İçeriğe geç
KÖK Ara:
KELİME Ara:
ANLAM içinde Ara:
❝ Z:NN ❞ kökünden türeyen kelimeler... 8 Kayıt Listeleniyor.
Aynı Kökten Türeyen: xoxox Mazanne Mazınne Maznun Mutazanni Mutazannin Tazannun Zann Zunun Zânn Zannî
xoxox
ظ ن ن Z:NN
Mazanne
ظ ن ن Z:NN

Zannolunduğu yer. Zan götüren.

Dşl.Mazınne
Maznun
ظ ن ن Z:NN

Zannolunmuş. Zan altında bulunan, kendisinden şüphe edilen. Huk: Bir suç dolayısı ile sorguya çekilen kimse. Sanık.

Mutazanni
ظ ن ن Z:NN

Zan ile iş gören.

Çğl.Mutazannin
Tazannun
ظ ن ن Z:NN

Sanma, zan ile iş görme, delilsiz hükmetme.

Zann
ظ ن ن Z:NN

Bir önermede, ihtimallerden birinin akıl yolu ile ağır basması ve bunun tercih edilmesi. Sübjektif kanaat. / Şüphe. / Zannetmek, sanmak. / Sezme. / Farkına varma.

DuruMeal'de toplam 58 kayıtta geçiyor.
Çğl.Zunun
Zânn
ظ ن ن Z:NN

Zanneden. Sanan. Zannedici.

DuruMeal'de toplam 58 kayıtta geçiyor.
Zannî
ظ ن ن Z:NN

Zanna ait, zanna dâir ve müteallik.

2. BAKARA / 45-46

Sabır ve salat ile iane dileyin!
Muhakkak bu, sadece,
Rabblerine mülaki olacaklarını...
ve O'na muhakkak rücu edeceklerini...
zann ederek, huşu duyanlara kebir gelmez.

2. BAKARA / 78

Onlardan ümmi olanlar... kitaba alim değildir... sadece kendi emanileri vardır!
Onlar, sadece, zann ederler.

2. BAKARA / 230

Eğer erkek, zevcesini bir daha boşarsa... artık sonrasında zevce, gayrı nikahlanıncaya kadar kendisine helal olmaz.

Eğer bu da onu boşarsa... ve ardından, eğer onlar ALLAH'ın hududunu ikame edeceklerini zann ederlerse... artık birbirlerine rücu etmelerinde o ikisine cünah yoktur.

Bunlar ALLAH'ın hudududur!
Bunları, alim olan kavim için beyan ediyor.

2. BAKARA / 249

Ardından Talut, orduya fasl olduğunda, dedi ki:
"Muhakkak ki ALLAH, sizi, nehir ile belv edecektir. Ondan şürb eden kimse... artık o, benden değildir. Ondan taam etmeyen kimse... artık muhakkak o, bendendir... eliyle garf ederek, garf eden müstesna."

Ardından, onlardan birazı dışında, ondan şürb ettiler.
Ardından, o ve beraberinde iman edenler cevaz olunca, dediler ki:
"Bizim bu yevmde Calut ve ordusuna karşı tavkımız yoktur."

ALLAH'a mülaki olacaklarını zann edenler dediler ki:
"Az fieden nicesi, çok fieye ALLAH'ın izniyle galib gelmiştir. ALLAH, sabır edenlerle beraberdir."

3. ALİ İMRAN / 154

Sonra gamamın ardından... size emanet olarak, içinizden bir taifeyi gışa eden nüas inzal etti.
Bir taife de kat'iyyetle kendi nefslerine hemm olmuştu!
ALLAH'a hakk gayrısında cahiliye zannı ile zannda bulundular. Dediler ki:
"Bize emirden şey var mı?"

De ki:
"Muhakkak, bütün emirler ALLAH'ındır."

Nefslerinde sana ibda edemedikleri şeyler hafy ediyorlar. Diyorlar ki:
"Şayet bize emirden şey olsaydı burada katl edilmezdik."

De ki:
"Şayet siz evlerinizde olsaydınız bile... üzerine katl ketb olanlar, mazcalarında bariz olurdu.
Sadrlarınızda olanı ALLAH'ın belv etmesi içindir.
Kalblerinizde olanı mahs etmesi içindir.
ALLAH, sadrların zatına alimdir."

