İçeriğe geç
KÖK Ara:
KELİME Ara:
ANLAM içinde Ara:
❝ MVS ❞ kökünden türeyen kelimeler... 4 Kayıt Listeleniyor.
Aynı Kökten Türeyen: xoxox Hz. Musa Mevs Mevs
xoxox
م و س MVS
Hz. Musa
م و س MVS

Suyla gelen ikram, suyun getirdiği hazine, suyun koruduğu, sakladığı değer.

DuruMeal'de toplam 130 kayıtta geçiyor.
Mevs
م و س MVS

Yolmak. Traş etmek.

Mevs
م و س MVS

Yıkamak. / Ekmeği suyla ıslatmak.

2. BAKARA / 51-52

Musa'ya kırk gece vaad etmiştik.
Sonra, onun ardından siz, dişi buzağı ittihaz etmiştiniz… ve zalim olmuştunuz.
Sonra, bunun ardından, ola ki şükür edersiniz diye... sizden afv etmiştik.

2. BAKARA / 53

Ola ki ihtida olursunuz diye... Musa'ya kitab ve furkan vermiştik!

2. BAKARA / 54

Musa, kavmine demişti ki:
"Ey kavmim!
Muhakkak siz, dişi buzağı ittihaz etmekle nefsinize zalim oldunuz.
Artık, bari'nize tevbe edin ve ardından nefslerinizi katl edin! Bari'nizin indinde, bu size hayrdır."
Ardından size tevbe etti.
Muhakkak ki O... tevvab, rahim olan O'dur!

2. BAKARA / 55-56

Siz demiştiniz ki:
"Ey Musa!
ALLAH'ı cehren görünceye kadar sana iman etmeyeceğiz!"
Ardından sizi... nazar edip dururken... bir saika ahz etmişti.
Sonra, ola ki şükür edersiniz diye... mevt oluşunuzdan sonra sizi baas etmiştik.

2. BAKARA / 60

Musa, kavmi için istiska ettiğinde, demiştik ki:
"Asan ile hacere darb et!"
Ardından, ondan oniki ayn fecr oldu… ve bütün ünas, kendi meşrebine kat'iyyetle alim olabildi!
ALLAH'ın rızkından yeyin ve için!
Arzda müfsid olarak asev etmeyin!

2. BAKARA / 61

Siz demiştiniz ki:
"Ey Musa!
Biz vahid taama sabır edemeyiz. Bizim için Rabbini davet et... arzda nebat ettiği şeylerden bize ihrac etsin; bakl (sebze) ve aksee (kabak) ve füvm (sarımsak, buğday) ve ades (mercimek) ve basal (soğan)."

O dedi ki:
"O hayr olan ile... o edna olanı bedellendirmemi mi istiyorsunuz!?
Mısıra hebt olun!...
Artık muhakkak size, sual ettikleriniz kesinlikle vardır."

Onlara zillet ve meskenet darb edildi. ALLAH'tan gazab ile beva oldular. Bu, onların ALLAH'ın ayetlerine kafir olmaları ve Nebileri hakk gayrısında katl etmeleri iledir. Bu, isyan etmeleri ve düşmanlık etmiş olmaları iledir.

2. BAKARA / 67

Musa kavmine demişti ki:
"Muhakkak ki ALLAH, size, bir dişi sığır zebh etmenizi emir ediyor."
Dediler ki:
"Bize hüzüv mü ittihaz ediyorsun!"
Dedi ki:
"Cahillerden olmaktan ALLAH'a uvz ederim!"

2. BAKARA / 87

BİZ, Musa'ya, elbette kat'iyyetle kitab verdik!... ve onun sonrasından Rasuller ile kafv ettik.
Meryem oğlu İsa'ya da beyyineler verdik... onu da, Ruh-ul Kuds ile eyd ettik.

Siz, nefslerinizin hevasına uymayan şey ile Rasul kılınanların hepsine mi müstekbir olacaksınız!?
Ardından ferikini kizb ettiniz, ferikini katl ettiniz!

2. BAKARA / 92

Musa size, elbette kat'iyyetle beyyineler ile geldi!… sonra, onun ardından siz, dişi buzağı ittihaz ettiniz!… siz zalimsiniz!

2. BAKARA / 108

Yoksa… önceden Musa'ya sual ettikleri gibi... siz de Rasulünüze sual etmeyi mi irade ediyorsunuz!?
Küfrü, iman ile bedellendiren kimse… artık o, seva sebilden kat'iyyetle dall olur!

2. BAKARA / 136

Deyin ki:
"Biz,
ALLAH'a...
ve bize inzal olana...
ve İbrahim'e ve İsmail'e ve İshak'a ve Yakub'a ve torunlarına inzal olana...
ve Musa'ya ve İsa'ya verilene...
ve (bütün) Nebilere Rabblerinden verilene...
iman ettik.
Onlardan hiç birisi arasında fark görmeyiz.
Biz O'na Müslümanlarız."

2. BAKARA / 246

Musa'dan sonra israiloğullarından meleleri görmedin mi!?

Onlar Nebilerine, demişlerdi ki:
"Bize bir melik baas et... ALLAH sebilinde katl edelim."
Demişti ki:
"Üzerinize kıtal ketb edildiğinde... ya katl etmezseniz…!?"
Demişlerdi ki:
"Bizim ALLAH sebilinde katl etmememiz olamaz. Biz ve oğullarımız diyarımızdan kat'iyyetle ihrac edilmiştik!"

