İçeriğe geç
KÖK Ara:
KELİME Ara:
ANLAM içinde Ara:
❝ SFR ❞ kökünden türeyen kelimeler... 14 Kayıt Listeleniyor.
Aynı Kökten Türeyen: xoxox insifar isfar Musfir Sifr Esfar Musaferet Musafir Misafir Musafirîn Safir Sefir Suffar Sefaret Sefer Esfar Seferî Sifar Sufre Sufur Tesfir
xoxox
س ف ر SFR
insifar
س ف ر SFR

İnkişaf etme, açılma.

isfar
س ف ر SFR

Gün doğumundan önce ortalığın aydınlanması vakti. Sabah namazının ortalık aydınlanırken kılınışı.

DuruMeal'de toplam 1 kayıtta geçiyor.
Musfir
س ف ر SFR

Ziyâ verici. Işıklandıran, nurlandıran.

DuruMeal'de toplam 1 kayıtta geçiyor.
Sifr
س ف ر SFR

Yazılmış nesne, mektup.

Çğl.Esfar
Musaferet
س ف ر SFR

Misafirlik. Yolculuk, seyahat.

Musafir
Misafir
س ف ر SFR

Seferde ve muharebede olan. Yola çıkmış olan, yolcu. Yoldan gelen, başkasının evine gelmiş olan. Fık: Onsekiz fersahtan uzak olan yerlere giden.

Çğl.Musafirîn
Safir
Sefir
س ف ر SFR

Sefere çıkan. Yolcu. Elçi. Kâtib.

DuruMeal'de toplam 1 kayıtta geçiyor.
Çğl.Suffar
Sefaret
س ف ر SFR

Sefirlik, elçilik.

Sefer
س ف ر SFR

Yolculuk. Muharebe. Harb. Muharebeye hazır bulunma hali. Def'a, kerre. Fık: Muayyen bir mesafeye gitmek.

DuruMeal'de toplam 9 kayıtta geçiyor.
Çğl.Esfar
Seferî
س ف ر SFR

Seferde olma hali. Harbe ait, muharebe ile alâkalı. Namazı kısaltmak veya oruç tutmak gibi sefere ait bir hâlde bulunmak. Fık: Ortalama 90 km. lik bir mesafeyi veya daha fazlasını giden seferi (müsafir) sayılır. Zıddı mukimdir.

Sifar
س ف ر SFR

Sefer. Islâh, düzeltme. Misafirlik. Deveye burunduruk yapılan demir.

Sufre
س ف ر SFR

Misafire yolda yemesi için hazırlanan azık. Sofra, mâide.

Çğl.Sufur
Tesfir
س ف ر SFR

Yolcu etme, yola çıkarma, sefere gönderme.

2. BAKARA / 183-184

Ey iman edenler!
Oruç, öncenizden olanlar üzre ketb edildiği gibi, sizin üzerinize de ketb edildi... umulur ki ittika edersiniz.
Madud yevmlerdir...
Sizden mariz olan veya sefer üzre kimseler... artık, yevmlerin iddeti kadar sonradandır...
Takatı (kısıtlı) olanlara... fidye, miskin taamı (kadar)dır.
Hayr tatavvu eden kimse... artık o... hayr, kendisinedir.
Eğer alim olan olmuşsanız... oruç tutmanız sizin için hayr olandır.

2. BAKARA / 185

Nas için huda...
ve hudadan beyyineler...
ve furkan...
olan Kur'an'ın inzal olduğu Ramazan şehri... artık, sizden bu aya şahid olan kimse... oruç tutsun!
Mariz olan veya sefer üzre kimseler... artık yevmlerin iddeti kadar sonradandır...

ALLAH...
iddeti tekmil etmeniz için...
ve size hidayet verdiği şeye ALLAH'ı kebirlemeniz için...
size yusr irade eder, size usra irade etmez... umulur ki şükür edersiniz.