4. NİSA / 155-156-157

Ardından,
misaklarından nakz ettikleri ile...
ve ALLAH'ın ayetlerine küfür etmeleri ile...
ve Nebileri hakk gayrısında katl etmeleri ile...
"kalblerimiz gulf oldu" demeleri ile...
Bilakis!
ALLAH onları, kendi küfürleri ile tab etmiştir... ve artık onlar, sadece, çok az iman edebilirler.
ve küfürleri ile...
ve Meryem'e karşı azim bühtan sözleri ile…
ve "Muhakkak, ALLAH Rasulü, Meryem oğlu İsa Mesih'i biz katl ettik" sözleri ile...

Onlar onu katl etmediler... ve de salb etmediler.
Fakat onlara şübhe ettirildi!
Muhakkak onun hakkında ihtilafa düşenler, elbette bundan şekk içindedir. Onların zanna tabi olmaktan başka ilimleri yoktur. Onun katl edilmesine yakin değiller!

6. ENAM / 116

Arzdaki kimselerin pek çoğu, eğer itaat edersen, ALLAH'ın sebilinden seni dalalete düşürürler. Onların tabi oldukları sadece zanndır. Onlar sadece hars ederler.

6. ENAM / 148

Şirk koşanlar diyecekler ki:
"Şayet ALLAH dileseydi, biz ve ata-babalarımız, şirk koşmazdık... ve hiçbir şeyden haram etmezdik."

Böyledir!...
Onların öncesinden olanlar da kizb etmişti. Hatta beisimizi tadmışlardı.

De ki:
"Sizin indinizde, bize ihrac edeceğiniz, ilimden var mı?
Siz sadece zanna tabi oluyorsunuz.
Siz sadece hars ediyorsunuz."

7. ARAF / 66

Kavminin kafirlerinden meleler, dediler ki:
"Muhakkak biz, seni kesinlikle sefihlik içinde görüyoruz. Muhakkak biz, senin elbette kaziblerden olduğunu zann ediyoruz."

7. ARAF / 171

Dağı fevklerine zıll gibi netk etmiştik de... kendilerine vuku olacağını zann etmişlerdi.
"Size verdiğimiz kuvvet ile ahz edin... ve içindekini zikir edin… umulur ki ittika edersiniz."

9. TEVBE / 118

Half olanların üçü üzre de...
Hatta, onların üzerine arz, irhab olduğu şey ile dıyk olduğunda, onların nefsleri de dıyk olmuştu. O'nun üzerine olmaktan başka, ALLAH'tan ilca olunacak yer olmadığını zann etmişlerdi. Sonra onlara, tevbe etmeleri için tevbe etti.
Muhakkak ki ALLAH... O, tevvabdır, rahimdir.

10. YUNUS / 22

Berrde ve bahrda sizi seyir ettiren O'dur.
Hatta siz gemide olduğunuzda... tayyib rih ile cereyan ederken ve bununla ifrah olurken... asıf rih çıksa ve bütün mekanlardan üzelerine mevc gelse... kendilerinin onunla ihata edildiklerini zann ederler... dinde O'na muhlis olarak ALLAH'ı davet ederler.
"Eğer bizi bundan necat edersen, elbette/kesinlikle şükür edenlerden olacağız."

10. YUNUS / 24

Muhakkak dünya hayatının meseli, ancak, semadan inzal ettiğimiz su gibidir:

Nasın ve enamın yediği, arzın nebatı, onunla ihtilat olmuştur.
Hatta... arz, zuhrufunu ve ziynetlerini ahz ettiğinde ve ehli bunlara kadir olduklarını zann ettiklerinde... ona, gece veya gündüz, emrimiz geliverir... ve ardından bir gün önce ganiy olmamış gibi, onları hasid hale getiriveririz.

Böyledir!...
Tefekkür eden kavim için ayetleri tafsil ederiz.

10. YUNUS / 36

Pek çokları, ancak, zanna tabi olur!
Muhakkak zann, hakktan bir şey ganiy etmez!
Muhakkak ki ALLAH, onların fail olduklarına alimdir.

10. YUNUS / 60

ALLAH'a kizb ederek iftira edenler… kıyamet yevmini ne zann ediyor!?
Muhakkak ki ALLAH, nas üzre elbette/kesinlikle fazl sahibidir. Fakat onların pek çoğu şükür etmezler.

10. YUNUS / 66

Değil mi ki... muhakkak, semalardaki kimseler ve arzdaki kimseler ALLAH'ındır!
ALLAH'ın gayrısından davet edenler, şeriklere tabi olamazlar!... onlar, sadece, zanna tabi olmaktalar! Sadece onlar, hars etmekteler!