Ardından üzerlerine kıtal ketb edildiğinde, onlardan birazı dışında, tevella ettiler.

ALLAH, zalimlere alimdir.

2. BAKARA / 248

Nebileri onlara dedi ki:
"Muhakkak, onun mülkünün ayeti, sandığı (ahid sandığı) vermesidir... onun içinde Rabbinizden sekineler ve Musa'nın alinin ve Harun'un alinin terekesinden bakiyeler vardır... ona melekler hamil olmuştur.
Eğer siz mü'minler iseniz, muhakkak bunda, sizin için kesinlikle ayetler vardır."

3. ALİ İMRAN / 84

De ki:
"ALLAH'a...
ve bize inzal ettiğine...
ve İbrahim'e, İsmail'e, İshak'a, Yakub'a ve torunlarına inzal ettiğine...
ve Musa'ya ve İsa'ya ve Nebilere Rabblerinden verilene...
iman ettik. Onlardan birisi arasında fark görmeyiz.
Biz O'na Müslümanlarız."

4. NİSA / 153

Kitab ehli, sana, kendilerine semadan kitab inzal edilmesini sail oluyor.
Onlar, Musa'ya, kat'iyyetle bundan daha kebir sail olmuşlardı!... ve "Bize ALLAH'ı cehren göster" demişlerdi!

Ardından onları, zulümleri ile saika ittihaz etmişti.
Sonra, kendilerine verilen beyyinelerin ardından dişi buzağı ittihaz ettiler.
BİZ, onları, bundan da afv ettik... ve Musa'ya mübin sultan verdik.

4. NİSA / 164

Rasuller… onları (bazılarını), kat'iyyetle önceden sana kıssa ettik!
Rasuller… onları (nicelerini), sana kıssa etmedik.

ALLAH, Musa'ya, teklim üzere kelime etti.

5. MAİDE / 20

Musa, kavmine demişti ki:
"Ey kavmim!
ALLAH'ın size nimetini zikir edin!
Size kendinizde Nebiler kıldığında ve sizi melikler kıldığında, alemlerden tek bir kimseye vermediği şeyleri size vermişti."

5. MAİDE / 22

Dediler ki:
"Ey Musa!
Muhakkak orada cebbar bir kavim var. Muhakkak biz, onlar oradan ihrac olana kadar oraya dahil olamayız. Eğer oradan ihrac olurlarsa, muhakkak biz dahil oluruz."

5. MAİDE / 24

Dediler ki:
"Ey Musa!
Onlar orada daim oldukça, biz oraya ebediyyen dahil olmayız. Sen ve Rabbin zehab edin… ve ardından kıtal edin.
Muhakkak biz, burada kaid olacağız."

6. ENAM / 84

Ona İshak'ı ve Yakub'u vehb ettik.
Hepsine hidayet ettik.
***Nuh'a da önceden hidayet etmiştik.***
Onun zürriyetinden Davud ve Süleyman ve Eyyub ve Yusuf ve Musa ve Harun'a da…

Böyledir!...
BİZ, muhsinleri cezalandırırız.

6. ENAM / 91

"ALLAH, beşere birşey inzal etmedi" diyerek... O'nun kadrini hakk olarak ALLAH'a kaderleyemediler!

De ki:
" Musa'nın nasa, onunla nur ve huda verdiği...
kırtas haline getirip ibda ettiğiniz...
ne var ki çoğunu hafy ettiğiniz...
sizin de ata-babalarınızın da alim olmadığı şeylere sizi ilimlendiren...
o kitabı kim inzal etti!?"

De ki:
"ALLAH!"

Sonra vezr et onları havzlarına... ilab olsunlar!

6. ENAM / 154

Sonra,
ahsen olan üzre tamamlamak…
ve bütün şeyleri tafsilatlandırmak...
ve huda olarak...
ve rahmet olarak...
Musa'ya Kitab verdik… umulur ki Rabblerine lika olacaklarına iman ederler.

7. ARAF / 103

Sonra onların ardından Musa'yı, ayetlerimizle Firavun'a ve onun melelerine, baas ettik... ve ardından onlara zalim oldular.
Artık nazar et!... müfsidlerin akibeti nasıl oldu!?

7. ARAF / 104-105

Musa dedi ki:
"Ey Firavun!
Muhakkak ben, Rabb-il aleminden Rasulüm. ALLAH üzre, sadece, hakk kavil etmem üzerime hakikattir.
Size, kat'iyyetle Rabbimden beyyine ile geldim! Artık israiloğullarını benimle beraber irsal et."

7. ARAF / 115

Dediler ki:
"Ey Musa!
Ya, ilka et… ya da, ilka eden biz olalım."

7. ARAF / 117

Musa'ya, asasını ilka etmesini vahy ettik.
Ardından o, onların ifk ettiklerini lakf etti!

7. ARAF / 121-122

Dediler ki:
"Rabb-il alemine iman ettik… Musa ve Harun'un Rabbine."

7. ARAF / 127

Firavun'un kavminden meleler, dediler ki:
"Musa'yı ve kavmini,
arzda fesad çıkarmaları için...
ve seni ve senin ilahlarını vezr etmeleri için mi vezr edeceksin?"
Dedi ki:
"Oğullarını katl edeceğiz ve kadınlarını istihya edeceğiz.
Muhakkak biz, onların fevkinde kahiriz."

