İçeriğe geç
KÖK Ara:
KELİME Ara:
ANLAM içinde Ara:
❝ YDY ❞ kökünden türeyen kelimeler... 1 Kayıt Listeleniyor.
Aynı Kökten Türeyen: xoxox yed yudi yedan eydi eyadi
xoxox
ي د ي YDY

El.
Nimet.
Ön, ön taraf, ileri taraf.
Mc: Kuvvet, kudret, güç. Yardım.
(yedan, yedi: iki el) (eydi... eyâdi)

DuruMeal'de toplam 110 kayıtta geçiyor.
Dşl.yedÇğl.yudiÇğl.yedanÇğl.eydi
2. BAKARA / 65-66

Kendinizden, cumartesi gününe düşmanlık edenlere, BİZ'im onlara:
"Hasii maymunlar olun!" dememizle... elbette kat'iyyetle alim olmuştunuz!

Artık BİZ bunu, elinin arasında olanlar ve halfinde olanlar için nekal... ve muttakiler için meviza kıldık.

2. BAKARA / 79

Artık... kendi elleriyle kitab ketb eden kimselerin... vay haline!...
Sonra onunla az bir semen iştira etmek için derler ki:
"Bu ALLAH'ın indindendir."
Artık... elleriyle ketb ettiklerinden!... vay haline onların!...
Vay haline onların!... kendilerine kesb etiklerinden!...

2. BAKARA / 94-95

De ki:
"ALLAH'ın indinde… dar-ul ahiret, nasın gayrısında halis olarak sizin için ise… eğer sadıksanız… mevt olmayı temenni edin haydi!"
Elleriyle takdim ettikleri şey ile bunu ebediyyen temenni edemezler!
ALLAH, zalimlere alimdir.

2. BAKARA / 97

Cebraile düşman olan kimselere de ki:
"Muhakkak o, onu…
onların elinin arasında olana musaddık olarak...
ve huda olarak...
ve mu'minler için buşra olarak...
senin kalbine ALLAH'ın izniyle inzal etti."

2. BAKARA / 195

ALLAH sebilinde infak edin!
Kendi ellerinizle kendinizi tehlikeye ilka etmeyin!
Ahsen olun!... muhakkak ki ALLAH, muhsinlere muhabbet duyar.

2. BAKARA / 237

Temas etmenizden önce, onları boşarsanız... ve onlar için farzları farz etmişseniz...
artık onlara farz ettiğiniz şeylerin yarısı onlarındır.

Ancak... kendileri afv etmişse... veya nikah akdi elinde bulunan kimse afv etmişse müstesna.
Sizin afv etmeniz, takva için daha karibtir.

Aranızdaki fazlı unutmayın!
Muhakkak ki ALLAH, amel ettiklerinize basirdir.

2. BAKARA / 249

Ardından Talut, orduya fasl olduğunda, dedi ki:
"Muhakkak ki ALLAH, sizi, nehir ile belv edecektir. Ondan şürb eden kimse... artık o, benden değildir. Ondan taam etmeyen kimse... artık muhakkak o, bendendir... eliyle garf ederek, garf eden müstesna."

Ardından, onlardan birazı dışında, ondan şürb ettiler.
Ardından, o ve beraberinde iman edenler cevaz olunca, dediler ki:
"Bizim bu yevmde Calut ve ordusuna karşı tavkımız yoktur."

ALLAH'a mülaki olacaklarını zann edenler dediler ki:
"Az fieden nicesi, çok fieye ALLAH'ın izniyle galib gelmiştir. ALLAH, sabır edenlerle beraberdir."

2. BAKARA / 255

ALLAH!...
ilah, sadece, O'dur.
Hayydır.
Kayyumdur.
O'nu ne vesn... ne de nevm ahz etmez.
Semalarda olanlar ve arzda olanlar O'nundur.

O'nun izni ile olmadan, O'nun indinde şefaat edecek kimdir?

Ellerinin arasında olanlara ve halfinde olanlara alimdir.
O’nun ilminden, sadece, dilediği kadarını ihata edebilirler!

O'nun kürsüsü, semalara ve arza vasidir... bu ikisini hıfz etmek O'na zor gelmez.

O, aliyydir, azimdir.

3. AL-İ İMRAN / 3-4

Onların ellerinin arasındakine musaddık olan kitabı, sana bi-hakkın inzal etti.
Tevrat ve İncil'i nas için huda olarak önceden inzal etmişti. Furkanı da inzal etmişti.

Muhakkak, ALLAH'ın ayetlerine kafir olanlar... onlara şedid azab vardır.
ALLAH, azizdir, intikam sahibidir.

3. ALİ İMRAN / 26

De ki:
"ALLAHumme!
Mülkün maliki!... mülkü dilediğine verirsin
ve dilediğinden mülkü nez edersin.
Dilediğini izzetlendirirsin ve dilediğini zelil edersin.
Hayr senin elin iledir.
Muhakkak ki SEN, herşeye kadirsin."

3. ALİ İMRAN / 50

"Tevrattan elimin arasında olana musaddık olarak... ve size haram kılınmış bazı şeyleri helal kılmak için, Rabbinizden size ayet getirdim.
Artık ALLAH'a ittika edin... ve bana itaat edin."

