İçeriğe geç
KÖK Ara:
KELİME Ara:
ANLAM içinde Ara:
❝ TBA: ❞ kökünden türeyen kelimeler... 18 Kayıt Listeleniyor.
Aynı Kökten Türeyen: xoxox xoxox istitba' itba' ittiba' ittibaen Metbu' Metbuiyyet Mutabi' Mutabiîn Mutetabi' Tabi' Tebea Tabiat Tabia Tabii Tabiûn Tâbiîn tabiiyyet Teba' Tebaa Tetbi' Tuba
xoxox
ت ب ع TBA:
xoxox
تُبَّعٍ TBA:
istitba'
ت ب ع TBA:

Tabi olmayı istemek. Peşinden sürüklemek.

itba'
ت ب ع TBA:

Tabi kılmak. Ardına katmak.

ittiba'
ت ب ع TBA:

Tabi olma. Arkasından gitme. İtaat etme.

DuruMeal'de toplam 1 kayıtta geçiyor.
ittibaen
ت ب ع TBA:

Tabi olarak, ittiba ederek, uyarak.

Metbu'
ت ب ع TBA:

Kendine uyulan. Tabi olunan. Halkın, kendine tabi olduğu zat. Hükümdar.

Metbuiyyet
ت ب ع TBA:

Kendine uyulmaklık. Başkasının kendisine tabi olması. Birisine tabi oluş.

Mutabi'
ت ب ع TBA:

Tabi olan, uyan.

Çğl.Mutabiîn
Mutetabi'
ت ب ع TBA:

Birbiri ardınca gelen.

DuruMeal'de toplam 2 kayıtta geçiyor.
Tabi'
ت ب ع TBA:

Birinin arkası sıra giden, ona uyan. Boyun eğen. İtaat eden. Gr: Kendinden evvelki kelimeye göre hareke alan. Peygamberimiz Aleyhissalâtü Vesselâm'ı görmüş olanları, ashabını görüp, onlardan hadis dinlemiş olan.

DuruMeal'de toplam 151 kayıtta geçiyor.
Çğl.Tebea
Tabiat
Tabia
ت ب ع TBA:

Yaratılış, huy, karakter. Alem ve içindekiler. Şeriat-ı fıtriyye. Hadiselerin ve varlıkların bağlı olduğu kanunlar.

Tabii
ت ب ع TBA:

Tabiat icabı olan. Tabiatla alakalı. Normal.

Çğl.TabiûnÇğl.Tâbiîn
tabiiyyet
ت ب ع TBA:

Tabi'lik. Tabi olma. Bir kimseye mensub bulunma. Bir devletin teb'asından olma.

Teba'
ت ب ع TBA:

Tabi olma. Uyma.

Tebaa
ت ب ع TBA:

Tabi olanlar. Birisinin veya bir devletin emri altında olanlar.

DuruMeal'de toplam 1 kayıtta geçiyor.
Tetbi'
ت ب ع TBA:

Peşini bırakmayıp iyice araştırma. Uyma, tabi olma.

Tuba
تُبَّعٍ TBA:

Ne hoş. Ne iyi. / Her şeyin iyisi ve efdali. / İyilik, güzellik. / Baht. / Cennette bulunan ve kökü semada, dalları ednada olan ağaç. / Çok berrak ve saf olan.

DuruMeal'de toplam 1 kayıtta geçiyor.
2. BAKARA / 38-39

Dedik ki:
"Ondan cemian hebt olun!
Size BEN'den huda verildiğinde... hemen hudaya tabi olan kimseler… artık onlara korku yoktur... ve onlar hüzünlenmezler.
Kafirler ve ayetlerimize kizb edenler ise... işte onlar, nar ashabıdır... onlar orada ebedidirler."

2. BAKARA / 102

Süleyman'ın mülkü üzre şeytanların tilavet ettiği şeye tabi oldular.
Süleyman kafir değildi... Fakat şeytanlar, nasa...
sihri...
ve Babil'de ki iki meleğe *** Harut ve Marut *** inzal edilen şeyi...
ilim ettirerek kafir olmuşlardı!

O ikisi,
"Muhakkak biz fitneyiz... artık sakın kafir olmayın!"
demeden kimseye ilim ettirmiyordu... ve ardından onlar, o ikisinden, kişi ile zevcesinin arasına fark koyacak şeyleri kendilerine ilim ettiriyorlardı.

Onlar, ALLAH'ın izni olmadan, onunla kimseden darr edemezlerdi... Onlar, kendilerine menfaat veren şeyleri değil de... darr eden şeyleri kendilerine ilim ettirdiler!
Onlar, onu iştira edenin, ahirette kendilerine halak olmayacağına, elbette kat'iyyetle alim idiler!

Nefslerini onunla iştira ettikleri şey ne beistir!...
Keşke alim olmuş olsalardı.

2. BAKARA / 120

Sen onların milletine tabi oluncaya kadar... ne yahudiler ne de nasraniler senden razı olmazlar.
De ki:
"Muhakkak ki ALLAH'ın hudası... huda budur!"
Eğer gerçekten sen, ilimden sana verilenin ardından onların hevalarına tabi olursan... kesinlikle sana ALLAH'tan veliy de... nasır da olmaz.

2. BAKARA / 143

Böyledir!...
Sizi...
nasa şahidler olmanız için...
ve Rasulün de size şahid olması için...
vasat ümmet kıldık.

Akabı üzre inkılab edenlerden Rasule tabi olanlara alim olmamız için... üzerine olduğunuz kıbleyi kıldık. Bu, ALLAH'ın hidayet ettiklerinden başkasına elbette kebir gelir.

ALLAH sizin imanınızı zayi edecek değildir.
Muhakkak ki ALLAH, nasa, elbette rauftur, rahimdir.

2. BAKARA / 145

Kitab verilenlere, bütün ayetler ile gitsen bile... senin kıblene tabi olmazlar.
Sen de onların kıblesine tabi olacak değilsin!
Onların bazıları da, bazısının (birbirlerinin) kıblesine tabi değiller.

İlimden sana verilenin ardından... eğer onların hevalarına tabi olursan... muhakkak sen, o zaman kesinlikle zalimlerdensindir.

2. BAKARA / 166-167

Tabi olunanlar, tabi olanlardan teberri olduklarında ve azabı gördüklerinde... onlar ile sebeblerini kata ederler.

Tabi olanlar derler ki:
"Keşke bize bir kerre daha verilse… ve ardından, bizden teberri ettikleri gibi onlardan teberri etsek."

Böyledir!...
ALLAH, kendilerine amellerinin hasretini gösterir! Onlar nardan haric olamazlar.

2. BAKARA / 166-167

Tabi olunanlar, tabi olanlardan teberri olduklarında ve azabı gördüklerinde... onlar ile sebeblerini kata ederler.

Tabi olanlar derler ki:
"Keşke bize bir kerre daha verilse… ve ardından, bizden teberri ettikleri gibi onlardan teberri etsek."

Böyledir!...
ALLAH, kendilerine amellerinin hasretini gösterir! Onlar nardan haric olamazlar.

