İçeriğe geç
KÖK Ara:
KELİME Ara:
ANLAM içinde Ara:
❝ ReY ❞ kökünden türeyen kelimeler... 10 Kayıt Listeleniyor.
Aynı Kökten Türeyen: xoxox irae merae Mer'iyyet Mira' Mir'at Meraî Meraya rae riya riyakar Ruya Ru'ya
xoxox
ر ا ي ReY
irae
ر ا ي ReY

Göstermek, göstererek öğretmek. Göz önüne koymak. Gösteriş.

merae
ر ا ي ReY

Güzel manzara.

Mer'iyyet
ر ا ي ReY

Mer'î oluş. Makbul olma. Muteber olma. Hükmü geçer olma.

Mira'
ر ا ي ReY

Riya etme, riyakârlık yapma. Başkasının sözüne itiraz edip mücâdele etme. İçindekinin aksini söyleme.

Mir'at
ر ا ي ReY

Ayna. Ayine. Meşhur bir cins lâle.

Çğl.MeraîÇğl.Meraya
rae
ر ا ي ReY

Görmek, anlamak. Gösteriş.

riya
ر ا ي ReY

Özü sözü bir olmamak. İnandığı gibi hareket etmeyiş. İki yüzlülük etmek. Gösteriş için yapılan hareket.

DuruMeal'de toplam 2 kayıtta geçiyor.
riyakar
ر ا ي ReY

Riya eden. Adam kandırmak için yalan söyleyen. Sahte iş yapan. İki yüzlü.

Ruya
Ru'ya
ر ا ي ReY

Uykuda görülen misalî âlem. Düş.

2. BAKARA / 55-56

Siz demiştiniz ki:
"Ey Musa!
ALLAH'ı cehren görünceye kadar sana iman etmeyeceğiz!"
Ardından sizi... nazar edip dururken... bir saika ahz etmişti.
Sonra, ola ki şükür edersiniz diye... mevt oluşunuzdan sonra sizi baas etmiştik.

2. BAKARA / 73

Ardından BİZ, onun (dişi sığırın) birazı ile ona darb etmenizi söylemiştik.
Böyledir!...
ALLAH mevt olanı hayy eder... ve ayetlerini size gösterir… umulur ki akıl edersiniz.

2. BAKARA / 128

"Rabbimiz!
İkimizi de SANA Müslüman eyle!
Zürriyetimizden SANA Müslüman ümmet eyle!
Bize mensiklerimizi göster!
Bize tevbe et!
Muhakkak ki SEN… tevvab, rahim olan SEN'sin."

2. BAKARA / 144

Vechinin semada takallüb ettiğini kat'iyyetle gördük!

Razı olacağın kıbleyi sana elbette veliy ettireceğiz... artık vechine, mescid-i haram şatrını veliy ettir!
Nerede olursanız olun... artık vechlerinize onun şatrını veliy ettirin!

Muhakkak kitab verilenler, onun Rabblerinden hakk olduğuna kesinlikle alimdir.
ALLAH, onların amel ettiklerine gafil değildir.

2. BAKARA / 165

Nasdan, ALLAH'ın gayrısından endad ittihaz eden kimseler... ALLAH'a hubb eder gibi onlara hubb ederler!
İman edenlerin ALLAH'a hubb etmeleri daha şedidtir.

Keşke, azab görülürken, zalimler,
kuvvetin cemian ALLAH'ın olduğunu...
ve ALLAH'ın azabının şedid olduğunu...
görselerdi.

2. BAKARA / 166-167

Tabi olunanlar, tabi olanlardan teberri olduklarında ve azabı gördüklerinde... onlar ile sebeblerini kata ederler.

Tabi olanlar derler ki:
"Keşke bize bir kerre daha verilse… ve ardından, bizden teberri ettikleri gibi onlardan teberri etsek."

Böyledir!...
ALLAH, kendilerine amellerinin hasretini gösterir! Onlar nardan haric olamazlar.

2. BAKARA / 166-167

Tabi olunanlar, tabi olanlardan teberri olduklarında ve azabı gördüklerinde... onlar ile sebeblerini kata ederler.

Tabi olanlar derler ki:
"Keşke bize bir kerre daha verilse… ve ardından, bizden teberri ettikleri gibi onlardan teberri etsek."

Böyledir!...
ALLAH, kendilerine amellerinin hasretini gösterir! Onlar nardan haric olamazlar.

2. BAKARA / 243

Mevt hazeriyle diyarlarından ihrac olan binlercesini görmedin mi!?
Ardından,
ALLAH onlara "mevt olun!" dedi.
Sonra onları hayy etti.

Muhakkak ki ALLAH, nas üzre kesinlikle fazl sahibidir. Fakat nasın pek çoğu şükür etmezler.

2. BAKARA / 246

Musa'dan sonra israiloğullarından meleleri görmedin mi!?

Onlar Nebilerine, demişlerdi ki:
"Bize bir melik baas et... ALLAH sebilinde katl edelim."
Demişti ki:
"Üzerinize kıtal ketb edildiğinde... ya katl etmezseniz…!?"
Demişlerdi ki:
"Bizim ALLAH sebilinde katl etmememiz olamaz. Biz ve oğullarımız diyarımızdan kat'iyyetle ihrac edilmiştik!"

Ardından üzerlerine kıtal ketb edildiğinde, onlardan birazı dışında, tevella ettiler.

ALLAH, zalimlere alimdir.

2. BAKARA / 258

ALLAH kendisine mülk verdi diye... Rabbi hakkında İbrahim'le hacc edeni görmedin mi!?

İbrahim demişti ki:
"Hayy eden ve mevt eden benim Rabbimdir"
O da:
"Ben de hayy eder ve mevt ederim"
demişti.
İbrahim;
"Muhakkak ki ALLAH, güneşi şark tarafından verir. Artık sen onu, garb tarafından getir bakalım"
dediğinde... ardından kafir, büht etmişti.

ALLAH, zalimlerin kavimini ihda etmez.

2. BAKARA / 260

İbrahim;
"Rabbim!
Mevtayı nasıl hayy ediyorsun, bana göster"
dediğinde... ona dedi ki:
"İman etmiyor musun?"

Dedi ki:
"Bilakis!
Fakat, kalbimin itminan olması için..."

Dedi ki:
"Kuşlardan dört tane ahz et... ve ardından onları kendine suretle. Sonra onlardan cüzleri bütün dağlara dağıt. Sonra onları davet et. Say ederek sana gelecekler.

Alim ol ki; muhakkak ki ALLAH, azizdir, hakimdir."

2. BAKARA / 264

Ey iman edenler!
Mallarını nasa riya olarak infak edenler...
ve ALLAH'a ve ahir yevmine iman etmeyenler...
gibi... minnet ve eza ile sadakatinizi batıl etmeyin.

Artık onun meseli;
üzerinde turab olan... ve ardından, ona vabil isabet eden... ve ardından, sald haline terk olan... safva meseli gibidir.

Onlar, kesb ettikleri şeylere ikdar edemezler.
ALLAH, kafir kavimleri ihda etmez.

3. ALİ İMRAN / 13

Mülaki olan iki fie size kat'iyyetle ayet olmuştur!
Bir fie ALLAH sebilinde kıtal ediyordu.
Diğer kafirler... baktıkları ayn ile onları kendilerinin iki misli görüyorlardı.
ALLAH, dilediğini nasrı ile eyd eder. Muhakkak bunda, basar sahibleri için elbette ibret vardır.

3. AL-İ İMRAN / 23-24

Kendilerine kitabtan nasib verilmiş olanları görmüyor musun!?

Kendi aralarında hüküm vermesi için ALLAH'ın kitabına davet edilirler. Sonra onlardan, muriz olan bir ferik tevella eder.

Bunun sebebi,
"Nar, madud yevmler dışında bize mess etmez."
demeleridir.

İftira atmış oldukları şeyler, onları, dinleri hakkında garr eder.

3. ALİ İMRAN / 143

Onu ilka etmenizin öncesinden… elbette kat'iyyetle mevt temenni etmiştiniz! Artık onu kat'iyyetle gördünüz!… ve siz nazar ediyorsunuz!

3. ALİ İMRAN / 152

Onları O'nun izni ile hiss ettiğinizde... ALLAH size vaadine elbette kat'iyyetle sadakat gösterdi!
Hatta feşel etmiştiniz... ve emir hakkında tenazu etmiştiniz! Muhabbet duyduğunuz şeyi size gösterdikten sonra isyan etmiştiniz. Sizden dünya irade edenler de... sizden ahiret irade edenler de vardı.
Sonra sizi belv etmek için onlardan sarf etti... ve sizden kat'iyyetle afv etti!
ALLAH, mü'minler üzre fazl sahibidir.

4. NİSA / 38

Mallarını nasa riya olarak infak edenler, ALLAH'a ve ahir yevmine iman etmezler. Şeytanın kendisine karin olduğu kimse… artık o, suiye karindir.

4. NİSA / 44

Kendilerine kitabtan nasib verilmiş olanları görmüyor musun?
Onlar dalalet iştira ediyorlar... ve sizin de sebilde dalalete düşmenizi irade ediyorlar.

4. NİSA / 49

Kendi nefslerini tezekki edenleri görmedin mi?
Bilakis!
ALLAH, dilediği kimseyi tezkiye eder. Onlara fetil kadar zulüm edilmez.

4. NİSA / 51

Kendilerine kitabtan nasib verilmiş olanları görmüyor musun!?
Onlar, "cibt" ve "tagut"a iman etmekteler!... ve kafirler için;
"Bunlar, iman edenlerden, sebil olarak daha hidayetlidir." demekteler!

4. NİSA / 60

Sana inzal edilene ve senin öncenden inzal edilene iman edenlere... zeam edenleri görmüyor musun!?
"Tagut"a hakemlik vermeyi irade ediyorlar... oysa onlara, ona kafir olmaları kat'iyyetle emir edilmişti!
Şeytan ise kendilerini baid dalalet ile dalalete düşürmeyi irade etmektedir.

4. NİSA / 61

Kendilerine "ALLAH'ın inzal ettiğine ve Rasule gelin!" denildiğinde, münafıkların seni sadd ederek, seni sadd ettiklerini görürsün.

4. NİSA / 77

"Ellerinizi keff edin
ve salat ikame edin
ve zekatı verin" denilenleri görmedin mi?
Ardından üzerlerine kıtal yazıldığında, onlardan bir ferik, ALLAH'tan haşy eder gibi, hatta daha şedid haşyetle nasdan haşy ederler.
"Rabbimiz!
Niçin bize kıtal ketb ettin? Bizi karib ecele tehir etseydin ya!" derler.

De ki:
"Dünya metası pek azdır.
Ahiret, ALLAH'a ittika eden eden kimse için hayrdır. Size fetil kadar zulüm edilmez."

4. NİSA / 105

Muhakkak ki BİZ sana kitabı,
nas arasında ALLAH'ın sana gösterdiği şeyle hüküm vermen…
ve sakın ola ki hainlere hasım olmaman…
için bi-hakkın inzal ettik.

4. NİSA / 142

Muhakkak münafıklar, ALLAH'a hadia ederler. O'da onlara hadia eder.
Onlar, salata kaim olduklarında… nasa göstriş yaparak, kesil olurlar. ALLAH'ı pek azdan başka zikir etmezler.

4. NİSA / 153

Kitab ehli, sana, kendilerine semadan kitab inzal edilmesini sail oluyor.
Onlar, Musa'ya, kat'iyyetle bundan daha kebir sail olmuşlardı!... ve "Bize ALLAH'ı cehren göster" demişlerdi!

Ardından onları, zulümleri ile saika ittihaz etmişti.
Sonra, kendilerine verilen beyyinelerin ardından dişi buzağı ittihaz ettiler.
BİZ, onları, bundan da afv ettik... ve Musa'ya mübin sultan verdik.

5. MAİDE / 31

Ardından ALLAH, kardeşine yaptığı seyyieyi nasıl vera edeceğini göstermek için, arzda bahs eden gurab baas etti.
Dedi ki:
"Yazıklar olsun bana!
Şu gurab mislince olmaktan ve kardeşime yaptığım seyyieyi vera etmekten nasıl da acizim!"
Artık nadimlerden oluverdi.

