xoxox
ص ع ق
S:A:K:
| |
saika
ص ع ق
S:A:K:
| Yıldırım. Ölüm, mevt. Nüzul ateşi. Semadan gelen şiddetli ses. Mühlik ve azab. Bulutları sevke vazifeli melek. Sürükleyen, sevkeden, götüren hal, sebep. DuruMeal'de toplam 10 kayıtta geçiyor. Çğl.Savaik |
2. BAKARA / 19 Yada… Semadan sayyib gibidir… onda zulmetler ve rad ve berk vardır. |
2. BAKARA / 55-56 Siz demiştiniz ki: |
4. NİSA / 153 Kitab ehli, sana, kendilerine semadan kitab inzal edilmesini sail oluyor. Ardından onları, zulümleri ile saika ittihaz etmişti. |
7. ARAF / 143 Musa, mikatımız için geldiğinde ve Rabbi ona kelime ettiğinde, dedi ki: |
13. RAD / 13 ✦ Rad, O'nun hamd etmesi ile… |
39. ZUMER / 68 Sur'a nefh edilir… ve ardından, ALLAH'ın dilediği kimseler dışında... semalarda ki kimselere ve arzdaki kimselere saika tutar. |
41. FUSSİLET / 13 Eğer iraz ederlerse, artık de ki: Ebu Cehil ile Kureyş'in ileri gelenlerinden bir topluluk şöyle dediler: "Muhammed'in işi bizi şüpheye düşürdü, sihir, kehanet, falbakıcılık ve şiiri bilen bir adam arasanız, onunla konuşsa da bize onun durumunu bir anlatsa." dediler. Bunun üzerine Utbe b. Rebia: "Ben vallahi şiiri, fal bakmayı, sihri dinlemişim, ona dair bir ilim edinmişimdir. Eğer öyle ise Muhammed bana gizli kalmaz." dedi ve vardı: "Ya Muhammed, sen mi daha hayırlısın, Haşim mi; sen mi hayırlısın, Abdulmuttalib mi?" dedi. Rasulullah cevap vermedi. "Ya Muhammed, sen bizim ilâhlarımızı kötülüyor, atalarımızı sapık olarak gösteriyorsun, eğer başkanlık senin olsun istiyorsan bayraklarımızı sana dikelim ve eğer mal istiyorsan sana mallarımızdan senin ve arkandakilerin ihtiyaçlarını giderecek mal toplayalım ve eğer kadın ihtiyacın varsa Kureyş kızlarından beğeneceğin on tanesini seninle evlendirelim." dedi. Rasulullah susuyor söylemiyordu. Utbe sözünü bitirdiği zaman, Rasulullah, "Bismillahirrahmanirrahim" deyip, bu sureyi baştan okudu. Bu ayete geldiğinde Utbe hemen Rasulullah’ın mübarek ağızlarını tuttu "Rahime" yemin vererek vazgeçmesini rica etti. Kureyş'e çıkmadı, birkaç gün görünmeyince Ebu Cehil "Ey Kureyş topluluğu!" dedi. "Utbe neden görünmüyor? Zannederim Muhammed'e saptı, galiba onun yemeği hoşuna gitti, bu mutlak ihtiyacından olmalı, kalkın gidelim bakalım" dedi. Vardılar. Ebu Cehil "Ey Utbe" dedi. "Sen Muhammed'e saptın o galiba hoşuna gitti, bir ihtiyacın varsa seni Muhammed'e muhtaç etmeyecek mal toplayabiliriz." Bunun üzerine Utbe kızdı ve bundan sonra Muhammed'e ebediyyen bir şey söylemeyeceğine billahi diyerek yemin etti ve olup biteni anlattı. "Bana" dedi, "bir şey ile cevap verdi ki: Vallahi o sihir değil, şiir de değil, fal bakıcılık da değildir." Vallahi bilirsiniz ki Muhammed bir şey söylediği zaman yalan çıkmaz, onun için başınıza bir azap inmesinden korktum." |
41. FUSSİLET / 17-18 Semud (kavmi)… BİZ, iman edenlere ve ittika etmiş olanlara necat ettik. |
51. ZARİYAT / 43-44 Semud hakkında!... |
52. TUR / 45 Artık onları, içinde saika olacakları yevmlerine mülaki oluncaya kadar vezr et. |