İçeriğe geç
KÖK Ara:
KELİME Ara:
ANLAM içinde Ara:
❝ NFS ❞ kökünden türeyen kelimeler... 22 Kayıt Listeleniyor.
Aynı Kökten Türeyen: xoxox enfes Enafis Enfusî Nefs Nefis Nufus Enfus Nefsani Nefsi Neseme Nesme Nusum Munafese Munafesat Mutenafis nefaset Nefsaniyet Nesis Tenafus Tenâfusât menfes Muneffis Muteneffis Nafis nefes Enfas Nesem teneffus Teneffusât Tenfis Tenfisât Nefsa Nefsâvât Nifâs Nevâfis
xoxox
ن ف س NFS
enfes
ن ف س NFS

Daha hoş. Çok hoş. Daha iyi. Pek nefis.

Çğl.Enafis
Enfusî
ن ف س NFS

Bir kimseye mahsus görüş ve düşünüş. Nefse, kendi hayatına aid, dâhile aid.

Nefs
Nefis
ن ف س NFS

Can, kişi, kendi, öz varlık. Bir şeyin zatı olan, kendisi. Göz. Şehvet ve gadabın mebdei olan kuvve-i nefsaniye. Fıtri meyil, bedenin hissi istekleri. Ruh, hayat, asıl. Maya. Hamiyet. Dişil (semai müennes) kavramdır.

DuruMeal'de toplam 272 kayıtta geçiyor.
Çğl.NufusÇğl.Enfus
Nefsani
ن ف س NFS

Bedeni arzu ve isteklerle alâkalı. Zaruret olmadığı hâlde keyf için olan istek ve arzuya ait. Kendine ait ve mensub.

Nefsi
ن ف س NFS

Nefis ile, kendisi ile alâkalı. Şahsa ait, nefse dair.

Neseme
Nesme
ن ف س NFS

Nefs. İnsanın ve her nesnenin başlangıcı.

Çğl.Nusum
Munafese
ن ف س NFS

Başkasında görülen bir kemale imrenip ona yetişebilmek ve daha ileri gidebilmek için, nefislerin nefâsette, iyi şeylerde yarışması hissi.

Çğl.Munafesat
Mutenafis
ن ف س NFS

Çekişen. Birbiriyle münâkaşa eden. İmrenen. Yarışan. Tenafüs eden.

nefaset
ن ف س NFS

Beğenilir olmak, kıymetlilik, değerlilik, çok güzellik, pek iyilik. Nefis ve mergub olmak.

Nefsaniyet
ن ف س NFS

Nefsini çok beğenmişlik. Gizli düşmanlık, garez, kin.

Nesis
ن ف س NFS

Aşırı derecedeki açlık. İnsan gücünün sonu. İnsanın en son tâkati. Son nefes.

Tenafus
ن ف س NFS

Hased etme. Çekememe. İmrenme. Yarışma.

DuruMeal'de toplam 1 kayıtta geçiyor.
Çğl.Tenâfusât
menfes
ن ف س NFS

Nefes deliği. Nefes alacak yer.

Muneffis
ن ف س NFS

Nefes verdiren, rahat ettiren.

Muteneffis
ن ف س NFS

Teneffüs eden. Soluyan. Nefes alan. Dinlenen.

Nafis
ن ف س NFS

Açan ve ferahlandıran. Okuyup üfüren. Gözü nazar değer olan kimse.

nefes
ن ف س NFS

Soluk, üfürülen hava. Soluma, soluk verip alma. Uzun söz. Bolluk.

Çğl.Enfas
Nesem
ن ف س NFS

Soluk ruh, nefes. Rahatı mucib hâlet. Rüzgârın lâtif, hoş esmesi.

teneffus
ن ف س NFS

Nefes, soluk alma. Dinlenme. Tan yeri ağarma. Deniz suyunun sahile vurması. Üfürmek. Okullarda ders araları verilen dinlenme.

DuruMeal'de toplam 1 kayıtta geçiyor.
Çğl.Teneffusât
Tenfis
ن ف س NFS

Nefeslendirme, soluklandırma, ferahlandırma.

Çğl.Tenfisât
Nefsa
ن ف س NFS

Yeni doğum yapmış kadın. Loğusa.

Çğl.NefsâvâtÇğl.NifâsÇğl.Nevâfis
2. BAKARA / 8-9

"Biz ALLAH'a ve ahir yevmine iman ettik!" diyen... ancak mü'minler ile olmayan nasdan (bazı) kimseler… ALLAH'a ve iman etmiş olanlara hadia etmekteler!
Onlar, ancak, nefslerine hadia ederler… onların şuurlarında değil!

2. BAKARA / 44

Birr ile nasa emir ediyorsunuz da… kitab tilavet ettiğiniz halde… kendi nefslerinizi unutuyorsunuz… öyle mi!?
Hala akıl etmiyor musunuz!?

2. BAKARA / 48

İttika edin!...
Nefsin nefse bir şey ceza etmeyeceği...
ve ondan şefaat kabl olmayacağı...
ve ondan adalet ahz edilmeyeceği...
ve de nasr edilmeyecekleri
yevmden!

2. BAKARA / 54

Musa, kavmine demişti ki:
"Ey kavmim!
Muhakkak siz, dişi buzağı ittihaz etmekle nefsinize zalim oldunuz.
Artık, bari'nize tevbe edin ve ardından nefslerinizi katl edin! Bari'nizin indinde, bu size hayrdır."
Ardından size tevbe etti.
Muhakkak ki O... tevvab, rahim olan O'dur!

2. BAKARA / 57

Üzerinize gamameyi zıll yapmıştık.
Size, menne ve selva inzal etmiştik.
***Rızıklandırdıklarımızın tayyib olanlarından yeyin.***
BİZ'e zalim olamazlar... fakat onlar, kendilerine zalim olmuş oldular.

2. BAKARA / 72

Siz bir nefs katl etmiştiniz ve ardından bunun hakkında dar etmiştiniz.
ALLAH sizin ketm ettiğinizi ihrac edendir.

2. BAKARA / 84

Size misak ahz etmiştik:
"Kanınızı sefk etmeyin!
Nefslerinizi diyarlarınızdan ihrac etmeyin!"
Sonra, siz ikrar verdiniz! Siz şahid oldunuz!

2. BAKARA / 85-86

Sonra siz, işte busunuz!
Nefslerinizi katl ediyorsunuz!...
ve sizden feriki, diyarlarından ihrac ediyorsunuz!...
Onlara ism ve düşmanlık ile tezahür ediyorsunuz!...
ve esirler verirlerse fidyeleşiyorsunuz.
Onları ihrac etmek, size haram edilendi!

Kitabın bazı (kısmına) iman ediyorsunuz da, bazı (kısmına) kafir misiniz!? Artık sizden buna fail olanların cezası... dünya hayatında hizy olmaktan başka değildir!

Kıyamet yevminde, onlar azabın en şedidine redd edilirler.
ALLAH, amel ettiklerinize gafil değildir.
İşte onlar, ahiret ile dünya hayatı iştira edenlerdir. Artık onlardan azab hafifletilmez ve de onlara nasr edilmez.

2. BAKARA / 87

BİZ, Musa'ya, elbette kat'iyyetle kitab verdik!... ve onun sonrasından Rasuller ile kafv ettik.
Meryem oğlu İsa'ya da beyyineler verdik... onu da, Ruh-ul Kuds ile eyd ettik.

Siz, nefslerinizin hevasına uymayan şey ile Rasul kılınanların hepsine mi müstekbir olacaksınız!?
Ardından ferikini kizb ettiniz, ferikini katl ettiniz!

2. BAKARA / 90

Ne beistir!... nefslerini iştira ettikleri şey!...
ALLAH, KENDİSİNE ibadet edenlerden dilediği kimseye KENDİ fazlından inzal etti.
ALLAH'ın inzal ettiği şeye bagy etmek suretiyle kafir oldular!...

Ardından da gazab ile gazaba beva oldular.
Kafirler için muhin azab vardır.

2. BAKARA / 102

Süleyman'ın mülkü üzre şeytanların tilavet ettiği şeye tabi oldular.
Süleyman kafir değildi... Fakat şeytanlar, nasa...
sihri...
ve Babil'de ki iki meleğe *** Harut ve Marut *** inzal edilen şeyi...
ilim ettirerek kafir olmuşlardı!

O ikisi,
"Muhakkak biz fitneyiz... artık sakın kafir olmayın!"
demeden kimseye ilim ettirmiyordu... ve ardından onlar, o ikisinden, kişi ile zevcesinin arasına fark koyacak şeyleri kendilerine ilim ettiriyorlardı.

Onlar, ALLAH'ın izni olmadan, onunla kimseden darr edemezlerdi... Onlar, kendilerine menfaat veren şeyleri değil de... darr eden şeyleri kendilerine ilim ettirdiler!
Onlar, onu iştira edenin, ahirette kendilerine halak olmayacağına, elbette kat'iyyetle alim idiler!

Nefslerini onunla iştira ettikleri şey ne beistir!...
Keşke alim olmuş olsalardı.

2. BAKARA / 109

Kitab ehlinin çoğu... kendilerine beyan edilmiş hakk olan şeyin ardından (rağmen)... nefsleri indindeki hased yüzünden... imanınızın ardından, keşke küfür edenlere redd olsanız diye vedd ederler.
Artık siz,
ALLAH emrini verinceye kadar onları afv edin ve safh edin.
Muhakkak ki ALLAH, kulli şeye kadirdir.

2. BAKARA / 110

Salat ikame edin!
Zekat verin!
Hayr olandan, nefslerinize takdim ettiğiniz şey (neyse)… ALLAH indinde ona vecd olursunuz.
Muhakkak ki ALLAH, amel ettiklerinize basirdir.

2. BAKARA / 122-123

Ey israiloğulları!
Sizi nimetlendirdiğim nimetimi...
ve sizi alemlere fazl edenin BEN olduğumu...
zikir edin!
Nefsten nefse bir şey ceza edilmeyeceği...
ve ondan adalet kabl olmayacağı...
ve şefaatin menfaat sağlamayacağı...
ve onlara nasr olunmayacağı
yevmden ittika edin!

2. BAKARA / 130

Nefsine sefih olanlar dışında… İbrahim'in milletinden (başka bir millete) kim rağbet eder ki!

BİZ onu, dünyada elbette kat'iyyetle ıstıfa ettik!… muhakkak o, ahirette de kesinlikle salihlerdendir.

2. BAKARA / 155-156-157

BİZ sizi elbette...
korkutucu şeyler ile…
ve açlık ile...
ve mallardan ve nefslerden ve semerelerden naks ile...
belv etmekteyiz.

Sabır edenleri ibşar et! …


… ki onlar, kendilerine musibet isabet ettiğinde:
"Muhakkak biz, ALLAH'a aitiz... ve muhakkak O'na rücu ediciyiz!" diyenlerdir.

İşte onlar... Rabblerinden salatlar ve rahmet onların üzerinedir.
İşte onlar… onlar mühtedilerdir.

2. BAKARA / 187

Oruç günlerinin gecelerinde, kadınlarınıza refes size helal kılındı.
Onlar sizin için libastır... siz de onlar için libassınız!

ALLAH, muhakkak sizin, nefsinize ihanet eden oldunuza alimdir!...
Artık size tevbe etti... ve sizden afv etti.
Artık el-an... onlara başir olun... ve ALLAH'ın sizin için ketb ettiği şeyi ibtiga edin.

Fecrde, beyaz iplik siyah iplikten belli oluncaya kadar yeyin ve şürb edin!
Sonra leyle kadar... kadınlara başir olmadan ve siz mescidlerde akifler olarak... orucu tamam edin!

İşte bunlar ALLAH'ın hudududur!... artık buna karib olmayın!

Böyledir!...
ALLAH, ayetlerini nas için beyan eder!... umulur ki ittika edersiniz!

2. BAKARA / 207

Nastan…
ALLAH'ın marzasına ibtiga ederek nefslerini iştira edenler (de vardır!)…
ALLAH, kendisine ibadet edenlere rauftur.

2. BAKARA / 223

Kadınlarınız sizin için harstır.
Harsınıza, dilediğinizi ekin!... ve nefsleriniz için takdim edin!

ALLAH'a ittika edin!
Alim olun ki; muhakkak siz, O'na mülaki olacaksınız.
Mü'minlere ibşar olsun!

2. BAKARA / 228

Mutallaka kadınlar, kendi nefsleri ile üç kur tarabbus ederler.

ALLAH'a ve ahir yevme iman etmişlerse, ALLAH'ın rahimlerinde halk ettiği şeyi ketm etmeleri kendileri için helal değildir.

