İçeriğe geç
KÖK Ara:
KELİME Ara:
ANLAM içinde Ara:
❝ SKN ❞ kökünden türeyen kelimeler... 17 Kayıt Listeleniyor.
Aynı Kökten Türeyen: xoxox iskan mesken Mesakin meskenet Meskeniyet meskun miskin Mesakîn Musekkin Mutemeskin sakin Sakinan Sevakin Sukkân Sekene Sekine Sekinet Sekn Sikkîn Sukûn Tesekkun teskin
xoxox
س ك ن SKN
iskan
س ك ن SKN

Yerleştirmek. Bir yeri mesken yapıp oturmak. Sâkin.

DuruMeal'de toplam 8 kayıtta geçiyor.
mesken
س ك ن SKN

Oturacak yer. Sâkin olunacak yer. Ev. Hâne.

DuruMeal'de toplam 11 kayıtta geçiyor.
Çğl.Mesakin
meskenet
س ك ن SKN

Miskinlik. Tembellik. Uyuşukluk. Bitkinlik. Beceriksizlik. Fakirlik. Yoksulluk.

DuruMeal'de toplam 1 kayıtta geçiyor.
Meskeniyet
س ك ن SKN

Mesken oluş. Sâkin olup durulacak yer olmak.

meskun
س ك ن SKN

Meskun İçinde oturanları olan yer. İnsan bulunan şenlenmiş yer.

DuruMeal'de toplam 1 kayıtta geçiyor.
miskin
س ك ن SKN

Ziyadesiyle fakir olan. Uyuşuk. Zavallı, fakir kimse.

DuruMeal'de toplam 23 kayıtta geçiyor.
Çğl.Mesakîn
Musekkin
س ك ن SKN

Teskin eden, sükun veren. Elem ve ağrıyı izâle eden.

Mutemeskin
س ك ن SKN

Miskinleşen. Miskinlik gösteren.

sakin
س ك ن SKN

Hareketsiz, kendi hâlinde. Bir yerde oturan. Kararlı.

DuruMeal'de toplam 1 kayıtta geçiyor.
Çğl.SakinanÇğl.SevakinÇğl.Sukkân
Sekene
س ك ن SKN

Sâkin olanlar, oturanlar. Bir yerde devamlı oturanlar.

DuruMeal'de toplam 1 kayıtta geçiyor.
Sekine
Sekinet
س ك ن SKN

Sükûn ve itmi'nan, temkin. Nefisteki telâşın kesilmesi ile hâsıl olan kalb huzuru ve sükûneti. Telâş ve hafifliğin zıddıdır. Kalb rahatlığı, kalb kuvveti veren çok mühim bir duânın ismi.

DuruMeal'de toplam 7 kayıtta geçiyor.
Sekn
س ك ن SKN

Sâkin olmak.

Sikkîn
س ك ن SKN

Bıçak.

DuruMeal'de toplam 1 kayıtta geçiyor.
Sukûn
س ك ن SKN

Durgunluk. Sâkin olmak. Hareketsizlik. Dinmek, kesilmek. Gr: Bir harfin (a, e, i, o) okunmayıp yalnız ses vermesi, harfin harekesiz olarak kendi sesi ile okunması.

DuruMeal'de toplam 7 kayıtta geçiyor.
Tesekkun
س ك ن SKN

Yatışma, sükûn bulma. Miskin ve fakir olma.

teskin
س ك ن SKN

Rahatlandırma. Yatıştırma. Sükunet verme. Şiddet, hiddet ve ıztırabını izale etme.

DuruMeal'de toplam 5 kayıtta geçiyor.
2. BAKARA / 35

Dedik ki:
"Ey Adem!
Sen ve zevcen cennete iskan olun.
Şu şecereye karib olmadan… dilediğiniz yerde ragad olarak ondan yeyin.
Yoksa, siz ikiniz zalimlerden olursunuz!"