5. MAİDE / 52

Artık, kalblerinde maraz olanların,
"Bize, daire isabet etmesinden haşy ediyoruz." diyerek seri olduklarını görürsün.
Gerekir ki (belki)… ALLAH, fetih ile veya indinden emir ile verir... ve ardından onlar, nefslerinde sırr ettikleri şeylere nadimler oluverirler.

5. MAİDE / 62

Onlardan çoğunun, ismde ve düşmanlıkta ve suht yemekte seri olduklarını görürsün.
Amel etmiş oldukları şey, elbette beistir.

5. MAİDE / 80

Onlardan çoğunun kafirlere tevella ettiklerini gör!
ALLAH'ın onlara suht etmesiyle… nefslerinin kendileri için takdim ettiği şeyler, elbette beistir!
Azab içinde ebedidir onlar!

5. MAİDE / 83

Rasule inzal edileni işittiklerinde, hakktan arif oldukları şeyden (ötürü)... aynlarının demadan feyzlendiğini görürsün.
Derler ki:
"Rabbimiz!
İman ettik!
Artık bizi, şahid olanlarla beraber ketb et."

6. ENAM / 6

Öncelerinden, kendilerine karin olanlardan nasıl helak ettiğimizi görmediler mi!?

Onları arzda, sizi imkanlandırmadığımız şeylerle imkanlandırmıştık.
Semayı onlara midrar olarak irsal etmiştik. Altlarından cereyan eden nehirler kılmıştık.
Ardından onları, zenbleri ile helak ettik. Onların ardından başka bir karin inşa ettik.

6. ENAM / 25

Onlardan seni işitenler var. Fıkh etmelerine karşı, kalblerine kinanlar ve kulaklarına vakr kıldık.
Onlar, bütün ayetleri görseler (bile) ona iman etmezler. Hatta, geldiklerinde, seninle cedel ederler.
Kafirler, "bu, sadece, evvelkilerin esatiridir." derler.

6. ENAM / 27

Şayet onları, nara vakf edildiklerinde görsen!...
Derler ki:
"Keşke biz redd edilseydik… ve mü'minlerden olsaydık da Rabbimizin ayetlerini kizb etmeseydik."

6. ENAM / 30

Şayet onları, Rabblerine vakf edildiklerinde görsen!...
"Bu, hakk değil miymiş?" diyecek.
Onlar, "Bilakis! Rabbimize yemin olsun!" diyecekler.
"Artık küfür etmiş olduklarınızın azabını tadın!" diyecek.

6. ENAM / 40

De ki:
"Gördünüz mü!?
Eğer ALLAH azabını size verse veya saat size gelmiş olsa… eğer siz sadıklarsanız... ALLAH'tan gayrısını mı davet edersiniz!?"

6. ENAM / 46

De ki:
"Gördünüz mü!?
Eğer ALLAH, işitmenizi ve basarlarınızı ahz etse ve kalblerinizi hatm etse, ALLAH'tan gayrı, hangi ilah onları size verebilir?"
Nazar et!
Nasıl da, ayetleri sarf ediyoruz! Sonra, onlar suduf etmekteler!

6. ENAM / 47

De ki:
"Gördünüz mü!?
Eğer ALLAH azabını, ansızın veya cehren size verse, zalimlerin kavminden başkası helak edilir mi!?"

6. ENAM / 68

Ayetlerimiz hakkında havz olanları gördüğünde, gayrı hadise havz oluncaya kadar, onlardan iraz et.
Eğer şeytan sana unutturursa… artık zikir ettikten sonra, zalimler kavmiyle beraber kuud etme.

6. ENAM / 74

İbrahim, babası Azer'e demişti ki:
"Sen, sanemleri ilah mı ittihaz ediyorsun!?
Muhakkak ben, seni ve kavmini, mübin dalalet içinde görüyorum."

6. ENAM / 75

Böyledir!...
İbrahim'e... mukinlerden olması için... semaların ve arzın melekutunu gösterdik.

6. ENAM / 76

Ardından üzerine gece cenn olduğunda, bir kevkeb görünce;
"Rabbim budur işte!"
dedi… ardından o efl olduğunda, dedi ki:
"Ben öyle efl olanlara muhabbet duymam!"

6. ENAM / 77

Ardından kameri büzu olurken gördüğünde,
"Rabbim budur işte!"
dedi… ardından o efl olduğunda, dedi ki:
"Eğer Rabbim beni ihda etmezse, kesinlikle ben de dall kavimden olurum."

6. ENAM / 78

Ardından güneşi büzu olurken gördüğünde,
"Rabbim budur işte! Bu ekber!"
dedi... Ardından o efl olduğunda, dedi ki:
"Ey kavmim!
Muhakkak ben sizin şirk koştuğunuz şeylerden beriyim!"

6. ENAM / 93

ALLAH'a kizb ederek iftira eden...
yahut kendisine birşey vahy edilmediği halde, "Bana vahy olundu" diyen...
yahut, "ALLAH'ın inzal ettiği şey mislince ben de inzal edeceğim" diyen...
kimseden daha zalim kimdir?
Şayet, zalimleri bir görsen;
mevt gamrı içinde olduklarında...
ve meleklerin ellerini bast ederek; "Nefslerinizi ihrac edin bakalım! Bu yevmde, ALLAH'a karşı hakk gayrısında söylemiş olduğunuz şeyler ile... ve ayetlerine istikbar etmiş olmanız ile muhin azaba cezalanacaksınız!" (denildiğinde)...

6. ENAM / 94

Evvel merrede sizi halk ettiğimiz gibi ferd olarak elbette kat'iyyetle BİZ'e gelmiş olacaksınız!
Size havl ettiğimiz şeyleri, zuhurlarınızın verasına terk ettiniz!
Hakkınızda şerik olmalarına zeam ettiğiniz şefaatçilerinizi yanınızda görmüyoruz!? elbette kat'iyyetle sizin aranız kata olmuştur!... ve zeam etmiş olduğunuz şeyler sizden dalalet etmiştir!

7. ARAF / 27

Ey Ademoğulları!
Şeytan... sui olanlarını kendilerine irae etmek için libaslarını kendilerinden nez ederek... ana-babanızı cennetten ihrac ettiği gibi... sizi fitneye düşürmesin.

Muhakkak o... o ve kabilesi, sizin onları göremeyeceğiniz yerden sizi görürler.

Muhakkak ki BİZ, şeytanları... iman etmeyenlere veliy kıldık.

7. ARAF / 60

Kavminden meleler dediler ki:
"Muhakkak biz, seni mübin dalalet içinde görüyoruz kesinlikle."

7. ARAF / 66

Kavminin kafirlerinden meleler, dediler ki:
"Muhakkak biz, seni kesinlikle sefihlik içinde görüyoruz. Muhakkak biz, senin elbette kaziblerden olduğunu zann ediyoruz."

7. ARAF / 143

Musa, mikatımız için geldiğinde ve Rabbi ona kelime ettiğinde, dedi ki:
"Rabbim!
Bana görün. SANA nazar edeyim."
Dedi ki:
"Sen BEN'i göremezsin... fakat dağa nazar et. Artık eğer o, mekanında karar edebilirse, o zaman, BEN'i göreceksin."
Rabbi dağa tecelli edince, onu dekk kıldı... Musa, saikayla harra oldu... ve ardından, fevk olduğunda, dedi ki:
"SEN subhansın!
SANA tevbe ederim. Ben, mü'minlerin evveliyim."

7. ARAF / 145

Meviza edilen her şeyi...
ve her şeyin tafsilatını...
levhalarda ketb ettik.
"Artık bunları kuvvetle ahz et!... Kavimine de, ahsen ile ahz etmelerini emir et!
Fasıkların darını size göstereceğim!"

7. ARAF / 146

Arzda hakk gayrısı ile kebirlenenleri, ayetlerimden sarf edeceğim!
Onlar bütün ayetleri görseler de... ona iman etmezler. Rüşd sebili görseler... onu sebil olarak ittihaz etmezler.
Gaviyy sebilini görseler... onu sebil olarak ittihaz ederler.
Bu, onların ayetlerimizi kizb etmeleri... ve onlardan gafil olmuş olmaları iledir.

7. ARAF / 148

Musa'nın kavmi, onun ardından... kendi hilyelerinden, onlara havr edebilen, dişi buzağı cesedi ittihaz etti.
Görmediler mi ki; kendilerine kelime edemez ve de sebil ihda edemez!?
Onu ittihaz ettiler... ve zalimlerden oldular!

7. ARAF / 149

Ellerinde sakıt olduğunda ve kendilerinin kat'iyyetle dalalete düştüklerini gördüklerinde!... dediler ki:
"Şayet Rabbimiz rahmet etmezse... ve bize gafur olmazsa… kesinlikle hasar alanlardan oluruz."

7. ARAF / 198

Eğer onları, hudaya davet etseniz, işitmezler. Sana nazar ettiklerini görürsün... onlar basar etmezler!

8. ENFAL / 43

ALLAH, menamında, sana onları pek az olarak göstermişti.
Şayet çok olarak gösterseydi, elbette feşel ederdiniz... ve emir hakkında tenazu ederdiniz…
Fakat ALLAH, selim etti.
Muhakkak ki O, sadrların zatına alimdir.

8. ENFAL / 44

ALLAH'ın, meful olacak emri kaza etmesi için… mülaki olduğunuzda, aynınıza onları pek az göstermişti... ve onların aynlarında da sizi kalil ediyordu.
Emirler ALLAH'a rücu eder.

8. ENFAL / 47

Betar olarak…
ve nasa riya ederek…
ve ALLAH sebilinden sadd ederek… diyarlarından ihrac olanlar gibi olmayın.
ALLAH, amel ettikleri şey ile muhittir.

8. ENFAL / 48

Şeytan onlara amellerini ziynetlendirdiği zaman dediki:
"Bu yevmde, nasdan size galib gelecek yoktur. Muhakkak ben de size civarım."
Ardından iki fie birbirlerini gördüğünde, iki akabı üzre neks oldu... ve dedi ki:
"Muhakkak sizden beriyim. Muhakkak sizin görmediklerinizi görüyorum. Muhakkak ben, ALLAH'tan korkarım. ALLAH'ın ikabı şedidtir."

8. ENFAL / 50

Şayet kafirleri, melekler, vechlerine ve dübürlerine darb ederek vefat ettirirken bir görseydin!
"Harık azabı tadın bakalım!"

9. TEVBE / 26

Sonra, Rasulü üzerine ve mü'minler üzerine, ALLAH, sekinesini inzal etti. Sizin görmediğiniz ordu inzal etti ve kafirlere azab etti.
Bu, kafirlerin cezasıdır.

9. TEVBE / 40

Siz ona nasr etmezseniz...
artık (önceden) kafirler onu, iki kişiden biri olarak ihrac ettiklerinde... ALLAH ona, kat'iyyetle nasr etmişti!

O ikisi mağaradayken... o, sahibine demişti ki:
"Hüzünlenme!
Muhakkak ki ALLAH bizimle beraberdir."

Ardından ALLAH,
ona sekinesini inzal etti...
ve onu sizin görmediğiniz ordular ile eyd etti...
ve kafirlerin kelimesini sefil kıldı.
ALLAH'ın kelimesi... o, ulvidir.
ALLAH, azizdir, hakimdir.

9. TEVBE / 94

Onlara rücu ettiğinizde size tazir ederler.
De ki:
"Özür dilemeyin! Size iman etmeyiz. ALLAH, sizin haberlerinizden kat'iyyetle bize haber verdi!
ALLAH ve Rasulü amelinizi görecektir... sonra gayba ve şahadete alim olana redd olacaksınız.
Artık O, amel etmiş olduklarınız ile size haber verecek."

9. TEVBE / 105

De ki:
"Amel edin! Artık ALLAH da Rasulü de mü'minler de amelinizi görecektir.
Gayba ve şahadete alim olana redd olacaksınız! Ardından O, amel etmiş olduğunuz şeyler ile size haber verecek."

