İçeriğe geç
KÖK Ara:
KELİME Ara:
ANLAM içinde Ara:
❝ S:BR ❞ kökünden türeyen kelimeler... 7 Kayıt Listeleniyor.
Aynı Kökten Türeyen: xoxox Musaberet Mustabır sabbar Sabr Sabır sabur sabir tasabbur
xoxox
ص ب ر S:BR
Musaberet
ص ب ر S:BR

Karşılıklı sabır. Sabırlılık. Katlanmak.

Mustabır
ص ب ر S:BR

Sabreden.

sabbar
ص ب ر S:BR

Çok sabırlı, sabur.

Sabr
Sabır
ص ب ر S:BR

Acıya ve zorluğa katlanmak. Bir musibet ve belâya uğrayanın telâş ve feryad etmeyip sonunu bekleyip tahammül ile katlanması. Muharebede şecaat gösterme. Bir kimseyi bir şeyden alıkoymak. Öğrendiği bir şeyi başkasının da öğrenmesi için tâkat getirmek.

DuruMeal'de toplam 93 kayıtta geçiyor.
sabur
sabir
ص ب ر S:BR

Çok sabır gösteren, çok sabreden.
Es Sabur : Bütün oluşların neticesini beklemek fiili. Hiç karışmadan seyrederek incitmeden incinmeden sonunu almaya sabur denir.

tasabbur
ص ب ر S:BR

Sabırlanma. Sabretme.

2. BAKARA / 45-46

Sabır ve salat ile iane dileyin!
Muhakkak bu, sadece,
Rabblerine mülaki olacaklarını...
ve O'na muhakkak rücu edeceklerini...
zann ederek, huşu duyanlara kebir gelmez.

2. BAKARA / 61

Siz demiştiniz ki:
"Ey Musa!
Biz vahid taama sabır edemeyiz. Bizim için Rabbini davet et... arzda nebat ettiği şeylerden bize ihrac etsin; bakl (sebze) ve aksee (kabak) ve füvm (sarımsak, buğday) ve ades (mercimek) ve basal (soğan)."

O dedi ki:
"O hayr olan ile... o edna olanı bedellendirmemi mi istiyorsunuz!?
Mısıra hebt olun!...
Artık muhakkak size, sual ettikleriniz kesinlikle vardır."

Onlara zillet ve meskenet darb edildi. ALLAH'tan gazab ile beva oldular. Bu, onların ALLAH'ın ayetlerine kafir olmaları ve Nebileri hakk gayrısında katl etmeleri iledir. Bu, isyan etmeleri ve düşmanlık etmiş olmaları iledir.

2. BAKARA / 153

Ey iman edenler!
Sabır ve salat ile iane dileyin!
Muhakkak ki ALLAH, sabır edenlerle beraberdir.

2. BAKARA / 155-156-157

BİZ sizi elbette...
korkutucu şeyler ile…
ve açlık ile...
ve mallardan ve nefslerden ve semerelerden naks ile...
belv etmekteyiz.

Sabır edenleri ibşar et! …


… ki onlar, kendilerine musibet isabet ettiğinde:
"Muhakkak biz, ALLAH'a aitiz... ve muhakkak O'na rücu ediciyiz!" diyenlerdir.

İşte onlar... Rabblerinden salatlar ve rahmet onların üzerinedir.
İşte onlar… onlar mühtedilerdir.

2. BAKARA / 174-175-176

Muhakkak, ALLAH'ın kitabtan inzal ettiklerini
ketm edenler...
ve ona az bir semen iştira edenler...
işte onlar... batınlarında, ancak, nar yerler!

Kıyamet yevminde... ALLAH,
onlara kelime ettirmez!
onlara tezkiye ettirmez!
ve onlara elim azab vardır!

İşte onlar...
huda ile dalaleti...
ve mağfiret ile azabı...
iştira edenler... artık onlar, nara nasıl sabır ederler!?