2. BAKARA / 61

Siz demiştiniz ki:
"Ey Musa!
Biz vahid taama sabır edemeyiz. Bizim için Rabbini davet et... arzda nebat ettiği şeylerden bize ihrac etsin; bakl (sebze) ve aksee (kabak) ve füvm (sarımsak, buğday) ve ades (mercimek) ve basal (soğan)."

O dedi ki:
"O hayr olan ile... o edna olanı bedellendirmemi mi istiyorsunuz!?
Mısıra hebt olun!...
Artık muhakkak size, sual ettikleriniz kesinlikle vardır."

Onlara zillet ve meskenet darb edildi. ALLAH'tan gazab ile beva oldular. Bu, onların ALLAH'ın ayetlerine kafir olmaları ve Nebileri hakk gayrısında katl etmeleri iledir. Bu, isyan etmeleri ve düşmanlık etmiş olmaları iledir.

2. BAKARA / 83

BİZ, İsrailoğullarına misak ahz etmiştik:
"ALLAH'tan başka abd olmayın!
Ana-babanıza ve kurb sahiblerine ve yetimlere ve miskinlere ihsanda bulunun!
Nas için hüsn konuşun!
Salatı ikame edin!
Zekat verin!"
Sonra, sizden azınızdan başkası, tevella ettiniz.
Siz muriz olanlarsınız!

2. BAKARA / 177

Vechlerinize şark tarafı ve garb tarafı kiblasına veliyy ettirmeniz... birrr değidlir!
Fakat birr;
ALLAH'a ve ahir yevmine ve meleklere ve kitaba ve Nebilere iman eden...
ve kurb sahiblerine ve yetimlere ve miskinlere ve sebil çocuklarına (yolcu) ve saillere ve rakabeler içinde olanlara, muhabbet duydukları mallardan veren...
ve salat ikame eden...
ve zekat veren...
ve ahd verdiklerinde ahdlerine vefa gösteren...
ve beiste ve darrda ve beis hiyninde sabır edendir.
Sadakat gösterenler, işte onlardır.
İşte onlar... onlar, muttakilerdir.

2. BAKARA / 183-184

Ey iman edenler!
Oruç, öncenizden olanlar üzre ketb edildiği gibi, sizin üzerinize de ketb edildi... umulur ki ittika edersiniz.
Madud yevmlerdir...
Sizden mariz olan veya sefer üzre kimseler... artık, yevmlerin iddeti kadar sonradandır...
Takatı (kısıtlı) olanlara... fidye, miskin taamı (kadar)dır.
Hayr tatavvu eden kimse... artık o... hayr, kendisinedir.
Eğer alim olan olmuşsanız... oruç tutmanız sizin için hayr olandır.

2. BAKARA / 215

Sana, ne infak edeceklerini sual ediyorlar.
De ki:
"Hayrdan infak edeceğiniz şey;
ana-babanız için
ve akrabanız için
ve yetimler için
ve miskinler için
ve sebil çocukları (yolcu) içindir.

Hayrdan fail olduğunuz şey... artık muhakkak ki ALLAH ona alimdir."

2. BAKARA / 248

Nebileri onlara dedi ki:
"Muhakkak, onun mülkünün ayeti, sandığı (ahid sandığı) vermesidir... onun içinde Rabbinizden sekineler ve Musa'nın alinin ve Harun'un alinin terekesinden bakiyeler vardır... ona melekler hamil olmuştur.
Eğer siz mü'minler iseniz, muhakkak bunda, sizin için kesinlikle ayetler vardır."

3. ALİ İMRAN / 112

ALLAH'tan habl ile ve nasdan habl ile olmadıkları sürece... nerede sekf olurlarsa olsunlar!... zillet onların üzerine darb edildi!
ALLAH'tan gazab ile beva oldular!
Miskinlik onların üzerlerine darb edildi!
Bu... muhakkak onların,
ALLAH'ın ayetlerine kafir olmuş olmalarındadır!...
ve Nebileri hakk gayrısında katl etmiş olmalarındandır!
Bu...
isyan ettikleri şey iledir...
ve düşmanlık ediyor olmalarındandır!

