İçeriğe geç
KÖK Ara:
KELİME Ara:
ANLAM içinde Ara:
❝ S:DK: ❞ kökünden türeyen kelimeler... 16 Kayıt Listeleniyor.
Aynı Kökten Türeyen: xoxox Esdak Masadak Masduk Mısdak Musadakat Musaddak musaddık Mutasaddık Mutasaddıkîn sadaka Sadakat sadık sadıka Asdika Saduk Saduka Sadukat sıddık sıdk Asdak Tasadduk tasdik Tasdikat
xoxox
ص د ق S:DK:
Esdak
ص د ق S:DK:

Çok sadık, doğru ve emniyetli kimse.

Masadak
ص د ق S:DK:

Bir sözü veya hükmü tasdik eden husus yada kimse.

Masduk
ص د ق S:DK:

Doğruluğu kabul edilmiş, tasdik edilmiş.

Mısdak
ص د ق S:DK:

Bir şeyin doğru olduğunu isbata yarayan şey. Tasdik âleti. Alâmet. Tavır. Tarz. Düstur. Değer ölçüsü.

Musadakat
ص د ق S:DK:

Karşılıklı dostluk.

Musaddak
ص د ق S:DK:

Doğruluğu tasdik edilmiş. Sadakati ve doğruluğu tanınmış, isbat edilmiş olan.

musaddık
ص د ق S:DK:

Sadakatli. Tasdik eden. İmzalayan. Doğruluğunu kabul eden.

DuruMeal'de toplam 19 kayıtta geçiyor.
Mutasaddık
ص د ق S:DK:

Tasadduk eden. Sadakat gösteren, sadaka veren. Sâdık ve doğru olduğu anlaşılan.

DuruMeal'de toplam 1 kayıtta geçiyor.
Çğl.Mutasaddıkîn
sadaka
ص د ق S:DK:

Bir kimseye veya bir davaya kalbden bağlılık. Doğruluk. Dostluk… Dostlukta sebat, vefadarlık. Allah için, elde olandan ihtiyacı olana dostluk etmek. Herkese karşı doğru olmak.

DuruMeal'de toplam 38 kayıtta geçiyor.
Çğl.Sadakat
sadık
ص د ق S:DK:

Doğru, hakikatli, sadakatlı, dürüst.

DuruMeal'de toplam 65 kayıtta geçiyor.
Dşl.sadıkaÇğl.Asdika
Saduk
Saduka
ص د ق S:DK:

Çok sâdık. Nikahta mehir.

DuruMeal'de toplam 1 kayıtta geçiyor.
Çğl.Sadukat
sıddık
ص د ق S:DK:

Sadakatli. Çok samimi. Daima doğruluk üzere ve Allah'a ve Peygamberine çok sâdık olan erkek. Sözü ile işi bir olan.

DuruMeal'de toplam 6 kayıtta geçiyor.
sıdk
ص د ق S:DK:

Doğru söz. Bir şeyin her hususu tam ve kâmil olması. Ahdinde sâbit olmak.
Hakikata muvâfık olan. Kalb temizliği.
Peygamberlere mahsus en mühim beş hasletten birisi.

DuruMeal'de toplam 10 kayıtta geçiyor.
Çğl.Asdak
Tasadduk
ص د ق S:DK:

Sadık ve gerçek olduğu tahakkuk etmek, meydana çıkmak.
Sadaka vermek. Allah rızası için fakirlere ve ihtiyacı olanlara, para veyahut ihtiyaca göre herhangi bir şey vermek.

DuruMeal'de toplam 4 kayıtta geçiyor.
tasdik
ص د ق S:DK:

Doğruluğunu kabul etmek. Bir kararın uygun olduğunu kabul edip onaylamak.

DuruMeal'de toplam 2 kayıtta geçiyor.
Çğl.Tasdikat
2. BAKARA / 23-24

Eğer... BİZ'e abd olana inzal ettiğimiz şeyden rayb içinde olursanız… artık onun mislinden sure ile gelin!
Eğer sadıksanız... ALLAH'ın gayrısından şahidlerinizi davet edin!
Ancak eğer fail olmazsanız... ***ki asla fail olamazsınız***... artık, kafirler için idad edilmiş... nasla ve hacerlerle vakd edilmiş nardan ittika edin!

2. BAKARA / 31

Adem'i isimlerin hepsine alim etti...
Sonra, onları meleklere arz etti… ve ardından dedi ki:
"Eğer sadıklarsanız... BANA haber verin bu isimleri!"

2. BAKARA / 41

Beraberinizde olana musaddık olarak inzal ettiğime iman edin!
Ona kafir olanların evveli siz olmayın sakın!
Ayetlerim ile az bir semen iştira etmeyin!
Yalnızca BANA… artık ittika edin!

2. BAKARA / 89

ALLAH indinden onlara, beraber olduklarına musaddık bir kitab geldiğinde... önceden, kafirlere karşı fetih istiyorken... arif oldukları şey kendilerine geldiğinde, ona kafir oldular!
Artık ALLAH'ın laneti, kafirlerin üzerinedir.

2. BAKARA / 91

Onlara,
"ALLAH'ın inzal ettiği şeye iman edin!"
denildiğinde,
"Biz, kendi üzerimize inzal edilene iman ederiz." dediler!... ve veralarında olana kafir oldular!
O, beraber oldukları şeye musaddık olarak hakktır!
De ki:
"Eğer siz mü'minler iseniz, neden önceden ALLAH'ın Nebilerini katl ediyordunuz?"

2. BAKARA / 94-95

De ki:
"ALLAH'ın indinde… dar-ul ahiret, nasın gayrısında halis olarak sizin için ise… eğer sadıksanız… mevt olmayı temenni edin haydi!"
Elleriyle takdim ettikleri şey ile bunu ebediyyen temenni edemezler!
ALLAH, zalimlere alimdir.

2. BAKARA / 97

Cebraile düşman olan kimselere de ki:
"Muhakkak o, onu…
onların elinin arasında olana musaddık olarak...
ve huda olarak...
ve mu'minler için buşra olarak...
senin kalbine ALLAH'ın izniyle inzal etti."