7. ARAF / 128

Musa, kavmine dedi ki:
"ALLAH'a istiane edin!... ve sabır edin!
Muhakkak arz, ALLAH'ındır. O'na abd olanlardan dilediğini ona varis eder.
Akibet muttakiler içindir."

7. ARAF / 131

Kendilerine hasene geldiğinde, "Bu bizimdir" derler.
Eğer seyyie isabet ederse... Musa ve onunla beraber olanlara uçururlar.
Değil mi ki... muhakkak onların uçucu (uğursuz) şeyleri, ALLAH indindedir!?... fakat pek çoğu alim değiller.

7. ARAF / 134

Üzerlerine ricz vuku bulduğunda, dediler ki:
"Ey Musa!
Senin indine ahd ettiği şey ile Rabbini bize davet et. Eğer üzerimizden riczi keşf edersen sana kesinlikle iman edeceğiz... ve israiloğullarını seninle birlikte kesinlikle irsal edeceğiz."

7. ARAF / 138

İsrailoğullarına bahrda cevaz verdik… ardından, kendi sanemleri üzre akif olan bir kavme ulaştılar.
"Ey Musa!
Onların ilahları gibi, bizimi için ilah kılsan..." dediler.
Dedi ki:
"Muhakkak siz, cahillik eden kavimsiniz!"

7. ARAF / 142

Musa'ya otuz gece vaad ettik... ve bunu aşr ile tamamladık... artık, Rabbinin mikatı, kırk geceye tamam oldu.

Musa, kardeşi Harun'a dedi ki:
"Kavmimde bana halife ol... ve ıslah et. Müfsidlerin sebiline tabi olma!"

7. ARAF / 143

Musa, mikatımız için geldiğinde ve Rabbi ona kelime ettiğinde, dedi ki:
"Rabbim!
Bana görün. SANA nazar edeyim."
Dedi ki:
"Sen BEN'i göremezsin... fakat dağa nazar et. Artık eğer o, mekanında karar edebilirse, o zaman, BEN'i göreceksin."
Rabbi dağa tecelli edince, onu dekk kıldı... Musa, saikayla harra oldu... ve ardından, fevk olduğunda, dedi ki:
"SEN subhansın!
SANA tevbe ederim. Ben, mü'minlerin evveliyim."

7. ARAF / 144

Dedi ki:
"Ey Musa!
Muhakkak ki BEN, nas üzre risaletime ve kelamıma seni ıstıfa ettim. Artık sana verdiklerimi ahz et ve şükür edenlerden ol!"

7. ARAF / 148

Musa'nın kavmi, onun ardından... kendi hilyelerinden, onlara havr edebilen, dişi buzağı cesedi ittihaz etti.
Görmediler mi ki; kendilerine kelime edemez ve de sebil ihda edemez!?
Onu ittihaz ettiler... ve zalimlerden oldular!

7. ARAF / 150

Musa, kavmine, gazaba ve esefle rücu ettiğinde, dedi ki:
"Benden sonra, halefimde ne beis işlediniz! Rabbinizin emrine acele mi ettiniz!"
Levhaları ilka etti ve kardeşinin reisini ahz etti. Onu kendine cerr etti. Dedi ki:
"Anamın oğlu!
Muhakkak kavim istizaf oldu. Neredeyse beni katl ediyorlardı. Artık düşmanları bana şemate ettirme! Beni zalim kavim ile beraber kılma!"

7. ARAF / 154

Musa'nın gazabı sekteye uğradığında, levhaları ahz etti.
Nüshalarda, Rabblerine rehb edenler için, huda ve rahmet vardı.

7. ARAF / 155-156

Musa, BİZ'imle mikatı için, kavminden, yetmiş adam ihtiyar etti. Ardından recf onları ahz ettiğinde, dedi ki:

"Rabbim!
Şayet dileseydin, onları ve yalnızca beni, önceden helak ederdin. İçimizden sefihlerin fail oduğu şeyler ile bizi mi helak edeceksin?

Bu, sadece, SEN'in fitnendir. Dilediğin kimseyi onunla dall edersin ve dilediğin kimseyi ihda edersin. SEN veliymizsin! Bize gufran ol ve rahmet et. SEN gafurların hayrlısısın.

Bu dünyada ve de ahirette, bizim kendimize hasene ketb et. Muhakkak biz, sana haid olduk."

Dedi ki:
"Azabım dilediğim kimseye isabet eder.
Rahmetim ise herşeye vasidir.
Artık onu;
zekatlarını vererek ittika edenler için...
ve ayetlerimize iman edenler için...
ketb edeceğim."

7. ARAF / 159

Musa'nın kavminden, bi-hakkın ihda olan ve onunla adil olan bir ümmet vardır.

7. ARAF / 160

BİZ onları, on iki sıbt ümmet olarak kata ettik... ve Musa'ya vahy ettik;
"Kavmin istiska ettiğinde, asan ile hacere darb et!"
Ardından ondan, on iki ayn fışkırdı. Bütün ünas, kendi meşrebine kat'iyyetle alim oldu!
BİZ, üzerlerine gamam zıll etmiştik. Onlara, menne ve selva inzal etmiştik.
"Sizi rızıklandırdığımız, tayyib olanlardan yeyin."
Onlar BİZ'e zalim olmadılar... fakat, kendi nefslerine zalim oldular.

10. YUNUS / 75

Sonra bunların ardından, Musa ve Harun'u Firavuna ve onun melelerine, ayetlerimiz ile baas ettik.
Ancak onlar, istikbar ettiler ve mücrim kavim oldular.