11. HUD / 27

Kavminin kafirlerinden meleler dediler ki:
"Biz, senin, ancak, mislimizce beşer olduğunu görüyoruz. Bediy görüşte, ancak, en rezillerimizin sana tabi olduğunu görüyoruz.
Sizin bizim üzerimize fazlınızdan görmüyoruz. Bilakis... sizin kazibler olduğunuzu zann ediyoruz."

12. YUSUF / 42

Necat edeceğini zann ettiği kimseye dedi ki:
"Rabbinin indinde benden zikir et."
Ancak şeytan ona, rabbine zikir etmesini unutturdu… ve ardından, sicnde bid (üç ila dokuz) sene daha lebs oldu.

12. YUSUF / 110

Hatta,
Rasuller iyas olduklarında...
ve kat'iyyetle kizb edildiklerini zann ettiklerinde!...
onlara nasrımız kılındı ve ardından dilediğimiz kimseler necat ettirildi.
Mücrimlerin kavminden, beisimiz redd olunamaz.

17. İSRA / 52

Yevmde
O, sizi davet eder...
ve ardından, O'nun hamd etmesi ile isticab edersiniz.
ve sadece, pek az lebs olduğunuzu zann edersiniz.

17. İSRA / 101

BİZ Musa'ya, elbette kat'iyyetle beyan olunmuş dokuz ayet verdik!
İsrailoğullarına sual et:
O geldiğinde... firavun ona demişti ki:
"Muhakkak ben, senin elbette/kesinlikle meshur olduğunu zann ediyorum… eyy Musa!"

17. İSRA / 102

Dedi ki:
"elbette kat'iyyetle sen!... bunları, ancak, semaların ve arzın Rabbinin, basiret olarak inzal ettiğine alimsin.
Muhakkak ben, senin, elbette/kesinlikle mesbur olduğunu zann ediyorum... eyy firavun!"

18. KEHF / 35

Cennetine dahil oldu… o nefsi için zalimdi… dedi ki:
"Buların ebediyyen tebid olacağını zann etmiyorum."

18. KEHF / 36

"Saatin kaim olacağını da zann etmiyorum.
Şayet Rabbe redd olunsam bile… elbette/kesinlikle bundan hayr olan mukalibe vecd olurum."

18. KEHF / 53

Mücrimler narı görürler… ve ardından, kendilerine vakıa olduğunu... ve ondan sarf olacakları yer mevcud olmadığını… zann ederler!

21. ENBİYA / 87

Zen-nun (balıkların efendisi, Hz.Yunus) gazab edip de zehab olunca... kendisine ikdar edemeyeceğimizi zann etmişti.
Ardından, zulmetler içine nida etti:
"Senden başka ilah yoktur!
Sen subhansın. Muhakkak ben zalimlerden oldum!"

Zennun olarak ifade edilen, Hz.Yunus'tur.
22. HACC / 15

ALLAH'ın dünyada ve ahirette ona nasr etmeyeceğini zann etmiş olan kimse…
artık bir sebeb ile semaya medd etsin…
sonra kata etsin...
ve ardından nazar etsin...
Acaba kendi keydi, kendisini gayz eden şeyi zehab edebilecek mi!?

24. NUR / 12-13

Keşke, o zannı işittiğinizde…
mü'min erkekler ve mü'min kadınlar, kendi nefslerine hayr olarak... "bu mübin ifktir" deselerdi keşke!?
Keşke,
Onlar, buna dört şahid ile gelselerdi keşke!?
Şahidler ile gelmediklerinde... artık işte onlar... ALLAH indinde onlar, kazibdir.

26. ŞUARA / 186

"Sen mislimizce beşerden başka değilsin. Muhakkak biz senin, kazib olanlardan olduğunu zann ediyoruz."

28. KASAS / 38

Firavun dedi ki:
"Ey meleler!
Sizin için benim gayrımda ilaha alim değilim.
Benim için, tin üzre vakd et, ey Haman! Benim için sarh yap. Umulur ki ben Musa'nın ilahına tulu ederim.
Muhakkak ben, elbette/kesinlikle onu kaziblerden zann ediyorum."

28. KASAS / 39

O ve orduları, arzda hakkın gayrısında istikbar ettiler. Muhakkak onlar, BİZ'e rücu etmeyeceklerini zann ettiler.

33. AHZAB / 10

Onlar sizin fevkinizden ve sefilinizden gelmişlerdi. Basarlar zeyg olmuştu ve kalbler hançerelere belağ olmuştu. ALLAH'a zann ile zann ediyordunuz.

34. SEBE / 20-21

elbette kat'iyyetle!... onlar üzerine iblis'in zannı sadık oldu!
Artık... ahirete iman edenlere, ondan şekk içinde olanlardan alim olmamız için... mü'minlerden bir ferik dışında, onlar... kendilerine bir sultan olmadığı halde... ona tabi oldular.
Rabbin herşeye hafızdır.