2. BAKARA / 101

ALLAH indinden onlara, beraber olduklarına musaddık bir Rasul geldiğinde... kitab verilenlerden bir ferik nebz etti.
Sanki alim değiller gibi... ALLAH'ın kitabını zuhurlarına vera ettiler!

2. BAKARA / 111-112

Diyorlar ki:
"Hadü veya nasrani olan kimselerden başkası asla cennete dahil olamaz."
Bu onların emanisidir.
De ki:
"Eğer sadıksanız, burhanınızı getirirsiniz!"
Bilakis!
Muhsin olarak vechini ALLAH'a silm eden kimse... artık onun ecri, Rabbinin indindedir... onlara korku yoktur... ve onlar hüzünlenmezler.

2. BAKARA / 177

Vechlerinize şark tarafı ve garb tarafı kiblasına veliyy ettirmeniz... birrr değidlir!
Fakat birr;
ALLAH'a ve ahir yevmine ve meleklere ve kitaba ve Nebilere iman eden...
ve kurb sahiblerine ve yetimlere ve miskinlere ve sebil çocuklarına (yolcu) ve saillere ve rakabeler içinde olanlara, muhabbet duydukları mallardan veren...
ve salat ikame eden...
ve zekat veren...
ve ahd verdiklerinde ahdlerine vefa gösteren...
ve beiste ve darrda ve beis hiyninde sabır edendir.
Sadakat gösterenler, işte onlardır.
İşte onlar... onlar, muttakilerdir.

2. BAKARA / 196

Hacc ve umreyi ALLAH için tamam edin.
Eğer hasr olursanız... artık hedyden müsteyser olan!
Hedy, hill yerine iblağ oluncaya kadar reislerinizi traş etmeyin.
İçinizden mariz olan veya başında bir eza bulunan olursa... artık oruç veya sadaka veya nesike olarak fidye...
Emin olmanızın ardından hacca kadar umreden metalanmak isteyen kimse... artık hedyden kolayına geleni...
Vecd olamayan kimse... artık üç yevm haccda ve yedi yevm rücu ettiğinde oruç tutar... işte böyle kamil olarak aşr olur.

Bu, ehli, Mescid-i Haram'da hazır olmayan kimseler içindir. ALLAH'a ittika edin ve ALLAH'ın ikabının şedid olduğuna alim olun!

2. BAKARA / 263

Maruf kavil ve mağfiret, ezaya tabi sadakattan hayrdır.
ALLAH, ganiydir, halimdir.

2. BAKARA / 264

Ey iman edenler!
Mallarını nasa riya olarak infak edenler...
ve ALLAH'a ve ahir yevmine iman etmeyenler...
gibi... minnet ve eza ile sadakatinizi batıl etmeyin.

Artık onun meseli;
üzerinde turab olan... ve ardından, ona vabil isabet eden... ve ardından, sald haline terk olan... safva meseli gibidir.

Onlar, kesb ettikleri şeylere ikdar edemezler.
ALLAH, kafir kavimleri ihda etmez.

2. BAKARA / 271

Sadakatınızı,
eğer ibda ederseniz, artık bu naimdir.
eğer hafy eder ve fakirlere sunarsanız, artık bu, sizin için hayrdır… ve sizin seyyielerinizden de kafir olunur.

ALLAH, amel ettiğiniz şeylere habirdir.

2. BAKARA / 276

ALLAH, ribayı mahk eder… sadakatı irba eder.
ALLAH, hiçbir esim keffara muhabbet duymaz.

2. BAKARA / 278-279-280

Ey iman edenler!
ALLAH'a ittika edin!
Eğer siz mü'min olduysanız... ribadan bakiye olanı vezr edin!
Eğer (buna) fail olmazsanız... artık size, ALLAH'tan ve Rasulünden harb ezan ediliyor!
Eğer tevbe ederseniz, artık mallarınızın reisi sizindir.

Zulüm etmezseniz zulüm edilmezsiniz!

Eğer usra sahibi (zorluk içinde) ise... artık o kimse, meysere sahibi (rahatlık içinde) oluncaya kadar nazar edin!
Eğer alim olan olursanız... tasadduk etmeniz sizin için hayr olandır!

3. AL-İ İMRAN / 3-4

Onların ellerinin arasındakine musaddık olan kitabı, sana bi-hakkın inzal etti.
Tevrat ve İncil'i nas için huda olarak önceden inzal etmişti. Furkanı da inzal etmişti.

Muhakkak, ALLAH'ın ayetlerine kafir olanlar... onlara şedid azab vardır.
ALLAH, azizdir, intikam sahibidir.

3. AL-İ İMRAN / 16-17

"Rabbimiz!
Muhakkak biz iman ettik.
Bize... zenblerimize gafur ol!
Bizi narın azabından vaky et." diyen o kimseler;
sabır edenler
ve sadık olanlar
ve kanit olanlar
ve infak edenler
ve seherlerde istiğfar edenlerdir.

3. ALİ İMRAN / 39

Ardından… mihrabta kaim olarak salat ediyorken... melekler ona nida etti:
"ALLAH, seni...
ALLAH'tan kelimelere musaddık...
ve seyyid...
ve hasur...
ve salihlerden Nebi...
Yahya ile ibşar ediyor."

3. ALİ İMRAN / 50

"Tevrattan elimin arasında olana musaddık olarak... ve size haram kılınmış bazı şeyleri helal kılmak için, Rabbinizden size ayet getirdim.
Artık ALLAH'a ittika edin... ve bana itaat edin."

3. ALİ İMRAN / 81

ALLAH, Nebilerden misak ahz etmişti:
"Kesinlikle kitabtan ve hikmetten size verdim... sonra, sizinle beraber olana musaddık bir Rasul kılacağım... mutlaka onu emin kılacak ve mutlaka ona nasr edeceksiniz."
Dedi ki:
"İkrar ettiniz ve üzerinize olan bu ısrı ahz ettiniz mi!?"
"İkrar ettik" dediler.
Dedi ki:
"Artık şahid olun! BEN de sizinle beraber şahid olanlardanım."