2. BAKARA / 168-169

Ey nas!
arzdaki helal, tayyib olanlardan...
şeytanın hatvelerine tabi olmadan…
yeyin!
Muhakkak o, sizin için mübin düşmandır. Muhakkak o size, ancak, sui ve fahiş ile... alim olmadığınız şeyleri ALLAH'a kavil etmenizi emir eder.

2. BAKARA / 170

Onlara
"ALLAH'ın inzal ettiğine tabi olun!" denildiğinde, derler ki:
"Bilakis!
Biz ata-babalarımızı üzerine lafi olduğumuz şeye tabi oluruz."
Ya, ata-babaları hiç bir şeye akıl edemeyen ve de ihtida olamayan olmuşlarsa...!?

2. BAKARA / 178-179

Ey iman edenler!
Katl hakkında, kısas üzerinize ketb edildi!
hürr ile hürr!
abd ile abd!
dişi ile dişi!

Kendisine onun kardeşinden bir şey afv edilen kimse... artık o, marufa tabi edilir... ve ona ihsan ile eda edilir.
Bu, Rabbinizden tahfif ve rahmettir!

Artık, bundan sonra... düşmanlık eden kimse... artık elim azab onadır!
Eyy lübb sahibleri!...
Hayat, sizin için kısastadır!... umulur ki ittika edersiniz.

2. BAKARA / 208-209

Ey iman edenler!
Kaffeten silme dahil olun!
ve Şeytanın hatvelerine tabi olmayın! Muhakkak o, sizin için mübin düşmandır.

Size beyyine kılınan şeylerin ardından zelle olursanız… artık alim olun ki… ALLAH, azizdir, hakimdir.

2. BAKARA / 262

Mallarını ALLAH sebilinde infak eden…
sonradan,
infak ettiği şeyleri minnete tabi kılmayan…
ve eza etmeyen kimseler…
onların ecirleri Rabblerinin indindedir… onlara korku yoktur ve onlar hüzünlenmezler.

2. BAKARA / 263

Maruf kavil ve mağfiret, ezaya tabi sadakattan hayrdır.
ALLAH, ganiydir, halimdir.

3. ALİ İMRAN / 7

O, sana kitab inzal edendir.
Ondan bazı ayetler muhkemdirler... onlar ana kitabtır.
Diğerleri de müteşabihtir.

Kalblerinde zeyg olanlar, fitne ibtiga etmek ve tevilini ibtiga etmek üzere, onun müteşabih olanlarına, kendilerini tabi ederler!

Onun te'viline, ancak, ALLAH alimdir.
İlimde rasih olanlar derler ki:
"Biz ona iman ettik. Hepsi Rabbimizin indindendir."
Ancak, lübb sahibleri tezekkür eder.

3. ALİ İMRAN / 20

Ardından seninle hacc ederlerse... artık de ki:
"Ben vechimi ALLAH'a silm ettim... ve bana tabi olanlar da!..."
Kitab verilenlere ve ümmilere de ki:
"Siz de silm ettiniz mi?"
Eğer silm ettilerse, artık kat'iyyetle ihtida olmuşlardır.
Eğer tevella ederlerse, artık muhakkak senin üzerine olan ancak belağdır.
ALLAH, kendisine abd olanlara basirdir.

3. ALİ İMRAN / 31

De ki:
"Eğer siz ALLAH'a hubb ettiyseniz… artık bana tabi olun… ALLAH da size hubb etsin… ve sizin zenblerinize gafur olsun.
ALLAH, gafurdur, rahimdir."

3. ALİ İMRAN / 53

"Rabbimiz!
İnzal ettiğin şeye iman ettik… ve Rasule tabi olduk.
Artık, şahid olanlarla beraber ketb et bizi."

3. ALİ İMRAN / 55

ALLAH demişti ki:
"Ey İsa!
Muhakkak ki BEN, seni vefat ettireceğim... ve sen, BANA rafi olacaksın.
Sen, kafirlerden mutahharsın.
Sana tabi olanları, kıyamet yevmine kadar kafirlerin fevkinde kılacağım... sonra, sizin merciniz BANA olacak!
Artık ihtilafa düştüğünüz şeyler hakkında, aranızda BEN hüküm vereceğim!"

3. ALİ İMRAN / 68

Muhakkak, nasın İbrahim'e evla (daha veliy) olanı, kesinlikle
ona tabi olanlardır…
ve bu Nebidir...
ve iman edenlerdir.
ALLAH, mü'minlere veliydir.

3. AL-İ İMRAN / 72-73-74

Kitab ehlinden bir taife dedi ki:
"İman edenlere inzal olana, gündüz vechinde iman edin ve ahirinde kafir olun. Ola ki onlar da rücu ederler.
Siz, kendi dininize tabi olandan başkasına sakın iman etmeyin."

De ki:
"Muhakkak huda, ALLAH'ın hudasıdır!"

Size verilen şeyin mislinin birinize verileceğine veya Rabbinizin indinde size hacc edecekleri konusunda...

De ki:
"Muhakkak fazl ALLAH'ın eli iledir.
Onu dilediğine verir. ALLAH, vasidir, alimdir.
Rahmeti ile dilediği kimseye hass kılar.
ALLAH, azim fazl sahibidir."

3. ALİ İMRAN / 95

De ki:
"ALLAH'a sadakat gösterin!
Artık Hanif İbrahim'in milletine tabi olun!
O, müşriklerden olmadı."

3. ALİ İMRAN / 162

ALLAH'ın rıdvanına tabi olan… artık, ALLAH'tan suhta beva olan ve mevası cehennem olan kimse gibi midir!?... ne beis masirdir.

3. AL-İ İMRAN / 166-167

İki cemaatin mülaki olma yevminde size isabet eden şey, ALLAH'ın izni iledir... ve mü'minlere alim olması için ve nifak çıkaranlara alim olması içindir.
Onlara denilmişti ki:
"Gelin! ALLAH sebilinde katl edin veya def edin!"
Dediler ki:
"Şayet kıtal etmeyi bilseydik elbette size tabi olurduk."
Onlar küfürleri için, izin yevminde, iman için olanlardan daha karibtir. Onlar ağızları ile kalblerinde olmayan şeyi söylüyorlar.
ALLAH, ketm ettiklerine alimdir.

3. AL-İ İMRAN / 173-174

O kimseler ki... nas, onlara şunu demişti:
"Muhakkak, nas sizin için kat'iyyetle cem olmuştur!... haşy edin onlardan!"
ardından, onların imanları ziyade oldu.
Dediler ki:
"ALLAH hasbdır... ve ne iyi vekildir."
Ardından, ALLAH'tan nimet ve fazl ile inkılab ettiler... onlara sui mess olmadı... ALLAH'ın rıdvanına tabi oldular.
ALLAH, azim fazl sahibidir.

4. NİSA / 27

ALLAH, size tevbe etmeyi irade edendir.
Şehvetlerine tabi olanlar… sizin azim meyl ile meyl etmenizi irade etmektedir.

4. NİSA / 83

Onlara, emniyetten veya korkudan bir emir geldiğinde, onu zey ederler. Şayet onu Rasule ve kendilerinden ulu-l emre redd etselerdi... kendilerinden onu istinbat edenler elbette ona alim olurdu.

Şayet ALLAH'ın üzerinize fazlı ve rahmeti olmasaydı... birazınız dışında, kesinlikle şeytana tabi olurdunuz.

