İçeriğe geç
KÖK Ara:
KELİME Ara:
ANLAM içinde Ara:
❝ eBV ❞ kökünden türeyen kelimeler... 1 Kayıt Listeleniyor.
Aynı Kökten Türeyen:eb xoxox aba
eb
xoxox
ا ب و eBV

(Ebâ, Ebu, Ebi)
Baba. Ata, dede. (ikil:) Amca ve baba. Anne ve baba.
Dava. Uğruna yaşanılan gaye.

DuruMeal'de toplam 104 kayıtta geçiyor.
Çğl.aba
2. BAKARA / 133

Yoksa siz... Yakub mevt olmaya hazırken… oğullarına,
"Bundan sonra abd olacağınız şey nedir?"
diye kavil ettiğine… onların da...
"Senin İLAH'ına...
ve senin ata-babaların İbrahim ve İsmail ve İshak'ın İLAH'ına...
vahid İLAH'a...
abd olacağız. Biz O'na Müslümanız."
dediklerine şahid mi olmuştunuz?

2. BAKARA / 170

Onlara
"ALLAH'ın inzal ettiğine tabi olun!" denildiğinde, derler ki:
"Bilakis!
Biz ata-babalarımızı üzerine lafi olduğumuz şeye tabi oluruz."
Ya, ata-babaları hiç bir şeye akıl edemeyen ve de ihtida olamayan olmuşlarsa...!?

2. BAKARA / 200-201-202

Menseklerinizi kaza ettiğinizde… artık, ata-babalarınızı zikir ettiğiniz gibi... veya daha şedid zikir ile ALLAH'ı zikr edin!

Nastan kimseler,
"Rabbimiz!
Bize dünyada ver."
derler. Onlara ahirette, halak yoktur.

Onlardan,
"Rabbimiz!
Bize dünyada haseneler ve ahirette haseneler ver. Bizi narın azabından vaky et."
diyenler… işte onlar, kesb ettiklerinden nasibleri olanlardır.

ALLAH, hesabı seri olandır.

4. NİSA / 11

ALLAH, size evladlarınız hakkında, erkek için iki dişinin hazzı mislini vasiyet eder.
Eğer kadınlar ikinin fevkinde ise terekenin üçte ikisi onlar içindir.
Eğer kadın vahid ise yarısı onundur.

Ölenin evladı varsa, ana-babasından her birine, terekeden altıda bir hisse vardır.
Eğer evladı yok da ana-babası ona varis oluyorsa, anasına üçte bir düşer.
Eğer kardeşleri varsa, annesinin hissesi altıda birdir.

(Bunlar) vasiyet etiklerinin veya deyn ardındandır.

Babalarınız ve oğullarınız!...
Hangisinin menfaat yönünden size daha karib olduğuna idra edemezsiniz.

Bunlar, ALLAH'tan farzdır.
Muhakkak ki ALLAH, alim, hakim olandır.

4. NİSA / 22

Kadınlardan, babalarınızın nikahladıklarını nikahlamayın… kat'iyyetle selef olmuş olanlar müstesnadır!
Muhakkak bu, fahiş olur ve makt ve sui sebildir.

5. MAİDE / 104

Onlara, "ALLAH'ın inzal ettiğine ve Rasule gelin!" denildiğinde... onlar, "Ata-babalarımızı üzerinde vecd ettiğimiz şey bize hasbtır" derler.
Ata-babaları bir şeye alim değilse ve ihtida olamışsa da mı!?

6. ENAM / 74

İbrahim, babası Azer'e demişti ki:
"Sen, sanemleri ilah mı ittihaz ediyorsun!?
Muhakkak ben, seni ve kavmini, mübin dalalet içinde görüyorum."

6. ENAM / 87

ve (bunların) ata-babalarından ve zürriyetinden ve kardeşlerinden (bazılarını da)…
Onları(n hepsini) ictiba ettik ve sırat-ı mustakime hidayet ettik.

6. ENAM / 91

"ALLAH, beşere birşey inzal etmedi" diyerek... O'nun kadrini hakk olarak ALLAH'a kaderleyemediler!

De ki:
" Musa'nın nasa, onunla nur ve huda verdiği...
kırtas haline getirip ibda ettiğiniz...
ne var ki çoğunu hafy ettiğiniz...
sizin de ata-babalarınızın da alim olmadığı şeylere sizi ilimlendiren...
o kitabı kim inzal etti!?"

De ki:
"ALLAH!"

Sonra vezr et onları havzlarına... ilab olsunlar!

6. ENAM / 148

Şirk koşanlar diyecekler ki:
"Şayet ALLAH dileseydi, biz ve ata-babalarımız, şirk koşmazdık... ve hiçbir şeyden haram etmezdik."