3. ALİ İMRAN / 93

Tevrat inzal edilmesinin öncesinden, İsrail'in kendi nefsine haram ettiği şeylerden başka, israiloğullarına bütün taam helaldi.
De ki:
"Eğer sadıksanız, verin Tevratı ve onu tilavet edin."

3. ALİ İMRAN / 95

De ki:
"ALLAH'a sadakat gösterin!
Artık Hanif İbrahim'in milletine tabi olun!
O, müşriklerden olmadı."

3. ALİ İMRAN / 152

Onları O'nun izni ile hiss ettiğinizde... ALLAH size vaadine elbette kat'iyyetle sadakat gösterdi!
Hatta feşel etmiştiniz... ve emir hakkında tenazu etmiştiniz! Muhabbet duyduğunuz şeyi size gösterdikten sonra isyan etmiştiniz. Sizden dünya irade edenler de... sizden ahiret irade edenler de vardı.
Sonra sizi belv etmek için onlardan sarf etti... ve sizden kat'iyyetle afv etti!
ALLAH, mü'minler üzre fazl sahibidir.

3. ALİ İMRAN / 168

Kaid olanlar, kardeşleri için dediler ki:
"Şayet bize itaat etselerdi katl edilmezlerdi!"
De ki:
"Eğer sadıksanız… haydi, kendi nefsinizden mevti dar edin!"

3. ALİ İMRAN / 183

"ALLAH; narın yeyeceği bir kurban verinceye kadar Rasule iman etmeyelim diye bize ahd etti."
diyenler… onlara de ki:
"Size, benden önce, beyyineler ile ve bu dedikleriniz ile kat'iyyetle Rasuller gelmişti!
Eğer sadıksanız... onları neden katl ettiniz!?"

4. NİSA / 4

Kadınlara sadukalarını, nihle olarak verin.
Eğer, ondan birşeyinden, size kendi nefsi ile tayyib ederse, artık onu heni olarak riayetle yeyin.

4. NİSA / 47

Ey kitab verilenler!
Vechleri
tams etmemizin... ve ardından onları dübürleri üzre redd etmemizin öncesinde...
veya cumartesi ashabını lanetlediğimiz gibi onları da lanetlememizin öncesinde...
beraber olduğunuza musaddık olarak inzal ettiğimize, iman edin!
ALLAH'ın emri, fiil edilen olmuştur.

4. NİSA / 69

ALLAH'a ve Rasule itaat eden kimse… artık işte onlar,
Nebilerden
ve sıddıklardan
ve şahidlerden
ve salihlerden
ALLAH'ın kendilerini nimetlendirdikleriyle beraberdirler.
İşte onlar ne de hüsn refiktirler.

4. NİSA / 87

ALLAH... O'ndan başka ilah yoktur!
Hakkında rayb olmayan kıyamet yevmine, sizi kesinlikle cem edecektir.
Hadisleri ALLAH'tan sadık olan kimdir!?

4. NİSA / 92

Bir mü'minin, bir mü'mini öldürmesi... hata ile olması dışında... olamaz!
Hata ile bir mü'mini katl eden...
tasadduk ettiklerinin dışında, ehline müsellem diyet (ödeyerek) bir mü'min rakabeyi tahrir etsin!
Eğer, (maktul) size düşman bir kavimden ve de bir mü'min ise... ardından, mü'min bir köle tahrir etsin!
Eğer sizinle kendileri arasında misak olan bir kavimden ise... ardından, ehline müsellem diyet (ödeyerek) mü'min bir rakabe tahrir etsin!
Bunları mevcud edemeyen, ALLAH'tan tevbe olarak, mütetabi iki ay oruç tutsun!
ALLAH, alim, hakim olandır.

4. NİSA / 114

Necvanın çoğunda hayr yoktur.
Sadakati veya marufu veya nasın arasını ıslahı emir eden kimse müstesna.
ALLAH'ın marzasını ibtiga ederek buna fail olan kimse… artık yakında ona azim ecir vereceğiz.

4. NİSA / 122

Salih (iş)lere amil olarak iman edenleri...
orada ebediyyen ebedi olacakları...
altından nehirler cereyan eden...
cennetlere dahil edeceğiz.
ALLAH'ın vaadi hakktır! Kavli ALLAH'tan sadık olan kimdir!?

5. MAİDE / 45

Onda... onlara, şunu ketb ettik:
"Muhakkak, nefs ile nefs... ve ayn ile ayn... ve enf ile enf... ve üzn (kulak) ile üzn... ve sinn (diş) ile sinn... ve cürhler (yaralar) kısas edilir.
Buna tasadduk eden... artık o kendisi için keffaret olur."
ALLAH'ın inzal ettiği şey ile hüküm etmeyen kimse... artık işte o... onlar zalimlerdir.

5. MAİDE / 46

Tevrattan elinin arasındakine musaddık olarak Meryem oğlu İsa ile eserleri üzre kafv ettik.

Ona, içinde huda ve nur olan ve Tevrattan ellerinin arasındakine musaddık olan, huda ve muttakiler için meviza olan İncil'i verdik.

5. MAİDE / 48

Kitabtan elinin arasındakine musaddık olarak ve müheymin olarak, sana bi-hakkın Kitab inzal ettik.
Artık onların aralarında, ALLAH'ın inzal ettiği ile hüküm et. Sana gelen hakktan başka, onların hevalarına tabi olma.

Sizden her biriniz için şeriat ve menhec kıldık.
Şayet ALLAH dileseydi, elbette sizi vahid ümmet kılardı. Fakat, verdiği şeylerde sizi belv etmek için (bunu yapmadı)...

Artık hayrlarda istibak edin.
Merciniz cemian ALLAH'adır... ve ardından O, hakkında ihtilafta olduğunuz şeyleri size haber verendir.

5. MAİDE / 75

Meryem oğlu Mesih, ancak, Rasuldür… öncesinden de kat'iyyetle Rasuller hilv olmuştur! Onun annesi de sıddıklardandır.
İkisi de taam yerlerdi.
Nazar et!... onlara, ayetleri nasıl beyan ediyoruz.
Sonra nazar et!... nasıl da ifk ediyorlar!

