İçeriğe geç
KÖK Ara:
KELİME Ara:
ANLAM içinde Ara:
❝ SLM ❞ kökünden türeyen kelimeler... 46 Kayıt Listeleniyor.
Aynı Kökten Türeyen:Selm xoxox Eslem Musellem Muselleme Musellemat Musellim Mutesellim salim salime Sâlimîn selem Seleme selim Selime Tesellum Teslim Teslimat Teslimiyet Selleme Sellemtum Sellimu Tusellimu Yusellimu Silm islam istislam Musaleme Muslim Musluman Muslime Muslimûn Musteslim Musteslimîn selam selamet Tesalum Eslema Esleme Eslemna Eslemtu Eslemtum Eslemu Eslim Eslimu Nuslime Tuslimun Uslime Yuslim Yuslimun Darus Selam Derece-i Sullem Hz. Suleyman Kalb-i Selim Selamun Aleykum Sullem Selalim
Selm
س ل م SLM

Her türlü soruna karşı güçlü ve yeterli olmak. / Esenlik içinde, salim ve selamette olmak. / Afetlerden uzak olmak, esenlik içinde olmak. / Tek kulplu kova (tek kulp kovayı taşımaya yeterli olduğundan).

DuruMeal'de toplam 22 kayıtta geçiyor.
xoxox
س ل م SLM
Eslem
س ل م SLM

En salim. En selametli. En sağlam. En kusursuz. En dayanıklı. / Teslimiyet hali. Teslim olma durumu. / Kendi zan varlığından, bunun iddiasından vazgeçme.

Musellem
س ل م SLM

(Tef’il Kalıbı-Edilgen-Sıfat) Şüphe götürmez, doğruluğu ve hakikiliği herkesçe kabul edilen. / Herkes tarafından kabul edilmiş olan. Emniyet ve itimad edilen. İnkar edilemeyen. / Verilmiş, teslim edilmiş olan. / Ayıplardan teberri olunmuş.

DuruMeal'de toplam 2 kayıtta geçiyor.
Dşl.MusellemeÇğl.Musellemat
Musellim
س ل م SLM

Teslim eden, emanet veren.

Mutesellim
س ل م SLM

Teslim edilen şeyi alıp kabul eden. / Vergi tahsildarı. Tanzimattan evvel vali ve mutasarrıfların uhdelerinde bulunan sancak ve kazaların idaresine memur edilen kimseler. Bunlara "voyvoda" denirdi.

salim
س ل م SLM

Sağlam. Sıhhatli. Sağ. / Eksiksiz, sakatı ve noksanı bulunmayan. / Her türlü tehlikeden uzak olan. Korkusuz, emin. / Teslimiyet halini yaşayan. / Selam hali ve bu hali yaşayan.

DuruMeal'de toplam 1 kayıtta geçiyor.
Dşl.salimeÇğl.Sâlimîn
selem
س ل م SLM

selm kökünden fiil. Emaneti sahibine hakkıyla iade etmek. / Peşin para ile veresiye mal alma. / Ayıplardan uzak olmak. / Kurtulmak. / Selef. / Ürem, faiz. / İm, işaret, belirti.

Seleme
س ل م SLM

selm kökünden isim. Güçlü ve yeterli olana kabul gösterme, itaat etme. Afetlerden uzak, esenlik içinde olma.

selim
س ل م SLM

Selam olanı fark edebilme kabiliyeti. / Sağlam, kusursuz olan. / Refah ve selamet üzere bulunan.

DuruMeal'de toplam 6 kayıtta geçiyor.
Dşl.Selime
Tesellum
س ل م SLM

Teslim edilmek üzere verilen bir şeyi almak, teslim almak. Teslim olma eylemini tamamlamak.

Teslim
س ل م SLM

(Tef’il Kalıbı - İsim) Bir emaneti alma veya verme. / Emanetindeki bir şeyi (veya kendisini) muhatabının hükmü altına sokma. Muhatabın gücünü, yeterliliğini ve tüm şartlarını kabul ederek koşulsuz uygulama. Karşı koymayı bırakma. /*/ Diş diş etme. Merdiven haline getirme, ayak ayak düzme.

DuruMeal'de toplam 3 kayıtta geçiyor.
Çğl.Teslimat
Teslimiyet
س ل م SLM

Teslim olma durumu. Teslim oluş.

Selleme
س ل م SLM

(Tef’il Kalıbı-Geçmiş Zaman-Tekil-3.Şahıs-Eril) Teslim oldu.

Sellemtum
س ل م SLM

(Tef’il Kalıbı-Geçmiş Zaman-Çoğul-2.Şahıs-Eril) Teslim oldunuz.

Sellimu
س ل م SLM

(Tef’il Kalıbı-Emir Kipi-Çoğul-2.Şahıs-Eril) Teslim olun!

Tusellimu
س ل م SLM

(Tef’il Kalıbı-Şimdiki/Geniş Zaman-Çoğul-2.Şahıs-Eril) Teslim oluyorsunuz.

Yusellimu
س ل م SLM

(Tef’il Kalıbı-Şimdiki/Geniş Zaman-Çoğul-3.Şahıs-Eril) Teslim oluyorlar.

Silm
س ل م SLM

Barış, Barışıklık. Barışmak. / Huzur ve sükuneti bozacak hallerden kaçınarak, barışın tesisinden yana olma. Ortaya, tartışma çıkarak mevzular çıkarmama. / İçinden olunan duruma razı olma ve sorun yaratmama. İtaat. // (Bu kavramın ilerisinde "her olanın hakk olduğu" bilinci doğar.)

DuruMeal'de toplam 22 kayıtta geçiyor.
islam
س ل م SLM

(İf’al Kalıbı - Özel İsim) Allah'ın emri üzere yaşamak. "Varlık" iddiasından vaz geçerek, kendini Allah'a ve O'nun emirlerine teslim etmek. / Hakk din. / "Allah indinde din İslam'dır."

DuruMeal'de toplam 8 kayıtta geçiyor.
istislam
س ل م SLM

Uyma, tabi olma. / Yolun ortasından gitme. / Silm olmanın gereklerini yerine getirme.

Musaleme
س ل م SLM

Barış içinde olma, barışıklık.

Muslim
Musluman
س ل م SLM

(İf’al Kalıbı - İsim) İslam Dinine dahil olmuş, İslam yaşantısını yaşayan kimse. / Silm olan. Salim olan. / Teslimiyet halinde sürekli olan.
Müslüman kelimesi; Arapça müslim kelimesinin Farsça dil bilgisi kurallarına göre çoğulu olan Müslimân şeklinin Türkçe ses uyumuna uyum sağlamış halidir. Türkçede tekil olarak kullanılır ve çoğulu Müslümanlar şeklinde ifade edilir.

DuruMeal'de toplam 40 kayıtta geçiyor.
Dşl.MuslimeÇğl.Muslimûn
Musteslim
س ل م SLM

(İstif’al Kalıbı - İsim) Silm olmayı isteyen... gereklerini yerine getiren. / İslam olmanın gereklerini harfiyyen yerine getiren. / Gerçekten Müslüman olmayı dileyen.