4. NİSA / 8

Kurb sahibleri ve yetimler ve miskinler, kısmete hazır olduklarında... onları ondan rızıklandırın. Onlara maruf kavl söyleyin.

4. NİSA / 36

ALLAH'a abd olun!
O'na hiçbir şey şirk koşmayın!
Ana-babaya
ve kurb sahiblerine
ve yetimlere
ve miskinlere
ve kurbiyet sahibi civara
ve cünub civara
ve cenbdeki sahibe
ve sebil çocuğuna (yolcu)
ve melekesi yemininizde olanlara ihsanda bulunun.
Muhakkak ki ALLAH, muhtal olanlara, fahur olanlara muhabbet duymaz.

5. MAİDE / 89

ALLAH, yeminlerinizde ki lagv ile sizi ahz etmez. Fakat akd olarak ettiğiniz yeminler ile sizi ahz eder.
Artık bunun keffareti;
vasat olanlardan aşr (on) miskine, kendi ehlinize taam ettiğiniz şeylerden taam etmektir
veya kisvelendirmektir
veya bir rakabe tahrir etmektir.
Vecd olamayan, üç yevm oruç tutar.
Half ettiğinizde, yeminlerinizin keffareti budur.
Yeminlerinizi hıfz edin!

Böyledir!...
ALLAH, ayetlerini size beyan eder... umulur ki şükür edersiniz.

5. MAİDE / 95

Ey iman edenler!
Siz ihramlı oldukça, sayd katl etmeyin. Sizden taammüden katl eden kimse... artık ona, emrinin vebalini tatması için ceza;
KABE'ye baliğ olmak üzere, içinizden adil iki zatın hüküm edeceği, neamdan katl ettiği şey mislince hedydir...
veya miskine taam (miktarı) keffarettir...
veya buna muadil oruçtur.
Selef olmuş olanları ALLAH afv etmiştir.
İda eden kimse... ALLAH ondan intikam alır.
ALLAH, azizdir, intikam sahibidir.

6. ENAM / 13

Gecede ve gündüzde sükun bulanlar O'nundur.
O, semidir, alimdir.

6. ENAM / 96

Sabah felak olur. Gece, sükun kılınmıştır… Güneş ve kamer, husbandır.
Takdir budur!... azizdir, alimdir.

7. ARAF / 19

"Ey Adem!
Sen ve zevcen cennete iskan olun… ve ardından, şu şecereye karib olmadan… dilediğiniz yerden yeyin.
Yoksa, siz ikiniz zalimlerden olursunuz!"

7. ARAF / 161

Onlara denilmişti ki;
"Şu karyede sükun olun ve dilediğiniz yerden yeyin ve "Hıtta" deyin ve sacidlerin babından dahil olun; sizin hatalarınıza gafur olalım.
Muhsinlere ziyade edeceğiz."

7. ARAF / 189

O,
sizi vahid nefsten halk edendir...
ve üzerine sükün olması için, ona kendisinden zevce kılandır.
Ardından onu gışa ettiğinde... hafif hamille hamil olur... ve ardından onu merr eder.
Ardından daha sekal olunca... Rabbleri ALLAH'ı davet ederler:
"Eğer bize salih verirsen, elbette/kesinlikle şükür edenlerden oluruz."

8. ENFAL / 41

Eğer;
ALLAH'a
ve Furkan yevminde... iki cemaatin mülaki olduğu yevmde... BİZ'e abd olana inzal ettiklerimize iman etmiş iseniz...
Alim olun!
Ganimet aldığınız şeylerden beşte biri;
ALLAH'ındır
ve Rasulünündür
ve kurb sahiblerinindir
ve yetimlerindir
ve miskinlerindir
ve sebil çocuklarınındır (yolcu).
ALLAH herşeye kadirdir.

9. TEVBE / 24

De ki:
"Siz;
ata-babalarınıza
ve oğullarınıza
ve kardeşlerinize
ve zevcelerinize
ve aşiretinize
ve iktiraf ettiğiniz mallara
ve kesad olmasından haşy ettiğiniz ticaretinize
ve meskenlerinize...
eğer,
ALLAH'tan
ve Rasulünden
ve O'nun sebilinde cihad etmekten daha fazla muhabbet duyuyorsanız...
artık ALLAH emrini verinceye kadar tarabbus edin!
ALLAH, fasıkların kavmine ihda etmez."

