İçeriğe geç
KÖK Ara:
KELİME Ara:
ANLAM içinde Ara:
❝ eH:R ❞ kökünden türeyen kelimeler... 19 Kayıt Listeleniyor.
Aynı Kökten Türeyen: xoxox Ahar Aher ahhar Ahir ahir yevm ahiret bilahere Bi-l-ahire Evahir ilâ-âhir istihar Mateahhar Mâ-teahhar Muahharen Muahhir muahhar Muste'hir Muste'hire Muteahhir Muteahhirîn Teehhur Te'hir Te'hirât uhra
xoxox
ا خ ر eH:R
Ahar
Aher
ا خ ر eH:R

Gayrı, başkası. Diğeri.

DuruMeal'de toplam 37 kayıtta geçiyor.
ahhar
ا خ ر eH:R

Ertelemek. Sonraya bırakmak.

DuruMeal'de toplam 37 kayıtta geçiyor.
Ahir
ا خ ر eH:R

Sonra gelen. Sonraki. Son, en son.
El Ahir : Sonu olmayan.

DuruMeal'de toplam 40 kayıtta geçiyor.
ahir yevm
ا خ ر eH:R

xoxox

ahiret
ا خ ر eH:R

Devamiyet. Yaşam-ı ilahinin devamlılığı.

DuruMeal'de toplam 109 kayıtta geçiyor.
bilahere
Bi-l-ahire
ا خ ر eH:R

Sonra, sonradan, sonunda.

Evahir
ا خ ر eH:R

(Günler) Ayın 21-31. günleri.

ilâ-âhir
ا خ ر eH:R

Sona kadar, diğerleri de böyledir ve başkaları... (manalarına gelir.)

istihar
ا خ ر eH:R

Geri bırakılma, geri kalma

DuruMeal'de toplam 1 kayıtta geçiyor.
Mateahhar
Mâ-teahhar
ا خ ر eH:R

Sonra gelen. Sonradan gelen.

Muahharen
ا خ ر eH:R

Sonradan, bilahare. Muahhar olarak.

Muahhir
muahhar
ا خ ر eH:R

Sonraya bırakılmış, te'hir edilmiş, geriye bırakılmış. Sonradan.
El Muahhir : Ahir fiili. Geri bırakan.

Muste'hir
ا خ ر eH:R

Teehhür eden, geciken, geri kalan.

Dşl.Muste'hire
Muteahhir
ا خ ر eH:R

Sonraki, sonra gelen.

Muteahhirîn
ا خ ر eH:R

Son zamanlarda gelenler ve yetişenler. (Büyük allâmeler hakkında söylenir.)

Teehhur
ا خ ر eH:R

Gecikme. Sonraya kalma. Geriye kalma.

Te'hir
ا خ ر eH:R

Geciktirme. Sonraya bırakma.

Çğl.Te'hirât
uhra
ا خ ر eH:R

Sair, diğer, başka. Ahir, gayr, son, sonra.

DuruMeal'de toplam 32 kayıtta geçiyor.
2. BAKARA / 2-3-4-5

Bu kitab, hakkında rayb olmayandır.
Gayba iman eden...
ve salat ikame eden...
ve kendilerini rızıklandırdığımız şeylerden infak eden...
ve sana inzal edilene ve senin öncenden inzal olana iman eden...
ve ahiretlerine ikna olmuş...
muttakiler için hudadır.

İşte onlar, Rabblerinden huda üzredirler.
İşte onlar, felaha ulaşanlardır.

2. BAKARA / 8-9

"Biz ALLAH'a ve ahir yevmine iman ettik!" diyen... ancak mü'minler ile olmayan nasdan (bazı) kimseler… ALLAH'a ve iman etmiş olanlara hadia etmekteler!
Onlar, ancak, nefslerine hadia ederler… onların şuurlarında değil!

2. BAKARA / 62

Muhakkak,
iman edenler
ve ALLAH'a ve ahir yevme, salih (iş)lere amil olarak iman eden;
- hadüler,
- ve nasraniler,
- ve sabiiler...
artık onlara... Rabbleri indinde onların ecirleri;
onlara korku yoktur…
ve onlar hüzünlenmezler.

2. BAKARA / 85-86

Sonra siz, işte busunuz!
Nefslerinizi katl ediyorsunuz!...
ve sizden feriki, diyarlarından ihrac ediyorsunuz!...
Onlara ism ve düşmanlık ile tezahür ediyorsunuz!...
ve esirler verirlerse fidyeleşiyorsunuz.
Onları ihrac etmek, size haram edilendi!

Kitabın bazı (kısmına) iman ediyorsunuz da, bazı (kısmına) kafir misiniz!? Artık sizden buna fail olanların cezası... dünya hayatında hizy olmaktan başka değildir!

Kıyamet yevminde, onlar azabın en şedidine redd edilirler.
ALLAH, amel ettiklerinize gafil değildir.
İşte onlar, ahiret ile dünya hayatı iştira edenlerdir. Artık onlardan azab hafifletilmez ve de onlara nasr edilmez.

2. BAKARA / 94-95

De ki:
"ALLAH'ın indinde… dar-ul ahiret, nasın gayrısında halis olarak sizin için ise… eğer sadıksanız… mevt olmayı temenni edin haydi!"
Elleriyle takdim ettikleri şey ile bunu ebediyyen temenni edemezler!
ALLAH, zalimlere alimdir.

2. BAKARA / 102

Süleyman'ın mülkü üzre şeytanların tilavet ettiği şeye tabi oldular.
Süleyman kafir değildi... Fakat şeytanlar, nasa...
sihri...
ve Babil'de ki iki meleğe *** Harut ve Marut *** inzal edilen şeyi...
ilim ettirerek kafir olmuşlardı!

O ikisi,
"Muhakkak biz fitneyiz... artık sakın kafir olmayın!"
demeden kimseye ilim ettirmiyordu... ve ardından onlar, o ikisinden, kişi ile zevcesinin arasına fark koyacak şeyleri kendilerine ilim ettiriyorlardı.

Onlar, ALLAH'ın izni olmadan, onunla kimseden darr edemezlerdi... Onlar, kendilerine menfaat veren şeyleri değil de... darr eden şeyleri kendilerine ilim ettirdiler!
Onlar, onu iştira edenin, ahirette kendilerine halak olmayacağına, elbette kat'iyyetle alim idiler!

Nefslerini onunla iştira ettikleri şey ne beistir!...
Keşke alim olmuş olsalardı.

2. BAKARA / 114

ALLAH'ın mescidlerinde... orada O'nun isminin zikir edilmesine mani olan kimseden...
ve onları harab etmeye say eden kimseden...
daha zalim kimdir!
İşte onlar...
Onlar için oraya dahil olmak, ancak, korkuyladır!...
Onlar için dünyada hizy vardır...
Onlar için ahirette azim azab vardır.

2. BAKARA / 126

İbrahim demişti ki:
"Rabbim!
Bu beldeyi emin kıl.
Ehlinden ALLAH'a ve ahir yevme iman edenleri semerelerden rızıklandır."
Dedi ki:
"Kafirleri... artık onları da biraz metalandırır... sonra nar azabına muztar ederim.
Orası ne de beis masirdir!"

2. BAKARA / 130

Nefsine sefih olanlar dışında… İbrahim'in milletinden (başka bir millete) kim rağbet eder ki!

BİZ onu, dünyada elbette kat'iyyetle ıstıfa ettik!… muhakkak o, ahirette de kesinlikle salihlerdendir.

2. BAKARA / 177

Vechlerinize şark tarafı ve garb tarafı kiblasına veliyy ettirmeniz... birrr değidlir!
Fakat birr;
ALLAH'a ve ahir yevmine ve meleklere ve kitaba ve Nebilere iman eden...
ve kurb sahiblerine ve yetimlere ve miskinlere ve sebil çocuklarına (yolcu) ve saillere ve rakabeler içinde olanlara, muhabbet duydukları mallardan veren...
ve salat ikame eden...
ve zekat veren...
ve ahd verdiklerinde ahdlerine vefa gösteren...
ve beiste ve darrda ve beis hiyninde sabır edendir.
Sadakat gösterenler, işte onlardır.
İşte onlar... onlar, muttakilerdir.

2. BAKARA / 183-184

Ey iman edenler!
Oruç, öncenizden olanlar üzre ketb edildiği gibi, sizin üzerinize de ketb edildi... umulur ki ittika edersiniz.
Madud yevmlerdir...
Sizden mariz olan veya sefer üzre kimseler... artık, yevmlerin iddeti kadar sonradandır...
Takatı (kısıtlı) olanlara... fidye, miskin taamı (kadar)dır.
Hayr tatavvu eden kimse... artık o... hayr, kendisinedir.
Eğer alim olan olmuşsanız... oruç tutmanız sizin için hayr olandır.

2. BAKARA / 185

Nas için huda...
ve hudadan beyyineler...
ve furkan...
olan Kur'an'ın inzal olduğu Ramazan şehri... artık, sizden bu aya şahid olan kimse... oruç tutsun!
Mariz olan veya sefer üzre kimseler... artık yevmlerin iddeti kadar sonradandır...

ALLAH...
iddeti tekmil etmeniz için...
ve size hidayet verdiği şeye ALLAH'ı kebirlemeniz için...
size yusr irade eder, size usra irade etmez... umulur ki şükür edersiniz.

2. BAKARA / 200-201-202

Menseklerinizi kaza ettiğinizde… artık, ata-babalarınızı zikir ettiğiniz gibi... veya daha şedid zikir ile ALLAH'ı zikr edin!

Nastan kimseler,
"Rabbimiz!
Bize dünyada ver."
derler. Onlara ahirette, halak yoktur.

Onlardan,
"Rabbimiz!
Bize dünyada haseneler ve ahirette haseneler ver. Bizi narın azabından vaky et."
diyenler… işte onlar, kesb ettiklerinden nasibleri olanlardır.

ALLAH, hesabı seri olandır.

2. BAKARA / 200-201-202

Menseklerinizi kaza ettiğinizde… artık, ata-babalarınızı zikir ettiğiniz gibi... veya daha şedid zikir ile ALLAH'ı zikr edin!

Nastan kimseler,
"Rabbimiz!
Bize dünyada ver."
derler. Onlara ahirette, halak yoktur.

Onlardan,
"Rabbimiz!
Bize dünyada haseneler ve ahirette haseneler ver. Bizi narın azabından vaky et."
diyenler… işte onlar, kesb ettiklerinden nasibleri olanlardır.

ALLAH, hesabı seri olandır.

2. BAKARA / 203

Madud yevmlerde ALLAH'ı zikir edin!
İttika eden kimseler için...
iki yevm içinde acele eden kimse... artık ona, ism yoktur.
tehir eden kimse... artık ona da ism yoktur.