Eğer ıslah olmayı irade ederlerse... kocaları, kadınlarının (kendilerine) redd olmalarına (geri dönmelerine) daha çok hakk sahibidirler.

Kadınların (hakkları) da maruf ile üzerlerine olan mislincedir. Derece, karıları üzerine erkekler içindir.

ALLAH, azizdir, hakimdir.

2. BAKARA / 231

Kadınları talak ettiğinizde... ve ardından ecelleri baliğ olunca... artık onları maruf ile imsak edin... veya maruf ile serh edin.

Düşmanlık etmek için darr ederek onları imsak etmeyin!... buna fail olan kimse... artık kendi nefsine kat'iyyetle zalim olmuştur!

ALLAH'ın ayetlerini hüzüv ittihaz etmeyin!
ALLAH'ın üzerinizdeki nimetini...
ve size vaaz etmek için kitabtan ve hikmetten size inzal ettiği şeyi...
zikir edin!

ALLAH'a ittika edin!
Muhakkak ki ALLAH'ın herşeye alim olduğuna... alim olun!

2. BAKARA / 233

Anneler evladlarını iki kamil havl emzirirler. Bu, emzirmeyi tamamlamayı irade eden içindir.
Onların rızkı ve kisvesi, maruf ile evlad kendisinden olan erkeğe aittir.

Nefs, sadece, vasi olduğuna mükellef edilir.

Ne anne evladı yüzünden, ne de baba evladı yüzünden darr edilmesin.
Varise düşen de bunun mislidir.
Eğer kendi aralarında anlaşarak ve teşavür ederek fisal irade ederlerse... artık o ikisine cünah yoktur.
Evladlarınızı emzirtmeyi irade ederseniz, maruf ile vereceğiniz şeyi teslim ettiğinizde, artık size yine bir cünah yoktur.

ALLAH'tan ittika edin ve alim olun ki ALLAH, amel ettiklerinize basirdir.

2. BAKARA / 234

Sizden vefat edenlerin geriye vezr ettikleri zevceler... kendi kendilerine dört ay ve aşr (on gün) tarabbus ederler.

Ecelleri baliğ olduğunda, maruf ile nefslerinde fail oldukları şeyde size cünah yoktur.

ALLAH, amel ettiklerinize habirdir.

2. BAKARA / 235

Kadınlara hıtbe arz etmenizde...
veya nefsinizde kenn etmenizde...
size cünah yoktur.

ALLAH alimdir ki; muhakkak siz onları zikir edeceksiniz. Fakat;
onlara, maruf kavl söylemeniz dışında, sırr vaad etmeyin.
Kitabın eceli iblağ oluncaya kadar, nikah akdine azim etmeyin.

Alim olun ki;
muhakkak ALLAH, nefsinizde olana alimdir. Artık O'ndan hazer edin.

Alim olun ki;
muhakkak ALLAH, gafurdur, halimdir.

2. BAKARA / 240

Sizden vefat edip de zevcelerini vezr edenler, bir seneye kadar zevcelerinin, havlinden ihrac edilmeksizin metalanmalarını vasiyet etmiş olmalıdır!

Ancak eğer (kendiliklerinden) ihrac olurlarsa... artık onların maruftan nefslerine fail olacağı şeylerde size cünah yoktur.

ALLAH, azizdir, hakimdir.

2. BAKARA / 265

ALLAH'ın marzasını ibtiga ederek...
ve nefslerinden tesbit ederek...
mallarını infak eden kimselerin meseli;
vabil isabet eden ve ardından ükülünü zıf eden, rubveli cennet meseli gibidir... Vabil ona isabet etmese bile... tall olur.

ALLAH, amel ettiğiniz şeylere basirdir.

2. BAKARA / 272-273

Onların hudası senin üzerine değildir. Fakat, ALLAH dilediği kimseyi ihda eder.

Hayrdan infak ettiğiniz şey...
artık o, kendi nefsleriniz içindir. Siz, ALLAH'ın vechini ibtiga etmekten başka infak edemezsiniz!

Hayrdan...
ALLAH sebilinde hasr olan...
ancak, arzda darb etmeye istitaat edemeyen...
teaffüf olmalarından ötürü, cahillerin ganiy olarak hesab ettiği...
fakirler için infak ettiğiniz şeyler... zulüm edilmeden size vefa edilir!

Sen, onlara simaları ile arif olursun... onlar nasa ilhaf ederek sail olmazlar.

Hayr olandan infak ettiğiniz şeyler...
artık muhakkak ki ALLAH, ona alimdir.

2. BAKARA / 281

ALLAH'a rücu edeceğiniz yevmden ittika edin!
Sonra, bütün nefse,
kesb ettikleri, zulüm edilmeden vefa edilecektir!

2. BAKARA / 284

Semalarda olanlar ve arzda olanlar ALLAH'ındır.
Nefsinizde olanı ibda etseniz de hafy etseniz de, ALLAH onunla sizi hesaba çeker… ve ardından,
dilediği kimseye gafur olur
ve dilediği kimseye azab eder.
ALLAH herşeye kadirdir.

2. BAKARA / 286

ALLAH, nefsi, sadece, kendisinde vüs'a olana mükellef eder.
Kesb ettiği şeyler kendisinindir.
İktisab ettiği şeyler(in sorumluluğu) kendi üzerinedir.

"Rabbimiz!
Eğer unutursak veya hata yaparsak, bizi ahz etme!
Rabbimiz!
Öncemizden olanlar üzre hamil ettiğin gibi bizim üzerimize ısr hamil etme!
Rabbimiz!
Bizim kendisine tavk edemeyeceğimiz şeyi bize hamil etme.
Bizi afv et.
Bize gafur ol.
Bize rahmet et.
SEN bizim mevlamızsın.
Artık, kafirlerin kavmine karşı bize nasr et."

3. ALİ İMRAN / 25

Artık nasıldır!... Hakkında rayb olmayan yevm için onları cem ettiğimizde... bütün nefse kesb ettiklerini, zulüm etmeden kendilerine vefa ettiririz.

3. ALİ İMRAN / 28

Mü'minler; mü'minlerin gayrısından kafirleri veliy ittihaz etmesinler!
Buna fail olan kimse... artık o, hiç bir şeyde ALLAH'tan olmaz... onlardan tukat ederek ittika etmeniz müstesnadır!
ALLAH, KENDİ NEFSİNE sizi hazer ettirir. Masir ALLAH'adır.

3. ALİ İMRAN / 30

Yevmde bütün nefs,
hayrdan amil olduklarına…
ve suiden amil olduklarına…
muhdar olarak vecd olacaktır. Keşke onunla kendisi arası baid med olsa diye vedd eder. ALLAH, KENDİ NEFSİNE sizi hazer ettirir.
ALLAH, kendisine abd olanlara raufdur.

3. ALİ İMRAN / 61

İlimden sana kıldıklarımızın ardından onun hakkında hacc eden kimse... artık de ki:
"Gelin!... oğullarımızı ve oğullarınızı ve kadınlarımızı ve kadınlarınızı ve nefslerimizi ve nefslerinizi davet edelim. Sonra mübahele edelim ve ardından kaziblere ALLAH'ın lanetini kılalım."

3. ALİ İMRAN / 69

Kitab ehlinden bir taife; "keşke sizi dalalete düşürebilsek" diye vedd etti. Onlar, ancak, kendi nefslerini dalalete düşürebilir… onların şuurlarında değil.

3. ALİ İMRAN / 93

Tevrat inzal edilmesinin öncesinden, İsrail'in kendi nefsine haram ettiği şeylerden başka, israiloğullarına bütün taam helaldi.
De ki:
"Eğer sadıksanız, verin Tevratı ve onu tilavet edin."

3. ALİ İMRAN / 117

Bu dünya hayatında infak ettikleri şeylerin meseli… nefslerine zulüm eden kavmin harsına isabet eden ve ardından onu helak eden... içinde sırr olan rih meseli gibidir.
ALLAH, onlara zulüm etmez… fakat onlar, kendi nefslerine zulüm ederler.

3. ALİ İMRAN / 135

Fahiş olarak fail olduklarında veya nefslerine zulüm ettiklerinde ALLAH'ı zikir edenler... ardından zenbleri için istiğfar ederler.
ALLAH'tan başka kim zenblere gafur olabilir!
Onlar fail oldukları şeylere, alim oldukları halde ısrar etmezler!

3. ALİ İMRAN / 145

Nefs için, ALLAH'ın müeccel kitabtaki izni olmadan mevt olmak yoktur.
Dünya sevabı irade eden kimse… ona ondan veririz. Ahiret sevabı irade edene kimse… ona da ondan veririz. Şükür edenleri cezalandıracağız.

3. ALİ İMRAN / 154

Sonra gamamın ardından... size emanet olarak, içinizden bir taifeyi gışa eden nüas inzal etti.
Bir taife de kat'iyyetle kendi nefslerine hemm olmuştu!
ALLAH'a hakk gayrısında cahiliye zannı ile zannda bulundular. Dediler ki:
"Bize emirden şey var mı?"

De ki:
"Muhakkak, bütün emirler ALLAH'ındır."

Nefslerinde sana ibda edemedikleri şeyler hafy ediyorlar. Diyorlar ki:
"Şayet bize emirden şey olsaydı burada katl edilmezdik."

De ki:
"Şayet siz evlerinizde olsaydınız bile... üzerine katl ketb olanlar, mazcalarında bariz olurdu.
Sadrlarınızda olanı ALLAH'ın belv etmesi içindir.
Kalblerinizde olanı mahs etmesi içindir.
ALLAH, sadrların zatına alimdir."

3. ALİ İMRAN / 161

Nebi için gall etmesi olamaz!
Gall eden kimse, kıyamet yevmine gall ettiği şey ile varır. Sonra bütün nefse kesb ettikleri, kendilerine zulüm edilmeden vefa edilir.

3. ALİ İMRAN / 164

ALLAH, nefslerinden kendilerine…
ayetlerini tilavet eden…
ve tezkiye eden...
ve onları kitaba ve hikmete alim eden…
Rasul baas ettiğinde... mü'minlere elbette kat'iyyetle menn etmiştir!
Muhakkak onlar, önceden elbette mübin dalalet içindeydiler.

3. ALİ İMRAN / 165

Onlara, kat'iyyetle iki misli isabet etmiş olan!... musibet size isabet ettiğinde, dediniz ki:
"Bu nasıl olur!"
De ki:
"O, nefsinizin indindendir."
Muhakkak ki ALLAH, herşeye kadirdir.

3. ALİ İMRAN / 168

Kaid olanlar, kardeşleri için dediler ki:
"Şayet bize itaat etselerdi katl edilmezlerdi!"
De ki:
"Eğer sadıksanız… haydi, kendi nefsinizden mevti dar edin!"

3. ALİ İMRAN / 178

Kafirler, nefsleri için imla etmemizi, kendileri için hayr hesab etmesinler!
Onlara ismi ziyade etmeleri için imla ederiz. Onlara muhin azab vardır.

3. ALİ İMRAN / 185

Bütün nefs mevti tadacaktır.
Muhakkak, kıyamet yevminde, sizin ecirlerinize vefa edilir... ve ardından nardan zahzah edilen kimse cennete dahil edilir. Artık o, kat'iyyetle fevze ulaşmıştır!
Dünya hayatı, ancak, garr eden metadır.

3. ALİ İMRAN / 186

Mallarınız ve nefsleriniz hakkında kesinlikle belv edileceksiniz. Elbette öncenizden kitab verilenlerden ve şirk koşanlardan, çok ezalar işitirsiniz.
Eğer sabır ederseniz ve ittika ederseniz... artık muhakkak bu, azim emirlerdendir.

4. NİSA / 1

Ey nas!
Sizi vahid nefsten halk eden...
ve ondan zevcesini halk eden...
ve o ikisinden birçok erkekler ve kadınlar bess eden...
Rabbinize ittika edin!
KENDİSİNE ve rahimlere sail olduğunuz ALLAH'a ittika edin!
Muhakkak ki ALLAH, sizin üzerinize rakib olandır.

4. NİSA / 4

Kadınlara sadukalarını, nihle olarak verin.
Eğer, ondan birşeyinden, size kendi nefsi ile tayyib ederse, artık onu heni olarak riayetle yeyin.

4. NİSA / 29

Ey iman edenler!
Karşılıklı rıza ile yapılan ticaret olmaksızın... mallarınızı kendi aranızda batıl ile yemeyin!
Muhakkak ki ALLAH, size rahim olandır.

