İçeriğe geç
KÖK Ara:
KELİME Ara:
ANLAM içinde Ara:
❝ KTB ❞ kökünden türeyen kelimeler... 14 Kayıt Listeleniyor.
Aynı Kökten Türeyen: xoxox iktab İktab istiktab katib Ketebe Ketb kitab Kutub kitabe kitabet Kitbe mekteb Mekâtib mektub Mekâtîb Mektubat Mukâtebe Mukâtib Mukteb Mekâtib
xoxox
ك ت ب KTB
iktab
ك ت ب KTB

Yazdırma, dikte ettirme.

Çğl.İktab
istiktab
ك ت ب KTB

Söyleyip yazdırma. Dikte ettirme. Yazısını kontrol etmek için bir kimseye bir kaç satır yazı yazdırma.

katib
ك ت ب KTB

Yazan, yazıcı, kitâbet eden. Katib. Usta yazıcı.

DuruMeal'de toplam 5 kayıtta geçiyor.
Çğl.Ketebe
Ketb
ك ت ب KTB

(İlmi ve yaşanmışları) Toplama, bir araya getirme, cem'etme. Dikme.

DuruMeal'de toplam 38 kayıtta geçiyor.
kitab
ك ت ب KTB

Ketb edilmiş olan.

DuruMeal'de toplam 236 kayıtta geçiyor.
Çğl.Kutub
kitabe
ك ت ب KTB

Kabartılarak veya oyularak sert levhalar üzerine yazılan yazı. Levha olarak yazılan manzum olmayan nesir halinde levha yazma ilmi. Mezartaşı yazısı.

kitabet
ك ت ب KTB

Yazmak. Katiblik. Usulüne göre bir şeyi yazmak.

Kitbe
ك ت ب KTB

Kitabe yazmak. Zam ve cem'etmek. Artırmak ve biriktirmek.

mekteb
ك ت ب KTB

Yazı yazacak yer. Okul.

Çğl.Mekâtib
mektub
ك ت ب KTB

Yazılı, yazılmış kağıt. Bir yerden başka bir yerdeki şahsa gönderilen yazılı kağıt.

DuruMeal'de toplam 1 kayıtta geçiyor.
Çğl.MekâtîbÇğl.Mektubat
Mukâtebe
ك ت ب KTB

Yazışma. Mektuplaşma. Birbirine yazma. Fık: Azâd edilmesi, bazı şartlara -mal kazanmak veya bir müddet hizmet etmek gibi neticeye- bağlı olan köle veya câriye ve bu azad hususunda yapılan mukavele.

Mukâtib
ك ت ب KTB

Mektup yazan. Mektuplaşan. Fık: Köle veya cariyesinin azad edilmesini bir kazanca veya bir müddete bağlayan efendi.

Mukteb
ك ت ب KTB

Yazı talim eden kimse.

Çğl.Mekâtib
2. BAKARA / 2-3-4-5

Bu kitab, hakkında rayb olmayandır.
Gayba iman eden...
ve salat ikame eden...
ve kendilerini rızıklandırdığımız şeylerden infak eden...
ve sana inzal edilene ve senin öncenden inzal olana iman eden...
ve ahiretlerine ikna olmuş...
muttakiler için hudadır.

İşte onlar, Rabblerinden huda üzredirler.
İşte onlar, felaha ulaşanlardır.

2. BAKARA / 44

Birr ile nasa emir ediyorsunuz da… kitab tilavet ettiğiniz halde… kendi nefslerinizi unutuyorsunuz… öyle mi!?
Hala akıl etmiyor musunuz!?

2. BAKARA / 53

Ola ki ihtida olursunuz diye... Musa'ya kitab ve furkan vermiştik!

2. BAKARA / 78

Onlardan ümmi olanlar... kitaba alim değildir... sadece kendi emanileri vardır!
Onlar, sadece, zann ederler.

2. BAKARA / 79

Artık... kendi elleriyle kitab ketb eden kimselerin... vay haline!...
Sonra onunla az bir semen iştira etmek için derler ki:
"Bu ALLAH'ın indindendir."
Artık... elleriyle ketb ettiklerinden!... vay haline onların!...
Vay haline onların!... kendilerine kesb etiklerinden!...

2. BAKARA / 85-86

Sonra siz, işte busunuz!
Nefslerinizi katl ediyorsunuz!...
ve sizden feriki, diyarlarından ihrac ediyorsunuz!...
Onlara ism ve düşmanlık ile tezahür ediyorsunuz!...
ve esirler verirlerse fidyeleşiyorsunuz.
Onları ihrac etmek, size haram edilendi!

Kitabın bazı (kısmına) iman ediyorsunuz da, bazı (kısmına) kafir misiniz!? Artık sizden buna fail olanların cezası... dünya hayatında hizy olmaktan başka değildir!

Kıyamet yevminde, onlar azabın en şedidine redd edilirler.
ALLAH, amel ettiklerinize gafil değildir.
İşte onlar, ahiret ile dünya hayatı iştira edenlerdir. Artık onlardan azab hafifletilmez ve de onlara nasr edilmez.

2. BAKARA / 87

BİZ, Musa'ya, elbette kat'iyyetle kitab verdik!... ve onun sonrasından Rasuller ile kafv ettik.
Meryem oğlu İsa'ya da beyyineler verdik... onu da, Ruh-ul Kuds ile eyd ettik.

Siz, nefslerinizin hevasına uymayan şey ile Rasul kılınanların hepsine mi müstekbir olacaksınız!?
Ardından ferikini kizb ettiniz, ferikini katl ettiniz!

2. BAKARA / 89

ALLAH indinden onlara, beraber olduklarına musaddık bir kitab geldiğinde... önceden, kafirlere karşı fetih istiyorken... arif oldukları şey kendilerine geldiğinde, ona kafir oldular!
Artık ALLAH'ın laneti, kafirlerin üzerinedir.

2. BAKARA / 101

ALLAH indinden onlara, beraber olduklarına musaddık bir Rasul geldiğinde... kitab verilenlerden bir ferik nebz etti.
Sanki alim değiller gibi... ALLAH'ın kitabını zuhurlarına vera ettiler!

2. BAKARA / 105

Kitab ehlinden kafirler
ve müşrikler,
Rabbinizden hayr olan(bir şey)ın sizin üzerinize inzal olmasını vedd etmezler.
ALLAH, rahmetini dilediği kimseye hass kılar.
ALLAH, azim fazl sahibidir.

2. BAKARA / 109

Kitab ehlinin çoğu... kendilerine beyan edilmiş hakk olan şeyin ardından (rağmen)... nefsleri indindeki hased yüzünden... imanınızın ardından, keşke küfür edenlere redd olsanız diye vedd ederler.
Artık siz,
ALLAH emrini verinceye kadar onları afv edin ve safh edin.
Muhakkak ki ALLAH, kulli şeye kadirdir.

2. BAKARA / 113

Kitab tilavet ettikleri halde...
Yahudiler diyorlar ki:
"Nasraniler bir şey üzere değildir."
Nasraniler de diyorlar ki:
"Yahudiler bir şey üzere değildir."

Böyledir!...
İlmi olmayanlar da onların kavli mislince kavl ediyorlar.

Artık, hakkında ihtilaf etmiş oldukları şeyde, onların aralarında, kıyamet yevminde, ALLAH hüküm verecektir!

2. BAKARA / 121

Kendilerine kitab verdiklerimiz… onu hakk tilavetle tilavet ederler. İşte onlar, ona iman etmişlerdir.
Ona kafir olanlar… artık işte onlar… onlar, hasar alanlardır.

2. BAKARA / 129

"Rabbimiz!
kendi içlerinde kendilerinden… onlara,
SEN'in ayetlerini kendilerine tilavet edecek...
ve kitab ve hikmete kendilerini alim edecek...
ve kendilerini tezkiye edecek...
Rasul baas eyle!
Muhakkak, aziz, hakim olan SEN'sin."

2. BAKARA / 144

Vechinin semada takallüb ettiğini kat'iyyetle gördük!

Razı olacağın kıbleyi sana elbette veliy ettireceğiz... artık vechine, mescid-i haram şatrını veliy ettir!
Nerede olursanız olun... artık vechlerinize onun şatrını veliy ettirin!

Muhakkak kitab verilenler, onun Rabblerinden hakk olduğuna kesinlikle alimdir.
ALLAH, onların amel ettiklerine gafil değildir.

2. BAKARA / 145

Kitab verilenlere, bütün ayetler ile gitsen bile... senin kıblene tabi olmazlar.
Sen de onların kıblesine tabi olacak değilsin!
Onların bazıları da, bazısının (birbirlerinin) kıblesine tabi değiller.

İlimden sana verilenin ardından... eğer onların hevalarına tabi olursan... muhakkak sen, o zaman kesinlikle zalimlerdensindir.

2. BAKARA / 146

Kendilerine kitab verdiklerimiz... ona, oğullarına arif oldukları gibi ariftirler!
Muhakkak onlardan bir ferik... alim oldukları halde… kesinlikle hakkı ketm eder.

2. BAKARA / 151-152

Aynen BİZ'im size kendinizde irsal ettiğimiz gibi... kendinizdeki Rasul...
ayetlerimizi sizin üzerinize tilavet etmektedir...
sizi tezkiye etmektedir...
kitaba ve hikmete sizi alim etmektedir...
alim olmadığınız şeylere sizi alim etmektedir.

Artık BEN'i zikir edin...! BEN sizi zikir etmekteyim!
BANA şükür edin!... BANA kafir olmayın!

2. BAKARA / 159-160

Muhakkak... nasa, kitabta beyan ettiğimiz şeylerin ardından... beyyinelerden ve hudadan inzal ettiğimiz şeyleri ketm edenler... işte onlara...
ALLAH, onlara lanet eder!
Lanet ede(bile)nler de onlara lanet eder!

Tevbe edenler
ve ıslah olanlar
ve beyan edenler
müstesna!... artık işte onlar... onlara BEN de tevbe ederim.
Tevvab, rahim BEN'im!

2. BAKARA / 174-175-176

Muhakkak, ALLAH'ın kitabtan inzal ettiklerini
ketm edenler...
ve ona az bir semen iştira edenler...
işte onlar... batınlarında, ancak, nar yerler!

Kıyamet yevminde... ALLAH,
onlara kelime ettirmez!
onlara tezkiye ettirmez!
ve onlara elim azab vardır!

İşte onlar...
huda ile dalaleti...
ve mağfiret ile azabı...
iştira edenler... artık onlar, nara nasıl sabır ederler!?

Bunlar... ALLAH'ın, kitabı bi-hakkın inzal etmesi iledir!
Muhakkak kitab hakkında ihtilafa düşenler, kesinlikle baid şikak içindedirler.

2. BAKARA / 174-175-176

Muhakkak, ALLAH'ın kitabtan inzal ettiklerini
ketm edenler...
ve ona az bir semen iştira edenler...
işte onlar... batınlarında, ancak, nar yerler!

Kıyamet yevminde... ALLAH,
onlara kelime ettirmez!
onlara tezkiye ettirmez!
ve onlara elim azab vardır!

İşte onlar...
huda ile dalaleti...
ve mağfiret ile azabı...
iştira edenler... artık onlar, nara nasıl sabır ederler!?

Bunlar... ALLAH'ın, kitabı bi-hakkın inzal etmesi iledir!
Muhakkak kitab hakkında ihtilafa düşenler, kesinlikle baid şikak içindedirler.

2. BAKARA / 177

Vechlerinize şark tarafı ve garb tarafı kiblasına veliyy ettirmeniz... birrr değidlir!
Fakat birr;
ALLAH'a ve ahir yevmine ve meleklere ve kitaba ve Nebilere iman eden...
ve kurb sahiblerine ve yetimlere ve miskinlere ve sebil çocuklarına (yolcu) ve saillere ve rakabeler içinde olanlara, muhabbet duydukları mallardan veren...
ve salat ikame eden...
ve zekat veren...
ve ahd verdiklerinde ahdlerine vefa gösteren...
ve beiste ve darrda ve beis hiyninde sabır edendir.
Sadakat gösterenler, işte onlardır.
İşte onlar... onlar, muttakilerdir.

2. BAKARA / 178-179

Ey iman edenler!
Katl hakkında, kısas üzerinize ketb edildi!
hürr ile hürr!
abd ile abd!
dişi ile dişi!

Kendisine onun kardeşinden bir şey afv edilen kimse... artık o, marufa tabi edilir... ve ona ihsan ile eda edilir.
Bu, Rabbinizden tahfif ve rahmettir!