Bunlar... ALLAH'ın, kitabı bi-hakkın inzal etmesi iledir!
Muhakkak kitab hakkında ihtilafa düşenler, kesinlikle baid şikak içindedirler.

2. BAKARA / 177

Vechlerinize şark tarafı ve garb tarafı kiblasına veliyy ettirmeniz... birrr değidlir!
Fakat birr;
ALLAH'a ve ahir yevmine ve meleklere ve kitaba ve Nebilere iman eden...
ve kurb sahiblerine ve yetimlere ve miskinlere ve sebil çocuklarına (yolcu) ve saillere ve rakabeler içinde olanlara, muhabbet duydukları mallardan veren...
ve salat ikame eden...
ve zekat veren...
ve ahd verdiklerinde ahdlerine vefa gösteren...
ve beiste ve darrda ve beis hiyninde sabır edendir.
Sadakat gösterenler, işte onlardır.
İşte onlar... onlar, muttakilerdir.

2. BAKARA / 249

Ardından Talut, orduya fasl olduğunda, dedi ki:
"Muhakkak ki ALLAH, sizi, nehir ile belv edecektir. Ondan şürb eden kimse... artık o, benden değildir. Ondan taam etmeyen kimse... artık muhakkak o, bendendir... eliyle garf ederek, garf eden müstesna."

Ardından, onlardan birazı dışında, ondan şürb ettiler.
Ardından, o ve beraberinde iman edenler cevaz olunca, dediler ki:
"Bizim bu yevmde Calut ve ordusuna karşı tavkımız yoktur."

ALLAH'a mülaki olacaklarını zann edenler dediler ki:
"Az fieden nicesi, çok fieye ALLAH'ın izniyle galib gelmiştir. ALLAH, sabır edenlerle beraberdir."

2. BAKARA / 250

Calut ve ordusuna bariz olduklarında, dediler ki:
"Rabbimiz!
Üzerimize sabır ifrag et!
Kademlerimizi sabitle!
Kafirlerin kavmine karşı bize nasır ol!"

3. AL-İ İMRAN / 16-17

"Rabbimiz!
Muhakkak biz iman ettik.
Bize... zenblerimize gafur ol!
Bizi narın azabından vaky et." diyen o kimseler;
sabır edenler
ve sadık olanlar
ve kanit olanlar
ve infak edenler
ve seherlerde istiğfar edenlerdir.

3. ALİ İMRAN / 120

Eğer size hasene mess ettirilirse… onlar sui olur.
Eğer siz seyyie isabet alırsanız… onlar, onunla ifrah olurlar.
Eğer sabır ederseniz ve ittika ederseniz... onların keydleri sizi darr edemez.
Muhakkak ki ALLAH onlara, amel ettikleri şeyler ile muhittir.

3. ALİ İMRAN / 125

Bilakis!
Eğer sabır ederseniz ve ittika ederseniz... size fevri olarak (bile) verseler, Rabbiniz, müsevvem meleklerden beş bini ile imdad eder.

3. ALİ İMRAN / 142

Yoksa siz,
sizden cihad edenlere ALLAH alim olmadan...
ve sabır edenlere alim olmadan...
cennete dahil olacağınızı mı hesab ediyorsunuz!

3. ALİ İMRAN / 146

Nebilerden nicesi, beraberinde çoğu Rabbani ile katl etti… ardından (buna rağmen) kendilerine isabet eden şeyler için ALLAH sebilinde vehn etmediler ve zayıf olmadılar ve istikane etmediler.
ALLAH, sabır edenlere muhabbet duyar.

3. ALİ İMRAN / 186

Mallarınız ve nefsleriniz hakkında kesinlikle belv edileceksiniz. Elbette öncenizden kitab verilenlerden ve şirk koşanlardan, çok ezalar işitirsiniz.
Eğer sabır ederseniz ve ittika ederseniz... artık muhakkak bu, azim emirlerdendir.

3. ALİ İMRAN / 200

Ey iman edenler!
Sabır edin!
Sabır edenler…
ve rabt olanlar…
ve ALLAH'a ittika edenler… umulur ki felaha ulaşırsınız!