DuruMeal'de toplam 1 kayıtta geçiyor.
Çğl.Musteslimîn
selam
س ل م SLM

(Sıfat) Selamet. Emniyet. Barış. Huzur. Esenlik. Rahatlık. Bütün korktuklarından emin olma. Salim olma. / Gelip geçici olmama. / Aşina, bilindik. / Söz veya işaretle nezaket gösterme, esenlik dileme, merhaba. / Silm olarak isimlenen kavramın Allah’tan izharına ve ikramına selam denir. Bu nedenle selam Allah’tır ve Selam Allah’tandır.
Es Selam : Herşeyinde bir selam, bir rahatlık, bir esenlik var demektir.
Kuddüsüs Selam; takdis edildiği zaman rahatlık temin edilir. Hastalığın arkasından hissedilen rahatlık gibi.

DuruMeal'de toplam 44 kayıtta geçiyor.
selamet
س ل م SLM

Tehlikeden salim olmak. Fenalıklardan ari olmak. / Korku, tasa ve endişeden uzak olma, esen olma / Kurtuluş, esenlik, felah. / gramer: Düşüncenin veya cümlenin düzgün ve doğru olması.

Tesalum
س ل م SLM

Sulh edişmek, barışmak.

Eslema
س ل م SLM

(İf’al Kalıbı-Geçmiş Zaman-İkil-3.Şahıs-Eril) O ikisi silm etti.

Esleme
س ل م SLM

(İf’al Kalıbı-Geçmiş Zaman-Tekil-3.Şahıs-Eril) Silm etti.

Eslemna
س ل م SLM

(İf’al Kalıbı-Geçmiş Zaman-Çoğul-1.Şahıs) Silm ettik.

Eslemtu
س ل م SLM

(İf’al Kalıbı-Geçmiş Zaman-Tekil-1.Şahıs) Silm ettim.

Eslemtum
س ل م SLM

(İf’al Kalıbı-Geçmiş Zaman-Çoğul-2.Şahıs-Eril) Silm ettiniz.

Eslemu
س ل م SLM

(İf’al Kalıbı-Geçmiş Zaman-Çoğul-3.Şahıs-Eril) Silm ettiler.

Eslim
س ل م SLM

(İf’al Kalıbı-Emir Kipi-Tekil-2.Şahıs-Eril) Silm et!

Eslimu
س ل م SLM

(İf’al Kalıbı-Emir Kipi-Çoğul-2.Şahıs-Eril) Silm edin!

Nuslime
س ل م SLM

(İf’al Kalıbı-Şimdiki/Geniş Zaman-Çoğul-1.Şahıs) Silm ettik.

Tuslimun
س ل م SLM

(İf’al Kalıbı-Şimdiki/Geniş Zaman-Çoğul-2.Şahıs-Eril) Silm ediyorsunuz.

Uslime
س ل م SLM

(İf’al Kalıbı-Şimdiki/Geniş Zaman-Tekil-1.Şahıs) Silm ediyorum.

Yuslim
س ل م SLM

(İf’al Kalıbı-Şimdiki/Geniş Zaman-Tekil-3.Şahıs-Eril) Silm ediyor.

Yuslimun
س ل م SLM

(İf’al Kalıbı-Şimdiki/Geniş Zaman-Çoğul-3.Şahıs-Eril) Silm ediyorlar.

Darus Selam
س ل م SLM

xoxox

Derece-i Sullem
س ل م SLM

Merdiven basamağı. Yükselme dereceleri.

Hz. Suleyman
س ل م SLM

Herkes tarafından kabul edilen, / emniyet ve itimad edilen, / tasdik edilip inkâr edilmeyen.

DuruMeal'de toplam 17 kayıtta geçiyor.
Kalb-i Selim
س ل م SLM

xoxox

Selamun Aleykum
س ل م SLM

xoxox

Sullem
س ل م SLM

Merdiven, basamak, derece. / (Esenlik ve güven içinde ve sorunsuz olarak yükseltme yeterliliğine sahib olan). / Tıb: Kulağın içindeki içiçe daireler şeklinde olan boşluğun adı.

DuruMeal'de toplam 2 kayıtta geçiyor.
Çğl.Selalim
2. BAKARA / 71

Dedi ki:
"O diyor ki; muhakkak arzda toprak sürerek zelul olmamış bir dişi sığırdır. Hars iska etmemiştir. Müsellemdir. Onda şie yoktur."
Dediler ki:
"Şimdi hakk söyledin işte!"
Ardından onu zebh ettiler.
Neredeyse buna fail olmayacaklardı!

2. BAKARA / 102

Süleyman'ın mülkü üzre şeytanların tilavet ettiği şeye tabi oldular.
Süleyman kafir değildi... Fakat şeytanlar, nasa...
sihri...
ve Babil'de ki iki meleğe *** Harut ve Marut *** inzal edilen şeyi...
ilim ettirerek kafir olmuşlardı!

O ikisi,
"Muhakkak biz fitneyiz... artık sakın kafir olmayın!"
demeden kimseye ilim ettirmiyordu... ve ardından onlar, o ikisinden, kişi ile zevcesinin arasına fark koyacak şeyleri kendilerine ilim ettiriyorlardı.

Onlar, ALLAH'ın izni olmadan, onunla kimseden darr edemezlerdi... Onlar, kendilerine menfaat veren şeyleri değil de... darr eden şeyleri kendilerine ilim ettirdiler!
Onlar, onu iştira edenin, ahirette kendilerine halak olmayacağına, elbette kat'iyyetle alim idiler!

Nefslerini onunla iştira ettikleri şey ne beistir!...
Keşke alim olmuş olsalardı.

2. BAKARA / 111-112

Diyorlar ki:
"Hadü veya nasrani olan kimselerden başkası asla cennete dahil olamaz."
Bu onların emanisidir.
De ki:
"Eğer sadıksanız, burhanınızı getirirsiniz!"
Bilakis!
Muhsin olarak vechini ALLAH'a silm eden kimse... artık onun ecri, Rabbinin indindedir... onlara korku yoktur... ve onlar hüzünlenmezler.

2. BAKARA / 128

"Rabbimiz!
İkimizi de SANA Müslüman eyle!
Zürriyetimizden SANA Müslüman ümmet eyle!
Bize mensiklerimizi göster!
Bize tevbe et!
Muhakkak ki SEN… tevvab, rahim olan SEN'sin."

2. BAKARA / 131-132

Rabbi ona;
"Silm ol!" dediğinde…
"Ben, Rabb-il alemine silm oldum!" demişti.

İbrahim bunu oğullarına ve de Yakub'a vasiyet etti.
"Ey oğullarım!
Muhakkak ki ALLAH, dini, sizin için ıstıfa etti. Artık siz, sakın Müslüman olmadan mevt olmayın!"

