İçeriğe geç
KÖK Ara:
KELİME Ara:
ANLAM içinde Ara:
❝ SBK: ❞ kökünden türeyen kelimeler... 19 Kayıt Listeleniyor.
Aynı Kökten Türeyen: xoxox istibak Masebak Mesbuk Munsebik Musabaka Musabakat Musabık Mustebık Mutesabık Mutesabıka Sabık sabıka Sâbıkûn Sevabık Sâbıkan Sebak Esbâk Sebbak Sebike sebk Sebkat Sibak Tesabuk Tesbik Tesbikat
xoxox
س ب ق SBK:
istibak
س ب ق SBK:

Yarış etmenin, yarışmanın gereklerini yerine getirme.

DuruMeal'de toplam 5 kayıtta geçiyor.
Masebak
س ب ق SBK:

Geçen, geçmiş olan, geçmişteki.

Mesbuk
س ب ق SBK:

Geçmiş. Sebkedilmiş. Arkada bırakılmış. Başkasından geri kalmış. İlmihalde: Evvelce imamla namaza durmamış olup, sonradan imama uyan. // Kalıba dökülmüş.

Munsebik
س ب ق SBK:

Kalıba dökülmüş olan.

Musabaka
س ب ق SBK:

Karşılıklı yarışma. Hangisinin ileride olduğunu anlamak için yapılan tecrübe, imtihan. Bir şeyde derece anlama için iki veya daha çok şahıslar arasında bazı şartlarla yapılan tecrübe.

Çğl.Musabakat
Musabık
س ب ق SBK:

Müsabakaya giren, yarışmaya katılan. Geçen.

Mustebık
س ب ق SBK:

Yarışa çıkan, istibak eden.

Mutesabık
Mutesabıka
س ب ق SBK:

Müsabaka eden. Birinden üstün gelmek için çalışan. İleri geçmek için yarışmak, birisinden ileri geçmek.

Sabık
sabıka
س ب ق SBK:

Geçmiş. Önceki. / Zamanca veya rütbece ileride olan. / Eskiden işlenmiş suç.

DuruMeal'de toplam 8 kayıtta geçiyor.
Çğl.SâbıkûnÇğl.Sevabık
Sâbıkan
س ب ق SBK:

Bundan önce, evvelce.

Sebak
س ب ق SBK:

Ders. Yarış. Koşu yapanların aralarında koydukları ödül.

DuruMeal'de toplam 14 kayıtta geçiyor.
Çğl.Esbâk
Sebbak
س ب ق SBK:

Eritip kalıba döken, eritici.

Sebike
س ب ق SBK:

Eritilerek kalıba dökülmüş şey, külçe. Kalıba dökülmüş altın veya gümüş. Hafif, küçük.

sebk
س ب ق SBK:

İleri geçme. Birisini geçme. Yarışma hali. İlerleme. Vaki olma. Birşeyin önceki hali, ilk durumu. Birşeyin kalıplanarak bir şeye benzetilmesi. Koşuda kazanan hayvan.

DuruMeal'de toplam 10 kayıtta geçiyor.
Sebkat
س ب ق SBK:

Geçmek, ilerlemek.

Sibak
س ب ق SBK:

Bir şeyin öncelik hali. Birisinden ileri geçmek. Bir şeyin geçmişi. Bağ, bağlantı.

Tesabuk
س ب ق SBK:

Yarış etme. Müsabakaya girme.

Tesbik
س ب ق SBK:

Eritip kalıba dökme.

Çğl.Tesbikat
2. BAKARA / 148

Herkesin, kedisine veliyy ettiği vechi vardır!
Artık siz, hayr olanlara sebk etmenin gereklerini yerine getirin!
Siz nerede olsanız... ALLAH, cemian sizinle olur!
Muhakkak ki ALLAH, herşeye kadirdir.

5. MAİDE / 48

Kitabtan elinin arasındakine musaddık olarak ve müheymin olarak, sana bi-hakkın Kitab inzal ettik.
Artık onların aralarında, ALLAH'ın inzal ettiği ile hüküm et. Sana gelen hakktan başka, onların hevalarına tabi olma.

Sizden her biriniz için şeriat ve menhec kıldık.
Şayet ALLAH dileseydi, elbette sizi vahid ümmet kılardı. Fakat, verdiği şeylerde sizi belv etmek için (bunu yapmadı)...

Artık hayrlarda istibak edin.
Merciniz cemian ALLAH'adır... ve ardından O, hakkında ihtilafta olduğunuz şeyleri size haber verendir.