4. NİSA / 25

Sizden, muhsan, mü'min kandınlarla nikahlanmaya tavl olarak istitaat etmeyen kimse, melekesi yemininizde olandan ve iman etmiş delikanlı kızlarınızdan...

ALLAH, sizin imanınıza alimdir.
Bazınız bazınızdansınız (siz birbirinizdensiniz).

Artık ehlinin izniyle onları nikahlayın.
Müsafeha gayrısında muhsan olanlara, maruf ile ecirlerini verin. Uhsin olmuşken hıdn ittihaz eden olmayın.

Artık eğer fahiş olanı işlerlerse... ardından onlara, muhsan kadınların azabının nısfıdır.

Bu, içinizden, anetten haşy edenler içindir. Sabır etmeniz sizin için hayrdır.
ALLAH, gafurdur, rahimdir.

6. ENAM / 34

Senin öncenden de Rasuller elbette kat'iyyetle kizb edildi!
Ardından, nasrımızı verinceye kadar... kizb edilmelerine ve kendilerine eza edilmesine sabır ettiler.
ALLAH'ın kelimelerini bedellendirebilecek yoktur!
Mürsellerin haberlerinden elbette kat'iyyetle sana da geldi!

7. ARAF / 87

"Eğer
sizden bir taife, kendisine irsal edilene iman etmiş ise...
ve bir taife iman etmemiş ise...
artık, ALLAH, aramızda hüküm edinceye kadar sabır edin.
O, hakimlerin hayrlısıdır."

7. ARAF / 126

"Sen, ancak, bize geldiğinde, Rabbimizin ayetlerine iman ettiğimiz için bizden nekam ediyorsun.

Rabbimiz!
Üzerimize sabır ifrag et.
Bizi Müslümanlar olarak vefat ettir!"

7. ARAF / 128

Musa, kavmine dedi ki:
"ALLAH'a istiane edin!... ve sabır edin!
Muhakkak arz, ALLAH'ındır. O'na abd olanlardan dilediğini ona varis eder.
Akibet muttakiler içindir."

7. ARAF / 137

İstizaf etmiş kavmi, içini barek ettiğimiz arzın şarkına ve garbına varis kılmıştık.
Rabbinin, israiloğulları üzre hüsna kelimesi...
sabır etttikleri şeyle...
ve Firavunun ve kavminin sanat etmiş oldukları şeyleri ve arş etmiş olduklarını demar etmemizle...
tamam oldu!

8. ENFAL / 46

ALLAH'a ve Rasul'üne itaat edin.
Tenazu etmeyin… yoksa feşel olursunuz ve rihiniz zehab olur.
Sabır edin… muhakkak ki ALLAH, sabır edenlerle beraberdir.

8. ENFAL / 65

Ey Nebi!
Mü'minleri kıtal üzre tahriz et.
Onların fıkh etmeyen kavim olmaları ile… eğer içinizde sabır eden yirmi olsa, iki yüze galib gelir… eğer içinizde yüz olsa, kafirlerden bine galip gelir.

8. ENFAL / 66

Şu anda, ALLAH… kendinizde bir zaaf olduğuna alim olarak, sizden hafifletti.
Artık eğer, sizden sabır eden yüz olsa, iki yüze galip gelir… eğer sizden bin olursa, ALLAH'ın izni ile iki bine galib gelirler.
ALLAH, sabır edenlerle beraberdir.

10. YUNUS / 109

Sana vahy edilen şeye tabi ol!...
ve ALLAH'ın hükmüne kadar sabır et!
O, hakimlerin hayr olanıdır.

11. HUD / 11

Sabır edenler ve salih (iş)lere amil olanlar müstesna.
İşte onlar… onlara mağfiret ve kebir ecir vardır.