9. TEVBE / 126

Onlar, her avm içinde bir merre veya iki merre kendilerine fitne geldiğini görmüyorlar mı!?
Sonra tevbe etmiyorlar ve de tezekkür etmiyorlar.

9. TEVBE / 127

Sure inzal olduğunda, bazısı bazısına (birbirlerine) "Sizi birisi görüyor mu?" diye nazar eder. Sonra sarf olurlar.
Fıkh etmeyen kavim olmaları ile ALLAH onların kalblerini sarf etmiştir.

10. YUNUS / 46

Ya onlara vaad ettiğimiz şeylerin bazısını sana gösteririz… ya da seni vefat ettiririz… ardından, onların mercileri BİZ'edir!
Sonra ALLAH, onların fail olduklarına şahid olacaktır.

10. YUNUS / 50

De ki:
"Görmez misiniz!... O'nun azabının gecelerken veya gündüz vakti size verileceğini!...
Mücrimler neden bunda acele etmeyi isterler?"

10. YUNUS / 54

Şayet arzda olanlar(ın hepsi), zalim nefsin hepsine ait olsaydı… azabı gördüklerinde nedameti sırr ederek… elbette/kesinlikle (hepsini) O'na fidye verirlerdi!
Onların aralarında… kendilerine zulüm edilmeden… kıst ile kaza edilir!

10. YUNUS / 59

De ki:
"ALLAH'ın rızıktan sizin için inzal ettiği şeyi... ve ardından onlardan haram ve helal kıldığınızı görüyor musunuz!?"
De ki:
"Size, ALLAH izin verdi!
Yoksa ALLAH'a iftira edebilir misiniz!"

10. YUNUS / 88

Musa dedi ki:
"Rabbimiz!
Muhakkak SEN, Firavun'a ve onun melelerine, dünya hayatında ziynet ve mallar verdin.
Rabbimiz!
Senin sebilinden dall ettirsinler diye mi?
Rabbimiz!
Sen onların malları üzre tams et... ve kalbleri üzre şedid ol... artık onlar elim azabı görünceye kadar iman etmezler."

10. YUNUS / 96-97

Muhakkak... üzerlerine Rabblerinin kelimesi hakk olanlar… kendilerine bütün ayetler gelse bile... elim azabı görünceye kadar iman etmezler!

11. HUD / 27

Kavminin kafirlerinden meleler dediler ki:
"Biz, senin, ancak, mislimizce beşer olduğunu görüyoruz. Bediy görüşte, ancak, en rezillerimizin sana tabi olduğunu görüyoruz.
Sizin bizim üzerimize fazlınızdan görmüyoruz. Bilakis... sizin kazibler olduğunuzu zann ediyoruz."

11. HUD / 28

Dedi ki:
"Ey Kavmim!
Görüyor musunuz!?
Eğer ben Rabbimden beyyineler üzre isem... ve bana indinden Rahmet vermişse... ve ardından bu, sizin üzerinize körlük kılınmışsa...
siz onu kerih görüyorken... size onu ilzam mı edeceğiz!?"

11. HUD / 29

"Ey kavmim!
Size mal sual etmiyorum. Ecrim, sadece, ALLAH'adır. İman edenleri tard edecek değilim. Muhakkak onlar, Rabblerine mülaki olacaklar. Fakat ben sizin cahillik eden kavim olduğunuzu görmekteyim."

11. HUD / 63

Dedi ki:
"Ey kavmim!
Görüyor musunuz!?
Eğer ben Rabbimden beyyineler üzreysem... ve O'ndan bana Rahmet verilmişse... eğer O'na asi olursam… artık kim bana, ALLAH'tan nasr edebilir?
Artık siz beni, tahsir gayrısında ziyade edemezsiniz."

11. HUD / 70

Ardından, ellerinin ona vasl olmadığını gördüğünde, onlardan nekir oldu... ve onlardan havf vecs oldu.
Dediler ki:
"Korkma!... Muhakkak biz, Lut Kavmine irsal edildik."

11. HUD / 84

Medyen'e kardeşleri Şu'ayb, dedi ki:
"Ey kavmim!
ALLAH'a abd olun! O'ndan gayrı size ilah yoktur.

Mikyali ve mizanı nakıs etmeyin. Muhakkak ben sizi hayr ile görüyorum... ve muhakkak ben, muhit yevmin azabının size olmasından korkuyorum."

11. HUD / 88

Dedi ki:
"Ey kavmim!
Görmüyor musunuz!?
Ya ben, Rabbimden beyyineler üzre isem... ve beni kendinden hasene rızık ile rızıklandırmışsa!...

Ben, sizi nehy ettiğim şeylerde, size muhalif olmayı irade etmiyorum. Benim irade ettiğim sadece, istitaat ettiğim şeyi ıslah etmektir. Benim tevfikim, sadece, ALLAH iledir. O'na tevekkül ettim, O'na inabe ettim."

11. HUD / 91

Dediler ki:
"Ey Şu'ayb!
Kavl ettiğin şeylerin çoğuna fıkh etmiyoruz. Muhakkak biz, elbette/kesinlikle seni, içimizde zayıf görüyoruz.
Şayet senin rehtin olmasaydı, elbette/kesinlikle seni recm ederdik. Sen bizim üzerimize aziz değilsin."

12. YUSUF / 4

Yusuf, babasına demişti ki:
"Babacığım!
Muhakkak ben, on bir kevkeb ve güneşi ve kameri gördüm. Onların bana sacid olduklarını gördüm."

12. YUSUF / 5

Babası:
"Ey oğlum!
Rüyanı kardeşlerine kıssa etme. Yoksa, sana keydle keyd kurarlar.
Muhakkak şeytan, İnsan için mübin düşmandır."

12. YUSUF / 24

Kadın ona elbette kat'iyyetle hemm etmişti! Şayet Rabbinin burhanını görmemiş olsaydı... o da ona hemm ederdi.

Böyledir!...
Ondan, sui olanı ve fahiş olanı sarf ettik.
Muhakkak o, BİZ'e ibadet edenlerin muhles olanlarındandı.

12. YUSUF / 28-29

Ardından kamisinin dübrden kudde olduğunu görünce, dedi ki:
"Muhakkak kadının keydidir. Muhakkak kadının keydi azimdir.
Bundan arız ol, Yusuf!"

"Sen de zenbin için istiğfar et… muhakkak sen, hata edenlerdensin."

12. YUSUF / 30

Medinedeki kadınlar dediler ki:
"Aziz'in karısı delikanlının nefsinden irade etmiş. Ona kat'iyyetle muhabbeti şegaf etmiş! Muhakkak biz onu mübin dalalet içinde görüyoruz."

12. YUSUF / 31

Ardından onların mekrlerini işitince, onlara irsal etti... ve onlar için itka edilecek şeyler atid etti.
O kadınlardan her birine sikkin verdi... ve dedi ki:
"Karşılarına ihrac ol!"
Ardından (kadınlar) onu gördüklerinde, kebirlediler ve ellerini kata ettiler. Dediler ki:
"Haşa!... ALLAH için... bu beşer değildir. Bu, sadece, kerim melektir."

12. YUSUF / 35

Sonra, ayetleri görmelerinin ardından (rağmen)... bir hiyne kadar onu sicn etmeyi bede ettiler.

12. YUSUF / 36

Onunla beraber sicne iki delikanlı dahil oldu.
Onlardan biri dedi ki:
"Ben rüyamda hamr asr ettiğimi görüyorum."
Diğeri dedi ki:
"Ben de rüyamda resimin (baş) fevkinde, kuşların yediği hubza hamil olduğumu görüyorum.
Bize te'vili ile haber ver. Muhakakk biz seni muhsinlerden görüyoruz."

12. YUSUF / 43

Melik dedi ki:
"Muhakkak yedi semin sığırı, yedi acefin yediğini... ve yedi yeşil sünbül... diğerlerini ise yabis görüyorum.
Ey meleler!
Eğer rüya tabir ediyorsanız, rüyama fetva verin."

12. YUSUF / 59-60

Cihazları ile cehz olduklarında, dedi ki:
"Babanızdan olan kardeşinizi bana getirin. Görmüyor musunuz, ben keyli vefa ediyorum ve ben nüzul olanların hayrlısıyım.
Eğer onu getirmezseniz, artık size indimde keyl olmaz… ve bana karib olamazsınız!"

12. YUSUF / 78

Dediler ki:
"Ey Aziz!
Onun kebir şeyh babası var. Artık bizden birini onun yerine ahz et. Muhakkak senin muhsinlerden olduğunu görüyoruz."

12. YUSUF / 100

Ana-babasını arşa ref etti.
Ona sacidler olarak harra ettiler.
Dedi ki:
"Ey Babacığım!
Bu, önceden gördüğüm rüyanın te'vilidir. Rabbim onu kat'iyyetle hakk kıldı!
Şeytanın, benim ve kardeşlerimin arasını nezg etmesinin ardından... beni sicnden ihrac etmekle ve sizi bedvden getirmekle, ahsen olmuş oldu.
Muhakkak ki Rabbim, dilediği şey için latiftir.
Muhakkak ki O, alimdir, hakimdir."

13. RAD / 2

ALLAH,
Görebileceğiniz amedlerin gayrısı ile semaları ref edendir...
sonra Arş'a istiva edendir...
ve güneşi ve kameri teshir edendir.

Hepsi, müsemma ecel için cereyan etmektedir.
Emri debre ettirir.
Ayetlerini tafsil eder.
Umulur ki, Rabbinize mülaki olacağınıza yakin olursunuz!

13. RAD / 12

O'… berki, size korku ve tama ile gösterendir... ve sekal sehabı inşa edendir.

13. RAD / 40

Onlara vaad ettiğimizin bazısını sana göstersek de... veya seni vefat ettirsek de… artık muhakkak senin üzerine olan... ancak belağdır.
Hesab, BİZ'dedir!

13. RAD / 41

Onlar, BİZ'im arza geldiğimizi, etrafından onu nakıs ettiğimizi görmezler mi?
ALLAH hüküm eder… O'nun hükmüne muakkib yoktur.
O, hesabı seri olandır.

14. İBRAHİM / 19-20

ALLAH'ın, semaları ve arzı bi-hakkın halk ettiğini görmedin mi!?
Eğer dilerse, sizi zehab eder ve cedid halk getirir.
Bu, ALLAH'a aziz değildir.

14. İBRAHİM / 24-25

ALLAH'ın, tayyib kelimeye nasıl mesel darb ettiğini görmedin mi!?
O; aslı sabit olan... ve feri semada olan… ve Rabbinin izniyle, bütün hiynlerde ükülünü veren... tayyib şecere gibidir.

ALLAH, nas için meseller darb eder... umulur ki tezekkür ederler.

14. İBRAHİM / 28-29

ALLAH'ın nimetini, küfre bedellendireni görmedin mi?
Onlar; kavimlerini bevar darına, saly edecekleri cehenneme hall ederler.
Ne beis karardır!

14. İBRAHİM / 49

Yevme-izinde, mücrimleri safedler içinde mukarren görürsün.

16. NAHL / 14

O, ondan tariy et yemeniz... ve ondan telbis edeceğiniz hilyeler istihrac etmeniz için bahrı teshir edendir… ve onda mevahir gemileri görürsün.
(Bütün bunlar) O'nun fazlından ibtiga etmeniz içindir… umulur ki şükür edersiniz.

16. NAHL / 48

ALLAH'ın şeylerden halk ettiği… zılları,
ALLAH'a sacidler olarak...
ve dahr olarak...
yeminden ve şimalden fey eden şeyleri… görmediler mi!?

16. NAHL / 79

Semanın cevvindeki musahhar kuşları görmüyorlar mı?
Onları imsak eden, ancak, ALLAH'tır.
Muhakkak bunda, iman eden kavim için elbette/kesinlikle ayetler vardır.

16. NAHL / 85

Zalimler, azabı gördükleri zaman, artık
onlardan hafifletilmez…
ve onlara nazar edilmez.

16. NAHL / 86

Şirk koşanlar, şirk koştukları şeyleri gördükleri zaman, diyecekler ki:
"Rabbimiz!
İşte bunlar, SEN'in gayrından davet etmiş olduğumuz şeriklerdir."
Ardından onlara, kavl ilka edecekler:
"Muhakkak siz, elbette/kesinlikle kazibsiniz."