5. MAİDE / 113

Demişlerdi ki:
"Ondan yemeyi...
ve kalblerimizin itminan olmasını...
ve bize kat'iyyetle sadakat gösterdiğine alim olmayı!...
ve buna şahidlerden olmayı…
irade ediyoruz."

5. MAİDE / 119

ALLAH dedi ki:
"Bu yevm, sadıklara, sadık olmaları menfaat sağlar."

Onlara, içinde ebedi olacakları, altından nehirler cereyan eden cennetler vardır. ALLAH, onlardan razı olmuştur... ve onlar da O'ndan razıdır.
Bu, azim fevzdir.

6. ENAM / 40

De ki:
"Gördünüz mü!?
Eğer ALLAH azabını size verse veya saat size gelmiş olsa… eğer siz sadıklarsanız... ALLAH'tan gayrısını mı davet edersiniz!?"

6. ENAM / 92

Bu kitab… BİZ onu,
mübarek olarak,
elinin arasındakine musaddık olarak…
ve karyelerin anasını (Mekke) ve havlindekileri nezr etmen için…
inzal ettik.
Salatlarına hafız olarak ahirete iman edenler, buna da iman ederler.

6. ENAM / 115

Rabbinin kelimesi, sıdk olarak ve adl olarak tamamlanmıştır. Onun kelimelerini bedellendirebilecek yoktur.
O, semidir, alimdir.

6. ENAM / 143

Sekiz zevc. Koyundan iki ve keçiden iki.
De ki:
"İki erkeği mi haram etti yoksa iki dişiyi mi? Yoksa iki dişinin rahimlerinde iştimal ettiğini mi?
Eğer sadıksanız, ilim ile bana haber verin."

6. ENAM / 146

Hadülere, zufur sahibi olanların hepsini (tırnaklı hayvanları) haram kıldık.
Sığır ve koyundan; zuhurlarında veya haviyyelerinde hamil oldukları veya kemiklerine mahlut olanlar dışındaki şahmlarını (içyağları), onlara haram kıldık.
Kendi bagileri ile onları böyle cezalandırdık.
Muhakkak ki BİZ, kesinlikle sadık olanız.

7. ARAF / 70

Onlar dediler ki:
"Sen bize, vahid ALLAH'a abd olmamız… ve ata-babalarımızın abd olmuş olduklarını vezr etmemiz için mi geldin?
Artık, eğer sen sadıklardan isen... vaad ettiğin şeyi ver bize haydi!"

7. ARAF / 106

Dedi ki:
"Eğer sadıklardan isen... eğer ayet ile gelmişsen... getir bakalım onu."

7. ARAF / 194

Muhakkak, ALLAH'ın gayrısından davet ettikleriniz, sizin emsalinizde ibadet edenlerdir.
Eğer sadıksanız... davet edin onları... ve ardından size isticab etsinler (bakalım)!

9. TEVBE / 43

ALLAH senden afv etsin!
Sana sadakat gösterenler beyan oluncaya... ve kaziblere alim oluncaya kadar (beklemeden)… onlara neden izin verdin?

9. TEVBE / 58

Onlardan, sadakalar hakkında lemz eden kimse…
Eğer, ondan kendilerine ata edilirse razı olurlar.
Eğer, ondan kendilerine ata edilmezse, o zaman suht ederler.

9. TEVBE / 60

Muhakkak sadakalar, ALLAH'tan bir farz olarak... ancak,
fakirlere...
ve miskinlere...
ve onun üzre amil olanlara...
ve kalbleri müellefe edileceklere...
ve rakabe içinde olanlara...
ve garimlere...
ve ALLAH sebilindeki sebil çocuğu (yolcu) içindir.
ALLAH, alimdir, hakimdir.

9. TEVBE / 75

Onlardan, ALLAH'a ahd veren kimseler:
"Eğer fazlından bize verirse, elbette/kesinlikle biz sadakatli oluruz ve elbette/kesinlikle salihlerden oluruz."

9. TEVBE / 79

Sadakalar hakkında, mü'minlerden tatavvu edenleri ve sadece cehd ettiklerine vecd olanları lemz edenler ve ardından onlara sahr edenler... ALLAH, onlara sahr eder. Onlar için elim azab vardır.

9. TEVBE / 103

Onların mallarından, onları tahir edeceğin ve onları onunla tezkiye edeceğin sadakalar ahz et.
Onlara salat et. Muhakkak senin salatın onlar için sekinedir.
ALLAH, semidir, alimdir.

9. TEVBE / 104

Alim değiller mi ki…
muhakkak ki ALLAHO, kendisine ibadet edenlerden tevbe kabl eder ve sadakati ahz eder!
ve muhakkak ki ALLAHO, tevvabdır, rahimdir.

9. TEVBE / 119

Ey iman edenler!
ALLAH'a ittika edin!
Sadıklar ile beraber olun!

10. YUNUS / 2

Nası nezr etsin...
ve iman edenlere, kendileri için Rabblerinin indinde "sıdk kademe" olduğuna ibşar etsin diye…
kendilerinden bir erkek kimseye vahy etmemiz, nas için çok mu acayibtir ki... kafirler:
"Muhakkak bu, elbette/kesinlikle mübin sihirbazdır." derler!?

10. YUNUS / 37

Bu Kur'an, ALLAH'ın gayrısından iftira edilen değildir!
Fakat o,
elinizin arasındakini tasdik eder…
ve hakkında rayb olmayan, Rabb-il aleminden kitabı tafsilatlandırır.

10. YUNUS / 38

Yoksa, "onu iftira etti" mi diyorlar?
De ki:
"Eğer sadıksanız,
haydi siz de onun misli bir sure ile gelin!...
ve ALLAH'ın gayrısından, istitaat edenleri davet edin!"

10. YUNUS / 48

Diyorlar ki:
"Eğer sadıksanız, bu vaad ne zamandır?"