4. NİSA / 92

Bir mü'minin, bir mü'mini öldürmesi... hata ile olması dışında... olamaz!
Hata ile bir mü'mini katl eden...
tasadduk ettiklerinin dışında, ehline müsellem diyet (ödeyerek) bir mü'min rakabeyi tahrir etsin!
Eğer, (maktul) size düşman bir kavimden ve de bir mü'min ise... ardından, mü'min bir köle tahrir etsin!
Eğer sizinle kendileri arasında misak olan bir kavimden ise... ardından, ehline müsellem diyet (ödeyerek) mü'min bir rakabe tahrir etsin!
Bunları mevcud edemeyen, ALLAH'tan tevbe olarak, mütetabi iki ay oruç tutsun!
ALLAH, alim, hakim olandır.

4. NİSA / 115

Kendisine huda beyan olmasının ardından Rasule şikak eden ve mu'minlerin sebilinden gayrısına tabi olan kimse… onu tevella ettiğine veliy ederiz ve onu cehenneme saly ederiz. Ne sui masirdir.

4. NİSA / 125

Vechini ALLAH'a silm edenden...
ve muhsin olandan…
ve Hanif İbrahim'in milletine tabi olandan…
dini ahsen olan kimdir!?
ALLAH, İbrahim'i "halil" ittihaz etti.

4. NİSA / 135

Ey iman edenler!
ALLAH için kıst ile kavvam şüheda olun, velev ki nefsiniz veya ana-babanız veya akrabanız aleyhinde bile olsa.
Ganiy veya fakir de olsalar... ALLAH, ikisine de evladır.
Adil oluyorsunuz diye hevanıza tabi olmayın.
Eğer levy ederseniz veya muriz olursanız, muhakkak ki ALLAH, amel ettiklerinize habir olandır.

4. NİSA / 155-156-157

Ardından,
misaklarından nakz ettikleri ile...
ve ALLAH'ın ayetlerine küfür etmeleri ile...
ve Nebileri hakk gayrısında katl etmeleri ile...
"kalblerimiz gulf oldu" demeleri ile...
Bilakis!
ALLAH onları, kendi küfürleri ile tab etmiştir... ve artık onlar, sadece, çok az iman edebilirler.
ve küfürleri ile...
ve Meryem'e karşı azim bühtan sözleri ile…
ve "Muhakkak, ALLAH Rasulü, Meryem oğlu İsa Mesih'i biz katl ettik" sözleri ile...

Onlar onu katl etmediler... ve de salb etmediler.
Fakat onlara şübhe ettirildi!
Muhakkak onun hakkında ihtilafa düşenler, elbette bundan şekk içindedir. Onların zanna tabi olmaktan başka ilimleri yoktur. Onun katl edilmesine yakin değiller!

5. MAİDE / 15-16

Ey kitab ehli!
Size Rasulümüzü kat'iyyetle kıldık!
O, kitabtan sizin hafy ettiklerinizin çoğunu size beyan etmektedir... ve de çoğunu afv etmektedir.
ALLAH'tan size, kat'iyyetle nur ve mübin kitab kılınmıştır!
ALLAH, KENDİ rıdvanına tabi olanları...
onunla, selam sebillerine ihda eder.
ve KENDİ izni ile zulmetlerden nura ihrac eder.
ve sırat-ı mustakime ihda eder.

5. MAİDE / 48

Kitabtan elinin arasındakine musaddık olarak ve müheymin olarak, sana bi-hakkın Kitab inzal ettik.
Artık onların aralarında, ALLAH'ın inzal ettiği ile hüküm et. Sana gelen hakktan başka, onların hevalarına tabi olma.

Sizden her biriniz için şeriat ve menhec kıldık.
Şayet ALLAH dileseydi, elbette sizi vahid ümmet kılardı. Fakat, verdiği şeylerde sizi belv etmek için (bunu yapmadı)...

Artık hayrlarda istibak edin.
Merciniz cemian ALLAH'adır... ve ardından O, hakkında ihtilafta olduğunuz şeyleri size haber verendir.

5. MAİDE / 49

Aralarında, onların hevalarına tabi olmaksızın, ALLAH'ın izal ettiği ile hükmet. ALLAH'ın sana inzal ettiğinin bazısında, seni fitnelemelerinden hazer et.
Ardından eğer tevella ederlerse, artık alim ol ki; muhakkak ki ALLAH, bazı zenblerini, kendilerine isabet ettirmeyi irade ediyor.
Muhakkak nasdan çoğu kesinlikle fasıktılar.

5. MAİDE / 77

De ki:
"Ey kitab ehli!
Dininizde, hakk gayrısında gulv etmeyin!
Sakın ola…
önceden kat'iyyetle dalalete düşmüş!...
ve de pek çoklarını dalalalete düşürmüş!...
seva sebilden dalalet etmiş!...
bir kavmin hevasına tabi olmayın!"

6. ENAM / 50

De ki:
"Ben size, ALLAH'ın hazineleri indimdedir, demiyorum. Gayba alim değilim. Size, ben bir meleğim, de demiyorum.
Ben, sadece, bana vahy olunana tabi oluyorum."
De ki:
"Kör ve basir istiva olur mu!?
Tefekkür etmez misiniz!?"

6. ENAM / 56

De ki:
"Muhakkak ben... sizin, ALLAH'ın gayrısından davet ettiklerinize ibadet etmekten nehy olundum."

De ki:
"Ben sizin hevanıza tabi olamam!... o zaman kat'iyyetle dalalete düşmüş olurum!... ve ben, mühtedilerden olamam!"

6. ENAM / 106

O'ndan başka ilah olmayan Rabbinden sana vahy edilene tabi ol!
Müşriklerden iraz et!

6. ENAM / 116

Arzdaki kimselerin pek çoğu, eğer itaat edersen, ALLAH'ın sebilinden seni dalalete düşürürler. Onların tabi oldukları sadece zanndır. Onlar sadece hars ederler.

6. ENAM / 141-142

Arşı olan ve arşı olmayan cennetleri inşa eden O'dur... ve muteşabih olarak; hurmayı ve üküllerinden muhtelif ziraati ve zeytini ve narı... ve müteşabih gayrısında olanları...!
ve enamdan hamil olanları ve firaş yapılanları…!

Semere verdiğinde semeresinden yeyin ve hasad yevminin hakkını verin.
İsraf etmeyin!
Muhakkak ki O, müsriflere muhabbet duymaz.

ALLAH'ın sizi rızıklandırdığı şeylerden yeyin. Şeytanın hatvelerine tabi olmayın. Muhakkak o, sizin için mübin aduvvdur.

6. ENAM / 148

Şirk koşanlar diyecekler ki:
"Şayet ALLAH dileseydi, biz ve ata-babalarımız, şirk koşmazdık... ve hiçbir şeyden haram etmezdik."

Böyledir!...
Onların öncesinden olanlar da kizb etmişti. Hatta beisimizi tadmışlardı.

De ki:
"Sizin indinizde, bize ihrac edeceğiniz, ilimden var mı?
Siz sadece zanna tabi oluyorsunuz.
Siz sadece hars ediyorsunuz."