ALLAH'dan ittika edin... ve ona haşr olacağınıza alim olun!

2. BAKARA / 217

Sana haram aydan... onda yapılan kıtalden sual ediyorlar
De ki:
"Onda yapılan kıtal kebirdir.
ALLAH'ın sebilinden sadd etmek...
ve O'na ve Mescid-i Haram'a küfür etmek...
ve ehlini ondan ihrac etmek...
ALLAH indinde en kebirdir!

Fitne, katlden daha kebirdir!"

İstitaat edebilseler, siz dininizden redd edinceye kadar sizi katl etmekten zeyl etmezler.
Sizden, dininden redd olan kimse... artık o mevt olursa... o kafirdir... ve artık, işte onların amelleri, dünyada ve ahirette habt olur.
İşte onlar, nar ashabıdırlar ve orada ebedidirler.

2. BAKARA / 220

Dünya ve ahirette... sana yetimlerden sual ediyorlar.
De ki:
"Islah etmek, onları için hayr olandır.
Eğer onlara halit olursanız... artık onlar sizin kardeşinizdir."

ALLAH, ıslah olandan ifsad olana alimdir.
Şayet ALLAH dilerse, elbette size anet eder.
Muhakkak ki ALLAH, azizdir, hakimdir.

2. BAKARA / 228

Mutallaka kadınlar, kendi nefsleri ile üç kur tarabbus ederler.

ALLAH'a ve ahir yevme iman etmişlerse, ALLAH'ın rahimlerinde halk ettiği şeyi ketm etmeleri kendileri için helal değildir.

Eğer ıslah olmayı irade ederlerse... kocaları, kadınlarının (kendilerine) redd olmalarına (geri dönmelerine) daha çok hakk sahibidirler.

Kadınların (hakkları) da maruf ile üzerlerine olan mislincedir. Derece, karıları üzerine erkekler içindir.

ALLAH, azizdir, hakimdir.

2. BAKARA / 232

Kadınları boşadığınızda ve ardından onların ecelleri baliğ olduğunda... aralarında maruf ile razı olurlarsa, artık onları zevceleri ile nikahlanmaktan azil etmeyin!

Bu, içinizden ALLAH'a ve ahir yevmine iman etmiş olanlara, vaazdır.
Bu, sizin için en zekiyy ve en tahir olandır.
ALLAH alimdir. Siz alim değilsiniz.

2. BAKARA / 264

Ey iman edenler!
Mallarını nasa riya olarak infak edenler...
ve ALLAH'a ve ahir yevmine iman etmeyenler...
gibi... minnet ve eza ile sadakatinizi batıl etmeyin.

Artık onun meseli;
üzerinde turab olan... ve ardından, ona vabil isabet eden... ve ardından, sald haline terk olan... safva meseli gibidir.

Onlar, kesb ettikleri şeylere ikdar edemezler.
ALLAH, kafir kavimleri ihda etmez.

2. BAKARA / 282

Ey iman edenler!
Birbirinize müsemma ecele kadar, belirlenmiş bir borç ile borçlandığınız zaman onu ketb edin.
Aranızda bir katib onu adaletle ketb etsin.
Katib, ALLAH'ın kendisine alim ettiği gibi yazmaktan kaçınmasın... aynı şekilde ketb etsin.
Üzerinde hakk bulunan kimse (borçlu)... Rabbi olan ALLAH'a ittika etsin ve ondan bir şey bahs etmeden imlal ettirsin.
Eğer üzerinde hakk bulunan kimse (borçlu), sefih veya zayıf ise veya kendisi onu imlal ettirmeye istitaat edemez ise, artık veliysi onu adaletle imlal ettirsin.

Erkeklerinizden iki şahidin şahid olmasını sağlayın.
Eğer iki erkek kimse olmuyorsa, o zaman, bir erkek kimse ve şahadetlerinden razı olacağınız iki kadını... ikisinden biri dalalete düşerse, o zaman, ikisinden birisi diğerine zikir ettirsin diye.
Şahidler davet edildikleri zaman kaçınmasınlar.
Sagir veya kebir, vadesine kadar onu yazmaktan sem etmeyin.

Bu, ALLAH'ın indinde en kıst olandır ve şahadet için akvamdır ve rayb etmemeniz için ednadır.
Ancak aranızda devr etmeye hazır olan ticaret ise, o zaman, bunu ketb etmemeniz size cünah değildir.
Bey' ettiğinizde de şahid edinin.

Katib ve şahidler darr edilmesin.
Eğer böyle yaparsanız, artık muhakkak o, sizin için füsuk olur.
ALLAH'a ittika edin. ALLAH sizi alim ediyor.
ALLAH herşeye alimdir.

3. ALİ İMRAN / 7

O, sana kitab inzal edendir.
Ondan bazı ayetler muhkemdirler... onlar ana kitabtır.
Diğerleri de müteşabihtir.

Kalblerinde zeyg olanlar, fitne ibtiga etmek ve tevilini ibtiga etmek üzere, onun müteşabih olanlarına, kendilerini tabi ederler!

Onun te'viline, ancak, ALLAH alimdir.
İlimde rasih olanlar derler ki:
"Biz ona iman ettik. Hepsi Rabbimizin indindendir."
Ancak, lübb sahibleri tezekkür eder.

3. ALİ İMRAN / 13

Mülaki olan iki fie size kat'iyyetle ayet olmuştur!
Bir fie ALLAH sebilinde kıtal ediyordu.
Diğer kafirler... baktıkları ayn ile onları kendilerinin iki misli görüyorlardı.
ALLAH, dilediğini nasrı ile eyd eder. Muhakkak bunda, basar sahibleri için elbette ibret vardır.

3. AL-İ İMRAN / 21-22

ALLAH'ın ayetlerine kafir olanlar
ve Nebileri hakk gayrısında katl edenler
ve nasdan kıst ile emir eden kimseleri katl edenler…
artık onları, elim azab ile ibşar et.
İşte onlar, dünyada ve ahiretde amelleri habt olanlardır. Onlara nasırlardan yoktur.

3. AL-İ İMRAN / 45-46

Melekler demişlerdi ki:
"Ey Meryem!
Muhakkak ki ALLAH, seni... KENDİSİNDEN,
Meryem oğlu İsa Mesih isminde...
dünyada ve ahirette vecih...
ve mukarreb olanlardan...
bir kelime ile ibşar ediyor.
O, nasa mehd içinde de... kehl olduğunda da... kelime edecektir... ve salihlerdendir."

3. ALİ İMRAN / 56

"Kafirler…
artık onlara, dünyada ve ahirette şedid azabla azab edeceğim… ve onlara nasırlardan olmayacak!"

3. AL-İ İMRAN / 72-73-74

Kitab ehlinden bir taife dedi ki:
"İman edenlere inzal olana, gündüz vechinde iman edin ve ahirinde kafir olun. Ola ki onlar da rücu ederler.
Siz, kendi dininize tabi olandan başkasına sakın iman etmeyin."

De ki:
"Muhakkak huda, ALLAH'ın hudasıdır!"

Size verilen şeyin mislinin birinize verileceğine veya Rabbinizin indinde size hacc edecekleri konusunda...

De ki:
"Muhakkak fazl ALLAH'ın eli iledir.
Onu dilediğine verir. ALLAH, vasidir, alimdir.
Rahmeti ile dilediği kimseye hass kılar.
ALLAH, azim fazl sahibidir."

3. ALİ İMRAN / 77

Muhakkak, ALLAH'a ahdlerine ve yeminlerine az bir semen iştira edenler... işte onlar... ahirette onlara halak yoktur.
ALLAH, kıyamet yevminde
onlara kelime ettirmez...
ve onlara nazar etmez...
ve onları tezkiye ettirmez.
Onlar için elim azab vardır.

3. ALİ İMRAN / 85

İslam'ın gayrısında din ibtiga eden kimse… artık ondan kabl edilmeyecektir.
O, ahirette hasar alanlardandır.

3. ALİ İMRAN / 114

ALLAH'a ve ahir yevme iman ederler.
Maruf ile emir ederler ve münkerden nehy ederler.
Hayr olanda seri olurlar.
İşte onlar, salihlerdendir.

3. ALİ İMRAN / 145

Nefs için, ALLAH'ın müeccel kitabtaki izni olmadan mevt olmak yoktur.
Dünya sevabı irade eden kimse… ona ondan veririz. Ahiret sevabı irade edene kimse… ona da ondan veririz. Şükür edenleri cezalandıracağız.

3. ALİ İMRAN / 148

Ardından, ALLAH onlara, dünya sevabını ve ahiret sevabının hüsn olanını verdi.
ALLAH, muhsinlere muhabbet duyar.

3. ALİ İMRAN / 152

Onları O'nun izni ile hiss ettiğinizde... ALLAH size vaadine elbette kat'iyyetle sadakat gösterdi!
Hatta feşel etmiştiniz... ve emir hakkında tenazu etmiştiniz! Muhabbet duyduğunuz şeyi size gösterdikten sonra isyan etmiştiniz. Sizden dünya irade edenler de... sizden ahiret irade edenler de vardı.
Sonra sizi belv etmek için onlardan sarf etti... ve sizden kat'iyyetle afv etti!
ALLAH, mü'minler üzre fazl sahibidir.

3. ALİ İMRAN / 153

Suud etmiştiniz… Rasul, uhranızda sizi davet ederken kimseye levy etmediniz. Ardından, fevt ettiğiniz şeylere ve size isabet edenlere hüzünlenmemeniz için, size gamam ile (üstüne) gamam esabe etti.
ALLAH, amel ettiklerinize habirdir.

3. ALİ İMRAN / 176

Küfürde seri olanlar seni hüzünlendirmesin.
Muhakkak onlar, ALLAH'a bir şey darr edemezler. ALLAH, ahirette, onlara hazz vermemek irade ediyor. Onlar için azim azab vardır.

4. NİSA / 38

Mallarını nasa riya olarak infak edenler, ALLAH'a ve ahir yevmine iman etmezler. Şeytanın kendisine karin olduğu kimse… artık o, suiye karindir.

4. NİSA / 39

ALLAH'a ve ahir yevmine iman etselerdi ve ALLAH'ın kendilerine rızk ettiğinden infak etselerdi ne olurdu ki!
ALLAH, onlara alim olandır.

4. NİSA / 59

Ey iman edenler!
ALLAH'a itaat edin.
Rasule ve kendinizden emir sahiblerine itaat edin.
Eğer ALLAH'a ve ahir yevme iman edenlerdenseniz... bir şey hakkında tenazu ettiğinizde... onu ALLAH'a ve Rasulüne redd edin. Bu hayrdır ve tevilen ahsendir.