9. TEVBE / 26

Sonra, Rasulü üzerine ve mü'minler üzerine, ALLAH, sekinesini inzal etti. Sizin görmediğiniz ordu inzal etti ve kafirlere azab etti.
Bu, kafirlerin cezasıdır.

9. TEVBE / 40

Siz ona nasr etmezseniz...
artık (önceden) kafirler onu, iki kişiden biri olarak ihrac ettiklerinde... ALLAH ona, kat'iyyetle nasr etmişti!

O ikisi mağaradayken... o, sahibine demişti ki:
"Hüzünlenme!
Muhakkak ki ALLAH bizimle beraberdir."

Ardından ALLAH,
ona sekinesini inzal etti...
ve onu sizin görmediğiniz ordular ile eyd etti...
ve kafirlerin kelimesini sefil kıldı.
ALLAH'ın kelimesi... o, ulvidir.
ALLAH, azizdir, hakimdir.

9. TEVBE / 60

Muhakkak sadakalar, ALLAH'tan bir farz olarak... ancak,
fakirlere...
ve miskinlere...
ve onun üzre amil olanlara...
ve kalbleri müellefe edileceklere...
ve rakabe içinde olanlara...
ve garimlere...
ve ALLAH sebilindeki sebil çocuğu (yolcu) içindir.
ALLAH, alimdir, hakimdir.

9. TEVBE / 72

ALLAH, mü'min erkeklere ve mü'min kadınlara...
içinde ebedi olacakları, altından nehirler cereyan eden cennetler…
ve Adn cennetlerinde tayyib meskenler vaad etti.
ALLAH'tan rıdvan, ekberdir.
Böyledir!…
Bu azim fevzdir.

9. TEVBE / 103

Onların mallarından, onları tahir edeceğin ve onları onunla tezkiye edeceğin sadakalar ahz et.
Onlara salat et. Muhakkak senin salatın onlar için sekinedir.
ALLAH, semidir, alimdir.

10. YUNUS / 67

Size, geceyi onda teskin olmanız için... ve de gündüzü mubsır olarak kılan, O'dur.
Muhakkak bunda, işiten kavim için elbette/kesinlikle ayetler vardır!

12. YUSUF / 31

Ardından onların mekrlerini işitince, onlara irsal etti... ve onlar için itka edilecek şeyler atid etti.
O kadınlardan her birine sikkin verdi... ve dedi ki:
"Karşılarına ihrac ol!"
Ardından (kadınlar) onu gördüklerinde, kebirlediler ve ellerini kata ettiler. Dediler ki:
"Haşa!... ALLAH için... bu beşer değildir. Bu, sadece, kerim melektir."

14. İBRAHİM / 13-14

Kafirler, Rasullerine dediler ki:
"elbette/kesinlikle, ya sizi arzdan ihrac edeceğiz ya da bizim milletimize ida edeceksiniz!"
Ardından Rabbleri onlara vahy etti:
"elbette/kesinlikle zalimleri helak edeceğiz!... onların sonrasından, arza, elbette/kesinlikle sizi iskan edeceğiz.
Bu, BEN'im makamımdan korkan ve BEN'im vaidimden korkan kimseler içindir."

14. İBRAHİM / 37

"Rabbimiz!
Muhakkak ben, SEN'in muharrem beytinin (Kabe) indindeki ekin yetişmeyen vadiye, zürriyetimden iskan ettim.
Rabbimiz!
Salat ikame etmeleri için!
Artık nasdan, fuadları onlara heva edilmiş kimseler kıl. Semerelerden onları rızıklandır... umulur ki şükür ederler."

14. İBRAHİM / 44-45

Nası, kendilerine azab verilecek yevme inzar et!
Artık zalimler derler ki:
"Rabbimiz!
Bizi, karib ecele tehir et ki… senin davetine icab olalım... ve Rasullerine tabi olalım."