4. NİSA / 49

Kendi nefslerini tezekki edenleri görmedin mi?
Bilakis!
ALLAH, dilediği kimseyi tezkiye eder. Onlara fetil kadar zulüm edilmez.

4. NİSA / 63

İşte onlar, kalblerinde olana ALLAH'ın alim olduğu kimselerdir. Artık;
onlardan iraz et…
onlara vaaz et…
onlar için nefslerine beliğ kavl söyle.

4. NİSA / 64

BİZ'im Rasulden irsal ettiğimiz şey... sadece, ALLAH'ın izni ile itaat edilmesi içindir!
Şayet, kendi nefslerine zulüm ettiklerinde sana gelseler… ve ardından ALLAH'a istiğfar etselerdi... ve Rasul de onlara istiğfar etseydi... elbette, tevvab, rahim ALLAH'a vecd olurlardı.

4. NİSA / 65

Hayır!
Rabbine yemin olsun ki; onlar,
aralarındaki şecereli (dallı-budaklı) şeyler hakkında sana hüküm verdirip...
sonra da kaza ettiğin şeyden nefslerinde harec mevcud olmayıncaya...
ve teslim oluş ile teslim oluncaya...
kadar iman etmezler (etmiş olmazlar).

4. NİSA / 66

Şayet BİZ onlara... "kendi nefslerinizi katl edin" veya "diyarlarınızdan ihrac olun" diye ketb etmiş olsaydık, içlerinden birazı dışında buna fail olmazlardı.

Şayet kendilerine vaaz edilene fail olsalardı elbette kendileri için hayrlı ve daha şedid tesbit edilmiş olurdu.

4. NİSA / 79

Sana isabet eden haseneden mi?… artık (öyleyse), ALLAH'tandır.
Sana isabet eden şey seyyieden mi?… artık (öyleyse), senin kendi nefsindendir.

BİZ seni… şahid olarak ALLAH'a kafi olarak (olacak şekilde)... nas için Rasul irsal ettik.

4. NİSA / 84

Artık ALLAH sebilinde kıtal et!
Sana, sadece, nefsin mükellef edilmiştir.

Mü'minleri tahriz et. Gerekir ki (belki)… ALLAH, kafirlerin beisini keff eder.

ALLAH'ın beisi daha şedidtir ve nekali daha şedidtir.

4. NİSA / 95

Darr sahibi olanların gayrısında mü'minlerden kaid olanlarla... ALLAH sebilinde mallarıyla ve nefsleriyle cihad edenler istiva olamazlar.
ALLAH, mallarıyla ve nefsleriyle cihad edenleri, derece olarak, kaid olanlara fazl etmiştir.
ALLAH, külliyen hüsna vaad eder.
ALLAH, cihad edenleri, kaid olanlara azim ecir ile fazl etmiştir.

4. NİSA / 97

Nefslerine zulüm ederlerken vefat edenlere melekler derler ki:
"Ne durumdaydınız?"
Onlar da, "arzda istizaf edilmiştik." derler.
"ALLAH'ın arzı vesia değil miydi? Orada hicret etseydiniz ya!" derler.
İşte onların sığınağı cehennemdir. Ne sui masirdir.

4. NİSA / 107

Nefslerine hainlik edenlerle cedel etme.
Muhakkak ki ALLAH, esim hain olana muhabbet duymaz.

4. NİSA / 110

Sui amel işleyen veya nefsine zulüm eden… sonra ALLAH'a istiğfar eden kimse... ALLAH'ı gafur, rahim olarak vecd eder.

4. NİSA / 111

İsm kesb eden kimse… artık muhakkak onu, ancak kendi nefsine kesb etmiştir.
ALLAH, alim, hakim olandır.

4. NİSA / 113

ALLAH'ın fazl ve rahmeti senin üzerine olmasaydı, onlardan bir taife seni elbette dalalete hemm ederdi. Onlar kendi nefslerinden başka dalalete düşüremezler ve sana bir şey darr edemezler.

ALLAH, sana, kitabı ve hikmeti inzal etti ve alim olmadığın şeylere seni alim etti. ALLAH'ın sana fazlı azimdir.

4. NİSA / 128

Eğer bir kadın, kocasının nüşuz etmesinden veya iraz olmasından korkarsa, aralarını sulh ile ıslah etmelerinde o ikisine cünah yoktur.
Sulh hayrdır.
Nefsler şuhha ihzar edilmiştir.
Eğer ahsen olursanız ve ittika ederseniz... artık muhakkak ki ALLAH, amel ettiklerinize habir olandır.

4. NİSA / 135

Ey iman edenler!
ALLAH için kıst ile kavvam şüheda olun, velev ki nefsiniz veya ana-babanız veya akrabanız aleyhinde bile olsa.
Ganiy veya fakir de olsalar... ALLAH, ikisine de evladır.
Adil oluyorsunuz diye hevanıza tabi olmayın.
Eğer levy ederseniz veya muriz olursanız, muhakkak ki ALLAH, amel ettiklerinize habir olandır.

5. MAİDE / 25

Dedi ki:
"Ey Rabbim!
Muhakkak ben ancak kendime ve kardeşime malik olabilirim. Artık bizim ve fasıkların kavminin arasını fark et."

5. MAİDE / 30

Nefsi onu kardeşini katl etmeye itaat ettirdi... ve ardından o katl etti… artık hasar alanlardan oluverdi.

5. MAİDE / 32

Bu ecelden... İsrailoğullarına ketb ettik ki:
"Muhakkak, nefs gayrısı ile nefs katl eden veya arzda fesad çıkaran kimse... artık, cemian nası katl etmiş gibidir.
Hayy eden kimse ise... artık cemian nası hayy etmiş gibidir."

Rasullerimiz, elbette kat'iyyetle beyyineler ile geldiler!... sonra, muhakkak onlardan çoğu... bundan sonra... arzda kesinlikle müsrif olacaklardır!

5. MAİDE / 45

Onda... onlara, şunu ketb ettik:
"Muhakkak, nefs ile nefs... ve ayn ile ayn... ve enf ile enf... ve üzn (kulak) ile üzn... ve sinn (diş) ile sinn... ve cürhler (yaralar) kısas edilir.
Buna tasadduk eden... artık o kendisi için keffaret olur."
ALLAH'ın inzal ettiği şey ile hüküm etmeyen kimse... artık işte o... onlar zalimlerdir.

5. MAİDE / 52

Artık, kalblerinde maraz olanların,
"Bize, daire isabet etmesinden haşy ediyoruz." diyerek seri olduklarını görürsün.
Gerekir ki (belki)… ALLAH, fetih ile veya indinden emir ile verir... ve ardından onlar, nefslerinde sırr ettikleri şeylere nadimler oluverirler.

5. MAİDE / 70

İsrailoğullarından, elbette kat'iyyetle misak ahz ettik!… ve onlara Rasuller irsal ettik.
Hevalarına uymayan şeyler ile gelen bütün Rasulleri…
ferikini kizb ettiler...
ve de ferikini katl ettiler.

5. MAİDE / 80

Onlardan çoğunun kafirlere tevella ettiklerini gör!
ALLAH'ın onlara suht etmesiyle… nefslerinin kendileri için takdim ettiği şeyler, elbette beistir!
Azab içinde ebedidir onlar!

5. MAİDE / 105

Ey iman edenler!
Nefsiniz üzere olun!
İhtida olduğunuzda... dall olan kimse size darr edemez!
Merciniz cemian ALLAH'adır… ve ardından, amel etmiş olduğunuz şey ile size haber verilir.

5. MAİDE / 116

ALLAH dedi ki:
"Ey Meryem oğlu İsa!
Nasa, sen mi,
'beni ve annemi, ALLAH'ın gayrısından iki ilah ittihaz edin'
dedin!?"

Dedi ki:
"SEN subhansın!... bi-hakkın üzerime olmayan bir şeyi söylemeye, bana imkan yoktur!...
Eğer söylemiş olsaydım... buna SEN, alim olurdun.
SEN, benim nefsimde olana kat'iyyetle alimsin!... ben SEN'in nefsinde olana alim olamam!
Muhakkak ki SEN... SEN, gayba alimsin."

6. ENAM / 12

De ki:
"Semalarda ve arzda olanlar kimindir?"
De ki:
"ALLAH'ındır!"
O, KENDİ NEFSİ üzerine rahmeti ketb etti.

Hakkında rayb olmayan kıyamet yevmine, sizi kesinlikle cem edecektir.
Nefslerine hasar alanlar... artık onlar, iman etmezler.

6. ENAM / 20

Kendilerine kitab verdiklerimiz, oğullarına arif oldukları gibi ona ariftirler. Nefslerinde hasar alanlar... artık onlar, iman etmezler.

6. ENAM / 24

Nazar et… nasıl da kendi nefsleri üzre kizb ettiler!... ve iftira etmiş oldukları şeyler, kendilerinden dall oluverdi.

6. ENAM / 26

Onlar, ondan nehy ederler ve de ondan ney olurlar. Onlar, kendi nefslerinden başkasını helak etmiyorlar!... onların şuurunda değil.

6. ENAM / 54

Ayetlerimize iman edenler sana geldiklerinde, de ki:
"Selamun aleykum!
Rabbiniz,
sizden, cehalet ile sui olana amil olan...
sonra onun ardından tevbe eden...
ve de ıslah olan kimseye...
KENDİ NEFSİ üzerine rahmeti ketb etmiştir. Artık O, gafurdur, rahimdir."

6. ENAM / 70

Vezr et!...
Dinlerini, laib ve lehv olarak ittihaz edenleri!...
ve dünya hayatını kendilerine garr edenleri!

Zikir ettir ona!...
Nefsin kesb ettiği şeyler ile ibsal olduğunu!...
Onun, ALLAH'ın gayrısında veliysi ve şefaatçisi olmadığını!...
Bütün adil olanlar adil olsa bile... ondan ahz edilemediğini!

İşte onlar... kesb ettikleri şey ile ibsal olanlardır! Onlara, kafir olmuş oldukları şeyler ile hamimden şarab ve elim azab vardır.

6. ENAM / 93

ALLAH'a kizb ederek iftira eden...
yahut kendisine birşey vahy edilmediği halde, "Bana vahy olundu" diyen...
yahut, "ALLAH'ın inzal ettiği şey mislince ben de inzal edeceğim" diyen...
kimseden daha zalim kimdir?
Şayet, zalimleri bir görsen;
mevt gamrı içinde olduklarında...
ve meleklerin ellerini bast ederek; "Nefslerinizi ihrac edin bakalım! Bu yevmde, ALLAH'a karşı hakk gayrısında söylemiş olduğunuz şeyler ile... ve ayetlerine istikbar etmiş olmanız ile muhin azaba cezalanacaksınız!" (denildiğinde)...

6. ENAM / 98

O, vahid nefsten sizi inşa edendir… artık, müstekarrdır ve müstevdadır!
Fıkh eden kavim için ayetleri, kat'iyyetle tafsil etmiş olduk!

6. ENAM / 104

Rabbinizden size basiretler kat'iyyetle gelmişti!
Basar olanlar... artık kendi nefsi içindir.
Kör olanlar... artık kendinedir.
Ben, üzerinize muhafız değilim!

6. ENAM / 123

Böyledir!...
Her bir karyede, onların mücrimlerini, orada mekr etmeleri için ekabir kıldık. Onlar, ancak, nefslerine mekr etmektedirler… şuurunda değiller!

6. ENAM / 130

Ey cinn ve ins aşrı!
İçinizden, ayetlerimi size kıssa eden ve sizi, bu yevminize lika olacağınıza nezr eden Rasuller gelmedi mi?
"Kendi nefslerimiz üzre şahidiz." derler.
Dünya hayatı onları garr etti ve muhakkak kafirler olduklarına, kendi nefsleri üzre şahidlik ederler.

6. ENAM / 151

De ki:
"Gelin!...
Rabbinizin size haram kıldığı şeyleri tilavet edeyim:
O'na sakın hiç bir şey şirk koşmayın!
Ana-babaya ihsan üzre olun!
İmlaktan evladlarınızı katl etmeyin!
Sizi ve yalnızca onları rızıklandırıyoruz BİZ!
Fahiş olanlara karib olmayın... ondan zahir olana da, batın olana da!
Hakk ile olmadan... ALLAH'ın haram kıldığı nefsi katl etmeyin!
Bunlara sizi böyle vasiyet ettirdi!... umulur ki akıl edersiniz."

