İçeriğe geç
KÖK Ara:
KELİME Ara:
ANLAM içinde Ara:
❝ VHD ❞ kökünden türeyen kelimeler... 5 Kayıt Listeleniyor.
Aynı Kökten Türeyen: xoxox tevahhud Vahdaniyet vahdet Vahid Evhad Vahide
xoxox
و ح د VHD
tevahhud
و ح د VHD

Vahid, tek olmak.

Vahdaniyet
و ح د VHD

Birlik, infirad. Benzeri olmamak. Artmaktan, ayrılmaktan, eksilmekten beri ve münezzeh olmak.

vahdet
و ح د VHD

Birlik. Yalnızlık. Teklik. (Kesretin zıddıdır.)

DuruMeal'de toplam 5 kayıtta geçiyor.
Vahid
Evhad
و ح د VHD

Bir. Bir (1) sayısı. Biricik, eşi ve benzeri olmayan. Tek. / Zatında hiç ortaklığa, çokluğa ihtimali olmayan, parçaları da parçacıkları da olmayan.
El Vahid : ALLAH'ın tekleme, teklik fiili. teklikten gelmesi. Kendisi tekdir ve eşsizdir. Zuhuratları da tekdir ve eşsizdir. Hiç bir şey bir şeye benzemez. "Vahid-ül ehad", tek... teklikten gelmesi.

DuruMeal'de toplam 61 kayıtta geçiyor.
Dşl.Vahide
2. BAKARA / 61

Siz demiştiniz ki:
"Ey Musa!
Biz vahid taama sabır edemeyiz. Bizim için Rabbini davet et... arzda nebat ettiği şeylerden bize ihrac etsin; bakl (sebze) ve aksee (kabak) ve füvm (sarımsak, buğday) ve ades (mercimek) ve basal (soğan)."

O dedi ki:
"O hayr olan ile... o edna olanı bedellendirmemi mi istiyorsunuz!?
Mısıra hebt olun!...
Artık muhakkak size, sual ettikleriniz kesinlikle vardır."

Onlara zillet ve meskenet darb edildi. ALLAH'tan gazab ile beva oldular. Bu, onların ALLAH'ın ayetlerine kafir olmaları ve Nebileri hakk gayrısında katl etmeleri iledir. Bu, isyan etmeleri ve düşmanlık etmiş olmaları iledir.

2. BAKARA / 133

Yoksa siz... Yakub mevt olmaya hazırken… oğullarına,
"Bundan sonra abd olacağınız şey nedir?"
diye kavil ettiğine… onların da...
"Senin İLAH'ına...
ve senin ata-babaların İbrahim ve İsmail ve İshak'ın İLAH'ına...
vahid İLAH'a...
abd olacağız. Biz O'na Müslümanız."
dediklerine şahid mi olmuştunuz?

2. BAKARA / 163

Sizin ilahınız… vahid ilah… ilah, sadece, O'dur!... rahmandır, rahimdir.

2. BAKARA / 213

Nas, vahid ümmet idi... ve ardından ALLAH, ibşar eden ve inzar eden Nebiler baas etti.
Nas arasında, hakkında ihtilaf ettikleri şeylerde hüküm vermeleri için... onlarla beraber bi-hakkın kitab inzal etti.

Kendilerine gelen beyyinelerin ardından... onun hakkında ihtilaf etmeleri... ancak, aralarında bagy ederek (sebebiyle) olur.
Ardından ALLAH, iman edenlere... hakk olandan hakkında ihtilaf ettikleri şeye... KENDİ izni ile hidayet eder.

ALLAH, dilediği kimseyi sırat-ı mustakime ihda eder.

4. NİSA / 1

Ey nas!
Sizi vahid nefsten halk eden...
ve ondan zevcesini halk eden...
ve o ikisinden birçok erkekler ve kadınlar bess eden...
Rabbinize ittika edin!
KENDİSİNE ve rahimlere sail olduğunuz ALLAH'a ittika edin!
Muhakkak ki ALLAH, sizin üzerinize rakib olandır.