17. İSRA / 1

Kendisine ayetlerimizden göstermek için... mescid-i haramdan, havlini barek ettiğimiz mescid-i aksaya... KENDİSİNE abd olan ile geceleyin isra eden, subhandır!
Muhakkak ki O'… O, semidir, basirdir.

17. İSRA / 60

BİZ sana...
"Muhakkak ki Rabbin nası ihata eder."
demiştik!
BİZ, sana gösterdiğimiz rüyayı da...
Kur'an'daki lanetlenmiş şecereyi de...
ancak, nas için fitne kıldık!
Onları korkutuyoruz... ancak (bu), sadece, kendilerine kebir tuğyanı ziyade ediyor.

17. İSRA / 62

Dedi ki:
"Benim üzerime kerim ettiğin bu kimseyi görüyor musun!?
Elbette ki… eğer beni kıyamet yevmine kadar tehir ettirirsen... pek azı dışında onun zürriyetini, kesinlikle hank ederim."

17. İSRA / 99

Semaları ve arzı halk eden ALLAH'ın, onların mislini halk etmeye de kadir olduğunu görmezler mi!?
Onlara... hakkında rayb olunmayan bir ecel kıldı… ancak, kafirler dışında, nasın pek çoğu da imtina etti.

18. KEHF / 17

Güneşi,
tulu ederken... mağaralarını yemin zatından (tarafından) ziyaret ettiğini...
garb olurken ise... şimal zatından (tarafından) onları ikraz ettiğini görürdün.
Kendileri de... onun fecvesindelerdi.
Bu, ALLAH'ın ayetlerindendir!
ALLAH'ın ihda ettiği kimse... artık o, muhtedidir.
Dalalete düşen kimse ise... artık o, mürşid veliy vecd edemez.

18. KEHF / 39-40-41

"Cennete dahil olduğunda
*** MaşaALLAH! Kuvve, sadece ALLAH iledir. ***
desen olmaz mıydı!

Eğer mal ve evlad olarak, beni kendinden daha az görüyorsan… artık, gerekir ki (belki)… Rabbim, bana senin cennetinden hayr olanı verir... ve seninkine semadan husban irsal eder!... ve ardından saidi zelak oluverir.
Ya da onun suyu gavr oluverir de… ardından onu taleb etmeye istitaat edemezsin!"

18. KEHF / 47-48

Yevmde; dağları seyir ettiririz... ve arzı bariz olarak görürsün!
Onları haşr ederiz!... ve ardından onlardan hiç birisini gadr etmeyiz!
Saff saff, senin Rabbine arz edilirler!
Evvel merrede sizi halk ettiğimiz şekilde, elbette kat'iyyetle BİZ'e gelirsiniz!
Bilakis!
Siz, size vaad ettiklerimizi size kılmayacağımıza zeam etmiştiniz!?

18. KEHF / 49

Kitab vaz edilmiştir!
Artık, mücrimleri onun içindekilerden müşfik görürsün. Derler ki:
"Eyvah olsun bize!... Bu nasıl bir kitab!?
İhsa ettikleri dışında... sagir olarak ve de kebir olarak gadr etmiyor!"
Amil oldukları şeylere hazır olarak vecd olurlar!
Rabbin hiç birine zulüm etmez.

18. KEHF / 53

Mücrimler narı görürler… ve ardından, kendilerine vakıa olduğunu... ve ondan sarf olacakları yer mevcud olmadığını… zann ederler!

18. KEHF / 63

Dedi ki:
"Gördün mü!?
Sahra evy olduğumuzda, ben hutu (balık) unutmuşum. Muhakkak onu sana zikir etmemi, ancak, şeytan unutturdu. O, acayib bir şekilde bahrda sebilini ittihaz etti."

19. MERYEM / 24-25-26

Ardından onun altından ona nida etti:
"Hüzünlenme. Rabbin senin altında kat'iyyetle seriyye kıldı! Hurma cizini kendine doğru hezz et… ceni rutab üzerine ıskat olsun... ve ardından ye ve şurb et. Aynın karar olsun...
Artık beşerden birisini görürsen... 'Muhakkak ben Rahman için oruç nezr ettim… artık bu yevm, inslere kelime etmeyeceğim' de."

19. MERYEM / 74

BİZ, onlardan önce, karin olanlardan, esas olarak ve gösteriş olarak ahsen olan nicelerini helak ettik.

19. MERYEM / 75

De ki:
"Dalalet içinde olan kimseler… artık Rahman onlara, medd ederek müdded versin... Hatta; ya vaad edilen azabı... ya da saati gördükleri zaman, mekanı şerr olan kimseye... ve ordusu izaf edilene artık alim olacaklar.

19. MERYEM / 77

Gördün mü…
ayetlerimize kafir olanı…
ve "Bana elbette mal ve evlad verilecek!" diyeni?

19. MERYEM / 83

Kışkırtarak kışkırtırtan şeytanları, kafirlere irsal ettiğimizi görmedin mi?

20. TAHA / 5-6-7

Rahman, arş üzre istiva etmiştir!
Semalarda olanlar...
ve arzda olanlar...
ve onların arasındakiler...
ve seranın altında olanlar...
O'nundur.
Eğer kavl ile cehr de olsa... sırr da olsa... hafi de olsa artık muhakkak ki O alimdir.

20. TAHA / 10

Narı gördüğünde ehline demişti ki:
"Meks olun siz. Muhakkak nara unsiyetim oldu. Ola ki ondan size kabes ile verilir... veya narda huda vecd olur."

20. TAHA / 22-23

"Kübra ayetlerden sana göstermemiz için elini cenahına zamm et!... Başka bir ayet olarak, sui gayrısında beyazlaşmış olarak ihrac olsun."

20. TAHA / 45-46

Dediler ki:
"Rabbimiz!
Muhakkak, bizim üzerimize ifrat etmenden veya tuğyan etmenden korkuyoruz."
Dedi ki:
"Korkmayın!
Muhakkak ki BEN, sizinle beraberim. İşitirim ve görürüm."

20. TAHA / 56

BİZ ona elbette kat'iyyetle bütün ayetlerimizi gösterdik!… ancak o imtina etti… ve kizb etti.

20. TAHA / 89

Onlar, onun,
kavil ederek kendilerine rücu edemediğini
ve kendilerine darr ve de menfaat vermeye malik olmadığını görmüyorlar mıydı?

20. TAHA / 92

Dedi ki:
"Ey Harun!
Dalalete düştüklerini gördüğünde sana mani olan eden neydi?"

20. TAHA / 107

"Orada ne ivec... ne de emt görmeyeceksin."

21. ENBİYA / 30

Kafirler görmezler mi…
Semalar ve arz retk olmuş idi... ve ardından
BİZ, o ikisini fetk ettik...
Hayy olan herşeyi sudan kıldık!?
Artık iman etmezler mi!?

21. ENBİYA / 36

Kafirler seni gördüklerinde, sadece, sana huzuv ittihaz ederler:
"Bu mudur sizin ilahlarınızı zikir eden?"
Onlar... Rahmanın zikrine… onlar kafirdirler.

21. ENBİYA / 37

İnsan, aceleci halk edilmiştir.
Size yakında ayetlerimi göstereceğim… artık acele etmeyin!

21. ENBİYA / 44

Bilakis!
BİZ onları da… ata-babalarını da... metalandırdık. Hatta kendilerine ömür tavl geldi.
Artık görmüyorlar mı ki; BİZ, arzı etrafından naks ediyoruz?
Onlar mı galib gelecekler?

22. HACC / 2

Onu göreceğiniz yevmde, bütün emzikli kadınlar, emzirmekte olduğundan zühul eder... ve haml zatının hepsi, hamllarını vaz eder.
Nası sarhoş görürsün… ancak onlar sarhoş değillerdir... fakat ALLAH'ın azabı şedidtir.

22. HACC / 5

Ey nas!
Eğer baas edilmekten rayb içindeyseniz... artık muhakkak ki BİZ sizi, kendinize beyan etmek için...
turabdan...
sonra nutfeden...
sonra alaktan...
sonra muhallak ve gayrı muhallak mudgalardan...
halk ettik.

Dilediğimizi müsema ecele kadar rahimlerde kararlarız.
sizi tıfl olarak ihrak ederiz...
ki... sonradan şedidinize iblağ olun!

Sizden kimisi vefat ettirilir...
ve kiminiz de ilme sahib olduktan sonra ilim edemez hale gelmesi için...
ömrün reziline redd edilir.

Arzı hamide görürsün... ardından ona su inzal ettiğimizde...
hezz eder...
ve rubve olur...
ve bütün behic zevclerden nebatlanır.

22. HACC / 18
SECDE AYETİ

Görmez misin?...
Pek çoğuna azab hakk olduğu halde... muhakkak ki ALLAH'a...
semalardakiler...
ve arzdakiler...
ve güneş...
ve kamer...
ve necmler...
ve dağlar...
ve şecereler...
ve dabbeler...
ve nasın çoğu...
O'na secde etmektedir.
ALLAH'ın hevan ettiği kimse... artık ona, ikram edebilecek yoktur.
Muhakkak ki ALLAH, dilediğine faildir.

22. HACC / 63

Görmüyor musun ki...
ALLAH, semadan su inzal eder...
ve ardından arz, muhdar oluverir.
Muhakkak ki ALLAH, latiftir, habirdir.

22. HACC / 65

Görmüyor musun ki...
ALLAH, arzda olanları ve emri ile bahrda cereyan etmekte olan gemileri size teshir etmiştir.
Semayı, izni dışında arz üzre vaki olmasın diye imsak eder.
Muhakkak ki ALLAH, nasa karşı elbette/kesinlikle rauftur, rahimdir.

23. MU'MİNUN / 93-94

De ki:
"Rabbim!
Onlara vaad edilen şeyi, eğer bana göstereceksen… artık beni zalimlerin kavminde kılma Rabbim!"

23. MUMİNUN / 95

Muhakkak ki BİZ, onlara vaad ettiğimiz şeyi sana göstermeye kesinlikle kadiriz.

24. NUR / 40

Yada, lücc bahrda zulmetler gibidir.
Onu... mevc, onun fevkinden yine mevc... onun fevkinden ise sehab gışa eder.
Bazısının zulmetleri, bazısının(diğerlerinin) fevkindedir... (öyle ki) elini ihrac etse, neredeyse onu bile göremez.
ALLAH'ın kendisine nur vermediği kimse... artık ona, nur diye bir şey yoktur!

24. NUR / 41

Semalarda ve arzda bulunan kimselerin...
ve saff saff uçucuların...
ALLAH'ı sebbih ettiğini görmez misin?
Hepsi, kendi salatına ve tesbihatına kat'iyyetle alimdir!
ALLAH, onların fail olduklarına alimdir.

24. NUR / 43

Görmez misin ki... ALLAH, sehabı izca eder. Sonra onların arasını ülfet eder. Sonra, onları rükam kılar. Ardından hilallerinden ihrac olan vedki görürsün.
O, semadan, oradaki dağlardan berd inzal eder de onu dilediğine isabet ettirir, dilediğinden de sarf eder.
O'nun berkinin senası neredeyse basarları zehab eder.

25. FURKAN / 12

Baid mekandan onu gördükleri zaman, tegayyüzünü ve zefirini işitirler.

25. FURKAN / 21

BİZ'e lika olmaya rica etmeyenler,
"Melekler bize inzal edileydi ya!"
veya
"Rabbimizi göreydik ya!"
dediler. Onlar, elbette kat'iyyetle kendi nefslerinde istikbar ettiler!... ve kebir atiye ile atiy ettiler.

25. FURKAN / 22

Melekleri görecekleri yevmde… yevme-izinde mücrimlere büşra yoktur. Onlar derler ki:
"Hicr edilmiş olan hicr edilmiştir!"

25. FURKAN / 40

elbette kat'iyyetle!... sui matara imtar edilen karyeye uğradılar… Artık onu da mı görmüyorlar!?
Bilakis!
Neşr olmaya rica etmeyen oldular.