6. ENAM / 152

"Şedidine iblağ oluncaya kadar... ahsen şekilde olması dışında... yetimin malına karib olmayın!
Keyli vefa edin!
Kıst ile mizan edin!
BİZ, nefsi, sadece, vasi olduğuna mükellef ederiz!
Kavil ettiğinizde... şayet kurb sahibi bile olsa... artık adil olun!
ALLAH'a ahdinizi vefa edin!
Bunlara sizi böyle vasiyet ettirdi!... umulur ki tezekkür edersiniz."

6. ENAM / 158

İlle de...
Meleklerin gelmesine...
veya Rabbinin gelmesine...
veya Rabbinin bazı ayetlerinin gelmesine... mi nazar ediyorlar!?
Rabbinin ayetlerinden bazısının geldiği yevm...
önceden O'na iman eden olmamışsa...
veya imanında hayr kesb etmemişse...
nefsin imanına nafi değildir.
De ki:
"İntizar edin! Muhakkak biz de intizar edenleriz!"

6. ENAM / 164

De ki:
"ALLAH'tan gayrı Rabb mı bagy edeyim!? Herşeyin Rabbi O'dur!
Her nefs, sadece, kendine kesb eder!
Vezr eden kimse, başka bir vizri vezr etmez!
Sonra merciniz Rabbinizedir ve ardından hakkında ihtilaf etmiş olduğunuz şey ile size haber verir.

7. ARAF / 8-9

Yevme-izinde vezn, hakktır.
Mizanları sekal olan kimse… artık işte onlar felaha ulaşanlardır.
Mizanları hafif çeken kimse… artık işte onlar, ayetlerimize zulüm etmiş olmaları ile, nefslerinde hasar alanlardır.

7. ARAF / 23

Dediler ki:
"Rabbimiz!
Biz, nefslerimize zalim olduk.
Eğer bize gafur olmazsan ve bize rahmet etmezsen... kesinlikle hasar alanlardan oluruz."

7. ARAF / 37

ALLAH'a kizb ederek iftira eden kimseden veya O'nun ayetlerini kizb edenden daha zalim olan kimdir!?
İşte onlar, kitabtan nasblarına nail olurlar.
Hatta; Rasullerimiz geldiğinde, kendilerini vefat ettirirken, onlara "ALLAH'ın gayrısından davet etmiş olduklarınız hani nerede?" dediklerinde...
"Bizden dalalet ettiler ve kendilerinin kafirler olduklarına, nefslerine karşı şahidlik ettiler." derler.

7. ARAF / 42

Salih (iş)lere amil olarak iman edenler...
***Nefsi, sadece, kendi vasi olduğuna mükellef ederiz.***
işte onlar, cennet ashabıdır… orada ebedidirler.

7. ARAF / 53

İllaki onun teviline mi nazar ediyorlar?
Tevil edildiği yevmde, önceden onu unutmuş olanlar derler ki:
"Rabbimizin Rasulleri kat'iyyetle bi-hakkın gelmişti!... artık, bizim şefaatçilerimiz var mı ki bize şefaat etsinler?
Yahut redd edilir miyiz ki; amel etmiş olduklarımızdan gayrısını amel edelim?"
Kendi nefslerine kat'iyyetle hasar verdiler... ve iftira etmiş oldukları şeyler de kendilerinden dalalet etti.

7. ARAF / 160

BİZ onları, on iki sıbt ümmet olarak kata ettik... ve Musa'ya vahy ettik;
"Kavmin istiska ettiğinde, asan ile hacere darb et!"
Ardından ondan, on iki ayn fışkırdı. Bütün ünas, kendi meşrebine kat'iyyetle alim oldu!
BİZ, üzerlerine gamam zıll etmiştik. Onlara, menne ve selva inzal etmiştik.
"Sizi rızıklandırdığımız, tayyib olanlardan yeyin."
Onlar BİZ'e zalim olmadılar... fakat, kendi nefslerine zalim oldular.

7. ARAF / 172

Rabbin, Ademoğullarının zuhurlarından zürriyetlerini ahz etmiş... ve kendi nefslerine şahid etmişti:
"BEN sizin Rabbiniz değil miyim?"
"Bilakis! Şahidlik ederiz!" demişlerdi.
Kıyamet yevminde, sakın "Muhakkak biz bundan gafildik" demeyesiniz!

7. ARAF / 177

Ayetlerimizi kizb eden ve kendi nefslerine zulüm eden kavmin meseli ne de suidir!

7. ARAF / 188

De ki:
"ALLAH'ın dilediğinden başka, ben nefsim için menfaate ve de darra malik değilim.
Şayet gayba alim olsaydım, elbette/kesinlikle hayrdan istiksar ederdim. Bana sui mess olmazdı.
Ben, iman eden kavim için sadece nezir ve beşirim."

7. ARAF / 189

O,
sizi vahid nefsten halk edendir...
ve üzerine sükün olması için, ona kendisinden zevce kılandır.
Ardından onu gışa ettiğinde... hafif hamille hamil olur... ve ardından onu merr eder.
Ardından daha sekal olunca... Rabbleri ALLAH'ı davet ederler:
"Eğer bize salih verirsen, elbette/kesinlikle şükür edenlerden oluruz."

7. ARAF / 192

Onlara nasr etmeye istitaat edemezler. Kendi nefslerine de nasr edemezler.

7. ARAF / 197

O'nun gayrısından davet ettikleriniz, size nasr etmeye ve de kendi nefslerine nasr etmeye istitaat edemezler.

7. ARAF / 205

Nefsinde, tazarruyla ve korkarak ve kavilden cehrin gayrısında, gudüvv ve asile ile Rabbini zikir et! Gafillerden olma!

8. ENFAL / 53

Bu;
ALLAH'ın… kendi nefsleri ile olanı tagyir edinceye kadar... bir kavmi nimetlendirdiği nimetlere mugayyir olmayacağındadır.
ALLAH'ın, semi, alim olmasındandır.

8. ENFAL / 72

Muhakkak;
iman edenler
ve hicret edenler
ve mallarıyla ve nefsleriyle ALLAH sebilinde cihad edenler
ve evy edenler (sığındıranlar)
ve nasır olanlar ...
işte onlar... onların bazısı bazısının (birbirlerinin) veliyleridir.
İman edenler ve hicret etmeyenler... hicret edinceye kadar, size, onların velayetinden bir şey yoktur.
Eğer dinde nasr isteğinde olurlarsa... sizinle aranızda misak olan bir kavme karşı olması dışında... artık onlara nasr etmek sizin üzerinizedir.
ALLAH, amel ettiklerinize basirdir.

9. TEVBE / 17

Nefslerinin küfrüne şahidlerken… müşrikler için ALLAH'ın mescidlerini imar etmeleri mümkün değildir.
İşte onlar... onların amelleri habt olmuştur. Narda ebedidir onlar!

9. TEVBE / 20

İman edenler...
ve hicret edenler...
ve ALLAH sebilinde malları ve nefsleri ile cihad edenler...
onların ALLAH indinde dereceleri daha azimdir. İşte onlar... onlar faizdirler.

9. TEVBE / 35

Yevmde,
bunların üzerleri cehennem narında hamiye edilir…
ve ardından bunlarla, cebhelerine ve cenblerine ve zuhurlarına kavi edilir.
"Bu, nefsleriniz için kenz ettiklerinizdir. Artık kenz etmiş olduğunuz şeyleri tadın bakalım!"

9. TEVBE / 36

Muhakkak, ALLAH'ın kitabında, semaların ve arzın halkıyet yevminde, ALLAH indinde ayların iddeti on ikidir.
Bunlardan dördü haram olanlardır.

Bu, kayyime dindir!
Artık onlarda, nefsinize zulüm etmeyin!

Kaffeten sizinle kıtal ettikleri gibi siz de kaffeten müşriklerle kıtal edin.
Alim olun ki; muhakkak ki ALLAH, muttakilerle beraberdir.

9. TEVBE / 41

Hafif olarak ve de sekal olarak nefr edin! Mallarınızla ve nefslerinizle ALLAH sebilinde cihad edin!
Eğer alim olanlarsanız, bu sizin için hayrdır.

9. TEVBE / 42

Şayet karib arız ve kasd edilmiş sefer olsaydı elbette/kesinlikle sana tabi olurlardı. Fakat şakk edilecek olan onlara baid geldi.

Onlar, ALLAH'a half edecekler:
"Şayet istitaat etseydi, sizinle beraber elbette/kesinlikle ihrac olurduk."
Onlar kendi nefslerini helak ediyorlar. Onların elbette/kesinlikle kazib olduklarına ALLAH alimdir.

9. TEVBE / 44

ALLAH'a ve ahir yevmine iman edenler, malları ve nefsleri ile cihad etmeye... senden izin istemezler.
ALLAH, muttakilerle alimdir.

9. TEVBE / 55

Artık onların malları ve de evladları sana acayib gelmesin.
Muhakkak ki ALLAH, dünya hayatında onlara, bunlarla azab etmeyi… ve nefslerinin kafirler olarak zehk olmasını irade ediyor.

9. TEVBE / 70

Onların öncesinden olanların haberi onlara gelmedi mi!?
Nuh kavmi ve Ad ve Semud ve İbrahim kavmi ve Medyen ashabı ve mütefik olanlar... Rasulleri onlara beyyineler ile gelmişti.
Artık ALLAH, onlara zulüm etmedi... fakat onlar, kendi nefslerine zulüm edenler oldular.

9. TEVBE / 81

ALLAH Rasulünün hilafında muhalif olarak, kaid oldukları şey ile ifrah oldular. ALLAH sebilinde malları ve nefsleri ile cihad etmek onlara kerih geldi.
"Bu harrda nefr etmeyin" dediler.
De ki:
"Cehennemin narının harrı daha şedidtir."
Keşke fıkh etmiş olsalardı.

9. TEVBE / 85

Onların malları ve de evladları sana acayib gelmesin. Muhakkak ki ALLAH, ancak, bunlarla dünyada onlara azab etmeyi ve nefslerinin, kafirler olarak zehk olmasını irade ediyor!

9. TEVBE / 88

Fakat Rasul ve onunla beraber olan iman edenler, malları ve nefsleri ile onunla cihad ettiler.
İşte onlar... hayrlar onlarındır.
İşte onlar felaha ulaşanlardır.

9. TEVBE / 111

Muhakkak ki ALLAH, cenneti onlara vererek... mü'minlerden nefslerini ve mallarını iştira etmiştir.
ALLAH sebilinde kıtal ederler... ve ardından katl ederler ve de katl olurlar... (bu) Tevrat'ta ve de İncil'de ve de Kur'an'da hakk vaaddir!
ALLAH'tan ahd ile daha vefalı olan kimse... artık, onların onunla bey' ettiklerine, sizin de bey' etmenize istibşar olun.
Böyledir!...
O, azim fevzdir.

9. TEVBE / 118

Half olanların üçü üzre de...
Hatta, onların üzerine arz, irhab olduğu şey ile dıyk olduğunda, onların nefsleri de dıyk olmuştu. O'nun üzerine olmaktan başka, ALLAH'tan ilca olunacak yer olmadığını zann etmişlerdi. Sonra onlara, tevbe etmeleri için tevbe etti.
Muhakkak ki ALLAH... O, tevvabdır, rahimdir.

9. TEVBE / 120

Medine ehline ve onların havlindeki arablara;
ALLAH Rasulünden half olmaları...
ve onun nefsinden kendi nefslerine rağbet etmeleri...
olamaz.
Bu, kendilerine salih amel ketb edilmesi dışında...
kendilerine ALLAH sebilinde, zeme ve nasab ve mahmasa isabet etmesin...
ve kafirleri gayz edecek mevtıya vatı olmasınlar...
ve aduvvdan bir naile nail olmasınlar...
diyedir.
Muhakkak ki ALLAH, muhsinlerin ecirlerini zayi etmez.

9. TEVBE / 128

Size, kendi nefsinizden elbette kat'iyyetle Rasul kılınmıştır!...
sizin anet olduğunuz şey ona azizdir…
sizin üzerinize haristir…
mü'minler için rauftur, rahimdir.

10. YUNUS / 15

Beyan edilmiş ayetlerimiz kendilerine tilavet edildiğinde... BİZ'e lika olmaya rica etmeyenler derler ki:
"Bundan gayrı Kur'an getir veya bunu bedellendir."
De ki:
"Benim onu kendi kendime bedellendirmem olamaz. Ben, sadece, bana vahy olunana tabi edildim. Muhakkak... eğer Rabbime isyan edersem... azim yevmin azabından korkarım."

10. YUNUS / 23

Ardından kendilerine necat ettiğinde... onlar, hemen, arzda hakk gayrısı ile bagy ederler.
Ey nas!
Muhakkak sizin, dünya hayatının metasına bagyniz, ancak, kendi nefsleriniz üzredir.
Sonra merciniz BİZ'edir... ve ardından amel etmiş olduğunuz şeyleri, size haber veriririz.