Böyledir!...
Onların öncesinden olanlar da kizb etmişti. Hatta beisimizi tadmışlardı.

De ki:
"Sizin indinizde, bize ihrac edeceğiniz, ilimden var mı?
Siz sadece zanna tabi oluyorsunuz.
Siz sadece hars ediyorsunuz."

7. ARAF / 27

Ey Ademoğulları!
Şeytan... sui olanlarını kendilerine irae etmek için libaslarını kendilerinden nez ederek... ana-babanızı cennetten ihrac ettiği gibi... sizi fitneye düşürmesin.

Muhakkak o... o ve kabilesi, sizin onları göremeyeceğiniz yerden sizi görürler.

Muhakkak ki BİZ, şeytanları... iman etmeyenlere veliy kıldık.

7. ARAF / 28

Onlar… fahiş olana fail olduklarında, derler ki:
"Biz ata-babalarımıza bunun üzerine vecd olduk. ALLAH, bize bunu emir etti."

De ki:
"Muhakkak ki ALLAH, fahiş olanı emir etmez!
ALLAH'a karşı alim olmadığınız şeyler mi kavil ediyorsunuz!?"

7. ARAF / 70

Onlar dediler ki:
"Sen bize, vahid ALLAH'a abd olmamız… ve ata-babalarımızın abd olmuş olduklarını vezr etmemiz için mi geldin?
Artık, eğer sen sadıklardan isen... vaad ettiğin şeyi ver bize haydi!"

7. ARAF / 71

Dedi ki:
"Rabbinizden üzerinize rics ve gazab kat'iyyetle vakıa olmuştur!
Sizin ve ata-babalarınızın isimlendirdiği isimler hakkında benimle cedel mi ediyorsunuz?
ALLAH onlar hakkında sultan inzal etmedi.
Artık nazar edin!
Muhakkak ben de sizinle beraber nazar edenlerdenim."

7. ARAF / 95

Sonra seyyie mekanı hasene ile bedellendirdik... Hatta, afv ettik.
Dediler ki:
"Ata-babalarımıza da kat'iyyetle darr mess olmuştu!... ve serra olmuşlardı!"
Ardından onları da ansızın ahz ediverdik!... onların şurunda olmadı.

7. ARAF / 173

Yada,
"Önceden ata-babalarımız ALLAH'a şirk koşmuşlar. Biz onların sonrasında ki zürriyetiyiz. Batıl olanların fail olduğu şeyler ile, bizi mi helak ediyorsun?" demeyesiniz!

9. TEVBE / 23

Ey iman edenler!
Eğer iman üzre küfre muhabbet duymayı dilerlerse (tercih ederlerse)… ata-babalarınızı ve kardeşlerinizi veliy ittihaz etmeyin!
Sizden, onlara tevella eden… artık işte onlar... onlar zalimdir!

9. TEVBE / 24

De ki:
"Siz;
ata-babalarınıza
ve oğullarınıza
ve kardeşlerinize
ve zevcelerinize
ve aşiretinize
ve iktiraf ettiğiniz mallara
ve kesad olmasından haşy ettiğiniz ticaretinize
ve meskenlerinize...
eğer,
ALLAH'tan
ve Rasulünden
ve O'nun sebilinde cihad etmekten daha fazla muhabbet duyuyorsanız...
artık ALLAH emrini verinceye kadar tarabbus edin!
ALLAH, fasıkların kavmine ihda etmez."

9. TEVBE / 114

İbrahim'in, babası için istiğfar etmesi, yalnızca ona vaad ettiği vaadinden başka değildi.
Ardından kendisine, onun ALLAH'a aduvv olduğu beyan olunduğunda, ondan beri oldu.
Muhakkak İbrahim, evvahtı, halimdi.

10. YUNUS / 78

Dediler ki:
"Ata-babalarımıza, üzerinde vecd olduğumuz şeyden bizi left etmek için... ve arzda ikinizin kibriyasını kılmak için mi geldiniz?
Biz sizin ikinize iman edecek değiliz."

11. HUD / 62

Dediler ki:
"Ey Salih!
Bundan önce sen, içimizde kat'iyyetle mercu kimse olmuştun! Ata-babalarımızın abd olduklarına abd olmaktan bizi nehy mi ediyorsun?
Muhakak biz, bizi kendisine davet ettiğin şeyden, elbette/kesinlikle murib şekk içindeyiz."

11. HUD / 87

Dediler ki:
"Ey Şu'ayb!
Ata-babalarımızın abd olduğu şeyleri veya mallarımız hakkında dilediğimiz şeylere fail olmayı terk etmemizi emir eden… senin salatın mıdır?
Muhakkak sen, halim, reşid birisin."

11. HUD / 109

Artık, abd oldukları şeyden mirye içinde olma. Onlar sadece, ata-babalarının önceden abd oldukları gibi abd olurlar.
Muhakkak ki BİZ, nasiblerini, elbette/kesinlikle menkus gayrısında vefa edeceğiz.