6. ENAM / 150

De ki:
"Haydi!
ALLAH'ın bunu haram ettiğine dair, şahidlerinizi lemm edin!"
Eğer onlar şahid olurlarsa, artık sen onlarla beraber şahidlik etme!
Ayetlerimizi kizb edelerin ve ahirete iman etmeyenlerin hevalarına tabi olma!... onlar, kendi Rabbleri ile adil oluyorlar.

6. ENAM / 153

Bu, BEN'im, "sırat-ı mustakim"imdir.
Artık ona tabi olun!... Sebillere tabi olmayın! Yoksa… O'nun sebilinden size tefrik ettirir.
Bunlara sizi böyle vasiyet ettirdi!... umulur ki ittika edersiniz.

6. ENAM / 155

İnzal ettiğimiz bu kitab, mübarektir.
Artık ona tabi olun ve ittika edin… umulur ki size rahmet edilir.

7. ARAF / 3

Rabbinizden size inzal edilene tabi olun!
Onun gayrısından veliylere tabi olmayın!
Ne kadar az tezekkür ediyorsunuz!

7. ARAF / 18

Dedi ki:
"İhrac ol oradan!... mez'um olarak ve medhur olarak!
Onlardan sana tabi olanlar var ya… kesinlikle cehennemi cemian sizden melaa edeceğim."

7. ARAF / 90

Kavminden kafir memeler, dediler ki:
"Eğer Şu'ayb'a tabi olursanız... kesinlikle siz hasar alanlar olursunuz!"

7. ARAF / 142

Musa'ya otuz gece vaad ettik... ve bunu aşr ile tamamladık... artık, Rabbinin mikatı, kırk geceye tamam oldu.

Musa, kardeşi Harun'a dedi ki:
"Kavmimde bana halife ol... ve ıslah et. Müfsidlerin sebiline tabi olma!"

7. ARAF / 157

- maruf ile emir eden...
- ve münkeri nehy eden...
- ve tayyib olanları kendilerine helal kılan...
- ve habis olanları kendilerine haram eden...
- ve kendilerinden ısrları ve üzerlerine konulmuş gulleri vaz eden...
Tevrat'ta ve İncil'de... kendi indlerinde mektub (ketb edilmiş) olarak vecd oldukları ümmi Nebi Rasule tabi olanlar...
ve ardından;
ona iman edenler
ve ona taazzür edenler
ve ona nasr edenler
ve onunla beraber inzal edilen nura tabi olanlar... işte onlar felaha ulaşanlardır.

7. ARAF / 158

De ki:
"Ey nas!
Muhakkak ben, cemian sizin üzerinize, ALLAH'ın Rasulüyüm.
Semaların ve arzın mülkü O'nundur.
O'ndan başka ilah yoktur.
Hayy eder ve mevt eder.
Artık,
ALLAH'a
ve... Allah'a ve O'nun kelimelerine iman etmiş olan ümmi Nebi Rasulüne...
iman edin!... ve tabi olun!... umulur ki ihtida olursunuz."

7. ARAF / 175

Ayetlerimizi verdiğimiz kimsenin, onlardan insilah ederek ve ardından şeytana kendisini tâbi ederek, gavilerden olduğu; haberini onlara tilavet et.

7. ARAF / 176

Şayet dileseydik, onlarla elbette onu ref ederdik. Fakat o, arzda ebedi oldu ve hevasına tabi oldu.
Artık onun meseli, köpeğin meseli gibidir; ona hamil olsan da dili dışardadır veya onu terk etsen de dili dışardadır.
Ayetlerimizi kizb eden kavmin meseli budur. Artık bu kıssayı kıssa et... umulur ki tefekkür ederler.

7. ARAF / 193

Eğer onları hudaya davet etseniz, size tabi olmazlar. Onları davet etseniz veya samt etseniz, sizin için sevadır.

7. ARAF / 203

Onlara ayet ile gelmediğinde,
"Bunu ictiba etseydin ya" derler.

De ki:
"Muhakkak ben, Rabbimden bana vahy olunana tabiyim.
Bu, iman eden kavim için, Rabbinizden basirettir ve hüdadır ve rahmettir."

8. ENFAL / 64

Ey Nebi!
ALLAH, sana ve mü'minlerden sana tabi olanlara hasbdır.

9. TEVBE / 42

Şayet karib arız ve kasd edilmiş sefer olsaydı elbette/kesinlikle sana tabi olurlardı. Fakat şakk edilecek olan onlara baid geldi.

Onlar, ALLAH'a half edecekler:
"Şayet istitaat etseydi, sizinle beraber elbette/kesinlikle ihrac olurduk."
Onlar kendi nefslerini helak ediyorlar. Onların elbette/kesinlikle kazib olduklarına ALLAH alimdir.

9. TEVBE / 100

Muhacirlerden ve nasırlardan, evvelde sabık olanlar ve ihsan ile ona tabi olanlar... ALLAH onlardan razı olmuştur... onlar da O'ndan razı olmuşlardır.
Onlar için, içinde ebedi olacakları, altından nehirler cereyan eden cennetler idad etti.
Bu azim fevzdir.

9. TEVBE / 117

Nebi'ye ve usra saatinde ona tabi olan muhacirlere ve ensara… elbette kat'iyyetle ALLAH tevbe etti!
Onlardan bir ferikin kalbleri, neredeyse zeyg olacaktı ki… sonra onlara da tevbe etti.
Muhakkak ki O, onlara rauftur, rahimdir.

10. YUNUS / 15

Beyan edilmiş ayetlerimiz kendilerine tilavet edildiğinde... BİZ'e lika olmaya rica etmeyenler derler ki:
"Bundan gayrı Kur'an getir veya bunu bedellendir."
De ki:
"Benim onu kendi kendime bedellendirmem olamaz. Ben, sadece, bana vahy olunana tabi edildim. Muhakkak... eğer Rabbime isyan edersem... azim yevmin azabından korkarım."

10. YUNUS / 35

De ki:
"Sizin şirk koştuklarınızdan...
hakk olana ihda edecek bir kimse var mı?"
De ki:
"ALLAH, hakk olana ihda eder!

Hakk olana ihda eden mi tabi olunmaya daha hakktır... yoksa ihda edilmeden ihda olamayan mı?
Ne oluyor size?
Nasıl hüküm veriyorsunuz?"

10. YUNUS / 36

Pek çokları, ancak, zanna tabi olur!
Muhakkak zann, hakktan bir şey ganiy etmez!
Muhakkak ki ALLAH, onların fail olduklarına alimdir.

10. YUNUS / 66

Değil mi ki... muhakkak, semalardaki kimseler ve arzdaki kimseler ALLAH'ındır!
ALLAH'ın gayrısından davet edenler, şeriklere tabi olamazlar!... onlar, sadece, zanna tabi olmaktalar! Sadece onlar, hars etmekteler!

10. YUNUS / 89

Dedi ki:
"Davetinize kat'iyyetle icab olunmuştur!
Artık istikametlenin ve ilmi olmayanların sebiline tabi olmayın!"

10. YUNUS / 90

İsrailoğullarına bahrda cevaz verdik.
Ardından... Firavun ve ordusu, bagy ederek ve düşmanlık ederek, onlara tabi oldu (takib etti).
Hatta... gark olduklarını idrak ettiklerinde dedi ki:
"İsrailoğulları'nın iman ettiğinden başka ilah olmadığına iman ettim. Ben de Müslümanlardanım."