10. YUNUS / 77

Musa dedi ki:
"Size geldiğinde, hakk için kavliniz bu mu!?...
Bu, sihir midir!?
Sihirbazlar, felaha ulaşamazlar!"

10. YUNUS / 80

Ardından sihirbazlar geldiğinde, Musa onlara dedi ki:
"Siz ilka edeceğiniz şeyi ilka edin."

10. YUNUS / 81-82

Ardından onlar ilka ettiğinde... Musa dedi ki:
"Bu yaptıklarınız sihir iledir. Muhakkak ki ALLAH, onu batıl edecektir. Muhakkak ki ALLAH, ifsad edenlerin amellerini ıslah etmez. Şayet mücrimler kerih görseler bile… ALLAH, KENDİ kelimesi ile... hakk olanı, hakk kılar."

10. YUNUS / 83

Ardından, Firavun ve melelerinin fitne etmeleri korkusuyla… ancak, kavminden bir zürriyet Musa'ya iman etti.
Muhakkak Firavun arzda kesinlikle ulvilik taslamıştı… ve muhakkak o müsrif kimselerdendi.

10. YUNUS / 84

Musa dedi ki:
"Ey kavmim!
Eğer siz ALLAH'a iman etmişseniz...
Eğer Müslüman olmuşsanız...
artık O'na tevekkül edin!"

10. YUNUS / 87

Musa'ya ve kardeşine vahy ettik:
"Kavminiz için Mısır'da evler tebevvü edin. Evlerinizi kıble kılın... ve salat ikame edin...
Mü'minlere ibşar et!"

10. YUNUS / 88

Musa dedi ki:
"Rabbimiz!
Muhakkak SEN, Firavun'a ve onun melelerine, dünya hayatında ziynet ve mallar verdin.
Rabbimiz!
Senin sebilinden dall ettirsinler diye mi?
Rabbimiz!
Sen onların malları üzre tams et... ve kalbleri üzre şedid ol... artık onlar elim azabı görünceye kadar iman etmezler."

11. HUD / 17

Rabbinden beyyine üzre olan kim midir!?

O'ndan bir şahid...
ve öncesinden imam ve rahmet olarak Musa'nın kitabı...
ona tilv olmaktadır. İşte onlar, ona iman ederler (edenlerdir).

Hizblerden, buna kafir olan kimse... artık onlara vaad edilen, nardır!

Artık sakın, bundan mirye içinde olma!
Muhakkak o, Rabbinden hakktır... fakat nasın pek çoğu iman etmezler.

11. HUD / 96-97

BİZ, Musa'yı, elbette kat'iyyetle ayetlerimizle ve mübin sultan ile!… firavuna ve onun melelerine irsal ettik…
Ardıdan onlar, firavunun emrine tabi oldular. Firavunun emri, reşid değildi.

11. HUD / 110

Musa'ya elbette kat'iyyetle Kitab verdik!... ve ardından onun hakkında ihtilaf ettiler. Şayet Rabbinden kelime sebak olmasaydı, aralarında elbette/kesinlikle kaza ederdi.
Muhakkak onlar, onda elbette/kesinlikle murib şekk içindeler.

14. İBRAHİM / 5

Musa'yı,
"Kavmini zulmetlerden nura ihrac et ve ALLAH'ın yevmlerini zikir ettir" diye, elbette kat'iyyetle ayetlerimizle irsal ettik!
Muhakkak bunda, bütün şükür edenler, sabır edenler için elbette/kesinlikle ayetler vardır.

14. İBRAHİM / 6

Musa kavmine demişti ki:
"ALLAH'ın üzerinize nimetlerini zikir edin.
O,
sizi sui azaba sevm eden...
ve oğullarınızı zebh eden ve kadınlarınızı istihya eden...
firavun alinden sizi necat etmişti.
Bunda, Rabbinizden azim bela vardır."

14. İBRAHİM / 8

Musa dedi ki:
"Eğer siz ve arzda ki kimseler cemian... kafir olsanız (bile)... artık muhakkak ki ALLAH, elbette/kesinlikle ganiydir, hamiddir."

17. İSRA / 2-3

Musa'ya kitab verdik… ve onu, BEN'im gayrımdan vekil ittihaz etmesinler diye… BİZ'im, Nuh ile birlikte hamil olduklarımızın zürriyeti(nden olan) israiloğulları için huda kıldık.
Muhakkak o, şükür eden abd oldu.

17. İSRA / 101

BİZ Musa'ya, elbette kat'iyyetle beyan olunmuş dokuz ayet verdik!
İsrailoğullarına sual et:
O geldiğinde... firavun ona demişti ki:
"Muhakkak ben, senin elbette/kesinlikle meshur olduğunu zann ediyorum… eyy Musa!"

18. KEHF / 60

Musa, delikanlıya demişti ki:
"İki bahrın icmal olduğu yere iblağ oluncaya... veya mütemadi hukba kadar berh etmeyeceğim."

18. KEHF / 66

Musa ona dedi ki:
"Senin alim olduğun rüşd halinden, beni alim etmen üzere sana tabi olabilir miyim?"

19. MERYEM / 51

Kitabta, Musa'yı zikir et.
Muhakkak o, muhles idi... Rasul Nebi idi.

20. TAHA / 5-6-7

Rahman, arş üzre istiva etmiştir!
Semalarda olanlar...
ve arzda olanlar...
ve onların arasındakiler...
ve seranın altında olanlar...
O'nundur.
Eğer kavl ile cehr de olsa... sırr da olsa... hafi de olsa artık muhakkak ki O alimdir.

