xoxox
ر ب ط
RBT:
| |
irtibat
ر ب ط
RBT:
| Bağlanmak, raptedilmek. Muhabbet, dostluk ve alâkadarlık. Düşmana karşı cenk için hudutta at sahibi olmak. |
Merbut
ر ب ط
RBT:
| Bağlı. Rabtedilmiş. Mensub. Ekli. Ulaşmış, bitişmiş, bitişik. Çğl.Merbutât |
Merbutiyyet
ر ب ط
RBT:
| Bağlılık. Mensub oluş. Mensubiyyet. Eklilik. |
Murabıt Murabit
ر ب ط
RBT:
| Kalbini Allah'a bağlayan. Düşmanla karşılaşılacak yerlerde gözetip nöbet bekleyen. Çğl.Murabıtîn |
Rabıta Rabıt
ر ب ط
RBT:
| Rabteden, bağlayan, bitiştiren. Münasebet, alâka, bağlılık, yakınlık. İki şeyi birbirine bağlayan tertip. Nefsini dünyadan men edip âhirete, Allah'a bağlanmak. Tertip, sıra, düzen, usûl. Çğl.Revabıt |
Rabit
ر ب ط
RBT:
| Bağlı, bağlanmış, merbut. |
Rabt
ر ب ط
RBT:
| Bağlamak, bitiştirmek, bir şeye bağlamak. Nizam vermek, intizam bulmak. Gr: Cümleleri lüzumlu edatlarla birbirine bağlamak. DuruMeal'de toplam 4 kayıtta geçiyor. |
Rabtiyye
ر ب ط
RBT:
| Rabtiye. Bağlayacak şey. |
Rebt
ر ب ط
RBT:
| Şişmek. Terbiye etmek. Uyusun diye çocuğun yan taraflarına yab yab vurmak. |
Ribat
ر ب ط
RBT:
| Han gibi konaklanacak yer. Tekke. Bağ, ip. Sağlam yapı. DuruMeal'de toplam 1 kayıtta geçiyor. Çğl.Ribâtât |
Ribatî
ر ب ط
RBT:
| Hancı, odacı. |
3. ALİ İMRAN / 200 Ey iman edenler! |
8. ENFAL / 11 O'ndan emanet olarak, sizi nuas gışa etmişti… ve üzerinize, |
8. ENFAL / 60 Onlar için, kuvvetten istitaat ettiğiniz kadar, ribat haylden idad edin. |
18. KEHF / 14-15 Onların kalblerine rabt etmiştik. |
28. KASAS / 10 Musa'nın annesinin fuadı farig oluverdi. Onun kalbine, mü'minlerden olması için rabt etmeseydik, neredeyse onu ibda edecekti. |