10. YUNUS / 109

Sana vahy edilen şeye tabi ol!...
ve ALLAH'ın hükmüne kadar sabır et!
O, hakimlerin hayr olanıdır.

11. HUD / 27

Kavminin kafirlerinden meleler dediler ki:
"Biz, senin, ancak, mislimizce beşer olduğunu görüyoruz. Bediy görüşte, ancak, en rezillerimizin sana tabi olduğunu görüyoruz.
Sizin bizim üzerimize fazlınızdan görmüyoruz. Bilakis... sizin kazibler olduğunuzu zann ediyoruz."

11. HUD / 59

İşte Ad kavmi!...
onlar, Rabblerinin ayetleri ile cahd ettiler…
ve Rasullerine asi oldular…
ve bütün anid cebbarın emrine tabi oldular.

11. HUD / 60

Onlar, bu dünyada ve kıyamet yevminde lanete tabi oldular.
Değil mi ki... Muhakkak, Ad Kavmi Rabblerine kafir oldu!
Değil mi ki... Hud'un kavmi Ad için baid oldu!

11. HUD / 96-97

BİZ, Musa'yı, elbette kat'iyyetle ayetlerimizle ve mübin sultan ile!… firavuna ve onun melelerine irsal ettik…
Ardıdan onlar, firavunun emrine tabi oldular. Firavunun emri, reşid değildi.

11. HUD / 99

Onlar, burada da... kıyamet yevminde de lanete tabi edildiler.
Ne beis merfud rifdtir.

11. HUD / 116

Sizin öncenizden karin olanlardan bakiye sahibleri, arzda fesadı nehy eden olsaydı ya!... onlardan necat ettiklerimizden pek azı müstesna.
Zalimler, içinde turfe oldukları şeye tabi oldular ve mücrim oldular.

12. YUSUF / 38

"Ata-babalarım İbrahim ve İshak ve Yakub'un milletine tabi oldum. Birşeyi ALLAH'a şirk koşmak bize olamaz!
Bu, bizim üzerimize ve nasın üzerine ALLAH'ın fazlındadır. Fakat nasın pek çoğu şükür etmezler."

12. YUSUF / 108

De ki:
"Bu benim sebilimdir. Ben ve bana tabi olanlar, basiret üzre ALLAH'a davet ederiz (dava ediniriz).
ALLAH subhandır.
Ben, müşriklerden değilim."

13. RAD / 37

Böyledir!...
BİZ onu, arabiyye hüküm olarak inzal ettik…

İlimden sana verilenin sonrasında... eğer onların hevalarına tabi olursan, senin için ALLAH'tan veliy de olmaz… vaky edecek de!

14. İBRAHİM / 21

ALLAH'a cemian ibraz olurlar.
Zayıflar istikbar edenlere derler ki:
"Muhakkak biz, size tabi idik. Artık siz, ALLAH'ın azabından bir şeyi bizden ganiy edebilir misiniz?"
Derler ki:
"Şayet ALLAH bize hidayet etseydi, elbette/kesinlikle size hidayet ederdik. Ceza etsek veya sabır etsek bize sevadır, bize mahis yoktur."

14. İBRAHİM / 36

"Rabbim!
Muhakkak onlar, nasdan çoğunu dalalete düşürdüler.
Bana tabi olan kimse… artık muhakkak o, bendendir.
Bana asi olan kimse... artık muhakkak ki SEN, gafursun, rahimsin."

14. İBRAHİM / 44-45

Nası, kendilerine azab verilecek yevme inzar et!
Artık zalimler derler ki:
"Rabbimiz!
Bizi, karib ecele tehir et ki… senin davetine icab olalım... ve Rasullerine tabi olalım."

Siz değilmiydiniz... önceden,
"size zeval olmadığına" kasem edenler!?
Nefslerine zalim olanların meskenlerinde iskan olmuştunuz.
Onlara nasıl fail olduğumuz size beyan olmuştu.
Sizin için meseller de darb etmiştik.

15. HİCR / 17-18

Onu, bütün recm edilmiş şeytanlardan muhafaza ettik.
İşiterek istirak eden kimse müstesna… ve ardından ona, mübin şihab tabi olur.

15. HİCR / 41-42

Dedi ki:
"Bu sırat, BANA mustakimdir!
Muhakkak ki BANA abd olanlar… senin için, onlara sultan olmak yoktur!
Gavi olanlardan sana tabi olanlar müstesna..."

15. HİCR / 65

"Artık, ehlin ile, geceden kata ile isra et ve dübürlerine tâbi ol. Sizden kimse left etmesin. Emir olunduğunuz yere mütemadi olun!"

16. NAHL / 123

Sonra sana vahy ettik:
"Hanif İbrahim'in milletine tabi ol!
Müşriklerden olma!"

17. İSRA / 47

Sana istima ettikleri zaman... onların, onunla istima ettikleri şeye…
ve nevca ettikleri zaman… zalimlerin "Siz, sadece, meshur bir erkek kimseye tabi oluyorsunuz." dediklerine…
BİZ, alimiz.

17. İSRA / 63

Dedi ki:
"Zehab et!...
Onlardan sana tabi olan kimse… artık muhakkak cehennem, mevfur ceza olarak, sizin cezanızdır!"

17. İSRA / 69

Orada bir kere daha sizi ida etmesinden...
ve ardından üzerinize rihten kasif irsal etmesinden...
ve ardından küfür ettiğiniz şey ile sizi gark etmesinden...
Sonra, BİZ'e karşı kendinize tabi olanlara vecd olamayacağınızdan...
siz emin mi oldunuz!?

18. KEHF / 28

Vechini irade ederek Rabblerini davet edenlerle birlikte, gadat ve aşiyy ile nefsine sabır et.
Dünya hayatının ziynetini irade ederek... aynın onlara düşmanlık etmesin!
BİZ'i zikir etmekten kalbini gafil kıldığımız...
ve hevalarına tabi olan...
ve emri ifrat olan...
kimseye itaat etme!

18. KEHF / 66

Musa ona dedi ki:
"Senin alim olduğun rüşd halinden, beni alim etmen üzere sana tabi olabilir miyim?"

18. KEHF / 70

Dedi ki:
"Eğer bana tabi olursan… artık ondan zikir ederek sana hadis edinceye kadar hiçbir şeyde bana sual etmeyeceksin!"

18. KEHF / 85

Ardından o, bir sebebe tabi oldu.

18. KEHF / 89

Sonra o, bir sebebe tabi oldu.

18. KEHF / 92

Sonra o, bir sebebe tabi oldu.

19. MERYEM / 43

"Ey Babacığım!
Sana verilmeyen ilimden kat'iyyetle bana geldi!
Artık bana tabi ol. Seni seviyye sırata ihda edeyim."

19. MERYEM / 59

Ardından… onların bazılarından halefler half olur ki…
salatı zayi ederler!...
ve şehvetlerine tabi olurlar!...
Artık yakında, gayya ilka edilecekler.