10. YUNUS / 30

İşte orada bütün nefs,
selef olmuş şeylere belv edilir...
ve hakk mevlaları olan ALLAH'a redd edilir…
ve iftira etmiş oldukları şeyler kendilerinden dall olur.

10. YUNUS / 44

Muhakkak ki ALLAH, nasa zulüm etmez!
Fakat nas... kendi nefsine zulüm eder.

10. YUNUS / 49

De ki:
"ALLAH'ın dilediği şeyden başka... nefsim için darr etmeye de… nafia etmeye de malik değilim.

Bütün ümmet için ecel vardır!
Ecelleri geldiğinde... artık bir saat tehir edilmezler... ve de istikdam olmazlar."

10. YUNUS / 54

Şayet arzda olanlar(ın hepsi), zalim nefsin hepsine ait olsaydı… azabı gördüklerinde nedameti sırr ederek… elbette/kesinlikle (hepsini) O'na fidye verirlerdi!
Onların aralarında… kendilerine zulüm edilmeden… kıst ile kaza edilir!

10. YUNUS / 100

Nefsin iman etmesi, ancak, ALLAH'ın izni iledir!
O, akıl etmeyenlere rics verir.

10. YUNUS / 108

De ki:
"Ey nas!
Rabbinizden, kat'iyyetle hakk gelmiştir size!
İhtida olan kimse... artık muhakkak, ancak, kendi nefsi için ihtida olmuştur.
Dall olan kimse… artık muhakkak, ancak, kendine dall olmuştur.
Ben sizin üzerinize vekil değilim!"

11. HUD / 21

İşte onlar, kendi nefslerine hasar alanlardır. İftira etmiş oldukları şeyler onları dalalete düşürür.

11. HUD / 31

"Size,
***ALLAH'ın hazineleri indimdedir.*** demiyorum.
Gayba alim değilim.
***Ben meleğim.*** demiyorum.
Aynlarınızın izdira ettiği kimseler için, ***ALLAH onlara hayr vermeyecek.*** diyemem.
ALLAH, nefslerinde olana alimdir. O zaman, muhakkak ben, elbette/kesinlikle zalimlerden olurdum."

11. HUD / 101

BİZ onlara zalim olmadık… fakat onlar nefslerine zalim oldular.
Ardından... Rabbinin emri geldiğinde, ALLAH'ın gayrısından bir şeyden davet ettikleri ilahlar,
kendilerini ganiy etmedi.
ve tebb ettiklerinin gayrısında onları ziyade etmedi.

11. HUD / 105

Gelen yevmde, O'nun izni olmadan nefs tekellüm edemez. Artık onlardan şaki olanlar ve de said olanlar vardır.

12. YUSUF / 18

Kizb ile kanlı olarak, kamisini getirdiler.
Dedi ki:
"Bilakis!
Nefsleriniz sizi emre tesvil etti… artık bana düşen, cemil sabırdır. Vasf ettiğiniz şeyler üzre, avan olan ALLAH'tır."

12. YUSUF / 23

Evinde bulunduğu kadın, onun nefsinden irade etti… ve babları galk ederek… "Sen gelsene bana!" dedi.
Dedi ki:
"ALLAH'a uvz ederim! Muhakkak o, bana rabb oldu. Mesvayı ahsen etti. Muhakkak onlar... zalimler felaha ulaşamazlar!"

12. YUSUF / 26-27

Dedi ki:
"O (kadın) benim nefsimden irade etti."
Kadının ehlinden bir şahid, şahidlik etti:
"Eğer kamisi kubulden kudde olmuşsa... artık kadın sadıktır… ve o, kaziblerdendir.
Eğer kamisi dübrden kudde olmuşsa… kadın kizb etmiştir... o, sadıklardandır."

12. YUSUF / 30

Medinedeki kadınlar dediler ki:
"Aziz'in karısı delikanlının nefsinden irade etmiş. Ona kat'iyyetle muhabbeti şegaf etmiş! Muhakkak biz onu mübin dalalet içinde görüyoruz."

12. YUSUF / 32

(Kadın) Dedi ki:
"Hakkında beni levm ettiğiniz budur!
elbette kat'iyyetle nefsinden irade ettim!… ancak o asım oldu.
elbette/kesinlikle eğer, amir olduğum şeye fail olmazsa... elbette/kesinlikle sicn edilecektir... ve elbette/kesinlikle sagirlerden olacaktır."

12. YUSUF / 51

Dedi ki:
"Yusuf'un nefsinden irade ettiğinizde hatbınız neydi?"
Kadınlar dedi ki:
"Haşa!... ALLAH için, onun hakkında sui olana alim değiliz."
Aziz'in karısı dedi ki:
"El-an hakk hashasa oldu. Ben onun nefsinden irade ettim. Muhakkak o, elbette/kesinlikle sadıklardandır."

12. YUSUF / 53

"Nefsimi beri edemem.
Muhakkak nefs... Rabbimin rahim olanı dışında… elbette/kesinlikle sui ile emir eder.
Muhakkak ki Rabbim, gafurdur, rahimdir."

12. YUSUF / 54

Melik dedi ki:
"Onu bana getirin. Nefsim için istihlas edeyim."
Ardından ona kelime edince, dedi ki:
"Muhakkak sen, bu yevmde, ledamızda eminsin, mekinsin."

12. YUSUF / 68

Babalarının emir ettiği yerden dahil olduklarında... Yakub'un nefsinde ki hacetin kaza olması dışında... ALLAH'tan şey onlardan ganiy olmuş olmaz!
Muhakkak o, elbette/kesinlikle kendisini alim ettiğimiz şeyde (kadar) ilim sahibidir... fakat nasın pek çoğu alim değildir.

12. YUSUF / 77

Dediler ki:
"Eğer o serak ettiyse, onun kardeşi de önceden kat'iyyetle serak etmişti!"
Yusuf, bunu içinde sırr etti... ve onlara ibda etmedi.
Dedi ki:
"Siz şerr mekandasınız. Vasf ettiğiniz şeye ALLAH alimdir."

12. YUSUF / 83

Dedi ki:
"Bilakis!
Nefsleriniz size emri tesvil etti. Artık bana düşen cemil sabırdır.
Gerekir ki (belki)… ALLAH onları cemian bana getirir.
Muhakkak ki O... alim, hakim olan O'dur."

13. RAD / 11

Ona, elinin arasından ve halflerinden muakkib olanlar vardır...
Onu, ALLAH'ın emrinden hıfz ederler.

Muhakkak ki ALLAH... nefsleri ile olanı tagyir edinceye kadar... kavim ile olanı tagyir etmez.
ALLAH, bir kavme sui irade ettiği zaman... artık onu redd edecek yoktur... onlara O'nun gayrısından vali de yoktur.

13. RAD / 16

De ki:
"Semaların ve arzın Rabbi kimdir?"
De ki:
"ALLAH"
De ki:
"O'nun gayrısından, kendi nefsleri için menfaate ve de darra melik olmayan veliyler mi ittihaz ettiniz!?"
De ki:
"Kör ve basir istiva mıdır?
Yahut, zulmetler ve nur istiva mıdır?
Yahut, ALLAH'a, O'nun halkıyeti gibi halk eden şerikler mi kıldılar... ve ardından bu halkiyet onlara teşabüh mü etti?"
De ki:
"ALLAH halk etmiştir herşeyi!... O, vahiddir, kahhardır."

13. RAD / 33

Kimler onlar!?... O, bütün nefs üzre, kesb ettikleri şeylerle kaimken... ALLAH'a şerik kılanlar!?

De ki:
"İsimlendirin onları bakalım!...
ya O'nun arzda alim olmadığı bir şeyle haber verirsiniz... ya da kavlden zahir (içi boş laf) ile!?
Bilakis!
Kafirlere, kendi mekrleri ziynetlendirildi... ve sebilden sadd edildi onlar!
ALLAH'ın dall ettiği kimse... artık ona, hadiy yoktur!

13. RAD / 42

Onların öncesinden olanlar da kat'iyyetle mekr etmişlerdi! Artık mekrler cemian ALLAH'ındır.
O, bütün nefsin kesb ettiği şeylere alimdir. Kafirler de darın ukbasının kimin olduğuna alim olacaklar!

14. İBRAHİM / 22

Emir kaza olduğunda, şeytan der ki:
"Muhakkak ki ALLAH, size hakk vaadi vaad etti. Ben de size vaadde bulundum... ve ardından ben size hilaf oldum.
Benim için, sizin üzerinize sultan, sadece, sizi davet ediyor olmamdı... ve ardından bana siz kendiniz isticab ettiniz.

Artık beni levm etmeyin de... nefslerinizi levm edin!
Size musrih ben değilim... siz de bana musrih değilsiniz. Muhakkak ben, beni şirk koştuğunuz şeye önceden kafir olmuştum."
Muhakkak zalimler... elim azab onlaradır!

14. İBRAHİM / 44-45

Nası, kendilerine azab verilecek yevme inzar et!
Artık zalimler derler ki:
"Rabbimiz!
Bizi, karib ecele tehir et ki… senin davetine icab olalım... ve Rasullerine tabi olalım."

Siz değilmiydiniz... önceden,
"size zeval olmadığına" kasem edenler!?
Nefslerine zalim olanların meskenlerinde iskan olmuştunuz.
Onlara nasıl fail olduğumuz size beyan olmuştu.
Sizin için meseller de darb etmiştik.

14. İBRAHİM / 51

(Bunlar) Bütün nefsi, kesb ettiği şeyle cezalandırması içindir.
Muhakkak ki ALLAH, hesabı seri olandır.

16. NAHL / 7

Nefslerinizin şakk ile olmadan baliğ olamayacağı beldelere, sekallerinize hamildirler.
Muhakkak ki Rabbiniz, kesinlikle rauftur, rahimdir.

16. NAHL / 28

Meleklerin vefat ettirdiği, kendi nefslerine zalim kimseler... ardından, seleme ilka ederler:
"Bizim sui amelimiz olmadı."
Bilakis!
Muhakkak ki ALLAH, amel etmiş olduğunuz şeylere alimdir.

16. NAHL / 33

Onlar, sadece, kendilerine meleklerin gelmesine veya Rabblerinin emrinin kendilerine gelmesine nazar ediyorlar!

Böyledir!...
Onların öncesinden olanlar da fiil etmişlerdi.
ALLAH onlara zalim olmadı… fakat, onlar kendi nefslerine zulüm ettiler.

16. NAHL / 72

ALLAH,
sizin için kendi nefslerinizde zevceler kıldı...
ve sizin için zevcelerinizden beninler ve hafidler kıldı...
ve sizi tayyib olanlardan rızıklandırdı.
Ardından batıla iman ediyorlar da... ALLAH'ın nimetine... onlar kafir mi oluyorlar?

16. NAHL / 89

Yevmde, bütün ümmet içinde… kendi nefslerinden kendilerine şahid baas edeceğiz... ve seni de, işte onların üzerine şahid olarak getireceğiz.

Sana, Müslümanlar için…
herşeye tibyan...
ve huda...
ve rahmet olarak...
ve buşra olarak...
kitab inzal ettik.

16. NAHL / 111

Bütün nefsin, kendi nefsinden cedel ederek geleceği yevmde... bütün nefse, zulüm edilmeden amil oldukları vefa edilir.

16. NAHL / 118

Sana kıssa ettiğimiz şeyleri, önceden, hadülere de haram kıldık.
Onlara zalim olmadık… fakat onlar, nefslerine zulüm edenler oldular.

17. İSRA / 7-8

Eğer ahsen olursanız... kendi nefsiniz için ahsen olursunuz!
Eğer sui olursanız... artık kendinizedir!
Ardından...
vechlerinizi sui etmeleri için...
ve mescide evvel merrede dahil oldukları gibi dahil olmaları için...
tetbir ederek ulvilendikleri şeye tebar etmeleri için...
ahir vaad geldiği zaman... gerekir ki (belki) Rabbiniz size rahmet eder!
Eğer siz ida ederseniz, BİZ'de ida ederiz!... BİZ, cehennemi kafirler için hasır kıldık.

17. İSRA / 14

"Kitabını kıraat et!
Yevmde, senin üzerine hasib olarak senin nefsine kafidir!"

17. İSRA / 15

İhtida eden kimse… artık muhakkak, ancak kendi nefsi için ihtida etmiştir.
Dall olan kimse… artık muhakkak, ancak, kendisine dall olmuştur.
Vezreden, başka bir vizr vezr etmez.
BİZ, Rasul baas edinceye kadar azab eden olmayız.