2. BAKARA / 283

Eğer siz sefer üzre iseniz ve bir katib bulamazsanız, o zaman, kabz olunmuş rehinler...
Eğer bazınız bazınıza (birbirinize) eminseniz, o zaman, itimat edilen kimse onun emanetini eda etsin ve Rabbi ALLAH'a ittika etsin.

Şahadeti ketm etmeyin. Onu ketm eden kimse... artık muhakkak onun kalbi asimdir.

ALLAH, amel ettiğiniz şeylere alimdir.

4. NİSA / 43

Ey iman edenler!
Sarhoş iken ne söylediğinize alim oluncaya kadar...
ve sebilde abir olmanız dışında cünüb iken gusl edene kadar...
salata kurb olmayın.

Eğer;
mariz iseniz
veya sefer üzre iseniz
veya biriniz heladan gelmişse
veya kadınlara lems etmişseniz...
ve ardından su mevcud değilse... tayyib saide teyemmüm ederek... vechlerinizi ve ellerinizi mesh edin.
Muhakkak ki ALLAH, afuv, gafur olandır.

5. MAİDE / 6

Ey iman edenler!
Salata kaim olurken;
vechlerinizi...
ve ellerinizi mirfaklara (dirseklere) kadar gusl edin
ve reislerinize (baş) mesh edin
ve de ayaklarınızı kablarınıza (topuk) kadar...
Eğer cünüb iseniz hemen taharetlenin.
Eğer
mariz iseniz
veya sefer üzre iseniz
veya sizden biriniz heladan gelmişse
veya kadınlara lems etmişse...
ve ardından su mevcud değilse... tayyib saide teyemmüm ederek vechlerinizi ve ellerinizi ondan mesh edin.
ALLAH, (bunu) sizin üzerinize harec olması için irade etmiyor. Fakat sizin taharetlenmeniz ve sizin üzerinize nimetini tamam etmek için irade ediyor... umulur ki şükür edersiniz.

9. TEVBE / 42

Şayet karib arız ve kasd edilmiş sefer olsaydı elbette/kesinlikle sana tabi olurlardı. Fakat şakk edilecek olan onlara baid geldi.

Onlar, ALLAH'a half edecekler:
"Şayet istitaat etseydi, sizinle beraber elbette/kesinlikle ihrac olurduk."
Onlar kendi nefslerini helak ediyorlar. Onların elbette/kesinlikle kazib olduklarına ALLAH alimdir.

18. KEHF / 62

Artık caiz olduğunda, (Musa) delikanlıya dedi ki:
"Kahvaltımızı getir!
Seferimizde, bu nasba elbette kat'iyyetle mülaki olmuş olduk!"

34. SEBE / 19

Ardından onlar, dediler ki:
"Rabbimiz!
Seferlerimizin arasını baid et."
ve nefslerine zalim oldular.
Ardından onları hadis kıldık... ve onları mezk ederek küliyyen mezk ettik.
Muhakkak bunda, sabır edenlerin ve şükür edenlerin hepsi için elbette/kesinlikle ayetler vardır.

62. CUMA / 5

Tevrat'a hamil edilip... sonra ona hamil olamayanların meseli... seferlere hamil eşek meseli gibidir.
ALLAH'ın ayetlerini kizb eden kavmin meseli ne beistir.
ALLAH, zalimlerin kavmini ihda etmez.

74. MUDDESSİR / 32-33-34

Hayır!
Yemin olsun!...
kamere
ve idbar ettiğinde geceye
ve isfar ettiğinde sabaha!

80. ABESE / 13-14-15-16

Kerim olan, berr olan sefirlerin elleri ile... mükerrem, merfu, mutahhar sahifelerdedir.

80. ABESE / 38-39

Yevme-izinde… (bazı) vechler...
müsfir olurlar… dahık olurlar… istibşar olurlar.

Sure Listesi

Kelam-ı Kadim'de Geçen Kelimeler Sözlüğü;Teolog A.Kadir İmamoğlu tarafından derlenerek hazırlanmıştır.