğl.Kelimat |
makale
ك ل م
KLM
| Söylenen söz. Söyleme. Söyleyiş. Kelâm. Nutuk. Bir bahsin kaleme alınışı. |
Mukâleme
ك ل م
KLM
| Karşılıklı konuşma. Anlaşma. Müzakere. Muhavere. Söyleşme. Çğl.Mukâlemat |
Mutekellim
ك ل م
KLM
| Söyleyen, konuşan, nutuk söyleyen. / Gr: Söyleyen, birinci şahıs. / İslâm ve iman esaslarını, hakaik-ı Kur'aniye ile isbat ve izahını yapan büyük İslâm allâmesi, âlimi, İlm-i Kelâm âlimi. Çğl.Mutekellimîn |
Tekellum
ك ل م
KLM
| Konuşmak. Söylemek. DuruMeal'de toplam 4 kayıtta geçiyor. Çğl.Tekellumât |
Teklim
ك ل م
KLM
| Söyletmek. Yaralamak, mecruh etmek. DuruMeal'de toplam 1 kayıtta geçiyor. |
2. BAKARA / 37 Ardından Adem, Rabbinden kelimeler telakki etti… ve ardından ona tevbe etti. |
2. BAKARA / 75-76 Size iman etmelerine mi tama ediyorsunuz!? |
2. BAKARA / 118 İlmi olmayanlar... Böyledir!... |
2. BAKARA / 124 Rabbi, İbrahim'i kelimeler ile belv ettiğinde… o, onları tamam etmişti. |
2. BAKARA / 174-175-176 Muhakkak, ALLAH'ın kitabtan inzal ettiklerini Kıyamet yevminde... ALLAH, İşte onlar... Bunlar... ALLAH'ın, kitabı bi-hakkın inzal etmesi iledir! |
2. BAKARA / 253 İşte o Rasullerden bazılarını bazılarına fazl ettik. Meryem oğlu İsa'ya beyyineler verdik. Onu Ruh-ul Kuds ile eyd ettik. Şayet ALLAH dileseydi, onlardan sonrakiler, kendilerine gelen beyyinelerden sonra, birbirlerini katl etmezlerdi. Fakat, ihtilafa düştüler ve ardından onlardan kimi iman etti ve kimi de kafir oldu. Şayet ALLAH dileseydi, birbirlerini katl etmezlerdi. Fakat ALLAH, irade ettiği şeye faildir. |
3. ALİ İMRAN / 39 Ardından… mihrabta kaim olarak salat ediyorken... melekler ona nida etti: |
3. ALİ İMRAN / 41 Dedi ki: |
3. AL-İ İMRAN / 45-46 Melekler demişlerdi ki: |
3. AL-İ İMRAN / 45-46 Melekler demişlerdi ki: |
3. ALİ İMRAN / 64 De ki: |
3. ALİ İMRAN / 77 Muhakkak, ALLAH'a ahdlerine ve yeminlerine az bir semen iştira edenler... işte onlar... ahirette onlara halak yoktur. |
4. NİSA / 46 Hadü kimselerden, kelimeleri mevzilerinden tahrif edenler, lisanlarıyla levy ederek ve dinde taan ederek; |
4. NİSA / 164 Rasuller… onları (bazılarını), kat'iyyetle önceden sana kıssa ettik! ALLAH, Musa'ya, teklim üzere kelime etti. |
4. NİSA / 171 Ey kitab ehli! Muhakkak, Meryem oğlu İsa mesih, ancak... Artık, ALLAH'a ve Rasullerine iman edin... ve "üçtür" demeyin! (Bunu) Kendinize nehy etmeniz, sizin için hayrdır. Muhakkak ki ALLAH, ancak, vahid ilahtır. |
5. MAİDE / 13 Ardından, misaklarını nakz etmeleri sebebiyle, onları lanetledik... ve kalblerini kasvetli kıldık. |
5. MAİDE / 41 Ey Rasul! |
5. MAİDE / 110 ALLAH, demişti ki: |
6. ENAM / 34 Senin öncenden de Rasuller elbette kat'iyyetle kizb edildi! |
6. ENAM / 111 Şayet |
6. ENAM / 115 Rabbinin kelimesi, sıdk olarak ve adl olarak tamamlanmıştır. Onun kelimelerini bedellendirebilecek yoktur. |
7. ARAF / 137 İstizaf etmiş kavmi, içini barek ettiğimiz arzın şarkına ve garbına varis kılmıştık. |
7. ARAF / 143 Musa, mikatımız için geldiğinde ve Rabbi ona kelime ettiğinde, dedi ki: |
7. ARAF / 144 Dedi ki: |
7. ARAF / 148 Musa'nın kavmi, onun ardından... kendi hilyelerinden, onlara havr edebilen, dişi buzağı cesedi ittihaz etti. |
7. ARAF / 158 De ki: |
8. ENFAL / 7 İki taifeden birinin sizin için olduğunu ALLAH size vaad ettiğinde… ve siz, şevketin zatının gayrısında olanın, sizin olmasına vedd ettiğinizde... ALLAH, kelimeleri ile, hakk olanı hakk kılmayı ve kafirlerin dabirinin kata olmasını irade ediyordu. |
9. TEVBE / 6 Eğer müşriklerden birisi, car edilmesi talebinde olursa, |
9. TEVBE / 40 Siz ona nasr etmezseniz... O ikisi mağaradayken... o, sahibine demişti ki: Ardından ALLAH, |
9. TEVBE / 74 Söylemediklerine (dair) ALLAH'a half ediyorlar. |
10. YUNUS / 19 Nas, ancak, vahid ümmet idi. |
10. YUNUS / 33 Böyledir!... |
10. YUNUS / 64 Dünya hayatında da, ahirette de büşra onlar içindir. Böyledir!... |
