xoxox
و ق ف
VK:F
| |
ikaf
و ق ف
VK:F
| Vakfetme, malını vakıf şekline koyma. Bir işten vaz geçme, durdurma. |
Mevkuf
و ق ف
VK:F
| Durdurulan. Vakfedilen. Dâimi bir halde bırakılan. Tevkif edilen. Tutulup hapsedilen. Ait, bağlı. DuruMeal'de toplam 1 kayıtta geçiyor. Çğl.Mevkufîn |
Mutevakkıf
و ق ف
VK:F
| Bir şeye bağlı olan, onunla iş görecek olan, ilerlemeyip duran. Bekleyen, tevakkuf eden, duran, eğlenen. |
Muvakkıf
و ق ف
VK:F
| Durduran. Tevkif eden. Alıkoyan. Vakf ettiren. |
Tevakkuf
و ق ف
VK:F
| Durma. Eğlenip kalma. Duraklama. Çğl.Tevakkufât |
Tevkif
و ق ف
VK:F
| Alıkoyma, tutma. Hapis olarak bekletme. Vakfetme. Arafatta mevkaf olan yerde durdurmak. Bir kimsenin koluna bilezik takmak. |
vakf
و ق ف
VK:F
| Hareketsiz kalmak. Daimi olmak. Durmak. Durak. Vakfetmek. Hapsetmek. DuruMeal'de toplam 3 kayıtta geçiyor. |
Vakfe
و ق ف
VK:F
| Bir hareketin geçici olarak durdurulması. Durak. Durulacak yer. Hacıların Hac esnasında Arafat'taki tevakkufları olup, eda etmeğe mecbur oldukları şartlardan birisidir. |
Vakfiye
و ق ف
VK:F
| Mülkün vakıf olmak keyfiyyeti. |
Vâkıf
و ق ف
VK:F
| Bilen, haber sahibi. Aşina. Bir işten iyi haberi olan. Vakfeden. Duran, ayakta duran. |
Vikaf
و ق ف
VK:F
| Tevakkuf etmek, vâkıf olmak, durmak. |
6. ENAM / 27 Şayet onları, nara vakf edildiklerinde görsen!... |
6. ENAM / 30 Şayet onları, Rabblerine vakf edildiklerinde görsen!... |
34. SEBE / 31 Kafirler diyorlar ki: |
37. SAFFAT / 24 Vakf edin onları! |