4. NİSA / 74

Ahiret ile dünya hayatı şira edenler... ALLAH sebilinde kıtal etsinler. ALLAH sebilinde kıtal eden kimse... artık o, katl olur veya galib gelirse… ardından BİZ, ona azim ecir vereceğiz.

4. NİSA / 77

"Ellerinizi keff edin
ve salat ikame edin
ve zekatı verin" denilenleri görmedin mi?
Ardından üzerlerine kıtal yazıldığında, onlardan bir ferik, ALLAH'tan haşy eder gibi, hatta daha şedid haşyetle nasdan haşy ederler.
"Rabbimiz!
Niçin bize kıtal ketb ettin? Bizi karib ecele tehir etseydin ya!" derler.

De ki:
"Dünya metası pek azdır.
Ahiret, ALLAH'a ittika eden eden kimse için hayrdır. Size fetil kadar zulüm edilmez."

4. NİSA / 91

Başkalarının da hem sizden emin olmak, hem de kavimlerinden emin olmak irade ettiklerine vecd edeceksin. Bunlar fitneye bütün redd oluşlarda, ona reks ederler.
Eğer bunlar
sizden azil olmazlarsa
ve size seleme ilka etmezlerse
ve ellerini keff etmezlerse...
onları ahz edin ve nerede sekf ederseniz katl edin.
İşte size... onlara karşı sizin için mübin sultan kıldık.

4. NİSA / 102

Onlarda olup ta... ardından onlara salat ikame ettirdiğinde, onlardan bir taife seninle beraber kaim olsun ve silahlarını ahz etsinler. Ardından secde ederken artık onlar veranızdan olsunlar.
Salat etmeyen diğer taife de gelsin ve ardından seninle beraber salat etsin. Onlar da tedbirlerini ve silahlarını ahz etsinler.

Kafirler, keşke silahlarınızdan ve metanızdan gafil olsanız da, üzerinize vahid bir meyl ile meyl yapsalar diye vedd eder.
Matardan eza çekerseniz veya mariz iseniz, silahlarınızı vaz etmenizde size cünah yoktur.
Hazerinizi ahz edin.
Muhakkak ki ALLAH, kafirler için muhin azab idad etmiştir.

4. NİSA / 133

Eğer dilerse… sizi zehab eder, ey nas!… ve ahar olanlar ile verir (gelir)!
ALLAH, buna kadir olandır.

4. NİSA / 134

Dünya sevabı irade eden kimse… artık dünya ve ahiret sevabı ALLAH indindedir.
ALLAH, semi, basir olandır.

4. NİSA / 136

Ey iman edenler!
ALLAH'a...
Rasulüne...
Rasulüne inzal ettiği kitaba...
ve önceden inzal edilen kitaba...
iman edin!

ALLAH'a...
meleklerine...
kitablarına...
Rasullerine...
ve ahir yevme...
kafir olan kimse… artık o, kat'iyyetle baid dalaletle dalalete düşmüştür!

4. NİSA / 162

Fakat onlardan ilimde rasih olanlar ve mü'minler; sana inzal edilene ve senin öncenden inzal edilene iman ederler.
Salat ikame edenler...
ve zekat verenler...
ve ALLAH'a ve ahir yevmine iman edenler...
İşte onlara yakında azim ecir vereceğiz.

5. MAİDE / 5

Bu yevmde, tayyib olanlar sizin için helal kılındı.
Kitab verilenlerin taamı size helaldir... ve sizin taamınız onlara helaldir.
Mü'minlerden muhsan kadınlar... ve öncenizden kitab verilenlerden muhsan kadınlar...
- o kadınlara ecirlerini verdiğinizde...
- müsafeha gayrısında muhsan olduklarında...
- ve hıdn ittihaz etmediğinizde...
(size helaldir).

İmana kafir kimse...
artık onun ameli habt olur!...
ve o, ahirette kat'iyyetle hasar alanlardandır!

5. MAİDE / 27

Adem'in iki oğlunun haberini bi-hakkın onlara tilavet et!

Kurban kurb ettiklerinde… ve ardından birisinden kabl edilip de diğerinden kabl edilmediğinde... demişti ki:
"Seni kesinlikle katl edeceğim."

Dedi ki:
"Muhakkak ki ALLAH... ancak, muttakilerden kabl eder."

5. MAİDE / 33

Muhakkak, ALLAH ve Rasulü ile harb edenlerin ve arzda fesad için say edenlerin cezası;
katl edilmeleridir!...
veya salb edilmeleridir!...
veya ellerininin ve ayaklarının hilafen (çapraz olarak) kata edilmesidir!...
veya arzdan nefy edilmeleridir!
Böyledir!...
Dünyada hizy onlaradır! Ahirette de azim azab onlaradır!

5. MAİDE / 41

Ey Rasul!
Kalbleri iman etmeden, ağızları ile "İman ettik" diyenlerden ve hadü kimselerden küfürde seri olanlar seni hüzünlendirmesin.
Onlar, BEN'i kizb etmek için dinlerler. Başka kavimler için dinlerler. Bazılarının mevzilerinden kelimeleri tahrif ederler.
"Eğer size bu verilirse hemen ahz edin, eğer verilmezse hazer edin" derler.
ALLAH'ın fitne vermek irade ettiği kimse... artık onun için, ALLAH'tan bir şeye malik olamazsın.
İşte onlar, kalblerinin tahir olmasını, ALLAH'ın irade etmediği kimselerdir.
Onlar için dünyada hizy vardır.
Onlar için ahirette de azim azab vardır.

5. MAİDE / 69

Muhakkak,
iman edenler...
ve ALLAH'a ve ahir yevme, salih (iş)lere amil olarak iman eden;
- hadüler,
- ve nasraniler,
- ve sabiiler...
artık;
onlara korku yoktur…
ve onlar hüzünlenmezler.

5. MAİDE / 106

Ey iman edenler!
Mevt, birinize hazır olduğunda... vasiyet hiyninde...
kendinizden iki adil zat...
veya... eğer siz, arzda darb ediyorsanız... ve ardından mevt musibeti size isabet etmişse... gayrınızdan iki kimse...
aranızda şahadet etsin!

Eğer raybe düşerseniz... onları salat ardından habs edersiniz... ve ardından ALLAH'a kasem ederler:
"Şayet kurb sahibi bile olsak...
onunla (hiç bir) semen iştira etmeyiz...
ve ALLAH'ın şahadetini ketm etmeyiz.
Muhakkak o zaman, asim kimselerden oluruz!"

5. MAİDE / 107

Ardından, eğer, o ikisinin ism hakk etmeye meyilli olduklarına asr olunursa, ardından, kendilerine evla olmasını hakk etmeye meyilli olanlardan başka iki kişi, onların makamlarına kaim olur.
Ardından ALLAH'a kasem ederler:
"Kesinlikle şahadetimiz, onların şahadetinden hakktır. Biz düşmanlık etmeyiz. Muhakkak o zaman elbette zalim kimselerden oluruz."

5. MAİDE / 114

Meryem oğlu İsa, dedi ki:
"ALLAHumme! Rabbena!
Bize, semadan maide inzal et! ki… bize, evvelimiz için ve ahirimiz için ıd (bayram) ve SEN'den ayet olsun.
Bizi rızıklandır!
SEN rızıklandıranların en hayrlısısın."

6. ENAM / 6

Öncelerinden, kendilerine karin olanlardan nasıl helak ettiğimizi görmediler mi!?

Onları arzda, sizi imkanlandırmadığımız şeylerle imkanlandırmıştık.
Semayı onlara midrar olarak irsal etmiştik. Altlarından cereyan eden nehirler kılmıştık.
Ardından onları, zenbleri ile helak ettik. Onların ardından başka bir karin inşa ettik.

6. ENAM / 19

De ki:
"Şahadet olarak hangi şey ekberdir?"
De ki:
"Benim ve sizin aranızda, ALLAH şahidtir.
Bu Kur'an bana, sizi ve belağ olanları onunla nezr etmem için vahy olundu.

Siz, ALLAH ile beraber başka ilahlar olduğuna şahid mi oldunuz!?"
De ki:
"Ben şahid değilim!"
De ki:
"Muhakkak ki O, vahid ilahtır! Muhakkak ben, sizin şirk koştuklarınızdan beriyim."

6. ENAM / 32

Dünya hayatı, ancak, laib ve lehvdir!
Elbette dar-ul ahiret, ittika edenler için hayrdır. Artık akıl etmez misiniz?

6. ENAM / 92

Bu kitab… BİZ onu,
mübarek olarak,
elinin arasındakine musaddık olarak…
ve karyelerin anasını (Mekke) ve havlindekileri nezr etmen için…
inzal ettik.
Salatlarına hafız olarak ahirete iman edenler, buna da iman ederler.

6. ENAM / 112-113

Böyledir!...
Nebilerin hepsi için ins ve cinn şeytanları aduvv kıldık.
Bazısı bazısına (onlar birbirine),
ahirete iman etmeyenlerin fuadlarının kendilerine meyletmesi için…
ve kendilerinden razı olmaları için…
iktiraf edenlerin iktiraf etmeleri (emek çekerek günah kazanmak) için…
garr olarak, zuhruf kaviller vahy ederler. Şayet Rabbin dileseydi, buna fail olamazlardı.
Artık onları iftira ettikleri şeylere vezr et.

6. ENAM / 133

Rahmet sahibi Rabbin ganiydir!
Eğer dilerse sizi zehab eder ve sizden sonra, sizi başka kavmin zürriyetinden inşa ettiği gibi, dilediğini istihlaf eder eder.

6. ENAM / 150

De ki:
"Haydi!
ALLAH'ın bunu haram ettiğine dair, şahidlerinizi lemm edin!"
Eğer onlar şahid olurlarsa, artık sen onlarla beraber şahidlik etme!
Ayetlerimizi kizb edelerin ve ahirete iman etmeyenlerin hevalarına tabi olma!... onlar, kendi Rabbleri ile adil oluyorlar.

6. ENAM / 164

De ki:
"ALLAH'tan gayrı Rabb mı bagy edeyim!? Herşeyin Rabbi O'dur!
Her nefs, sadece, kendine kesb eder!
Vezr eden kimse, başka bir vizri vezr etmez!
Sonra merciniz Rabbinizedir ve ardından hakkında ihtilaf etmiş olduğunuz şey ile size haber verir.

7. ARAF / 34

Bütün ümmet için ecel vardır.
Artık ecelleri geldiğinde... bir saat tehir edilmezler ve de istikdam olmazlar.