10. YUNUS / 93

elbette kat'iyyetle!...
BİZ, İsrailoğullarını sıdk mübevve ile bevve ettik...
ve onları tayyib olanlardan rızıklandırdık...
ve ardından onlar, kendilerine ilim kılınıncaya kadar ihtilafa düşmediler.
Muhakkak ki Rabbin, kıyamet yevminde... hakkında ihtilafa düşmüş oldukları şeylerde... onların aralarında kaza eder.

11. HUD / 13

Yoksa, "İftira etti" mi diyorlar!?
De ki:
"Eğer sadıksanız, haydi ALLAH'ın gayrısından istitaat eden kimseleri davet edin de onun mislinde iftira edilmiş on sure getirin."

11. HUD / 32

Dediler ki:
"Ey Nuh!
Bizimle kat'iyyetle cedel etmiş oldun!... ve artık iksar ettin. Eğer sadıklardan isen... artık bize vaad ettiğin şey ile gel."

12. YUSUF / 17

"Ey babamız!
Muhakkak biz istibak zehab etmiştik. Yusuf'u metamızın indine terk etmiştik. Ardından onu kurt yemiş. Velev ki BİZ sadık olsak da... sen bize iman edecek değilsin." dediler.

12. YUSUF / 26-27

Dedi ki:
"O (kadın) benim nefsimden irade etti."
Kadının ehlinden bir şahid, şahidlik etti:
"Eğer kamisi kubulden kudde olmuşsa... artık kadın sadıktır… ve o, kaziblerdendir.
Eğer kamisi dübrden kudde olmuşsa… kadın kizb etmiştir... o, sadıklardandır."

12. YUSUF / 26-27

Dedi ki:
"O (kadın) benim nefsimden irade etti."
Kadının ehlinden bir şahid, şahidlik etti:
"Eğer kamisi kubulden kudde olmuşsa... artık kadın sadıktır… ve o, kaziblerdendir.
Eğer kamisi dübrden kudde olmuşsa… kadın kizb etmiştir... o, sadıklardandır."

12. YUSUF / 46

"Yusuf!
Ey sıddık!
Bize şunun hakkında fetva ver:
Yedi semin sığırı, yedi acef yiyor... ve yedi hudr sünbül... ve diğerleri yabis...
Umarım ki nasa rücu ederim.
Umulur ki alim olurlar."

12. YUSUF / 51

Dedi ki:
"Yusuf'un nefsinden irade ettiğinizde hatbınız neydi?"
Kadınlar dedi ki:
"Haşa!... ALLAH için, onun hakkında sui olana alim değiliz."
Aziz'in karısı dedi ki:
"El-an hakk hashasa oldu. Ben onun nefsinden irade ettim. Muhakkak o, elbette/kesinlikle sadıklardandır."

12. YUSUF / 82

"İçinde olduğumuz karyeye ve içinde ikbal olduğumuz kervana sual et. Muhakkak biz, elbette/kesinlikle sadıklarız."

12. YUSUF / 88

Ardından ona dahil olduklarında, dediler ki:
"Ey Aziz!
Bize ve ehlimize darr mess oldu. Müzca bidaatle geldik. Artık bize, keyli vefa et ve bize tasadduk eyle.
Muhakkak ki ALLAH, tasadduk edenleri cezalandırır."

12. YUSUF / 111

Elbette kat'iyyetle onların kıssalarında, lübb sahibleri için ibretler vardır!
İftira edilmiş hadis değildir… fakat, elinin arasındakini tasdik eder... ve bütün şeyleri tafsilatlandırır.
İman eden kavim için hudadır ve rahmettir.

15. HİCR / 6-7

Dediler ki:
"Ey kendisine zikir inzal edilen!
Muhakkak sen, elbette mecnunsun! Şayet sadıklardansan… bize melekler ile gelsene!"

15. HİCR / 64

"Sana bi-hakkın getirdik. Muhakkak biz, elbette/kesinlikle sadıklarız."

17. İSRA / 80

De ki:
"Rabbim!
Beni sıdk müdhal ile dahil et ve sıdk ihrac olmak ile ihrac et.
SEN'in VARLIĞINDAN sebeble… bana nasır sultan kıl."

19. MERYEM / 41

Kitabta İbrahim'i zikir et.
Muhakkak o, sıddık Nebi idi.

19. MERYEM / 50

Onlara Rahmetimizden vehb ettik. Onlar için, aliyy sıdk lisan kıldık.

19. MERYEM / 54

Kitabta İsmail'i zikir et.
Muhakkak o, vaadine sadık idi... Rasul Nebi idi.

19. MERYEM / 56-57

Kitabta İdris'i zikir et.
Muhakkak o, aliyy mekana ref ettiğimiz... sıddık Nebi idi.

21. ENBİYA / 9

Sonra, vaad ettiğimiz(şey)de onlara sadakat gösterdik... ve ardından onlara... ve dilediğimiz kimselere necat ettik.
Müsrifleri ise helak ettik.

21. ENBİYA / 38

Diyorlar ki:
"Eğer sadıksanız, bu vaad ne zamandır?"

24. NUR / 6-7

Kendi zevcelerine remy eden kimseler... eğer kendilerinden başka şahidleri yoksa... o zaman onların şahadeti;
kendisinin muhakkak ki muhakkak sadıklardan olduğuna ALLAH'ı dört sefer şahid göstermesi...
ve beşincisinde; eğer kaziblerden ise ALLAH'ın lanetinin kendi üzerine olmasını söylemesidir.

24. NUR / 8-9

Kadının,
dört sefer, "onun muhakkak ki muhakkak kaziblerden olduğuna" ALLAH'ı şahid göstermesi…
ve beşincisi seferde; eğer o sadıklardan ise ALLAH'ın gazabının kendi üzerine olmasını söylemesi...
kendisinden azabı dar eder.

24. NUR / 61

Köre harec yoktur...
ve arice (topal) harec yoktur...
ve mariz olana harec yoktur.

Kendi evlerinizden
veya babalarınızın evlerinden
veya annelerinizin evlerinden
veya erkek kardeşlerinizin evlerinden
veya kız kardeşlerinizin evlerinden
veya amcalarınızın evlerinden
veya halalarınızın evlerinden
veya dayılarınızın evlerinden
veya teyzelerinizin evlerinden
veya miftahlarına malik olduğunuz evlerden
veya size sadık olanlardan,
yemek yemenize, nefsleriniz üzre (harec) yoktur.
Cemian veya şetta olarak yemek yemeniz size cünah değildir.