3. AL-İ İMRAN / 72-73-74

Kitab ehlinden bir taife dedi ki:
"İman edenlere inzal olana, gündüz vechinde iman edin ve ahirinde kafir olun. Ola ki onlar da rücu ederler.
Siz, kendi dininize tabi olandan başkasına sakın iman etmeyin."

De ki:
"Muhakkak huda, ALLAH'ın hudasıdır!"

Size verilen şeyin mislinin birinize verileceğine veya Rabbinizin indinde size hacc edecekleri konusunda...

De ki:
"Muhakkak fazl ALLAH'ın eli iledir.
Onu dilediğine verir. ALLAH, vasidir, alimdir.
Rahmeti ile dilediği kimseye hass kılar.
ALLAH, azim fazl sahibidir."

3. ALİ İMRAN / 182

Bu, ellerinizle takdim ettikleriniz iledir.
Muhakkak ki ALLAH… abd olanlara zallam değildir.

4. NİSA / 43

Ey iman edenler!
Sarhoş iken ne söylediğinize alim oluncaya kadar...
ve sebilde abir olmanız dışında cünüb iken gusl edene kadar...
salata kurb olmayın.

Eğer;
mariz iseniz
veya sefer üzre iseniz
veya biriniz heladan gelmişse
veya kadınlara lems etmişseniz...
ve ardından su mevcud değilse... tayyib saide teyemmüm ederek... vechlerinizi ve ellerinizi mesh edin.
Muhakkak ki ALLAH, afuv, gafur olandır.

4. NİSA / 62

Nasıl olur da… elleriyle takdim ettikleri şeyler ile kendilerine musibet isabet eder… sonra da (kalkıp)… "Biz, sadece, ihsan ve tevfik irade etmiştik" diye ALLAH'a half ederek sana gelirler!

4. NİSA / 77

"Ellerinizi keff edin
ve salat ikame edin
ve zekatı verin" denilenleri görmedin mi?
Ardından üzerlerine kıtal yazıldığında, onlardan bir ferik, ALLAH'tan haşy eder gibi, hatta daha şedid haşyetle nasdan haşy ederler.
"Rabbimiz!
Niçin bize kıtal ketb ettin? Bizi karib ecele tehir etseydin ya!" derler.

De ki:
"Dünya metası pek azdır.
Ahiret, ALLAH'a ittika eden eden kimse için hayrdır. Size fetil kadar zulüm edilmez."

4. NİSA / 91

Başkalarının da hem sizden emin olmak, hem de kavimlerinden emin olmak irade ettiklerine vecd edeceksin. Bunlar fitneye bütün redd oluşlarda, ona reks ederler.
Eğer bunlar
sizden azil olmazlarsa
ve size seleme ilka etmezlerse
ve ellerini keff etmezlerse...
onları ahz edin ve nerede sekf ederseniz katl edin.
İşte size... onlara karşı sizin için mübin sultan kıldık.

5. MAİDE / 6

Ey iman edenler!
Salata kaim olurken;
vechlerinizi...
ve ellerinizi mirfaklara (dirseklere) kadar gusl edin
ve reislerinize (baş) mesh edin
ve de ayaklarınızı kablarınıza (topuk) kadar...
Eğer cünüb iseniz hemen taharetlenin.
Eğer
mariz iseniz
veya sefer üzre iseniz
veya sizden biriniz heladan gelmişse
veya kadınlara lems etmişse...
ve ardından su mevcud değilse... tayyib saide teyemmüm ederek vechlerinizi ve ellerinizi ondan mesh edin.
ALLAH, (bunu) sizin üzerinize harec olması için irade etmiyor. Fakat sizin taharetlenmeniz ve sizin üzerinize nimetini tamam etmek için irade ediyor... umulur ki şükür edersiniz.

5. MAİDE / 11

Ey iman edenler!
ALLAH'ın size nimetini zikir edin.
Bir kavim, ellerini size bast etmeye hemm ettiğinde… ardından O, onların ellerini sizden keff etmişti.
ALLAH'a ittika edin. ALLAH'a... artık mü'minler sadece tevekkül etsinler.

5. MAİDE / 28

"Elbette eğer… sen beni katl etmek için elini bana bast etsen bile... ben, seni katl etmek için elimi sana bast eden olmam.
Muhakkak ben, Rabb-il alemin ALLAH'tan korkarım."

5. MAİDE / 33

Muhakkak, ALLAH ve Rasulü ile harb edenlerin ve arzda fesad için say edenlerin cezası;
katl edilmeleridir!...
veya salb edilmeleridir!...
veya ellerininin ve ayaklarının hilafen (çapraz olarak) kata edilmesidir!...
veya arzdan nefy edilmeleridir!
Böyledir!...
Dünyada hizy onlaradır! Ahirette de azim azab onlaradır!

5. MAİDE / 38

Sarik (hırsız erkek) ve Sarika (hırsız kadın)…
Artık… kesb ettiği şeylere ceza olarak... ALLAH'tan nekal olsun diye ellerini kata edin!
ALLAH, azizdir, hakimdir.