4. NİSA / 3

Eğer yetimler hakkında kıst konusunda korkuya düşerseniz, size tayyib olan kadınlardan ikişer, üçer, dörder nikahlayın.
Ancak, eğer aralarında tadil etmemekten korkuya düşerseniz... artık vahidtir veya melekesi yemininizde olandır.
Budur... adaletlik yapmamanız ednadır.

4. NİSA / 11

ALLAH, size evladlarınız hakkında, erkek için iki dişinin hazzı mislini vasiyet eder.
Eğer kadınlar ikinin fevkinde ise terekenin üçte ikisi onlar içindir.
Eğer kadın vahid ise yarısı onundur.

Ölenin evladı varsa, ana-babasından her birine, terekeden altıda bir hisse vardır.
Eğer evladı yok da ana-babası ona varis oluyorsa, anasına üçte bir düşer.
Eğer kardeşleri varsa, annesinin hissesi altıda birdir.

(Bunlar) vasiyet etiklerinin veya deyn ardındandır.

Babalarınız ve oğullarınız!...
Hangisinin menfaat yönünden size daha karib olduğuna idra edemezsiniz.

Bunlar, ALLAH'tan farzdır.
Muhakkak ki ALLAH, alim, hakim olandır.

4. NİSA / 12

Eğer evladları yoksa, zevcelerinizin terekelerinin yarısı sizindir.
Eğer evladları varsa, terekenin dörtte biri sizindir.
(Bunlar) vasiyet ettiklerinin veya deyn ardındandır.

Eğer sizin evladınız yoksa, terekenizin dörtte biri onlarındır.
Eğer evladınız varsa, terekenin sekizde biri onlarındır.
(Bunlar) vasiyet ettiklerinin veya deyn ardındandır.

Eğer kendisine varis olunan bir erkek veya bir kadının evladı ve ana-babası olmaz ve bir erkek veya bir kız kardeşi bulunursa, ona altıda bir düşer.
Eğer bundan daha çok olursa, üçte birde şeriktirler.
(Bunlar) darr vermeksizin vasiyet ettiklerinin veya deyn ardındandır.

ALLAH'tan vasiyettir.
ALLAH, alimdir, halimdir.

4. NİSA / 102

Onlarda olup ta... ardından onlara salat ikame ettirdiğinde, onlardan bir taife seninle beraber kaim olsun ve silahlarını ahz etsinler. Ardından secde ederken artık onlar veranızdan olsunlar.
Salat etmeyen diğer taife de gelsin ve ardından seninle beraber salat etsin. Onlar da tedbirlerini ve silahlarını ahz etsinler.

Kafirler, keşke silahlarınızdan ve metanızdan gafil olsanız da, üzerinize vahid bir meyl ile meyl yapsalar diye vedd eder.
Matardan eza çekerseniz veya mariz iseniz, silahlarınızı vaz etmenizde size cünah yoktur.
Hazerinizi ahz edin.
Muhakkak ki ALLAH, kafirler için muhin azab idad etmiştir.

4. NİSA / 171

Ey kitab ehli!
Dininiz hakkında gulv etmeyin!
ALLAH üzre hakktan başka söylemeyin!

Muhakkak, Meryem oğlu İsa mesih, ancak...
ALLAH'ın Rasulüdür
ve O'nun kelimesidir.
Onu... KENDİ'sinden Ruh olarak... Meryem'e ilka etmiştir.

Artık, ALLAH'a ve Rasullerine iman edin... ve "üçtür" demeyin! (Bunu) Kendinize nehy etmeniz, sizin için hayrdır.

Muhakkak ki ALLAH, ancak, vahid ilahtır.
O, KENDİ'sine evlad edinmekten subhandır. Semalarda olanlar ve arzda olanlar... vekil olarak ALLAH'a kafi olarak (olacak şekilde) O'nundur.