20. TAHA / 11-12-13-14-15-16

Ardından oraya varınca, ona nida ettik:
"Ey Musa!
Muhakkak ki BENBEN, senin Rabbinim!
Nalınlarını çıkar!
Muhakkak sen, mukaddes vadi Tuvadasın.
BEN seni hayrlı kıldım.
Artık, vahy edilenleri işit!
Muhakkak ki BEN'im... BEN ALLAH'ım!... ilah, sadece, BEN'im!
Artık BANA abd ol!
BEN'i zikir etmek için salat ikame et!
Muhakkak, bütün nefsin say ettiği şeyler ile ceza bulması için, hafy ettiğim saat neredeyse verilecektir! Ona iman etmeyenler ve hevalarına tabi olanlar, seni ondan sadd etmesin… (yoksa) artık redi olursun!"

20. TAHA / 47-48

Varın ona… ve ardınan deyin ki:
"Muhakkak biz senin Rabbinin Rasulleriyiz.
Artık israiloğullarını bizimle beraber irsal et. Onlara azab etme.
Biz, kat'iyyetle Rabbinden ayet ile sana geldik!
Hudaya tabi olanlara selam olsun!
Muhakkak bize, azabın
kizb edenlere...
ve tevella edenlere...
olduğu kat'iyyetle vahy olunmuştur."

20. TAHA / 78

Firavun, ordusuyla onlara tabi oldu. Ardından ummandan onları gışa eden şey, onları gışa etti.

20. TAHA / 90

Elbette kat'iyyetle... önceden Harun onlara demişti ki:
"Ey kavmim!
Muhakkak bununla, ancak, fitneye düştünüz.
Muhakkak ki Rabbiniz Rahmandır. Artık bana tabi olun... ve emrime itaat edin."

20. TAHA / 93

"Bana tabi olmadın! Artık emrime asi mi oluyorsun?"

20. TAHA / 108

Yevme-izinde, kendisinde ivec olmayan daiye (dava adamına) tabi olurlar. Savtlar Rahmana huşu eder… artık hems dışında (bir şey) işitmezsin.

20. TAHA / 123

Dedi ki:
"Bazınız bazınız (birbiriniz) için aduvv olarak oradan cemian hebt olun!
Size BEN'den huda verildiğinde... hemen hudaya ittiba eden kimse... artık o, dall olmaz ve şaki olmaz."

20. TAHA / 134

Şayet BİZ onları, onun öncesinden, azab ile helak etseydik, elbette/kesinlikle,
"Rabbimiz!
Keşke bize Rasul irsal etseydin. Zelil ve ihza olmadan önce ayetlerine tabi olurduk!" derlerdi.

22. HACC / 3

Nasdan, ilmin gayrısı ile ALLAH hakkında cedel eden kimseler… hepsi, merid şeytana tabidirler.

23. MUMİNUN / 44

Sonra Rasullerimizi vitr ederek irsal ettik.
Hepsi, ümmete gelen Rasulünü kizb etti.
Ardından onları... bazısını bazısına (birbirlerine) tabi ettik ve onları hadis kıldık.
Artık iman etmeyen kavim bud olsun!

23. MUMİNUN / 71

Şayet hakk, onların hevalarına tabi olsaydı, semalar ve arz elbette/kesinlikle fesada uğrardı.
Bilakis!
BİZ, onlara, zikirleri ile geldik… ve ardından onlar, zikirlerinden muriz olmaktalar.

24. NUR / 21

Ey iman edenler!
Şeytanın hatvelerine tabi olmayın!... Şeytanın hatvelerine tabi olan kimse... artık muhakkak ona, fahiş olanı ve münkeri emir eder.
Ya, ALLAH'ın fazlı ve O'nun rahmeti sizin üzerinize olmasaydı!...
Sizden hiç biriniz, ebediyyen zekiy olamazdı!... fakat, ALLAH dilediği kimseyi tezkiye eder.
ALLAH, semidir, alimdir.

24. NUR / 31

Mü'min kadınlara da söyle, basarlarını gazz etsinler. Ferclerini hıfz etsinler.
Zahir olanları dışında ziynetlerini ibda etmesinler. Onların (görenlere) humar verecek olanını ceblerine darb etsinler.
Ziynetlerini ibda etmesinler, ancak şunlar müstesna:
kocaları,
yahut babaları,
yahut kocalarının babaları,
yahut oğulları,
yahut kocalarının oğulları,
yahut erkek kardeşleri,
yahut erkek kardeşlerinin oğulları,
yahut kız kardeşlerinin oğulları,
yahut kadınlar,
yahut melekesi yeminlerinde olanlar,
yahut erkek kimselerden irbet (akıl,ustalık) sahibi olanlar gayrısında kendilerine tâbi olanlar,
yahut kadınların avreti üzere zuhur olmayan tıfllar.
Hafy ettikleri ziynetlerine alim olunsun diye ayaklarını yere vurmasınlar.
ALLAH'a cemian tevbe edin eyy mü'minler!... umulur ki felaha ulaşırsınız!

25. FURKAN / 8

"Yahut kendisine bir kenz ilka edilseydi veya ürününden yiyeceği bir cenneti olsaydı ya!"
Zalimler dediler ki:
"Siz ancak meshur erkek kimseye tabi oluyorsunuz."

26. ŞUARA / 40

"Umarız… Eğer onlar galib olursa, ola ki sihirbazlara tabi oluruz."

26. ŞUARA / 52

Musa'ya vahy ettik:
"BANA abd olanlar ile isra edin. Muhakkak tabi olunacaksınız."

26. ŞUARA / 60

Ardından, işrak vaktinde onlara tabi oldular.

26. ŞUARA / 111

Dediler ki:
"Sana en reziller tabi olmuşken… biz sana iman eder miyiz!?"

26. ŞUARA / 215-216

Mü'minlerden...
sana tabi olan kimselere cenahını hafz et.
Eğer sana asi olurlarsa… artık de ki:
"Muhakkak ben, amel ettiğiniz şeylerden beriyim."

26. ŞUARA / 224-225-226-227

Şairler!...
Onlara tabi olanlar, gavundur!
Görmez misin onları...
onlar, bütün vadide, him hastalığına kapılmış deve gibidirler.
ve onlar fail olamayacakları şeyleri söylerler.
(onlardan),
- salih (iş)lere amil olarak iman edenler...
- ve ALLAH'ı çokça zikir edenler...
- ve kendilerine zulüm edildikten sonra intisar edenler müstesna...

Alim olacak o zalimler!...
Nasıl bir munkaleb ile inkılab edeceklerine!

28. KASAS / 35

Dedi ki:
"Sana azudu kardeşin ile şedid kılacağız. İkinize de sultan kılacağız. Artık size vasl olamazlar. Ayetlerimiz ile, siz ikiniz ve size tabi olanlar galibler olacaksınız."

28. KASAS / 42

Bu dünyada onları lanete tabi ettik. Kıyamet yevminde onlar kabih olanlardandırlar.

28. KASAS / 47

Şayet
kendi elleriyle takdim ettikleri şeylerle kendilerine musibet isabet edecek olmasaydı…
ve ardından
"Rabbimiz!
Bize de Rasul irsal etseydin ya!... ardından biz, SEN'in ayetlerine tabi olurduk ve mü'minlerden olurduk."
diyecek olmasalardı...

28. KASAS / 49

De ki:
"Eğer sadıksanız... ALLAH indinden, bu ikisinden daha hidayetli olan bir kitab ile gelin… ona tabi olayım!"