2. BAKARA / 131-132

Rabbi ona;
"Silm ol!" dediğinde…
"Ben, Rabb-il alemine silm oldum!" demişti.

İbrahim bunu oğullarına ve de Yakub'a vasiyet etti.
"Ey oğullarım!
Muhakkak ki ALLAH, dini, sizin için ıstıfa etti. Artık siz, sakın Müslüman olmadan mevt olmayın!"

2. BAKARA / 133

Yoksa siz... Yakub mevt olmaya hazırken… oğullarına,
"Bundan sonra abd olacağınız şey nedir?"
diye kavil ettiğine… onların da...
"Senin İLAH'ına...
ve senin ata-babaların İbrahim ve İsmail ve İshak'ın İLAH'ına...
vahid İLAH'a...
abd olacağız. Biz O'na Müslümanız."
dediklerine şahid mi olmuştunuz?

2. BAKARA / 136

Deyin ki:
"Biz,
ALLAH'a...
ve bize inzal olana...
ve İbrahim'e ve İsmail'e ve İshak'a ve Yakub'a ve torunlarına inzal olana...
ve Musa'ya ve İsa'ya verilene...
ve (bütün) Nebilere Rabblerinden verilene...
iman ettik.
Onlardan hiç birisi arasında fark görmeyiz.
Biz O'na Müslümanlarız."

2. BAKARA / 208-209

Ey iman edenler!
Kaffeten silme dahil olun!
ve Şeytanın hatvelerine tabi olmayın! Muhakkak o, sizin için mübin düşmandır.

Size beyyine kılınan şeylerin ardından zelle olursanız… artık alim olun ki… ALLAH, azizdir, hakimdir.

2. BAKARA / 233

Anneler evladlarını iki kamil havl emzirirler. Bu, emzirmeyi tamamlamayı irade eden içindir.
Onların rızkı ve kisvesi, maruf ile evlad kendisinden olan erkeğe aittir.

Nefs, sadece, vasi olduğuna mükellef edilir.

Ne anne evladı yüzünden, ne de baba evladı yüzünden darr edilmesin.
Varise düşen de bunun mislidir.
Eğer kendi aralarında anlaşarak ve teşavür ederek fisal irade ederlerse... artık o ikisine cünah yoktur.
Evladlarınızı emzirtmeyi irade ederseniz, maruf ile vereceğiniz şeyi teslim ettiğinizde, artık size yine bir cünah yoktur.

ALLAH'tan ittika edin ve alim olun ki ALLAH, amel ettiklerinize basirdir.

3. ALİ İMRAN / 19

Muhakkak din, ALLAH indinde, İslam'dır.
Kitab verilenleri ihtilafa düşüren, ancak, kendilerine ilim geldikten sonra, aralarındaki bagydir.
ALLAH'ın ayetlerine kafir olan kimse... artık muhakkak ki ALLAH, hesabı seri olandır.

3. ALİ İMRAN / 20

Ardından seninle hacc ederlerse... artık de ki:
"Ben vechimi ALLAH'a silm ettim... ve bana tabi olanlar da!..."
Kitab verilenlere ve ümmilere de ki:
"Siz de silm ettiniz mi?"
Eğer silm ettilerse, artık kat'iyyetle ihtida olmuşlardır.
Eğer tevella ederlerse, artık muhakkak senin üzerine olan ancak belağdır.
ALLAH, kendisine abd olanlara basirdir.

3. ALİ İMRAN / 52

Ardından İsa, onlardan küfür hissettiğinde, dedi ki:
"ALLAH'a nasırlar kimlerdir?"
Havariler dediler ki:
"ALLAH'ın nasırları biziz.
Biz ALLAH'a iman ettik… bizim Müslüman olduğumuza şahid ol."

3. ALİ İMRAN / 64

De ki:
"Ey kitab ehli!
Bizim ve sizin aranızda seva kelimeye gelin!
ALLAH'tan başkasına abd olmayalım.
O'na bir şeyi şirk koşmayalım.
Bazımız bazımızı, ALLAH'ın gayrısından Rabbler olarak ittihaz etmeyelim."
Eğer tevella ederlerse... artık deyin ki:
"Bizim Müslüman olduğumuza şahid olun!"

3. ALİ İMRAN / 67

İbrahim, yahudi de olmadı... nasrani de!
Fakat o, Hanif idi... Müslüman idi… müşriklerden olmadı.

3. ALİ İMRAN / 80

Melekleri ve Nebileri Rabbler olarak ittihaz etmenizi size emir etmez. Siz Müslüman olduktan sonra size küfrü emir eder mi!?

3. ALİ İMRAN / 83

Artık, ALLAH'ın dininden gayrısına mı, bagy ediyorlar!?
Semalardakiler ve arzdakiler, tav'an ve de kerhen O'na silm etmiştir!... ve O'na rücu edeceklerdir.

3. ALİ İMRAN / 84

De ki:
"ALLAH'a...
ve bize inzal ettiğine...
ve İbrahim'e, İsmail'e, İshak'a, Yakub'a ve torunlarına inzal ettiğine...
ve Musa'ya ve İsa'ya ve Nebilere Rabblerinden verilene...
iman ettik. Onlardan birisi arasında fark görmeyiz.
Biz O'na Müslümanlarız."

3. ALİ İMRAN / 85

İslam'ın gayrısında din ibtiga eden kimse… artık ondan kabl edilmeyecektir.
O, ahirette hasar alanlardandır.

3. ALİ İMRAN / 102

Ey iman edenler!
Hakk takva ederek ALLAH'a ittika edin!
Sakın ola, sizler Müslüman olmadan mevt olmayın!

4. NİSA / 65

Hayır!
Rabbine yemin olsun ki; onlar,
aralarındaki şecereli (dallı-budaklı) şeyler hakkında sana hüküm verdirip...
sonra da kaza ettiğin şeyden nefslerinde harec mevcud olmayıncaya...
ve teslim oluş ile teslim oluncaya...
kadar iman etmezler (etmiş olmazlar).

4. NİSA / 90

Sizinle aralarında misak olan bir kavme vasl olanlar veya sizinle kıtal etmekten veya kendi kavimleri ile kıtal etmekten sadrları hasr olup size gelenler müstesna...
Şayet ALLAH dileseydi, elbette onları üzerinize musallat ederdi... ve ardından sizinle kıtal ederlerdi.

Eğer,
kendilerini sizden azil ederlerse...
ve ardından sizinle kıtal etmezlerse...
ve ardından size seleme ilka ederlerse...
artık ALLAH size, onlara karşı sebil kılmamıştır.

4. NİSA / 91

Başkalarının da hem sizden emin olmak, hem de kavimlerinden emin olmak irade ettiklerine vecd edeceksin. Bunlar fitneye bütün redd oluşlarda, ona reks ederler.
Eğer bunlar
sizden azil olmazlarsa
ve size seleme ilka etmezlerse
ve ellerini keff etmezlerse...
onları ahz edin ve nerede sekf ederseniz katl edin.
İşte size... onlara karşı sizin için mübin sultan kıldık.