12. YUSUF / 4

Yusuf, babasına demişti ki:
"Babacığım!
Muhakkak ben, on bir kevkeb ve güneşi ve kameri gördüm. Onların bana sacid olduklarını gördüm."

12. YUSUF / 6

"Böyledir!...
Rabbin seni ictiba edecek. Hadisin te'vilinden seni alim edecek. Önceden, ataların İbrahim ve İshak'a tamamladığı gibi… nimetini senin ve Yakub alînin üzerine tamam edecek.

Muhakkak ki Rabbin, alimdir, hakimdir."

12. YUSUF / 8

Dediler ki:
"Biz usbe olduğumuz halde, Yusuf ve kardeşi (Bünyamin) babamıza bizden daha muhabbetlidir. Muhakkak babamız elbette/kesinlikle mübin dalalettedir."

12. YUSUF / 9

"Yusuf'u katl edin veya arzdan tarh edin… babanız vechini size hilv etsin. Onun ardından salihler kavminden olursunuz."

12. YUSUF / 11

Babalarına şöyle dediler:
"Ey babamız!
Yusuf üzre neden bizden emin olmuyorsun? Muhakkak biz ona elbette/kesinlikle nasihat vereniz."

12. YUSUF / 16

Işa vakti, büka ederek babalarına geldiler.

12. YUSUF / 17

"Ey babamız!
Muhakkak biz istibak zehab etmiştik. Yusuf'u metamızın indine terk etmiştik. Ardından onu kurt yemiş. Velev ki BİZ sadık olsak da... sen bize iman edecek değilsin." dediler.

12. YUSUF / 38

"Ata-babalarım İbrahim ve İshak ve Yakub'un milletine tabi oldum. Birşeyi ALLAH'a şirk koşmak bize olamaz!
Bu, bizim üzerimize ve nasın üzerine ALLAH'ın fazlındadır. Fakat nasın pek çoğu şükür etmezler."

12. YUSUF / 40

"Siz, O'nun gayrısından, ancak, sizin ve ata-babalarınızın isimlerdirdiği isimlere abd oluyorsunuz!... ALLAH onlara sultandan inzal etmemiştir!
Hüküm, sadece, ALLAH'ındır!...
O, sadece, yalnızca O'na abd olmanızı emir eder.
Bu, kayyime dindir... fakat, nasın pek çoğu alim değildir."

12. YUSUF / 59-60

Cihazları ile cehz olduklarında, dedi ki:
"Babanızdan olan kardeşinizi bana getirin. Görmüyor musunuz, ben keyli vefa ediyorum ve ben nüzul olanların hayrlısıyım.
Eğer onu getirmezseniz, artık size indimde keyl olmaz… ve bana karib olamazsınız!"

12. YUSUF / 61

Dediler ki:
"Onu babasından irade edeceğiz. Muhakkak buna elbette/kesinlikle fail oluruz."

12. YUSUF / 63

Ardından babalarına rücu ettiklerinde, dediler ki:
"Ey babamız!
Keylden mani olunduk. Kardeşimizi (Bünyamin'i) bizimle beraber irsal et… ki keylimizi alabilelim. Muhakkak ona elbette/kesinlikle hafız oluruz."

12. YUSUF / 65

Metalarını feth ettiklerinde, bidaatlerinin kendilerine redd olunduğuna vecd oldular... dediler ki:
"Ey Babamız!
Daha ne ibtiga ederiz!?
İşte bidaatimiz. Bize redd olunmuş. Ehlimize meyr ederiz. Kardeşimize hafız oluruz. Bair keyl ziyade ederiz. Bu yesir keyldir."

12. YUSUF / 68

Babalarının emir ettiği yerden dahil olduklarında... Yakub'un nefsinde ki hacetin kaza olması dışında... ALLAH'tan şey onlardan ganiy olmuş olmaz!
Muhakkak o, elbette/kesinlikle kendisini alim ettiğimiz şeyde (kadar) ilim sahibidir... fakat nasın pek çoğu alim değildir.

12. YUSUF / 78

Dediler ki:
"Ey Aziz!
Onun kebir şeyh babası var. Artık bizden birini onun yerine ahz et. Muhakkak senin muhsinlerden olduğunu görüyoruz."

12. YUSUF / 80

Ondan yeis olunca necv ederek halas ettiler. Onların kebiri dedi ki:
"Alim değil misiniz!
Babanız sizden, ALLAH'tan mevsuk olarak kat'iyyetle ahz almıştı! Önceden, Yusuf hakkında ifrat ettiğiniz şey de var. Artık, babam bana izin verinceye kadar veya ALLAH bana hüküm edinceye kadar arzdan berh etmeyeceğim.
O, hakimlerin hayrlısıdır."