Artık, bundan sonra... düşmanlık eden kimse... artık elim azab onadır!
Eyy lübb sahibleri!...
Hayat, sizin için kısastadır!... umulur ki ittika edersiniz.

2. BAKARA / 180-181-182

Sizden birinize mevt hazır olduğunda... eğer bir hayr tereke edecekse... ana-babası ve akrabaları için maruf ile vasiyet etmesi... muttakiler üzre hakk olarak üzerinize ketb edildi!

İşittiği şeyin ardından, onu bedellendiren kimse… artık muhakkak onun ismi, ancak, onu bedellendirenin üzerinedir.
Muhakkak ki ALLAH, semidir, alimdir.

Vasiyet edenin cenef ile veya ism ile olmasından (davranmasından) korkan... ve ardından onların aralarını ıslah eden kimse… artık onun üzerine ism yoktur.

Muhakkak ki ALLAH, gafurdur, rahimdir.

2. BAKARA / 183-184

Ey iman edenler!
Oruç, öncenizden olanlar üzre ketb edildiği gibi, sizin üzerinize de ketb edildi... umulur ki ittika edersiniz.
Madud yevmlerdir...
Sizden mariz olan veya sefer üzre kimseler... artık, yevmlerin iddeti kadar sonradandır...
Takatı (kısıtlı) olanlara... fidye, miskin taamı (kadar)dır.
Hayr tatavvu eden kimse... artık o... hayr, kendisinedir.
Eğer alim olan olmuşsanız... oruç tutmanız sizin için hayr olandır.

2. BAKARA / 187

Oruç günlerinin gecelerinde, kadınlarınıza refes size helal kılındı.
Onlar sizin için libastır... siz de onlar için libassınız!

ALLAH, muhakkak sizin, nefsinize ihanet eden oldunuza alimdir!...
Artık size tevbe etti... ve sizden afv etti.
Artık el-an... onlara başir olun... ve ALLAH'ın sizin için ketb ettiği şeyi ibtiga edin.

Fecrde, beyaz iplik siyah iplikten belli oluncaya kadar yeyin ve şürb edin!
Sonra leyle kadar... kadınlara başir olmadan ve siz mescidlerde akifler olarak... orucu tamam edin!

İşte bunlar ALLAH'ın hudududur!... artık buna karib olmayın!

Böyledir!...
ALLAH, ayetlerini nas için beyan eder!... umulur ki ittika edersiniz!

2. BAKARA / 213

Nas, vahid ümmet idi... ve ardından ALLAH, ibşar eden ve inzar eden Nebiler baas etti.
Nas arasında, hakkında ihtilaf ettikleri şeylerde hüküm vermeleri için... onlarla beraber bi-hakkın kitab inzal etti.

Kendilerine gelen beyyinelerin ardından... onun hakkında ihtilaf etmeleri... ancak, aralarında bagy ederek (sebebiyle) olur.
Ardından ALLAH, iman edenlere... hakk olandan hakkında ihtilaf ettikleri şeye... KENDİ izni ile hidayet eder.

ALLAH, dilediği kimseyi sırat-ı mustakime ihda eder.

2. BAKARA / 216

Kıtal, size kerih gelse de, sizin üzerinize ketb edilmiştir.

Gerekir ki (belki)… kerih gördüğünüz şey… o size hayr olandır.
Gerekir ki (belki)… muhabbet duyduğunuz şey… o size şerrdir.
ALLAH alimdir. Siz alim değilsiniz!

2. BAKARA / 231

Kadınları talak ettiğinizde... ve ardından ecelleri baliğ olunca... artık onları maruf ile imsak edin... veya maruf ile serh edin.

Düşmanlık etmek için darr ederek onları imsak etmeyin!... buna fail olan kimse... artık kendi nefsine kat'iyyetle zalim olmuştur!

ALLAH'ın ayetlerini hüzüv ittihaz etmeyin!
ALLAH'ın üzerinizdeki nimetini...
ve size vaaz etmek için kitabtan ve hikmetten size inzal ettiği şeyi...
zikir edin!

ALLAH'a ittika edin!
Muhakkak ki ALLAH'ın herşeye alim olduğuna... alim olun!

2. BAKARA / 235

Kadınlara hıtbe arz etmenizde...
veya nefsinizde kenn etmenizde...
size cünah yoktur.

ALLAH alimdir ki; muhakkak siz onları zikir edeceksiniz. Fakat;
onlara, maruf kavl söylemeniz dışında, sırr vaad etmeyin.
Kitabın eceli iblağ oluncaya kadar, nikah akdine azim etmeyin.

Alim olun ki;
muhakkak ALLAH, nefsinizde olana alimdir. Artık O'ndan hazer edin.

Alim olun ki;
muhakkak ALLAH, gafurdur, halimdir.

2. BAKARA / 246

Musa'dan sonra israiloğullarından meleleri görmedin mi!?

Onlar Nebilerine, demişlerdi ki:
"Bize bir melik baas et... ALLAH sebilinde katl edelim."
Demişti ki:
"Üzerinize kıtal ketb edildiğinde... ya katl etmezseniz…!?"
Demişlerdi ki:
"Bizim ALLAH sebilinde katl etmememiz olamaz. Biz ve oğullarımız diyarımızdan kat'iyyetle ihrac edilmiştik!"

Ardından üzerlerine kıtal ketb edildiğinde, onlardan birazı dışında, tevella ettiler.

ALLAH, zalimlere alimdir.

2. BAKARA / 282

Ey iman edenler!
Birbirinize müsemma ecele kadar, belirlenmiş bir borç ile borçlandığınız zaman onu ketb edin.
Aranızda bir katib onu adaletle ketb etsin.
Katib, ALLAH'ın kendisine alim ettiği gibi yazmaktan kaçınmasın... aynı şekilde ketb etsin.
Üzerinde hakk bulunan kimse (borçlu)... Rabbi olan ALLAH'a ittika etsin ve ondan bir şey bahs etmeden imlal ettirsin.
Eğer üzerinde hakk bulunan kimse (borçlu), sefih veya zayıf ise veya kendisi onu imlal ettirmeye istitaat edemez ise, artık veliysi onu adaletle imlal ettirsin.

Erkeklerinizden iki şahidin şahid olmasını sağlayın.
Eğer iki erkek kimse olmuyorsa, o zaman, bir erkek kimse ve şahadetlerinden razı olacağınız iki kadını... ikisinden biri dalalete düşerse, o zaman, ikisinden birisi diğerine zikir ettirsin diye.
Şahidler davet edildikleri zaman kaçınmasınlar.
Sagir veya kebir, vadesine kadar onu yazmaktan sem etmeyin.

Bu, ALLAH'ın indinde en kıst olandır ve şahadet için akvamdır ve rayb etmemeniz için ednadır.
Ancak aranızda devr etmeye hazır olan ticaret ise, o zaman, bunu ketb etmemeniz size cünah değildir.
Bey' ettiğinizde de şahid edinin.

Katib ve şahidler darr edilmesin.
Eğer böyle yaparsanız, artık muhakkak o, sizin için füsuk olur.
ALLAH'a ittika edin. ALLAH sizi alim ediyor.
ALLAH herşeye alimdir.

2. BAKARA / 283

Eğer siz sefer üzre iseniz ve bir katib bulamazsanız, o zaman, kabz olunmuş rehinler...
Eğer bazınız bazınıza (birbirinize) eminseniz, o zaman, itimat edilen kimse onun emanetini eda etsin ve Rabbi ALLAH'a ittika etsin.

Şahadeti ketm etmeyin. Onu ketm eden kimse... artık muhakkak onun kalbi asimdir.

ALLAH, amel ettiğiniz şeylere alimdir.

2. BAKARA / 285

Rasul ve mü'minler, Rabbinden inzal olan şeye iman etti. Hepsi,
ALLAH'a...
ve meleklerine...
ve kitablarına...
ve Rasullerine...
iman ettiler.
"Rasullerinden hiç biri arasında fark görmeyiz."

Dediler ki:
"İşittik ve itaat ettik. Gufran ol bize Rabbimiz! Masir sanadır."

3. AL-İ İMRAN / 3-4

Onların ellerinin arasındakine musaddık olan kitabı, sana bi-hakkın inzal etti.
Tevrat ve İncil'i nas için huda olarak önceden inzal etmişti. Furkanı da inzal etmişti.

Muhakkak, ALLAH'ın ayetlerine kafir olanlar... onlara şedid azab vardır.
ALLAH, azizdir, intikam sahibidir.

3. ALİ İMRAN / 7

O, sana kitab inzal edendir.
Ondan bazı ayetler muhkemdirler... onlar ana kitabtır.
Diğerleri de müteşabihtir.

Kalblerinde zeyg olanlar, fitne ibtiga etmek ve tevilini ibtiga etmek üzere, onun müteşabih olanlarına, kendilerini tabi ederler!

Onun te'viline, ancak, ALLAH alimdir.
İlimde rasih olanlar derler ki:
"Biz ona iman ettik. Hepsi Rabbimizin indindendir."
Ancak, lübb sahibleri tezekkür eder.

3. ALİ İMRAN / 19

Muhakkak din, ALLAH indinde, İslam'dır.
Kitab verilenleri ihtilafa düşüren, ancak, kendilerine ilim geldikten sonra, aralarındaki bagydir.
ALLAH'ın ayetlerine kafir olan kimse... artık muhakkak ki ALLAH, hesabı seri olandır.

3. ALİ İMRAN / 20

Ardından seninle hacc ederlerse... artık de ki:
"Ben vechimi ALLAH'a silm ettim... ve bana tabi olanlar da!..."
Kitab verilenlere ve ümmilere de ki:
"Siz de silm ettiniz mi?"
Eğer silm ettilerse, artık kat'iyyetle ihtida olmuşlardır.
Eğer tevella ederlerse, artık muhakkak senin üzerine olan ancak belağdır.
ALLAH, kendisine abd olanlara basirdir.

3. AL-İ İMRAN / 23-24

Kendilerine kitabtan nasib verilmiş olanları görmüyor musun!?

Kendi aralarında hüküm vermesi için ALLAH'ın kitabına davet edilirler. Sonra onlardan, muriz olan bir ferik tevella eder.

Bunun sebebi,
"Nar, madud yevmler dışında bize mess etmez."
demeleridir.

İftira atmış oldukları şeyler, onları, dinleri hakkında garr eder.

3. ALİ İMRAN / 48

Onu, kitaba ve hikmete ve Tevrata ve İncile alim edecek.

3. ALİ İMRAN / 53

"Rabbimiz!
İnzal ettiğin şeye iman ettik… ve Rasule tabi olduk.
Artık, şahid olanlarla beraber ketb et bizi."

3. ALİ İMRAN / 64

De ki:
"Ey kitab ehli!
Bizim ve sizin aranızda seva kelimeye gelin!
ALLAH'tan başkasına abd olmayalım.
O'na bir şeyi şirk koşmayalım.
Bazımız bazımızı, ALLAH'ın gayrısından Rabbler olarak ittihaz etmeyelim."
Eğer tevella ederlerse... artık deyin ki:
"Bizim Müslüman olduğumuza şahid olun!"

3. ALİ İMRAN / 65

Ey kitab ehli!
İbrahim hakkında neden hacc ediyorsunuz!?
Tevrat ve İncil onun sonrasında inzal edilmedi mi? Akıl etmiyor musunuz!

3. ALİ İMRAN / 69

Kitab ehlinden bir taife; "keşke sizi dalalete düşürebilsek" diye vedd etti. Onlar, ancak, kendi nefslerini dalalete düşürebilir… onların şuurlarında değil.

3. ALİ İMRAN / 70

Ey kitab ehli!
Siz şahid olduğunuz halde... ALLAH'ın ayetlerine neden kafirsiniz!?

3. ALİ İMRAN / 71

Ey kitab ehli!
Siz bildiğiniz halde… neden hakkı batıl ile libaslıyorsunuz ve hakkı ketm ediyorsunuz!?

3. AL-İ İMRAN / 72-73-74

Kitab ehlinden bir taife dedi ki:
"İman edenlere inzal olana, gündüz vechinde iman edin ve ahirinde kafir olun. Ola ki onlar da rücu ederler.
Siz, kendi dininize tabi olandan başkasına sakın iman etmeyin."

De ki:
"Muhakkak huda, ALLAH'ın hudasıdır!"