Siz değilmiydiniz... önceden,
"size zeval olmadığına" kasem edenler!?
Nefslerine zalim olanların meskenlerinde iskan olmuştunuz.
Onlara nasıl fail olduğumuz size beyan olmuştu.
Sizin için meseller de darb etmiştik.

16. NAHL / 80

ALLAH, sizin için, evlerinizden sekeneler kıldı.
Size,
enamın cildlerinden, zan (göç) yevminizde ve ikamet yevminizde hafif olmasını isteyeceğiniz beytler...
suflarından (yün) ve evbarından (yapağı) ve şarlarından (kıl), bir hiyne kadar esas ve metalar...
kıldı.

17. İSRA / 26-27

Kurb sahiblerine…
ve miskine…
ve sebil çocuklarına (yolcu)…
bezr ederek bezr etmeden, hakklarını ver!
Muhakkak bezr edenler... şeytanlara ihvan olurlar.
Şeytan, Rabbine küfür içinde olmuştur!

17. İSRA / 104

Bundan sonra israiloğullarına dedik ki:
"Arzda iskan olun!… artık, ahiret vaadi geldiğinde… sizi leff ederek getireceğiz."

18. KEHF / 79

"O sefine, bahrda amel eden miskinler içindi.
Ayıblı olsun irade ettim. Onların verasında bir melik… bütün sefineleri gasb ederek ahz edecekti."

20. TAHA / 128

Kendilerinden önce, meskenlerinde meşy eden karinlerden nicelerini helak etmemiz... onları ihda etmedi mi?
Muhakkak bunda, nehy sahibleri için elbette/kesinlikle ayetler vardır.

21. ENBİYA / 13

"Rükuz etmeyin!...
Orada turfe olduğunuz şeylere... ve meskenlerinize rücu edin!...
Umulur ki sual edileceksiniz. "

23. MU'MİNUN / 18-19

BİZ, semadaki sudan, bir kader ile inzal ettik ve onu arzda sükun buldurduk.
Muhakkak ki BİZ, onu zehab etmeye de kadiriz.

Onunla sizin için, hurmalardan ve ineblerden (üzüm) cennetler inşa ettik. İçlerinde sizin için pek çok fakihler vardır... ve siz, onlardan yiyorsunuz!

24. NUR / 22

Sizden fazl ve vüsat sahibleri,
kurb sahiblerine...
ve miskinlere...
ve ALLAH sebilinde muhacirlere...
vermekten alüv etmesinler!
Afv etsinler ve safh etsinler.
ALLAH'ın size gafur olmasına muhabbet duymaz mısınız?
ALLAH, gafurdur, rahimdir.

24. NUR / 29

İçinde metanız bulunması durumunda… meskun gayrısındaki beytlere dahil olmanız size cünah değildir.
ALLAH, ibda ettiklerinize de... ketm ettiklerinize de… alimdir.

25. FURKAN / 45

Rabbinin, zıllı nasıl medd ettiğini görmez misin? Dileseydi onu sakin kılardı.
Sonra BİZ, güneşi ona delil kıldık.

27. NEML / 18

Hatta… Karınca vadisine geldiklerinde... bir karınca dedi ki:
"Ey karıncalar!
Meskenlerinize dahil olun!... Süleyman ve ordusu, şuurunda olmadan, sizi hutam etmesin!"

27. NEML / 86

BİZ'im
geceyi, içinde sükun bulmaları için…
ve gündüzü de mubsır olarak…
kıldığımızı görmüyorlar mı?
Muhakkak bunda, iman eden kavim için, elbette ayetler vardır.

28. KASAS / 58

BİZ, maişet içinde betar olan karyelerden nicesini helak ettik. Onların meskenleri işte şunlardır! Onların sonrasında, pek azı müstesna, oralarda sükun olunmadı. Oraların varisleri, BİZ olduk BİZ!