10. YUNUS / 81-82 Ardından onlar ilka ettiğinde... Musa dedi ki: |
10. YUNUS / 96-97 Muhakkak... üzerlerine Rabblerinin kelimesi hakk olanlar… kendilerine bütün ayetler gelse bile... elim azabı görünceye kadar iman etmezler! |
11. HUD / 105 Gelen yevmde, O'nun izni olmadan nefs tekellüm edemez. Artık onlardan şaki olanlar ve de said olanlar vardır. |
11. HUD / 110 Musa'ya elbette kat'iyyetle Kitab verdik!... ve ardından onun hakkında ihtilaf ettiler. Şayet Rabbinden kelime sebak olmasaydı, aralarında elbette/kesinlikle kaza ederdi. |
11. HUD / 118-119 Şayet Rabbin dileseydi, nası, elbette vahid ümmet kılardı. Rabbinin, "Cehennemi, kesinlikle cinnlerden ve nasdan melaa edeceğim" kelimesi tamam oldu. |
12. YUSUF / 54 Melik dedi ki: |
14. İBRAHİM / 24-25 ALLAH'ın, tayyib kelimeye nasıl mesel darb ettiğini görmedin mi!? ALLAH, nas için meseller darb eder... umulur ki tezekkür ederler. |
14. İBRAHİM / 26 Habis kelimenin meseli ise; |
18. KEHF / 5 Ağızlarından ihrac ettikleri kebir kelimenin ilminden, kendilerine de… ata-babaları için de yoktur! |
18. KEHF / 27 Rabbinin kitabından sana vahy edileni tilavet et! |
18. KEHF / 109 De ki: |
19. MERYEM / 10 Dedi ki: |
19. MERYEM / 24-25-26 Ardından onun altından ona nida etti: |
19. MERYEM / 29 Ardından ona işaret etti. |
20. TAHA / 129 Şayet Rabbinden sebak kelime olmasaydı, lüzum eden elbette/kesinlikle olurdu… ancak müsemma ecel vardır. |
23. MU'MİNUN / 99-100 Hatta, mevt geldiği zaman, onlardan biri der ki: |
23. MU'MİNUN / 108-109-110-111 Der ki: |
24. NUR / 16 Keşke, onu işittiğinizde, |
27. NEML / 82 Kavl, onların üzerine vuku bulduğu zaman, onlar için... kendilerine, "nasın ayetlerimize yakin olmayanlar olduğunu" kelime eden... arzdan bir dabbe ihrac ederiz. |
30. RUM / 35 Yoksa, kendilerine sultan inzal ettik de… artık, O'na şirk koşmalarını, yaptıkları ile o mu tekellüm ediyor? |
31. LOKMAN / 27 Şayet arzda ki şecerelerden kalem olsa... ve bahra yedi bahr daha medd olsa... ALLAH'ın kelimeleri nefd olmaz. |
35. FATIR / 10 İzzet irade eden kimse... Seyyie mekr edenler... Mekr!... işte o… o, bevar olur! |
36. YASİN / 65 Yevmde, onların ağızlarına hatm ederiz... kesb etmiş oldukları şeyler ile... ellerine kelime ettiririz ve ayakları da şahidlik eder. |
37. SAFFAT / 171-172-173 BİZ'e abd olan mürsellerimize kelimemiz elbette kat'iyyetle!... sebak oldu: |
39. ZUMER / 19 Azab kelimesi kendisine hakk olan kimse!… |
39. ZUMER / 71 Kafirler, zümreler halinde cehenneme sevk edilir. |
40. MU'MİN / 5-6 Onlardan önce Nuh kavmi... ve onlardan sonra hizbler kizb etmişti... ve bütün ümmet ahz etmek için kendi Rasullerine hemm etmişlerdi... batıl ile hakkı idhad etmek için cedel etmişlerdi! Böyledir!... |
41. FUSSİLET / 45 Musa'ya elbette kat'iyyetle kitab verdik!… ve ardından onun hakkında ihtilaf ettiler. |
42. ŞURA / 14 Ancak, kendilerine ilim gelmesinin ardından aralarında bagy edenler... teferruk olurlar. |
42. ŞURA / 21 Yoksa, onlara, ALLAH'ın izin vermediği şeyleri, dinden kendilerine şer'iat eden şerikler mi var!... |
42. ŞURA / 24 Yoksa, kizb ederek ALLAH'a iftira mı kavil ediyorlar!... |
42. ŞURA / 51 Beşere ALLAH'ın kelime etmesi, ancak, |
43. ZUHRUF / 28 Bunu kendi akibeti içinde bakiye kelime kıldı… umulur ki onlar rücu ederler. |
48. FETİH / 15 Magnemlere talak ettiğinizde... muhalif olanlar onları ahz etmek için diyecekler ki: |
48. FETİH / 26 Kafirler, kalblerinde, hamiyeti... ***cahiliye hamiyetini*** yerleştirmişti. |
66. TAHRİM / 12 Fercini hısn eden İmran kızı Meryem… ardından ona Ruhumuzdan nefh ettik… Rabbinin kelimelerine ve O'nun kitablarına sadakat gösterdi… ve kanit olanlardan oldu. |
78. NEBE / 36-37-38 Ruhun ve meleklerin saff saff kaim oldukları yevmde... Sadece, kendisine rahmanın... "savab" diyerek izin verdikleri tekellüm edebilir. |