11. HUD / 49

İşte bunlar, sana vahy ettiğimiz gayb haberlerindendir.
Bundan önce, onlara ne sen... ne de kavmin alim olmamıştı. Artık sabır et!
Muhakkak akibet muttakiler içindir.

11. HUD / 115

Sabır et!
Artık, muhakkak ki ALLAH, muhsinlerin ecirlerini zayi etmez.

12. YUSUF / 18

Kizb ile kanlı olarak, kamisini getirdiler.
Dedi ki:
"Bilakis!
Nefsleriniz sizi emre tesvil etti… artık bana düşen, cemil sabırdır. Vasf ettiğiniz şeyler üzre, avan olan ALLAH'tır."

12. YUSUF / 83

Dedi ki:
"Bilakis!
Nefsleriniz size emri tesvil etti. Artık bana düşen cemil sabırdır.
Gerekir ki (belki)… ALLAH onları cemian bana getirir.
Muhakkak ki O... alim, hakim olan O'dur."

12. YUSUF / 90

Dediler ki:
"Yoksa sen misin! Yusuf musun sen!?"
Dedi ki:
"Ben Yusuf'um ve bu da kardeşimdir.
ALLAH bize kat'iyyetle menn etmiştir!
Muhakkak, ittika eden ve sabır eden kimse... artık muhakkak ki ALLAH, muhsinlerin ecirlerini zayi etmez."

13. RAD / 19-20-21-22

Rabbinden sana inzal edilenin hakk olduğuna alim olan... kör olan kimse gibi midir!?
Muhakkak... ancak,
ALLAH'a ahdlerine vefa eden...
ve de misakı nakz etmeyen…
ve ALLAH'ın vasl olunmasını emir ettiği şeylere vasl olan...
ve Rabblerine haşy eden...
ve sui hesabtan korkan...
ve Rabblerinin vechine ibtiga ederek sabır eden...
ve salat ikame eden...
ve kendilerini rızıklandırdığımız şeylerden, sırr olarak ve alenen infak eden...
ve hasene ile seyyieyi dar eden...
(ulu-l elbab) lübb sahibleri tezekkür edebilir.
İşte onlar... darın ukbası onlarındır!

13. RAD / 24

Sabır ettiğiniz şey ile size selam olsun!
Artık darın ukbası... ne de naimdir.

14. İBRAHİM / 5

Musa'yı,
"Kavmini zulmetlerden nura ihrac et ve ALLAH'ın yevmlerini zikir ettir" diye, elbette kat'iyyetle ayetlerimizle irsal ettik!
Muhakkak bunda, bütün şükür edenler, sabır edenler için elbette/kesinlikle ayetler vardır.

14. İBRAHİM / 12

"Sebillerimizi bize kat'iyyetle hidayet etmişken!… bizim ALLAH'a tevekkül etmememiz olamaz! Bize ettiğiniz ezaya elbette/kesinlikle sabır edeceğiz.
ALLAH'a... artık mütevekkiller, O'na tevekkül etsinler."

14. İBRAHİM / 21

ALLAH'a cemian ibraz olurlar.
Zayıflar istikbar edenlere derler ki:
"Muhakkak biz, size tabi idik. Artık siz, ALLAH'ın azabından bir şeyi bizden ganiy edebilir misiniz?"
Derler ki:
"Şayet ALLAH bize hidayet etseydi, elbette/kesinlikle size hidayet ederdik. Ceza etsek veya sabır etsek bize sevadır, bize mahis yoktur."

16. NAHL / 41-42

Zulme uğradıkları şeyin ardından ALLAH'ta hicret edenler...
sabır edenler…
ve Rabblerine tevekkül edenler…
onlar, dünyada hasene olsunlar diye elbette/kesinlikle onları beva edeceğiz... onların, elbette/kesinlikle ahiret ecirleri ekberdir.
Keşke alim olsalardı.

16. NAHL / 96

Sizin indinizde olan şeyler nefd olur… ALLAH indinde olan şeyler ise bakidir.
Sabır edenleri, elbette/kesinlikle cezalandıracağız… onların ecirleri, amel etmiş olduklarının ahseni iledir.