20. TAHA / 9

Musa'nın hadisi sana geldi mi?

20. TAHA / 11-12-13-14-15-16

Ardından oraya varınca, ona nida ettik:
"Ey Musa!
Muhakkak ki BENBEN, senin Rabbinim!
Nalınlarını çıkar!
Muhakkak sen, mukaddes vadi Tuvadasın.
BEN seni hayrlı kıldım.
Artık, vahy edilenleri işit!
Muhakkak ki BEN'im... BEN ALLAH'ım!... ilah, sadece, BEN'im!
Artık BANA abd ol!
BEN'i zikir etmek için salat ikame et!
Muhakkak, bütün nefsin say ettiği şeyler ile ceza bulması için, hafy ettiğim saat neredeyse verilecektir! Ona iman etmeyenler ve hevalarına tabi olanlar, seni ondan sadd etmesin… (yoksa) artık redi olursun!"

20. TAHA / 17-18-19-20-21

"Şu yemininde ki nedir ey Musa?"
Dedi ki:
"O benim asamdır. Ona tevekkü ederim, onunla koyunum üzre haşiş ederim. Onda başka meribeler de olur."
Dedi ki:
"İlka et onu, Ey Musa!"
Onu ilka etti... ve ardından o, say ederek hayatlandı.
Dedi ki:
"Ahz et onu! Korkma!
Onu ilk siretine ida edeceğiz."

20. TAHA / 17-18-19-20-21

"Şu yemininde ki nedir ey Musa?"
Dedi ki:
"O benim asamdır. Ona tevekkü ederim, onunla koyunum üzre haşiş ederim. Onda başka meribeler de olur."
Dedi ki:
"İlka et onu, Ey Musa!"
Onu ilka etti... ve ardından o, say ederek hayatlandı.
Dedi ki:
"Ahz et onu! Korkma!
Onu ilk siretine ida edeceğiz."

20. TAHA / 25-26-27-28-29-30-31-32-33-34-35-36

Dedi ki:
"Rabbim!
Sadrıma şerh et.
Emrimi yesir et.
Lisanımın ukdesini hall et… kavlimi fıkh edebilsinler.
Ehlimden kardeşim Harun'u bana vezir kıl... ezrimi onunla şedid kıl... ve emrimde onu şerik yap ki... SEN'i çok sebbih edelim, SEN'i çok zikir edelim.
Muhakkak ki SEN, ikimize de basir olansın."

Dedi ki:
"Sail oldukların kat'iyyetle sana verilmiştir, ey Musa!"

20. TAHA / 40

"Kız kardeşin meşy etmişti... ve ardından onlara demişti ki:
***ona kefil bir kimseyi size delil edeyim mi?***
Ardından seni, aynı karar olsun ve hüzünlenmesin diye annene rücu ettik.

Sen bir nefs katl etmiştin... ve ardından seni gammdan necat etmiştik. Seni fitne ile fitne etmiştik... ve ardından senelerce Medyen ehlinin içinde lebs olmuştun.

Sonra kader üzere BİZ'e geldin ey Musa!"

20. TAHA / 49

Dedi ki:
"Sizin Rabbiniz kim, ey Musa?"

20. TAHA / 57

Dedi ki:
"Sihrinle, bizi, arzımızdan ihrac etmek için mi geldin, ey Musa?"

20. TAHA / 61

Musa, onlara dedi ki:
"Yazık size!
ALLAH'a kizb ederek iftira etmeyin. Artık azab ile size suht eder. İftira edenler kat'iyyetle habe olmuştur!"

20. TAHA / 65

Dediler ki:
"Ey Musa!
Ya sen ilka et yahut evvel ilka eden biz olalım."

20. TAHA / 67

Ardından Musa, nefsinde korku vecs etti.

20. TAHA / 70

Ardından sihirbazlar, sacidler olarak ilka ettiler!
Dediler ki:
"Harun'un ve Musa'nın Rabbine iman ettik."

20. TAHA / 77

elbette kat'iyyetle!... Musa'ya vahy ettik:
"BANA abd olanlar ile isra et… ve ardından onları… idrak edrek havf etmeden ve haşy etmeden... yebs olmuş bahr içinde tarık darb et!"

20. TAHA / 83

"Seni, kavminden daha acele ettiren şey nedir, ey Musa?"

20. TAHA / 86

Musa, gazban ve esif olarak kavmine rücu etti.
Dedi ki:
"Ey kavmim!
Rabbiniz, size hasene vaad ile vaad etmemiş miydi?
Ahd size tavl mı geldi?
Yoksa, Rabbinizden gazabın üzerinize hall olmasını mı irade ettiniz?
Artık bana olan vaadinizden, siz hilaf ettiniz!"

20. TAHA / 88

Ardından onlar için, havrı olan dişi buzağı cesedi ihrac etti.
Ardından dediler ki:
"Bu sizin de ilahınızdır… Musa'nın da ilahıdır... ancak o, unuttu."

20. TAHA / 91

Dediler ki:
"Musa bize rücu edinceye kadar buna akif olmaya berh etmeyeceğiz."

21. ENBİYA / 48-49

elbette kat'iyyetle!... BİZ, ziya ve zikir olarak
Rabblerinden gayb ile haşy eden…
ve saatten müşfik olan…
muttakiler için Musa'ya ve Harun'a Furkan'ı verdik.