25. FURKAN / 41-42

Seni gördükleri zaman, seni, sadece, hüzüv olarak ittihaz ederler:
"Rasul olarak ALLAH bunu mu baas etmiş? Eğer sabır etmeseydik, neredeyse bizi ilahlarımızdan dalalet ettirecekti."

Onlar yakında azabı gördükleri hiynde, sebil olarak kimin daha dalalette olduğuna alim olacaklar.

25. FURKAN / 41-42

Seni gördükleri zaman, seni, sadece, hüzüv olarak ittihaz ederler:
"Rasul olarak ALLAH bunu mu baas etmiş? Eğer sabır etmeseydik, neredeyse bizi ilahlarımızdan dalalet ettirecekti."

Onlar yakında azabı gördükleri hiynde, sebil olarak kimin daha dalalette olduğuna alim olacaklar.

25. FURKAN / 43

Hevasını, kendisine ilah ittihaz edeni gördün mü? Artık ona, sen mi vekil olacaksın?

25. FURKAN / 45

Rabbinin, zıllı nasıl medd ettiğini görmez misin? Dileseydi onu sakin kılardı.
Sonra BİZ, güneşi ona delil kıldık.

26. ŞUARA / 7

Arza bakmazlar mı, orada bütün kerim zevclerden ne kadar nebat var.

26. ŞUARA / 61

Ardından iki cemaat birbirini gördüklerinde, Musa'nın ashabı, dedi ki:
"Muhakkak biz, kesinlikle idrak olunduk."

26. ŞUARA / 75-76-77-78-79-80-81-82

Dedi ki:
"Sizin ve kadem ata-babalarınızın abd olduğunuz şeyi gördünüz mü?
Artık, muhakkak onlar, benim için aduvvdur.
Rabb-il alemin dışında... O ki:
Beni halk edendir...
ve ardından beni ihda eden O'dur.
Bana taam ettiren ve beni iska eden O'dur.
Marazım olduğunda… ardından şifa veren O'dur.
Beni mevt edecek, sonra hayy edecektir.
Din yevminde; bana, hatama gafur olmasına tama ettiğimdir."

26. ŞUARA / 200-201-202-203

Böyledir!...
BİZ, onu, mücrimlerin kalblerine selk ettik… (ancak) onlar,
şuurlarında olmadan ansızın kendilerine verilecek elim azabı görünceye…
ardından da; "Bize nazar edilenlerden olur muyuz?" deyinceye…
kadar ona iman etmezler.

26. ŞUARA / 205-206-207

Gördün mü;
onları senelerce metalandırsak… sonra vaad edilmiş oldukları şey kendilerine gelse… metalanmış oldukları şeyler, onları daha ganiy etmez.

26. ŞUARA / 217-218-219

Kaim olduğun hiynde seni gören... ve seni sacidlerin içinde inkılab ettiren… aziz, rahim olana tevekkül et!

26. ŞUARA / 224-225-226-227

Şairler!...
Onlara tabi olanlar, gavundur!
Görmez misin onları...
onlar, bütün vadide, him hastalığına kapılmış deve gibidirler.
ve onlar fail olamayacakları şeyleri söylerler.
(onlardan),
- salih (iş)lere amil olarak iman edenler...
- ve ALLAH'ı çokça zikir edenler...
- ve kendilerine zulüm edildikten sonra intisar edenler müstesna...

Alim olacak o zalimler!...
Nasıl bir munkaleb ile inkılab edeceklerine!

27. NEML / 10

"Asanı ilka et!"
Ardından onun, canlıymış gibi hezz ettiğini görünce… takib etmeden, müdbir olarak tevella etti.
"Ey Musa!
Korkma!
Muhakkak ki BEN'im VARLIĞIMDA mürseller havf etmezler."

27. NEML / 20

Uçuculara tefakkud etti... ve ardından dedi ki:
"Neden Hüdhüd'ü göremiyorum... yoksa gayblardan mı oldu?"

27. NEML / 40

İndinde kitabtan ilim olan birisi dedi ki:
"Ben onu, tarfını irtadd etmeden önce sana veririm."

Ardından onu, indinde müstakır olarak görünce, dedi ki:
"Bu, Rabbimin fazlındandır... şükür mü edeceğim yoksa küfür mü edeceğim, beni belv etmesi içindir.
Şükür eden kimse... artık muhakkak kendi nefsi için şükür etmiştir.
Küfür eden kimse ise... artık Rabbim ganiydir, kerimdir."

27. NEML / 44

Ona denildi ki:
"Sarha dahil ol!"
Ardından onu gördüğünde, onu lücc su hasib etti... ve sevkini keşf etti.
Dedi ki:
"Muhakkak o, karurelerden, mümerred sarhtır."
Dedi ki:
"Rabbim!
Muhakkak ben, kendi nefsime zalim olmuşum. Süleyman ile birlikte Rabb-il alemin ALLAH'a silm oldum!"

27. NEML / 86

BİZ'im
geceyi, içinde sükun bulmaları için…
ve gündüzü de mubsır olarak…
kıldığımızı görmüyorlar mı?
Muhakkak bunda, iman eden kavim için, elbette ayetler vardır.

27. NEML / 88

Cemd olmuş hesab ettiğin dağları… sehabın merr olması gibi merr olmakta görürsün.
Bu, herşeyi itkan eden ALLAH'ın sanatıdır.
Muhakkak ki O, fail olduğunuz şeylere habirdir.

27. NEML / 93

De ki:
"Hamd etmek ALLAH'ındır.
O, ayetlerini size gösterecektir!... ve ardından siz, onlara arif olacaksınız!
Rabbin amel ettiklerinize gafil değildir!"

28. KASAS / 5-6

BİZ,
arzda istizaf edilenlere menn etmeyi...
ve onlara imamlar kılmayı...
ve onları varisler kılmayı...
ve onları arzda temekkün etmeyi...
ve Firavun'a ve Haman'a ve ordularına, hazer ettikleri şeyleri göstermeyi…
irade ediyorduk.

28. KASAS / 31

"Asanı ilka et!"

Ardından onun, canlanmış gibi hezz ettiğini görünce, müdbir olarak, akb etmeden tevella etti.
"Ey Musa!
Kabl et ve korkma!
Muhakkak sen emin olanlardansın."

28. KASAS / 64

Onlara denilir ki:
"Şirk koştuklarınızı davet edin!"
Davet ederler… ancak onlara isticab eden olmaz.
Görürler azabı!
Keşke onlar ihtida olanlar olsadı!

28. KASAS / 71

De ki:
"Gördünüz mü?
ALLAH, geceyi üzerinize kıyamet yevmine kadar sermed kılsaydı, ALLAH'ın gayrısında, hangi ilah size ziya verirdi?
Artık işitmez misiniz?"

28. KASAS / 72

De ki:
"Gördünüz mü?
ALLAH, gündüzü üzerinize kıyamet yevmine kadar sermed kılsaydı, ALLAH'ın gayrısında, hangi ilah size içinde teskin olacağınız gece verirdi?
Artık basir olmayacak mısınız?"

29. ANKEBUT / 19

Onlar, ALLAH'ın halk etmeyi nasıl ibda ettiğini… sonra onu ida ettiğini... görmüyorlar mı?
Muhakkak bu, ALLAH'a yesirdir.

29. ANKEBUT / 67

Nas, havllerinden hatf edildikleri halde… BİZ'im, emin haram kıldığımızı onlar görmediler mi!?
Ardından onlar, batıla mı iman ediyorlar?… ve ALLAH'ın nimetine kafir mi oluyorlar?

30. RUM / 24

Korku ve tama olarak berk irade etmesi…
ve semadan su inzal etmesi...
ve ardından onunla arzı mevt olmasından sonra hayy etmesi…
O'nun ayetlerindendir.
Muhakkak bunda, akıl eden kavim için, elbette/kesinlikle ayetler vardır.

30. RUM / 37

ALLAH'ın, dilediği kimse için rızkı bast ettiğini ve ikdar ettiğini görmezler mi!?
Muhakkak bunda, iman eden kavim için, elbette/kesinlikle ayetler vardır.

30. RUM / 48

Rihleri irsal eden ALLAH, sehabı tesvir eder... ve ardından semada onu dilediği gibi bast eder... ve onları kisfler halinde kılar.
Ardından, hilallerinden ihrac olan vedki görürsün.
Artık, KENDİSİNE abd olan dilediği kimseye onu isabet ettirdiğinde... onlar istibşar olurlar.

30. RUM / 51

Elbette, eğer, rih irsal etsek… ve ardından sararmış görseler, ondan sonra kesinlikle kafir olmaya zıll ederler.

31. LOKMAN / 10

Semaları, görebildiğiniz amedler gayrısında halk etti.
Arzda, size meyd etsin diye rasiyeler ilka etti.
ve orada bütün dabbeden bess etti.
BİZ,
semadan su inzal ettik...
ve ardından BİZ,
orada bütün kerim zevclerden nebatlandırdık.

31. LOKMAN / 11

Bu, ALLAH'ın halk etmesidir!
Gösterin bakalım, O'nun gayrısındakiler ne halk etmişler!?
Bilakis!
Zalimler mübin dalalet içindeler.

31. LOKMAN / 20

ALLAH'ın, semalarda olanları ve arzda olanları size teshir ettiğini ve zahir ve batın nimetlerini sizin üzerinize isbag ettiğini görmedin mi?

Nasdan kimseler, ALLAH hakkında,
ilim...
ve huda...
ve munir kitab...
gayrısında cedel eder.

31. LOKMAN / 29

Görmüyor musun;
ALLAH, geceyi gündüzde ilac ediyor ve gündüzü gecede ilac ediyor!?
Güneşi ve kameri teshir etmiştir. Hepsi müsemma ecele kadar cereyan eder.
Muhakkak ki ALLAH, amel ettiğiniz şeylere habirdir.

31. LOKMAN / 31

Görmüyor musun;
muhakkak gemiler… ayetlerinden görmeniz için... bahrda, ALLAH'ın nimeti ile cereyan eder!?

Muhakkak işte bunda, bütün sabır edenler, şükür edenler için kesinlikle ayetler vardır.

32. SECDE / 12

Şayet Rabblerinin indinde, mücrimlerin reisleri neks olduğunda, onları görsen...
"Rabbimiz!
Basar olduk ve işittik… artık bizi rücu ettir... salih amel işleyelim.
Muhakkak biz mukiniz."

32. SECDE / 27

Görmezler mi;
BİZ, suyu arzın cüruzuna sevk ediyoruz...
ve ardından onunla, enamının ve nefslerinin yediği ziraat ihrac ediyoruz.
Artık basir olmayacaklar mı!?

33. AHZAB / 9

Ey iman edenler!
ALLAH'ın üzerinize nimetini zikir edin!
Size ordular geldiğinde, onlara rih ve görünmeyen ordular irsal etmiştik.
ALLAH amel ettiklerinize basir olandır.

33. AHZAB / 18-19

ALLAH içinizden,
avk edenlere...
ve kardeşlerine "Haydi! Bize lemm edin" diyenlere...
kat'iyyetle alim oldu!
Onlar... size şuhh olarak, sadece, beise pek az gelirler!
Ardından, korku geldiğinde... onların, üzerleri mevtten gışa olmuş gibi aynlarını devr ederek sana nazar ettiklerini görürsün.
Ardından korku zehab olunca, hayr üzre şuhh olarak, hadid lisan ile sizi selk ederler.
İşte onlar iman etmediler... ve artık, ALLAH onların amellerini habt etti.
Bu, ALLAH'a yesir olandır.

33. AHZAB / 22

Mü'minler hizbleri gördüklerinde, dediler ki:
"Bu, ALLAH'ın ve Rasulünün bize vaad ettiği şey… ALLAH ve Rasulü sadakat gösterdi."
Onların, ancak, imanları ve teslim oluşları ziyade oldu.

34. SEBE / 6

İlim verilen kimseler görürler ki;
Rabbinden sana inzal edilen…
o hakktır.
ve aziz, hamid sırata ihda eder.