17. İSRA / 25

Rabbiniz nefslerinizde olana alimdir.
Eğer salihler olursanız... ardından, muhakkak ki O, evvab olanlar için gafur olur.

17. İSRA / 33

ALLAH'ın haram kıldığı nefsi, bi-hakkın olmadan katl etmeyin!
Mazlum olarak katl edilen kimse… artık BİZ, onun veliyysi için kat'iyyetle sultan kılmış oluruz!... ve artık o, katlde israf etmesin!... muhakkak o, nasr edilen olmuştur.

18. KEHF / 6

Ardından, ola ki sen... bu hadise iman etmezlerse, onların eserleri üzre esefle nefsine bah edeceksin.

18. KEHF / 28

Vechini irade ederek Rabblerini davet edenlerle birlikte, gadat ve aşiyy ile nefsine sabır et.
Dünya hayatının ziynetini irade ederek... aynın onlara düşmanlık etmesin!
BİZ'i zikir etmekten kalbini gafil kıldığımız...
ve hevalarına tabi olan...
ve emri ifrat olan...
kimseye itaat etme!

18. KEHF / 35

Cennetine dahil oldu… o nefsi için zalimdi… dedi ki:
"Buların ebediyyen tebid olacağını zann etmiyorum."

18. KEHF / 51

BEN onları,
semaların ve arzın halk olmasına...
ve kendi nefslerinin halk olmasına...
şahid etmedim!
BEN, dalalete düşürenleri, azud olarak ittihaz etmiş değilim!

18. KEHF / 74

Ardından, birlikte talak ettiler.
Hatta... gılmeye mülaki olduklarında, (hızır) onu katl etti.
(Musa:) Dedi ki:
"Zekiy olan nefsi, bir nefs gayrısında mı katl ettin sen?
Sen, elbette kat'iyyetle nükre bir şey yapmış oldun!"

20. TAHA / 11-12-13-14-15-16

Ardından oraya varınca, ona nida ettik:
"Ey Musa!
Muhakkak ki BENBEN, senin Rabbinim!
Nalınlarını çıkar!
Muhakkak sen, mukaddes vadi Tuvadasın.
BEN seni hayrlı kıldım.
Artık, vahy edilenleri işit!
Muhakkak ki BEN'im... BEN ALLAH'ım!... ilah, sadece, BEN'im!
Artık BANA abd ol!
BEN'i zikir etmek için salat ikame et!
Muhakkak, bütün nefsin say ettiği şeyler ile ceza bulması için, hafy ettiğim saat neredeyse verilecektir! Ona iman etmeyenler ve hevalarına tabi olanlar, seni ondan sadd etmesin… (yoksa) artık redi olursun!"

20. TAHA / 40

"Kız kardeşin meşy etmişti... ve ardından onlara demişti ki:
***ona kefil bir kimseyi size delil edeyim mi?***
Ardından seni, aynı karar olsun ve hüzünlenmesin diye annene rücu ettik.

Sen bir nefs katl etmiştin... ve ardından seni gammdan necat etmiştik. Seni fitne ile fitne etmiştik... ve ardından senelerce Medyen ehlinin içinde lebs olmuştun.

Sonra kader üzere BİZ'e geldin ey Musa!"

20. TAHA / 41-42

"Seni, BEN'im nefsim için sanat ettim.
Sen ve kardeşin, ayetlerim ile zehab edin. BEN'i zikir etmekte vena olmayın."

20. TAHA / 67

Ardından Musa, nefsinde korku vecs etti.

20. TAHA / 96

Dedi ki:
"Onların, onda basar olmadıkları şeye basar oldum.
Ardından Rasulün eserinden kabz ile kabz ettim... ve ardından onu nebz ettim.

Böyledir!...
Nefsim beni tesvil etti."

21. ENBİYA / 35

Bütün nefs mevti tadacaktır.
Sizi, fitne olarak şerr ile ve hayr ile belv ederiz. BİZ'e rücu edeceksiniz!

21. ENBİYA / 43

Yoksa, BİZ'im gayrımızdan, kendilerine mani olacak ilahları mı var?
Onlar kendilerine (bile) nasr etmeye istitaat etmezler… ve onlara BİZ de sahib çıkmayız.

21. ENBİYA / 47

Kıyamet yevmi için kıst mizanlar vaz ederiz… ve ardından nefslere hiçbir zulüm edilmez. Hasib olarak BİZ'e kafi olarak (olacak şekilde)… hardaldan habbe miskali olsa, onu getireceğiz.

21. ENBİYA / 64

Ardından, nefslerine rücu ettiler ve ardından dediler ki:
"Muhakkak siz… zalim olan sizsiniz."

21. ENBİYA / 102

Onlar onun hasisini işitmezler.
Onlar nefslerine iştah veren şeylerin içinde ebedidirler.

23. MUMİNUN / 62

BİZ, nefsi, sadece, vasi olduğuna mükellef ederiz.
elbette/kesinlikle BİZ'im VARLIĞIMIZDA hakk ile intak eden kitab vardır.
Onlara zulüm edilmez.

23. MU'MİNUN / 102-103-104

Mizanları sekal olan kimse… artık işte onlar… onlar, felaha ulaşanlardır.
Mizanları hafif gelen kimse… artık işte onlar, kendi nefslerine hasar alanlardır… cehennemde ebedidirler.
Nar, onların vechlerini lefh eder... ve onlar orada kalih olurlar.

24. NUR / 6-7

Kendi zevcelerine remy eden kimseler... eğer kendilerinden başka şahidleri yoksa... o zaman onların şahadeti;
kendisinin muhakkak ki muhakkak sadıklardan olduğuna ALLAH'ı dört sefer şahid göstermesi...
ve beşincisinde; eğer kaziblerden ise ALLAH'ın lanetinin kendi üzerine olmasını söylemesidir.

24. NUR / 12-13

Keşke, o zannı işittiğinizde…
mü'min erkekler ve mü'min kadınlar, kendi nefslerine hayr olarak... "bu mübin ifktir" deselerdi keşke!?
Keşke,
Onlar, buna dört şahid ile gelselerdi keşke!?
Şahidler ile gelmediklerinde... artık işte onlar... ALLAH indinde onlar, kazibdir.

24. NUR / 61

Köre harec yoktur...
ve arice (topal) harec yoktur...
ve mariz olana harec yoktur.

Kendi evlerinizden
veya babalarınızın evlerinden
veya annelerinizin evlerinden
veya erkek kardeşlerinizin evlerinden
veya kız kardeşlerinizin evlerinden
veya amcalarınızın evlerinden
veya halalarınızın evlerinden
veya dayılarınızın evlerinden
veya teyzelerinizin evlerinden
veya miftahlarına malik olduğunuz evlerden
veya size sadık olanlardan,
yemek yemenize, nefsleriniz üzre (harec) yoktur.
Cemian veya şetta olarak yemek yemeniz size cünah değildir.

Evlere dahil olduğunuz zaman... artık ALLAH indinden tahiyye olarak, tayyib mübarek şekilde nefsleriniz üzre selamlayın!

Böyledir!...
ALLAH, size ayetlerini size beyan eder... umulur ki akıl edersiniz.

25. FURKAN / 3

O'nun gayrısından,
Hiçbir şey halk etmeyen...
ve zaten kendileri halk edilmiş olan...
ve nefslerine menfaat ve de darr vermeye melik olmayan...
ve mevt etmeye ve hayata melik olmayan...
ve neşr edemeyen...
ilahlar ittihaz ettiler.

25. FURKAN / 21

BİZ'e lika olmaya rica etmeyenler,
"Melekler bize inzal edileydi ya!"
veya
"Rabbimizi göreydik ya!"
dediler. Onlar, elbette kat'iyyetle kendi nefslerinde istikbar ettiler!... ve kebir atiye ile atiy ettiler.

25. FURKAN / 68

Onlar, ALLAH ile beraber, başka bir ilah davet etmezler.
ALLAH'ın haram kıldığı nefsi, bi-hakkın olmadan katl etmezler.
Onlar zina etmezler.
Bunlara fail olan kimse… o, esama mülaki olur.

26. ŞUARA / 3

Mü'min olmuyorlar diye ola ki nefsine bah ediyorsun!

27. NEML / 14

Nefsleri, ona yakin olduğu halde… zulüm ve ulüvv ederek onlarla cahd ettiler.
Artık nazar et!... müfsidlerin akibetlerinin nasıl oldu!

27. NEML / 40

İndinde kitabtan ilim olan birisi dedi ki:
"Ben onu, tarfını irtadd etmeden önce sana veririm."

Ardından onu, indinde müstakır olarak görünce, dedi ki:
"Bu, Rabbimin fazlındandır... şükür mü edeceğim yoksa küfür mü edeceğim, beni belv etmesi içindir.
Şükür eden kimse... artık muhakkak kendi nefsi için şükür etmiştir.
Küfür eden kimse ise... artık Rabbim ganiydir, kerimdir."

27. NEML / 44

Ona denildi ki:
"Sarha dahil ol!"
Ardından onu gördüğünde, onu lücc su hasib etti... ve sevkini keşf etti.
Dedi ki:
"Muhakkak o, karurelerden, mümerred sarhtır."
Dedi ki:
"Rabbim!
Muhakkak ben, kendi nefsime zalim olmuşum. Süleyman ile birlikte Rabb-il alemin ALLAH'a silm oldum!"

27. NEML / 91-92

Muhakkak ben, ancak, haram kılınan bu beldenin (Mekke) Rabbine abd olmaya emir olundum... ki bütün herşey O'nundur!
Bana,
Müslümanlardan olmam...
ve Kur'an tilavet etmem...
emir olundu!"
İhtida olan kimse... artık muhakkak, ancak, kendi nefsi için ihtida olur!
Dall olan kimse... artık ona de ki:
"Muhakkak ben, ancak, inzar edicilerdenim!"

28. KASAS / 16

Dedi ki:
"Rabbim!
Muhakkak ben nefsime zulüm ettim. Artık bana gufran ol!"
Ardından ona gufran oldu.
Muhakkak ki O... O gafurdur, rahimdir.

28. KASAS / 19

Ardından irade edipte... ikisine de düşman olan kimseyi batş ettiğinde,
"Ey Musa!
Dün bir nefsi katl ettiğin gibi, beni de katl etmeyi mi irade ediyorsun? Sen arzda, sadece, cebbar olmayı irade ediyorsun. Sen ıslah edenlerden olmayı irade etmiyorsun."

28. KASAS / 33

Dedi ki:
"Rabbim!
Muhakkak ben onlardan nefs katl ettim. Artık, beni katl etmelerinden korkuyorum."

29. ANKEBUT / 6

Cihad eden kimse... artık muhakkak... ancak, kendi nefsine cihad etmektedir.
Muhakkak ki ALLAH, kesinlikle alemlerden ganiydir.

29. ANKEBUT / 40

Ardından onları, külliyyen zenbleri ile ahz ettik.
Artık onlardan üzerine hasıb irsal ettiğimiz kimseler...
ve onlardan sayha ahz eden kimseler...
ve onlardan onunla hasf ettiklerimiz...
ve onlardan gark ettiklerimiz oldu.
ALLAH, onlara zulüm eden değildi... fakat onlar, kendi nefsleri için zulmediyorlardı.

29. ANKEBUT / 57

Bütün nefs mevti tadacaktır. Sonra BİZ'e rücu edeceksiniz.

30. RUM / 8

Onlar, nefsleri hakkında tefekkür etmezler mi?
ALLAH, semaları ve arzı ve ikisinin arasında olanları, ancak, bi-hakkın ve müsemma ecel ile halk etti.
Muhakkak nasdan çoğu, Rabblerine mülaki olacaklarına elbette/kesinlikle kafirdir.

30. RUM / 9

Onlar, arzda seyir etmediler mi?
Nazar etmediler mi; öncekilerin akibetleri nasıl olmuş?
Kuvvet olarak onlardan daha şedidtiler.
Arzı sürüp havalandırmışlardı.
Onu, onların imar ettiklerinden daha çok imar etmişlerdi.
Onlara beyyineler ile Rasuller kılınmıştı.
ALLAH, onlara zulüm eden olmadı! Fakat onlar, kendi nefslerine zulüm edenler oldular.

30. RUM / 21

Nefslerinizden sizin için, onlarla teskin olmanız için zevceler halk etmesi...
sizin aranızda meveddet ve rahmet kılması…
O'nun ayetlerindendir.
Muhakkak bunda, tefekkür eden kavim için elbette/kesinlikle ayetler vardır.