22. HACC / 42-43-44

Hani onlar seni kizb ediyorlar ya… onlardan önce,
Nuh ve Ad ve Semud kavimleri de...
ve İbrahim'in kavmi de...
ve Lut'un kavmi de...
ve Medyen ashabı da...
kat'iyyetle kizb etmişti!
Musa da kizb edilmişti.
Ardından kafirlere imla etmiştim... sonra onları ahz etmiştim.
Nasılmış BEN'i inkar etmek!

23. MU'MİNUN / 45-46-47-48-49

Sonra Musa ve kardeşi Harun'u ayetlerimizle ve mübin sultan ile Firavun ve melelerine irsal ettik.
Onlar istikbar ettiler ve ulvilik taslayan bir kavim oldular.
"Kavimleri bize abd olmuşken, bizim mislimizde şu iki beşere iman mı edelim?" dediler.
Artık ikisini de kizb ettiler... ve helak edilenlerden oldular.
Musa'ya, elbette kat'iyyetle Kitab verdik!... umulur ki ihtida olurlar.

23. MU'MİNUN / 45-46-47-48-49

Sonra Musa ve kardeşi Harun'u ayetlerimizle ve mübin sultan ile Firavun ve melelerine irsal ettik.
Onlar istikbar ettiler ve ulvilik taslayan bir kavim oldular.
"Kavimleri bize abd olmuşken, bizim mislimizde şu iki beşere iman mı edelim?" dediler.
Artık ikisini de kizb ettiler... ve helak edilenlerden oldular.
Musa'ya, elbette kat'iyyetle Kitab verdik!... umulur ki ihtida olurlar.

25. FURKAN / 35

elbette kat'iyyetle!... BİZ, Musa'ya Kitab verdik... ve onunla beraber kardeşi Harun'u vezir kıldık.

26. ŞUARA / 10-11

Rabbin, Musa'ya nida etmişti:
"Zalimler kavmine git!... Firavun'un kavmine!
İttika etmeyecekler mi?"

26. ŞUARA / 43

Musa onlara dedi ki:
"Haydi ilka edeceğiniz şeyleri ilka edin bakalım!"

26. ŞUARA / 45-46-47-48

Musa da asasını ilka etti… ve ardından o, onların ifklerini lakf etti.
Ardından sihirbazlar, sacidler olarak ilka ettiler… dediler ki:
"Musa'nın ve Harun'un Rabbi'ne… Rabb-il alemine iman ettik."

26. ŞUARA / 45-46-47-48

Musa da asasını ilka etti… ve ardından o, onların ifklerini lakf etti.
Ardından sihirbazlar, sacidler olarak ilka ettiler… dediler ki:
"Musa'nın ve Harun'un Rabbi'ne… Rabb-il alemine iman ettik."

26. ŞUARA / 52

Musa'ya vahy ettik:
"BANA abd olanlar ile isra edin. Muhakkak tabi olunacaksınız."

26. ŞUARA / 61

Ardından iki cemaat birbirini gördüklerinde, Musa'nın ashabı, dedi ki:
"Muhakkak biz, kesinlikle idrak olunduk."

26. ŞUARA / 63

Ardından Musa'ya vahy ettik:
"Asan ile bahra darb et!"
Artık, infilak etti! Bütün firkler azim tav gibiydi.

26. ŞUARA / 65

Musa'yı ve beraberinde ki kimselerin hepsini necat ettik.

27. NEML / 7

Musa, ehline demişti ki:
"Muhakkak benim nara ünsiyetim oldu.
Size ondan haber vereceğim... veya şihab ile kabes getireceğim… umulur ki siz saly olursunuz."

27. NEML / 9

"Ey Musa!
Muhakkak ki O'yum! BEN, aziz, hakim ALLAH'ım."

27. NEML / 10

"Asanı ilka et!"
Ardından onun, canlıymış gibi hezz ettiğini görünce… takib etmeden, müdbir olarak tevella etti.
"Ey Musa!
Korkma!
Muhakkak ki BEN'im VARLIĞIMDA mürseller havf etmezler."

28. KASAS / 3

Musa ile Firavun'un haberinden, iman eden kavim için, bi-hakkın sana tilavet ediyoruz.

28. KASAS / 7

Musa'nın annesine vahy ettik:
"Onu emzir!
Ardından, onun üzerine korku duyduğun zaman, onu ummana ilka et.
Korkma!... ve Hüzünlenme!
Muhakkak ki BİZ onu, sana redd edeceğiz… ve onu mürsellerden kılacağız."

28. KASAS / 10

Musa'nın annesinin fuadı farig oluverdi. Onun kalbine, mü'minlerden olması için rabt etmeseydik, neredeyse onu ibda edecekti.

28. KASAS / 15

Ehlinden gaflet hiyni üzre, medineye dahil oldu.
Orada, birbirini katl etmek üzere olan iki adam mevcudtu. Biri kendi şiasından, diğeri ise düşmanlarındandı. Kendi şiasından olan, düşmandan olana karşı gavs istedi.
Musa onu vekz etti... ve ardından ona kaza oldu.
Dedi ki:
"Bu, şeytanın amelindendir. Muhakkak o, mübin dalalete düşürücü düşmandır."

28. KASAS / 18

Ardından korkuyla, medinede terakkub ediverdi. Ardından bir gün önce sarih olduğu kimse yine nasr isteyince, Musa ona dedi ki:
"Muhakkak sen, kesinlikle mübin gaviyysin."