7. ARAF / 38

Der ki:
"Öncenizden kat'iyyetle hilv olmuş, cinnden ve insden ümmetlere dahil olun narda!"
Dahil olan herbir ümmet, kendi kardeşine lanet eder. Hatta, orada cemian idrak ettiklerinde ahirdekiler, evvelkiler için derler ki:
"Rabbimiz!
İşte bunlar bizi dalalete düşürdüler. Artık onlara nardan azabı zıf et."
Der ki:
"Hepiniz için bir kat fazladır!... fakat siz alim değilsiniz!"

7. ARAF / 39

Onların ulasındakiler, onların uhrasındakiler için der ki:
"Size, bizim üzerimize fazl yoktur... artık, kesb etmiş olduklarınız ile siz de azabı tadın!"

7. ARAF / 45

Onlar, ALLAH'ın sebilinden sadd edenlerdir… ve ivec olmaya bagy edenlerdir. Onlar ahirete de kafirdir.

7. ARAF / 147

Ayetlerimizi ve ahirete mülaki olmayı kizb edenler…
onların amelleri habt oldu.
Onlar, sadece, amel etmiş oldukları şeylerle cezalanacaklar!?

7. ARAF / 155-156

Musa, BİZ'imle mikatı için, kavminden, yetmiş adam ihtiyar etti. Ardından recf onları ahz ettiğinde, dedi ki:

"Rabbim!
Şayet dileseydin, onları ve yalnızca beni, önceden helak ederdin. İçimizden sefihlerin fail oduğu şeyler ile bizi mi helak edeceksin?

Bu, sadece, SEN'in fitnendir. Dilediğin kimseyi onunla dall edersin ve dilediğin kimseyi ihda edersin. SEN veliymizsin! Bize gufran ol ve rahmet et. SEN gafurların hayrlısısın.

Bu dünyada ve de ahirette, bizim kendimize hasene ketb et. Muhakkak biz, sana haid olduk."

Dedi ki:
"Azabım dilediğim kimseye isabet eder.
Rahmetim ise herşeye vasidir.
Artık onu;
zekatlarını vererek ittika edenler için...
ve ayetlerimize iman edenler için...
ketb edeceğim."

7. ARAF / 169

Artık, onların hilafında, kitaba varis olan halef... bu ednanın arız olanını ahz ediyor... ve
"(nasıl olsa) bize gafur olunacak" diyorlar.
Eğer mislinde bir arız daha verilse, onu da ahz ederler...!
Onlara, ALLAH üzre hakk dışında kavil etmeyeceklerine, kitab misakı ahz edilmemiş miydi!?... onda olanı ders etmemişler miydi!?
İttika edenler için dar-ul ahiret hayrdır. Akıl etmiyor musunuz?

8. ENFAL / 60

Onlar için, kuvvetten istitaat ettiğiniz kadar, ribat haylden idad edin.
ALLAH'ın düşmanını
ve kendi düşmanınızı
ve onların gayrısından sizin alim olmadığınız, ALLAH'ın alim olduğu başkalarını bununla irhab edersiniz.
ALLAH sebilinde infak ettiğiniz şeyler, size vefa edilir. Zulme uğramazsınız.

8. ENFAL / 67

Arzda ishan oluncaya kadar esar etmek Nebi için olamaz.
Siz dünya arızını irade ediyorsunuz! ALLAH, ahireti irade ediyor.
ALLAH, azizdir, hakimdir.

9. TEVBE / 18

Muhakkak, ALLAH'ın mescidlerini, ancak,
ALLAH'a ve ahir yevmine iman eden...
ve salat ikame eden...
ve zekatı veren...
ve sadece, ALLAH'tan haşy eden...
kimseler imar eder.
Artık, gerekir ki (belki)… işte onlar, mühtedilerden olurlar.

9. TEVBE / 19

Hacc edenlere iska etmeyi ve Mescid-i Haram'ın imarını… ALLAH'a ve ahir yevme iman eden ve ALLAH sebilinde cihad eden kimse gibi mi kıldınız(sandınız)!?
ALLAH indinde istiva olamazlar!
ALLAH, zalimlerin kavmini ihda etmez.

9. TEVBE / 29

Kitab verilenlerden...
ALLAH'a ve ahir yevmine iman etmeyenlerle…
ve ALLAH'ın ve Rasulünün haram ettiklerini haram kabul etmeyenlerle…
ve hakk dini kendilerine din edinmeyenlerle…
sagir olup, elleriyle cizye ata edinceye kadar kıtal edin!

9. TEVBE / 38

Ey iman edenler!
Ne oldu size de... "ALLAH sebilinde nefr edin" denildiğinde, arza sekal oldunuz!?
Ahiretten, dünya hayatı ile razı mı oldunuz?
Ahirette, dünya hayatının metası, ancak, pek azdır!

9. TEVBE / 44

ALLAH'a ve ahir yevmine iman edenler, malları ve nefsleri ile cihad etmeye... senden izin istemezler.
ALLAH, muttakilerle alimdir.

9. TEVBE / 45

Muhakkak, ancak,
ALLAH'a ve ahir yevmine iman etmeyenler…
ve kalbleri rayb içinde olanlar…
ve ardından raybleri içinde tereddüd edenler...
senden izin isterler.

9. TEVBE / 69

Öncenizden olanlar gibisiniz.
Kuvvet olarak sizden daha şedid ve mal ve evlad olarak daha kalabalıktılar. Ardından, halakları ile metalanmak istediler.
Ardından, (siz de)... öncenizden olanların, halaklarından metalanmak istedikleri gibi... kendi halaklarınız ile metalanmak istediniz! Havz edenler gibi havz ettiniz.
İşte onlar, dünyada ve ahirette amelleri habt olanlardır... ve işte onlar, hasar alanlardır.

9. TEVBE / 74

Söylemediklerine (dair) ALLAH'a half ediyorlar.
elbette kat'iyyetle söylediler küfür kelimesini!... ve İslamlarından sonra kafir oldular!
Nail olamadıkları şeye de hemm ettiler. Onlar, ancak, ALLAH ve Rasulü fazlından ganiy etti diye onlara nekam ettiler.
Artık,
eğer tevbe ederlerse, onlar için hayr olur.
elbette kat'iyyetle
Eğer tevella ederlerse, ALLAH onlara, dünyada ve ahirette, elim azabla azab edecektir. Onlar için arzda veliy ve de nasır yoktur.

9. TEVBE / 99

Arablardan, ALLAH'a ve ahir yevmine iman edenler vardır. Onlar, infak ettiğini ALLAH indinde karib olmaya ittihaz ederler ve Rasule salatlar ederler.
Değil mi ki... muhakkak o, kendileri için kurbettir!? ALLAH onları rahmetine dahil edecektir.
Muhakkak ki ALLAH, gafurdur, rahimdir.

9. TEVBE / 102

Diğerleri, zenblerini itiraf ettiler… salih ameli ve başka seyyie olanı halita etmişlerdi.
Gerekir ki (belki)… ALLAH, onlara tevbe eder.
Muhakkak ki ALLAH, gafurdur, rahimdir.

9. TEVBE / 106

Başkaları, ALLAH'ın emrine irca edilmiştir.
Onlara ya azab eder ya da onlara tevbe eder.
ALLAH, alimdir, hakimdir.

10. YUNUS / 9-10

Muhakkak salih (iş)lere amil olarak iman edenler…
onların Rabbi, kendilerini imanları ile ihda eder.
Naim cennetlerinde, nehirler onların altlarından cereyan eder.
Orada, onların davası;
"Subhaneke Allahumme!"
ve orada onların tahiyyeleri;
"Selam!"
ve davalarının ahiri;
"Elhamdulillahi Rabb-il alemin! (Hamd etmek, Rabb-il Alemin Allah'ındır!)" dir.

10. YUNUS / 49

De ki:
"ALLAH'ın dilediği şeyden başka... nefsim için darr etmeye de… nafia etmeye de malik değilim.

Bütün ümmet için ecel vardır!
Ecelleri geldiğinde... artık bir saat tehir edilmezler... ve de istikdam olmazlar."

10. YUNUS / 64

Dünya hayatında da, ahirette de büşra onlar içindir.
ALLAH'ın kelimelerinde tebdil olmaz.

Böyledir!...
Bu, azim fevzdir.

11. HUD / 8

Eğer, azabı kendilerinden, madud ümmete tehir etsek, elbette,
"O'nu ne habs ediyor?" derler.

Değil mi ki... kendilerine verilen yevm, onlardan sarf edilen değildir!.. istihza etmiş oldukları şey, onları hayk eder.

11. HUD / 16

İşte onlar, ahirette, kendileri için nardan başka (bir şey) olmayanlardır.
Sanat ettikleri şeyler orada habt olmuştur… ve amel etmiş oldukları şeyler batıldır.

11. HUD / 19

ALLAH'ın sebilinden sadd edenler ve ivec olmayı ibtiga edenler… onlar ahirete... onlar kafirdir!

11. HUD / 22

Besbellidir ki; onlar, ahirette en hasar alanlardır.

11. HUD / 103

Muhakkak bunda, ahiret azabından korkanlar için elbette/kesinlikle ayetler vardır.
Bu, nasın cem edildiği yevmdir. Bu, meşhud yevmdir.

11. HUD / 104

Onu, ancak, madud ecel için tehir ediyoruz.

12. YUSUF / 36

Onunla beraber sicne iki delikanlı dahil oldu.
Onlardan biri dedi ki:
"Ben rüyamda hamr asr ettiğimi görüyorum."
Diğeri dedi ki:
"Ben de rüyamda resimin (baş) fevkinde, kuşların yediği hubza hamil olduğumu görüyorum.
Bize te'vili ile haber ver. Muhakakk biz seni muhsinlerden görüyoruz."

12. YUSUF / 37

Dedi ki:
"Size verilmesinden önce... onun te'vili ile ben size haber vermezsem... rızıklanacağınız taam size gelmez!
Bu, Rabbimin beni alim ettiklerindedir.
Muhakkak ben, ALLAH'a iman etmeyen... Ve kendi ahiretlerine kafir olan bir kavmin milletini terk ettim."

12. YUSUF / 41

"Ey sicn sahiblerim!
İkinizden biriniz, rabbine hamr iska edecek.
Diğeriniz, salb edilecek... ve ardından kuşlar resinden yiyecekler.
Fetva istediğiniz şey hakkında emir kaza olmuştur."

12. YUSUF / 43

Melik dedi ki:
"Muhakkak yedi semin sığırı, yedi acefin yediğini... ve yedi yeşil sünbül... diğerlerini ise yabis görüyorum.
Ey meleler!
Eğer rüya tabir ediyorsanız, rüyama fetva verin."

12. YUSUF / 46

"Yusuf!
Ey sıddık!
Bize şunun hakkında fetva ver:
Yedi semin sığırı, yedi acef yiyor... ve yedi hudr sünbül... ve diğerleri yabis...
Umarım ki nasa rücu ederim.
Umulur ki alim olurlar."