12. YUSUF / 81

"Siz babanıza rücu edin ve deyin ki:
"Ey babamız!
Muhakkak oğlun serak etti. Biz, sadece, alim olduğumuz şeye şahid olduk. Gayb için hafız olamazdık!"

12. YUSUF / 93

Dedi ki:
"Bu kamis ile zehab edin. Onu babamın vechi üzre ilka edin… basarı gelsin. Bana bütün ehlinizle gelin."

12. YUSUF / 94

Kervan fasl olduğunda, babaları dedi ki:
"Şayet fened olmadımsa… muhakkak ben, Yusuf'un rihasına vecd oldum."

12. YUSUF / 97

Dediler ki:
"Ey Babamız!
Bizim zenblerimize istiğfar et. Muhakkak biz, hata edenler olduk."

12. YUSUF / 99

Ardından Yusuf'a dahil olduklarında... o, ana-babasına evy oldu… ve dedi ki:
"inşALLAH emin olarak, Mısır'a dahil olun."

12. YUSUF / 100

Ana-babasını arşa ref etti.
Ona sacidler olarak harra ettiler.
Dedi ki:
"Ey Babacığım!
Bu, önceden gördüğüm rüyanın te'vilidir. Rabbim onu kat'iyyetle hakk kıldı!
Şeytanın, benim ve kardeşlerimin arasını nezg etmesinin ardından... beni sicnden ihrac etmekle ve sizi bedvden getirmekle, ahsen olmuş oldu.
Muhakkak ki Rabbim, dilediği şey için latiftir.
Muhakkak ki O, alimdir, hakimdir."

13. RAD / 23

Adn cennetleri…
Ata-babalarından ve zevcelerinden ve zürriyetlerinden salah olanlar da... ona dahil olurlar.
Melekler de, bütün bablardan onlara dahil olurlar.

14. İBRAHİM / 10

Rasulleri dedi ki:
"Semaları ve arzı fatr eden ALLAH hakkında mı şekk ediyorsunuz!? O, zenblerinizden size gafur olmak için sizi davet ediyor... ve sizi müsemma ecele tehir ediyor."
Onlar dediler ki:
"Muhakkak siz, sadece... bizi ata-babalarımızın abd olmuş oldukları şeylerden sadd etmeyi irade eden... bizim mislimizde beşersiniz. Artık bize, mübin sultan ile gelin."

16. NAHL / 35

Şirk koşanlar, dediler ki:
"Şayet ALLAH dileseydi, biz de... ata-babalarımız da... O'nun gayrısından bir şeye abd olmazdık. O'nun gayrısından, bir şeyi haram kılmazdık."

Böyledir!...
Onların öncesinden olanlar da fiil etmişlerdi.
Artık, Rasullerin üzerine olan, sadece, mübin belağdır.

18. KEHF / 5

Ağızlarından ihrac ettikleri kebir kelimenin ilminden, kendilerine de… ata-babaları için de yoktur!
Onlar, sadece, kizb söylüyorlar.

18. KEHF / 80-81

"Gılme ise… onun ana-babası mü'min idi. Onlara tuğyan ve küfür ederek, irhak etmesinden haşy ettik. Rabblerinin onları... zekat yönünden ve ruhma kurb yönünden, ondan hayr olanla bedellendirmesini irade ettik."

18. KEHF / 82

"Cidar ise... medinedeki iki yetim gılme içindi. Altında onlara ait kenz vardı... ve babaları salih kimseydi.
Rabbin, onların şedidlerine iblağ olmalarını ve kenzlerini Rabbinden bir rahmet olarak ihrac etmelerini irade etti.

Bunlara, kendi emrimle fail olmadım.
Sabırla itaat edemediğin şeylerin te'vili işte budur."

19. MERYEM / 27-28

Ardından hamil olarak, onu kavmine getirdi.
Dediler ki:
"Ey Meryem!
elbette kat'iyyetle fery bir şey yapmışsın!… ey Harun'un kız kardeşi!
Senin baban sui değildir. Annen de bagi değildir."

19. MERYEM / 42

Babasına demişti ki:
"Ey Babacığım!
İşitmeyen ve de basir olmayan ve de seni bir şeye gani etmeyen şeylere neden abd oluyorsun?"

19. MERYEM / 43

"Ey Babacığım!
Sana verilmeyen ilimden kat'iyyetle bana geldi!
Artık bana tabi ol. Seni seviyye sırata ihda edeyim."

19. MERYEM / 44

"Ey Babacığım!
Şeytana abd olma!
Muhakkak şeytan, Rahmana asi oldu."

19. MERYEM / 45

"Ey Babacığım!
Muhakkak ben, Rahmandan sana azab mess olmasından... ve şeytan için veliy olmandan korkuyorum."