16. NAHL / 110

Sonra muhakkak ki Rabbin...
fitneye uğradıkları şeyin ardından hicret edenler için…
sonra, sabır ederek cihad edenler için…
muhakkak ki Rabbin, onun ardından... elbette gafurdur, rahimdir.

16. NAHL / 126

Eğer muakabe edecekseniz… akibetiniz olan şeyin misli ile muakabe edin.
Eğer sabır ederseniz... elbette bu, sabır edenler için hayrdır.

16. NAHL / 127

Sabır et!
Senin sabrın, ancak, ALLAH iledir.
Onlara hüzünlenme… ve mekr ettikleri şeyden dıyk içinde olma.

18. KEHF / 28

Vechini irade ederek Rabblerini davet edenlerle birlikte, gadat ve aşiyy ile nefsine sabır et.
Dünya hayatının ziynetini irade ederek... aynın onlara düşmanlık etmesin!
BİZ'i zikir etmekten kalbini gafil kıldığımız...
ve hevalarına tabi olan...
ve emri ifrat olan...
kimseye itaat etme!

18. KEHF / 67-68

Dedi ki:
"Muhakkak sen, benimle beraber olmaya sabırla istitaat edemezsin. Hubr olarak ihata edemediğin şeye nasıl sabır edeceksin!?"

18. KEHF / 67-68

Dedi ki:
"Muhakkak sen, benimle beraber olmaya sabırla istitaat edemezsin. Hubr olarak ihata edemediğin şeye nasıl sabır edeceksin!?"

18. KEHF / 69

(Musa:) Dedi ki:
"İnşALLAH sabırla vecd edeceğim… ve emirde sana asi olmayacağım."

18. KEHF / 72

(Hızır) Dedi ki:
"Dememiş miydim!…
Muhakak sen benimle beraber olmaya sabırla ittaat edemezsin!"

1.nci tekrar.
18. KEHF / 75

(Hızır) Dedi ki:
"Dememiş miydim!…
Muhakak sen benimle beraber olmaya sabırla istitaat edemezsin!"

2.nci tekrar.
18. KEHF / 78

(Hızır) Dedi ki:
"Bu, benim ve senin aranda firaktır.
Sana, sabırla istitaat etmediğin şeylerin te'vilini haber vereyim."

18. KEHF / 82

"Cidar ise... medinedeki iki yetim gılme içindi. Altında onlara ait kenz vardı... ve babaları salih kimseydi.
Rabbin, onların şedidlerine iblağ olmalarını ve kenzlerini Rabbinden bir rahmet olarak ihrac etmelerini irade etti.

Bunlara, kendi emrimle fail olmadım.
Sabırla itaat edemediğin şeylerin te'vili işte budur."

19. MERYEM / 65

Semaların ve arzın ve ikisinin arasında olanların Rabbi…
artık O'na abd olun...
ve O'na ibadetinize sabır edin.
O'na semiyy olana alim misin?

20. TAHA / 130

Artık, onların söylediği şeylere sabır et.
Güneşin tulu etmesinden önce...
ve gurubundan önce...
Rabbini O'nun hamd etmesi ile sebbih et.
ve geceleri ansızın...
ve de gündüzün etrafında…
artık O'nu sebbih et!... umulur ki razı olursun.

20. TAHA / 132

Ehline salat ile emir et... ve ona sabır et!
BİZ senden rızık sail olmuyoruz... seni BİZ rızıklandırıypruz!
Akibet, takva iledir!

21. ENBİYA / 85

İsmail… ve İdris... ve Zelkifl...
Hepsi sabır edenlerdendi.

22. HACC / 34-35

Behim enamdan rızk edindikleri üzre ALLAH ismini zikir etmelerini… bütün ümmete mensek kıldık.
Artık, sizin ilahınız vahid ilahtır.
Artık, O'na silm olun!
İhbat edenleri ibşar et!... ki onlar;
ALLAH'ı zikir ettiklerinde kalbleri vecel olanlardır.
Kendilerine isabet edene sabır ederler.
Salata mukimdirler.
Kendilerini rızıklandırdıklarımızdan infak ederler.