5. MAİDE / 48

Kitabtan elinin arasındakine musaddık olarak ve müheymin olarak, sana bi-hakkın Kitab inzal ettik.
Artık onların aralarında, ALLAH'ın inzal ettiği ile hüküm et. Sana gelen hakktan başka, onların hevalarına tabi olma.

Sizden her biriniz için şeriat ve menhec kıldık.
Şayet ALLAH dileseydi, elbette sizi vahid ümmet kılardı. Fakat, verdiği şeylerde sizi belv etmek için (bunu yapmadı)...

Artık hayrlarda istibak edin.
Merciniz cemian ALLAH'adır... ve ardından O, hakkında ihtilafta olduğunuz şeyleri size haber verendir.

5. MAİDE / 73

"ALLAH, üçlünün üçüncüsüdür" diyenler elbette kat'iyyetle kafir oldu!
İlah, ancak, vahid ilahtır!

Eğer kavil ettiklerinden kendilerini nehy etmezlerse, onlardan kafir olanlara kesinlikle elim azab mess olacaktır.

6. ENAM / 19

De ki:
"Şahadet olarak hangi şey ekberdir?"
De ki:
"Benim ve sizin aranızda, ALLAH şahidtir.
Bu Kur'an bana, sizi ve belağ olanları onunla nezr etmem için vahy olundu.

Siz, ALLAH ile beraber başka ilahlar olduğuna şahid mi oldunuz!?"
De ki:
"Ben şahid değilim!"
De ki:
"Muhakkak ki O, vahid ilahtır! Muhakkak ben, sizin şirk koştuklarınızdan beriyim."

6. ENAM / 98

O, vahid nefsten sizi inşa edendir… artık, müstekarrdır ve müstevdadır!
Fıkh eden kavim için ayetleri, kat'iyyetle tafsil etmiş olduk!

7. ARAF / 70

Onlar dediler ki:
"Sen bize, vahid ALLAH'a abd olmamız… ve ata-babalarımızın abd olmuş olduklarını vezr etmemiz için mi geldin?
Artık, eğer sen sadıklardan isen... vaad ettiğin şeyi ver bize haydi!"

7. ARAF / 189

O,
sizi vahid nefsten halk edendir...
ve üzerine sükün olması için, ona kendisinden zevce kılandır.
Ardından onu gışa ettiğinde... hafif hamille hamil olur... ve ardından onu merr eder.
Ardından daha sekal olunca... Rabbleri ALLAH'ı davet ederler:
"Eğer bize salih verirsen, elbette/kesinlikle şükür edenlerden oluruz."

9. TEVBE / 31

ALLAH'ın gayrısından...
habrları
ve ruhbanları
ve Meryem oğlu Mesih'i,
kendilerine rabb ittihaz ettiler.
Oysa onlara, ancak, vahid ilaha abd olmaları emir edilmişti.
O'ndan başka ilah yoktur!
O, onların şirk koştuklarından subhandır.

10. YUNUS / 19

Nas, ancak, vahid ümmet idi.
Ancak onlar, ihtilaf ettiler!
Şayet Rabbinden kelime sebak olmasaydı... ihtilaf ettikleri hakkında, aralarında elbette/kesinlikle kaza edilirdi.

11. HUD / 118-119

Şayet Rabbin dileseydi, nası, elbette vahid ümmet kılardı.
Rabbinin rahmet ettikleri dışında… onlar muhtelif olmaktan zeyl etmezler.
Bunun için onları halk etti...!

Rabbinin, "Cehennemi, kesinlikle cinnlerden ve nasdan melaa edeceğim" kelimesi tamam oldu.

12. YUSUF / 31

Ardından onların mekrlerini işitince, onlara irsal etti... ve onlar için itka edilecek şeyler atid etti.
O kadınlardan her birine sikkin verdi... ve dedi ki:
"Karşılarına ihrac ol!"
Ardından (kadınlar) onu gördüklerinde, kebirlediler ve ellerini kata ettiler. Dediler ki:
"Haşa!... ALLAH için... bu beşer değildir. Bu, sadece, kerim melektir."