37. SAFFAT / 85-86-87

Babasına ve kavmine demişti ki:
"Nedir bu abd olduklarınız?
İfk ederek ALLAH'ın gayrısından ilahlar mı irade ediyorsunuz?
Siz, Rabb-il alemini ne zann ediyorsunuz!?"

38. SAD / 24
SECDE AYETİ

Dedi ki:
"Kendi koyunlarının yanına senin koyununa da sail olmakla... sana elbette kat'iyyetle zalim olmuş!"
Muhakkak... salih (iş)lere amil olarak iman edenler dışında ***ki onlar pek azdır***... halit olanlardan çoğu, bazısı bazısına (birbirlerine) kesinlikle bagy ederler.

Davud, BİZ'im kendisine fitne ettiğimizi zann etti... ve ardından Rabbine istiğfar etti. Rüku ederek harra etti ve inabe etti.

38. SAD / 27

BİZ, semayı ve arzı ve ikisinin arasındakileri batıl olarak (birgün batıl olacak şekilde) halk etmedik.
Bu, kafirlerin zannıdır!

Artık, nardan veyl olsun kafirlere!

40. MU'MİN / 36-37

Firavun dedi ki:
"Ey Haman!
Bana sarh bina et. Ola ki sebeblere iblağ olurum... semaların sebeblerine!... ve ardından Musa'nın ilahına muttali olurum.
Muhakkak ben elbette onun kazib olduğunu zann ediyorum."

Böyledir!...
Kendi sui ameli, firavuna ziynetlendi... ve sebilden sadd edildi. Firavunun keydi, sadece, tebab oldu.

41. FUSSİLET / 22

İşitmelerinizin...
ve basarlarınızın...
ve cildlerinizin…
size karşı şahidlik etmesinden kendinizi setr etmemiştiniz.
Fakat... amel ettiklerinizin çoğuna ALLAH'ın alim olmadığını zann ediyordunuz.

41. FUSSİLET / 23

Rabbinizi zann ettiğiniz bu zannınız... sizi redi eder.
Ardından, hasar alanlar oluverirsiniz!

41. FUSSİLET / 48

Önceden davet etmiş oldukları şeyler onlardan dall olur. Kendileri için mahisden olmadığını zann ederler.

41. FUSSİLET / 50

Elbette, darr mess etmesinin ardından... eğer ona BİZ'den rahmet tattırırsak... kesinlikle der ki:
"Bu benimdir.
Ben, saatin kaim olacağını zann etmiyorum. Elbette eğer, Rabbime rücu olursam, muhakkak O'nun indinde benim için hüsna vardır."
Artık kesinlikle kafirlere, amil oldukları ile haber edeceğiz... ve kesinlikle onlara galiz azabtan tattıracağız.

45. CASİYE / 24

Dediler ki:
"Olan, ancak, dünya hayatıdır… mevt oluruz ve hayy oluruz… bizi, ancak, dehr helak eder."
Bunda onlara ilimden yoktur... onlar, sadece, zann ediyorlar.

45. CASİYE / 32

Denilmişti ki:
"Muhakkak ALLAH'ın vaadi ve saat… hakkında rayb olmayan hakktır!"
Siz de demiştiniz ki:
"Biz saatin ne olduğunu idra etmedik... sadece, zann ile zann ediyoruz... ve biz yakin olmanın gereklerini yapabilenler değiliz."

48. FETİH / 6

Münafık erkeklere ve münafık kadınlara...
ve ALLAH'a zani olan müşrik erkeklere ve müşrik kadınlara...
azab etmesi içindir.
Sui zannları, kendilerine sui olarak daire eder (döner gelir).
ALLAH,
onlara gazab verir
ve onları lanetler
ve onlara cehennem idad eder.
Ne beis masirdir!

48. FETİH / 12

Bilakis!
Siz, Rasul ve mü'minlerin ebediyen ehline inkılab etmeyeceklerini zann etmiştiniz.
Bu sizin kalblerinizde ziynet edildi… ve siz sui zanla zann ettiniz... ve bevr olan kavim oldunuz!

49. HUCURAT / 12

Ey iman edenler!
Zanndan çokça ictinab edin! Muhakkak zannın bazısı ismdir.
Tecessüs etmeyin!
Bazınız bazınıza (birbirinize) gıybet etmeyin! Herhangi biriniz meyyit kardeşinin etini yemeye muhabbet duyar mı? Artık bu, size kerihtir.
ALLAH'a ittika edin!
Muhakkak ki ALLAH, tevvabdır, rahimdir.