34. SEBE / 9

Semadan ve arzdan, ellerinin arasında olanı ve halflerinde olanı görmüyorlar mı?
Eğer dilersek onları, arzda husuf ederiz veya üzerlerine semadan kisfler ıskat ederiz. Muhakkak bunda, bütün münib abd olanlar için elbette/kesinlikle ayet vardır.

34. SEBE / 27

De ki:
"O'na lahk ettiğiniz şerikleri bana gösterin!
Hayır, Bilakis!
O'-ALLAH, azizdir, hakimdir."

34. SEBE / 31

Kafirler diyorlar ki:
"Biz bu Kur'an'a da... elimizin arasında olana da iman etmiyoruz."
Şayet zalimlerin, Rabblerinin indinde mevkuf olduklarını görsen!...
Bazısı bazısına (birbirlerine) kavl rücu eder durur.
İstizaf edilenler, istikbar edenlere derler ki:
"Siz olmasaydınız, biz elbette/kesinlikle mü'minler olurduk!"

34. SEBE / 33

İstizaf edilenler, istikbar edenlere şunu derler:
"Bilakis!
Gece ve gündüz mekr ettiniz! ALLAH'a kafir olmamızı, O'na endad kılmamızı bize emir ediyordunuz!"

Azabı gördüklerinde, nedametlerini kendilerine sırr ederler.
Kafirlerin unklarına guller kılarız! Onlar, amel etmiş oldukları şeylerden başka cezalandırılır mı!?

34. SEBE / 51

Efza olduklarında, şayet onları bir görsen!...
Artık fevt olamazlar! Karib mekanda ahz olmuşlardır!

35. FATIR / 8

Kendi sui amelini kendisine ziynetlendiren kimse... ardından onu (kendi amelini) hasene gördü!...

Artık muhakkak ki ALLAH, dilediği kimseyi dall eder... ve dilediği kimseyi ihda eder... ve artık senin nefsin, onların üzerine hasretler zehab etmez.

Muhakkak ki ALLAH, onların sanat ettikleri şeylere alimdir.

35. FATIR / 12

Hepsinden, tariy et yediğiniz... kendinize ilbas etmeye hilye istihrac ettiğiniz...
şu azb, fürat, şirbi saig olan ile...
şu milh, ücac olan...
iki deniz, istiva olamaz!

Onlarda, fazlından ibtiga etmek için mevahir gemiler olduğunu görürsün!... umulur ki şükür edersiniz.

35. FATIR / 27

Görmez misin; ALLAH, semadan su inzal eder.
Ardından onunla,
renkleri muhtelif semereler...
ve dağlardan, beyaz ve ahmer, muhtelif renklerde ve garb olmuş simsiyah cüddetler...
ihrac ettik.

35. FATIR / 40

De ki:
"Şirk koştuklarınızı gördünüz mü; ALLAH'ın gayrısından davet ettiğiniz!?
Arzdan neyi halk ettiler, bana gösterin!?"

Yoksa onların semalarda mı şerikleri var?
Yoksa kendilerine kitab verdik de, onlar da ondan beyyineler üzre mi oldular!?
Bilakis!
Zalimler, sadece, bazısını bazısına garr etmeyi vaad ederler.

36. YASİN / 31-32

Kendilerinden önce karin olanlardan… kendi kendilerine rücu etmediler diye… onları nasıl helak ettiğimizi görmediler mi!?

Herkes cemian, sadece ve ancak, BİZ'im VARLIĞIMIZDA muhdardır!

36. YASİN / 71

Ellerimizin amil olduğu şeylerden kendileri için en'amı nasıl halk ettiğimizi... ve ardından onlara malik olduklarını da mı görmezler!

36. YASİN / 77-78-79

İnsan, kendisini nutfeden nasıl halk ettiğimizi görmez mi!
(Kalkmışta) Mübin hasım olmuş şimdi!
Kendi halkıyetini unutmuş… BİZ'im VARLIĞIMIZA mesel darb ediyor!
Diyor ki:
"Rimme olan o kemikleri kim ihya edecek?"

De ki:
"Evvel merrede onu inşa eden, ihya edecek!
O, bütün halkıyete alimdir."

Rivayete göre; Ubey b. Halef, Allah Rasulünün huzuruna bir çürümüş kemikle gelir ve onu eliyle ufalayarak "Allah bunu böyle çürüdükten sonra diriltir dermisin?" der. Allah Rasulü ona "Evet, seni de diriltir ve ateşe kor." buyurur. Ayet, bu sebeple inmiştir.
37. SAFFAT / 12-13-14-15-16-17

Bilakis!...
Onların sahr etmeleri…
Onlara zikir ettirilince, zikir etmemeleri…
Ayet gördüklerinde, istishar etmeleri…
"Bu, sadece, mübin sihirdir. Ata-babalarımız… ve daha öncekiler de... mevt olup, turab ve kemik kaldığımız zaman... biz gerçekten mebas mı olacağız?" demeleri...
sana acayib geliyor.

37. SAFFAT / 54-55

(Yanındakilere) Der ki:
"Siz ona muttali oldunuz mu?"
Ardından (kendisi de) muttali olur... artık onu seva cahimde görmüştür.

37. SAFFAT / 102

Onunla beraber say edecek baliğe geldiğinde dedi ki:
"Oğulcuğum!
Ben menamımda kendimi... seni zebh ediyorken gördüm. Sen de nazar et… sen ne görüyorsun?"

Dedi ki:
"Ey Babacığım!
Emir olunduğun şeyi ifa et. İnşALLAH beni sabır edenlerden bulacaksın."

İslam kaynaklarına göre; Hz. İbrahim, bu rüyayı, Zilhicce'nin sekizinci, dokuzuncu, onuncu yani terviye, arefe, nahir geceleri sıra ile üç gece görmüştü.
37. SAFFAT / 103-104-105

Ardından ikisi de silm olduğunda… ve onu cebinine tell ettiğinde... ona nida ettik:
"Ey İbrahim!
Sen rüyaya kat'iyyetle sadakat göstermiş oldun!

Böyledir!...
Muhakkak ki BİZ, muhsinleri cezalandırırız."

38. SAD / 62-63

Derler ki:
"Şerrlilerden add etmiş olduğumuz erkek kimseleri neden görmüyoruz?"
Biz onları sihriyye mi ittihaz etmiştik...
Yoksa basarlarımız onlardan zeyg mi oldu?"

39. ZUMER / 21

Görmez misin ki...
ALLAH'ın, semadan su inzal eder...
ve ardından onu arzda neba olanlara selk eder...
Sonra onunla muhtelif renklerde ekinler ihrac eder.
Sonra onlar heyecan olur...
ve ardından onları sararmış görürsün.
Sonra onları hutam kılar.
Muhakkak bunda, lübb sahibleri için kesinlikle zikir vardır.

39. ZUMER / 38

Elbette eğer...
"Semaları ve arzı kim halk etti?" diye onlara sual etsen... kesinlikle,
"ALLAH!" derler.

De ki:
"Artık görüyor musunuz... ALLAH'ın gayrısında davet ettiğiniz şeyleri...
Eğer ALLAH,
benim için darr irade etse... onlar mı O'nun verdiği darrı keşif edecekler!?
yada rahmetini irade etse... onlar mı onun rahmetini engelleyecek!?"

De ki:
"ALLAH bana hasbtır.
Tevekkül edenler O'na tevekkül ederler."

39. ZUMER / 58

Yada azabı gördüğü hiynde der ki:
"Şayet benim bir kerrem daha olsa… muhsinlerden olurum."

39. ZUMER / 60

Kıyamet yevminde, ALLAH'a kizb edenleri… vechleri müsvedde olmuş halde görürsün!
Cehennemde mütekebbirler için mesva mı yok!?

39. ZUMER / 75

Melekler görürsün…
Arşın havlinden haff ederler...
Rabblerinin hamd etmesi ile O'nu sebbih ederler.
Aralarında bi-hakkın kaza edilir... ve onlara denilir ki:
"Hamd etmek, Rabb-il alemin ALLAH'ındır."

40. MU'MİN / 13-14

O,
ayetlerini size gösterendir...
ve sizin için semadan rızk inzal edendir.
Ancak, nevb edenler tezekkür edebilir.
Artık, şayet kafirlere kerih olsa da... dinde O'na muhlis olarak ALLAH'ı davet edin!

40. MU'MİN / 28-29

Firavun ailesinden imanını ketm eden mü'min bir erkek kimse dedi ki:
"Bir adamı 'Rabbim ALLAH' dediğinden mi katl edeceksiniz?
O, kat'iyyetle Rabbinizden beyyineler ile gelmiştir! Eğer kazib olursa... onun kizbi kendinedir ve eğer sadık olursa vaad ettiklerinin bazısı size de isabet eder.
Muhakkak ki ALLAH, kezzab müsrif olanı ihda etmez.
Ey kavmim!
Yevmde mülk sizindir. Arzda zahir olanlarsınız... eğer ALLAH'ın beisinden gelirse bize kim nasr eder?"

Firavun dedi ki:
"Size gösterdiğim şey... ancak, kendi gördüğüm şeydir. Ben sizi, ancak, reşad sebiline ihda ediyorum."

40. MUMİN / 69-70

ALLAH'ın ayetleri hakkında cedel edenlerin… nasıl da sarf olduklarını görmedin mi?... ki onlar, kitabı ve onunla Rasullerimize irsal ettiklerimizi kizb edenlerdir.
Artık yakında alim olacaklar.

40. MUMİN / 77

Artık sabır et!
Muhakkak… ALLAH'ın vaadi hakktır.
Artık belki… onlara vaad ettiklerimizden bazısını sana gösteririz… veya belki de seni vefat ettiririz.
Artık onlar, BİZ'e rücu edeceklerdir.

40. MUMİN / 81

Size ayetlerini gösteriyor… artık siz, ALLAH'ın ayetlerinin hangisini inkar ediyorsunuz!?

40. MU'MİN / 84-85

Ardından beisimizi gördüklerinde dediler ki:
"ALLAH'ın vahdetine iman ettik. Müşrik olmuş olduğumuz şeylere kafir olduk."
Artık, beisimizi gördüklerinde, imanları onlara menfaat sağlamaz.
KENDİSİNE abd olanlar hakkında, kat'iyyetle hilv eden ALLAH'ın sünnetidir! Hasar alanlar, işte o kafirlerdir.

40. MU'MİN / 84-85

Ardından beisimizi gördüklerinde dediler ki:
"ALLAH'ın vahdetine iman ettik. Müşrik olmuş olduğumuz şeylere kafir olduk."
Artık, beisimizi gördüklerinde, imanları onlara menfaat sağlamaz.
KENDİSİNE abd olanlar hakkında, kat'iyyetle hilv eden ALLAH'ın sünnetidir! Hasar alanlar, işte o kafirlerdir.

41. FUSSİLET / 15

Üstelik Ad... hakk gayrısı ile arzda istikbar etti.
Dediler ki:
"Kuvvet olarak bizden şiddetlisi kimdir?"
Kendilerini halk eden ALLAH'ı... O'nun kuvvet olarak kendilerinden şiddetli olduğunu, görmediler mi!?
Onlar, ayetlerimize cahd etmiş oldular.

41. FUSSİLET / 29

Kafirler derler ki:
"Rabbimiz!
Cinnlerden ve inslerden bizi dalalete düşüren (ikisini) bize göster. En sefillerden olmaları için onları kademlerimizin altına alalım."

41. FUSSİLET / 39

Senin arzı huşu halinde görmen… ve ardından ona su inzal ettiğimizde hezz etmesi ve rubve olması da O'nun ayetlerindendir.
Muhakkak ona hayat veren, elbette mevtaya da hayat verir.
Muhakkak ki O, herşeye kadirdir.

41. FUSSİLET / 52

De ki:
"Gördünüz mü, eğer ALLAH indinden ise... sonra siz de ona kafirseniz… baid şikak içinde olan o kimseden daha dall olan kim olabilir?"

41. FUSSİLET / 53

Hakk oldukları kendilerine beyan oluncaya kadar afakta ve kendi nefslerinde onlara ayetlerimizi göstereceğiz.

O'nun herşeye şahid olması, Rabbine kafi değil midir!?