28. KASAS / 19

Ardından irade edipte... ikisine de düşman olan kimseyi batş ettiğinde,
"Ey Musa!
Dün bir nefsi katl ettiğin gibi, beni de katl etmeyi mi irade ediyorsun? Sen arzda, sadece, cebbar olmayı irade ediyorsun. Sen ıslah edenlerden olmayı irade etmiyorsun."

28. KASAS / 20

Medinenin aksasından bir erkek kimse, say ederek geldi ve dedi ki:
"Ey Musa!
Meleler, seni katl etmek için emir ediyorlar. Artık ihrac ol. Muhakkak ben sana nasihat edenlerdenim!"

28. KASAS / 29

Ardından Musa, eceli kaza ettiğinde ve ehliyle seyire çıktığında... Tur'un canibinden nara ünsiyeti oldu.
Ehline dedi ki:
"Siz meks olun. Benim nara ünsiyetim oldu. Umulur ki ondan size haber veya nardan bir cüzve veririm… umulur ki siz saly olursunuz."

28. KASAS / 30

Ardından oraya geldiğinde... mübarek bukada vadinin eymeninin şatisinde ki şecereden ona nida edildi.
"Ey Musa!
Muhakkak ki BENBEN, Rabb-il alemin ALLAH'ım."

28. KASAS / 31

"Asanı ilka et!"

Ardından onun, canlanmış gibi hezz ettiğini görünce, müdbir olarak, akb etmeden tevella etti.
"Ey Musa!
Kabl et ve korkma!
Muhakkak sen emin olanlardansın."

28. KASAS / 36

Musa, beyan olunmuş ayetlerimizle onlara geldiğinde, dediler ki:
"Bu, iftira olunmuş sihirden başka değildir. Biz evvelde ki ata-babalarımızda böyle bir şey işitmedik."

28. KASAS / 37

Musa dedi ki:
"İndinden huda ile gelen kimseye… ve darın akibetinin kime olduğuna Rabbim alimdir.
Muhakkak onlar... zalimler, felaha ulaşamazlar!"

28. KASAS / 38

Firavun dedi ki:
"Ey meleler!
Sizin için benim gayrımda ilaha alim değilim.
Benim için, tin üzre vakd et, ey Haman! Benim için sarh yap. Umulur ki ben Musa'nın ilahına tulu ederim.
Muhakkak ben, elbette/kesinlikle onu kaziblerden zann ediyorum."

28. KASAS / 43

Elbette kat'iyyetle!... BİZ... ilk karin olanları helak etmemizin ardından... nas için,
basiret olarak...
ve huda olarak...
ve rahmet olarak...
Musa'ya kitab verdik… umulur ki tezekkür ederler.

28. KASAS / 44

BİZ Musa'ya emri kaza ettiğimiz zaman... sen garb canibinde değildin… ve şahid olanlardan olmadın.

28. KASAS / 48

Ardından onlara BİZ'im indimizden hakk kılındığında, dediler ki:
"Musa'ya verilen şeylerin misli, ona da verilseydi ya!"
Onlar,
önceden Musa'ya verilenlere de kafir olmamışlar mıydı?
"Zuhur eden iki sihirbazdır" dememişler miydi!
"Muhakkak biz, hepsine kafiriz" dememişler miydi!

28. KASAS / 76

Muhakkak Karun, Musa'nın kavmindendi… ve ardından onlara bagi oldu.
BİZ ona, kenzlerden vermiştik ki; onların miftahları, kuvvet sahibi usbeye ağır geliyordu.
Kendi kavmi, ona,
"Küstah olma!" demişti.
Muhakkak ki ALLAH, ferih olanlara muhabbet duymaz.

29. ANKEBUT / 39

Karun… Firavun… Haman…
Musa, elbette kat'iyyetle beyyineler ile gelmişti!
Ancak onlar, arzda istikbar etttiler… ve sabık olmadılar.

32. SECDE / 23

Elbette kat'iyyetle... BİZ, Musa'ya Kitab verdik. Artık sen, ona mülaki olmaktan mirye içinde olma!
Onu israiloğulları için huda kıldık.

33. AHZAB / 7-8

Nebilerden misaklarını ahz ettiğimizde...
Senden... ve Nuh'tan... ve İbrahim'den... ve Musa'dan... ve Meryem oğlu İsa'dan...
Sadıklara, sıdkından sual etmek için… onlardan galiz misak ahz etmiştik.
Kafirler için elim azab idad edilmiştir.

33. AHZAB / 69

Ey iman edenler!
Siz Musa'ya eza eden kimseler gibi olmayın!
Ardından ALLAH onu, onların kavillerinden beri kılmıştı... ve ALLAH indinde vecih olmuştu.

37. SAFFAT / 114

Musa ve Harun üzre elbette kat'iyyetle menn ettik!

37. SAFFAT / 120

Musa ve Harun'a selam olsun.

40. MU'MİN / 23-24

Musa'yı, elbette kat'iyyetle ayetlerimiz ile ve mübin sultan ile Firavuna ve Haman'a ve Karun'a irsal ettik!… ardından onlar, "kezzab sihirbazdır" dediler.

40. MU'MİN / 26-27

Firavun dedi ki:
"Vezr edin beni... Musa'yı katl edeyim. O da Rabbini davet etsin. Muhakkak ben, sizin dininizi bedellendireceğinden veya arzda fesad izhar edeceğinden korkuyorum."