5. MAİDE / 46

Tevrattan elinin arasındakine musaddık olarak Meryem oğlu İsa ile eserleri üzre kafv ettik.

Ona, içinde huda ve nur olan ve Tevrattan ellerinin arasındakine musaddık olan, huda ve muttakiler için meviza olan İncil'i verdik.

5. MAİDE / 48

Kitabtan elinin arasındakine musaddık olarak ve müheymin olarak, sana bi-hakkın Kitab inzal ettik.
Artık onların aralarında, ALLAH'ın inzal ettiği ile hüküm et. Sana gelen hakktan başka, onların hevalarına tabi olma.

Sizden her biriniz için şeriat ve menhec kıldık.
Şayet ALLAH dileseydi, elbette sizi vahid ümmet kılardı. Fakat, verdiği şeylerde sizi belv etmek için (bunu yapmadı)...

Artık hayrlarda istibak edin.
Merciniz cemian ALLAH'adır... ve ardından O, hakkında ihtilafta olduğunuz şeyleri size haber verendir.

5. MAİDE / 64

Yahudiler, "ALLAH'ın eli magluldur" dediler.
Kavil ettikleri ile kendi elleri gall edildi ve lanetlendiler.
Bilakis!
O'nun eli mebsuttur. Nasıl dilerse infak eder.
Rabbinden sana inzal edilen şey, onlardan kesirinin tuğyanını ve küfrünü, elbette ziyade edecektir.
BİZ, onların arasına, kıyamet yevmine kadar düşmanlık ve buğz ilka ettik.
Harb için nar vakd ettikleri bütün kerreler, ALLAH onu itfa etmiştir.
Onlar arzda fesad say ederler.
ALLAH, müfsidlere muhabbet duymaz.

5. MAİDE / 94

Ey iman edenler!
ALLAH, ellerinizin ve mızraklarınızın nail olacağı sayddan şey ile gayb ile kimin korktuğuna ALLAH'ın alim olması için kesinlikle sizi belv eder ve size remh eder.
Bundan sonra düşmanlık eden kimse... artık ona elim azab vardır.

6. ENAM / 7

Şayet sana, kırtas içinde kitab inzal etseydik, ve ardından elleriyle ona lems etmiş olsalardı, kafirler elbette derlerdi ki:
"Bu, sadece, mübin sihirdir."

6. ENAM / 92

Bu kitab… BİZ onu,
mübarek olarak,
elinin arasındakine musaddık olarak…
ve karyelerin anasını (Mekke) ve havlindekileri nezr etmen için…
inzal ettik.
Salatlarına hafız olarak ahirete iman edenler, buna da iman ederler.

6. ENAM / 93

ALLAH'a kizb ederek iftira eden...
yahut kendisine birşey vahy edilmediği halde, "Bana vahy olundu" diyen...
yahut, "ALLAH'ın inzal ettiği şey mislince ben de inzal edeceğim" diyen...
kimseden daha zalim kimdir?
Şayet, zalimleri bir görsen;
mevt gamrı içinde olduklarında...
ve meleklerin ellerini bast ederek; "Nefslerinizi ihrac edin bakalım! Bu yevmde, ALLAH'a karşı hakk gayrısında söylemiş olduğunuz şeyler ile... ve ayetlerine istikbar etmiş olmanız ile muhin azaba cezalanacaksınız!" (denildiğinde)...

7. ARAF / 16-17

Dedi ki:
"Artık bana gavayet ettiğin şey ile... onlar için SEN'in sırat-ı mustakimine elbette kuud edeceğim.
Sonra,
ellerinin arasından...
ve halflerinden...
ve yeminlerinden...
ve şimallerinden...
kesinlikle onlara kendimi vereceğim.
Pek çoğuna, şükür edenler olarak vecd olmayacaksın."

7. ARAF / 57

O, rahmet elinin arasında, büşra olarak rihleri irsal edendir. Hatta, sikal sehabı azalttığında, onu mevt olmuş beldeye sevk ederiz... ve ardından onunla su inzal ederiz.
Ardından onunla bütün semerelerden ihrac ederiz.

Böyledir!...
Mevt olanları ihrac edeceğiz... umulur ki tezekkür edersiniz.

7. ARAF / 108

Elini nez etti. Artık o, nazar edenler için, beyazlaşıverdi.

7. ARAF / 124

"Ellerinizi ve ayaklarınızı hilafından (çaprak olarak) kesinlikle kata edeceğim! Sonra hepinizi kesinlikle salb edeceğim!"

7. ARAF / 149

Ellerinde sakıt olduğunda ve kendilerinin kat'iyyetle dalalete düştüklerini gördüklerinde!... dediler ki:
"Şayet Rabbimiz rahmet etmezse... ve bize gafur olmazsa… kesinlikle hasar alanlardan oluruz."

7. ARAF / 195

Meşy edecekleri ayakları mı var!?
Yahut batş edecek elleri mi var!?
Basir olacakları aynları veya işitecekleri kulakları var mı!?
De ki:
"Davet edin şirk koştuklarınızı!... sonra da bana keyd edin... ve ardından nazar ettirmeyin bana!"