12. YUSUF / 39

"Ey sicn sahiblerim!
Müteferrik Rabbler mi hayrdır yoksa kahhar vahid ALLAH mı?"

12. YUSUF / 67

Dedi ki:
"Ey oğullarım!
Vahid babdan dahil olmayın... müteferrik bablardan dahil olun!
ALLAH'tan şeyi sizden ganiy edemem. Hüküm sadece ALLAH'ındır. O'na tevekkül ettim.
O'na... artık tevekkül edenler O'na tevekkül etsinler."

13. RAD / 4

Arzda,
mütecavir kıtalar...
ve inebden (üzüm) ve zerden (ekin) cennetler...
ve sınvan ve sınvan gayrısında nahllar (hurma ağaçları)
vardır. Bunlar, vahid su ile iska olur... ve üküllerinde, bazısını bazısına fazl ederiz.
Muhakkak bunda, akıl eden kavim için elbette/kesinlikle ayetler vardır.

13. RAD / 16

De ki:
"Semaların ve arzın Rabbi kimdir?"
De ki:
"ALLAH"
De ki:
"O'nun gayrısından, kendi nefsleri için menfaate ve de darra melik olmayan veliyler mi ittihaz ettiniz!?"
De ki:
"Kör ve basir istiva mıdır?
Yahut, zulmetler ve nur istiva mıdır?
Yahut, ALLAH'a, O'nun halkıyeti gibi halk eden şerikler mi kıldılar... ve ardından bu halkiyet onlara teşabüh mü etti?"
De ki:
"ALLAH halk etmiştir herşeyi!... O, vahiddir, kahhardır."

14. İBRAHİM / 48

Yevmde arz ve semalar... arzın gayrısına tebdil edilir… ve onlar vahid, kahhar ALLAH'a ibraz olunur.

14. İBRAHİM / 52

Bu...
onunla inzar olmaları için...
ve O'nun vahid ilah olduğuna alim olmaları için...
ve lübb sahiblerinin tezekkür etmesi için…
nasa belagdır.

16. NAHL / 22

Sizin ilahınız, vahid ilahtır!
Ahirete iman etmeyenler… onların kalbleri, inkar edenlerdir… ve onlar müstekbirdir.

16. NAHL / 51

ALLAH dedi ki:
"İki ilah ittihaz etmeyin!... Muhakkak ki O, ancak, vahid ilahtır.
Artık yalnızca BANA... artık rehb edin."

16. NAHL / 93

Şayet ALLAH dileseydi, elbette/kesinlikle sizi vahid ümmet kılardı… fakat O, dilediğini dall eder… dilediğini ihda eder.
Amel etmekte olduğunuz şeylerden elbette/kesinlikle sual edileceksiniz!

17. İSRA / 46

Onu fıkh etmelerine...
kalblerine kinan…
ve kulaklarında vakr…
kıldık.
Sen, Kur'an'da... Rabbini, O'nun vahdetini zikir ettiğin zaman… nefretle dübürleri üzre tevella ederler.

18. KEHF / 110

De ki:
"Muhakkak ben, ancak, sizin mislinizde beşerim. Bana, sizin ilahınızın, ancak, vahid ilah olduğu vahy ediliyor.
Rabbine lika olmaya rica etmiş olan kimse... artık onlar, ibadetlerine, ahad Rabblerine şirk koşmadan... salih amel amel etsinler!

21. ENBİYA / 92

Muhakkak bu sizin ümmetiniz vahid ümmettir.
BEN, sizin Rabbinizim.
Artık BANA abd olun!

21. ENBİYA / 108

De ki:
"Muhakkak bana vahy edilen, ancak, ilahınızın, ancak, vahid ilah olduğudur.
Artık Müslüman oluyor musunuz?"