28. KASAS / 50

Eğer, sana isticab etmezlerse... artık alim ol ki... onlar sadece hevalarına tabi olmaktadırlar.
ALLAH'tan hudanın gayrısı ile kendi hevasına tabi olandan daha dall olan kimdir?

Muhakkak ki ALLAH, zalimlerin kavmine ihda etmez.

28. KASAS / 57

Dediler ki:
"Seninle beraber hudaya tabi olursak, arzımızdan hatf ediliriz."

BİZ onları, BİZ'im VARLIĞIMIZDAN rızık olarak… herşeyin semerelerinin kendilerine ictiba edildiği, emin Haram'a mekanlandırmadık mı?
Fakat onların pek çoğu alim değiller.

29. ANKEBUT / 12

Kafirler, iman edenlere derler ki:
"Bizim sebilimize tabi olun. Sizin hatalarınıza hamil olalım."
Onların hatalarından hiçbir şeye hamil olacak değillerdir. Muhakkak onlar kazibdirler.

30. RUM / 29

Bilakis!
Zalimler, ilmin gayrısı ile kendi hevalarına tabi oldular.
Artık ALLAH'ın daha dall ettiği kimseleri, kim ihda edebilir?... Onlar için nasır yoktur!

31. LOKMAN / 15

Eğer seni, hakkında ilmin olmayan bir şeyi BANA şirk koşmaya cehd ederlerse... artık onlara itaat etme!
Dünyada onlara maruf ile sahib çık!
Ancak, BANA inabe edenlerin sebiline tabi ol!
Sonra rücu yeriniz, BEN'im... ve ardından, amel etmiş olduğunuz şeyleri, size BEN haber vereceğim.

31. LOKMAN / 21

Onlara,
"ALLAH'ın inzal ettiğine tabi olun!" denildiğinde,
"Bilakis!
Biz, ata-babalarımızı üzerinde bulduğumuz şeye vecd olduğumuz şeye tabiyiz." derler.
Şeytan, kendilerini seir azaba davet ediyor olsa da mı?

33. AHZAB / 2

Rabbinden sana vahy olunana tabi ol!
Muhakkak ki ALLAH, amel ettiklerinize habir olandır.

34. SEBE / 20-21

elbette kat'iyyetle!... onlar üzerine iblis'in zannı sadık oldu!
Artık... ahirete iman edenlere, ondan şekk içinde olanlardan alim olmamız için... mü'minlerden bir ferik dışında, onlar... kendilerine bir sultan olmadığı halde... ona tabi oldular.
Rabbin herşeye hafızdır.

36. YASİN / 11

Muhakkak sen, ancak,
zikre tabi olanı
ve Rahmana gayb ile haşy edeni inzar edebilirsin.
Artık onu, mağfiret ve kerim ecir ile ibşar et.

36. YASİN / 20

Medinenin aksasından bir erkek kimse say ederek geldi. Dedi ki:
"Ey kavmim!
Mursellere tabi olun!"

Gelen bu kişinin Neccar ismin de bir neccar (dülger) olduğu ifade edilmektedir. Cennetle müjdelenen bu kişi daha sonra karye halkı tarafından kafası kesilerek öldürülmüştür. Rivayete göre kafasını eline alıp yürüyerek karyeyi terk etmiştir.
36. YASİN / 21-22-23-24

"Sizden ecire sail olmayan muhtedilere tabi olun!
Beni fatr edene neden abd olmayayım!? Siz de O'na rucu edeceksiniz!
O'nun gayrısından ilahlar ittihaz eder miyim!?

Eğer Rahman, darr etmeyi irade ederse... onların şefaati bir şey ganiy etmez... ve nakz edemezler. Muhakkak ben, o zaman, kesinlikle mübin dalalet içinde olurum."

37. SAFFAT / 6-7-8-9-10

Muhakkak ki BİZ, dünya semasını...
Ulvi meleleri (Mele-il Ala'yı) işitemeyen…
Duhur edilerek bütün caniblerden kazf edilen…
Kendilerine vasıb azab verilen...
bütün merid şeytanlardan hıfz ederek... kevkeb ziynetleri ile ziynetlendirdik.
**Hatf ederek hatf eden müstesnadır… ve ardından ona da sakıb şihab tabi olur!

"sema ed dünya" ifadesi, "dünyanın seması" veya "semanın ednası" (yani en yakın sema) anlamlarında olabilir. (dünya kelimesi hem isim, hem de edna sıfatının dişili/müennesidir.) Eğer, "en yakın sema, semanın en yakını" olarak kullanımış ise, daha uzak semalardan da bahsedilebilir demektir. Burada "sema"yı İnsan duygusunun derinlikleri olarak anlamak mümkündür.
38. SAD / 26

"Ey Davud!
Muhakkak ki BİZ, seni arzda halife kıldık.
Artık nas arasında bi-hakkın hüküm ver... ve sakın hevaya tabi olma... yoksa, seni ALLAH'ın sebilinden dall eder.
Muhakkak ALLAH'ın sebilinden dall olan kimseler...
hesab yevminde onlara, unuttukları şeyler ile şedid azab vardır.

38. SAD / 84-85

Dedi ki:
"Hakk!... Hakk olanı söylüyorum!
Elbette… cehennemi senden ve onlardan sana tabi olanlardan cemian melaa edeceğim."

39. ZUMER / 17-18

Taguta abd olmaya ictinab edenler... ve ALLAH'a inabe edenler… onlara büşra vardır.
Artık,
kavli işiten…
ve ardından onun ahsenine tabi olan...
abdlarımı ibşar et!
İşte onlar, ALLAH'ın kendilerine hidayet ettikleridir… ve işte onlar, lübb sahibleridir.

39. ZUMER / 55-56

Azab,
siz şuurunda olmaksızın, ansızın size gelivermeden...
Nefs, "ALLAH'ın cenbinde ifrat ettiğim şeyler üzre ey hasret (vah ki vah)!… muhakkak ben, kesinlikle sahirlerden olmuştum." demeden...
önce, Rabbinizden size inzal edilen şeyin ahsenine tabi olun!

40. MU'MİN / 7-8-9

Arşa hamil olanlar ve onun havlindekiler...
Rabblerinin hamdi ile O'nu sebbih ederler.
ve O'na iman ederler.
ve iman edenler için istiğfar ederler.

"Rabbimiz!
Herşeye rahmet ve ilim olarak vasisin.
Artık SEN... tevbe edenler ve SEN'in sebiline tabi olanlar için gafur ol ve onları cahim azabından vaky et.

Rabbimiz!
Onları... ve ata-babalarından ve zevcelerinden ve zürriyetlerinden salah edenleri… kendilerine vaad ettiğin Adn cennetlerine dahil et.
Muhakkak ki SEN... SEN, azizsin, hakimsin.

Seyyielerden vaky et.
Yevme-izinde seyyielerden vaky ettiğin kimse... artık SEN, ona kat'iyyetle rahmet etmişsindir!"
Bu, azim fevzdir.

40. MUMİN / 38

İman eden dedi ki:
"Ey kavmim!
Bana tabi olun! Reşad sebiline ihda edeyim sizi!"