8. ENFAL / 51

Bu, ellerinizle takdim ettikleriniz iledir.
Muhakkak ki ALLAH... abd olanlara zallam değildir.

8. ENFAL / 70

Ey Nebi!
Esirlerden ellerinde olanlara de ki:
"Eğer ALLAH, kalblerinizde hayra alim olursa, sizden ahz ettiğinden hayrlısını size verir ve size gafur olur."
ALLAH, gafurdur, rahimdir.

9. TEVBE / 14-15

Onlara kıtal edin!
ALLAH,
sizin ellerinizle onlara azab etsin…
ve onları hızy etsin…
ve onlara karşı size nasr etsin…
ve mü'min kavimlerin sadrlarına şifa versin…
Kalblerinin gayzını zehab etsin.
ALLAH, dilediği kimseye tevbe eder.
ALLAH, alimdir, hakimdir.

9. TEVBE / 29

Kitab verilenlerden...
ALLAH'a ve ahir yevmine iman etmeyenlerle…
ve ALLAH'ın ve Rasulünün haram ettiklerini haram kabul etmeyenlerle…
ve hakk dini kendilerine din edinmeyenlerle…
sagir olup, elleriyle cizye ata edinceye kadar kıtal edin!

9. TEVBE / 52

De ki:
"Bize, sadece, iki haseneden birini terabbus edin!
Biz de size, ALLAH'ın, KENDİ İNDİNDEN veya bizim elimizden... azabı size isabet ettirmesini terabbus ediyoruz.
Artık terabbus edin... muhakkak biz de terabbus edenleriz."

9. TEVBE / 67

Münafık erkekler ve münafık kadınların bazısı bazısındadır (birbirlerindendir).
Münker ile emir ederler ve maruf olanı nehy ederler.
Ellerini kabz ederler.
Onlar, ALLAH'ı unuttular... ve ardından O'da onları unuttu!
Muhakkak münafıklar... onlar, fasıklardır.

10. YUNUS / 37

Bu Kur'an, ALLAH'ın gayrısından iftira edilen değildir!
Fakat o,
elinizin arasındakini tasdik eder…
ve hakkında rayb olmayan, Rabb-il aleminden kitabı tafsilatlandırır.

11. HUD / 70

Ardından, ellerinin ona vasl olmadığını gördüğünde, onlardan nekir oldu... ve onlardan havf vecs oldu.
Dediler ki:
"Korkma!... Muhakkak biz, Lut Kavmine irsal edildik."

12. YUSUF / 31

Ardından onların mekrlerini işitince, onlara irsal etti... ve onlar için itka edilecek şeyler atid etti.
O kadınlardan her birine sikkin verdi... ve dedi ki:
"Karşılarına ihrac ol!"
Ardından (kadınlar) onu gördüklerinde, kebirlediler ve ellerini kata ettiler. Dediler ki:
"Haşa!... ALLAH için... bu beşer değildir. Bu, sadece, kerim melektir."

12. YUSUF / 50

Melik dedi ki:
"Onu bana getirin!"
Ardından rasul kendisine geldiğinde, dedi ki:
"Rabbine rücu et... ve ona sual et; ellerini kata eden kadınların bevlleri ne idi?
Muhakkak ki benim Rabbim, onların keydlerine alimdir."

12. YUSUF / 111

Elbette kat'iyyetle onların kıssalarında, lübb sahibleri için ibretler vardır!
İftira edilmiş hadis değildir… fakat, elinin arasındakini tasdik eder... ve bütün şeyleri tafsilatlandırır.
İman eden kavim için hudadır ve rahmettir.

13. RAD / 11

Ona, elinin arasından ve halflerinden muakkib olanlar vardır...
Onu, ALLAH'ın emrinden hıfz ederler.

Muhakkak ki ALLAH... nefsleri ile olanı tagyir edinceye kadar... kavim ile olanı tagyir etmez.
ALLAH, bir kavme sui irade ettiği zaman... artık onu redd edecek yoktur... onlara O'nun gayrısından vali de yoktur.

14. İBRAHİM / 9

Sizin öncenizden Nuh kavmi ve Ad ve Semud... ve onların ardından, kendilerine ALLAH'tan başkasının alim olmadığı kimselerin haberi size verilmedi mi?
Rasulleri onlara beyyineler ile geldi... ve ardından onlar, ellerini ağızlarında redd ettiler.
Dediler ki:
"Muhakkak biz, size irsal edilene kafiriz... ve muhakkak biz, bizi kendisine davet ettiğiniz murib şeyden elbette/kesinlikle şekk içindeyiz."

17. İSRA / 29

Elini unkuna maglul kılma!... ve de külliyen bastını bast etme!
Yoksa, levm edilmiş olarak… ve mahsur olarak kuud edersin.

18. KEHF / 57

Rabbinin ayetleri ile zikir ettirilen...
ve ardından onlara iraz eden...
ve eli ile takdim ettiği şeyi unutan...
kimseden, daha zalim olan kimdir!?
Muhakkak ki BİZ, onu fıkh etmelerine... kalbleri üzre kinanlar... ve kulaklarında vakr kıldık.
Sen onları hudaya davet etsen de... artık ebediyyen ihtida olmazlar.