4. NİSA / 92

Bir mü'minin, bir mü'mini öldürmesi... hata ile olması dışında... olamaz!
Hata ile bir mü'mini katl eden...
tasadduk ettiklerinin dışında, ehline müsellem diyet (ödeyerek) bir mü'min rakabeyi tahrir etsin!
Eğer, (maktul) size düşman bir kavimden ve de bir mü'min ise... ardından, mü'min bir köle tahrir etsin!
Eğer sizinle kendileri arasında misak olan bir kavimden ise... ardından, ehline müsellem diyet (ödeyerek) mü'min bir rakabe tahrir etsin!
Bunları mevcud edemeyen, ALLAH'tan tevbe olarak, mütetabi iki ay oruç tutsun!
ALLAH, alim, hakim olandır.

4. NİSA / 94

Ey iman edenler!
ALLAH sebilinde darb ettiğinizde... artık tebeyyün edin.
Size selam ilka eden kimseye, dünya hayatının arızlarına ibtiga ederek, "Sen mü'min değilsin" demeyin.
ALLAH indinde pek çok magnemler vardır.
Böyledir!...
Siz de önceden böyleydiniz... ve ardından ALLAH, sizi menn etti.
Artık tebeyyün edin!
Muhakkak ki ALLAH, amel ettiklerinize habir olandır.

4. NİSA / 125

Vechini ALLAH'a silm edenden...
ve muhsin olandan…
ve Hanif İbrahim'in milletine tabi olandan…
dini ahsen olan kimdir!?
ALLAH, İbrahim'i "halil" ittihaz etti.

4. NİSA / 163

Muhakkak ki BİZ sana vahy ettik... tıpkı;
Nuh'a ve ondan sonra gelen Nebilere vahy ettiğimiz gibi…
İbrahim'e ve İsmail'e ve İshak'a ve Yakub'a ve torunlarına
ve İsa'ya ve Eyyub'a ve Yunus'a ve Harun'a ve Süleyman'a da vahy ettiğimiz gibi…
Davud'a Zebur'u verdiğimiz gibi...

5. MAİDE / 3

Mevt olmuşlar...
ve kan...
ve domuz eti...
ve ALLAH'tan gayrısına hilal olunanlar...
ve zekve ettikleriniz dışında; boğulmuş ve darbe sonucu ölmüş ve yüksekten düşerek (mütereddi) ölmüş ve boynuzlanarak ölmüş ve yırtıcı hayvan tarafından yenilmiş hayvanlar...
ve nasb üzerine zebh edilen hayvanlar...
ve zelmler ile istiksam etmeniz...
size haram kılındı. Bunlar fısktır!

Bu yevmde, kafirler, dininizden yeis içindedir.
Artık onlardan haşy etmeyin. BEN'den haşy edin!

Bu yevmde, dininizi, sizin için ikmal ettim. Üzerinize nimetimi tamamladım ve sizin için, din olarak İslam'a razı oldum.

Artık, isme meyl etmeksizin, mahmasa içinde muztar kimse...
Muhakkak ki ALLAH, gafurdur, rahimdir.

5. MAİDE / 15-16

Ey kitab ehli!
Size Rasulümüzü kat'iyyetle kıldık!
O, kitabtan sizin hafy ettiklerinizin çoğunu size beyan etmektedir... ve de çoğunu afv etmektedir.
ALLAH'tan size, kat'iyyetle nur ve mübin kitab kılınmıştır!
ALLAH, KENDİ rıdvanına tabi olanları...
onunla, selam sebillerine ihda eder.
ve KENDİ izni ile zulmetlerden nura ihrac eder.
ve sırat-ı mustakime ihda eder.

5. MAİDE / 44

Muhakkak, içinde huda ve nur olan Tevrat'ı, BİZ inzal ettik.
ALLAH'ın kitabından istihfaz ettikleri ve üzerine şahid oldukları şeyle...
silm olan Nebiler...
ve rabbaniler...
ve habrlar...
hadüler için hüküm veriyorlardı.

Artık... nasdan haşy etmeyin... BEN'den haşy edin!... Ayetlerim ile az bir semen iştira etmeyin!
ALLAH'ın inzal ettiği şey ile hukm etmeyen kimse... artık işte o... onlar kafirdir.

5. MAİDE / 111

Havarilere, şöyle vahy etmiştim:
"BANA ve Rasulüme iman edin!"
Demişlerdi ki:
"İman ettik!
Muhakkak bizim Müslüman olduğumuza şahid ol!"

6. ENAM / 14

De ki:
"Semaları ve arzı fatr eden… taam etmeden taam ettiren ALLAH'tan gayrı veliy mi ittihaz edeyim!?"
De ki:
"Muhakkak bana,
silm olanların evveli olmam...
ve müşriklerden olmamam
emir edildi."

6. ENAM / 35

Eğer onların iraz etmeleri sana kebir ise... arzda nafıka veya semada süllem ibtiga etmeye istitaat edebiliyorsan… haydi ayetler getir!... Şayet ALLAH dileseydi, onları elbette huda üzre cem ederdi.
Artık sakın, cahillerden olma!

6. ENAM / 54

Ayetlerimize iman edenler sana geldiklerinde, de ki:
"Selamun aleykum!
Rabbiniz,
sizden, cehalet ile sui olana amil olan...
sonra onun ardından tevbe eden...
ve de ıslah olan kimseye...
KENDİ NEFSİ üzerine rahmeti ketb etmiştir. Artık O, gafurdur, rahimdir."

6. EN'AM / 71-72

De ki:
"ALLAH'ın gayrısında bize menfaat sağlamayan ve bize darr etmeyen şeyleri mi davet edelim!
Ashabı, "Gel bize!" diyerek hudaya davet ettiği halde... şeytanların arzda istihva ettiği hayran gibi... ALLAH'ın bize hidayet vermesinden sonra akabımız üzre mi redd edelim!"

De ki:
"Muhakkak ki ALLAH'ın hudası... huda budur!

Biz,
salat ikame ederek...
ve ittika ederek...
Rabb-il alemine silm olmaya emir olunduk."

Kendisine haşr olacağınız O'dur!

6. ENAM / 84

Ona İshak'ı ve Yakub'u vehb ettik.
Hepsine hidayet ettik.
***Nuh'a da önceden hidayet etmiştik.***
Onun zürriyetinden Davud ve Süleyman ve Eyyub ve Yusuf ve Musa ve Harun'a da…

Böyledir!...
BİZ, muhsinleri cezalandırırız.

6. ENAM / 125

Artık, ALLAH...
ihda etmeyi irade ettiği kimseyi... İslam için onun sadrını şerh eder.
dall etmeyi irade ettiği kimseyi... onun sadrını, sanki semada suud ediyor gibi, harec ederek dıyk eder.
Böyledir!...
ALLAH, iman etmeyenlere rics kılar.

6. ENAM / 127

Onlar için, Rabblerinin indinde "dar-us selam" vardır.
O, amel etmiş oldukları şey ile onlara veliy olur.