42. ŞURA / 22

Zalimleri, kesb ettikleri şeylerden (ötürü) müşfik görürsün... o, kendilerine vaki olur.
Salih (iş)lere amil olarak iman edenler ise...
cennet ravzalarındadırlar... Rabblerinin indinde, diledikleri şeyler onlar içindir.
Böyledir!...
Bu, kebir fazldır.

42. ŞURA / 44

ALLAH'ın dall ettiği kimse… artık onun için onun ardından veliyler yoktur. Azabı gördüklerinde... zalimleri,
"Redd olmaya sebil var mıdır?"
derlerken görürsün.

42. ŞURA / 45

Onları görürsün ki... ona arz olunurken, züllden huşuyla, hafi tarftan nazar ederek bakarlar.
İman edenler derler ki:
"Muhakkak hasar alanlar, kıyamet yevminde kendilerini ve ehlini hasara uğratanlardır."
Değil mi ki... muhakkak zalimler mukim azabtadır!

43. ZUHRUF / 42

Ya da onlara vaad ettiğimizi sana (da) gösteririz.
Muhakkak ki BİZ, onlara muktedir oluruz.

43. ZUHRUF / 48

Onlara gösterdiğimiz her bir ayet… bir öncekinden ekber oldu.
Onları azab ile ahz ettik… umulur ki rücu ederler.

45. CASİYE / 23

Kendi hevasını kendine ilah ittihaz edineni gördün mü?
ALLAH onu ilim üzre dall etti... ve onun işitmelerini ve kalbini hatm etti... ve basarı üzre gışa kıldı!
Artık ALLAH'ın ardından, onu kim ihda eder!?
Tezekkür etmiyor musunuz!?

45. CASİYE / 28

Bütün ümmeti casiye halinde görürsün!...
Bütün ümmet kendi kitabını dava edinmiştir.

"Yevmde, amel etmiş olduklarınız cezalandırılır!"

46. AHKAF / 4

De ki:
"ALLAH'ın gayrısından davet ettiğiniz şeyleri gördünüz mü?
Arzdan neyi halk etti onlar… bana gösterin!?
Yoksa onların semalarda şeriki mi var?
Eğer sadıksanız… bunun öncesinden bir kitab veya ilimden bir eser verin!"

46. AHKAF / 10

De ki:
"Gördünüz mü!
Eğer...
o, ALLAH indinden ise...
ve siz ona kafir olduysanız...
ve israiloğullarından bir şahid, onun misline şahid olmuşsa...
ve ardından ona iman ederse...
ve siz istikbar ederseniz!..."
Muhakkak ki ALLAH zalimlerin kavmini ihda etmez.

46. AHKAF / 23

Dedi ki:
"Muhakkak ilim, ancak, ALLAH'ın indindedir.
Ben, irsal olunduğum şeye sizi belağ ediyorum. Fakat ben sizi cahillik eden kavim olarak görüyorum."

46. AHKAF / 24

Ardından vadilerine istikbal eden arızı gördüklerinde dediler ki:
"Bu imtar ettirecek arızdır."
Bilakis!
O, acele istediğiniz… içinde elim azab olan rihtir!

46. AHKAF / 25

Rabbinin emri ile herşeyi demar eder... ve ardından onların, sadece meskenleri görünür kalıverir.

Böyledir!...
BİZ, mücrim kavimleri cezalandırırız.

46. AHKAF / 33

Yoksa onlar, semaları ve arzı halk eden… ve o ikisini halk etmekle ayya olmayan ALLAH'ın… mevtleri hayy etmeye kadir olduğunu görmüyorlar mı!?
Bilakis!
Muhakkak ki O, herşeye kadirdir.

46. AHKAF / 35

Artık, Rasullerden azim sahibi olanların sabır ettikleri gibi sabır et!... ve onlar için acele etme!
Onlar vaad olunanı gördükleri yevmde, gündüzden bir saatten başka lebs olmamış gibidirler.
Belağdır!...
Artık, sadece, fasıkların kavmi helak edilecektir!

47. MUHAMMED / 20-21

İman edenler derler ki:
"Keşke sure inzal edilseydi!?"
Muhkem sure inzal edildiğinde... ve onda, kıtal zikir edildiğinde... görürsün ki… kalblerinde maraz olanlar, mevtten üzerlerine gaşy haliyle sana nazar ederler!
Artık onlara, itaat ve maruf kavl evladır.

Ardından, emir azm edildiğinde... şayet ALLAH'a sadakat gösterselerdi... elbette/kesinlikle onlar için hayrlı olurdu.

47. MUHAMMED / 30

Şayet BİZ dilersek, elbette/kesinlikle onları sana gösteririz… ve ardından onlara,
elbette/kesinlikle simaları ile arif olursun...
ve elbette/kesinlikle onlara kavillerinin lahninden arif olursun.
ALLAH, amel ettiklerinize alimdir.

48. FETİH / 27

ALLAH, Rasulünün rüyasına, elbette kat'iyyetle bi-hakkın sadakat gösterdi!
elbette/kesinlikle, inşALLAH siz, Mescid-i Haram'a emin olarak, reisleriniz traş olmuş ve mukassır olarak korkusuzca dahil olacaksınız.
O, sizin alim olmadığınız şeye alimdir... ve ardından size, bunun gayrısından karib bir fetih (daha) kılındı!

48. FETİH / 29

ALLAH Rasulü Muhammed... ve onunla birlikte olanlar...
kafirler üzre daha şedidtirler...
kendi aralarında ise ruhmadırlar.
Onları rüku eden sacidler olarak görürsün.
ALLAH'tan fazl ve rıdvan ibtiga ederler.
Vechlerindeki simaları, sacidlerin eserlerindendir.
Tevratta onlara misal verilen ve İncilde onlara misal verilen şöyledir:
Filiz ihrac eden ve ardından ezr olan ve ardından istiglaz eden ve ardından gövdesinde istiva eden sekinin (ekin), ziraat edene (çiftçiye) acayib gelmesi gibidir.
Kafirleri onunla gayz etmek içindir.
ALLAH, onlardan salih (iş)lere amil olarak iman edenlere... mağfiret ve azim ecir vaad etmektedir.

52. TUR / 44

Eğer semadan sakıt olan kisfler görseler... derler ki:
"Merkum sehabtır."

53. NECM / 11-12

Fuad, gördüğü şeyi kizb edemez!... artık siz, gördüğü şey üzre ona imtira mı ediyorsunuz!?

53. NECM / 11-12

Fuad, gördüğü şeyi kizb edemez!... artık siz, gördüğü şey üzre ona imtira mı ediyorsunuz!?

53. NECM / 13-14

O bunları, sidret-ül müntehanın indinde... uhra inzalde de elbette kat'iyyetle görmüştü!

53. NECM / 18

elbette kat'iyyetle!... Rabbinin kübra ayetlerinden gördü.

53. NECM / 19-20

Ardından siz... Lat ve Uzza ve diğer üçüncüsü Menat (isimli putları) gördünüz mü?

53. NECM / 33-34

Tevella edeni...
ve pek azını vereni...
ve cimrileşeni...
gördün mü!

53. NECM / 35

Gaybın ilmi onun indinde de... artık onu mu görüyor!?

53. NECM / 36-37-38-39-40-41-42-43-44-45-46-47-48-49-50-51-52-53-54

Yoksa, Musa'nın... ve vefa eden İbrahim'in sahifelerinde olanlar ile kendisine haber verilmedi mi!?
Vezr edenin, başkasının vizrini vezr etmediği...
İnsan'ın olanın, sadece, say ettiği şey olduğu…
ve say etmesinin yakında görüleceği…
Sonra en vefalı cezayla cezalandırılacağı…
Müntehanın (son, nihayet,varış) Rabbine olduğu…
Idhak edenin ve ibka edenin O olduğu…
Mevt edenin ve ihya edenin O olduğu…
Menilendiğinde, nutfeden… erkek ve dişi olarak iki zevc halk ettiği…
Uhra neşetin O'nun üzerine olduğu…
En ganiy edenin... ve en kani kılanın O olduğu…
Şiranın Rabbinin O olduğu…
Ulada Ad (kavmini)... ve Semud (kavmini)... önceden de Nuh kavmini helak ettiği…
ve ardından onları, baki etmediği…
Muhakkak onlar... onlar daha zalim ve tuğyan içinde olmuşlardı. Mütefikeyi (Lut kavminin memleketi) de ehva etmişti… ve ardından, gışa ettiğini onlara gışa etmişti.

54. KAMER / 2-3

Eğer bir ayet görseler...
"müstemir sihirdir" diyerek iraz ederler...
kendi hevalarına tabi olarak kizb ederler.
Bütün emirler müstakırrdır.

56. VAKIA / 58-59

Akıttığınız meniyi görüyor musunuz?
Onu siz mi halk ettiniz… yoksa halk eden BİZ miyiz?

56. VAKIA / 63-64-65

Görüyor musunuz... hars ettiklerinizi?...
Siz mi onu ziraat ediyorsunuz yoksa onu ziraat eden BİZ miyiz?
Şayet dileseydik... elbette/kesinlikle onu hutam kılardık… tefekküh ederek zalil kalırdınız.

56. VAKIA / 68-69-70

Şürb ettiğiniz suyu görüyor musunuz?
Siz mi bulutlardan onu inzal ettiniz... yoksa BİZ mi inzal edicileriz?
Dileseydik onu ücac yapardık!… Artık keşke, şükür etseniz!

56. VAKIA / 71-72-73

Çaktığınız narı görüyor musunuz?
Onun şeceresini siz mi inşa ettiniz... yoksa BİZ mi inşa ediciyiz?
BİZ onu, tezkir ve mukvin olanlar için meta kıldık.

57. HADİD / 12

Mü'min erkekleri ve mü'min kadınları... onların nurlarını, ellerinin arası ile ve yeminleri ile say eder gördüğün yevm...
"Yevmde sizin büşranız... içinde ebedi olunacak, altından nehirler cereyan eden cennetlerdir."
İşte bu, azim fevzdir.

57. HADİD / 20

Alim olun ki... dünya hayatı,
laibdir...
ve lehvdir...
ve ziynettir...
ve aranızda tefahurdur...
ve mal ve evlad içinde tekasürdür.
Şu mesel gibidir:
Gays, küffarın (çifçilerin) nebatına acayib gelir... sonra heyecan olur... ardından sararmış... sonra da hutam olmuş olarak görür.

Şedid azab... ve ALLAH'tan mağfiret... ve rıdvan, ahirettedir!
Dünya hayatı, ancak, garr eden metadır.

58. MUCADELE / 7

Görmüyor musun... ALLAH'ın semalarda ki şeylere ve arzda ki şeylere alim olduğunu!?
Necvada... dördüncüsü O olmadan üç olmaz!... Altıncısı O olmadan beş olmaz!... Bundan edna da olsalar... çok da olsalar... her nerede olsalar... onlarla beraber olan muhakkak O'dur.
Sonra, kıyamet yevminde, amil oldukları ile kendilerine haber verir.
Muhakkak ki ALLAH herşeye alimdir.

58. MUCADELE / 8

Necvadan nehy edilenleri görmedin mi?
Sonra nehy edildikleri şeye ida ederler... ve ism ve udvan ile Rasule isyan necva ederler.
Geldiklerinde, ALLAH'ın onunla seni hayy etmediği şeyle, seni hayy ediyorlar.
Kendi nefslerinde ise;
"Söylediğimiz şeylere, ALLAH bize azab verse ya!" diyorlar.
Onlara saly olacakları cehennem hasbtır. Ne de beis masirdir!

58. MUCADELE / 14-15

ALLAH'ın kendilerine gazab ettiği kavme tevella edenleri görmedin mi?
Onlar sizden değildir… onlardan da değildir!
Alim oldukları halde... kizb üzerine half ediyorlar.
ALLAH, onlara şedid azab idad etti. Muhakkak onların amel etmiş oldukları şey suidir.