21. ENBİYA / 44

Bilakis!
BİZ onları da… ata-babalarını da... metalandırdık. Hatta kendilerine ömür tavl geldi.
Artık görmüyorlar mı ki; BİZ, arzı etrafından naks ediyoruz?
Onlar mı galib gelecekler?

21. ENBİYA / 52

Babasına ve kavmine, demişti ki:
"Sizin kendilerine akif olduğunuz bu timsaller nedir?"

21. ENBİYA / 53

Dediler ki:
"Biz, ata-babalarımızı onlara abd olmuş vecd ettik."

21. ENBİYA / 54

Dedi ki:
"elbette kat'iyyetle siz ve ata-babalarınız, mübin dalalet içindeymişsiniz!"

22. HACC / 78

ALLAH hakkında... O'nun hakk cihadını cihad edin!
O, sizi ictiba etti!... ve dinde üzerinize hiç bir harec kılmadı!
Babanız İbrahim'in milleti...
O sizi,
Rasulün size şahid olması için...
ve sizin de nas üzre şahidler olmanız için...
önceden ve bunda "Müslüman" olarak isimlendirdi.
Artık...
salatı ikame edin...
ve zekatı verin...
ve ALLAH'a mutasım olun!
O, sizin mevlanızdır.
O, ne iyi mevla, ne iyi nasırdır!

23. MU'MİNUN / 24-25

Ardından... kendi kavminden kafirlerin meleleri dediler ki:
"Bu, ancak, sizin mislinizde bir beşerdir... sizin üzerinize kendini fazl etmeyi irade ediyor.
Şayet ALLAH dileseydi... melek inzal ederdi. Biz evvelde ki ata-babalarımızdan böyle bir şey işitmedik.
Bu, sadece, cinnet getirmiş bir erkek kimsedir... artık ona bir hiyne kadar terabbus edin."

23. MU'MİNUN / 68-69-70

Onlar kavli dübür etmediler mi?
Yoksa, kendilerine, evvelki ata-babalarına gelmeyen bir şey mi geldi?
Yada onlar, Rasullerine arif değiller de onun için mi ona munkirler?
Yada, "O cinnet getirmiş!" mi diyorlar?
Bilakis!
Pek çoğu hakk olanı kerih görse de... o, hakk ile geldi.

23. MU'MİNUN / 81-82-83

Bilakis!
Onlar da evvelkilerin kavli mislince kavil ettiler... dediler ki:
"Biz, mevt olduğumuz... ve turab ve kemik olduğumuz zaman, gerçekten mebas mı olacağız?
Bu, elbette kat'iyyetle... bize ve bizden önce ata-babalarımıza da vaad edilmişti. Bu, sadece, evvelkilerin esatiridir."

24. NUR / 31

Mü'min kadınlara da söyle, basarlarını gazz etsinler. Ferclerini hıfz etsinler.
Zahir olanları dışında ziynetlerini ibda etmesinler. Onların (görenlere) humar verecek olanını ceblerine darb etsinler.
Ziynetlerini ibda etmesinler, ancak şunlar müstesna:
kocaları,
yahut babaları,
yahut kocalarının babaları,
yahut oğulları,
yahut kocalarının oğulları,
yahut erkek kardeşleri,
yahut erkek kardeşlerinin oğulları,
yahut kız kardeşlerinin oğulları,
yahut kadınlar,
yahut melekesi yeminlerinde olanlar,
yahut erkek kimselerden irbet (akıl,ustalık) sahibi olanlar gayrısında kendilerine tâbi olanlar,
yahut kadınların avreti üzere zuhur olmayan tıfllar.
Hafy ettikleri ziynetlerine alim olunsun diye ayaklarını yere vurmasınlar.
ALLAH'a cemian tevbe edin eyy mü'minler!... umulur ki felaha ulaşırsınız!

24. NUR / 61

Köre harec yoktur...
ve arice (topal) harec yoktur...
ve mariz olana harec yoktur.

Kendi evlerinizden
veya babalarınızın evlerinden
veya annelerinizin evlerinden
veya erkek kardeşlerinizin evlerinden
veya kız kardeşlerinizin evlerinden
veya amcalarınızın evlerinden
veya halalarınızın evlerinden
veya dayılarınızın evlerinden
veya teyzelerinizin evlerinden
veya miftahlarına malik olduğunuz evlerden
veya size sadık olanlardan,
yemek yemenize, nefsleriniz üzre (harec) yoktur.
Cemian veya şetta olarak yemek yemeniz size cünah değildir.

Evlere dahil olduğunuz zaman... artık ALLAH indinden tahiyye olarak, tayyib mübarek şekilde nefsleriniz üzre selamlayın!

Böyledir!...
ALLAH, size ayetlerini size beyan eder... umulur ki akıl edersiniz.