30. RUM / 28

Size nefslerinizden mesel darb ediyor...
Sizi rızıklandırdığımız şeyler içinde; melekesi yeminlerinizde olanlardan... artık onda seva olduğunuz...
Nefsinizden korktuğunuz gibi onlardan korktuğunuz...
şerikleriniz var mıdır!?

Böyledir!...
Ayetlerimizi akıl eden kavim için fasl ederiz.

30. RUM / 44

Kafir kimse… artık küfrü kendinedir.
Salih (iş)lere amil olan kimse… artık kendi nefsi için mehd olur!

31. LOKMAN / 12

elbette kat'iyyetle!... BİZ, Lokman'a,
"ALLAH'a şükret!"
diye hikmet vermiştik.
Şükür eden kimse… artık muhakkak, nefsi için şükür eder.
Kafir olan kimse... artık muhakkak ki ALLAH, ganiydir, hamiddir.

31. LOKMAN / 28

Sizin halkıyetiniz ve sizin baas edilmeniz, ancak, vahid nefs gibidir.
Muhakkak ki ALLAH, semidir, basirdir.

31. LOKMAN / 34

Muhakkak ki ALLAH...
saatin ilmi, O'nun indindedir!
Gays inzal eder.
Rahimlerde olana alimdir.
Nefs, gaden ne kesb edeceğini idra edemez.
Nefs, arzın neresinde mevt olacağını idra edemez.
Muhakkak ki ALLAH, alimdir, habirdir.

32. SECDE / 13

BİZ dileseydik, bütün nefslere kendi hudasını verirdik.
Fakat BEN'im, "elbette cehennem, cinnlerin ve nasın hepsinden melaadır!" kavlim hakktır.

32. SECDE / 17

Nefs... amel etmiş olduğu şeylere ceza olarak… kendilerine ayn kararından hafy ettiğimiz şeye alim değildir.

32. SECDE / 27

Görmezler mi;
BİZ, suyu arzın cüruzuna sevk ediyoruz...
ve ardından onunla, enamının ve nefslerinin yediği ziraat ihrac ediyoruz.
Artık basir olmayacaklar mı!?

33. AHZAB / 6

Nebi, mü'minlere nefslerinden evladır.
Onun zevceleri, onların anneleridir.
ALLAH'ın kitabında, uli-l erham'ın bazısı, mü'minlerden ve muhacirlerden bazısına evladır (miras konusunda)... ancak veliylerinize maruf olarak fail olmanız müstesna.
Bunlar kitabta satırlanmış olanlardır.

33. AHZAB / 37

ALLAH'ın kendisine nimet verdiği, senin de kendisini nimetlendirdiğin kimseye demiştin ki:
"Zevceni imsak et... ve ALLAH'a ittika et!"

ALLAH'ın ibda edeceği şeyi nefsinde hafy ediyordun... ve nasdan haşy ediyordun.
Haşy etmene hakk olan ALLAH'tır!

Ardından Zeyd, ondan vatrını kaza edince... duaları (evlatlık oğulları), zevcelerinden vatrını kaza ettiklerinde, o kadınları zevce edinmek konusunda mü'minler üzre harec olmaması için... BİZ onu sana zevce ettik.
ALLAH'ın emri fiil edilmiş oldu.

33. AHZAB / 50

Ey Nebi!
Muhakkak ki BİZ,
ecirlerini verdiğin zevcelerini
ve ALLAH'ın sana fey ettiklerinden melekesi yemininde olanları
ve seninle beraber hicret eden... amca kızlarını ve hala kızlarını ve dayı kızlarını ve teyze kızlarını
ve diğer mü'min erkeklerin gayrısında sadece sana halis olarak; eğer nefsini nebi için vehb ederse ve nebi de kendisini nikahlamayı irade ederse (herhangi) mü'min kadını sana helal kıldık.

Zevceleri ve melekesi yeminlerinde olanlar hakkında, onlara farz kıldığımız şeylere BİZ kat'iyyetle alimiz!
Bunlar, sana herhangi bir harec olmaması içindir.
ALLAH, gafur, rahim olandır.

34. SEBE / 19

Ardından onlar, dediler ki:
"Rabbimiz!
Seferlerimizin arasını baid et."
ve nefslerine zalim oldular.
Ardından onları hadis kıldık... ve onları mezk ederek küliyyen mezk ettik.
Muhakkak bunda, sabır edenlerin ve şükür edenlerin hepsi için elbette/kesinlikle ayetler vardır.

34. SEBE / 50

De ki:
"Eğer dall olursam... artık muhakkak, ancak, kendi nefsim üzre dall olurum.
Eğer ihtida olursam… artık bu, Rabbimin bana vahy ettiği şey iledir.
Muhakkak ki O, semidir, karibdir."

35. FATIR / 8

Kendi sui amelini kendisine ziynetlendiren kimse... ardından onu (kendi amelini) hasene gördü!...

Artık muhakkak ki ALLAH, dilediği kimseyi dall eder... ve dilediği kimseyi ihda eder... ve artık senin nefsin, onların üzerine hasretler zehab etmez.

Muhakkak ki ALLAH, onların sanat ettikleri şeylere alimdir.

35. FATIR / 18

Vezr eden başkasının vizrini vezr etmez.
Yükü sekal olan, hamil olması için (başkasını) davet etse, ondan bir şey hamil edilmez... velev ki kurb sahibi olsa bile!
Muhakkak sen, ancak...
Rabblerine gayb ile haşy edenleri
ve salat ikame edenleri nezr edebilirsin.
Tezekki olan kimse... artık muhakkak, ancak, kendi nefsi için tezkiye olmuştur.
Masir ALLAH'adır.

35. FATIR / 32

Sonra BİZ, BİZ'e abd olanlardan ıstıfa ettiğimiz kimseleri, kitaba varis ettik.
Artık onlardan, kendi nefsleri için zalim olanlar...
ve onlardan muktesid olanlar...
vardır.
Onlardan, ALLAH'ın izniyle, hayrlarda sabık olanlar da vardır.
Böyledir!...
Bu kebir fazldır.

36. YASİN / 36

Arzın nebat ettiklerinden...
ve kendi nefslerinden...
ve alim olmadıkları şeylerden...
bütün zevcleri halk eden subhandır.

36. YASİN / 53-54

Olan vahid bir sayhadan başka değildir!
Artık o zaman… onlar cemian, BİZ'im VARLIĞIMIZDA muhdardır.

Ardından yevmde... Nefs, hiç bir şey zulüm etmez!
Siz, sadece, amel etmiş olduğunuz şeyler ile cezalandırılırsınız.

37. SAFFAT / 113

Onu ve İshak'ı barek ettik.
O ikisinin zürriyetinden, muhsinler de var… kendi nefsleri için mübin zalimler de.

39. ZUMER / 6

Sizi vahid nefsten halk etti.
Sonra sizin için ondan zevce kıldı.
Size enamdan sekiz zevce inzal etti.
Zulmetler içinde üç halk ediş ardından,
annelerinizin batınlarındaki halk edişle sizi halk etti.
Böyledir!...
ALLAH, sizin Rabbinizdir, mülk O'nundur, O'ndan başka ilah yoktur.
Artık nasıl da sarf olup gidiyorsunuz!

39. ZUMER / 14-15

De ki:
"Dinimde O'na muhlis olarak ALLAH'a abd olurum… artık siz O'nun gayrısından dilediğinize abd olun!"

De ki:
"Muhakkak, kendi nefslerine ve kendi ehillerine hasar verenler... kıyamet yevminde hüsranda olanlardır.
Böyle değil midir!...
Bu, mübin hüsrandır!"

39. ZUMER / 41

Muhakkak ki BİZ, sana kitabı nas için bi-hakkın inzal ettik.
İhtida olan kimse… artık kendi nefsi içindir.
Dall olan kimse… artık muhakkak, ancak, kendine dall olur.
Sen onların vekili değilsin!

39. ZUMER / 42

ALLAH, nefsleri, kendi mevt hiynlerinde vefat ettirir... mevt olmayanlar ise, menamları içindedir.
Kendilerine mevt kaza olanları imsak eder... ve diğerlerine, müsemma ecele irsal eder.
Muhakkak bunda... tefekkür eden kavim için kesinlikle ayetler vardır.

39. ZUMER / 53

De ki:
"Ey BANA abd olanlardan, kendi nefsleri üzre israf edenler!
ALLAH'ın rahmetinden kanıt olmayın!
Muhakkak ki ALLAH zenblere cemian gafur olur.
Muhakkak ki O'… O gafurdur, rahimdir."

39. ZUMER / 55-56

Azab,
siz şuurunda olmaksızın, ansızın size gelivermeden...
Nefs, "ALLAH'ın cenbinde ifrat ettiğim şeyler üzre ey hasret (vah ki vah)!… muhakkak ben, kesinlikle sahirlerden olmuştum." demeden...
önce, Rabbinizden size inzal edilen şeyin ahsenine tabi olun!

39. ZUMER / 70

Bütün nefslere, amil oldukları vefa edilir.
O, onların fail oldukları şeylere alimdir.

40. MU'MİN / 10-11

Muhakkak kafirlere nida edilir:
"Kesinlikle ALLAH'ın maktı, sizin kendi nefsinize maktınızdan ekberdir. Siz, imana davet edilmiştiniz… ve ardından, kafir olmuştunuz."

Derler ki:
"Rabbimiz!
Bizi iki kere mevt ettin ve iki kere hayy ettin. Ardından zenblerimizi itiraf ettik… artık huruc üzre sebil var mı!?"

40. MUMİN / 17

Bu yevmde bütün nefs, kesb ettikleri şeyler ile cezalanır.
Bu yevmde zulüm yoktur!
Muhakkak ki ALLAH, hesabı seri olandır.

41. FUSSİLET / 30-31-32

Muhakkak,
"Rabbimiz ALLAH'tır!"
diyen ve sonra da istikametlenenler... onlara melekler tenezzül eder:
"Korkmayın! Hüzünlenmeyin!
Vaad olunmuş olduğunuz cennet ile ibşar olun. Biz, dünya hayatında ve ahirette size veliyleriz.
Gafur, rahimden nüzul olarak... nefslerinizi iştahlandıran şeyler de orada sizindir... davet ettikleriniz de orada sizindir."

41. FUSSİLET / 46

Salih olarak amil olan kimse… artık kendi nefsi içindir.
Kötülük yapan kimse... artık o da kendi üzerinedir.
Rabbin, abd olanlara zallam değildir.

41. FUSSİLET / 53

Hakk oldukları kendilerine beyan oluncaya kadar afakta ve kendi nefslerinde onlara ayetlerimizi göstereceğiz.

O'nun herşeye şahid olması, Rabbine kafi değil midir!?

42. ŞURA / 11

Semaları ve arzı fatr etmiştir.
Size... sizin nefsinizden zevceler... ve enamdan zevceler kılar.
Orada sizi zer eder.
Hiçbir şey O'nun misli gibi değildir.
O, semidir, basirdir.

42. ŞURA / 45

Onları görürsün ki... ona arz olunurken, züllden huşuyla, hafi tarftan nazar ederek bakarlar.
İman edenler derler ki:
"Muhakkak hasar alanlar, kıyamet yevminde kendilerini ve ehlini hasara uğratanlardır."
Değil mi ki... muhakkak zalimler mukim azabtadır!

43. ZUHRUF / 71

Onlara, altın sahfeler ve kübler ile… içlerinde, nefslerin iştahlandığı ve aynların lezzet aldığı şeyler tavaf ettirilir… siz orada ebedisiniz!

45. CASİYE / 15

Salih (iş)lere amil olan kimse… artık o, kendi nefsi içindir!
Kötülük yapan kimse… artık o, kendi üzerinedir!
Sonra Rabbinize rücu edeceksiniz.

45. CASİYE / 22

Bütün nefsin, zulüm edilmeden… kesb ettiği şeyler ile cezalandırılması için... semaları ve arzı bi-hakkın ALLAH halk etmiştir!

47. MUHAMMED / 38

İşte siz böylesiniz!...
ALLAH sebilinde infak etmeye davet ediliyorsunuz! ve ardından, sizden bahl eden kimseler var!

Bahl eden kimse... artık muhakkak... ancak, nefsinden bahl eder!
ALLAH ganiydir... siz, fakirsiniz!

Eğer tevella ederseniz... sizin gayrınızda bir kavmi istebdil eder... sonra onlar, sizin emsalinizde olmazlar.

48. FETİH / 10

Muhakkak sana biat edenler... muhakkak, ancak, ALLAH'a biat ederler!
ALLAH'ın eli onların ellerinin fevkindedir.
Nekes olan kimse… artık muhakkak o, ancak, kendi nefsine nekes olur!
ALLAH'a karşı ahd ettiği şeylere vefa eden kimse... artık ona, azim ecir verilecektir.