12. YUSUF / 57

Kesinlikle ahiret ecri,
iman edenler için…
ve ittika etmiş olanlar için...
hayrdır.

12. YUSUF / 101

Rabbim!
Bana mülkten, kat'iyyetle vermiştin!
Bana hadislerin te'vilinden ilim vermiştin.
Dünyada ve ahirette benim veliym, semaları ve arzı fatr eden SEN'sin.
Beni Müslüman olarak vefat ettir!
Beni salihlere ilhak et!"

12. YUSUF / 109

Onlara senden önce, ancak, karye ehlinden kendilerine vahy ettiğimiz erkek kimseler irsal ettik.
Arzda seyir ederek… öncekilerin akibetlerinin nasıl olduğuna nazar etmezler mi!?
İttika edenler için, dar-ul ahiret elbette/kesinlikle hayrdır.
Akıl etmiyor musunuz!?

13. RAD / 26

ALLAH, rızkı… dünya hayatı ile ifrah olan... dilediği kimse için bast eder ve ikdar eder.
Ahirette dünya hayatı, ancak, metadır!

13. RAD / 34

Dünya hayatında azab, onlar içindir!
Ahiret azabı ise, elbette/kesinlikle daha şakktır!... ve onları ALLAH'tan vaky edecek de yoktur!

14. İBRAHİM / 3

Ahirete karşı dünya hayatına muhabbet duymayı isteyenler...
ve ALLAH'ın sebilinden sadd edenler...
ve ivec olmaya bagy edenler…
işte onlar, baid dalalet içindedir.

14. İBRAHİM / 10

Rasulleri dedi ki:
"Semaları ve arzı fatr eden ALLAH hakkında mı şekk ediyorsunuz!? O, zenblerinizden size gafur olmak için sizi davet ediyor... ve sizi müsemma ecele tehir ediyor."
Onlar dediler ki:
"Muhakkak siz, sadece... bizi ata-babalarımızın abd olmuş oldukları şeylerden sadd etmeyi irade eden... bizim mislimizde beşersiniz. Artık bize, mübin sultan ile gelin."

14. İBRAHİM / 27

ALLAH, iman edenleri... dünya hayatında da… ahirette de... sabit kavil ile sabitleştirir.
ALLAH, zalimlere dalalet eder.
ALLAH, dilediği şeye faildir.

14. İBRAHİM / 42-43

ALLAH'ın, zalimlerin amel ettiklerine gafil olduğunu hesab etme! Muhakkak onları, ancak,
içinde basarlarının şahs olacakları...
Reislerini mukni ederek hetaa edecekleri...
Tarflarının kendilerine redd olmayacağı...
Fuadlarının heva olacağı...
yevme tehir ediyor.

14. İBRAHİM / 44-45

Nası, kendilerine azab verilecek yevme inzar et!
Artık zalimler derler ki:
"Rabbimiz!
Bizi, karib ecele tehir et ki… senin davetine icab olalım... ve Rasullerine tabi olalım."

Siz değilmiydiniz... önceden,
"size zeval olmadığına" kasem edenler!?
Nefslerine zalim olanların meskenlerinde iskan olmuştunuz.
Onlara nasıl fail olduğumuz size beyan olmuştu.
Sizin için meseller de darb etmiştik.

15. HİCR / 5

Ümmetten ecelini sebk eden yoktur… istihar eden de yoktur.

15. HİCR / 24

elbette kat'iyyetle sizden istikdam edenlere BİZ alimiz!
elbette kat'iyyetle tehir edenlere de BİZ alimiz!

15. HİCR / 95-96

Muhakkak ki BİZ... ALLAH'la beraber başka ilah edinen mustehzilere (karşı) sana kafiyiz.
Artık alim olacaklar!

16. NAHL / 22

Sizin ilahınız, vahid ilahtır!
Ahirete iman etmeyenler… onların kalbleri, inkar edenlerdir… ve onlar müstekbirdir.

16. NAHL / 30

İttika edenlere,
"Rabbinizin inzal ettiği nedir?"
denildiğinde, derler ki:
"Hayr!"

Ahsen olanlar için bu dünyada haseneler vardır… ve kesinlikle (onlar için), dar-ul ahiret de hayrdır.
Muttakilerin darı, elbette naimdir.

16. NAHL / 41-42

Zulme uğradıkları şeyin ardından ALLAH'ta hicret edenler...
sabır edenler…
ve Rabblerine tevekkül edenler…
onlar, dünyada hasene olsunlar diye elbette/kesinlikle onları beva edeceğiz... onların, elbette/kesinlikle ahiret ecirleri ekberdir.
Keşke alim olsalardı.

16. NAHL / 60

Sui meseller, ahirete iman etmeyenlere aittir.
A'la meseller ALLAH'ındır.
O, azizdir, hakimdir.

16. NAHL / 61

Şayet ALLAH, kendi zulümleri ile nası ahz etseydi… dabbeden (hiçbirini) ona tereke etmezdi… fakat onları müsemma ecele tehir eder.
Ardından, ecelleri geldiği zaman... artık bir saat tehir de edilmezler… istikdam da olmazlar.

16. NAHL / 107

Bu,
onların, ahirete karşı, dünya hayatına muhabbet duymayı istiyor olmalarından…
ve ALLAH'ın, kafirlerin kavmini ihda etmeyeceğindendir.

16. NAHL / 109

Besbellidir ki; onlar, ahirette hasar alanlardır.

16. NAHL / 122

Ona dünyada hasene verdik… muhakkak o, ahirette, elbette/kesinlikle salihlerdendir.

17. İSRA / 7-8

Eğer ahsen olursanız... kendi nefsiniz için ahsen olursunuz!
Eğer sui olursanız... artık kendinizedir!
Ardından...
vechlerinizi sui etmeleri için...
ve mescide evvel merrede dahil oldukları gibi dahil olmaları için...
tetbir ederek ulvilendikleri şeye tebar etmeleri için...
ahir vaad geldiği zaman... gerekir ki (belki) Rabbiniz size rahmet eder!
Eğer siz ida ederseniz, BİZ'de ida ederiz!... BİZ, cehennemi kafirler için hasır kıldık.

17. İSRA / 9-10

Muhakkak bu Kur'an, en kavi olana ihda eder.
Salih (iş)lere amil olan mü'minlere...
kendileri için kebir ecir olduğunu...
ve ahirete iman etmeyenlere…
onlar için de elim azab atid etiğimizi...
ibşar eder.

17. İSRA / 15

İhtida eden kimse… artık muhakkak, ancak kendi nefsi için ihtida etmiştir.
Dall olan kimse… artık muhakkak, ancak, kendisine dall olmuştur.
Vezreden, başka bir vizr vezr etmez.
BİZ, Rasul baas edinceye kadar azab eden olmayız.

17. İSRA / 18-19-20

Acil olanı irade etmiş olan kimseye…
orada ona, irade ettiğimiz kimseye dilediğimiz şeyi acele ettiririz… sonra ona cehennem kılarız... mezmum ve medhur olarak ona saly olur.
Mü'min olarak ahiret irade eden… ve buna say eden kimse…
artık işte onlar… meşkur olarak say etmiş olurlar.

Rabbinin ata ettiklerinin hepsinden, onlara da bunlara da medd ederiz. Rabbinin ata ettikleri, hazer edilecek değildir.

17. İSRA / 21

Onların bazısını bazısına nasıl fazl ettiğimize nazar et!
En kebir dereceler...
ve en kebir fazl...
elbette/kesinlikle ahirettedir.

17. İSRA / 22

Sakın kendine ALLAH'la beraber başka bir ilah edinme!
Yoksa… mezmum ve mahzul olarak kuud eder kalırsın!

17. İSRA / 39

Bunlar, Rabbinin, hikmetten sana vahy ettiği şeylerdendir.
ALLAH ile beraber, başka ilah kılma!... yoksa cehennemde, levm edilmiş ve medhur olarak ilka edilirsin!

17. İSRA / 45

Kur'an kıraat edildiği zaman, senin ve ahirete iman etmeyenlerin arasına mestur hicab kılarız.

17. İSRA / 62

Dedi ki:
"Benim üzerime kerim ettiğin bu kimseyi görüyor musun!?
Elbette ki… eğer beni kıyamet yevmine kadar tehir ettirirsen... pek azı dışında onun zürriyetini, kesinlikle hank ederim."

17. İSRA / 69

Orada bir kere daha sizi ida etmesinden...
ve ardından üzerinize rihten kasif irsal etmesinden...
ve ardından küfür ettiğiniz şey ile sizi gark etmesinden...
Sonra, BİZ'e karşı kendinize tabi olanlara vecd olamayacağınızdan...
siz emin mi oldunuz!?

17. İSRA / 72

Burada kör olan kimse… artık o, ahirette de kördür... ve sebil olarak daha dall olur.

17. İSRA / 104

Bundan sonra israiloğullarına dedik ki:
"Arzda iskan olun!… artık, ahiret vaadi geldiğinde… sizi leff ederek getireceğiz."

20. TAHA / 17-18-19-20-21

"Şu yemininde ki nedir ey Musa?"
Dedi ki:
"O benim asamdır. Ona tevekkü ederim, onunla koyunum üzre haşiş ederim. Onda başka meribeler de olur."
Dedi ki:
"İlka et onu, Ey Musa!"
Onu ilka etti... ve ardından o, say ederek hayatlandı.
Dedi ki:
"Ahz et onu! Korkma!
Onu ilk siretine ida edeceğiz."

20. TAHA / 22-23

"Kübra ayetlerden sana göstermemiz için elini cenahına zamm et!... Başka bir ayet olarak, sui gayrısında beyazlaşmış olarak ihrac olsun."

20. TAHA / 37-38-39

"BİZ sana, başka merrede de, elbette kat'iyyetle menn etmiştik!
Vahyimizi, annene vahy etmiştik:
***Onu sandığın içine kazf et… ve ardından ummana kazf et! ki... ardından umman, onu sahile ilka etsin. BANA düşman olan... ve ona düşman olan, onu ahz edecektir.***
Aynım üzre sanat olman için, sana KENDİMİZDEN muhabbet ilka etmiştim."

20. TAHA / 55

Ondan sizi halk ettik.
Sizi oraya ida edeceğiz.
Sizi, bir kere daha ondan ihrac edeceğiz.

20. TAHA / 127

Böyledir!
İsraf edenleri...
ve Rabbinin ayetlerine iman etmeyenleri…
cezalandırırız.
Elbette ahiret azabı daha şedid ve bakidir.

21. ENBİYA / 11

BİZ, zalim olmuş karyelerden nicesini kasm ettik… ve onlardan sonra başka kavimler inşa ettik.