6. ENAM / 163

"O'nun şeriki yoktur. Bununla bana emir olundu. Ben Müslümanların evveliyim."

7. ARAF / 46

İkisinin arasında hicab... ve Araf üzre, simaları ile hepsine arif olan erkek kimseler vardır.
Cennet ashabına,
"Size selam olsun" diye nida ederler.
Onlar (henüz) dahil olmamışlardır… onlar tama etmektedirler.

7. ARAF / 126

"Sen, ancak, bize geldiğinde, Rabbimizin ayetlerine iman ettiğimiz için bizden nekam ediyorsun.

Rabbimiz!
Üzerimize sabır ifrag et.
Bizi Müslümanlar olarak vefat ettir!"

8. ENFAL / 43

ALLAH, menamında, sana onları pek az olarak göstermişti.
Şayet çok olarak gösterseydi, elbette feşel ederdiniz... ve emir hakkında tenazu ederdiniz…
Fakat ALLAH, selim etti.
Muhakkak ki O, sadrların zatına alimdir.

8. ENFAL / 61

Eğer onların cenahı selm(den yana) olursa… artık sen de onu cenah edin!
ALLAH'a tevekkül et.
Muhakkak ki O, semidir, alimdir.

9. TEVBE / 74

Söylemediklerine (dair) ALLAH'a half ediyorlar.
elbette kat'iyyetle söylediler küfür kelimesini!... ve İslamlarından sonra kafir oldular!
Nail olamadıkları şeye de hemm ettiler. Onlar, ancak, ALLAH ve Rasulü fazlından ganiy etti diye onlara nekam ettiler.
Artık,
eğer tevbe ederlerse, onlar için hayr olur.
elbette kat'iyyetle
Eğer tevella ederlerse, ALLAH onlara, dünyada ve ahirette, elim azabla azab edecektir. Onlar için arzda veliy ve de nasır yoktur.

10. YUNUS / 9-10

Muhakkak salih (iş)lere amil olarak iman edenler…
onların Rabbi, kendilerini imanları ile ihda eder.
Naim cennetlerinde, nehirler onların altlarından cereyan eder.
Orada, onların davası;
"Subhaneke Allahumme!"
ve orada onların tahiyyeleri;
"Selam!"
ve davalarının ahiri;
"Elhamdulillahi Rabb-il alemin! (Hamd etmek, Rabb-il Alemin Allah'ındır!)" dir.

10. YUNUS / 25

ALLAH, "dar-us selam'a" davet eder.
Dilediği kimseyi de sırat-ı mustakime ihda eder.

10. YUNUS / 72

Artık, eğer tevella ederseniz, sizden ecir sail olmam... benim ecrim, sadece, ALLAH üzredir.
Bana, Müslümanlardan olmam emir edildi."

10. YUNUS / 84

Musa dedi ki:
"Ey kavmim!
Eğer siz ALLAH'a iman etmişseniz...
Eğer Müslüman olmuşsanız...
artık O'na tevekkül edin!"

10. YUNUS / 90

İsrailoğullarına bahrda cevaz verdik.
Ardından... Firavun ve ordusu, bagy ederek ve düşmanlık ederek, onlara tabi oldu (takib etti).
Hatta... gark olduklarını idrak ettiklerinde dedi ki:
"İsrailoğulları'nın iman ettiğinden başka ilah olmadığına iman ettim. Ben de Müslümanlardanım."

11. HUD / 14

Size isticab edemedilerse... artık, ancak, ALLAH'ın ilmi ile inzal olduğuna ve O'ndan başka ilah olmadığına alim olun!
Artık siz, Müslüman oluyor musunuz!?

11. HUD / 48

Denildi ki:
"Ey Nuh!
BİZ'den selam ile hebt ol!...
Sana ve seninle beraber olan kimselerden ümmetlere bereketler var.
Metalandıracağımız ümmetler var ki… sonra onlara, BİZ'den elim azab mess edecek."

11. HUD / 69

elbette kat'iyyetle Rasullerimiz büşra ile İbrahim'e gelmişlerdi!
"Selam" dediler.
"Selam" dedi.
Ardından hanz olmuş dişi buzağı getirerek lebs oldu.

12. YUSUF / 101

Rabbim!
Bana mülkten, kat'iyyetle vermiştin!
Bana hadislerin te'vilinden ilim vermiştin.
Dünyada ve ahirette benim veliym, semaları ve arzı fatr eden SEN'sin.
Beni Müslüman olarak vefat ettir!
Beni salihlere ilhak et!"

13. RAD / 24

Sabır ettiğiniz şey ile size selam olsun!
Artık darın ukbası... ne de naimdir.

14. İBRAHİM / 23

Salih (iş)lere amil olarak iman edenler... Rabblerinin izni ile... içinde ebedi olacakları, altından nehirler cereyan eden cennetlere dahil olacaklar.

Orada onların tahiyyeleri "selam"dır.

15. HİCR / 2

Öyle olacak ki, kafirler, vedd edecekler:
"Keşke Müslüman olsaydık!"

15. HİCR / 46

"Emin selam ile dahl olun oraya!"

15. HİCR / 52

Onun yanına dahil olduklarında,
"Selam" dediler.
Dedi ki:
"Muhakkak biz, sizden vecel ediyoruz."

16. NAHL / 28

Meleklerin vefat ettirdiği, kendi nefslerine zalim kimseler... ardından, seleme ilka ederler:
"Bizim sui amelimiz olmadı."
Bilakis!
Muhakkak ki ALLAH, amel etmiş olduğunuz şeylere alimdir.

16. NAHL / 32

Meleklerin vefat ettirdiği, tayyib kimseler…
Onlara derler ki:
"Selam üzerinize olsun!
Amel etmiş olduğunuz şeyler ile cennete dahil olun."

16. NAHL / 81

ALLAH, halk ettiklerinden,
sizin için, zıllar kıldı.
Sizin için, dağlardan kinanlar kıldı.
Sizin için, sizi harra (karşı) vaky eden eden sirballer
ve sizi beisinize (karşı) vaky eden sirballer kıldı.

Böyledir!...
Üzerinize nimetini, tamam ediyor... umulur ki, silm olursunuz.

16. NAHL / 87

Yevme-izinde, ALLAH'a seleme ilka ederler.
İftira etmiş oldukları şeyler, kendilerinden dalalet eder.

16. NAHL / 89

Yevmde, bütün ümmet içinde… kendi nefslerinden kendilerine şahid baas edeceğiz... ve seni de, işte onların üzerine şahid olarak getireceğiz.

Sana, Müslümanlar için…
herşeye tibyan...
ve huda...
ve rahmet olarak...
ve buşra olarak...
kitab inzal ettik.

16. NAHL / 102

De ki:
"Ruh-ul Kuds, Rabbinden,
iman edenleri sabitlemek için…
ve huda olarak…
ve Müslümanlar için buşra olarak…
bi-hakkın inzal etti."