22. HACC / 34-35

Behim enamdan rızk edindikleri üzre ALLAH ismini zikir etmelerini… bütün ümmete mensek kıldık.
Artık, sizin ilahınız vahid ilahtır.
Artık, O'na silm olun!
İhbat edenleri ibşar et!... ki onlar;
ALLAH'ı zikir ettiklerinde kalbleri vecel olanlardır.
Kendilerine isabet edene sabır ederler.
Salata mukimdirler.
Kendilerini rızıklandırdıklarımızdan infak ederler.

23. MU'MİNUN / 51-52-53-54

Ey Rasuller!
Tayyib olandan yiyin ve salih (iş)lere amil olun. Muhakkak ki BEN, sizin amel ettiklerinize alimim.

Muhakkak bu sizin ümmetiniz, vahid ümmettir.
BEN, sizin Rabbinizim!
Artık, BANA ittika edin!

Onlar kendi aralarındaki zeburlarla, kendilerine emir edilenleri kata ettiler. Bütün hizbler kendi ledalarındaki şey ile ifrah oldu.

Artık onları gamrları içinde bir hiyne kadar vezr et!

24. NUR / 2

Zina yapan kadına ve zina yapan erkeğe... onlardan her birine 100'er celde, celde vurun.
Eğer siz ALLAH'ın dininde, ALLAH'a ve ahir yevmine iman ediyorsanız... o ikisine (karşı) refet, sizi ahz etmesin.
Bu ikisinin azabına mu'minlerden bir taife şahid olsun.

25. FURKAN / 14

"Yevmde vahid süburu davet etmeyin, çok süburu davet edin!"

25. FURKAN / 32

Kafirler dediler ki:
"Kur'an ona vahid olarak cümleten inzal olsaydı ya!"

Böyledir!...
Senin fuadını onunla sabitlememiz için… onu, tertil ile retel ettik.

29. ANKEBUT / 46

Zalim olanlar dışında… kitab ehli ile, sadece, ahsen şekilde cedel edin!
Deyin ki:
"Biz, bize inzal edilene... ve size inzal edilene iman ettik. İlahımız ve ilahınız vahiddir. Biz, O'na Müslümanız!"

31. LOKMAN / 28

Sizin halkıyetiniz ve sizin baas edilmeniz, ancak, vahid nefs gibidir.
Muhakkak ki ALLAH, semidir, basirdir.

34. SEBE / 46

De ki:
"Muhakkak ben size, ancak, vahid ile (tek bir şeyi) vaaz ediyorum:
mesna olarak (ikişer ikişer) ve ferd olarak (teker teker) Allah için kaim olun... sonra da tefekkür edin!"
Sahibinizde cinnetten yoktur!?... o, sadece, elinizin arasında ki şedid azaba, sizin için nezirdir.

36. YASİN / 28-29

Onun ardından… onun kavmi üzere semadan ordu inzal etmedik... inzal ettiriciler olmadık!
Sadece, vahid sayha oldu… ve ardından onlar, hamid olmuşlardı.

Bu ayette belirtilen mahvoluş, Antakya şehir halkına nisbet edildiği gibi, Roma Medeniyetinin yok oluşuna da nisbet edilmektedir.
36. YASİN / 49-50

Onlar, ancak, kendilerini ahz edecek… ve kendilerini birbirlerine hasım edecek… vahid bir sayha nazar etmekteler!

Ardından,
tavsiyelere itaat etmenin gereklerini de yerine getiremezler…
kendi ehillerine de rücu edemezler.

36. YASİN / 53-54

Olan vahid bir sayhadan başka değildir!
Artık o zaman… onlar cemian, BİZ'im VARLIĞIMIZDA muhdardır.

Ardından yevmde... Nefs, hiç bir şey zulüm etmez!
Siz, sadece, amel etmiş olduğunuz şeyler ile cezalandırılırsınız.