25. FURKAN / 18

Derler ki:
"SEN subhansın!
Biz SANA yenbagi olmadık. SEN'in gayrından veliler ittihaz etmedik. Fakat SEN, onları ve ata-babalarını, zikir etmeyi unutuncaya kadar metalandırdın. Onlar da bevar bir kavim oldular."

26. ŞUARA / 26

Dedi ki:
"Sizin Rabbinizdir. Evveldeki ata-babalarınızın da Rabbidir."

26. ŞUARA / 70

Babasına ve kavmine,
"Siz neye abd oldunuz?" demişti.

26. ŞUARA / 74

Dediler ki:
"Bilakis!
Biz ata-babalarımızın fail olduklarına vecd olduk."

26. ŞUARA / 75-76-77-78-79-80-81-82

Dedi ki:
"Sizin ve kadem ata-babalarınızın abd olduğunuz şeyi gördünüz mü?
Artık, muhakkak onlar, benim için aduvvdur.
Rabb-il alemin dışında... O ki:
Beni halk edendir...
ve ardından beni ihda eden O'dur.
Bana taam ettiren ve beni iska eden O'dur.
Marazım olduğunda… ardından şifa veren O'dur.
Beni mevt edecek, sonra hayy edecektir.
Din yevminde; bana, hatama gafur olmasına tama ettiğimdir."

26. ŞUARA / 83-84-85-86-87

"Rabbim!
Bana hüküm vehb eyle... Beni salihler ile ilhak et. Ahirlerde bana, sıdk lisan kıl. Beni naim cennetinin varislerinden kıl. Babama gafur ol. ***muhakkak o, dalalette olanlardan oldu*** Baas olunacak yevmde beni hızy etme."

27. NEML / 67

Kafirler dediler ki:
"Biz ve ata-babalarımız turab olduğumuz zaman mı... muhakkak biz, kesinlikle ihrac edilen mi olacağız!?"

27. NEML / 68

"Bu, elbette kat'iyyetle bize ve ata-babalarımıza önceden de vaad edilmişti! Bu, sadece, evvelkilerin esatiridir."

28. KASAS / 23

Medyen suyuna varid olduğunda, (hayvanlarını) iska eden nasdan ümmete vecd oldu. Onların gayrısında, zevd eden iki kız mevcudtu.
Dedi ki:
"Sizin hatbınız nedir?"
Dediler ki:
Railer (çoban) isdar edinceye kadar biz iska edemeyiz. Bizim babamız kebir şeyhdir."

28. KASAS / 25

Ardından, iki kızdan biri, istihya üzre meşy ederek, ona geldi. Dedi ki:
"Muhakkak babam, bizim için iska etmenin ecrini ceza etmek için seni davet ediyor."
Ardından ona geldiğinde... kıssaları ona (Şu'ayb) kıssa etti.
Dedi ki:
"Korkma. Zalim kavimden necat oldun."

28. KASAS / 26

Kızlardan biri dedi ki:
"Babacığım!
Onu isticar et. Muhakkak o isticar edilecek, kaviy, emin kimselerin en hayrlısıdır."

28. KASAS / 36

Musa, beyan olunmuş ayetlerimizle onlara geldiğinde, dediler ki:
"Bu, iftira olunmuş sihirden başka değildir. Biz evvelde ki ata-babalarımızda böyle bir şey işitmedik."

31. LOKMAN / 21

Onlara,
"ALLAH'ın inzal ettiğine tabi olun!" denildiğinde,
"Bilakis!
Biz, ata-babalarımızı üzerinde bulduğumuz şeye vecd olduğumuz şeye tabiyiz." derler.
Şeytan, kendilerini seir azaba davet ediyor olsa da mı?

33. AHZAB / 5

Onları babaları için (adıyla) davet edin. Bu, ALLAH indinde en kıst olandır.
Eğer babalarına alim değilseniz, onlar sizin dinde kardeşlerinizdir ve mevalinizdir.
Hata olarak yaptığınız şeyde size cünah yoktur. Fakat kalblerinizde taammüden yaptıklarınız öyle değildir.
ALLAH, gafur, rahim olandır.

33. AHZAB / 40

Muhammed, sizin erkeklerinizden kimsenin babası değildir… Fakat,
ALLAH'ın Rasulüdür.
Nebilerin hatemidir.
ALLAH, herşeye alim olandır.

33. AHZAB / 55

Kadınlar üzerine;
babaları...
ve oğulları...
ve erkek kardeşleri...
ve erkek kardeşlerinin oğulları...
ve kız kardeşlerinin oğulları...
ve mü'min kadınlar...
ve melekesi yeminlerinde olanlar...
hakkında cünah yoktur.
ALLAH'a ittika edin!
Muhakkak ki ALLAH, herşeye şahid olandır.