Evlere dahil olduğunuz zaman... artık ALLAH indinden tahiyye olarak, tayyib mübarek şekilde nefsleriniz üzre selamlayın!

Böyledir!...
ALLAH, size ayetlerini size beyan eder... umulur ki akıl edersiniz.

26. ŞUARA / 31

Dedi ki:
"Eğer sadıklardansan haydi ver onu!"

26. ŞUARA / 83-84-85-86-87

"Rabbim!
Bana hüküm vehb eyle... Beni salihler ile ilhak et. Ahirlerde bana, sıdk lisan kıl. Beni naim cennetinin varislerinden kıl. Babama gafur ol. ***muhakkak o, dalalette olanlardan oldu*** Baas olunacak yevmde beni hızy etme."

26. ŞUARA / 96-97-98-99-100-101-102

Orada ıhtisam ederek derler ki:
"ALLAH'a yemin olsun ki... biz kesinlikle mübin dalalet içindeymişiz. Sizi, Rabb-il alemin ile sevva etmiştik. Bizi mücrimlerden başkası dalalete düşüremezdi.

Artık bize şefaat edecek de yoktur... sadık hamim de!
Keşke bize bir kerre daha olsa... ve ardından biz de mü'minlerden olsak."

26. ŞUARA / 154

"Sen de mislimizce bir beşerden başka değilsin. Eğer sadıklardan olmuşsan, bize ayet ver."

26. ŞUARA / 187

"Eğer sadıklardan isen, haydi semadan üzerimize kisfler ıskat et."

27. NEML / 27

Dedi ki:
"Nazar edeceğiz… sadakat gösteriyor musun yoksa kaziblerden mi oldun!"

27. NEML / 49

ALLAH'a kasem ederek, şunu dediler:
"Ona ve ehline beyat edelim… sonra onun veliysine, ***Muhakkak biz, onun ve ehlinin helak edilmesine kesinlikle şahid olmadık. Biz sadıklardanız.*** deriz."

27. NEML / 64

Yoksa,
halk etmeyi ibda eden sonra onu ida eden mi!?
ve semadan ve arzdan sizi rızıklandıran mı!?

ALLAH'la birlikte ilah mı var!?
De ki:
"Eğer sadıksanız, burhanınızı getirin."

27. NEML / 71

Diyorlar ki:
"Eğer sadıksanız, bu vaad ne zamandır?"

28. KASAS / 34

"Kardeşim Harun… o lisanen benden fasihtir. Benimle beraber, bana sadakatli olan yardımcı, gözetici olarak, onu da irsal et.
Muhakkak ben beni kizb etmelerinden korkuyorum."

28. KASAS / 49

De ki:
"Eğer sadıksanız... ALLAH indinden, bu ikisinden daha hidayetli olan bir kitab ile gelin… ona tabi olayım!"

29. ANKEBUT / 3

BİZ, onlardan öncekileri de… elbette kat'iyyetle... fitneye tabi tuttuk.
ALLAH,
kesinlikle sadakat gösterenlere de alimdir...
ve kesinlikle kazib olanlara da alimdir.

29. ANKEBUT / 29

"Muhakkak siz erkek kimselere yanaşıyorsunuz ve sebili kata ediyorsunuz ve münkere nadi oluyorsunuz.
Devam edecek misiniz?"

Kaviminin cevabı, ancak, şunu demek oldu:
"Eğer sadıklardan isen, haydi ALLAH'ın azabını ver bakalım..."

32. SECDE / 28

Diyorlar ki:
"Eğer sadıksanız, bu fetih ne zamandır?"

33. AHZAB / 7-8

Nebilerden misaklarını ahz ettiğimizde...
Senden... ve Nuh'tan... ve İbrahim'den... ve Musa'dan... ve Meryem oğlu İsa'dan...
Sadıklara, sıdkından sual etmek için… onlardan galiz misak ahz etmiştik.
Kafirler için elim azab idad edilmiştir.

33. AHZAB / 22

Mü'minler hizbleri gördüklerinde, dediler ki:
"Bu, ALLAH'ın ve Rasulünün bize vaad ettiği şey… ALLAH ve Rasulü sadakat gösterdi."
Onların, ancak, imanları ve teslim oluşları ziyade oldu.

33. AHZAB / 23-24

Mü'minlerden erkek kimseler, ALLAH'a ahd ettikleri şeye sadakat gösterdiler.
ALLAH sadıkları, sadakatleri ile cezalandıracağı için…
onlardan nahbını kaza edenler...
ve onlardan, tebdil ile bedellendirmeden nazar edenler vardır.
Münafıklara ise, eğer dilerse azab eder... veya onlara tevbe eder. Muhakkak ki ALLAH, gafur, rahim olandır.

33. AHZAB / 23-24

Mü'minlerden erkek kimseler, ALLAH'a ahd ettikleri şeye sadakat gösterdiler.
ALLAH sadıkları, sadakatleri ile cezalandıracağı için…
onlardan nahbını kaza edenler...
ve onlardan, tebdil ile bedellendirmeden nazar edenler vardır.
Münafıklara ise, eğer dilerse azab eder... veya onlara tevbe eder. Muhakkak ki ALLAH, gafur, rahim olandır.

33. AHZAB / 35

Muhakkak,
Müslüman erkekler ve Müslüman kadınlar...
ve mü'min erkekler ve mü'min kadınlar...
ve kanit erkekler ve kanit kadınlar...
ve sadık erkekler ve sadık kadınlar...
ve sabır eden erkekler ve sabır eden kadınlar...
ve huşu duyan erkekler ve huşu duyan kadınlar...
ve mutasaddık erkekler ve mutasaddık kadınlar...
ve oruç tutan erkekler ve oruç tutan kadınlar...
ve ferclerine hafız erkekler ve hafız kadınlar...
ve ALLAH'a çokça zakir erkekler ve zakir kadınlar...
ALLAH, onlar için mağfiret ve azim ecir idad etmiştir.