19. MERYEM / 64

"Biz, ancak, senin Rabbinin emri ile tenezzül ederiz.
Ellerimizin arasında olanlar ve halfimizde olanlar ve bunların arasındakiler O'nundur.
Rabbin unutkan değildir."

20. TAHA / 22-23

"Kübra ayetlerden sana göstermemiz için elini cenahına zamm et!... Başka bir ayet olarak, sui gayrısında beyazlaşmış olarak ihrac olsun."

20. TAHA / 71

Dedi ki:
"Ben size izin vermeden önce ona iman mı ettiniz?
Sihre sizi alim eden, elbette/kesinlikle sizden kebirdir.
Artık elbette/kesinlikle ben sizin ellerinizi ve ayaklarınızı, hilafen (çapraz olarak) kata edeceğim. elbette/kesinlikle sizi, hurma cizlerinde salb edeceğim.
elbette/kesinlikle siz, hangimizin azabının daha şedid ve baki olduğuna alim olacaksınız."

20. TAHA / 110

O, onların ellerinin arasında olana... ve onların halflerinde olana alimdir.
Onlar, ilim olarak O'nu ihata edemezler.

21. ENBİYA / 28

O, onların ellerinin arasında olana... ve halflerinde olana alimdir. Onlar, sadece, O'nun razı olduğu kimselere şefaat ederler. Onlar, O'nun haşyetinden müşfiktirler.

22. HACC / 10

"Bu, senin kendi elinle takdim ettiklerin iledir.
Muhakkak ki ALLAH... abd olanlara zallam değildir."

22. HACC / 76

Onların elleri arasında olana ve halflerinde olana alimdir.
Emirler ALLAH'a rücu eder!

23. MU'MİNUN / 88-89

De ki:
"Herşeyin melekutu elinde olan... ve onlara car olan... ancak KENDİSİNE car olunmayan kimdir? Eğer alimseniz söyleyin!"
Diyecekler ki:
"ALLAH içindir!"
De ki:
"Artık nasıl da sihir oluyorsunuz!"

24. NUR / 24-25

Amel etmiş oldukları şeylere… lisanlarının ve ellerinin ve ayaklarının, kendilerine şahidlik ettiği yevmde… yevme-izinde... ALLAH onlara, KENDİ hakk dinini vefa eder.

ALLAH'ın… O'nun, mübin hakk olduğuna alim olacaklar!

24. NUR / 40

Yada, lücc bahrda zulmetler gibidir.
Onu... mevc, onun fevkinden yine mevc... onun fevkinden ise sehab gışa eder.
Bazısının zulmetleri, bazısının(diğerlerinin) fevkindedir... (öyle ki) elini ihrac etse, neredeyse onu bile göremez.
ALLAH'ın kendisine nur vermediği kimse... artık ona, nur diye bir şey yoktur!

25. FURKAN / 27

Yevmde zalim kimse, elini azz ederek diyecek ki:
"Ne olurdu... ben de Rasulle beraber sebil ittihaz etseydim!"

25. FURKAN / 48-49

O, rahmet elinin arasında, büşra olarak rihleri irsal edendir.
BİZ,
Mevt beldeyi onunla hayy etmek için...
ve halk ettiğimiz çoğu enam ve ünası onunla iska etmek için...
semadan tahur su inzal ettik.

26. ŞUARA / 33

Elini nez etti. Ardından o, nazar edenler için beyazlaşmıştı.

26. ŞUARA / 49

Dedi ki:
"Ben size izin vermeden ona iman mı ettiniz!?
Muhakkak o, kesinlikle sizi sihre alim eden kebirdir. Artık yakında alim olacaksınız. Kesinlikle ellerinizi ve ayaklarınızı hilafen (çapraz) kata edeceğim. Sizin hepinizi salb edeceğim."

27. NEML / 12

"Elini cebine dahil et... firavuna ve kavmine dokuz ayet içinde… sui gayrısından beyaz olarak ihrac olsun… muhakkak onlar, fasık kavim oldular."

27. NEML / 63

Yoksa,
berrin ve bahrın zulmetlerinde size ihda eden... ve rahmet elinin arasında, büşra olarak rihleri irsal eden mi?

ALLAH'la birlikte ilah mı var!?
ALLAH, onların şirk koştuklarından tealidir.

28. KASAS / 32

"Elini cebine selk et. Sui gayrısında, beyaz olarak ihrac olsun. Cenahını rehbden kendine zamm et.

Artık bu ikisi, Firavun ve melelerine, Rabbinden iki burhandır. Muhakkak onlar fasık kavim oldular."

28. KASAS / 47

Şayet
kendi elleriyle takdim ettikleri şeylerle kendilerine musibet isabet edecek olmasaydı…
ve ardından
"Rabbimiz!
Bize de Rasul irsal etseydin ya!... ardından biz, SEN'in ayetlerine tabi olurduk ve mü'minlerden olurduk."
diyecek olmasalardı...

30. RUM / 36

Nasa rahmet tattırdığımızda, onunla ifrah olurlar.
Eğer, kendi elleriyle takdim ettkileri ile kendilerine seyyie isabet ederse… o zaman kanıt oluverirler.