34. SEBE / 43

Beyan edilmiş ayetlerimiz kendilerine tilavet edilmişti. Onlar dediler ki:
"Bu, ancak, ata-babalarımızın abd olduklarını sadd etmeyi irade eden bir erkek kimsedir."
Dediler ki:
Bu, ancak, iftira edilmiş ifktir."
Kafirler, kendilerine geldiğinde, hakk için dediler ki:
"Bu, sadece, mübin sihirdir."

36. YASİN / 5-6

Ata-babaları nezr edilmemiş... ve ardından kendileri de gafillerden olmuş kavmi nezr etmen için… aziz, rahim tenzil etmektedir.

37. SAFFAT / 12-13-14-15-16-17

Bilakis!...
Onların sahr etmeleri…
Onlara zikir ettirilince, zikir etmemeleri…
Ayet gördüklerinde, istishar etmeleri…
"Bu, sadece, mübin sihirdir. Ata-babalarımız… ve daha öncekiler de... mevt olup, turab ve kemik kaldığımız zaman... biz gerçekten mebas mı olacağız?" demeleri...
sana acayib geliyor.

37. SAFFAT / 69-70

Muhakkak onlar, ata-babalarına dalalette lafi oldular… ve ardından onlar, onların eserleri üzre hera ediyorlar.

37. SAFFAT / 85-86-87

Babasına ve kavmine demişti ki:
"Nedir bu abd olduklarınız?
İfk ederek ALLAH'ın gayrısından ilahlar mı irade ediyorsunuz?
Siz, Rabb-il alemini ne zann ediyorsunuz!?"

37. SAFFAT / 102

Onunla beraber say edecek baliğe geldiğinde dedi ki:
"Oğulcuğum!
Ben menamımda kendimi... seni zebh ediyorken gördüm. Sen de nazar et… sen ne görüyorsun?"

Dedi ki:
"Ey Babacığım!
Emir olunduğun şeyi ifa et. İnşALLAH beni sabır edenlerden bulacaksın."

İslam kaynaklarına göre; Hz. İbrahim, bu rüyayı, Zilhicce'nin sekizinci, dokuzuncu, onuncu yani terviye, arefe, nahir geceleri sıra ile üç gece görmüştü.
37. SAFFAT / 124-125-126

Kavmine demişti ki:
"Siz ittika etmeyecek misiniz?
Halıkların ahsenini vezr ederek… Ba'l (putun adı) 'ı mı davet ediyorsunuz?
ALLAH, sizin Rabbinizdir... evvelde ki ata-babalarınızın da Rabbidir."

40. MU'MİN / 7-8-9

Arşa hamil olanlar ve onun havlindekiler...
Rabblerinin hamdi ile O'nu sebbih ederler.
ve O'na iman ederler.
ve iman edenler için istiğfar ederler.

"Rabbimiz!
Herşeye rahmet ve ilim olarak vasisin.
Artık SEN... tevbe edenler ve SEN'in sebiline tabi olanlar için gafur ol ve onları cahim azabından vaky et.

Rabbimiz!
Onları... ve ata-babalarından ve zevcelerinden ve zürriyetlerinden salah edenleri… kendilerine vaad ettiğin Adn cennetlerine dahil et.
Muhakkak ki SEN... SEN, azizsin, hakimsin.

Seyyielerden vaky et.
Yevme-izinde seyyielerden vaky ettiğin kimse... artık SEN, ona kat'iyyetle rahmet etmişsindir!"
Bu, azim fevzdir.

43. ZUHRUF / 22

Bilakis!
Dediler ki:
"Muhakkkak biz, ata-babalarımıza bir ümmet üzere vecd olduk... ve muhakkak biz, onların eserlerine mühtediyiz."

43. ZUHRUF / 23

Böyledir!...
Senin öncenden BİZ, karyelerde nezir irsal etmedik… ki, onların turfe olanları şöyle demeiş olmasın:
"Muhakkkak biz ata-babalarımıza bir ümmet üzere vecd olduk... ve muhakkak biz, onların eserleri üzre iktida edenleriz."

43. ZUHRUF / 24

Dedi ki:
"Şayet ata-babalarınızı üzerine vecd olduğunuz şeyden daha hidayetlisini getirmiş olsamda mı?"
Dediler ki:
"Muhakkak biz, irsal edildiğiniz şeye kafiriz."

43. ZUHRUF / 26-27

İbrahim, babasına ve kavmine demişti ki:
"Muhakkak ben… beni fatr eden dışında, sizin abd olduklarınızdan beriyim.
O, beni ihda edecektir."

43. ZUHRUF / 29

Bilakis!
İşte onları ve ata-babalarını, onlara hakk ve mübin Rasul gelinceye kadar metalandırdım.