34. SEBE / 20-21

elbette kat'iyyetle!... onlar üzerine iblis'in zannı sadık oldu!
Artık... ahirete iman edenlere, ondan şekk içinde olanlardan alim olmamız için... mü'minlerden bir ferik dışında, onlar... kendilerine bir sultan olmadığı halde... ona tabi oldular.
Rabbin herşeye hafızdır.

34. SEBE / 29

Diyorlar ki:
"Eğer sadıksanız, bu vaad ne zamandır?"

35. FATIR / 31

Kitabtan sana vahy ettiğimiz… o, hakktır... elinin arasında olana musaddıktır.
Muhakkak ki ALLAH, kendisine abd olanlara elbette/kesinlikle habirdir, basirdir.

36. YASİN / 48

Diyorlar ki:
"Eğer sadıksanız... bu vaad ne zamandır?"

36. YASİN / 52

Derler ki:
"Vay bize vay!
Rakd olduğumuz yerden bizi baas eden kimdir!?
Rahman'ın vaad ettiği şey(mi)dir bu!... murseller sadıklarmış!"

37. SAFFAT / 37

Bilakis!
O, bi-hakkın gelmiştir… ve mürsellere sadakatlidir.

37. SAFFAT / 50-51-52-53

Ardından, bazıları bazılarına sual ederek ikbal ederler. Onlardan konuşan birisi der ki:
"Muhakkak bana karin olan (birisi) vardı. '(Bana) Sen gerçekten musaddık olanlardan mısın?... Mevt olduğumuzda ve turab ve kemik olduğumuzda… biz medin mi olacak mışız!?' derdi."

37. SAFFAT / 103-104-105

Ardından ikisi de silm olduğunda… ve onu cebinine tell ettiğinde... ona nida ettik:
"Ey İbrahim!
Sen rüyaya kat'iyyetle sadakat göstermiş oldun!

Böyledir!...
Muhakkak ki BİZ, muhsinleri cezalandırırız."

37. SAFFAT / 157

Artık... eğer sadıksanız... getirin kitabınızı!

39. ZUMER / 32

Kim,
ALLAH'a kizb edenden...
ve kendisine geldiğinde, sıdk olana kizb edenden...
daha zalimdir?
Cehennemde kafirler için mesva mı yok!?

39. ZUMER / 33

Sıdk ile kılınanlar… ona sadakat içinde olanlar… işte onlar... onlar muttakilerdir.

39. ZUMER / 74

Derler ki:
"Hamd etmek, bize vaadine sadakat gösteren ALLAH'ındır. Bizi arza varis yaptı... cennetin dilediğimiz yerinden tebevvü ediyoruz."
Artık, amil olanların ecirleri ne de naimdir.

40. MU'MİN / 28-29

Firavun ailesinden imanını ketm eden mü'min bir erkek kimse dedi ki:
"Bir adamı 'Rabbim ALLAH' dediğinden mi katl edeceksiniz?
O, kat'iyyetle Rabbinizden beyyineler ile gelmiştir! Eğer kazib olursa... onun kizbi kendinedir ve eğer sadık olursa vaad ettiklerinin bazısı size de isabet eder.
Muhakkak ki ALLAH, kezzab müsrif olanı ihda etmez.
Ey kavmim!
Yevmde mülk sizindir. Arzda zahir olanlarsınız... eğer ALLAH'ın beisinden gelirse bize kim nasr eder?"

Firavun dedi ki:
"Size gösterdiğim şey... ancak, kendi gördüğüm şeydir. Ben sizi, ancak, reşad sebiline ihda ediyorum."

44. DUHAN / 34-35-36

Muhakkak bunlar, elbette/kesinlikle derler ki:
"O, sadece, bizim ilk mevt oluşumuzdur... ve biz neşr olunacaklar değiliz… Eğer sadıksanız… getirin ata-babalarımızı."

45. CASİYE / 25

Beyan edilmiş ayetlerimiz onlara tilavet edildiğinde... onların "eğer sadıksanız, ata-babalarımızı getirirsiniz" demelerinden başka hüccetleri olmadı.

46. AHKAF / 4

De ki:
"ALLAH'ın gayrısından davet ettiğiniz şeyleri gördünüz mü?
Arzdan neyi halk etti onlar… bana gösterin!?
Yoksa onların semalarda şeriki mi var?
Eğer sadıksanız… bunun öncesinden bir kitab veya ilimden bir eser verin!"

46. AHKAF / 12

Onun öncesinde, Musa'nın kitabı imam ve rahmet idi.
(Şimdi) Bu musaddık kitab, arabiyye lisanındadır.
zalimleri nezr etmek içindir…
ve muhsinler için büşradır.

46. AHKAF / 16

İşte o… amel ettikleri şeyleri kendilerinden ahsen olarak kabl edeceğimiz ve seyyielerinden tecavüz edeceğimiz kimseler…
cennet ashabı içindedirler.
Onlara vaad olunmuş olan sıdk vaaddır.

46. AHKAF / 22

Dediler ki:
"İlahlarımızdan ifk için mi bize geldin?
Eğer sen sadıklardansan, vaad ettiğin şeyi bize getir!"

46. AHKAF / 30

Dediler ki:
"Ey kavmimiz!
Muhakkak biz,
Musa'dan sonra inzal edilen,
onun elinin arasındakine musaddık olan,
hakka ve mustakim tarıka ihda eden
kitabı işittik."

47. MUHAMMED / 20-21

İman edenler derler ki:
"Keşke sure inzal edilseydi!?"
Muhkem sure inzal edildiğinde... ve onda, kıtal zikir edildiğinde... görürsün ki… kalblerinde maraz olanlar, mevtten üzerlerine gaşy haliyle sana nazar ederler!
Artık onlara, itaat ve maruf kavl evladır.

Ardından, emir azm edildiğinde... şayet ALLAH'a sadakat gösterselerdi... elbette/kesinlikle onlar için hayrlı olurdu.