30. RUM / 41

Amil olduklarından bazılarını tadmaları için, nasın elleriyle kesb ettikleri ile berrde ve bahrda fesad zuhur etti… umulur ki rücu ederler!

34. SEBE / 9

Semadan ve arzdan, ellerinin arasında olanı ve halflerinde olanı görmüyorlar mı?
Eğer dilersek onları, arzda husuf ederiz veya üzerlerine semadan kisfler ıskat ederiz. Muhakkak bunda, bütün münib abd olanlar için elbette/kesinlikle ayet vardır.

34. SEBE / 12

Süleyman'a…
gudüvv vaktinde bir şehr ve revahta vaktinde bir şehr (yol alan) rih... (verdik)
kıtr aynını (bakır madeni) ona seyl ettik.
Cinnlerden, Rabbinin izni ile elinin arasında amel edenler vardı.
Bunlardan emrimize zeyg olana… seir azabtan taddırıyorduk.

34. SEBE / 31

Kafirler diyorlar ki:
"Biz bu Kur'an'a da... elimizin arasında olana da iman etmiyoruz."
Şayet zalimlerin, Rabblerinin indinde mevkuf olduklarını görsen!...
Bazısı bazısına (birbirlerine) kavl rücu eder durur.
İstizaf edilenler, istikbar edenlere derler ki:
"Siz olmasaydınız, biz elbette/kesinlikle mü'minler olurduk!"

34. SEBE / 46

De ki:
"Muhakkak ben size, ancak, vahid ile (tek bir şeyi) vaaz ediyorum:
mesna olarak (ikişer ikişer) ve ferd olarak (teker teker) Allah için kaim olun... sonra da tefekkür edin!"
Sahibinizde cinnetten yoktur!?... o, sadece, elinizin arasında ki şedid azaba, sizin için nezirdir.

35. FATIR / 31

Kitabtan sana vahy ettiğimiz… o, hakktır... elinin arasında olana musaddıktır.
Muhakkak ki ALLAH, kendisine abd olanlara elbette/kesinlikle habirdir, basirdir.

36. YASİN / 7-8-9-10

Kavil, onların pek çoğuna elbette kat'iyyetle hakk olmuştur!... artık, onlar iman edemezler.

Muhakkak ki BİZ, onların unklarına, zaknlarına kadar guller kıldık... artık onlar, mukmahtırlar.

BİZ, ellerinin arasından sedd ve halflerinden sedd kıldık... ardından onları gışa ettik... artık onlar basar edemezler.

Onları nezr etmen yada nezr etmemen onlar için sevadır.
Onlar iman etmezler!

36. YASİN / 34-35

Semerelerinden yemeleri için… orada hurmadan ve ineblerden (üzüm) cennetler kıldık!... ve orada aynlardan fecr ettik!
Bunlara elleriyle amil olmadıklar ki!
Hala şükür etmezler mi!

36. YASİN / 45-46

Onlara denilmiştir ki:
"Ellerinizin arasında olana ve halfinizde olana muttaki olun!... umulur ki size rahmet edilir."

Ancak onlar… Rabblerinin ayetlerinden gelen bütün ayetlerden, sadece, muriz olurlar!

36. YASİN / 65

Yevmde, onların ağızlarına hatm ederiz... kesb etmiş oldukları şeyler ile... ellerine kelime ettiririz ve ayakları da şahidlik eder.

36. YASİN / 71

Ellerimizin amil olduğu şeylerden kendileri için en'amı nasıl halk ettiğimizi... ve ardından onlara malik olduklarını da mı görmezler!

36. YASİN / 83

Herşeyin melekutu KENDİ eli ile olan subhandır!…
Siz de O'na rücu edeceksiniz!

38. SAD / 44

"Elinle dags (bir demet ot sapı) ahz et... ve ardından onunla darb et. Hıns etme."
Muhakkak ki BİZ, onu sabırlı bulduk.
Ne naim abd! Muhakkak o evvabdır.

38. SAD / 45

BİZ'e abd olan İbrahim ve İshak ve Yakub'u zikir et.
Eyv ve basar sahibleri idiler.

38. SAD / 75

Dedi ki:
"Ey iblis!
Elimle halk ettiğim şeye secde etmekten sana ne mani oldu?
İstikbar mı ettin... yoksa ulvilerden mi oldun?"

41. FUSSİLET / 14

Ellerinin arasından ve halflerinden Rasuller gelmişti:
"Sakın ALLAH'tan gayrıya abd olmayın!"

Onlar da demişlerdi ki:
"Şayet Rabbimiz dileseydi…bize elbette/kesinlikle melekler inzal ederdi. Yoksa biz, kesinlikle irsal edildiğiniz şeye kafiriz."

41. FUSSİLET / 25

Onlara karinler (arkadaşlar) kayz ettik... ve ardından onlar, onlara ellerinin arasında olanı ve halflerinde olanı ziynetlendirdiler.
Kendilerinden önce kat'iyyetle hilv etmiş olan cinnlerden ve insden ümmetler hakkındaki kavil, kendilerine de hakk oldu!... muhakkak onlar hasar alanlar oldular.