40. MU'MİN / 47-48

Narda hacc ettiklerinde... ardından zayıf olanlar, istikbar edenlere derler ki:
"Muhakkak biz size tebaa olduk... Nardan nasibimizi ganiy eden siz misiniz!?"

İstikbar edenler der ki:
"Muhakkak biz hepimiz onun içindeyiz.
Muhakkak ki ALLAH, abd olanlar arasında kat'iyyetle hakem olmuştur!"

42. ŞURA / 15

Bunun için... artık,
onları, senin emir olunduğun gibi istikametlenmeye davet et!
ve onların hevalarına tabi olma!
De ki:
"ALLAH'ın kitabtan inzal ettiğine iman ettim.
Sizin aranızda adil olmaya emir olundum.
ALLAH, Rabbimizdir ve Rabbinizdir!
Bizim amellerimiz bizimdir... ve sizin amelleriniz de sizindir.
Bizim ve sizin aranızda hüccet yoktur.
ALLAH, bizim aramızda cem olmaktadır.
Masir O'nadır."

43. ZUHRUF / 61

Muhakkak o, saat için kesinlikle ilimdir.
Artık ona imtira etmeyin… ve BANA tabi olun!
Bu, sırat-ı mustakimdir.

44. DUHAN / 23

"BANA abd olanlara, leylde, isra yaptır!
Muhakkak siz, tabi (takib) olunacaksınız."

44. DUHAN / 37

Onlar mı hayr... yoksa Tubba kavmi ve öncesindekiler mi?
Onları da helak etmiştik… muhakkak onlar da mücrimler olmuşlardı.

45. CASİYE / 18

Sonra seni… emirden şeriat üzre kıldık… Artık, ona tabi ol!... ve alim olmayanların hevalarına tabi olma!

46. AHKAF / 9

De ki:
"Ben Rasullerden bid'a olmadım. Ben, bana ve de size fail olunacak şeyi idra edemem… sadace, bana vahy olunana tabi olurum. Ben, ancak, mübin nezirim."

47. MUHAMMED / 3

Bu…
kafirlerin, batıla tabi olmaları iledir...
ve iman edenlerin, Rabblerinden hakka tabi olmaları iledir.

Böyledir!...
ALLAH, nas için onların mesellerini darb eder.

47. MUHAMMED / 14

Rabbinden beyyineler üzre olan kimse,
kendisini, kendi sui ameli ile ziynetlendiren...
ve kendi hevalarına tabi olan...
kimse gibi midir?

47. MUHAMMED / 16

Onlardan sana istima eden kimse... hatta... senin indinden ihrac olunca... ilim verilenlere der ki:
"Az önce o ne dedi?"
İşte onlar,
ALLAH'ın kalbleri üzre tab ettikleridir...
ve kendi hevalarına tabi olanlardır.

47. MUHAMMED / 28

Bu... Onların,
ALLAH'ın suht ettiği şeylere tabi olmaları iledir...
ve O'nun rıdvanını kerih görmeleri iledir.
Artık, onların amellerini habt eder.

48. FETİH / 15

Magnemlere talak ettiğinizde... muhalif olanlar onları ahz etmek için diyecekler ki:
"Bizi vezr edin, size tabi olalım."
Onlar ALLAH'ın kelamını bedellendirmeyi irade ediyorlar.
De ki:
"Siz asla bize tabi olamazsınız!
Böyledir!...
Önceden ALLAH'ın dediği budur."
Ardından diyecekler ki:
"Bilakis!
Siz bize hased ediyorsunuz."
Bilakis!
Onlar, sadece, pek az fıkh ederler.

50. KAF / 12-13-14

Onlardan önce kizb edenler:
Nuh'un kavmi.
ve Ress ashabı.
ve Semud ashabı.
ve Ad.
ve firavun.
ve Lut'un kardeşleri.
ve Eyke ashabı.
ve Tubba kavmi.
Hepsi Rasulleri kizb etmişti… ve ardından vaad ettiğim şey hakk olmuştu.

52. TUR / 21

İman edenler ve zürriyetleri kendilerine iman ile tabi olanlar… onlara, zürriyetlerini… amellerinden hiçbir şey elt etmeden... ilhak ettik.
Herkes, kesb ettikleri ile rehindir.

53. NECM / 23

Bunlar, sadece, sizin ve ata-babalarınızın onları isimlendirdiği isimlerdir.
ALLAH, onlara sultan inzal etmedi!
Onlar, sadece, zanna ve nefslerin heva ettiği şeylere tabi olurlar. (Oysa) Rabblerinden elbette kat'iyyetle huda gelmişti!

53. NECM / 27-28

Muhakkak ahirete iman etmeyenler… kendilerinde bunun ilminden olmadığı halde... sadece, zanna tabi olarak... melekleri, dişi isimlendirmesiyle isimlendiriyorlar.
Muhakkak zann... hakktan hiçbir şeye ganiy etmez!

54. KAMER / 2-3

Eğer bir ayet görseler...
"müstemir sihirdir" diyerek iraz ederler...
kendi hevalarına tabi olarak kizb ederler.
Bütün emirler müstakırrdır.

54. KAMER / 23-24-25

Semud nezrlere kizb etmişti… ve ardından demişlerdi ki:
"Kendimizden beşere mi... vahid olarak ona mı tabi olacağız!?
Muhakkak biz, işte o zaman elbette/kesinlikle dalalette ve saur oluruz.
Bizim aramızdan ona mı zikir ilka edildi?
Bilakis!
O, eşir kezzabtır."

57. HADİD / 27

Sonra, eserleri üzre
Rasullerimiz ile kafv ettik...
İncil verdiğimiz, Meryem oğlu İsa ile kafv ettik...
Tabi olanların kalblerinde refet ve rahmet kıldık.

Kendi ibtida ettikleri Ruhbaniyet...
BİZ, onların üzerine... ALLAH'ın rıdvanını ibtiga etmek dışında... bunu ketb etmedik!... ancak onlar, ona da hakk riayetle riayet etmediler!
Artık onlardan iman edenlere, ecirlerini veriririz... ancak onlardan çoğu fasıktır.

58. MUCADELE / 4

Vecd olamayan kimse, temas etmeden önce mütetabi iki ay oruç tutmalıdır.
İstitaat etmeyen, altmış miskin taam ettirmelidir.
Bu, ALLAH'a ve Rasulüne iman etmiş kimseler içindir.
İşte bu ALLAH'ın hudududur.
Elim azab, kafirler içindir.

71. NUH / 21

Nuh dedi ki:
"Rabbim!
Muhakkak onlar bana asi oldular...
Malı ve evladları kendisine hasardan başka bir şeyi ziyade etmeyen kimselere tabi oldular."

75. KIYAME / 18

Artık onu BİZ kıraat ettiğimizde... artık onun (kur'an'lanmasına) kıraat edilmesine tabi ol!

77. MURSELAT / 16-17-18

Evvelkileri BİZ helak etmedik mi!
Sonra, ahirdekileri de BİZ onlara tabi edeceğiz.

Böyledir!...
Mücrimlere fail oluruz!

79. NAZİAT / 6-7

Yevmde, racife recf eder... radife de ona tabi olur.

Sure Listesi

Kelam-ı Kadim'de Geçen Kelimeler Sözlüğü;Teolog A.Kadir İmamoğlu tarafından derlenerek hazırlanmıştır.