7. ARAF / 80

Lut, kavmine demişti ki:
"Alemlerden bir tekinin (bile) sebak etmediği, fahiş olanı mı işliyorsunuz?

8. ENFAL / 59

Kafirler, sebak olacaklarını hesab etmesinler.
Muhakkak onlar, acze düşüremezler.

8. ENFAL / 68

Şayet ALLAH'tan kitab sebak olmasaydı, ahz ettiğiniz şey hakkında size kesinlikle azim azab mess olurdu.

9. TEVBE / 100

Muhacirlerden ve nasırlardan, evvelde sabık olanlar ve ihsan ile ona tabi olanlar... ALLAH onlardan razı olmuştur... onlar da O'ndan razı olmuşlardır.
Onlar için, içinde ebedi olacakları, altından nehirler cereyan eden cennetler idad etti.
Bu azim fevzdir.

10. YUNUS / 19

Nas, ancak, vahid ümmet idi.
Ancak onlar, ihtilaf ettiler!
Şayet Rabbinden kelime sebak olmasaydı... ihtilaf ettikleri hakkında, aralarında elbette/kesinlikle kaza edilirdi.

11. HUD / 40

Hatta... emrimiz geldiğinde ve tandır fevr olduğunda, dedik ki:
"Herşeyden iki zevc...
ve üzerlerine sebak olarak kavl edilmiş kimseler müstesna... kendi ehlini ve iman edenleri,
onda hamil et."
(Zaten) Onunla beraber, sadece, pek azı iman etmişti.

11. HUD / 110

Musa'ya elbette kat'iyyetle Kitab verdik!... ve ardından onun hakkında ihtilaf ettiler. Şayet Rabbinden kelime sebak olmasaydı, aralarında elbette/kesinlikle kaza ederdi.
Muhakkak onlar, onda elbette/kesinlikle murib şekk içindeler.

12. YUSUF / 17

"Ey babamız!
Muhakkak biz istibak zehab etmiştik. Yusuf'u metamızın indine terk etmiştik. Ardından onu kurt yemiş. Velev ki BİZ sadık olsak da... sen bize iman edecek değilsin." dediler.

12. YUSUF / 25

Bab'a istibak ettiler. Kadın, dübründen kamisini kudde etti… ve bab'ın ledasında, kadının seyyidine lafi oldular.
Kadın dedi ki:
"Senin ehline sui irade edenin cezası, sicn veya elim azabtan başka nedir?"

15. HİCR / 5

Ümmetten ecelini sebk eden yoktur… istihar eden de yoktur.

20. TAHA / 99

Böyledir!...
Sabık olmuşların haberlerinden sana kıssa ediyoruz.
Sana BİZ'im VARLIĞIMIZDAN kat'iyyetle zikir vermiş olduk!

20. TAHA / 129

Şayet Rabbinden sebak kelime olmasaydı, lüzum eden elbette/kesinlikle olurdu… ancak müsemma ecel vardır.

21. ENBİYA / 27

Kavil ile (üzere)… onlar O'na sebk etmezler. Onlar, O'nun emri ile amel ederler.

21. ENBİYA / 101

Muhakkak, kendilerine BİZ'den hüsna sebak olanlar… işte onlar ondan baid olanlardır.

23. MUMİNUN / 27

BİZ de ona, aynımız ile ve vahyimiz üzere bir gemi sanat etmesini vahy ettik.

Emrimiz kılınınca ve tandır fevr olduğunda:
"Herşeyden iki zevci
ve kendilerinden, aleyhlerinde kavil sabık olanlar dışında ehlini ona selk et!
Zalim olanlar için BANA hatb etme!
Onlar muhakkak gark olacaktır."

23. MUMİNUN / 43

Ümmetten, ecelini sebk eden ve de tehir eden olamaz!

23. MU'MİNUN / 57-58-59-60-61

Muhakkak;
Rabblerinin haşyetinden müşfik olanlar...
ve Rabblerinin ayetlerine iman edenler...
ve Rabblerine şirk koşmayanlar...
ve verdikleri... Rabblerine raci olacak şeyleri kalbleri vecel ederek verenler...
İşte onlar, hayrda seridirler... ve onlar buna sabıktırlar.

29. ANKEBUT / 4

Yoksa, seyyie amel işleyenler... BİZ'i sebk edeceklerini mi hesab ediyorlar!?
Ne kötü hüküm ediyorlar!