19. MERYEM / 15

Doğum yevminde...
ve mevt yevminde…
ve hayy olarak baas olacağı yevmde...
ona selam olsun!

19. MERYEM / 30-31-32-33

Dedi ki:
"Muhakkak ben, ABDULLAH'ım...
O, bana kitab verdi… ve beni Nebi kıldı... ve nerede olursam olayım beni mübarek kıldı.
Beni, hayy olmaya daim oldukça salata ve zekata vasi etti. Beni anneme berran kıldı. Beni cebbar, şaki kılmadı.
Doğum yevmimde...
mevt yevmimde...
hayy olarak baas olacağım yevmde...
bana selam olsun."

19. MERYEM / 47

Dedi ki:
"Sana selam olsun.
Senin için Rabbimden istiğfar edeceğim.
Muhakkak ki O, hafiy ile olandır."

19. MERYEM / 62

Orada, sadece, "Selam!" işitirler… lagv yotur.
Onlara orada, bükre ve aşiyy rızık vardır.

20. TAHA / 47-48

Varın ona… ve ardınan deyin ki:
"Muhakkak biz senin Rabbinin Rasulleriyiz.
Artık israiloğullarını bizimle beraber irsal et. Onlara azab etme.
Biz, kat'iyyetle Rabbinden ayet ile sana geldik!
Hudaya tabi olanlara selam olsun!
Muhakkak bize, azabın
kizb edenlere...
ve tevella edenlere...
olduğu kat'iyyetle vahy olunmuştur."

21. ENBİYA / 69

Dedik ki:
"Ey nar!
İbrahim üzre berd ve selam ol!"

21. ENBİYA / 78

Davud ve Süleyman...
Kavmin koyunları onun içinde nefş etmişti de... hars hakkında hüküm veriyordu.
BİZ onların hükümlerine şahid olanlar olmuştuk.

21. ENBİYA / 79

Ardından BİZ, Süleymanı buna fehham ettik… hüküm ve ilimden hepsini verdik.
Sebbih eden dağları ve uçucuları, Davud ile beraber teshir ettik.
Fail olan BİZ'dik!

21. ENBİYA / 81

Asıf rih Süleyman içindi. Onun emriyle, içinde barek olduğumuz arza cereyan ederdi.
Herşeye alim olan BİZ olduk.

21. ENBİYA / 108

De ki:
"Muhakkak bana vahy edilen, ancak, ilahınızın, ancak, vahid ilah olduğudur.
Artık Müslüman oluyor musunuz?"

22. HACC / 34-35

Behim enamdan rızk edindikleri üzre ALLAH ismini zikir etmelerini… bütün ümmete mensek kıldık.
Artık, sizin ilahınız vahid ilahtır.
Artık, O'na silm olun!
İhbat edenleri ibşar et!... ki onlar;
ALLAH'ı zikir ettiklerinde kalbleri vecel olanlardır.
Kendilerine isabet edene sabır ederler.
Salata mukimdirler.
Kendilerini rızıklandırdıklarımızdan infak ederler.

22. HACC / 78

ALLAH hakkında... O'nun hakk cihadını cihad edin!
O, sizi ictiba etti!... ve dinde üzerinize hiç bir harec kılmadı!
Babanız İbrahim'in milleti...
O sizi,
Rasulün size şahid olması için...
ve sizin de nas üzre şahidler olmanız için...
önceden ve bunda "Müslüman" olarak isimlendirdi.
Artık...
salatı ikame edin...
ve zekatı verin...
ve ALLAH'a mutasım olun!
O, sizin mevlanızdır.
O, ne iyi mevla, ne iyi nasırdır!

24. NUR / 27

Ey iman edenler!
Kendi beytlerinizin gayrısındaki beytlere…
ehline teslim olupta ünsiyetiniz oluncaya kadar dahil olmayın!
İşte bu sizin için hayrdır… umulur ki tezekkür edersiniz.

24. NUR / 61

Köre harec yoktur...
ve arice (topal) harec yoktur...
ve mariz olana harec yoktur.

Kendi evlerinizden
veya babalarınızın evlerinden
veya annelerinizin evlerinden
veya erkek kardeşlerinizin evlerinden
veya kız kardeşlerinizin evlerinden
veya amcalarınızın evlerinden
veya halalarınızın evlerinden
veya dayılarınızın evlerinden
veya teyzelerinizin evlerinden
veya miftahlarına malik olduğunuz evlerden
veya size sadık olanlardan,
yemek yemenize, nefsleriniz üzre (harec) yoktur.
Cemian veya şetta olarak yemek yemeniz size cünah değildir.

Evlere dahil olduğunuz zaman... artık ALLAH indinden tahiyye olarak, tayyib mübarek şekilde nefsleriniz üzre selamlayın!

Böyledir!...
ALLAH, size ayetlerini size beyan eder... umulur ki akıl edersiniz.

25. FURKAN / 63

Rahman'a abd olanlar…
onlar arz üzerinde hevn olarak meşy ederler.
Cahiller kendilerine hatb ettikleri zaman, "Selam!" derler.

25. FURKAN / 75

İşte onlar, sabır ettikleri şeyler ile gurfelere cezalanırlar… ve orada onlara, tahiyye olarak "selam" ilka edilir.

26. ŞUARA / 88-89

Yevmde, malın ve oğulların menfaati olmaz... sadece, kalb-i selim ile ALLAH'a gelen kimseler…

27. NEML / 15

Davud'a ve Süleyman'a elbette kat'iyyetle ilim verdik!
Onlar dediler ki:
"Hamd etmek, kendisine ibadet eden mü'minlerin çoğuna bizi fazl eden ALLAH'ındır."

27. NEML / 16

Süleyman, Davud'a varis oldu… ve dedi ki:
"Ey nas!
Biz, uçuculara intak etmeye alim edildik… ve bize her şeyden verildi. Muhakkak bu, kesinlikle bu, mübin fazldır."

27. NEML / 17

Süleyman'a, cinnlerden ve inslerden ve uçuculardan ordular haşr edildi… ve ardından onlara vaa'z edildi.

27. NEML / 18

Hatta… Karınca vadisine geldiklerinde... bir karınca dedi ki:
"Ey karıncalar!
Meskenlerinize dahil olun!... Süleyman ve ordusu, şuurunda olmadan, sizi hutam etmesin!"

27. NEML / 30

"Muhakkak o, Süleyman'dandır.
Muhakkak o, Rahman, Rahim ALLAH adınadır."

27. NEML / 31

"BANA karşı ulvi olmaya kalkışmayın!
Müslüman olarak BANA gelin!"

27. NEML / 36

Ardından onlar geldiklerinde, Süleyman dedi ki:
"Mal ile siz kendinize meded mi ettiriyorsunuz bana!?... ALLAH'ın bana verdikleri... size verdiklerinden hayrdır!
Bilakis!...
Hediye ettiğinizle (şeylerle ancak) siz ifrah olursunuz."