Size verilen şeyin mislinin birinize verileceğine veya Rabbinizin indinde size hacc edecekleri konusunda...

De ki:
"Muhakkak fazl ALLAH'ın eli iledir.
Onu dilediğine verir. ALLAH, vasidir, alimdir.
Rahmeti ile dilediği kimseye hass kılar.
ALLAH, azim fazl sahibidir."

3. AL-İ İMRAN / 75-76

Kitab ehliden öyle kimse vardır ki, eğer ona kantar ile emanet etsen eda eder.
Onlardan öyle kimse de vardır ki, eğer ona bir dinar emanet etsen, onun üzerine kaim olmaya daim olmadıkça sana eda etmez.

Bu onların:
"bize ümmiler hakkında sebil yoktur" demelerindendir... onlar, alim oldukları halde Allah'a kizb konuşurlar.

Bilakis!
Ahdine vefa eden ve ittika eden kimseler… artık muhakkak ki ALLAH, muttaki olanlara muhabbet duyar.

3. ALİ İMRAN / 78

Muhakkak, onlardan elbette bir ferik, sizin, onun kitabtan olduğunu hesab etmeniz için kitaba lisanlarını levy ederler… oysa o kitabtan değildir.
"Bu, ALLAH'ın indindendir" derler.
O, ALLAH'ın indinden değildir... alim oldukları halde, ALLAH'a kizb kavl ederler.

3. ALİ İMRAN / 79

ALLAH'ın kendisine kitab ve hüküm ve nübüvvet verdiği bir beşerin... bir süre sonra, nasa, "ALLAH'ın gayrısından bana abd olun" demesi imkansızdır!
Fakat "Kitabtan ilim etmiş olduğunuz şeyler ile ve tedris etmiş olduğunuz şeyler ile Rabbaniler olun!" (demesi) mümkündür.

3. ALİ İMRAN / 81

ALLAH, Nebilerden misak ahz etmişti:
"Kesinlikle kitabtan ve hikmetten size verdim... sonra, sizinle beraber olana musaddık bir Rasul kılacağım... mutlaka onu emin kılacak ve mutlaka ona nasr edeceksiniz."
Dedi ki:
"İkrar ettiniz ve üzerinize olan bu ısrı ahz ettiniz mi!?"
"İkrar ettik" dediler.
Dedi ki:
"Artık şahid olun! BEN de sizinle beraber şahid olanlardanım."

3. ALİ İMRAN / 98

De ki:
"Ey kitab ehli!
Neden ALLAH'ın ayetlerine küfür ediyorsunuz!?
ALLAH, amel ettiklerinize şahidtir!"

3. ALİ İMRAN / 99

De ki:
"Ey kitab ehli!
Neden iman edenleri ALLAH'ın sebilinden sadd ediyorsunuz, ivec olmaya bagy ediyorsunuz!?... siz şahidlersiniz!
ALLAH, amel ettiklerinize gafil değildir!"

3. ALİ İMRAN / 100

Ey iman edenler!
Eğer kitab verilenlerden bir ferike itaat ederseniz, imanınızdan sonra, sizi kafirler olmaya redd ederler.

3. ALİ İMRAN / 110

Maruf ile emir etmektesiniz!...
ve münkeri nehy etmektesiniz!...
ve ALLAH'a iman etmektesiniz!
Siz, nas için ihrac edilmiş, hayr olan ümmetsiniz!

Şayet kitab ehli de iman etseydi... elbette kendileri için hayr olurdu. Onlardan mü'min olanlar vardır... ancak pek çoğu fasıktır.

3. ALİ İMRAN / 113

Kitab ehlinden, gece zamanında ALLAH'ın ayetlerini tilavet ederek kıyam eden… ve secde eden ümmet… (diğerleri ile) seva değildir!

3. ALİ İMRAN / 119

İşte siz busunuz!
Onlara muhabbet duyarsınız... ve onlar ise, siz kitaba... onun tamamına iman ettiğiniz halde... size muhabbet duymaz.

Halbuki onlar... sizinle mülaki olduklarında, "Biz iman ettik!" derler... halvet olduklarında ise... gayzlarından parmak uçlarını azz ederler.

De ki:
"Gayzınız ile mevt olun!"
Muhakkak ki ALLAH, sadrların zatına alimdir.

3. ALİ İMRAN / 145

Nefs için, ALLAH'ın müeccel kitabtaki izni olmadan mevt olmak yoktur.
Dünya sevabı irade eden kimse… ona ondan veririz. Ahiret sevabı irade edene kimse… ona da ondan veririz. Şükür edenleri cezalandıracağız.

3. ALİ İMRAN / 154

Sonra gamamın ardından... size emanet olarak, içinizden bir taifeyi gışa eden nüas inzal etti.
Bir taife de kat'iyyetle kendi nefslerine hemm olmuştu!
ALLAH'a hakk gayrısında cahiliye zannı ile zannda bulundular. Dediler ki:
"Bize emirden şey var mı?"

De ki:
"Muhakkak, bütün emirler ALLAH'ındır."

Nefslerinde sana ibda edemedikleri şeyler hafy ediyorlar. Diyorlar ki:
"Şayet bize emirden şey olsaydı burada katl edilmezdik."

De ki:
"Şayet siz evlerinizde olsaydınız bile... üzerine katl ketb olanlar, mazcalarında bariz olurdu.
Sadrlarınızda olanı ALLAH'ın belv etmesi içindir.
Kalblerinizde olanı mahs etmesi içindir.
ALLAH, sadrların zatına alimdir."

3. ALİ İMRAN / 164

ALLAH, nefslerinden kendilerine…
ayetlerini tilavet eden…
ve tezkiye eden...
ve onları kitaba ve hikmete alim eden…
Rasul baas ettiğinde... mü'minlere elbette kat'iyyetle menn etmiştir!
Muhakkak onlar, önceden elbette mübin dalalet içindeydiler.

3. ALİ İMRAN / 181

"ALLAH fakirdir ve biz ganiyiz" diyenlerin kavillerini, ALLAH, elbette kat'iyyetle işitti!
Kavil ettikleri şeyleri...
ve Nebileri hakkın gayrısında katl ettiklerini...
ketb edeceğiz… ve diyeceğiz ki:
"Harık azabı tadın!"

3. ALİ İMRAN / 184

Eğer seni kizb ederlerse… onlar, senin öncenden... beyyineler ile ve zebrler ile ve münir kitab ile gelen Rasuller de kat'iyyetle kizb edilmişti!

3. ALİ İMRAN / 186

Mallarınız ve nefsleriniz hakkında kesinlikle belv edileceksiniz. Elbette öncenizden kitab verilenlerden ve şirk koşanlardan, çok ezalar işitirsiniz.
Eğer sabır ederseniz ve ittika ederseniz... artık muhakkak bu, azim emirlerdendir.

3. ALİ İMRAN / 187

ALLAH, kitab verilenlerden misak ahz etmişti:
"Onu nasa kesinlikle beyan edeceksiniz ve onu ketm etmeyeceksiniz!"
Ardından onlar... onu zuhurlarının verasına nebz ettiler... ve onunla az bir semen iştira ettiler!
İştira ettikleri şey ne beistir!

3. ALİ İMRAN / 199

Muhakkak, kitab ehlinden...
ALLAH'a...
ve size inzal edilene...
ve kendilerine inzal edilene...
iman eden kimseler...
ALLAH'a huşu duyarlar!...
ALLAH'ın ayetleri ile az bir semen iştira etmezler!...
İşte onlar... Rabblerinin indinde, ecirleri onlaradır(verilir)!
Muhakkak ki ALLAH, hesabı seri olandır.

4. NİSA / 24

... ve melekesi yemininizde olanlar dışında, kadınlardan muhsan olanlar.

Üzerinize ALLAH'ın kitabı budur.

Bunlardan vera olanlar... müsafeha gayrısında, muhsin olarak mallarınız ile ibtiga etmeniz size helal kılındı.
O kadınlardan buna (bu helal edilen ile) metalanın ve ardından onlara, farz olan ecirlerini verin. Farz olanın ardından... rızalaştığınız şey hakkında size cünah yoktur.

Muhakkak ki ALLAH alim, hakim olandır.

4. NİSA / 44

Kendilerine kitabtan nasib verilmiş olanları görmüyor musun?
Onlar dalalet iştira ediyorlar... ve sizin de sebilde dalalete düşmenizi irade ediyorlar.

4. NİSA / 47

Ey kitab verilenler!
Vechleri
tams etmemizin... ve ardından onları dübürleri üzre redd etmemizin öncesinde...
veya cumartesi ashabını lanetlediğimiz gibi onları da lanetlememizin öncesinde...
beraber olduğunuza musaddık olarak inzal ettiğimize, iman edin!
ALLAH'ın emri, fiil edilen olmuştur.

4. NİSA / 51

Kendilerine kitabtan nasib verilmiş olanları görmüyor musun!?
Onlar, "cibt" ve "tagut"a iman etmekteler!... ve kafirler için;
"Bunlar, iman edenlerden, sebil olarak daha hidayetlidir." demekteler!

4. NİSA / 54-55

Yoksa... ALLAH'ın, KENDİ fazlından onlara verdiği şeyden ötürü... nasa hased mi ediyorlar!?
BİZ, İbrahim'in aline kat'iyyetle
kitab...
ve hikmet vermiştik!...
ve onlara azim mülk vermiştik...!
Ardından,
onlardan ona iman eden kimseler de vardır...
onlardan... cehenneme seir olarak kafi olarak (olacak şekilde)... kendilerini sadd eden kimseler de vardır.

4. NİSA / 66

Şayet BİZ onlara... "kendi nefslerinizi katl edin" veya "diyarlarınızdan ihrac olun" diye ketb etmiş olsaydık, içlerinden birazı dışında buna fail olmazlardı.

Şayet kendilerine vaaz edilene fail olsalardı elbette kendileri için hayrlı ve daha şedid tesbit edilmiş olurdu.

4. NİSA / 77

"Ellerinizi keff edin
ve salat ikame edin
ve zekatı verin" denilenleri görmedin mi?
Ardından üzerlerine kıtal yazıldığında, onlardan bir ferik, ALLAH'tan haşy eder gibi, hatta daha şedid haşyetle nasdan haşy ederler.
"Rabbimiz!
Niçin bize kıtal ketb ettin? Bizi karib ecele tehir etseydin ya!" derler.

De ki:
"Dünya metası pek azdır.
Ahiret, ALLAH'a ittika eden eden kimse için hayrdır. Size fetil kadar zulüm edilmez."

4. NİSA / 81

Sana "itaatimiz sanadır!" derler.
Ardından, senin indinden ibraz olunca... onlardan bir taife, senin kavl ettiklerinin garısında beyat ederler.
ALLAH, onların beyat ettikleri şeyleri ketb etmektedir.

Artık sen, onlardan iraz et... ve vekil olarak ALLAH'a kafi olarak (olacak şekilde) ALLAH'a tevekkül et!

4. NİSA / 103

Siz salat kaza ederken, artık, kıyamda ve kuudda ve cenbleriniz üzre ALLAH'ı zikir edin... ve ardından, itminan olduğunuzda, artık salatı ikame edin.
Muhakkak salat, kitabta, mevkut olarak mü'minler üzredir.

4. NİSA / 105

Muhakkak ki BİZ sana kitabı,
nas arasında ALLAH'ın sana gösterdiği şeyle hüküm vermen…
ve sakın ola ki hainlere hasım olmaman…
için bi-hakkın inzal ettik.

4. NİSA / 113

ALLAH'ın fazl ve rahmeti senin üzerine olmasaydı, onlardan bir taife seni elbette dalalete hemm ederdi. Onlar kendi nefslerinden başka dalalete düşüremezler ve sana bir şey darr edemezler.

ALLAH, sana, kitabı ve hikmeti inzal etti ve alim olmadığın şeylere seni alim etti. ALLAH'ın sana fazlı azimdir.

4. NİSA / 123

Sizin emanilerinize göre değildir… kitab ehlinin emanilerine göre de değildir.
Sui amel işleyen kimse... onunla cezalandırılır… ve kendisine ALLAH'ın gayrısından ne veliy, ne de nasır vecd olmaz.

4. NİSA / 127

Kadınlar hakkında senden fetva istiyorlar.
De ki:
"Onlar hakkında size fetvayı ALLAH veriyor.
Kitabta...
kendileri için ketb edilmiş olanı vermediğiniz yetim kadınlara...
ve nikahlamaya rağbet ettiğiniz kadınlara...
ve velidlerden istizaf edilenlere...
ve yetimlere...
kıst ile olmanız (davranmanız) hakkında size tilavet ediliyor."
Hayrdan fail olacağınız şeye... muhakkak ki ALLAH, ona alim olandır.