28. KASAS / 72

De ki:
"Gördünüz mü?
ALLAH, gündüzü üzerinize kıyamet yevmine kadar sermed kılsaydı, ALLAH'ın gayrısında, hangi ilah size içinde teskin olacağınız gece verirdi?
Artık basir olmayacak mısınız?"

28. KASAS / 73

Gece ve gündüzü,
onda teskin olmanız için...
ve fazlından ibtiga etmeniz için...
sizin için rahmetinden kıldı… umulur ki şükür edersiniz!

29. ANKEBUT / 38

Ad... Semud...
Onların meskenleri, size kat'iyyetle beyan olmuştur!
Onlar basiret sahibi olmayı isteyenler oldukları halde… şeytan, onlara amellerini ziynetlendirmiş... ve ardından onları sebilden sadd etmişti.

30. RUM / 21

Nefslerinizden sizin için, onlarla teskin olmanız için zevceler halk etmesi...
sizin aranızda meveddet ve rahmet kılması…
O'nun ayetlerindendir.
Muhakkak bunda, tefekkür eden kavim için elbette/kesinlikle ayetler vardır.

30. RUM / 38

Artık,
kurb sahiblerine...
ve miskine...
ve sebil çocuklarına (yolcu)...
hakkını ver!
Bu, ALLAH'ın vechini irade edenler için hayrlıdır.
İşte onlar, felaha ulaşanlardır.

32. SECDE / 26

Onlardan önce, kendilerine karin olanlardan meskenlerinde meşy eden nicelerini helak etmiş olmamız onları ihda etmedi mi?
Muhakkak bunda, elbette/kesinlikle ayetler vardır… işitmezler mi?

34. SEBE / 15

elbette kat'iyyetle!... Sebe için, meskenlerinde ayet olarak; yeminde ve şimalde iki cennet vardı.
"Rabbinizin rızkından yiyin... ve O'na şükür edin.
Tayyib belde... ve gafur Rabb!"

40. MUMİN / 61

Size, içinde teskin olamanız için geceyi... ve mubsır gündüzü kılan, ALLAH'tır.
Muhakkak ki ALLAH, kesinlikle nas üzre fazl sahibidir… fakat nasın pek çoğu şükür etmiyorlar!

42. ŞURA / 33

Eğer dileseydi... rih sükun olurdu da… artık rakid olanlar, onun zahrı üzre izlal olurlardı!
Muhakkak bunda, şükür ederek sabır edenler için kesinlikle ayetler vardır.

46. AHKAF / 25

Rabbinin emri ile herşeyi demar eder... ve ardından onların, sadece meskenleri görünür kalıverir.

Böyledir!...
BİZ, mücrim kavimleri cezalandırırız.

48. FETİH / 4

O, mü'minlerin kalblerine... kendi imanlarıyla beraber iman ziyade etmeleri için... sekine inzal edendir.

Semaların ve arzın orduları ALLAH'ındır.
ALLAH, alim, hakim olandır.

48. FETİH / 18-19

Şecerenin altında sana biat ettiklerinde… ALLAH mü'minlerden elbette kat'iyyetle razı oldu!
Kalblerinde olan şeye alimdir…
ve ardından onlara sekine inzal eder…
ve onlara karib fetih...
ve ahz edecekleri çokça magnemler esabe ettirir.
ALLAH, aziz, hakim olandır.

48. FETİH / 26

Kafirler, kalblerinde, hamiyeti... ***cahiliye hamiyetini*** yerleştirmişti.
Ardından da ALLAH, Rasulüne ve mü'minlere sekineler inzal etti... onlara, takva kelimesi elzem oldu!... ve buna daha çok hakk sahibi ve ehil oldular!
ALLAH, herşeye alim olandır.

58. MUCADELE / 4

Vecd olamayan kimse, temas etmeden önce mütetabi iki ay oruç tutmalıdır.
İstitaat etmeyen, altmış miskin taam ettirmelidir.
Bu, ALLAH'a ve Rasulüne iman etmiş kimseler içindir.
İşte bu ALLAH'ın hudududur.
Elim azab, kafirler içindir.