49. HUCURAT / 11

Ey iman edenler!
Bir kavim, başka bir kavme sahr etmesin!... gerekir ki (belki)… onlar kendilerinden hayr olur!
Kadınlar, başka kadınlara sahr etmesin!... gerekir ki (belki)… onlar kendilerinden hayr olur!
Nefslerinizi lemz etmeyin!
Lakablar ile kendinizi nebz etmeyin!
Ne beis isimdir... imandan sonra füsuk!
Tevbe etmeyen kimseler... artık işte onlar... onlar zalimdir.

49. HUCURAT / 15

Muhakkak mü'min, ancak, odur ki;
ALLAH'a ve Rasulüne iman eden...
sonra da asla rayb etmeyenlerdir.
Mallarıyla ve nefsleriyle ALLAH sebilinde cihad ederler.
İşte onlar... Sadık olanlar onlardır!

50. KAF / 16

elbette kat'iyyetle!... İnsanı halk ettik!...
Onun nefsinin, kendisine ne vesveseler verdiğine alimiz.
BİZ ona, şahdamarından daha karibiz.

50. KAF / 21

Bütün nefs beraberinde bir saik ve bir şahid ile gelir.

51. ZARİYAT / 20-21

Mukinler için ayet, arzdadır… ve kendi nefslerinizdedir.
Artık basar etmez misiniz?

53. NECM / 23

Bunlar, sadece, sizin ve ata-babalarınızın onları isimlendirdiği isimlerdir.
ALLAH, onlara sultan inzal etmedi!
Onlar, sadece, zanna ve nefslerin heva ettiği şeylere tabi olurlar. (Oysa) Rabblerinden elbette kat'iyyetle huda gelmişti!

53. NECM / 32

Kebir ismden (büyük günahlardan)...
ve fahiş olan lememden (küçük kusurlarda aşırlık yapmaktan)...
ictinab edenler... muhakkak mağfiretin vasisi, Rabbindir.

Arzdan sizi inşa ederken...
ve siz, annelerinizin batınlarında cenin iken...
O size alimdir.
Artık, nefslerinizi (kendi kendinize) tezekki etmeyin (kalkışmayın)... kimin ittika ettiğine O alimdir.

57. HADİD / 14

Onlara nida ederler,
"Sizinle beraber değil miydik?"
Derler ki:
"Bilakis!
Fakat siz,
nefslerinizi fitneye düşürdünüz...
ve tarabbus ettiniz...
ve rayb ettiniz.
ALLAH'ın emri gelinceye kadar... emaniler sizi garr etti.
ALLAH'a garur, sizi garr etti."

57. HADİD / 22

Arzda ve nefslerinizde, musibetlerden isabet eden... ancak... onu ibra etmemizin öncesinden, kitabta olanlardır.
Muhakkak bu, ALLAH'a yesirdir.

58. MUCADELE / 8

Necvadan nehy edilenleri görmedin mi?
Sonra nehy edildikleri şeye ida ederler... ve ism ve udvan ile Rasule isyan necva ederler.
Geldiklerinde, ALLAH'ın onunla seni hayy etmediği şeyle, seni hayy ediyorlar.
Kendi nefslerinde ise;
"Söylediğimiz şeylere, ALLAH bize azab verse ya!" diyorlar.
Onlara saly olacakları cehennem hasbtır. Ne de beis masirdir!

59. HAŞR / 9

Önceden iman ederek, bu dara tebevvü edenler... kendilerine hicret edenlere muhabbet duymaktadır. Onların sadrında, verdikleri şeylerden hacet vecd olmaz.
Şayet kendilerine hass olsa bile... onların nefsleri üzre eser ederler.
Nefsini şuhhdan vaky eden kimse... işte onlar, felaha ulaşanlardır.

59. HAŞR / 18

Ey iman edenler!
ALLAH'a ittika edin!
Nefs, gad için takdim ettiği şeye nazar etsin!
ALLAH'a ittika edin!
Muhakkak ki ALLAH, amel ettiklerinize habirdir!

59. HAŞR / 19

ALLAH'ı unutanlar... ve ardından kendi nefsleri kendilerine unutturulanlar gibi olmayın!
İşte onlar… onlar fasıktır.

61. SAFF / 10-11-12

Ey iman edenler!
Elim azabtan sizi necat edecek ticarete delil göstereyim mi?
ALLAH'a... ve O'nun Rasulüne iman edin!...
ve ALLAH sebilinde mallarınız ve nefsleriniz ile cihad edin!
Eğer alim olmuş olursanız… sizin için hayr işte budur!
Sizin için, zenblerinize gafur olur.
Sizi altından nehirler cereyan eden cennetlere
ve Adn cennetlerindeki tayyib meskenlere dahil eder.
Azim fevz işte budur!

63. MUNAFİKUN / 11

Eceli geldiğinde… ALLAH, nefse tehir etmez.
ALLAH, amel ettiklerinize habirdir.

64. TEGABUN / 16

Artık,
istitaat edebildiğiniz kadar ALLAH'a ittika edin!
İşitin!...
ve itaat edin!
Nefsiniz için, hayr infak edin!

Nefsini şuhhdan vaky eden kimse... artık işte onlar... felaha ulaşan onlardır.

65. TALAK / 1

Ey Nebi!
Kadınları boşadığınız zaman... artık onları iddetleri içinde boşayın... ve iddetlerini ihsa edin.

Rabbiniz ALLAH'a ittika edin!

Mübeyyin olarak fahiş olanı işlemeleri dışında... onları evlerinden ihrac etmeyin ve onlar da ihrac olmasınlar.

Bu, ALLAH'ın hudududur!

ALLAH'ın hududuna düşmanlık eden kimse... artık kat'iyyetle kendi nefsine zalim olmuş olur! İdra edemezsin... ola ki ALLAH bundan sonra emir ihdas eder.

65. TALAK / 6-7

İskan olduğunuz yerde, vecd olduğunuz kadar o kadınları iskan edin. Onları dıyk etmek için onları darr etmeyin.
Eğer onlar hamile iseler... artık onlara yüklerini vaz edinceye kadar infak edin.

Ardından eğer sizin için emzirirlerse... artık onların ecirlerini ödeyin. Aranızda maruf ile temir edin.
Eğer teasür olursa... vüsat sahibinin, vüsatından infak etmesi için… artık ona başkası emzirecektir.

Rızkı kendisine ikdar olunan kimse... artık o da, ALLAH'ın kendisine verdiğinden infak etsin!
ALLAH, nefsi, sadece, kendisine verdiği şeye mükellef eder!
ALLAH, usra ardından yüsr kılacaktır.

66. TAHRİM / 6

Ey iman edenler!
Nefslerinizi ve ehlinizi,
vakudu nas ve hacerler olan…
kendilerine emir edilen şeyde, ALLAH'a asi olmayan... ve emir edilen şeye fail olan… şedid galiz meleklerin, üzerine olduğu...
nardan vaky edin!

73. MUZZEMMİL / 20

Muhakkak ki Rabbin, senin ve seninle beraber olan bir taifenin... gecenin üçte ikisinden edna ve yarısı kadar ve üçte biri kadar kıyam ettiğine alimdir.

ALLAH geceyi ve gündüzü kaderlendirir.
Onu ihsa edemeyeceğinize alimdir... ve ardından size tevbe eder.

Artık Kur'an'dan yesir olanı kıraat edin!

O...
Sizden (bazınızın) mariz olacağına...
diğerlerinin arzda darb edeceğine...
ALLAH'ın fazlından ibtiga edeceklerine...
ve diğer bir kısmının ALLAH sebilinde kıtal edeceklerine...
alimdir!

Artık ondan, yesir olanı kıraat edin!

ve salatı ikame edin!
ve zekatı verin!
ALLAH'a hasene karz ile ikraz edin!
Nefsleriniz için hayrdan takdim ettiğiniz şey... ona, ALLAH'ın indinde hayr ve daha azim ecir olarak vecd olursunuz.
ALLAH'a istiğfar edin!
Muhakkak ki ALLAH gafurdur, rahimdir.

74. MUDDESSİR / 38-39-40-41-42

Cennetlerde ki yemin ashabı dışında... her nefs, kesb ettiği şeye rehindir.
Onlar, mücrimlerden sual edişirler:
"Sizi sekar içinde selk eden şey nedir?"

75. KIYAME / 2

Hayır!
Kasem ederim, levm eden nefse!

75. KIYAME / 14-15

Bilakis!
Şayet mazeretlerini ilka etse bile... İnsan, kendi nefsi üzre basirdir.

79. NAZİAT / 40-41

Rabbinin makamından korku duyan... ve nefsini hevadan nehy eden kimse… artık muhakkak onun mevası cennettir.

81. TEKVİR / 1-2-3-4-5-6-7-8-9-10-11-12-13-14

Güneş kevr ettirildiğinde...
ve necmler kederlendiğinde...
ve dağlar seyir ettirildiğinde...
ve aşrlar atıl olduğunda...
ve vahşiler haşr olduğunda...
ve bahrlar secr ettirildiğinde...
ve nüfus zevcelendirildiğinde...
ve mev'udeye (diri olarak gömülen kız çocuğu), hangi zenb ile katl edildiği sual edildiğinde...
ve sahifeler neşr edildiğinde...
ve sema keşt olduğunda...
ve cahim sar edildiğinde...
ve cennet izlaf ettirildiğinde...
nefs, ihzar ettiklerine alim olur!

81. TEKVİR / 1-2-3-4-5-6-7-8-9-10-11-12-13-14

Güneş kevr ettirildiğinde...
ve necmler kederlendiğinde...
ve dağlar seyir ettirildiğinde...
ve aşrlar atıl olduğunda...
ve vahşiler haşr olduğunda...
ve bahrlar secr ettirildiğinde...
ve nüfus zevcelendirildiğinde...
ve mev'udeye (diri olarak gömülen kız çocuğu), hangi zenb ile katl edildiği sual edildiğinde...
ve sahifeler neşr edildiğinde...
ve sema keşt olduğunda...
ve cahim sar edildiğinde...
ve cennet izlaf ettirildiğinde...
nefs, ihzar ettiklerine alim olur!

81. TEKVİR / 15-16-17-18

Artık Hayır!
Kasem ederim!...
hannaslara…
cari olan kanislere…
ve asase olduğunda geceye…
ve teneffüs ettiğinde sabaha!

82. İNFİTAR / 1-2-3-4-5

Sema fatr olduğunda
ve kevkebler nesr edildiklerinde
ve bahrlar fecr ettirildiğinde
ve kabirler baseret olduğunda
nefs takdim ettiği ve tehir ettiği şeylere alimdir!

82. İNFİTAR / 17-18-19

"Din yevmi"nin ne olduğunu sana idra ettiren nedir?
Sonra...
Nedir "Din yevmi"nin ne olduğunu sana idra ettiren!?
Nefsin, nefs için bir şey temlik etmediği yevmdir!
Yevme-izinde, emir, ALLAH'ındır.

83. MUTAFFİFİN / 25-26-27-28

Onlara, hitamı misk olan… hatm edilmiş rahikden iska edilir.
Bunun hakkında... artık tenafüs etsin, tenafüs edenler!
Onun mizacı tesnimdendir.
Ayn!... mukarreb olanlar ondan şürb eder.

86. TARIK / 4

Üzerine hafız bulunmayan hiçbir nefs yoktur!

89. FECR / 27-28-29-30

Ey mutmain nefs!
Razı olmuş ve razı olunmuş olarak Rabbine rücu et…
ve ardından, BANA ibadet edenlere dahil ol!...
ve cennete dahil ol!

91. ŞEMS / 1-2-3-4-5-6-7-8

Yemin olsun!
Güneşe ve duhaya…
Tilv olduğunda, kamere…
Cilalandığında, gündüze…
Gışa olduğunda, geceye…
Semaya... ve onu bina edene…
Arza... ve onu taha edene...
Nefse... ve onu sevva edene…
ve ardından fücuru ve takvayı ona ilham edene!

113. FELAK / 1-2-3-4-5

De ki:
"Halk edilmişlerin şerrinden
ve vekab olduğunda gasakın şerrinden
ve ukdelere nefesleyenlerin şerrinden
ve hased ettiği zaman, hased edenin şerrinden,
felakın Rabbine uvz ederim!"

Sure Listesi

Kelam-ı Kadim'de Geçen Kelimeler Sözlüğü;Teolog A.Kadir İmamoğlu tarafından derlenerek hazırlanmıştır.