41. FUSSİLET / 42

Hakimden, hamidden tenzil olana… elinin arasından da… halfinden de... batıl giremez!

42. ŞURA / 30

Musibetten size isabet eden şey… kendi ellerinizle kesb ettikleriniz iledir.
Çoğundan afv eder.

42. ŞURA / 48

Artık eğer arız olurlarsa... seni, onlara hafız olarak irsal etmedik!
Senin üzerine olan, sadece, belağdır.
Muhakkakki BİZ, İnsana BİZ'den rahmet taddırdığımızda... onunla ifrah olur.
Eğer, kendi elleriyle takdim ettikleri ile kendilerine seyyieler isabet ederse... artık muhakkak İnsan küfürdedir.

46. AHKAF / 21

Ad'ın kardeşini zikir et!
Ahkaf ile kavmini nezr etmişti.
Onun elinin arasından ve halfinden nezirler kat'iyyetle hilv olmuştu!…
"Sakın ALLAH'tan başkasına abd olmayın!
Muhakkak ben, azim yevmin azabının sizin üzerinize olmasından korkuyorum!"

46. AHKAF / 30

Dediler ki:
"Ey kavmimiz!
Muhakkak biz,
Musa'dan sonra inzal edilen,
onun elinin arasındakine musaddık olan,
hakka ve mustakim tarıka ihda eden
kitabı işittik."

48. FETİH / 10

Muhakkak sana biat edenler... muhakkak, ancak, ALLAH'a biat ederler!
ALLAH'ın eli onların ellerinin fevkindedir.
Nekes olan kimse… artık muhakkak o, ancak, kendi nefsine nekes olur!
ALLAH'a karşı ahd ettiği şeylere vefa eden kimse... artık ona, azim ecir verilecektir.

48. FETİH / 20-21

ALLAH size… ahz edeceğiniz pek çok magnem vaad etmektedir.
Artık…
mü'minler için ayet olması için…
ve sizi sırat-ı mustakime ihda etmesi için...
sizin için bunda acele etti... ve nasın ellerini sizden keff etti.
Sizin ikdar edemediğiniz... ALLAH'ın kat'iyyetle ihata etmiş olduğu başka şeyler de vardır!
ALLAH, herşeye kadir olandır.

48. FETİH / 24

Mekke'nin batnında, onlara karşı zafer elde etmenizin ardından… onların ellerini sizden ve sizin ellerinizi onlardan keff eden, O'dur.
ALLAH, amel ettiklerinize basir olandır.

49. HUCURAT / 1

Ey iman edenler!
ALLAH'ın ve Rasulünün elleri arasına tekaddüm etmeyin!
ALLAH'a ittika edin!
Muhakkak ki ALLAH semidir, alimdir.

57. HADİD / 12

Mü'min erkekleri ve mü'min kadınları... onların nurlarını, ellerinin arası ile ve yeminleri ile say eder gördüğün yevm...
"Yevmde sizin büşranız... içinde ebedi olunacak, altından nehirler cereyan eden cennetlerdir."
İşte bu, azim fevzdir.

57. HADİD / 29

(Fasık olmaları...) Kitab ehlinin,
ALLAH'ın fazlından bir şeye ikdar edemeyeceklerine...
Fazl'ın ALLAH'ın eli ile olduğuna...
onu dilediğine vereceğine
alim olmadığı içindir!
ALLAH, azim fazl sahibidir.

58. MUCADELE / 12

Ey iman edenler!
Rasule necva ederken... artık necvanızı elinin arasına sadakatle takdim edin.
Bu sizin için hayrdır ve daha tahirdir.
Eğer vecd edemezseniz... artık muhakkak ki ALLAH gafurdur, rahimdir.

58. MUCADELE / 13

Necvanızı elinin arasına sadakatle takdim etmeye işfak mı ettiniz?
Buna fail olamazsanız, ALLAH size tevbe eder.
Artık,
salat ikame edin
ve zekat verin.
ALLAH'a ve Rasulüne itaat edin.
ALLAH, amel ettiklerinize habirdir.

59. HAŞR / 2

Kitab ehlinden kafirleri, haşrın evveli için diyarlarından ihrac eden O'dur.
Siz onların ihrac olacaklarını zann etmemiştiniz. Onlar da, ALLAH'tan, hısnlarının kendilerine mani olacağını zann etmişlerdi.
Ardından ALLAH, ihtisab etmedikleri cihetten onlara geldi. Kalblerinde rub kazf etti... evlerini kendi elleriyle ve mü'minlerin elleriye harab ettiler.
Artık, ibret alın, ey basar sahibleri!

Medine civarında yaşayan Beni Nadir kabilesi, Hayber yahudilerinden Beni Kureyza gibi büyük bir kabile idi. Bu iki kabileye, Kahin b. Harun soyundan geldikleri için "Kahinan" denirdi. Kabilenin reisi olan Ka'b b. Eşref, evlendiği gün kendi evinde katledilince, kabile halkının kalbine korku düştü.
Kendileri için sağlam ve yüksek binalar inşa etmiş olan Beni Nadir kabilesi, Allah Rasulü ile yaptıkları anlaşmaya uymadıkları için, Hicretin dördüncü senesinde Medine'den sürgün edildiler.
60. MUMTEHİN / 2

Eğer onlar, sizi sekf etseler... size düşman olurlar… ve size, ellerini ve lisanlarını sui ile bast ederler.
"Keşke siz kafir olsanız" diye vedd etmekteler.