4. NİSA / 131

Semalarda olanlar ve arzda olanlar ALLAH'ındır.
Yalnızca size ve sizden önce kitab verilenlere ***ALLAH'a ittika edin!*** diye elbette kat'iyyetle vasiyet etti!
Eğer küfür ederseniz... artık muhakkak semalarda olanlar ve arzda olanlar ALLAH'ındır.
ALLAH, ganiy, hamid olandır.

4. NİSA / 136

Ey iman edenler!
ALLAH'a...
Rasulüne...
Rasulüne inzal ettiği kitaba...
ve önceden inzal edilen kitaba...
iman edin!

ALLAH'a...
meleklerine...
kitablarına...
Rasullerine...
ve ahir yevme...
kafir olan kimse… artık o, kat'iyyetle baid dalaletle dalalete düşmüştür!

4. NİSA / 140

Size, kitabta, kat'iyyetle şunu inzal etmiştik!
"ALLAH'ın ayetleri hakkında... onlara küfür edildiğini ve onlarla istihza edildiğini işittiğinizde... gayrısında bir hadise havz oluncaya kadar... artık onlarla beraber kuud etmeyin!... Yoksa onların mislinde olursunuz!"
Muhakkak ki ALLAH, münafıkları ve kafirleri, cehennemde cemian cem edecektir.

4. NİSA / 153

Kitab ehli, sana, kendilerine semadan kitab inzal edilmesini sail oluyor.
Onlar, Musa'ya, kat'iyyetle bundan daha kebir sail olmuşlardı!... ve "Bize ALLAH'ı cehren göster" demişlerdi!

Ardından onları, zulümleri ile saika ittihaz etmişti.
Sonra, kendilerine verilen beyyinelerin ardından dişi buzağı ittihaz ettiler.
BİZ, onları, bundan da afv ettik... ve Musa'ya mübin sultan verdik.

4. NİSA / 159

Sadece, kitab ehlinden olanlar(dan bazıları)… mevtinden önce ona elbette iman etmiştir. Kıyamet yevminde o da onlara şahid olacaktır.

4. NİSA / 171

Ey kitab ehli!
Dininiz hakkında gulv etmeyin!
ALLAH üzre hakktan başka söylemeyin!

Muhakkak, Meryem oğlu İsa mesih, ancak...
ALLAH'ın Rasulüdür
ve O'nun kelimesidir.
Onu... KENDİ'sinden Ruh olarak... Meryem'e ilka etmiştir.

Artık, ALLAH'a ve Rasullerine iman edin... ve "üçtür" demeyin! (Bunu) Kendinize nehy etmeniz, sizin için hayrdır.

Muhakkak ki ALLAH, ancak, vahid ilahtır.
O, KENDİ'sine evlad edinmekten subhandır. Semalarda olanlar ve arzda olanlar... vekil olarak ALLAH'a kafi olarak (olacak şekilde) O'nundur.

5. MAİDE / 5

Bu yevmde, tayyib olanlar sizin için helal kılındı.
Kitab verilenlerin taamı size helaldir... ve sizin taamınız onlara helaldir.
Mü'minlerden muhsan kadınlar... ve öncenizden kitab verilenlerden muhsan kadınlar...
- o kadınlara ecirlerini verdiğinizde...
- müsafeha gayrısında muhsan olduklarında...
- ve hıdn ittihaz etmediğinizde...
(size helaldir).

İmana kafir kimse...
artık onun ameli habt olur!...
ve o, ahirette kat'iyyetle hasar alanlardandır!

5. MAİDE / 15-16

Ey kitab ehli!
Size Rasulümüzü kat'iyyetle kıldık!
O, kitabtan sizin hafy ettiklerinizin çoğunu size beyan etmektedir... ve de çoğunu afv etmektedir.
ALLAH'tan size, kat'iyyetle nur ve mübin kitab kılınmıştır!
ALLAH, KENDİ rıdvanına tabi olanları...
onunla, selam sebillerine ihda eder.
ve KENDİ izni ile zulmetlerden nura ihrac eder.
ve sırat-ı mustakime ihda eder.

5. MAİDE / 19

Ey kitab ehli!
Size Rasulümüzü kat'iyyetle kıldık!
O, Rasullerin fetretinde,
"Bize beşir de... nezir de gelmedi!" demeyesiniz diye size beyan etmektedir.
Artık size beşir de... nezir de kat'iyyetle gelmiştir!
ALLAH, herşeye kadirdir.

5. MAİDE / 21

"Ey kavmim!
ALLAH'ın size ketb ettiği mukaddes arza dahil olun. Dübürünüze redd etmeyin... yoksa hasar alanlara inkılab olursunuz."

5. MAİDE / 32

Bu ecelden... İsrailoğullarına ketb ettik ki:
"Muhakkak, nefs gayrısı ile nefs katl eden veya arzda fesad çıkaran kimse... artık, cemian nası katl etmiş gibidir.
Hayy eden kimse ise... artık cemian nası hayy etmiş gibidir."

Rasullerimiz, elbette kat'iyyetle beyyineler ile geldiler!... sonra, muhakkak onlardan çoğu... bundan sonra... arzda kesinlikle müsrif olacaklardır!

5. MAİDE / 44

Muhakkak, içinde huda ve nur olan Tevrat'ı, BİZ inzal ettik.
ALLAH'ın kitabından istihfaz ettikleri ve üzerine şahid oldukları şeyle...
silm olan Nebiler...
ve rabbaniler...
ve habrlar...
hadüler için hüküm veriyorlardı.

Artık... nasdan haşy etmeyin... BEN'den haşy edin!... Ayetlerim ile az bir semen iştira etmeyin!
ALLAH'ın inzal ettiği şey ile hukm etmeyen kimse... artık işte o... onlar kafirdir.

5. MAİDE / 45

Onda... onlara, şunu ketb ettik:
"Muhakkak, nefs ile nefs... ve ayn ile ayn... ve enf ile enf... ve üzn (kulak) ile üzn... ve sinn (diş) ile sinn... ve cürhler (yaralar) kısas edilir.
Buna tasadduk eden... artık o kendisi için keffaret olur."
ALLAH'ın inzal ettiği şey ile hüküm etmeyen kimse... artık işte o... onlar zalimlerdir.

5. MAİDE / 48

Kitabtan elinin arasındakine musaddık olarak ve müheymin olarak, sana bi-hakkın Kitab inzal ettik.
Artık onların aralarında, ALLAH'ın inzal ettiği ile hüküm et. Sana gelen hakktan başka, onların hevalarına tabi olma.

Sizden her biriniz için şeriat ve menhec kıldık.
Şayet ALLAH dileseydi, elbette sizi vahid ümmet kılardı. Fakat, verdiği şeylerde sizi belv etmek için (bunu yapmadı)...

Artık hayrlarda istibak edin.
Merciniz cemian ALLAH'adır... ve ardından O, hakkında ihtilafta olduğunuz şeyleri size haber verendir.

5. MAİDE / 57

Ey iman edenler!
Öncenizden kitab verilenlerden, dininizi hüzüv ve laib ittihaz edenleri ve kafirleri, veliyler ittihaz etmeyin!
Eğer mü'minler iseniz, ALLAH'a ittika edin.

5. MAİDE / 59

De ki:
"Ey kitab ehli!
Siz, sadece,
ALLAH'a
ve bize inzal edilene
ve önceden inzal edilmiş olana
iman ettiğimiz için mi bizden nekam ediyorsunuz!?
Sizin pek çoğunuz fasıktır!"

5. MAİDE / 65

Şayet kitab ehli iman etseydi ve ittika etseydi, onların seyyielerine elbette kafir olurduk. Kesinlikle onları Naim cennetlere dahil ederdik.

5. MAİDE / 68

De ki:
"Ey kitab ehli!
Tevrat'ı
ve İncil'i
ve Rabbinizden size inzal edileni
ikame edinceye kadar bir şey üzere değilsiniz."

Rabbinden sana inzal edilen, onlardan çoğunun tuğyanını ve küfrünü, kesinlikle ziyade edecektir.
Artık kafirler kavmi üzre üsve olma.

5. MAİDE / 77

De ki:
"Ey kitab ehli!
Dininizde, hakk gayrısında gulv etmeyin!
Sakın ola…
önceden kat'iyyetle dalalete düşmüş!...
ve de pek çoklarını dalalalete düşürmüş!...
seva sebilden dalalet etmiş!...
bir kavmin hevasına tabi olmayın!"

5. MAİDE / 83

Rasule inzal edileni işittiklerinde, hakktan arif oldukları şeyden (ötürü)... aynlarının demadan feyzlendiğini görürsün.
Derler ki:
"Rabbimiz!
İman ettik!
Artık bizi, şahid olanlarla beraber ketb et."

5. MAİDE / 110

ALLAH, demişti ki:
"Ey Meryem oğlu İsa!
Sana ve annene nimetimi zikir et!
Seni, Ruh-ul Kuds ile eyd etmiştim.
Mehd içinde ve kehl zamanında, nasa kelime ediyordun.
Seni kitaba ve hikmete ve tevrata ve incile alim etmiştim.
BEN'im iznimle, kuş heyeti gibi tinden şey halk ediyordun ve ardından ona nefh ettiğinde... artık, BEN'im iznimle o, kuş oluveriyordu.
Ekmeh olanı ve ebrah olanı, BEN'im iznimle beri ediyordun.
Mevt olanları, BEN'im iznimle ihrac ediyordun.
Kendilerine beyyineler ile geldiğinde, israiloğullarını senden keff etmiştim... ve ardından onlardan kafirler,
"Bu, mübin sihirden başka değildir!" demişlerdi.

6. ENAM / 7

Şayet sana, kırtas içinde kitab inzal etseydik, ve ardından elleriyle ona lems etmiş olsalardı, kafirler elbette derlerdi ki:
"Bu, sadece, mübin sihirdir."

6. ENAM / 12

De ki:
"Semalarda ve arzda olanlar kimindir?"
De ki:
"ALLAH'ındır!"
O, KENDİ NEFSİ üzerine rahmeti ketb etti.

Hakkında rayb olmayan kıyamet yevmine, sizi kesinlikle cem edecektir.
Nefslerine hasar alanlar... artık onlar, iman etmezler.

6. ENAM / 20

Kendilerine kitab verdiklerimiz, oğullarına arif oldukları gibi ona ariftirler. Nefslerinde hasar alanlar... artık onlar, iman etmezler.

6. ENAM / 38

Arzdaki dabbeler...
ve iki cenahı ile uçan uçucular...
sizin emsalinizde ümmetlerden başka değildir!

BİZ, kitabta hiçbir şeyi ifrat etmedik...
Sonra, Rabblerine haşr olacaklar!

6. ENAM / 54

Ayetlerimize iman edenler sana geldiklerinde, de ki:
"Selamun aleykum!
Rabbiniz,
sizden, cehalet ile sui olana amil olan...
sonra onun ardından tevbe eden...
ve de ıslah olan kimseye...
KENDİ NEFSİ üzerine rahmeti ketb etmiştir. Artık O, gafurdur, rahimdir."

6. ENAM / 59

Gaybın miftahları, O'nun indindedir… sadece, O alimdir.
Berr ve bahr içinde olanlara O alimdir.
O'nun alim olması dışında yaprak (bile) ıskat olmaz.
Arzın zulmetleri içinde habbe yoktur ki… ratb yoktur ki... ve yabis yoktur ki... kitab-ı mübinde olmasın!

6. ENAM / 89

İşte onlar, BİZ'im kendilerine,
kitab...
ve hüküm...
ve nübüvvet...
verdiklerimizdir.
Eğer... şunlar, O'na kafir olursa... ardından BİZ, O'na kafir olmayacak bir kavmi, kat'iyyetle O'na vekil ederiz!

6. ENAM / 91

"ALLAH, beşere birşey inzal etmedi" diyerek... O'nun kadrini hakk olarak ALLAH'a kaderleyemediler!

De ki:
" Musa'nın nasa, onunla nur ve huda verdiği...
kırtas haline getirip ibda ettiğiniz...
ne var ki çoğunu hafy ettiğiniz...
sizin de ata-babalarınızın da alim olmadığı şeylere sizi ilimlendiren...
o kitabı kim inzal etti!?"