29. ANKEBUT / 28

Lut, kavmine demişti ki:
"Muhakkak siz, alemlerden tekinin sabık olmadığı, fahiş olanı işliyorsunuz."

29. ANKEBUT / 39

Karun… Firavun… Haman…
Musa, elbette kat'iyyetle beyyineler ile gelmişti!
Ancak onlar, arzda istikbar etttiler… ve sabık olmadılar.

35. FATIR / 32

Sonra BİZ, BİZ'e abd olanlardan ıstıfa ettiğimiz kimseleri, kitaba varis ettik.
Artık onlardan, kendi nefsleri için zalim olanlar...
ve onlardan muktesid olanlar...
vardır.
Onlardan, ALLAH'ın izniyle, hayrlarda sabık olanlar da vardır.
Böyledir!...
Bu kebir fazldır.

36. YASİN / 40

Güneşe, kameri idrak etmesi bagy olamaz.
Gece de gündüzü sebk edemez.
Hepsi, bir felekte sebh olmuştur.

36. YASİN / 66

Şayet dilersek, onların aynlarına da elbette tams ederiz!... ve ardından, basar olacakları sırata istibak ederler!

37. SAFFAT / 171-172-173

BİZ'e abd olan mürsellerimize kelimemiz elbette kat'iyyetle!... sebak oldu:
"Muhakkak onlar... kesinlikle onlar, nasr edilenlerdir.
Muhakkak BİZ'im ordularımız... elbette onlar galib olanlardır."

41. FUSSİLET / 45

Musa'ya elbette kat'iyyetle kitab verdik!… ve ardından onun hakkında ihtilaf ettiler.
Şayet Rabbinden sebak kelimeler olmasaydı... elbette/kesinlikle onların aralarında kaza edilirdi. Muhakkak onlar, elbette ondan murib şekk içindeler.

42. ŞURA / 14

Ancak, kendilerine ilim gelmesinin ardından aralarında bagy edenler... teferruk olurlar.
Şayet Rabbinden, "müsemma ecele kadar" kelimesi sebak olmasaydı... kesinlikle aralarında kaza edilirdi.
Muhakkak onların ardından kitaba varis kılınanlar da... elbette ondan murib şekk içindedirler.

46. AHKAF / 11

Kafirler, iman edenlere dediler ki:
"Şayet hayr olsaydı... onun üzerine bizi sebk edemezlerdi."
Onunla ihtida olmayınca… artık, şunu diyecekler:
"Bu kadim ifktir."

56. VAKIA / 7-8-9-10

Siz, üç zevc olursunuz!... Bunlar;
Meymene ashabı!... Ancak... meymene ashabı!
ve Meş'eme ashabı!... Ancak... meş'eme ashabı!
ve Sabıklar!... Sabık olanlar!

56. VAKIA / 60-61

Sizin emsalinizi bedellendirmek
ve alim olmadığınız şey içinde sizi inşa etmek üzre…
mevti, BİZ kaderledik sizin aranızda!
BİZ, mesbuk değiliz!

57. HADİD / 21

Rabbinizden mağfirete... ve
arzı, arzın seması ve arz (toplamı) gibi olan...
ALLAH'a ve Rasullerine iman eden kimseler için idad edilmiş olan…
cennete sebak edin.
Bu ALLAH'ın fazlıdır… bunu dilediği kimseye verir. ALLAH, azim fazl sahibidir.

59. HAŞR / 10

Onların ardındakiler (sonradan iman edenler) de der ki:
"Rabbimiz!
Bize ve imanda bizi sebk eden kardeşlerimize mağfiret et!
İman edenler için kalblerimizde gıll kılma!
Rabbimiz!
Muhakkak ki SEN, raufsun, rahimsin."

70. MEARİC / 40-41

Artık Hayır!...
Kasem ederim... şark tarafının ve garb tarafının Rabbine!

Muhakkak ki BİZ,
(onları) kendilerinden hayr olana bedellendirmeye elbette kadiriz!...
ve BİZ, sebk edilebilen değiliz!

79. NAZİAT / 1-2-3-4-5

Yemin olsun!...
gark ederek nez edenlere!
ve neşt ederek neşt edenlere!
ve sebh ederek sebh edenlere…
ve ardından, sebk ederek sebak olanlara…
ve ardından, emire müdebbir olanlara!

Sure Listesi

Kelam-ı Kadim'de Geçen Kelimeler Sözlüğü;Teolog A.Kadir İmamoğlu tarafından derlenerek hazırlanmıştır.