48. FETİH / 27

ALLAH, Rasulünün rüyasına, elbette kat'iyyetle bi-hakkın sadakat gösterdi!
elbette/kesinlikle, inşALLAH siz, Mescid-i Haram'a emin olarak, reisleriniz traş olmuş ve mukassır olarak korkusuzca dahil olacaksınız.
O, sizin alim olmadığınız şeye alimdir... ve ardından size, bunun gayrısından karib bir fetih (daha) kılındı!

49. HUCURAT / 15

Muhakkak mü'min, ancak, odur ki;
ALLAH'a ve Rasulüne iman eden...
sonra da asla rayb etmeyenlerdir.
Mallarıyla ve nefsleriyle ALLAH sebilinde cihad ederler.
İşte onlar... Sadık olanlar onlardır!

49. HUCURAT / 17

Silm etmelerini sana menn ediyorlar.
De ki:
"Sizin (bahşedilen) İslam'ınızı bana menn etmeyin.
Bilakis!
Eğer siz, sadık olanlar olursanız... sizi imana hidayet ettiğinden ötürü ALLAH size menn etmiştir."

51. ZARİYAT / 5

Muhakkak size vaad olunanlar, kesinlikle sadık olanlardır.

52. TUR / 33-34

Yoksa dedikleri şu mu;
"Onu kendisi kavil etti."
Bilakis!...
İman etmiyorlar!
Artık… eğer sadıklarsa... onun mislinden hadis getirsinler!

54. KAMER / 54-55

Muhakkak muttakiler,
cennetlerdedir...
ve neherdedir...
Muktedir melikin indinde sıdk makaddadır.

56. VAKIA / 57

Sizi BİZ halk ettik BİZ!
Artık keşke sadakat gösterseydiniz!

56. VAKIA / 86-87

Eğer siz, medinler gayrısında iseniz… eğer siz sadık iseniz… onu rücu ettirseniz ya!

57. HADİD / 18

Muhakkak…
hasene karz ile ALLAH'a ikraz eden, musaddık erkekler ve musaddık kadınlar…
onlara zıf edilir… ve onlara kerim ecir vardır.

57. HADİD / 19

ALLAH'a ve Rasullerine iman eden kimseler… işte onlar,
sıddık olanlardır...
ve Rabblerinin indinde şühedadırlar.
onlar için, ecir ve nur vardır.
Kafirler ve ayetlerimizi kizb edenler... işte onlar,
cahim ashabıdır.

58. MUCADELE / 12

Ey iman edenler!
Rasule necva ederken... artık necvanızı elinin arasına sadakatle takdim edin.
Bu sizin için hayrdır ve daha tahirdir.
Eğer vecd edemezseniz... artık muhakkak ki ALLAH gafurdur, rahimdir.

58. MUCADELE / 13

Necvanızı elinin arasına sadakatle takdim etmeye işfak mı ettiniz?
Buna fail olamazsanız, ALLAH size tevbe eder.
Artık,
salat ikame edin
ve zekat verin.
ALLAH'a ve Rasulüne itaat edin.
ALLAH, amel ettiklerinize habirdir.

59. HAŞR / 8

ALLAH'tan fazl ve rıdvan ibtiga ederken… ve ALLAH'a ve Rasulüne nasr ediyorken… diyarlarından ve mallarından ihrac edilen muhacirlerin fakirleri içindir!
İşte onlar, sadık olanlardır.

61. SAFF / 6

Meryem oğlu İsa demişti ki:
"Ey israiloğulları!
Muhakkak ben, sizin üzerinize ALLAH Rasulüyüm. Tevrattan elimin arasında olanlara musaddıkım. Sonradan gelecek olan, Ahmed ismindeki Rasul ile mübeşşirim."
Ardından, beyyineler ile geldiğinde, dediler ki:
"Bu mübin sihirdir."

62. CUMA / 6-7

De ki:
"Ey hadü olanlar!
Eğer nasın gayrısında, kendinizin ALLAH'a veliyler olduğunuza zeam ediyorsanız... eğer sadıksanız, mevt temenni edin."
Ne var ki... elleriyle takdim ettikleri şeyler ile (ötürü) ebediyyen bunu temenni edemezler.
ALLAH, zalimlere alimdir.

63. MUNAFİKUN / 10

Sizden birisine mevt gelmeden... ve
"Rabbim!
Şayet beni karib ecele tehir edersen, artık ben sadakat gösteririm... salihlerden olurum!"
demeden önce!... sizi rızıklandırdığımız şeylerden infak edin!

66. TAHRİM / 12

Fercini hısn eden İmran kızı Meryem… ardından ona Ruhumuzdan nefh ettik… Rabbinin kelimelerine ve O'nun kitablarına sadakat gösterdi… ve kanit olanlardan oldu.

67. MULK / 25

Diyorlar ki :
"Eğer sadıksanız, bu vaad ne zamandır?"

68. KALEM / 41

Yoksa onlar için, şerikler mi var!?
Eğer sadıklar iseler… hemen şerikleri ile gelsinler!

70. MEARİC / 19-20-21-22-23-24-25-26-27

Muhakkak İnsan,
kendisine ceza olarak şerr mess ettiğinde...
ve kendisine mani olarak hayr mess ettiğinde...
hela (sabrı az, hırsı çok, aceleci ve fazla şikayetçi) olacak şekilde halk edilmiştir.

Salat edenlerden şunlar bunun dışındadır;
Salatları üzre daim olanlar.
ve mallarında, sail ve mahrum için malum hakk olanlar.
ve din yevmine sadakat gösterenler.
ve Rabblerinin azabından müşfik olanlar.

75. KIYAME / 31-32-33

Artık o,
sadakat göstermedi…
ve salat etmedi!
Fakat,
kizb etti...
ve tevella etti...
Sonra da böbürlenerek ehline zehab oldu.

92. LEYL / 5-6-7

Ata eden…
ve ittika eden…
ve hüsna ile sadakat gösteren…
kimse... artık ona BİZ, yüsrü yesir edeceğiz!

Sure Listesi

Kelam-ı Kadim'de Geçen Kelimeler Sözlüğü;Teolog A.Kadir İmamoğlu tarafından derlenerek hazırlanmıştır.