De ki:
"ALLAH!"

Sonra vezr et onları havzlarına... ilab olsunlar!

6. ENAM / 92

Bu kitab… BİZ onu,
mübarek olarak,
elinin arasındakine musaddık olarak…
ve karyelerin anasını (Mekke) ve havlindekileri nezr etmen için…
inzal ettik.
Salatlarına hafız olarak ahirete iman edenler, buna da iman ederler.

6. ENAM / 114

Kitabı size, mufassal olarak inzal etmişken... ALLAH'tan gayrı hakem mi ibtiga edeyim?
Kendilerine kitab verdiklerimiz, onun, Rabbinden bi-hakkın inzal edildiğine alimdirler.
Artık, mümterlerden olma!

6. ENAM / 154

Sonra,
ahsen olan üzre tamamlamak…
ve bütün şeyleri tafsilatlandırmak...
ve huda olarak...
ve rahmet olarak...
Musa'ya Kitab verdik… umulur ki Rabblerine lika olacaklarına iman ederler.

6. ENAM / 155

İnzal ettiğimiz bu kitab, mübarektir.
Artık ona tabi olun ve ittika edin… umulur ki size rahmet edilir.

6. EN'AM / 156-157

"Öncemizden iki taife üzre kitab inzal oldu… ve biz de onların derslerinden kesinlikle gafil olduk!"
demeyesiniz… yada
"Şayet bize kitab inzal edilseydi, elbette onlardan daha çok ihda olurduk!"
demeyesiniz diye... artık size, Rabbinizden huda ve rahmet olarak kat'iyyetle beyyineler gelmiştir!

Artık kim... ALLAH'ın ayetlerini kizb eden kimseden... ve O'ndan suduf eden kimseden daha zalimdir?

Ayetlerimizden suduf edenleri, suduf etmiş oldukları şey ile, azabın en suisi ile cezalandıracağız.

6. EN'AM / 156-157

"Öncemizden iki taife üzre kitab inzal oldu… ve biz de onların derslerinden kesinlikle gafil olduk!"
demeyesiniz… yada
"Şayet bize kitab inzal edilseydi, elbette onlardan daha çok ihda olurduk!"
demeyesiniz diye... artık size, Rabbinizden huda ve rahmet olarak kat'iyyetle beyyineler gelmiştir!

Artık kim... ALLAH'ın ayetlerini kizb eden kimseden... ve O'ndan suduf eden kimseden daha zalimdir?

Ayetlerimizden suduf edenleri, suduf etmiş oldukları şey ile, azabın en suisi ile cezalandıracağız.

7. ARAF / 2

Kitab,
onunla nezr etmen için...
ve mü'minlere zikir olması için...
sana inzal edilmiştir.
Artık sadrında, ondan harec olmasın.

7. ARAF / 37

ALLAH'a kizb ederek iftira eden kimseden veya O'nun ayetlerini kizb edenden daha zalim olan kimdir!?
İşte onlar, kitabtan nasblarına nail olurlar.
Hatta; Rasullerimiz geldiğinde, kendilerini vefat ettirirken, onlara "ALLAH'ın gayrısından davet etmiş olduklarınız hani nerede?" dediklerinde...
"Bizden dalalet ettiler ve kendilerinin kafirler olduklarına, nefslerine karşı şahidlik ettiler." derler.

7. ARAF / 52

İman eden kavme rahmet olarak… huda ilmi üzre tafsilatlandırdığımız kitabı, elbette kat'iyyetle verdik!

7. ARAF / 145

Meviza edilen her şeyi...
ve her şeyin tafsilatını...
levhalarda ketb ettik.
"Artık bunları kuvvetle ahz et!... Kavimine de, ahsen ile ahz etmelerini emir et!
Fasıkların darını size göstereceğim!"

7. ARAF / 155-156

Musa, BİZ'imle mikatı için, kavminden, yetmiş adam ihtiyar etti. Ardından recf onları ahz ettiğinde, dedi ki:

"Rabbim!
Şayet dileseydin, onları ve yalnızca beni, önceden helak ederdin. İçimizden sefihlerin fail oduğu şeyler ile bizi mi helak edeceksin?

Bu, sadece, SEN'in fitnendir. Dilediğin kimseyi onunla dall edersin ve dilediğin kimseyi ihda edersin. SEN veliymizsin! Bize gufran ol ve rahmet et. SEN gafurların hayrlısısın.

Bu dünyada ve de ahirette, bizim kendimize hasene ketb et. Muhakkak biz, sana haid olduk."

Dedi ki:
"Azabım dilediğim kimseye isabet eder.
Rahmetim ise herşeye vasidir.
Artık onu;
zekatlarını vererek ittika edenler için...
ve ayetlerimize iman edenler için...
ketb edeceğim."

7. ARAF / 157

- maruf ile emir eden...
- ve münkeri nehy eden...
- ve tayyib olanları kendilerine helal kılan...
- ve habis olanları kendilerine haram eden...
- ve kendilerinden ısrları ve üzerlerine konulmuş gulleri vaz eden...
Tevrat'ta ve İncil'de... kendi indlerinde mektub (ketb edilmiş) olarak vecd oldukları ümmi Nebi Rasule tabi olanlar...
ve ardından;
ona iman edenler
ve ona taazzür edenler
ve ona nasr edenler
ve onunla beraber inzal edilen nura tabi olanlar... işte onlar felaha ulaşanlardır.

7. ARAF / 169

Artık, onların hilafında, kitaba varis olan halef... bu ednanın arız olanını ahz ediyor... ve
"(nasıl olsa) bize gafur olunacak" diyorlar.
Eğer mislinde bir arız daha verilse, onu da ahz ederler...!
Onlara, ALLAH üzre hakk dışında kavil etmeyeceklerine, kitab misakı ahz edilmemiş miydi!?... onda olanı ders etmemişler miydi!?
İttika edenler için dar-ul ahiret hayrdır. Akıl etmiyor musunuz?

7. ARAF / 170

Kitaba imsak edenler
ve salat ikame edenler…
Muhakkak ki BİZ, muslihlerin ecirlerini zayi etmeyiz.

7. ARAF / 196

"Muhakkak benim veliym, kitabı inzal eden ALLAH'tır. O, salihleri tevalla ettirir."

8. ENFAL / 68

Şayet ALLAH'tan kitab sebak olmasaydı, ahz ettiğiniz şey hakkında size kesinlikle azim azab mess olurdu.

8. ENFAL / 75

Sonradan iman edenler
ve hicret edenler
ve sizinle beraber cihad edenler…
artık işte onlar, sizdendir.
Rahim ehli olanlar… ALLAH'ın kitabında bazısı bazısına (birbirlerine) evladır.
Muhakkak ki ALLAH, herşeye alimdir.

9. TEVBE / 29

Kitab verilenlerden...
ALLAH'a ve ahir yevmine iman etmeyenlerle…
ve ALLAH'ın ve Rasulünün haram ettiklerini haram kabul etmeyenlerle…
ve hakk dini kendilerine din edinmeyenlerle…
sagir olup, elleriyle cizye ata edinceye kadar kıtal edin!

9. TEVBE / 36

Muhakkak, ALLAH'ın kitabında, semaların ve arzın halkıyet yevminde, ALLAH indinde ayların iddeti on ikidir.
Bunlardan dördü haram olanlardır.

Bu, kayyime dindir!
Artık onlarda, nefsinize zulüm etmeyin!

Kaffeten sizinle kıtal ettikleri gibi siz de kaffeten müşriklerle kıtal edin.
Alim olun ki; muhakkak ki ALLAH, muttakilerle beraberdir.

9. TEVBE / 51

De ki:
"ALLAH'ın bizim için ketb ettiğinden başka hiçbir şey bize isabet etmez!
O, bizim mevlamızdır."
ALLAH'a!... artık mü'minler tevekkül etsinler!

9. TEVBE / 120

Medine ehline ve onların havlindeki arablara;
ALLAH Rasulünden half olmaları...
ve onun nefsinden kendi nefslerine rağbet etmeleri...
olamaz.
Bu, kendilerine salih amel ketb edilmesi dışında...
kendilerine ALLAH sebilinde, zeme ve nasab ve mahmasa isabet etmesin...
ve kafirleri gayz edecek mevtıya vatı olmasınlar...
ve aduvvdan bir naile nail olmasınlar...
diyedir.
Muhakkak ki ALLAH, muhsinlerin ecirlerini zayi etmez.

9. TEVBE / 121

Onların amel etmiş olduklarının ahsen olanı ile ALLAH'ın onları cezalandırması için onlara ketb edilmiş olmayan
sagir veya kebir infak ettikleri ne bir nafaka…
ne de bir vadi kata etmişlikleri…
yoktur.

10. YUNUS / 1

Elif. Lam. Ra.
Bunlar hakim kitabın ayetleridir.

Huruf-u Mukattaa
10. YUNUS / 21

Kendilerine mess eden darrdan sonra, nasa bir rahmet tattırdığımızda… o zaman… elbette/kesinlikle onlar, ayetlerimiz hakkında mekr edinirler!
De ki:
"ALLAH, mekri en seri olandır."
Muhakkak Rasullerimiz sizin mekr ettiklerinizi ketb etmektedir.

10. YUNUS / 37

Bu Kur'an, ALLAH'ın gayrısından iftira edilen değildir!
Fakat o,
elinizin arasındakini tasdik eder…
ve hakkında rayb olmayan, Rabb-il aleminden kitabı tafsilatlandırır.

10. YUNUS / 61

Ne şe'nda olsan...
Kur'an'dan, ondan ne tilavet etsen...
BİZ'im size şahid olmayacağımız bir ameli amel edemezsiniz!

Siz onda feyzlenirken...
Ne arzda, ne semada... zerre miskal... ne de bundan daha sagir... ne de daha ekber (hiç bir şey)... senin Rabbinden azb olmaz!...
(herşey) illa ki mübin kitabtadır!

10. YUNUS / 94

Eğer sana inzal ettiğimiz şeylerden şekk içinde isen... artık, senin öncenden kitab kıraat edenlere sual et!
Sana, Rabbinden elbette kat'iyyetle hakk kıldık!... artık sakın ha… mümterlerden olma!

11. HUD / 1-2

Elif. Lam. Ra.
Kitab!...
Ayetleri tahkim edilmiştir!
Sonra, hakim, habir LEDUNDAN tafsilatlandırılmıştır.

Değil mi ki... ALLAH'tan başkasına abd oluyorsunuz!…
"Muhakkak ben, sizin için O'ndan nezir ve beşirim."

Huruf-u Mukattaa
11. HUD / 6

Arzda dabbeden, rızkı ALLAH üzre olmayan yoktur!... müstekarrına da… müstevdasına da alimdir.
Bütün bunlar, mübin kitabtadır.

11. HUD / 17

Rabbinden beyyine üzre olan kim midir!?

O'ndan bir şahid...
ve öncesinden imam ve rahmet olarak Musa'nın kitabı...
ona tilv olmaktadır. İşte onlar, ona iman ederler (edenlerdir).

Hizblerden, buna kafir olan kimse... artık onlara vaad edilen, nardır!

Artık sakın, bundan mirye içinde olma!
Muhakkak o, Rabbinden hakktır... fakat nasın pek çoğu iman etmezler.

11. HUD / 110

Musa'ya elbette kat'iyyetle Kitab verdik!... ve ardından onun hakkında ihtilaf ettiler. Şayet Rabbinden kelime sebak olmasaydı, aralarında elbette/kesinlikle kaza ederdi.
Muhakkak onlar, onda elbette/kesinlikle murib şekk içindeler.

12. YUSUF / 1

Elif. Lam. Ra.
İşte bunlar, mübin kitabın ayetleridir.

Huruf-u Mukattaa
13. RAD / 1

Elif. Lam. Mim. Ra.
İşte bunlar kitabın ayetleri!
Rabbinden sana inzal edilen, hakktır… fakat nasın pek çoğu iman etmezler.

Huruf-u Mukattaa
13. RAD / 36

Kendilerine kitab verdiğimiz kimseler, sana inzal ettiğimiz şey ile ifrah olurlar.
Hizblerden öylesi de vardır ki... onun bazısını (bir kısmını) inkar ederler.
De ki:
"Muhakkak ben... ancak,
ALLAH'a abd olmaya
ve de O'na şirk koşmamaya emir olundum.
O'na davet ediyorum (dava ediniyorum).
Meab O'nadır."