27. NEML / 38

Dedi ki:
"Ey meleler!
Onlar Müslüman olarak bana gelmeden önce... hanginiz onun arşı ile bana gelebilir?"

27. NEML / 42

Ardından, o geldiğinde... ona denildi ki:
"Arşın böyle miydi?"
Dedi ki:
"O, bunun gibiydi.
Bize önceden ilim verilmişti... ve biz Müslüman olmuştuk!"

27. NEML / 44

Ona denildi ki:
"Sarha dahil ol!"
Ardından onu gördüğünde, onu lücc su hasib etti... ve sevkini keşf etti.
Dedi ki:
"Muhakkak o, karurelerden, mümerred sarhtır."
Dedi ki:
"Rabbim!
Muhakkak ben, kendi nefsime zalim olmuşum. Süleyman ile birlikte Rabb-il alemin ALLAH'a silm oldum!"

27. NEML / 59

De ki:
"Hamd etmek ALLAH'ındır.
Selam, O'na ibadet eden ıstıfa olmuşların üzerine olsun!"
ALLAH, hayrdır!…
Yoksa,
şirk koştukları mı!

27. NEML / 81

Sen, körlere… dalaletlerinden hadiy değilsin!
Sen, sadece,
ayetlerimize iman eden
ve ardından Müslüman olan kimselere işittirebilirsin!

27. NEML / 91-92

Muhakkak ben, ancak, haram kılınan bu beldenin (Mekke) Rabbine abd olmaya emir olundum... ki bütün herşey O'nundur!
Bana,
Müslümanlardan olmam...
ve Kur'an tilavet etmem...
emir olundu!"
İhtida olan kimse... artık muhakkak, ancak, kendi nefsi için ihtida olur!
Dall olan kimse... artık ona de ki:
"Muhakkak ben, ancak, inzar edicilerdenim!"

28. KASAS / 53

Kendilerine tilavet edildiği zaman, derler ki:
"Ona iman ettik. Muhakkak o, Rabbimizden hakktır. Muhakkak biz, önceden Müslüman olmuştuk."

28. KASAS / 55

Lagv işittikleri zaman, ondan iraz ederler… ve derler ki:
"Bizim amelimiz bize, sizin ameliniz ise sizedir. Size selam olsun. Biz cahillere bagi olmayız."

29. ANKEBUT / 46

Zalim olanlar dışında… kitab ehli ile, sadece, ahsen şekilde cedel edin!
Deyin ki:
"Biz, bize inzal edilene... ve size inzal edilene iman ettik. İlahımız ve ilahınız vahiddir. Biz, O'na Müslümanız!"

30. RUM / 53

Sen, körlere dalaletlerinden hadiy değilsin!
Sen, sadece, ayetlerimize iman eden... ve ardından Müslüman olan kimselere işittirebilirsin!

31. LOKMAN / 22

Vechini, muhsin olarak ALLAH'a silm eden kimse… artık o, urvet-il vuskaya istimsak etmiştir.
Emirlerin akibeti ALLAH'adır.

33. AHZAB / 22

Mü'minler hizbleri gördüklerinde, dediler ki:
"Bu, ALLAH'ın ve Rasulünün bize vaad ettiği şey… ALLAH ve Rasulü sadakat gösterdi."
Onların, ancak, imanları ve teslim oluşları ziyade oldu.

33. AHZAB / 35

Muhakkak,
Müslüman erkekler ve Müslüman kadınlar...
ve mü'min erkekler ve mü'min kadınlar...
ve kanit erkekler ve kanit kadınlar...
ve sadık erkekler ve sadık kadınlar...
ve sabır eden erkekler ve sabır eden kadınlar...
ve huşu duyan erkekler ve huşu duyan kadınlar...
ve mutasaddık erkekler ve mutasaddık kadınlar...
ve oruç tutan erkekler ve oruç tutan kadınlar...
ve ferclerine hafız erkekler ve hafız kadınlar...
ve ALLAH'a çokça zakir erkekler ve zakir kadınlar...
ALLAH, onlar için mağfiret ve azim ecir idad etmiştir.

33. AHZAB / 44

O'na ilka oldukları yevmde,
onların tahiyyeleri, "Selam" dır.
ve onlar için kerim ecir idad edilmiştir.

33. AHZAB / 56

Muhakkak ki ALLAH ve O'nun melekleri, Nebi üzre salat eder.
Ey iman edenler!
Siz de ona salat edin!... ve teslim oluş ile teslim olun!

34. SEBE / 12

Süleyman'a…
gudüvv vaktinde bir şehr ve revahta vaktinde bir şehr (yol alan) rih... (verdik)
kıtr aynını (bakır madeni) ona seyl ettik.
Cinnlerden, Rabbinin izni ile elinin arasında amel edenler vardı.
Bunlardan emrimize zeyg olana… seir azabtan taddırıyorduk.

36. YASİN / 58

"Selam!" Rahim Rabbden kavildir.

37. SAFFAT / 26

Bilakis!
Onlar, yevmde müsteslimdirler!

37. SAFFAT / 79

Alemler içinde… Nuh'a selam olsun!

37. SAFFAT / 84

Rabbine, kalb-i selim ile gelmişti.

37. SAFFAT / 103-104-105

Ardından ikisi de silm olduğunda… ve onu cebinine tell ettiğinde... ona nida ettik:
"Ey İbrahim!
Sen rüyaya kat'iyyetle sadakat göstermiş oldun!

Böyledir!...
Muhakkak ki BİZ, muhsinleri cezalandırırız."

37. SAFFAT / 109

İbrahim'e selam olsun.

37. SAFFAT / 120

Musa ve Harun'a selam olsun.

37. SAFFAT / 130

İlyas'a selam olsun.

37. SAFFAT / 180-181-182

Senin Rabbin, izzetli Rabb... onların vasf ettikleri şeylerden subhandır. Mürseller üzre selam olsun. Hamd etmek, Rabb-il alemin ALLAH'ındır.

Bir hadis-i şerifte, kıyamet günü sevabtan tam olarak ölçeklenmek için bu ayetlerin okunması tavsiye olunmuştur. Bu tavsiye doğrultusunda, okunan aşr ardından bu ayetler okunmaktadır.
38. SAD / 30

Davud'a Süleyman'ı vehb ettik.
Ne naim abd! Muhakkak o evvabtır.

38. SAD / 34

Süleyman'a elbette kat'iyyetle!... fitne ettik;
Kürsüsünde bir cesed ilka ettik... sonra inabe etti.

39. ZUMER / 11-12

De ki:
"Muhakkak ben, dinde O'na muhlis olarak ALLAH'a abd olmakla emir olundum... ve bana, Müslümanların evveli olmam emir olundu."

39. ZUMER / 22

ALLAH'ın, sadrını İslam'a şerh ettiği kimse… artık o, Rabbinden nur üzre değil midir!?

Artık yazıklar olsun!… kalbleri, ALLAH'ın zikrinden kasvette olanlara!... işte onlar mübin dalalettedirler.