37. SAFFAT / 4-5

Muhakkak sizin ilahınız elbette/kesinlikle vahidtir.
Semaların ve arzın ve ikisinin arasında olanların Rabbidir.
ve şark yönlerinin Rabbidir.

37. SAFFAT / 18-19-20

De ki:
"Evet!
Siz dahr olanlarsınız!... ve ardından muhakkak o, ancak, vahid zecredir."
Ardından görecek onlar ve diyecekler ki:
"Eyvahlar olsun bize... bu din yevmidir!"

38. SAD / 4-5

Onlara, kendilerinden bir inzar eden gelmesi acayiblerine gitmişti.
Kafirler demişlerdi ki:
"Bu kezzab sihirbazdır!
İlahları vahid ilah mı kılıyor?
Muhakkak bu, kesinlikle acayib bir şey."

38. SAD / 15

Ancak... kendilerine fevak etmeyecek vahid sayha nazar ederler!

38. SAD / 23

"Muhakkak bu benim kardeşimdir.
Onun doksan dokuz dişi koyunu ve benim vahid dişi koyunum var. 'Ona beni kefil yap' dedi ve hitabında bana aziz oldu."

38. SAD / 65-66

De ki:
"Muhakkak ben, ancak, inzar edenim.
İlah, ancak, vahid, kahhar, ALLAH'tır.
Semaların ve arzın ve ikisinin arasındakilerin Rabbi... azizdir, gaffardır."

39. ZUMER / 4

Şayet ALLAH, evlad ittihaz etmeyi irade etseydi elbette halk ettiklerinden dilediğini ıstıfa ederdi.
O, subhandır.
O'-ALLAH vahiddir, kahhardır.

39. ZUMER / 6

Sizi vahid nefsten halk etti.
Sonra sizin için ondan zevce kıldı.
Size enamdan sekiz zevce inzal etti.
Zulmetler içinde üç halk ediş ardından,
annelerinizin batınlarındaki halk edişle sizi halk etti.
Böyledir!...
ALLAH, sizin Rabbinizdir, mülk O'nundur, O'ndan başka ilah yoktur.
Artık nasıl da sarf olup gidiyorsunuz!

39. ZUMER / 45

ALLAH zikir edildiğinde... O'nun vahdeti, ahirete iman etmeyenlerin kalblerini işmizaz eder.
O'nun gayrısından olanlar zikir edildiğinde... o zaman onlar, istibşar olurlar.

40. MUMİN / 12

"Bu,
ALLAH'a... O'nun vahdetine davet edildiğinizde, kafir olmanız…
ve O'na şirk koşulursa… iman etmeniz iledir.
Hüküm; aliyy kebir olan ALLAH'ındır."

40. MUMİN / 16

Yevmde onlar bariz olurlar. Onlardan hiçbir şey ALLAH'a hafy olmaz.
Mülk, yevmde kimindir?
Vahid, kahhar ALLAH'ındır.

40. MU'MİN / 84-85

Ardından beisimizi gördüklerinde dediler ki:
"ALLAH'ın vahdetine iman ettik. Müşrik olmuş olduğumuz şeylere kafir olduk."
Artık, beisimizi gördüklerinde, imanları onlara menfaat sağlamaz.
KENDİSİNE abd olanlar hakkında, kat'iyyetle hilv eden ALLAH'ın sünnetidir! Hasar alanlar, işte o kafirlerdir.

41. FUSSİLET / 6-7

De ki:
"Muhakkak ben... ancak, sizin mislinizde beşerim.
Bana, sizin ilahınızın vahid ilah olduğu vahy ediliyor. Artık O'na istikametlenin!... ve O'na istiğfar edin!"
Vay haline o zekat vermeyen müşriklerin!
Onlar, ahirete de kafirdir!

42. ŞURA / 7-8-9

Böyledir!...
BİZ...
hakkında rayb olmayan cem yevmine nezr etmen için…
karyelerin anasını (Mekke) ve onun havlindekileri nezr etmen için...
arabiyye Kur'an'ı sana vahy etmekteyiz.