60. MUMTEHİN / 12

Ey Nebi!
sana biat eden mu'min kadınlar,
ALLAH'a bir şeyi şirk koşmamak...
ve serak yapmamak...
ve zinada bulunmamak...
ve evladlarını katl etmemek...
ve buhtan ile elleri ve ayakları arasında bir iftira uydurmamak...
ve maruf olanda sana asi olmamak...
üzere, sana tabi olmak için geldiklerinde... onların biatlerini kabul et!... o kadınlar için ALLAH'a istiğfar et!

Muhakkak ki ALLAH gafurdur, rahimdir.

61. SAFF / 6

Meryem oğlu İsa demişti ki:
"Ey israiloğulları!
Muhakkak ben, sizin üzerinize ALLAH Rasulüyüm. Tevrattan elimin arasında olanlara musaddıkım. Sonradan gelecek olan, Ahmed ismindeki Rasul ile mübeşşirim."
Ardından, beyyineler ile geldiğinde, dediler ki:
"Bu mübin sihirdir."

62. CUMA / 6-7

De ki:
"Ey hadü olanlar!
Eğer nasın gayrısında, kendinizin ALLAH'a veliyler olduğunuza zeam ediyorsanız... eğer sadıksanız, mevt temenni edin."
Ne var ki... elleriyle takdim ettikleri şeyler ile (ötürü) ebediyyen bunu temenni edemezler.
ALLAH, zalimlere alimdir.

66. TAHRİM / 8

Ey iman edenler!
Nasuh tevbeyle ALLAH'a tevbe edin.
Gerekir ki (belki)… Rabbiniz,
sizin seyyielerinize kafir olur...
ve sizi altından nehirler cereyan eden cennetlere dahil eder!

Yevmde, ALLAH... nurları, ellerinin arasında ve yeminleri ile say eden... nebiyi ve onunla birlikte iman edenleri ihza etmez.
Derler ki:
"Rabbimiz!
Bize nurumuzu tamamla...
ve bize gafur ol...
muhakkak ki SEN herşeye kadirsin."

67. MULK / 1-2-3

Mulk elinde olan…
ve herşeye kadir olan...
amel yönünden hanginizin ahsen olduğunu belv etmek için mevti ve hayatı halk eden...
ve aziz, gafur olan...
yedi semaları tabaka tabaka halk eden…
bereketlidir.

Rahmanın halk edişinde fevt olmuşlardan göremezsin. Ardından, basarını rucu et (bakalım), fatırlar var mı?

72. CİNN / 26-27-28

O, gayb olana alimdir.
Artık, razı olunan Rasul dışında... hiç kimseye gaybı üzre izhar olmaz... ve ardından, muhakkak ki O, onların eli arasından ve halfinden... Rabblerinin risaletinin kat'iyyetle iblağ edilmiş olduğuna alim olmaları için rasadlar islak eder!
Onların ledalarındaki şeylere ihata etmiştir!
Herşeyi aded olarak ihsa etmiştir!

78. NEBE / 40

Muhakkak ki BİZ sizi...
kişinin, eliyle takdim ettiği şeye nazar edeceği...
kafirin, "Keşke ben turab olaydım!" diyeceği...
yevmdeki karib azaba nezr ettik!

80. ABESE / 13-14-15-16

Kerim olan, berr olan sefirlerin elleri ile... mükerrem, merfu, mutahhar sahifelerdedir.

111. TEBBET / 1

Ebu Lehebin iki eli tebb olsun!... Tebb olacak!

Asıl ismi, Abdüluzza b. Abdilmuttalib iken yanaklarının pek kırmızı olmasından dolayı ateşe benzetilerek, Ebu Leheb denilmiş ve bu künye ile meşhur olmuştur. Ayette adı ile değil bu künye ile anılmıştır.
Ebu Leheb, adese adı verilen çiçek hastalığı yada veba benzeri hastalığa tutulduğundan, Allah Rasulüne karşı, Bedir Savaşı'na katılmamış, yerine, maddi yardımda bulunarak Ebu Cehil'in kardeşi Âs b. Hişâm'ı göndermişti. Kureyş'in yenildiğini haber alınca, savaştan yedi gün sonra kahrından öldü.
Kureyşliler ve de ailesi dahil hiç kimse, adese hastalığı kendilerine de bulaşır korkusuyla yanına yaklaşmadı, bu yüzden ölüsü üç gün evinde kalıp koktu. Daha sonra utandıkları için Sudani'lerden birkaç kişiyi ücret karşılığı tuttular ve bir çukur kazıp ağaçlarla içine kaktılar ve örtünceye kadar da üzerine taş attılar.
Bu sure, bu olaydan 15 sene önce inzal olmuştur.
Sure Listesi

Kelam-ı Kadim'de Geçen Kelimeler Sözlüğü;Teolog A.Kadir İmamoğlu tarafından derlenerek hazırlanmıştır.