39. ZUMER / 29

ALLAH, mesel darb etti:
bir adam ki… onun hakkında teşaküs eden şerikler vardır...
ve başka bir adam ki… tek bir adama selemedir...
(Bu) Meselde, ikisi (birbirine) istiva mıdır!?
Hamd etmek ALLAH'ındır!
Bilakis!
Onların pek çoğu alim değiller.

39. ZUMER / 54

Azab size gelmeden önce…
Rabbinize inabe edin!
O'na silm olun!
Sonra size nasr edilmeyecek!

39. ZUMER / 73

Rabblerine ittika edenler, zümreler halinde cennete sevk edilir.
Hatta… ona varınca, onun babları feth olunur... ve onun hazinleri onlara derler ki:
"Size selam olsun!
Siz tıybe olmuşsunuz… artık ebedi olarak dahil olun!"

40. MUMİN / 66

De ki:
"Muhakkak ben, bana Rabbimden beyyineler geldiğinde, ALLAH'ın gayrısında davet ettiklerinize abd olmaktan nehy edildim.
Rabb-il alemine silm olmaya emir olundum."

41. FUSSİLET / 33

ALLAH'a davet edenden...
ve salih (iş)lere amil olandan...
ve "Muhakkak ben Müslümanlardanım" diyenden...
kimin kavli ahsendir!?

43. ZUHRUF / 68-69

"Ey… ayetlerimize iman ederek... ve Müslüman olarak, BANA abd olanlar!
Yevmde size korku yoktur... siz hüzünlenmeyin."

43. ZUHRUF / 89

Artık onlardan safh et!
De ki: "Selam!"
Artık onlar, yakında alim olacaklar.

46. AHKAF / 15

İnsana, ana-babasına ihsanı vasiyet ettik!
Annesi ona kerh halinde hamil oldu... ve onu kerh halinde vaz etti (doğurdu). Hamil olması ve onun fisal olması otuz aydır.

Hatta, şedidine iblağ olunca ve kırk seneye baliğ olunca dedi ki:
"Rabbim!
Beni ve ana-babamı nimetlendirdiğin nimetine şükür etmemi...
ve SEN'in razı olacağın salih amel işlememi...
bana vaa'z et.
Benim zürriyetimdekileri ıslah et.
Muhakkak ben, SANA tevbe ediyorum.
Muhakkak ben, Müslümanlardanım."

47. MUHAMMED / 35

Artık, sakın vehn olmayın!... ve ulvi olan siz olduğunuz halde selme davet etmeyin!
ALLAH, sizinle beraberdir… ve sizin amellerinizi vitr etmez.

48. FETİH / 16

Arablardan muhalif olanlara de ki:
"Beis şedid sahibi bir kavme karşı davet edileceksiniz... onlarla kıtal edersiniz veya silm olurlar.
Artık eğer itaat ederseniz... ALLAH size hasene ecir verir.
Eğer daha önceden tevella ettiğiniz gibi tevella ederseniz... size elim azab ile azab eder."

49. HUCURAT / 14

Arablar dediler ki:
"Biz iman ettik!"
De ki:
"Siz (henüz) iman etmiyorsunuz!...
Fakat... kalblerinizde iman dahil olduğunda 'silm olduk' deyin."

Eğer ALLAH'a ve Rasulüne itaat ederseniz… sizin amellerinizden bir şey leyt edilmez.
Muhakkak ki ALLAH gafurdur, rahimdir."

Ayette geçen "eslem" kelimesi; "silm" isminin if'al çekimidir. "silmleşmek / silm haline geçmek" anlamı kazanmıştır. Ayetteki "amenna" kelimesi de aynı şekilde "iman" isminin if'al çekimindedir.
49. HUCURAT / 17

Silm etmelerini sana menn ediyorlar.
De ki:
"Sizin (bahşedilen) İslam'ınızı bana menn etmeyin.
Bilakis!
Eğer siz, sadık olanlar olursanız... sizi imana hidayet ettiğinden ötürü ALLAH size menn etmiştir."

50. KAF / 34

Selam ile ona dahil olun!
İşte bu ebedilik yevmidir!

51. ZARİYAT / 25

Ona dahil olduklarında…
"Selam!" dediler.
"Selam! Münker kavim…" dedi.

51. ZARİYAT / 36

Ancak orada... Müslümanlardan, bir ev gayrısında vecd olamadık.

52. TUR / 38

Yoksa onların istima ettikleri süllemleri mi var?
Öyleyse istima edenler… mübin sultan ile gelsinler!

56. VAKIA / 25-26

Orada, lagv işitmezler. Tesim yapılmaz orada!
Sadece… "Selam!, Selam!" denilir!

56. VAKIA / 88-89-90-91-92-93-94

Artık,
Ya mukarreblerden olur… ve artık revh ve reyhan ve Naim cenneti (onadır).
Ya yemin ashabından olur… ve artık, "Yemin ashabından sana selam olsun!" (denir ona).
Ya da mükezzib dallerden olur… ve artık ona hamim nüzul olur… ve o, cahime saly edilir!

59. HAŞR / 23

O'-ALLAH, O'ndan başka ilah olmayandır.
Meliktir, kuddüstür, selamdır, mü'mindir, muheymindir, azizdir, cebbardır, mütekebbirdir.
ALLAH, şirk koşulan şeylerden subhandır.

61. SAFF / 7

İslam'a davet edildiği halde… ALLAH'a kizb ederek iftira eden kimseden daha zalim olan kimdir!?
ALLAH, zalimlerin kavmini ihda etmez.

66. TAHRİM / 5

Eğer siz ikinizi boşarsa... gerekir ki (belki)… Rabbiniz ona, hayr olarak...
Müslüman,
mü'min,
kanit olan,
tevbe eden,
abd olan,
saih,
seyyibe,
ve bakire
zevceler bedellendirir.

68. KALEM / 35

Müslümanları, mücrimler gibi kılar mıyız!

68. KALEM / 42-43

Yevmde…
Sekilerin keşf olur!...
ve secdelere davet edilecekleri halde… basarları huşu içinde… kendilerini zillet irhak etmiş halde... istitaat edemezler!
Oysa…
Onlar salimlerken… kat'iyyetle secdelere davet edilmişlerdi!

72. CİNN / 14

Muhakkak biz... (bazımız) Müslümanlardanız... ve (bazımız) iksat olanlardanız.
Silm olan kimse… artık işte onlar, reşid olmayı taharri etmiştir."

97. KADİR / 3-4-5

Kadir Gecesi, bin aydan hayrdır.
Onda… emirlerin tamamından… Rabblerinin izni ile Melekler ve Ruh tenezzül eder.
O, Fecrin tulu ettiği zamana kadar selamdır!

Bin ay süreci yaklaşık 83 yıl yapmaktadır. Bu, bir insan ömrü olarak kabul edilir.
Sure Listesi

Kelam-ı Kadim'de Geçen Kelimeler Sözlüğü;Teolog A.Kadir İmamoğlu tarafından derlenerek hazırlanmıştır.