13. RAD / 38

Senin öncenden elbette kat'iyyetle... kendilerine zevceler ve zürriyet kıldığımız Rasuller irsal etmiştik!
Bir Rasul yoktur ki… ALLAH'ın izni ile olmadan bir ayet ile gelsin!
Bütün eceller için kitab vardır.

13. RAD / 39

ALLAH, dilediğini mahv eder ve de sabitler.
Ana kitab O'nun indindedir.

13. RAD / 43

Kafirler diyorlar ki:
"Sen mürsellerden değilsin."

De ki:
"Sizinle benim aramda... indinde kitab ilmi olan kimse, şahid olarak ALLAH'a kafidir."

14. İBRAHİM / 1

Elif. Lam. Ra.
Sana inzal ettiğimiz kitab,
nası, Rabblerinin izni ile zulmetlerden nura...
aziz, hamid sırata...
ihrac etmen içindir.

Huruf-u Mukattaa
15. HİCR / 1

Elif. Lam. Ra.
İşte bunlar kitabın ve mübin Kur'an'ın ayetleridir.

Huruf-u Mukattaa
15. HİCR / 4

BİZ, karyelerden, ancak, kendilerinin malum kitabı olanları helak ettik.

16. NAHL / 64

Kitabı, ancak, onun hakkında ihtilaf edenlere beyan etmen için sana inzal ettik!
İman eden kavme huda ve rahmettir.

16. NAHL / 89

Yevmde, bütün ümmet içinde… kendi nefslerinden kendilerine şahid baas edeceğiz... ve seni de, işte onların üzerine şahid olarak getireceğiz.

Sana, Müslümanlar için…
herşeye tibyan...
ve huda...
ve rahmet olarak...
ve buşra olarak...
kitab inzal ettik.

17. İSRA / 2-3

Musa'ya kitab verdik… ve onu, BEN'im gayrımdan vekil ittihaz etmesinler diye… BİZ'im, Nuh ile birlikte hamil olduklarımızın zürriyeti(nden olan) israiloğulları için huda kıldık.
Muhakkak o, şükür eden abd oldu.

17. İSRA / 4

İsrailoğullarına… kitabta kaza ettik:
"Kebir ulüvvle ulvilenerek… arzda, elbette/kesinlikle iki merre fesad çıkaracaksınız."

17. İSRA / 13

BİZ, bütün İnsanların uçucularını unklarında ilzam ettik.
Neşr edilmiş olarak ilka olacağı kitabı... kıyamet yevminde kendisine ihrac ederiz.

17. İSRA / 14

"Kitabını kıraat et!
Yevmde, senin üzerine hasib olarak senin nefsine kafidir!"

17. İSRA / 58

Bir karye yoktur ki... kıyamet yevminden önce,
onu helak eden...
veya ona şedid azab ile azab eden...
BİZ olmayalım.
Bu, kitabta mestur olmuştur.

17. İSRA / 71

Bütün İnsleri kendi imamları ile davet edeceğimiz yevmde… kitabı yemini ile verilen kimse… artık işte onlar, kendi kitabını kıraat ederler… ve onlara fetil kadar zulüm edilmez.

17. İSRA / 90-91-92-93

Dediler ki:
"Neba olan arzdan bizim için fecr olmadıkça...
Yada senin hurmadan ve inebden (üzüm) cennetin olup… ve ardından onun hilalinden fecr olan nehirler fecr olmadıkça.
Yada zeam ettiğin gibi... semayı kisfler halinde üzerimize ıskat oldurmadıkça…
Yada ALLAH ve melekler kabl olarak gelmedikçe...
Yada senin zuhruftan bir evin olmadıkça…
Yada sen semada raky etmedikçe...
biz sana iman etmeyiz.
Bize kıraat edeceğimiz bir kitab inzal edinceye kadar senin raky etmene de asla iman etmeyiz."

De ki:
"Rabbim subhandır.
Ben, sadece, beşer Rasulüm!"

18. KEHF / 1-2-3-4

Hamd etmek...
ivec kılmadığı kitabı... kayyime olarak,
KENDİ VARLIĞINDAN şedid beisle inzar etmek...
ve salih (iş)lere amil olan mü'minlere; içinde ebedi olarak makis olacakları hasene ecirin kendileri için olduğunu,
ibşar etmek...
ve "ALLAH, evlad ittihaz etti." diyenleri de inzar etmek...
için KENDİSİNE abd olana inzal eden ALLAH'ındır.

18. KEHF / 27

Rabbinin kitabından sana vahy edileni tilavet et!
O'nun kelimelerini, bedellendirebilecek yoktur.
O'nun gayrısından, mültehad vecd olunamaz!

18. KEHF / 49

Kitab vaz edilmiştir!
Artık, mücrimleri onun içindekilerden müşfik görürsün. Derler ki:
"Eyvah olsun bize!... Bu nasıl bir kitab!?
İhsa ettikleri dışında... sagir olarak ve de kebir olarak gadr etmiyor!"
Amil oldukları şeylere hazır olarak vecd olurlar!
Rabbin hiç birine zulüm etmez.

19. MERYEM / 12-13-14

"Ey Yahya!
Kitabı kuvvetle ahz et."
Ona, (daha) sabi iken
hüküm...
ve BİZ'im VARLIĞIMIZDAN hanan...
ve zekat vermiştik.
O, takva sahibi oldu… ana-babası için berr oldu… cebbar ve asi olmadı.

19. MERYEM / 16-17

Kitabta Meryem'i zikir et.
O, şark yönünde bir mekanda, kendisini ehliden nebz etmişti.. ve ardından onların gayrısından hicab ittihaz etmişti.
Ona Ruhumuzu irsal ettik… ve ardından kendisine seviyye olarak beşer halinde mesel oldu.

19. MERYEM / 30-31-32-33

Dedi ki:
"Muhakkak ben, ABDULLAH'ım...
O, bana kitab verdi… ve beni Nebi kıldı... ve nerede olursam olayım beni mübarek kıldı.
Beni, hayy olmaya daim oldukça salata ve zekata vasi etti. Beni anneme berran kıldı. Beni cebbar, şaki kılmadı.
Doğum yevmimde...
mevt yevmimde...
hayy olarak baas olacağım yevmde...
bana selam olsun."

19. MERYEM / 41

Kitabta İbrahim'i zikir et.
Muhakkak o, sıddık Nebi idi.

19. MERYEM / 51

Kitabta, Musa'yı zikir et.
Muhakkak o, muhles idi... Rasul Nebi idi.

19. MERYEM / 54

Kitabta İsmail'i zikir et.
Muhakkak o, vaadine sadık idi... Rasul Nebi idi.

19. MERYEM / 56-57

Kitabta İdris'i zikir et.
Muhakkak o, aliyy mekana ref ettiğimiz... sıddık Nebi idi.

19. MERYEM / 79

Hayır!
BİZ, onun söylediği şeyleri ketb edeceğiz… ve ona, azabı, medd ederek medd edeceğiz.

20. TAHA / 52

"Onun ilmi, Rabbimin indinde, kitabtadır. Rabbim, dalalete düşmez ve unutmaz."

21. ENBİYA / 10

elbette kat'iyyetle!... size kitab inzal ettik… sizin zikriniz onun içindedir!
Artık akıl etmez misiniz!

21. ENBİYA / 94

Mü'min olarak, salihlerden amel eden kimse… artık onun say'ına küfür edilmez.
Muhakkak ki BİZ, ona katibiz!

21. ENBİYA / 104

Kitablara sicillerin tayy edilmesi gibi... semayı tayy edeceğimiz yevm… evvel halkiyeti bed ettiğimiz gibi onu ida ederiz.
Bu, BİZ'im vaadimizdir!
Muhakkak ki BİZBİZ, buna fail olacağız!

21. ENBİYA / 105-106

elbette kat'iyyetle!... zikir'den sonra Zebur'da da,
"Salih ibadet edenler, arza varis olacaktır." diye ketb ettik.
Muhakkak bunda, abd olan kavim için kesinlikle belağ vardır.

22. HACC / 4

Ona tevella eden kimse... artık o, onu dall eder... ve onu seir azaba ihda eder… diye üzerine ketb edilmiştir.

22. HACC / 8-9

Nasdan... ilim ve huda ve münir kitab gayrısında ALLAH hakkında cedel eden kimseler… ALLAH'ın sebilinden dalalet ettirmek için… kendilerini sani olana atıf ederler.
Onlara…
dünyada hizy vardır...
ve kıyamet yevminde harık azabı tattıracağız.

22. HACC / 70

Bilmez misin!?...
Muhakkak ki ALLAH, semada ve arzda olanlara alimdir.
Muhakkak bunlar kitabtadır.
Muhakkak bunlar, ALLAH'a yesirdir.

23. MU'MİNUN / 45-46-47-48-49

Sonra Musa ve kardeşi Harun'u ayetlerimizle ve mübin sultan ile Firavun ve melelerine irsal ettik.
Onlar istikbar ettiler ve ulvilik taslayan bir kavim oldular.
"Kavimleri bize abd olmuşken, bizim mislimizde şu iki beşere iman mı edelim?" dediler.
Artık ikisini de kizb ettiler... ve helak edilenlerden oldular.
Musa'ya, elbette kat'iyyetle Kitab verdik!... umulur ki ihtida olurlar.

23. MUMİNUN / 62

BİZ, nefsi, sadece, vasi olduğuna mükellef ederiz.
elbette/kesinlikle BİZ'im VARLIĞIMIZDA hakk ile intak eden kitab vardır.
Onlara zulüm edilmez.

24. NUR / 33

Nikah bulamayanlar, ALLAH kendilerini fazlından ganiy edinceye kadar afif olmanın gereklerini yerine getirsinler!

Melekesi yeminlerinizde olanlardan kitab ibtiga edenler... artık onlara... onlar hakkında hayrlı olduğuna alimseniz... size verilmiş ALLAH malından onlara vererek... katib olun (mukatebe/azadlık sözleşmesi yapın)!

Fetalarınızı... eğer tahassun irade ediyorlarsa... dünya hayatının arızını ibtiga için bagy olmaya ikrah etmeyin!
İkrah edilen o (kız) kimse... artık muhakkak ki ALLAH... onların ikrah edilmesinden sonra... gafurdur, rahimdir.

25. FURKAN / 5

Dediler ki:
"Kendi iktab ettiği... evvelkilerin esatiridir... artık bükre ve asile kendisine imla ediliyor."

25. FURKAN / 35

elbette kat'iyyetle!... BİZ, Musa'ya Kitab verdik... ve onunla beraber kardeşi Harun'u vezir kıldık.

26. ŞUARA / 2

Bunlar, mübin kitabın ayetleridir.

27. NEML / 1

Ta. Sin.
Bunlar Kur'an'ın ve mübin kitabın ayetleridir.

Huruf-u Mukattaa
27. NEML / 28

Kitabım ile zehab et... ve ardından onlara ilka et. Sonra onlara tevella et... ve neye rücu edeceklerine nazar et!

27. NEML / 29

Dedi ki:
"Ey meleler!
Muhakkak bana kerim kitab ilka edildi."

27. NEML / 40

İndinde kitabtan ilim olan birisi dedi ki:
"Ben onu, tarfını irtadd etmeden önce sana veririm."

Ardından onu, indinde müstakır olarak görünce, dedi ki:
"Bu, Rabbimin fazlındandır... şükür mü edeceğim yoksa küfür mü edeceğim, beni belv etmesi içindir.
Şükür eden kimse... artık muhakkak kendi nefsi için şükür etmiştir.
Küfür eden kimse ise... artık Rabbim ganiydir, kerimdir."

27. NEML / 75

Semadaki ve arzdaki gayb olanlar, ancak, mübin kitabtadır!

28. KASAS / 2

Bunlar, mübin kitabın ayetleridir.

28. KASAS / 43

Elbette kat'iyyetle!... BİZ... ilk karin olanları helak etmemizin ardından... nas için,
basiret olarak...
ve huda olarak...
ve rahmet olarak...
Musa'ya kitab verdik… umulur ki tezekkür ederler.

28. KASAS / 49

De ki:
"Eğer sadıksanız... ALLAH indinden, bu ikisinden daha hidayetli olan bir kitab ile gelin… ona tabi olayım!"

28. KASAS / 52

Önceden kendilerine kitab verdiklerimiz… onlar buna iman ederler.

28. KASAS / 86

Rabbinden rahmet dışında… sen kitabın sana ilka olacağına rica eden olmamıştın. Artık kafirler için zahir olma.