22. HACC / 11

Nasdan; ALLAH'a harf üzre (tahrif edilmiş olarak) ibadet eden kimse…
Eğer kendisine hayr isabet ederse... onunla itminan olur.
Eğer fitne isabet ederse... onun vechi inkılab eder.
O, dünya da... ahirette de hasar almıştır. Bu, mübin hüsrandır.

22. HACC / 15

ALLAH'ın dünyada ve ahirette ona nasr etmeyeceğini zann etmiş olan kimse…
artık bir sebeb ile semaya medd etsin…
sonra kata etsin...
ve ardından nazar etsin...
Acaba kendi keydi, kendisini gayz eden şeyi zehab edebilecek mi!?

23. MU'MİNUN / 12-13-14-15-16

BİZ İnsanı, elbette kat'iyyetle...
tinden bir sülaleden halk ettik.
Sonra onu, mekin kararda bir nutfe kıldık.
Sonra nutfeden alaka halk ettik.
Ardından alakadan mudga halk ettik.
Ardından mudgadan kemikler halk ettik.
Ardından kemiklere et kisvelendirdik.
Sonra onu başka bir halk edişle inşa ettik.

Halk edenlerin ahseni ALLAH ne bereketlidir!
Sonra siz bunun ardından muhakkak mevt olacaksınız.
Sonra muhakkak siz, kıyamet yevminde baas olacaksınız.

12 - 16 ayetlerde, İnsan'ın halk edilişi ile ilgili 9 aşama sayılmaktadır.
23. MU'MİNUN / 31-32

Sonra onların ardından başka bir karin inşa ettik.
Ardından onlara da, kendilerinden...
"ALLAH'a abd olun! O'ndan gayrı size ilah yoktur.

Artık ittika etmez misiniz?"
diyen Rasuller irsal ettik!

23. MU'MİNUN / 33-34-35-36-37-38

Kafirlerin ve ahirete mülaki olunacağını kizb edenlerin ve kendilerine dünya hayatında turfe ettiklerimizin kavminden meleler, şöyle dediler:

"Bu, sizin mislinizde beşerden başka değildir. Sizin yediğinizden yiyor ve şürb ettiğinizden şürb ediyor. Kendiniz mislinde bir beşere itaat ederseniz, muhakkak siz o zaman elbette/kesinlikle hasar alırsınız.

O, mevt olduğunuz ve turab ve kemik haline geldiğiniz zaman sizin tekrar mutlaka ihrac edilen olacağınızı mı vaad ediyor?

Heyhat!... Heyhat!... Size vaad olunan şeye!

Dünya hayatımız, sadece, budur. Mevt oluruz ve hayy oluruz. Biz mebas olacak değiliz. O, sadece, ALLAH üzre kible iftira eden erkek kimsedir. Biz ona iman etmeyiz."

23. MU'MİNUN / 40-41-42

Dedi ki:
"Birazdan onlar, nadim oluverecekler!"
Ardından onları o sayha, bi-hakkın ahz etti. Ardından onları gusa halinde kıldık. Artık zalim kavim için bud olsun.
Sonra onların ardından başka karinler inşa ettik.

23. MUMİNUN / 43

Ümmetten, ecelini sebk eden ve de tehir eden olamaz!

23. MUMİNUN / 74

Muhakkak, ahirete iman etmeyenler, sırattan elbette/kesinlikle nekb ediyorlar.

23. MUMİNUN / 117

ALLAH ile birlikte, kendisine burhan olmayan ahir ilah davet eden kimse… artık muhakkak onun hesabı, ancak Rabbinin indindedir.
Muhakkak o, felaha ulaşamaz!...
Kafirler!...

24. NUR / 2

Zina yapan kadına ve zina yapan erkeğe... onlardan her birine 100'er celde, celde vurun.
Eğer siz ALLAH'ın dininde, ALLAH'a ve ahir yevmine iman ediyorsanız... o ikisine (karşı) refet, sizi ahz etmesin.
Bu ikisinin azabına mu'minlerden bir taife şahid olsun.

24. NUR / 14

Şayet, ALLAH'ın fazlı ve O'nun rahmeti, dünyada ve ahirette üzerinize olmasaydı... hakkında feyz olduğunuz şeyde, azim azab elbette/kesinlikle size mess ederdi.

24. NUR / 19

Muhakkak… iman edenlerin içinde, fahiş olanın şia olmasına muhabbet duyanlar… onlara, dünyada ve ahirette elim azab vardır.
ALLAH alimdir... siz alim değilsiniz.

24. NUR / 23

Muhakkak muhsan, gafil, mu'min kadınlara remy edenler... dünyada ve ahirette lanetlenirler. Azim azab, onlaradır!

25. FURKAN / 4

Kafirler dediler ki:
"Bu, sadece, onun iftirası olan ifktir... başka bir kavim kendisine avn etmiş olmalı."
Artık, kat'iyyetle zulüm ve zur etmiş oldular!

25. FURKAN / 68

Onlar, ALLAH ile beraber, başka bir ilah davet etmezler.
ALLAH'ın haram kıldığı nefsi, bi-hakkın olmadan katl etmezler.
Onlar zina etmezler.
Bunlara fail olan kimse… o, esama mülaki olur.

26. ŞUARA / 64

Ötekileri de oraya izlaf ettik.

26. ŞUARA / 66

Sonra diğerlerini gark ettik.

26. ŞUARA / 83-84-85-86-87

"Rabbim!
Bana hüküm vehb eyle... Beni salihler ile ilhak et. Ahirlerde bana, sıdk lisan kıl. Beni naim cennetinin varislerinden kıl. Babama gafur ol. ***muhakkak o, dalalette olanlardan oldu*** Baas olunacak yevmde beni hızy etme."

26. ŞUARA / 172

Sonra diğerlerini demar ettik.

26. ŞUARA / 213

Sakın ALLAH ile beraber başka bir ilah davet etme!... Yoksa azab edilenlerden olursun!

27. NEML / 2-3

Salat ikame eden…
ve zekatı veren…
ve ahiretlerine yakin olan…
mü'minler için huda ve buşradır.

27. NEML / 4

Muhakkak, ahirete iman etmeyenlerin amellerini kendilerine ziynetlendirdik… artık onlar amih olurlar.

27. NEML / 5

İşte onlar, kendileri için en sui azab olanlardır… ve onlar ahirette en hasar alanlardır.

27. NEML / 66

Bilakis!
Ahiret hakkında ilmi idrak ettiler.
Bilakis!
Onlar, ondan şekk içindedir.
Bilakis!
Onlar, bundan kördürler.

28. KASAS / 70

O'-ALLAH, O'ndan başka ilah olmayandır!
Ulada ve ahirette hamd etmek, O'nundur.
Hüküm, O'nundur.
O'na rücu edeceksiniz!

28. KASAS / 77

"ALLAH'ın sana verdiği şeylerde, dar-ul ahireti ibtiga et!... Dünyadan nasibini de unutma!
ALLAH'ın ahseni gibi ahsen ol!
Arzda fesad ibtiga etme!
Muhakkak ki ALLAH, müfsidlere muhabbet duymaz!"

28. KASAS / 83

İşte dar-ul ahiret... onu, arzda, ulüvv ve fesad irade etmeyen kimselere kılarız.
Akibet, muttakiler içindir.

28. KASAS / 88

ALLAH'la beraber başka ilah davet etme!
O'ndan başka ilah yoktur.
O'nun vechinden başka herşey helak olacaktır.
Hüküm O'nundur.
O'na rücu edeceksiniz!

29. ANKEBUT / 20

De ki:
"Arzda seyir edin!
Nazar edin!... Halk etmeyi nasıl bed etti!
Sonra ALLAH, ahiret neşetini inşa edecektir.
Muhakkak ki ALLAH, herşeye kadirdir."

29. ANKEBUT / 27

Ona, İshak'ı ve Yakub'u vehb ettik… ve onun zürriyetine nübüvvet ve kitab kıldık.
Ona, dünyada ecrini verdik.
Muhakkak o, ahirette de elbette/kesinlikle salihlerdendir.

29. ANKEBUT / 36

Medyen'e kardeşleri Şu'ayb, dedi ki:
"Ey kavmim!
ALLAH'a abd olun!
Ahir yevme rica edin!
Arzda müfsid olarak asev etmeyin!"

29. ANKEBUT / 64

Bu dünya hayatı, ancak, lehv ve laibdir.
Muhakkak dar-ul ahiret… elbette/kesinlikle o, hayevandır.
Keşke alim olsalardı.

30. RUM / 7

Onlar, dünya hayatından zahir olana alimdir.
Ahirete, onlar… onlar gafildir.

30. RUM / 16

Kafirler...
ve ayetlerimizi...
ve ahiret likasını...
kizb edenler… artık işte onlar, azabta muhdar olanlardır.

31. LOKMAN / 3-4

Salat ikame eden...
ve zekatı veren…
ahiretlerine yakin…
muhsinler için huda ve rahmettir.

33. AHZAB / 21

elbette kat'iyyetle!...
ALLAH'a ve ahir yevmine rica etmiş kimselere...
ve ALLAH'ı çokça zikir eden kimselere…
sizin için, ALLAH Rasulünde hasene üsve vardır!

33. AHZAB / 29

"Eğer ALLAH'ı ve Rasulünü ve dar-ul ahireti irade edenler olduysanız... artık muhakkak ki ALLAH, içinizden muhsin olanlar için azim ecir idad etmiştir."

33. AHZAB / 57

Muhakkak ki ALLAH ve Rasulüne eza edenler… ALLAH, dünyada ve ahirette onlara lanet etmiştir ve onlar için muhin azab idad etmiştir.

34. SEBE / 1

Hamd etmek, semalarda olanlar ve arzda olanlar kendisine ait olan ALLAH'ındır.
Hamd etmek ahirette de O'nundur.
O, hakimdir, habirdir.

34. SEBE / 7-8

Kafirler dediler ki:
"Mezk olarak tamamen mezk olduğunuzda, sizin muhakkak cedid halkiyet içinde olacağınızı size haber veren bir erkek kimseyi size delillendirelim mi?
ALLAH'a kizb ederek iftira mı attı... yoksa onda cinnet mi var?"
Bilakis!
Ahirete iman etmeyenler, azab ve baid dalalet içindedirler.

34. SEBE / 20-21

elbette kat'iyyetle!... onlar üzerine iblis'in zannı sadık oldu!
Artık... ahirete iman edenlere, ondan şekk içinde olanlardan alim olmamız için... mü'minlerden bir ferik dışında, onlar... kendilerine bir sultan olmadığı halde... ona tabi oldular.
Rabbin herşeye hafızdır.

34. SEBE / 30

De ki:
"Yevm size miad olmuştur!
Ondan ne bir saat istihar edilirsiniz… ne de istikdam olursunuz!"