23. MU'MİNUN / 108-109-110-111

Der ki:
""Hasii olun orada! Kelime etmeyin!
BANA abd olanlardan bir ferik vardı... şöyle derlerdi:
"Rabbimiz!
Biz iman ettik.
Artık bize gafur ol... ve bize rahmet et! SEN rahimlerin hayrısın!"
Ardından siz onları, sihriyye ittihaz ettiniz. Hatta, BEN'i zikir etmeyi size unutturdu... ve siz, dıhk edenlerden oldunuz.
Muhakkak ki BEN, kendilerinin sabır ettikleri şey ile yevmde, onların cezalarını verdim. Onlar, fevz olanlardır. ""

25. FURKAN / 20

Mürsellerden senden önce irsal ettiklerimiz de muhakkak taam yerler, suklarda (çarşı-pazar) meşy ederlerdi.
Bazınızı bazınıza fitne kıldık.
Sabır ediyor musunuz?
Rabbin, basir olandır.

25. FURKAN / 41-42

Seni gördükleri zaman, seni, sadece, hüzüv olarak ittihaz ederler:
"Rasul olarak ALLAH bunu mu baas etmiş? Eğer sabır etmeseydik, neredeyse bizi ilahlarımızdan dalalet ettirecekti."

Onlar yakında azabı gördükleri hiynde, sebil olarak kimin daha dalalette olduğuna alim olacaklar.

25. FURKAN / 75

İşte onlar, sabır ettikleri şeyler ile gurfelere cezalanırlar… ve orada onlara, tahiyye olarak "selam" ilka edilir.

28. KASAS / 54

İşte onlara, sabır ettikleri şey ile ecirleri iki merre verilir.
Onlar seyyieyi hasene ile dar ederler.
Onlar rızıklandırdığımız şeylerden infak ederler.

28. KASAS / 80

Kendilerine ilim verilmiş olanlar ise, dediler ki:
"Yazıklar olsun size!
Salih (iş)lere amil olarak iman edenlere, ALLAH'ın sevabı daha hayrlıdır. Sabır edenlerden başkası ona mülaki olamaz!"

29. ANKEBUT / 58-59

Salih (iş)lere amil olarak iman edenler...
kesinlikle onları, içinde ebedi olacakları, altından nehirler cereyan eden cennet gurfelerinden beva ederiz.
Sabır ederek...
ve Rabblerine tevekkül ederek...
amel edenlerin ecirleri ne de naimdir!

30. RUM / 60

Artık sabır et!
Muhakkak ki ALLAH'ın vaadi hakktır. Yakin olmayanlar seni hafifletmesinler.

31. LOKMAN / 17

"Ey oğlum!
Salat ikame et!
Maruf ile emir et!
ve münkeri nehy et!
İsabet edenlere sabır et!
Muhakkak işte bunlar, azim emirlerdendir."

31. LOKMAN / 31

Görmüyor musun;
muhakkak gemiler… ayetlerinden görmeniz için... bahrda, ALLAH'ın nimeti ile cereyan eder!?

Muhakkak işte bunda, bütün sabır edenler, şükür edenler için kesinlikle ayetler vardır.

32. SECDE / 24

Sabır ettiklerinde...
ve ayetlerimize yakin olduklarında...
kendilerinden, emrimiz ile ihda eden imamlar kıldık.

33. AHZAB / 35

Muhakkak,
Müslüman erkekler ve Müslüman kadınlar...
ve mü'min erkekler ve mü'min kadınlar...
ve kanit erkekler ve kanit kadınlar...
ve sadık erkekler ve sadık kadınlar...
ve sabır eden erkekler ve sabır eden kadınlar...
ve huşu duyan erkekler ve huşu duyan kadınlar...
ve mutasaddık erkekler ve mutasaddık kadınlar...
ve oruç tutan erkekler ve oruç tutan kadınlar...
ve ferclerine hafız erkekler ve hafız kadınlar...
ve ALLAH'a çokça zakir erkekler ve zakir kadınlar...
ALLAH, onlar için mağfiret ve azim ecir idad etmiştir.