29. ANKEBUT / 27

Ona, İshak'ı ve Yakub'u vehb ettik… ve onun zürriyetine nübüvvet ve kitab kıldık.
Ona, dünyada ecrini verdik.
Muhakkak o, ahirette de elbette/kesinlikle salihlerdendir.

29. ANKEBUT / 45

Kitabtan sana vahy edileni tilavet et!
Salat ikame et!... Muhakkak salat, fahiş olandan ve münkerden nehy eder.
elbette/kesinlikle ALLAH'ı zikir etmek ekberdir.
ALLAH, sanat ettiklerinize alimdir.

29. ANKEBUT / 46

Zalim olanlar dışında… kitab ehli ile, sadece, ahsen şekilde cedel edin!
Deyin ki:
"Biz, bize inzal edilene... ve size inzal edilene iman ettik. İlahımız ve ilahınız vahiddir. Biz, O'na Müslümanız!"

29. ANKEBUT / 47

Böyledir!...
BİZ, kitabı sana inzal ettik.

Artık, kendilerine kitab verdiklerimiz... ona iman ederler… ve şu (senin çevrende olan) bazı kimseler de ona iman ediyorlar.
BİZ'im ayetlerimize, ancak, kafirler cahd eder.

29. ANKEBUT / 48

Sen önceden (hiç bir) kitab tilavet etmedin.
ve yemininle onu hatt etmedin.
Öyle olsa... batılda olanlar, elbette/kesinlikle rayb ederlerdi.

29. ANKEBUT / 51

Kendilerine tilavet edilen kitabı sana inzal etmemiz onlara kafi değil midir?
Muhakkak işte bunda, iman eden kavim için, kesinlikle rahmet ve zikir vardır.

30. RUM / 56

İlim ve iman verilenler diyecekler ki:
"ALLAH'ın kitabında, baas yevmine kadar elbette kat'iyyetle lebs oldunuz! Artık bu, baas yevmidir. Fakat siz alim olmayanlar oldunuz!"

31. LOKMAN / 2

Bunlar, mübin kitabın ayetleridir.

31. LOKMAN / 20

ALLAH'ın, semalarda olanları ve arzda olanları size teshir ettiğini ve zahir ve batın nimetlerini sizin üzerinize isbag ettiğini görmedin mi?

Nasdan kimseler, ALLAH hakkında,
ilim...
ve huda...
ve munir kitab...
gayrısında cedel eder.

32. SECDE / 2

Hakkında rayb olmayan kitabın tenzili, Rabb-il alemindendir.

32. SECDE / 23

Elbette kat'iyyetle... BİZ, Musa'ya Kitab verdik. Artık sen, ona mülaki olmaktan mirye içinde olma!
Onu israiloğulları için huda kıldık.

33. AHZAB / 6

Nebi, mü'minlere nefslerinden evladır.
Onun zevceleri, onların anneleridir.
ALLAH'ın kitabında, uli-l erham'ın bazısı, mü'minlerden ve muhacirlerden bazısına evladır (miras konusunda)... ancak veliylerinize maruf olarak fail olmanız müstesna.
Bunlar kitabta satırlanmış olanlardır.

33. AHZAB / 26-27

Kitab ehlinden, onlara zahir olanları…
sayasilerinden inzal etti…
ve kalblerine rub kazf etti.
Ferikini katl ediyor, ferikini esir ediyordunuz.
Onların arzlarına... ve diyarlarına... ve mallarına... ve henüz vatı olmadığınız arza... sizi varis etti.
ALLAH, herşeye kadir olandır.

34. SEBE / 3-4

Kafirler, "Saat bize verilmez" dediler.
De ki:
"Bilakis!
Yemin olsun, gayba alim Rabbime!
elbette/kesinlikle o size verilecektir!
Semalarda ki ve arzda ki zerre miskal, O'na azb değildir. Bundan daha sagir ve daha ekber yoktur ki, mübin kitabta olmasın!"
(Bu,) Salih (iş)lere amil olarak iman edenleri cezalandırması içindir… işte onlar... onlara mağfiret ve kerim rızık vardır.

34. SEBE / 44

Onlara tedris edecekleri kitablar vermedik ki! Onlara senden önce nezir de irsal etmedik!

35. FATIR / 11

ALLAH sizi,
turabdan halk etti.
Sonra nutfeden...
sonra sizi zevcler kıldı.

O'nun ilmi dışında, hiç bir dişi
hamil olamaz...
ve vaz olamaz!

Kitabta olan dışında...
ömür sahibi ömürlendirilmez...
ve onun ömrü nakıs edilmez.
Muhakkak bu, ALLAH'a yesirdir.

35. FATIR / 25

Eğer seni kizb ederlerse… ardından onların öncesinden olanlar da… beyyineler ile ve zebrler ile ve münir kitab ile gelen Rasulleri kat'iyyetle kizb etmişlerdi!

35. FATIR / 29-30

Muhakkak,
ALLAH'ın kitabını tilavet edenler...
ve salat ikame edenler...
ve kendilerini rızıklandırdıklarımızdan sırr olarak veya alenen infak edenler...
ecirlerinin kendilerine vefa edilmesi ve fazlından ziyade edilmesi için... bevar olmayacak bir ticarete rica ederler.
Muhakkak ki O, gafurdur, şekurdur.

35. FATIR / 31

Kitabtan sana vahy ettiğimiz… o, hakktır... elinin arasında olana musaddıktır.
Muhakkak ki ALLAH, kendisine abd olanlara elbette/kesinlikle habirdir, basirdir.

35. FATIR / 32

Sonra BİZ, BİZ'e abd olanlardan ıstıfa ettiğimiz kimseleri, kitaba varis ettik.
Artık onlardan, kendi nefsleri için zalim olanlar...
ve onlardan muktesid olanlar...
vardır.
Onlardan, ALLAH'ın izniyle, hayrlarda sabık olanlar da vardır.
Böyledir!...
Bu kebir fazldır.

35. FATIR / 40

De ki:
"Şirk koştuklarınızı gördünüz mü; ALLAH'ın gayrısından davet ettiğiniz!?
Arzdan neyi halk ettiler, bana gösterin!?"

Yoksa onların semalarda mı şerikleri var?
Yoksa kendilerine kitab verdik de, onlar da ondan beyyineler üzre mi oldular!?
Bilakis!
Zalimler, sadece, bazısını bazısına garr etmeyi vaad ederler.

36. YASİN / 12

Muhakkak ki BİZ...
mevt olanları BİZ hayy ederiz!
Takdim ettiklerini ve eserlerini BİZ ketb ederiz!
"İmam-ı mübin"de herşeyi BİZ ihsa ederiz!

37. SAFFAT / 117

Onlara müstebin kitab verdik.

37. SAFFAT / 157

Artık... eğer sadıksanız... getirin kitabınızı!

38. SAD / 29

Ayetlerini deber etmeleri için...
ve lübb sahiblerinin tezekkür etmesi için...
sana inzal ettiğimiz kitab, mübarektir.

39. ZUMER / 1

Kitabın tenzili, aziz, hakim ALLAH'tandır.

39. ZUMER / 2

Muhakkak ki BİZ sana, bi-hakkın kitab inzal ettik.
Artık, dinde O'na muhlis olarak ALLAH'a abd ol.

39. ZUMER / 23

ALLAH, hadisin ahsenini... mesna muteşabih kitab olarak inzal etti.
Rabblerinden haşy edenlerin cildleri ondan akşar olur.
Sonra onların cildleri de... kalbleri de... ALLAH'ı zikir etmeye lin olur.
Bu, ALLAH'ın... onunla dilediği kimseye ihda ettiği hudasıdır.

ALLAH'ın dalalette bıraktığı kimse... artık onun için hadiy yoktur.

39. ZUMER / 41

Muhakkak ki BİZ, sana kitabı nas için bi-hakkın inzal ettik.
İhtida olan kimse… artık kendi nefsi içindir.
Dall olan kimse… artık muhakkak, ancak, kendine dall olur.
Sen onların vekili değilsin!

39. ZUMER / 69

Arz, Rabbinin nuruyla işrak olur.
Kitab vaz olunur… ve Nebiler ve şahidler ile gelinir… ve onların arasında… zulüm edilmeden bi-hakkın kaza edilir.

40. MU'MİN / 2-3

Kitabın tenzili;
aziz,
alim,
zenblere gafur,
tevbeye kabil,
ikabı şedid,
tavl sahibi
ALLAH'tandır. O'ndan başka ilah yoktur. Masir O'nadır.

40. MUMİN / 53-54

Elbette kat'iyyetle!... BİZ, Musa'ya huda vermiştik.
İsrailoğullarını da… lubb sahibleri için huda ve zikir olan kitaba varis kılmıştık.

40. MUMİN / 69-70

ALLAH'ın ayetleri hakkında cedel edenlerin… nasıl da sarf olduklarını görmedin mi?... ki onlar, kitabı ve onunla Rasullerimize irsal ettiklerimizi kizb edenlerdir.
Artık yakında alim olacaklar.

41. FUSSİLET / 2-3-4

Ayetleri, alim olan kavim için beşir ve inzar edici olarak... arabiyye Kur'an olarak fasl edilen Kitab, Rahman, Rahimden tenzil olmaktadır.
Ancak onların pek çoğu arız olur... ve artık onlar işitmezler.

41. FUSSİLET / 41

Muhakkak kafirler, kendilerine geldiğinde zikir iledir!...
Muhakkak o, elbette aziz kitabdır.

41. FUSSİLET / 45

Musa'ya elbette kat'iyyetle kitab verdik!… ve ardından onun hakkında ihtilaf ettiler.
Şayet Rabbinden sebak kelimeler olmasaydı... elbette/kesinlikle onların aralarında kaza edilirdi. Muhakkak onlar, elbette ondan murib şekk içindeler.

42. ŞURA / 14

Ancak, kendilerine ilim gelmesinin ardından aralarında bagy edenler... teferruk olurlar.
Şayet Rabbinden, "müsemma ecele kadar" kelimesi sebak olmasaydı... kesinlikle aralarında kaza edilirdi.
Muhakkak onların ardından kitaba varis kılınanlar da... elbette ondan murib şekk içindedirler.

42. ŞURA / 15

Bunun için... artık,
onları, senin emir olunduğun gibi istikametlenmeye davet et!
ve onların hevalarına tabi olma!
De ki:
"ALLAH'ın kitabtan inzal ettiğine iman ettim.
Sizin aranızda adil olmaya emir olundum.
ALLAH, Rabbimizdir ve Rabbinizdir!
Bizim amellerimiz bizimdir... ve sizin amelleriniz de sizindir.
Bizim ve sizin aranızda hüccet yoktur.
ALLAH, bizim aramızda cem olmaktadır.
Masir O'nadır."

42. ŞURA / 17

ALLAH, kitabı ve mizanı, bi-hakkın inzal edendir.
İdra etmezsin!... ola ki saat karibdir.

42. ŞURA / 52

Böyledir!...
Sana emrimizden Ruh vahy ettik.

Sen kitab ve iman etmek nedir, idra etmiş değildin… fakat onu... onunla, BİZ'e ibadet edenlerden dilediğimiz kimseyi ihda edeceğimiz nur kıldık.
Muhakkak sen, kesinlikle sırat-ı mustakime ihda ediyorsun!

43. ZUHRUF / 2

Yemin olsun, mübin kitaba!

43. ZUHRUF / 4

Muhakkak o, BİZ'im VARLIĞIMIZDAKİ ana kitabtadır… kesinlikle aliyydir, hakimdir.

43. ZUHRUF / 19

Rahmana abd olan melekleri dişi kıldılar!
Onların halk edilişine şahid mi oldular!?
Onların şahadetleri ketb edilecek... ve onlar sual edilecekler!

43. ZUHRUF / 21

Yada onlara, önceden kitab verdik de... onlar ona mı müstemsik oluyorlar?

43. ZUHRUF / 80

Yoksa, kendilerinin sırrlarını... ve necvalarını BİZ'im işitmeyeceğimizi mi hesab ediyorlar!?
Bilakis!
Kendi ledalarındaki BİZ'im Rasullerimiz ketb etmektedirler.

44. DUHAN / 2

Yemin olsun, mübin kitaba!

45. CASİYE / 2

Kitabın tenzili, aziz, hakim ALLAH'tandır.

45. CASİYE / 16

İsrailoğullarına... elbette kat'iyyetle kitabı ve hükmü ve nübüvveti vermiştik!… ve onları tayyib olanlardan rızıklandırmıştık… ve onları alemlere fazl etmiştik.