59. HAŞR / 11

Nifak çıkaranları görmüyor musun?...
Onlar, kitab ehlinden kafir kardeşlerine derler ki:
"Eğer siz ihrac edilirseniz... biz de sizinle birlikte elbette ihrac oluruz... ve sizin hakkınızda ebediyyen kimseye itaat etmeyiz.
Eğer sizinle kıtal ederlerse elbette size nasr ederiz."
ALLAH şahiddir ki... muhakkak onlar, kesinlikle kazibdirler.

59. HAŞR / 21

Şayet bu Kur'anı bir dağa inzal etseydik… kesinlikle onu ALLAH'ın haşyetinden, mutasaddı olarak huşu içinde görürdün.
Bu meselleri nas için darb ediyoruz… umulur ki tefekkür ederler!

62. CUMA / 11

Ticareti veya lehvi görünce ona fazz oldular... ve seni kaim olarak terk ettiler.
De ki:
"ALLAH'ın indinde olanlar lehvden ve ticaretten hayrdır. ALLAH, rızk verenlerin hayrlısıdır."

Rivayete göre; bir Cuma vaktinde… Rasulullah (sav) miberde ayakta hutbede iken, şehre bir kervan girdiğinin duyulmuması üzerine… cemaat mescidi terk etmiş ve sadece 12 kişi kalmıştır. Buna istinaden bu ayet inzal olmuştur.
63. MUNAFİKUN / 4

Onları gördüğünde... cisimleri sana acayib gelir.
Eğer konuşurlarsa sözlerini, isnad edilmiş ahşablar gibi işitirsin. Bütün sayhaları kendi üzerlerine hesab ederler.
Onlar düşmandır!... artık, onlardan hazer et!...
ALLAH onları katl etsin! Nasıl da ifk ediyorlar.

63. MUNAFİKUN / 5

Onlara,
"Gelin... ALLAH Rasulü sizin için istiğfar etsin." denildiğinde... reislerini levy ederler.
Görürsün onların, müstekbir olarak sadd ettiklerini!

67. MULK / 1-2-3

Mulk elinde olan…
ve herşeye kadir olan...
amel yönünden hanginizin ahsen olduğunu belv etmek için mevti ve hayatı halk eden...
ve aziz, gafur olan...
yedi semaları tabaka tabaka halk eden…
bereketlidir.

Rahmanın halk edişinde fevt olmuşlardan göremezsin. Ardından, basarını rucu et (bakalım), fatırlar var mı?

67. MULK / 19

Fevklerinde saff halinde ve kabz ederek (uçan) uçucuları (kuşları) görmüyorlar mı?
Onları, Rahman'dan başkası imsak edemez.

Muhakkak ki O, herşeye basirdir.

67. MULK / 27

Artık onun zülfa olduğunu gördüklerinde, kafirlerin vechleri sui olur… ve onlara denilir ki:
"Onunla davet etmiş olduğunuz şey budur!"

67. MULK / 28

De ki:
"Görüyor musunuz!?...
Eğer ALLAH beni ve benimle beraber olanları helak etse… veya bize rahim olsa… ardından... kafirlere elim azabtan kim cair olur?"

67. MULK / 30

De ki:
"Görüyor musunuz!?...
Eğer suyunuz gavr oluverse... ardından size, pınarından suyu kim getirir?"

68. KALEM / 26

Ardından, onu görünce dediler ki:
"Muhakkak biz, kesinlikle dall olduk!"

69. HAKKA / 6-7-8

Ad (kavmi) ise var ya… üzerlerine yedi gece ve sekiz yevm hasm olarak teshir eden... atiye sarsar rih ile helak edildi.
Ardından kavmin orada... haviye hurmanın aciz olması gibi sari oldukları görüldü.
Artık onlardan bir bakiye görüyor musun?

69. HAKKA / 6-7-8

Ad (kavmi) ise var ya… üzerlerine yedi gece ve sekiz yevm hasm olarak teshir eden... atiye sarsar rih ile helak edildi.
Ardından kavmin orada... haviye hurmanın aciz olması gibi sari oldukları görüldü.
Artık onlardan bir bakiye görüyor musun?

70. MEARİC / 6-7

Muhakkak onlar, onu baid görüyorlar… BİZ ise onu karib görüyoruz!

70. MEARİC / 6-7

Muhakkak onlar, onu baid görüyorlar… BİZ ise onu karib görüyoruz!

71. NUH / 15

"Görmediniz mi!?...
ALLAH, yedi semaları tabak tabaka nasıl halk etti."

72. CİNN / 24

Hatta, vaad olundukları şeyi gördüklerinde... artık kimin nasır olarak daha zayıf, aded olarak daha az olduğuna alim olacaklar.

76. İNSAN / 13-14

Orada, erikelere müttekidirler.
Orada, güneş ve de zemheri görmezler.
Zılları kendilerine daniyedir… ve kendi katfları tezlil edilerek züll edilmiştir.

76. İNSAN / 19

Onları muhalled velidler tavaf eder… onları görsen, mensur inci hesab edersin.

76. İNSAN / 20

Gördüğünde, nimetler ve kebir mülkler görürsün.

79. NAZİAT / 18-19-20

"Ona de ki:
***Tezkiye olmaya var mısın?
Seni Rabbine ihda edeyim… ve ardından haşy edesin.***"
Ardından, ona kübra ayeti gösterdi.

79. NAZİAT / 36

Gören kimse için cahim bariz edilir.

79. NAZİAT / 46

Onu gördükleri yevmde... onlar, sadece, aşiyy veya duha vakti kadar lebs olmuş gibidirler.

81. TEKVİR / 23

O, onu, elbette kat'iyyetle mübin ufukta gördü!

83. MUTAFFİFİN / 29-30-31-32-33

Muhakkak icram edenler, iman edenlerden dıhk edenler olmuştu. Merr ettiklerinde, onlara gamz ediyorlardı. Kendi ehline inkılab ettiklerinde ise, fakihler olarak inkılab ediyorlardı.

Onları gördüklerinde diyorlardı ki:
"Muhakkak işte bunlar, kesinlikle dall olmuştur."
(Oysa) Onlar, onlara hafızlar olarak irsal edilmemişlerdi.

89. FECR / 5-6-7-8-9-10

Bunda hicr sahibleri için kasem yok mu!?
Görmedin mi… Rabbin,
Ad (kavmi) 'a...
beldeler içinde, onun misli halk edilmemiş olan... amedlerin zatı İrem (şehrin) 'e...
vadide sahrları cevb eden Semud (kavmi) 'a...
Vetedler sahibi firavuna...
nasıl da fail oldu!

90. BELED / 7-8-9

Kimsenin kendisini görmediğini mi hesab ediyor!?
Ona, iki ayn ve lisan ve iki dudak vermedik mi!

96. ALAK / 6-7

Asla!...
Sakın ola… İnsan, istigna ettiğini görmenin tuğyanında olmasın!

96. ALAK / 9-10-11-12-13-14-15-16

Abd salat etmekteyken... onu nehy edeni gördün mü!?
Gördün mü huda üzre olduğunu ya da takva ile emir ettiğini!?
Gördün mü kizb ettiğini ve tevella ettiğini!?
ALLAH'ın gördüğüne alim değil midir!?

Hayır!... Asla!
Eğer nehy etmezse... BİZ, nasiyesi ile kesinlikle onu sefi ederiz!… (hani şu) kizb eden hatie (hata yaptıran) nasiyesi ile!

96. ALAK / 9-10-11-12-13-14-15-16

Abd salat etmekteyken... onu nehy edeni gördün mü!?
Gördün mü huda üzre olduğunu ya da takva ile emir ettiğini!?
Gördün mü kizb ettiğini ve tevella ettiğini!?
ALLAH'ın gördüğüne alim değil midir!?

Hayır!... Asla!
Eğer nehy etmezse... BİZ, nasiyesi ile kesinlikle onu sefi ederiz!… (hani şu) kizb eden hatie (hata yaptıran) nasiyesi ile!

96. ALAK / 9-10-11-12-13-14-15-16

Abd salat etmekteyken... onu nehy edeni gördün mü!?
Gördün mü huda üzre olduğunu ya da takva ile emir ettiğini!?
Gördün mü kizb ettiğini ve tevella ettiğini!?
ALLAH'ın gördüğüne alim değil midir!?

Hayır!... Asla!
Eğer nehy etmezse... BİZ, nasiyesi ile kesinlikle onu sefi ederiz!… (hani şu) kizb eden hatie (hata yaptıran) nasiyesi ile!

96. ALAK / 9-10-11-12-13-14-15-16

Abd salat etmekteyken... onu nehy edeni gördün mü!?
Gördün mü huda üzre olduğunu ya da takva ile emir ettiğini!?
Gördün mü kizb ettiğini ve tevella ettiğini!?
ALLAH'ın gördüğüne alim değil midir!?

Hayır!... Asla!
Eğer nehy etmezse... BİZ, nasiyesi ile kesinlikle onu sefi ederiz!… (hani şu) kizb eden hatie (hata yaptıran) nasiyesi ile!

99. ZİLZAL / 6-7-8

Yevme-izinde, nas, amellerinin gösterilmesi için iştat olarak sadr olacak. Artık...
ameli zerre miskal hayr olan kimse... onu görecek.
Ameli zerre miskal şerr olan kimse... onu görecek.

99. ZİLZAL / 6-7-8

Yevme-izinde, nas, amellerinin gösterilmesi için iştat olarak sadr olacak. Artık...
ameli zerre miskal hayr olan kimse... onu görecek.
Ameli zerre miskal şerr olan kimse... onu görecek.

99. ZİLZAL / 6-7-8

Yevme-izinde, nas, amellerinin gösterilmesi için iştat olarak sadr olacak. Artık...
ameli zerre miskal hayr olan kimse... onu görecek.
Ameli zerre miskal şerr olan kimse... onu görecek.

102. TEKASUR / 5-6

Öyle değil!
Şayet ilm-el-yakin alim olsanız bile... kesinlikle cahimi göreceksiniz.

102. TEKASUR / 7

Sonra, kesinlikle onu, ayn-el-yakin de göreceksiniz.

105. FİL / 1-2-3-4-5

Rabbin, fil ashabına nasıl fail oldu… görmedin mi!?
Keydlerini dall ettirilmiş duruma kılmadı mı!?...
ve üzerlerine, siccilden hacerler ile remy eden uçucu ebabilleri irsal etmedi mi!?
ve ardından onları, yenmiş asıf gibi kılmadı mı!?

107. MAUN / 1-2-3-4-5-6-7

Gördün mü, dine kizb edeni!?
Ardından,
yetimi daa eden de...
ve miskine taam vermeye de hazza etmeyen de budur!
Artık yazıklar olsun!...
salatlarından sahun şekilde...
ve riya yaparak...
salat edenlere!
Onlar, mauna mani oluyorlar!

107. MAUN / 1-2-3-4-5-6-7

Gördün mü, dine kizb edeni!?
Ardından,
yetimi daa eden de...
ve miskine taam vermeye de hazza etmeyen de budur!
Artık yazıklar olsun!...
salatlarından sahun şekilde...
ve riya yaparak...
salat edenlere!
Onlar, mauna mani oluyorlar!

110. NASR / 1-2-3

ALLAH'ın nasrı ve fethi geldiğinde...
ve nası, fevcler halinde ALLAH'ın dininde dahil olurken gördüğünde…
Artık,
Rabbinin hamd etmesi ile O'nu sebbih et...
ve istiğfar et!
Muhakkak ki O, tevvab olandır.

Fetih kelimesinden Mekke'nin Fethi anlaşılıyor gibi olsa da, Sure, Mekke'nin Fethinden 2 sene sonra, Veda Haccında, "Bugün dininizi ikmal ettim" ayetinden sonra inzal olmuştur.
Bu ayet, inzal olan son ayettir. Bu ayetin Allah Rasulünün vefatını haber verdiği de kabul edilir. Nitekim bu ayetin nüzulünden 3 ay sonra, Rebiülevvel ayının 12nci günü (Pazartesi) (doğduğu gün) Allah Rasulü vefat etmiştir.
Sure Listesi

Kelam-ı Kadim'de Geçen Kelimeler Sözlüğü;Teolog A.Kadir İmamoğlu tarafından derlenerek hazırlanmıştır.