Bir ferik cennettedir… bir ferik ise seirdedir!
Şayet ALLAH dileseydi, elbette onları vahid ümmet kılardı... fakat rahmetine, dilediği kimseyi dahil eder.

Zalimler... O'nun gayrısından (bir çok) veliyler ittihaz etse bile... onlara (gerçek bir) veliy ve nasır yoktur!

ALLAH!...
Veliy de O'dur!
Mevt olanları hayy eden de O'dur!
Herşeye kadir olan da O'dur!

43. ZUHRUF / 33-34-35

Şayet, nas vahid ummet olacak olmasaydı... Rahman'a kafir olan kimselere… elbette,
evlerine gümüşten sakflar
ve üzerinde zuhur edecekleri miraclar…
ve evlerine bablar
ve üzerinde itka edecekleri serirler…
ve zuhruf (yaldızlı gösterişler, süsler)...
kılardık.

Bütün bunlar, ancak ve sadece, dünya hayatının metalarıdır.
Ahiret, Rabbinin indinde muttakilerindir.

54. KAMER / 23-24-25

Semud nezrlere kizb etmişti… ve ardından demişlerdi ki:
"Kendimizden beşere mi... vahid olarak ona mı tabi olacağız!?
Muhakkak biz, işte o zaman elbette/kesinlikle dalalette ve saur oluruz.
Bizim aramızdan ona mı zikir ilka edildi?
Bilakis!
O, eşir kezzabtır."

54. KAMER / 31

Muhakkak ki BİZ, onlara vahid sayha irsal ettik.
Ardından, muhtezir heşim gibi oldular.

54. KAMER / 50

BİZ'im emrimiz, ancak, vahiddir… göz açıp kapamak gibidir.

60. MUMTEHİN / 4

İbrahim'de ve onunla beraber olanlarda, sizin için kat'iyyetle hasene üsve vardır!
Onlar kendi kavimlerine demişlerdi ki:
"Muhakkak biz,
sizden...
ve sizin ALLAH'ın gayrısında abd olduğunuz şeylerden...
beriyiz... biz size kafiriz.
Siz ALLAH'a, O'nun vahdetine iman edinceye kadar... sizin ve bizim aramızda ebedi olarak adavet ve buğz bede oldu."
İbrahim'in, babası için:
"elbette sana istiğfar edeceğim... ancak ben senin için ALLAH'tan bir şeye malik değilim"
demesi müstesna.
"Rabbimiz!
Biz SANA tevekkül ettik... ve SANA inabe ettik. Masir SANA'dır."

69. HAKKA / 13-14-15-16

Ardından…
vahid nefhle Sur'a nefh edildiğinde...
ve arza ve dağlara hamil olunduğunda...
ve ardından vahid dekk ile dekk olduklarında...
artık yevme-izinde... vakıa vuku bulur.
Sema şakk olur... ve ardından o, yevme-izinde vehy olur.

69. HAKKA / 13-14-15-16

Ardından…
vahid nefhle Sur'a nefh edildiğinde...
ve arza ve dağlara hamil olunduğunda...
ve ardından vahid dekk ile dekk olduklarında...
artık yevme-izinde... vakıa vuku bulur.
Sema şakk olur... ve ardından o, yevme-izinde vehy olur.

74. MUDDESSİR / 11-12-13-14

Vahid olarak halk ettiğim...
ve kendisine memdud mallar...
ve şahid oldukları erkek evladlar kıldığım…
ve kendisini temhid ederek mehd ettiğim...
kimseyi BANA vezr et!

79. NAZİAT / 13-14

Artık muhakkak o, ancak, vahid zecrdir.
Artık onlar, sahireler ile olmuştur!

Sure Listesi

Kelam-ı Kadim'de Geçen Kelimeler Sözlüğü;Teolog A.Kadir İmamoğlu tarafından derlenerek hazırlanmıştır.