53. NECM / 23

Bunlar, sadece, sizin ve ata-babalarınızın onları isimlendirdiği isimlerdir.
ALLAH, onlara sultan inzal etmedi!
Onlar, sadece, zanna ve nefslerin heva ettiği şeylere tabi olurlar. (Oysa) Rabblerinden elbette kat'iyyetle huda gelmişti!

53. NECM / 27-28

Muhakkak ahirete iman etmeyenler… kendilerinde bunun ilminden olmadığı halde... sadece, zanna tabi olarak... melekleri, dişi isimlendirmesiyle isimlendiriyorlar.
Muhakkak zann... hakktan hiçbir şeye ganiy etmez!

59. HAŞR / 2

Kitab ehlinden kafirleri, haşrın evveli için diyarlarından ihrac eden O'dur.
Siz onların ihrac olacaklarını zann etmemiştiniz. Onlar da, ALLAH'tan, hısnlarının kendilerine mani olacağını zann etmişlerdi.
Ardından ALLAH, ihtisab etmedikleri cihetten onlara geldi. Kalblerinde rub kazf etti... evlerini kendi elleriyle ve mü'minlerin elleriye harab ettiler.
Artık, ibret alın, ey basar sahibleri!

Medine civarında yaşayan Beni Nadir kabilesi, Hayber yahudilerinden Beni Kureyza gibi büyük bir kabile idi. Bu iki kabileye, Kahin b. Harun soyundan geldikleri için "Kahinan" denirdi. Kabilenin reisi olan Ka'b b. Eşref, evlendiği gün kendi evinde katledilince, kabile halkının kalbine korku düştü.
Kendileri için sağlam ve yüksek binalar inşa etmiş olan Beni Nadir kabilesi, Allah Rasulü ile yaptıkları anlaşmaya uymadıkları için, Hicretin dördüncü senesinde Medine'den sürgün edildiler.
69. HAKKA / 19-20-21-22-23-24

Kitabı yemini ile verilen kimse var ya... ardından o der ki:
"İşte, kıraat edin kitabımı!... muhakkak ben hesabıma mülaki olacağımı zann etmiştim."
Artık o… katfları daniye olan aliyy cennette, razı olunacak ayş içinde olur.
"Hali olmuş yevmlerde islaf ettiğiniz şeyler ile heni olarak yeyin ve şürb edin."

72. CİNN / 5

Muhakkak biz... ins ve cinnler, ALLAH üzre kizb etmezler zann ederdik!

72. CİNN / 7

Muhakkak onlar da... sizin zannettiğiniz gibi, ALLAH'ın hiç kimseyi baas etmeyeceğini zann ederlerdi.

72. CİNN / 12

Muhakkak biz...
- ALLAH'ı arzda aciz bırakamayacağımızı...
- ve herab ederek de O'nu aciz bırakamayacağımızı...
zann ediyoruz."

75. KIYAME / 22-23-24-25

Yevme-izinde... (bazı) vechler nazirdir… Rabblerine nazar etmektedir.
ve yevme-izinde… (bazı) vechler ise besrdir… kendisine fakıra fail olunacağını zann etmektedir.

75. KIYAME / 26-27-28-29-30

Hayır!
Köprücük kemiğine belağ olduğunda, (can verirken)...
"Raky eden kim?" denildiğinde...
kendisinin firak olduğunu zann ettiğinde…
ve sekileri sekilerine leff olduğunda…
Yevme-izinde... mesak senin Rabbin üzredir.

83. MUTAFFİFİN / 1-2-3-4-5-6

Vay haline mutaffiflerin!...
Onlar;
nasa iktila ederken vefa isterler...
kendileri keyl ederken veya vezn ederken... hasar alırlar!
Değil mi ki… işte onlar… onlar azim yevm için mebas olacaklarını zann etmiyorlar!?
Yevmde, nas, Rabb-il alemine kaim olur!

84. İNŞİKAK / 10-11-12-13-14-15

Kitabı, zahrının verasından verilen kimse…
artık yakında o,
süburu davet edecek...
ve saire saly olacak.
Muhakkak o, ehlinin arasında sürur içindeydi. Muhakkak o, havr etmeyeceğini zann etmekteydi.
Bilakis!
Muhakkak ki Rabbi kendisine basir olandır.

Sure Listesi

Kelam-ı Kadim'de Geçen Kelimeler Sözlüğü;Teolog A.Kadir İmamoğlu tarafından derlenerek hazırlanmıştır.