34. SEBE / 19

Ardından onlar, dediler ki:
"Rabbimiz!
Seferlerimizin arasını baid et."
ve nefslerine zalim oldular.
Ardından onları hadis kıldık... ve onları mezk ederek küliyyen mezk ettik.
Muhakkak bunda, sabır edenlerin ve şükür edenlerin hepsi için elbette/kesinlikle ayetler vardır.

37. SAFFAT / 102

Onunla beraber say edecek baliğe geldiğinde dedi ki:
"Oğulcuğum!
Ben menamımda kendimi... seni zebh ediyorken gördüm. Sen de nazar et… sen ne görüyorsun?"

Dedi ki:
"Ey Babacığım!
Emir olunduğun şeyi ifa et. İnşALLAH beni sabır edenlerden bulacaksın."

İslam kaynaklarına göre; Hz. İbrahim, bu rüyayı, Zilhicce'nin sekizinci, dokuzuncu, onuncu yani terviye, arefe, nahir geceleri sıra ile üç gece görmüştü.
38. SAD / 6-7-8

Onlardan meleler intılak ettiler.
"Meşy edin... ve ilahlarınız üzre sabır edin. Muhakkak, irade edilen şey kesinlikle budur.
Biz bunu, ahir millette işitmedik. Muhakkak bu, sadece, ıhtilaktır.
Zikir, aramızdan ona mı inzal edildi!?"

Bilakis!
Onlar, zikrimden şekk içindeler.
Bilakis!
(Ancak) Azabımı taddıklarında!...

38. SAD / 17

Sabır et söylediklerine…
ve BİZE abd olan eyd sahibi Davud'u zikir et.
Muhakkak o evvab idi.

38. SAD / 44

"Elinle dags (bir demet ot sapı) ahz et... ve ardından onunla darb et. Hıns etme."
Muhakkak ki BİZ, onu sabırlı bulduk.
Ne naim abd! Muhakkak o evvabdır.

39. ZUMER / 10

De ki:
"Ey BANA abd olan, iman edenler!
Rabbinize ittika edin!
Bu dünyada ahsen olanlar için haseneler vardır. ALLAH'ın arzı vasidir. Muhakkak sabır edenlere, hesabsızca, ancak, ecirleri vefa edilir."

40. MUMİN / 55

Artık sabır et!
Muhakkak ALLAH'ın vaadi hakktır.
Zenblerin için istiğfar et!
Aşiyy ve ibkar… Rabbinin hamd etmesi ile O'nu sebbih et.

40. MUMİN / 77

Artık sabır et!
Muhakkak… ALLAH'ın vaadi hakktır.
Artık belki… onlara vaad ettiklerimizden bazısını sana gösteririz… veya belki de seni vefat ettiririz.
Artık onlar, BİZ'e rücu edeceklerdir.

41. FUSSİLET / 24

Sabır etseler bile... artık olara mesva, nardır.
Eğer itab etmek isteseler... artık onlar itab edilen de olamazlar.

41. FUSSİLET / 34-35

Haseneler ve seyyieler istiva olamaz… Ahsen şekilde onu def et! Artık o zaman, seninle onun arasında ki düşmanlık, sanki hamim veliy gibi olur.
Buna, ancak, sabır edenler mülaki olur… ancak, azim hazz sahibi mülaki olur.

42. ŞURA / 33

Eğer dileseydi... rih sükun olurdu da… artık rakid olanlar, onun zahrı üzre izlal olurlardı!
Muhakkak bunda, şükür ederek sabır edenler için kesinlikle ayetler vardır.

42. ŞURA / 43

Elbette sabır eden ve gafur olan kimse... muhakkak bu, kesinlikle azim emirlerdendir.