35. FATIR / 18

Vezr eden başkasının vizrini vezr etmez.
Yükü sekal olan, hamil olması için (başkasını) davet etse, ondan bir şey hamil edilmez... velev ki kurb sahibi olsa bile!
Muhakkak sen, ancak...
Rabblerine gayb ile haşy edenleri
ve salat ikame edenleri nezr edebilirsin.
Tezekki olan kimse... artık muhakkak, ancak, kendi nefsi için tezkiye olmuştur.
Masir ALLAH'adır.

35. FATIR / 45

Şayet ALLAH, kesb ettikleri şeyler ile nası ahz etse, onun zahrı üzre dabbeden kalmazdı.
Fakat onları müsemma ecele kadar tehir ediyor.
Ecelleri geldiğinde... artık muhakkak ki ALLAH, kendisine abd olanlara basir olandır.

37. SAFFAT / 76-77-78

Onu ve ehlini, azim kerbeden necat ettik. Ona, baki olan bir zürriyet kıldık… ve onu geleceğe tereke ettik.

37. SAFFAT / 82

Sonra diğerlerini gark ettik.

37. SAFFAT / 106-107-108

Muhakkak bu… kesinlikle bu… mübin belv idi… ve BİZ, azim zibh ile onu fidyelendirdik… ve ahirde onların üzerine terk ettik.

37. SAFFAT / 118-119

O ikisini, sırat-ı mustakime hidayet ettik... ve onları geleceğe tereke ettik.

37. SAFFAT / 129

Onu ahirlerde tereke ettik.

37. SAFFAT / 134-135-136

Ona ve... gabir olanların içinde aciz bir kadın dışında ehline... cemian necat etmiştik… sonra diğerlerini demar ettik.

26/171
38. SAD / 6-7-8

Onlardan meleler intılak ettiler.
"Meşy edin... ve ilahlarınız üzre sabır edin. Muhakkak, irade edilen şey kesinlikle budur.
Biz bunu, ahir millette işitmedik. Muhakkak bu, sadece, ıhtilaktır.
Zikir, aramızdan ona mı inzal edildi!?"

Bilakis!
Onlar, zikrimden şekk içindeler.
Bilakis!
(Ancak) Azabımı taddıklarında!...

38. SAD / 36-37-38

Ardından…
emri ile ruh olarak saib yere cereyan eden rihi...
bina yapan ve gavvas şeytanların hepsini…
ve safedler içinde mukarren olan diğerlerini…
ona teshir ettik.

38. SAD / 57-58

Budur!
Artık,
hamim...
ve gassak...
ve bunların şeklinden, başka zevcler…
tatmaktadırlar.

39. ZUMER / 7

Eğer siz kafirseniz... artık muhakkak ki ALLAH sizden ganiydir.
KENDİSİNE ibadet edenler için küfre razı olmaz.
Eğer şükür ederseniz size razı olur.
Vezr eden başkasının vizrini vezr etmez.
Sonra sizin merciniz Rabbinizdir.
Ardından, amel etmiş olduğunuz şeyleri size haber verir.
Muhakkak ki O, sadrların zatına alimdir.

39. ZUMER / 9

Yoksa…
geceleyin ansızın sacid olarak ve kaim olarak ahiretten hazer eden…
ve Rabbinin rahmetine rica eden…
kanit kimse mi!?

De ki:
"Alim olanlar ve alim olmayanlar istiva mıdır!?
Muhakkak tezekkür eden, ancak, lübb sahibleridir."

39. ZUMER / 25-26

Kendilerinden öncekilerden kizb edenler... artık azab onlara... şuurunda olmadıkları taraftan gelivermişti… ve ardından ALLAH, onlara, dünya hayatında, hızye (rezillik, zillet, aşağılık) taddırmıştı.
Elbette ahiret azabı daha kebirdir... keşke alim olsalardı.

39. ZUMER / 42

ALLAH, nefsleri, kendi mevt hiynlerinde vefat ettirir... mevt olmayanlar ise, menamları içindedir.
Kendilerine mevt kaza olanları imsak eder... ve diğerlerine, müsemma ecele irsal eder.
Muhakkak bunda... tefekkür eden kavim için kesinlikle ayetler vardır.

39. ZUMER / 45

ALLAH zikir edildiğinde... O'nun vahdeti, ahirete iman etmeyenlerin kalblerini işmizaz eder.
O'nun gayrısından olanlar zikir edildiğinde... o zaman onlar, istibşar olurlar.

39. ZUMER / 68

Sur'a nefh edilir… ve ardından, ALLAH'ın dilediği kimseler dışında... semalarda ki kimselere ve arzdaki kimselere saika tutar.
Sonra ona tekrar nefh edilir… ardından onlar, kıyam ederler, nazar ederler.

40. MUMİN / 39

"Ey kavmim!
Muhakkak bu dünya hayatı, ancak, metadır.
Muhakkak ahiret… orası, karar darıdır."

40. MUMİN / 43

"Beni davet ettiğiniz şey… ne dünya hakkında… ne de ahiret hakkında bir davet olmadığı... besbellidir!
Bizim redd edilişimiz ALLAH'adır.
Müsrifler… onlar nar ashabıdır."

41. FUSSİLET / 6-7

De ki:
"Muhakkak ben... ancak, sizin mislinizde beşerim.
Bana, sizin ilahınızın vahid ilah olduğu vahy ediliyor. Artık O'na istikametlenin!... ve O'na istiğfar edin!"
Vay haline o zekat vermeyen müşriklerin!
Onlar, ahirete de kafirdir!

41. FUSSİLET / 16

Ardından BİZ de… dünya hayatında, nahis yevmelerde hizy azabı onlara tattırmak için üzerlerine sarsar rih irsal ettik.
Kesinlikle ahiret azabı çok daha hizydir… ve ardından onlara nasr olunmaz.

41. FUSSİLET / 30-31-32

Muhakkak,
"Rabbimiz ALLAH'tır!"
diyen ve sonra da istikametlenenler... onlara melekler tenezzül eder:
"Korkmayın! Hüzünlenmeyin!
Vaad olunmuş olduğunuz cennet ile ibşar olun. Biz, dünya hayatında ve ahirette size veliyleriz.
Gafur, rahimden nüzul olarak... nefslerinizi iştahlandıran şeyler de orada sizindir... davet ettikleriniz de orada sizindir."

42. ŞURA / 20

Ahiret harsı irade etmiş olan kimse… onu kendi harsında ziyade ederiz.
Dünya harsı irade etmiş olan kimse... ona da ondan veririz. Ahirette ona nasib olmaz!

43. ZUHRUF / 33-34-35

Şayet, nas vahid ummet olacak olmasaydı... Rahman'a kafir olan kimselere… elbette,
evlerine gümüşten sakflar
ve üzerinde zuhur edecekleri miraclar…
ve evlerine bablar
ve üzerinde itka edecekleri serirler…
ve zuhruf (yaldızlı gösterişler, süsler)...
kılardık.

Bütün bunlar, ancak ve sadece, dünya hayatının metalarıdır.
Ahiret, Rabbinin indinde muttakilerindir.

43. ZUHRUF / 56

Ardından onları, ahirdekiler için selef ve mesel kıldık.

44. DUHAN / 28

Böyledir!...
Bunları başka bir kavme iras ettik.

48. FETİH / 1-2-3

Muhakkak ki BİZALLAH'ın,
zenbinden takdim etmiş olduklarına ve tehir edilenlere, sana gafur olması için...
ve senin üzerine nimetini tamam etmesi için…
ve seni sırat-ı mustakime ihda etmesi için…
ve ALLAH'ın sana, aziz nasrla nasr etmesi için…
mübin bir fetihle seni feth ettik!

48. FETİH / 20-21

ALLAH size… ahz edeceğiniz pek çok magnem vaad etmektedir.
Artık…
mü'minler için ayet olması için…
ve sizi sırat-ı mustakime ihda etmesi için...
sizin için bunda acele etti... ve nasın ellerini sizden keff etti.
Sizin ikdar edemediğiniz... ALLAH'ın kat'iyyetle ihata etmiş olduğu başka şeyler de vardır!
ALLAH, herşeye kadir olandır.

49. HUCURAT / 9

Eğer mü'minlerden iki taife kıtal ederlerse... onların arasını ıslah edin!
Eğer ikisinden birisi, diğerine bagy etmişse... artık onlar ALLAH'ın emrine fey edinceye kadar bagy edenle kıtal edin!
Eğer fey ederlerse... artık onların aralarını adalet ile ve en kıst olan ile ıslah edin.
Muhakkak, muksitlere muhabbet duyan ALLAH'tır!

50. KAF / 24-25-26

"İkiniz… hayra mani olan, muted, murib anid keffarın hepsini cehenneme ilka edin!...
ALLAH'la beraber başka bir ilah edineni... artık siz ikiniz, onu şedid azaba ilka edin!"

51. ZARİYAT / 51

ALLAH ile beraber, başka ilah kılmayın!
Muhakkak ben, sizin için, O'ndan, mübin nezirim.

53. NECM / 13-14

O bunları, sidret-ül müntehanın indinde... uhra inzalde de elbette kat'iyyetle görmüştü!

53. NECM / 19-20

Ardından siz... Lat ve Uzza ve diğer üçüncüsü Menat (isimli putları) gördünüz mü?

53. NECM / 25

Ahiret ve ula ALLAH'ındır!

53. NECM / 27-28

Muhakkak ahirete iman etmeyenler… kendilerinde bunun ilminden olmadığı halde... sadece, zanna tabi olarak... melekleri, dişi isimlendirmesiyle isimlendiriyorlar.
Muhakkak zann... hakktan hiçbir şeye ganiy etmez!

53. NECM / 36-37-38-39-40-41-42-43-44-45-46-47-48-49-50-51-52-53-54

Yoksa, Musa'nın... ve vefa eden İbrahim'in sahifelerinde olanlar ile kendisine haber verilmedi mi!?
Vezr edenin, başkasının vizrini vezr etmediği...
İnsan'ın olanın, sadece, say ettiği şey olduğu…
ve say etmesinin yakında görüleceği…
Sonra en vefalı cezayla cezalandırılacağı…
Müntehanın (son, nihayet,varış) Rabbine olduğu…
Idhak edenin ve ibka edenin O olduğu…
Mevt edenin ve ihya edenin O olduğu…
Menilendiğinde, nutfeden… erkek ve dişi olarak iki zevc halk ettiği…
Uhra neşetin O'nun üzerine olduğu…
En ganiy edenin... ve en kani kılanın O olduğu…
Şiranın Rabbinin O olduğu…
Ulada Ad (kavmini)... ve Semud (kavmini)... önceden de Nuh kavmini helak ettiği…
ve ardından onları, baki etmediği…
Muhakkak onlar... onlar daha zalim ve tuğyan içinde olmuşlardı. Mütefikeyi (Lut kavminin memleketi) de ehva etmişti… ve ardından, gışa ettiğini onlara gışa etmişti.