59. HAŞR / 7

Karyelerin ehlinden, ALLAH'ın Rasulüne fey ettiği mallar;
ALLAH için...
ve Rasul için...
ve kurb sahibleri için...
ve yetimler için...
ve miskinler için...
ve sebil çocukları (yolcu) içindir!
sizden ganiy olanlar arasında idale olamaz! Rasulün size verdiğini...
artık onu ahz edin...
sizi nehy ettiği şeyi ise... ondan hemen nehy edin!
ALLAH'a ittika edin!
Muhakkak ki ALLAH'ın ikabı şedidtir.

61. SAFF / 10-11-12

Ey iman edenler!
Elim azabtan sizi necat edecek ticarete delil göstereyim mi?
ALLAH'a... ve O'nun Rasulüne iman edin!...
ve ALLAH sebilinde mallarınız ve nefsleriniz ile cihad edin!
Eğer alim olmuş olursanız… sizin için hayr işte budur!
Sizin için, zenblerinize gafur olur.
Sizi altından nehirler cereyan eden cennetlere
ve Adn cennetlerindeki tayyib meskenlere dahil eder.
Azim fevz işte budur!

65. TALAK / 6-7

İskan olduğunuz yerde, vecd olduğunuz kadar o kadınları iskan edin. Onları dıyk etmek için onları darr etmeyin.
Eğer onlar hamile iseler... artık onlara yüklerini vaz edinceye kadar infak edin.

Ardından eğer sizin için emzirirlerse... artık onların ecirlerini ödeyin. Aranızda maruf ile temir edin.
Eğer teasür olursa... vüsat sahibinin, vüsatından infak etmesi için… artık ona başkası emzirecektir.

Rızkı kendisine ikdar olunan kimse... artık o da, ALLAH'ın kendisine verdiğinden infak etsin!
ALLAH, nefsi, sadece, kendisine verdiği şeye mükellef eder!
ALLAH, usra ardından yüsr kılacaktır.

68. KALEM / 23-24

Ardından intılak ettiler. Onlar,
"Yevmde, orada sakın yanınıza bir miskin dahil olmasın."
diye haft ediyordu.

69. HAKKA / 33-34

Muhakkak o,
azim ALLAH'a iman etmeyen oldu!
ve miskini taam etmeye hazza etmedi!

74. MUDDESSİR / 43-44-45-46-47

Derler ki:
"Biz salat ikame edenlerden olmadık.
Miskin taam ettiren de olmadık.
Havz olanlarla birlikte havz olmuş olduk.
Yakin oluncaya kadar din yevmini kizb etmiş olduk."

76. İNSAN / 8

Muhabbet duydukları taamı... miskinlere, yetimlere ve esirlere taam ettirirler.

89. FECR / 17-18-19-20

Hayır!
Bilakis!
Siz yetime ikram etmiyorsunuz!
ve miskine taamı hazza etmiyorsunuz!
ve size miras bırakılanı, lemme yeyiş ile yiyorsunuz!
ve mala, cemm muhabbetiyle muhabbet duyuyorsunuz!

90. BELED / 12-13-14-15-16-17-18

"Akabe"nin ne olduğunu, sana idra ettiren nedir?
Rakabe fekk etmektir.
Yahut, akrabalık sahibi yetimi veya metrebe sahibi miskini, mesgabe sahibi (açlık) yevmde taam etmektir.
Sonra,
iman eden...
ve sabır tavsiye eden...
ve merhamet tavsiye eden...
kimselerden olmaktır.
İşte onlar, meymene ashabıdır.

107. MAUN / 1-2-3-4-5-6-7

Gördün mü, dine kizb edeni!?
Ardından,
yetimi daa eden de...
ve miskine taam vermeye de hazza etmeyen de budur!
Artık yazıklar olsun!...
salatlarından sahun şekilde...
ve riya yaparak...
salat edenlere!
Onlar, mauna mani oluyorlar!

Sure Listesi

Kelam-ı Kadim'de Geçen Kelimeler Sözlüğü;Teolog A.Kadir İmamoğlu tarafından derlenerek hazırlanmıştır.