44. DUHAN / 8

O'ndan başka ilah yoktur.
Hayy eder ve mevt eder!
O sizin Rabbinizdir… ve evveldeki ata-babalarınızın da Rabbidir.

44. DUHAN / 34-35-36

Muhakkak bunlar, elbette/kesinlikle derler ki:
"O, sadece, bizim ilk mevt oluşumuzdur... ve biz neşr olunacaklar değiliz… Eğer sadıksanız… getirin ata-babalarımızı."

45. CASİYE / 25

Beyan edilmiş ayetlerimiz onlara tilavet edildiğinde... onların "eğer sadıksanız, ata-babalarımızı getirirsiniz" demelerinden başka hüccetleri olmadı.

53. NECM / 23

Bunlar, sadece, sizin ve ata-babalarınızın onları isimlendirdiği isimlerdir.
ALLAH, onlara sultan inzal etmedi!
Onlar, sadece, zanna ve nefslerin heva ettiği şeylere tabi olurlar. (Oysa) Rabblerinden elbette kat'iyyetle huda gelmişti!

56. VAKIA / 47-48

Demişlerdi ki:
"Biz mevt olduğumuz zaman mı... ve turab ve kemikler olduğumuz zaman mı... gerçekten biz mebas mı olacak mışız?
Evveldeki ata-babalarımız da mı?"

58. MUCADELE / 22

ALLAH'a ve ahir yevme iman eden kavmin... ALLAH'a ve Rasulüne haddi aşan kimselere vedd ettiklerine vecd olamazsın...
- velev ki kendilerinin ata-babaları veya oğulları veya kardeşleri veya kendi aşiretleri olsalar bile!
İşte onların kalblerine iman ketb eder.
KENDİSİNDEN Ruh ile onlara eyd eder.
Onları, içinde ebedi olacakları, altından nehirler cereyan eden cennetlere dahil eder.
ALLAH onlardan razıdır... ve onlar da O'ndan razıdır.
İşte onlar, ALLAH'ın hizbidir.
Değil mi ki... muhakkak ki ALLAH'ın hizbi... onlar felaha ulaşanlardır!?

60. MUMTEHİN / 4

İbrahim'de ve onunla beraber olanlarda, sizin için kat'iyyetle hasene üsve vardır!
Onlar kendi kavimlerine demişlerdi ki:
"Muhakkak biz,
sizden...
ve sizin ALLAH'ın gayrısında abd olduğunuz şeylerden...
beriyiz... biz size kafiriz.
Siz ALLAH'a, O'nun vahdetine iman edinceye kadar... sizin ve bizim aramızda ebedi olarak adavet ve buğz bede oldu."
İbrahim'in, babası için:
"elbette sana istiğfar edeceğim... ancak ben senin için ALLAH'tan bir şeye malik değilim"
demesi müstesna.
"Rabbimiz!
Biz SANA tevekkül ettik... ve SANA inabe ettik. Masir SANA'dır."

80. ABESE / 33-34-35-36-37

Ardından,
sahha geldiğinde…
kişinin,
- kardeşlerinden
- ve annesinden
- ve babasından
- ve sahibesinden
- ve oğlundan
firar edeceği o yevmde...
yevme-izinde,
onlardan her biri için... kendisini ganiy edecek bir şe'n vardır.

111. TEBBET / 1

Ebu Lehebin iki eli tebb olsun!... Tebb olacak!

Asıl ismi, Abdüluzza b. Abdilmuttalib iken yanaklarının pek kırmızı olmasından dolayı ateşe benzetilerek, Ebu Leheb denilmiş ve bu künye ile meşhur olmuştur. Ayette adı ile değil bu künye ile anılmıştır.
Ebu Leheb, adese adı verilen çiçek hastalığı yada veba benzeri hastalığa tutulduğundan, Allah Rasulüne karşı, Bedir Savaşı'na katılmamış, yerine, maddi yardımda bulunarak Ebu Cehil'in kardeşi Âs b. Hişâm'ı göndermişti. Kureyş'in yenildiğini haber alınca, savaştan yedi gün sonra kahrından öldü.
Kureyşliler ve de ailesi dahil hiç kimse, adese hastalığı kendilerine de bulaşır korkusuyla yanına yaklaşmadı, bu yüzden ölüsü üç gün evinde kalıp koktu. Daha sonra utandıkları için Sudani'lerden birkaç kişiyi ücret karşılığı tuttular ve bir çukur kazıp ağaçlarla içine kaktılar ve örtünceye kadar da üzerine taş attılar.
Bu sure, bu olaydan 15 sene önce inzal olmuştur.
Sure Listesi

Kelam-ı Kadim'de Geçen Kelimeler Sözlüğü;Teolog A.Kadir İmamoğlu tarafından derlenerek hazırlanmıştır.