53. NECM / 36-37-38-39-40-41-42-43-44-45-46-47-48-49-50-51-52-53-54

Yoksa, Musa'nın... ve vefa eden İbrahim'in sahifelerinde olanlar ile kendisine haber verilmedi mi!?
Vezr edenin, başkasının vizrini vezr etmediği...
İnsan'ın olanın, sadece, say ettiği şey olduğu…
ve say etmesinin yakında görüleceği…
Sonra en vefalı cezayla cezalandırılacağı…
Müntehanın (son, nihayet,varış) Rabbine olduğu…
Idhak edenin ve ibka edenin O olduğu…
Mevt edenin ve ihya edenin O olduğu…
Menilendiğinde, nutfeden… erkek ve dişi olarak iki zevc halk ettiği…
Uhra neşetin O'nun üzerine olduğu…
En ganiy edenin... ve en kani kılanın O olduğu…
Şiranın Rabbinin O olduğu…
Ulada Ad (kavmini)... ve Semud (kavmini)... önceden de Nuh kavmini helak ettiği…
ve ardından onları, baki etmediği…
Muhakkak onlar... onlar daha zalim ve tuğyan içinde olmuşlardı. Mütefikeyi (Lut kavminin memleketi) de ehva etmişti… ve ardından, gışa ettiğini onlara gışa etmişti.

56. VAKIA / 13-14

Sülleti evvelkilerdendir… Birazı da ahirdekilerdendir.

56. VAKIA / 39-40

Sülleti evvelkilerdendir ve sülleti ahirindekilerdendir.

56. VAKIA / 49-50-51-52-53-54-55-56

De ki:
"Evveldekiler ve ahirdekiler…
kesinlikle, malum yevmde, mikat üzre cem edilecektir.

Sonra, muhakkak siz... Ey mükezzib dall olanlar!
Kesinlikle zakkum şeceresinden yiyeceksiniz!
ve ardından batınlarınızı ondan melaa edeceksiniz!
ve ardından üzerine hamim şürb edeceksiniz!
ve ardından him (deve)lerin şürb etmesi gibi şürb edeceksiniz!"
Din yevminde onlara nüzul edecek olacak budur!

57. HADİD / 3

Evvel... ve ahir... ve zahir... ve batın... O'dur.
Herşeye alim, O'dur.

57. HADİD / 20

Alim olun ki... dünya hayatı,
laibdir...
ve lehvdir...
ve ziynettir...
ve aranızda tefahurdur...
ve mal ve evlad içinde tekasürdür.
Şu mesel gibidir:
Gays, küffarın (çifçilerin) nebatına acayib gelir... sonra heyecan olur... ardından sararmış... sonra da hutam olmuş olarak görür.

Şedid azab... ve ALLAH'tan mağfiret... ve rıdvan, ahirettedir!
Dünya hayatı, ancak, garr eden metadır.

58. MUCADELE / 22

ALLAH'a ve ahir yevme iman eden kavmin... ALLAH'a ve Rasulüne haddi aşan kimselere vedd ettiklerine vecd olamazsın...
- velev ki kendilerinin ata-babaları veya oğulları veya kardeşleri veya kendi aşiretleri olsalar bile!
İşte onların kalblerine iman ketb eder.
KENDİSİNDEN Ruh ile onlara eyd eder.
Onları, içinde ebedi olacakları, altından nehirler cereyan eden cennetlere dahil eder.
ALLAH onlardan razıdır... ve onlar da O'ndan razıdır.
İşte onlar, ALLAH'ın hizbidir.
Değil mi ki... muhakkak ki ALLAH'ın hizbi... onlar felaha ulaşanlardır!?

59. HAŞR / 3

Şayet ALLAH onlara cela ketb etmeseydi, elbette onlara dünyada azab edecekti.
Ahirette narın azabı onlarındır.

60. MUMTEHİN / 6

ALLAH'a ve ahir yevmine rica etmiş olan kimse için ve tevella eden kimse için...
Onlarda, size, elbette kat'iyyetle hasene üsve vardır!
Muhakkak ki ALLAH... O, ganiydir, hamiddir.

60. MUMTEHİN / 13

Ey iman edenler!
ALLAH'ın gazab verdiği… kafirlerin kabir ashabından yeis duydukları gibi ahiretten kat'iyyetle yeis duyan kavme tevella etmeyin!

61. SAFF / 13

Muhabbet duyacağınız uhraya mü'minleri ibşar et!
ALLAH'tan nasr...
ve karib fetih.

62. CUMA / 2-3

O... ümmilerin içinde kendilerinden...
KENDİ ayetlerini kendilerine tilavet eden...
ve onları tezkiye eden...
ve onları kitaba ve hikmete alim eden...
Rasul baas edendir.
Onlar önceden, elbette/kesinlikle mübin dalalet içinde idiler.
Kendilerine ilhak olduğunda, onlardan ahir olanlar da vardı.
O, azizdir, hakimdir.

63. MUNAFİKUN / 10

Sizden birisine mevt gelmeden... ve
"Rabbim!
Şayet beni karib ecele tehir edersen, artık ben sadakat gösteririm... salihlerden olurum!"
demeden önce!... sizi rızıklandırdığımız şeylerden infak edin!

63. MUNAFİKUN / 11

Eceli geldiğinde… ALLAH, nefse tehir etmez.
ALLAH, amel ettiklerinize habirdir.

65. TALAK / 2-3

Ecellerini belağ ettiğinizde... ardından... onları maruf ile imsak edin... veya maruf ile fark edin.
Sizden adil iki kişi şahid olsun... ve şahadeti ALLAH için ikame edin!
ALLAH'a ve ahir yevmine iman etmiş olanlara... vaaz olunan budur.
ALLAH'a ittika eden kimse... O,
ona mahrec kılar...
onu hesaba katmadığı yerden rızıklandırır.
ALLAH'a tevekkül eden kimse… artık O,
ona hasbtır.
Muhakkak ki ALLAH'ın emri baliğ olur.
ALLAH, herşey için kat'iyyetle kader kılmıştır!

65. TALAK / 6-7

İskan olduğunuz yerde, vecd olduğunuz kadar o kadınları iskan edin. Onları dıyk etmek için onları darr etmeyin.
Eğer onlar hamile iseler... artık onlara yüklerini vaz edinceye kadar infak edin.

Ardından eğer sizin için emzirirlerse... artık onların ecirlerini ödeyin. Aranızda maruf ile temir edin.
Eğer teasür olursa... vüsat sahibinin, vüsatından infak etmesi için… artık ona başkası emzirecektir.

Rızkı kendisine ikdar olunan kimse... artık o da, ALLAH'ın kendisine verdiğinden infak etsin!
ALLAH, nefsi, sadece, kendisine verdiği şeye mükellef eder!
ALLAH, usra ardından yüsr kılacaktır.

68. KALEM / 33

Böyledir!...
Azab budur!...
Kesinlikle ahiret azabı daha da kebirdir. Keşke alim olmuş olsalardı.

71. NUH / 2-3-4

Dedi ki:
"Ey kavmim!
Muhakkak ben...
ALLAH'a abd olun!
O'na ittika edin!
Bana itaat edin!...
ki;
zenblerinize sizin için gafur olsun!...
ve sizi müsemma ecele kadar tehir etsin!...
diye sizin için mübin nezirim.

Muhakkak ALLAH'ın eceli... o gelince ertelenmez!
Keşke alim olsanız.

73. MUZZEMMİL / 20

Muhakkak ki Rabbin, senin ve seninle beraber olan bir taifenin... gecenin üçte ikisinden edna ve yarısı kadar ve üçte biri kadar kıyam ettiğine alimdir.

ALLAH geceyi ve gündüzü kaderlendirir.
Onu ihsa edemeyeceğinize alimdir... ve ardından size tevbe eder.

Artık Kur'an'dan yesir olanı kıraat edin!

O...
Sizden (bazınızın) mariz olacağına...
diğerlerinin arzda darb edeceğine...
ALLAH'ın fazlından ibtiga edeceklerine...
ve diğer bir kısmının ALLAH sebilinde kıtal edeceklerine...
alimdir!

Artık ondan, yesir olanı kıraat edin!

ve salatı ikame edin!
ve zekatı verin!
ALLAH'a hasene karz ile ikraz edin!
Nefsleriniz için hayrdan takdim ettiğiniz şey... ona, ALLAH'ın indinde hayr ve daha azim ecir olarak vecd olursunuz.
ALLAH'a istiğfar edin!
Muhakkak ki ALLAH gafurdur, rahimdir.

74. MUDDESSİR / 35-36-37

Muhakkak o...
beşer için…
sizden tekaddüm etmeyi veya tehir edilmeyi dileyenler için...
nezir olarak elbette kebir olanlardan biridir.

74. MUDDESSİR / 53

Hayır, bilakis!
Onlar ahiretten korkmuyorlar!

75. KIYAME / 13

Yevme-izinde... İnsana, takdim ettikleri ve tehir ettikleri şeyler ile haber verilir.

75. KIYAME / 20-21

Hayır, bilakis!
Siz acil olana muhabbet duyuyorsunuz... ve ahir olanı vezr ediyorsunuz.

77. MURSELAT / 16-17-18

Evvelkileri BİZ helak etmedik mi!
Sonra, ahirdekileri de BİZ onlara tabi edeceğiz.

Böyledir!...
Mücrimlere fail oluruz!

79. NAZİAT / 25

Ardından ALLAH onu, ahiretin ve ulanın nekaline ahz etti.

82. İNFİTAR / 1-2-3-4-5

Sema fatr olduğunda
ve kevkebler nesr edildiklerinde
ve bahrlar fecr ettirildiğinde
ve kabirler baseret olduğunda
nefs takdim ettiği ve tehir ettiği şeylere alimdir!

87. A'LA / 16-17-18-19

Bilakis!
Siz dünya hayatını eser ettiniz.
Ahiret, hayrdır ve bakidir!
Muhakkak bu, elbette ilk sahifelerde... İbrahim ve Musa'nın sahifelerinde de vardı.

92. LEYL / 13

Muhakkak, ahiret ve ula BİZ'im VARLIĞIMIZINDIR!

93. DUHA / 4-5

Kesinlikle ahiret senin için uladan hayrdır.
Kesinlikle yakında... Rabbin sana ata edecek ve ardından sen razı olacaksın.

Sure Listesi

Kelam-ı Kadim'de Geçen Kelimeler Sözlüğü;Teolog A.Kadir İmamoğlu tarafından derlenerek hazırlanmıştır.