45. CASİYE / 28

Bütün ümmeti casiye halinde görürsün!...
Bütün ümmet kendi kitabını dava edinmiştir.

"Yevmde, amel etmiş olduklarınız cezalandırılır!"

45. CASİYE / 29

Bu kitabımız size bi-hakkın intak etmektedir.
Muhakkak ki BİZ, amel etmiş olduğunuz şeyleri istinsah ederiz!

46. AHKAF / 2

Kitabın tenzili... aziz, hakim ALLAH'tandır.

46. AHKAF / 4

De ki:
"ALLAH'ın gayrısından davet ettiğiniz şeyleri gördünüz mü?
Arzdan neyi halk etti onlar… bana gösterin!?
Yoksa onların semalarda şeriki mi var?
Eğer sadıksanız… bunun öncesinden bir kitab veya ilimden bir eser verin!"

46. AHKAF / 12

Onun öncesinde, Musa'nın kitabı imam ve rahmet idi.
(Şimdi) Bu musaddık kitab, arabiyye lisanındadır.
zalimleri nezr etmek içindir…
ve muhsinler için büşradır.

46. AHKAF / 30

Dediler ki:
"Ey kavmimiz!
Muhakkak biz,
Musa'dan sonra inzal edilen,
onun elinin arasındakine musaddık olan,
hakka ve mustakim tarıka ihda eden
kitabı işittik."

50. KAF / 4

BİZ, arzın onlardan neyi naks ettiğine kat'iyyetle alimiz!
BİZ'im indimizde hafız kitab vardır.

52. TUR / 1-2-3-4-5-6-7

Yemin olsun…
Tur'a…
ve menşur rakklarda mestur kitaba…
ve mamur beyte…
ve merfu sakfa…
ve mescur bahra…

Muhakkak Rabbinin azabı... elbette/kesinlikle vuku bulacaktır.

52. TUR / 41

Yoksa gayb onların indinde de... artık ketb mi ediyorlar!?

56. VAKIA / 77-78-79-80

Muhakkak bu, elbette/kesinlikle...
meknun kitabtaki…
sadece, mutahhar olanların mess edebileceği…
Rabb-il aleminden tenzil olan…
Kur'an-ı Kerim'dir.

57. HADİD / 16

İman edenler için...
ALLAH'ı zikir etmeye...
ve hakktan inzak olana...
kalblerinin huşu duymasına vakit gelmedi mi!?

önceden kitab verilen...
ve ardından med olarak tavl olunca (üstünden zaman geçince) kalbleri kasvetlenen...
kimseler gibi olmayın!... onlardan çoğu fasıktır!

57. HADİD / 22

Arzda ve nefslerinizde, musibetlerden isabet eden... ancak... onu ibra etmemizin öncesinden, kitabta olanlardır.
Muhakkak bu, ALLAH'a yesirdir.

57. HADİD / 25

Elbette kat'iyyetle... Rasullerimizi beyyineler ile irsal ettik!... ve onlarla birlikte, nasın kıst ile kaim olması için kitab ve mizan inzal ettik!

BİZ, ALLAH'ın, KENDİSİNE ve Rasullerine nasr edecek kimselere... gayb ile alim olması için hadid inzal ettik... ki,
onda, şedid beis vardır...
ve nas için menfaatlidir.
Muhakkak ki ALLAH, kaviydir, azizdir.

57. HADİD / 26

Nuh'u ve İbrahim'i elbette kat'iyyetle irsal ettik!…
Onların zürriyetlerinde, nübüvvet ve kitab kıldığımız kimseler de vardır…
onlardan, mühtediler de vardır…
ancak onlardan çoğu fasık oldular.

57. HADİD / 27

Sonra, eserleri üzre
Rasullerimiz ile kafv ettik...
İncil verdiğimiz, Meryem oğlu İsa ile kafv ettik...
Tabi olanların kalblerinde refet ve rahmet kıldık.

Kendi ibtida ettikleri Ruhbaniyet...
BİZ, onların üzerine... ALLAH'ın rıdvanını ibtiga etmek dışında... bunu ketb etmedik!... ancak onlar, ona da hakk riayetle riayet etmediler!
Artık onlardan iman edenlere, ecirlerini veriririz... ancak onlardan çoğu fasıktır.

57. HADİD / 29

(Fasık olmaları...) Kitab ehlinin,
ALLAH'ın fazlından bir şeye ikdar edemeyeceklerine...
Fazl'ın ALLAH'ın eli ile olduğuna...
onu dilediğine vereceğine
alim olmadığı içindir!
ALLAH, azim fazl sahibidir.

58. MUCADELE / 21

ALLAH ketb etti ki:
"Kesinlikle BEN ve BEN'im Rasullerim galib olanız!"
Muhakkak ki ALLAH, kaviydir, azizdir.

58. MUCADELE / 22

ALLAH'a ve ahir yevme iman eden kavmin... ALLAH'a ve Rasulüne haddi aşan kimselere vedd ettiklerine vecd olamazsın...
- velev ki kendilerinin ata-babaları veya oğulları veya kardeşleri veya kendi aşiretleri olsalar bile!
İşte onların kalblerine iman ketb eder.
KENDİSİNDEN Ruh ile onlara eyd eder.
Onları, içinde ebedi olacakları, altından nehirler cereyan eden cennetlere dahil eder.
ALLAH onlardan razıdır... ve onlar da O'ndan razıdır.
İşte onlar, ALLAH'ın hizbidir.
Değil mi ki... muhakkak ki ALLAH'ın hizbi... onlar felaha ulaşanlardır!?

59. HAŞR / 2

Kitab ehlinden kafirleri, haşrın evveli için diyarlarından ihrac eden O'dur.
Siz onların ihrac olacaklarını zann etmemiştiniz. Onlar da, ALLAH'tan, hısnlarının kendilerine mani olacağını zann etmişlerdi.
Ardından ALLAH, ihtisab etmedikleri cihetten onlara geldi. Kalblerinde rub kazf etti... evlerini kendi elleriyle ve mü'minlerin elleriye harab ettiler.
Artık, ibret alın, ey basar sahibleri!

Medine civarında yaşayan Beni Nadir kabilesi, Hayber yahudilerinden Beni Kureyza gibi büyük bir kabile idi. Bu iki kabileye, Kahin b. Harun soyundan geldikleri için "Kahinan" denirdi. Kabilenin reisi olan Ka'b b. Eşref, evlendiği gün kendi evinde katledilince, kabile halkının kalbine korku düştü.
Kendileri için sağlam ve yüksek binalar inşa etmiş olan Beni Nadir kabilesi, Allah Rasulü ile yaptıkları anlaşmaya uymadıkları için, Hicretin dördüncü senesinde Medine'den sürgün edildiler.
59. HAŞR / 3

Şayet ALLAH onlara cela ketb etmeseydi, elbette onlara dünyada azab edecekti.
Ahirette narın azabı onlarındır.

59. HAŞR / 11

Nifak çıkaranları görmüyor musun?...
Onlar, kitab ehlinden kafir kardeşlerine derler ki:
"Eğer siz ihrac edilirseniz... biz de sizinle birlikte elbette ihrac oluruz... ve sizin hakkınızda ebediyyen kimseye itaat etmeyiz.
Eğer sizinle kıtal ederlerse elbette size nasr ederiz."
ALLAH şahiddir ki... muhakkak onlar, kesinlikle kazibdirler.

62. CUMA / 2-3

O... ümmilerin içinde kendilerinden...
KENDİ ayetlerini kendilerine tilavet eden...
ve onları tezkiye eden...
ve onları kitaba ve hikmete alim eden...
Rasul baas edendir.
Onlar önceden, elbette/kesinlikle mübin dalalet içinde idiler.
Kendilerine ilhak olduğunda, onlardan ahir olanlar da vardı.
O, azizdir, hakimdir.

66. TAHRİM / 12

Fercini hısn eden İmran kızı Meryem… ardından ona Ruhumuzdan nefh ettik… Rabbinin kelimelerine ve O'nun kitablarına sadakat gösterdi… ve kanit olanlardan oldu.

68. KALEM / 37-38

Yoksa sizin… içinde; elbette tahayyür ettiğiniz şeyler… muhakkak sizin içindir (yazan)… kitabınız var da... onda tedris mi ediyorsunuz!

68. KALEM / 47

Yoksa gayb onların indinde de... artık ketb mi ediyorlar!?

69. HAKKA / 19-20-21-22-23-24

Kitabı yemini ile verilen kimse var ya... ardından o der ki:
"İşte, kıraat edin kitabımı!... muhakkak ben hesabıma mülaki olacağımı zann etmiştim."
Artık o… katfları daniye olan aliyy cennette, razı olunacak ayş içinde olur.
"Hali olmuş yevmlerde islaf ettiğiniz şeyler ile heni olarak yeyin ve şürb edin."

69. HAKKA / 25-26-27-28-29

Kitabı şimali ile verilen kimse ise var ya… ardından o der ki:
"Keşke bana kitabım verilmeseydi... ve hesabımın ne olduğunun idrasında olmasaydım!
Keşke kaza olmuş olsaydı!...
Malım da beni daha ganiy etmedi!... sultanlığım da helak oldu!"

74. MUDDESSİR / 31

BİZ, nar ashabını, ancak, melekler kıldık.
BİZ onların iddetini, ancak, kafirler için fitne kıldık!...
Kitab verilenler, yakin olmayı dilesinler diye!...
ve iman edenlerin imanları ziyade olsun diye!...
ve kendilerine kitab verilenler ve mü'minler rayb etmesinler diye!...
ve kalblerinde maraz olanlar ve kafirler,
"ALLAH bu mesel ile ne irade etti." desinler diye!

Böyledir!...
ALLAH dilediği kimseyi dall eder... ve dilediği kimseye ihda eder.
Rabbinin ordularına alim olan, ancak, O'dur!
Bu, beşer için, ancak, zikirdir!

78. NEBE / 27-28-29-30

Muhakkak onlar, hesab rica etmiyordu… ve ayetlerimize kezzab olarak kizb etmişlerdi.
BİZ, herşeyi kitabta ihsa etmiştik.
Artık, tadın!
Artık muhakkak size, sadece, azabı ziyade edeceğiz.

82. İNFİTAR / 10-11-12

Muhakkak üzerinize kesinlikle hıfz edici, kerim katibler vardır! Onlar fail olduklarınıza alimdirler.

83. MUTAFFİFİN / 7

Hayır!
Muhakkak facirlerin kitabı elbette siccindedir.

83. MUTAFFİFİN / 8-9

"Siccin"in ne olduğunu sana idra ettiren nedir?
Merkum kitabtır.

83. MUTAFFİFİN / 18

Hayır!
Muhakkak berr olanların kitabı elbette illiyyindedir.

83. MUTAFFİFİN / 19-20-21

"İlliyyin"in ne olduğunu sana idra ettire nedir?
Mukarreb olanların şahid olduğu merkum kitabtır.

84. İNŞİKAK / 7-8-9

Kitabı, yemini ile verilen kimse…
artık yakında,
yesir hesabla hesaba çekilecek
ve ehline sürur içinde inkılab edecek.

84. İNŞİKAK / 10-11-12-13-14-15

Kitabı, zahrının verasından verilen kimse…
artık yakında o,
süburu davet edecek...
ve saire saly olacak.
Muhakkak o, ehlinin arasında sürur içindeydi. Muhakkak o, havr etmeyeceğini zann etmekteydi.
Bilakis!
Muhakkak ki Rabbi kendisine basir olandır.

98. BEYYİNE / 1

Kitab ehlinden kafirler
ve müşrikler,
kendilerine beyyine verilinceye kadar infikak eden olmazlar.

98. BEYYİNE / 2-3

ALLAH'tan Rasul… içinde kayyime kitablar olan... mutahhar sahifeleri tilavet etmektedir.

98. BEYYİNE / 4

Kitab verilenler... ancak, kendilerine beyyine olarak verilen şeyin ardından tefrik oldular!

98. BEYYİNE / 6

Muhakkak
kitab ehlinden kafirler
ve müşrikler,
içinde ebedi olacakları cehennem narındadırlar.
İşte onlar... onlar, beriyyenin şerrlisidirler.

Sure Listesi

Kelam-ı Kadim'de Geçen Kelimeler Sözlüğü;Teolog A.Kadir İmamoğlu tarafından derlenerek hazırlanmıştır.