46. AHKAF / 35

Artık, Rasullerden azim sahibi olanların sabır ettikleri gibi sabır et!... ve onlar için acele etme!
Onlar vaad olunanı gördükleri yevmde, gündüzden bir saatten başka lebs olmamış gibidirler.
Belağdır!...
Artık, sadece, fasıkların kavmi helak edilecektir!

47. MUHAMMED / 31

Kesinlikle sizden,
cihad edenlere...
ve sabır edenlere...
BİZ alim oluncaya kadar...
sizi belv edeceğiz...
ve haberlerinizi belv edeceğiz.

49. HUCURAT / 4-5

Muhakkak, hacerlerin (oda) verasından sana nida edenler... onların pek çoğu… şayet senin onların yanına ihrac olmana kadar sabır etselerdi, elbette/kesinlikle kendileri için hayr olduğunu akıl edemezler!
ALLAH gafurdur, rahimdir.

50. KAF / 39-40

Artık, söyledikleri şeylere sabır et!
Güneşin tulu edişinden önce
ve gurubdan önce
ve geceden (bir kısımda)…
Rabbini, hamd etmesi ile sebbih et!
Ardından secdelerin dübürlerinde de O'nu sebbih et!

52. TUR / 16

"Saly olun ona!...
Ardından sabır edin veya sabır etmeyin... sizin için sevadır!
Muhakkak siz, ancak, amel etmiş olduğunuz şeylerle cezalandırılırsınız."

52. TUR / 48-49

Rabbinin hükmüne sabır et!
Artık muhakkak sen, aynımız ilesin.
Kıyam ettiğin hiynde,
O'nun hamd etmesi ile Rabbini sebbih et.
ve geceden (bir kısımda)...
ve necmlerin idbarında...
artık O'nu sebbih et!

54. KAMER / 27

Muhakkak ki BİZ, onlara fitne olarak dişi deve irsal edeceğiz.
Ardından onları irtikab et... ve sabır et.

68. KALEM / 48

Artık sen, Rabbinin hükmü için sabır et... ve nida ederken... mekzum olan hut (balık) sahibi gibi olma!

Balık sahibi olarak bahsedilen Hz. Yunus (as)'dır.
70. MEARİC / 5

Artık, cemil sabırla sabret!

73. MUZZEMMİL / 10

Söyledikleri şeye sabır et!... ve cemil hicret ile onlardan hicr et!

74. MUDDESSİR / 1-2-3-4-5-6-7

Ey müddessir!
Kıyam et!... ve artık nezr et!
ve artık kebirle Rabbini!
ve artık tahir et sevblerini!
ve artık hicr et riczi!
ve istiksar ederek menn etme!
ve artık sabır et Rabbin için!

76. İNSAN / 12

Sabır ettikleri şeye karşılık cezaları… cennet ve harirdir.

76. İNSAN / 24

Artık Rabbinin hükmü için sabır et!... ve onlardan asim olanlara veya kafirlere itaat etme!

90. BELED / 12-13-14-15-16-17-18

"Akabe"nin ne olduğunu, sana idra ettiren nedir?
Rakabe fekk etmektir.
Yahut, akrabalık sahibi yetimi veya metrebe sahibi miskini, mesgabe sahibi (açlık) yevmde taam etmektir.
Sonra,
iman eden...
ve sabır tavsiye eden...
ve merhamet tavsiye eden...
kimselerden olmaktır.
İşte onlar, meymene ashabıdır.

103. ASR / 1-2-3

Asr'a yemin olsun!
Sadece,
salih (iş)lere amil olarak...
ve hakkı tavsiye ederek...
ve sabır tavsiye ederek…
iman eden İnsan, kesinlikle husrda değildir.

Sure Listesi

Kelam-ı Kadim'de Geçen Kelimeler Sözlüğü;Teolog A.Kadir İmamoğlu tarafından derlenerek hazırlanmıştır.