Musa dedi ki:
"Muhakkak ben, hesab yevmine iman etmeyen bütün mütekebbirlerden... benim Rabbime ve sizin Rabbinize uvz ettim."

40. MU'MİN / 26-27

Firavun dedi ki:
"Vezr edin beni... Musa'yı katl edeyim. O da Rabbini davet etsin. Muhakkak ben, sizin dininizi bedellendireceğinden veya arzda fesad izhar edeceğinden korkuyorum."

Musa dedi ki:
"Muhakkak ben, hesab yevmine iman etmeyen bütün mütekebbirlerden... benim Rabbime ve sizin Rabbinize uvz ettim."

40. MU'MİN / 36-37

Firavun dedi ki:
"Ey Haman!
Bana sarh bina et. Ola ki sebeblere iblağ olurum... semaların sebeblerine!... ve ardından Musa'nın ilahına muttali olurum.
Muhakkak ben elbette onun kazib olduğunu zann ediyorum."

Böyledir!...
Kendi sui ameli, firavuna ziynetlendi... ve sebilden sadd edildi. Firavunun keydi, sadece, tebab oldu.

40. MUMİN / 53-54

Elbette kat'iyyetle!... BİZ, Musa'ya huda vermiştik.
İsrailoğullarını da… lubb sahibleri için huda ve zikir olan kitaba varis kılmıştık.

41. FUSSİLET / 45

Musa'ya elbette kat'iyyetle kitab verdik!… ve ardından onun hakkında ihtilaf ettiler.
Şayet Rabbinden sebak kelimeler olmasaydı... elbette/kesinlikle onların aralarında kaza edilirdi. Muhakkak onlar, elbette ondan murib şekk içindeler.

42. ŞURA / 13

Nuh'a vasiyet ettiği şeyi...
"Dini ikame edin ve onun hakkında teferruk olmayın!"
diye... dinde şer'iat kıldı.
Sana vahy ettiğimiz... İbrahim'e ve Musa'ya ve İsa'ya vasiyet ettiğimiz şeydir.
Kendilerini davet ettiğin şey, müşrikler üzre kebirdir.
ALLAH, dilediği kimseyi ona ictiba eder... ve inabe eden kimseyi ona ihda eder.

43. ZUHRUF / 46

elbette kat'iyyetle!... Musa'yı ayetlerimiz ile firavuna ve melelerine inzal ettik… ve ardından onlara dedi ki:
"Muhakkak ben Rabb-il aleminin Rasulüyüm."

46. AHKAF / 12

Onun öncesinde, Musa'nın kitabı imam ve rahmet idi.
(Şimdi) Bu musaddık kitab, arabiyye lisanındadır.
zalimleri nezr etmek içindir…
ve muhsinler için büşradır.

46. AHKAF / 30

Dediler ki:
"Ey kavmimiz!
Muhakkak biz,
Musa'dan sonra inzal edilen,
onun elinin arasındakine musaddık olan,
hakka ve mustakim tarıka ihda eden
kitabı işittik."

51. ZARİYAT / 38-39

Musa hakkında!...
Onu mübin sultan ile firavuna irsal ettiğimizde… rüknleri ile tevella etmişti... ve "O sihirbazdır veya mecnundur." demişti.

53. NECM / 36-37-38-39-40-41-42-43-44-45-46-47-48-49-50-51-52-53-54

Yoksa, Musa'nın... ve vefa eden İbrahim'in sahifelerinde olanlar ile kendisine haber verilmedi mi!?
Vezr edenin, başkasının vizrini vezr etmediği...
İnsan'ın olanın, sadece, say ettiği şey olduğu…
ve say etmesinin yakında görüleceği…
Sonra en vefalı cezayla cezalandırılacağı…
Müntehanın (son, nihayet,varış) Rabbine olduğu…
Idhak edenin ve ibka edenin O olduğu…
Mevt edenin ve ihya edenin O olduğu…
Menilendiğinde, nutfeden… erkek ve dişi olarak iki zevc halk ettiği…
Uhra neşetin O'nun üzerine olduğu…
En ganiy edenin... ve en kani kılanın O olduğu…
Şiranın Rabbinin O olduğu…
Ulada Ad (kavmini)... ve Semud (kavmini)... önceden de Nuh kavmini helak ettiği…
ve ardından onları, baki etmediği…
Muhakkak onlar... onlar daha zalim ve tuğyan içinde olmuşlardı. Mütefikeyi (Lut kavminin memleketi) de ehva etmişti… ve ardından, gışa ettiğini onlara gışa etmişti.

61. SAFF / 5

Musa kavine demişti ki:
"Ey kavmim!
Benim, sizin üzerinize ALLAH Rasulü olduğuma, kat'iyyetle alim olduğunuz halde… ne diye bana eza edip durursunuz!?"
Ardından onlar zeyg olunca... ALLAH, onların kalblerini zeyg etti.
ALLAH, fasık kavmi ihda etmez.

79. NAZİAT / 15

Musa'nın hadisi sana geldi mi?

87. A'LA / 16-17-18-19

Bilakis!
Siz dünya hayatını eser ettiniz.
Ahiret, hayrdır ve bakidir!
Muhakkak bu, elbette ilk sahifelerde... İbrahim ve Musa'nın sahifelerinde de vardı.

Sure Listesi

Kelam-ı Kadim'de Geçen Kelimeler Sözlüğü;Teolog A.Kadir İmamoğlu tarafından derlenerek hazırlanmıştır.