İçeriğe geç
KÖK Ara:
KELİME Ara:
ANLAM içinde Ara:
❝ eKL ❞ kökünden türeyen kelimeler... 10 Kayıt Listeleniyor.
Aynı Kökten Türeyen: xoxox Âkil Âkile Ekile ekl Ekul Me'kel Me'kul Teekkul ukl ukul ukle ukel
xoxox
ا ك ل eKL
Âkil
ا ك ل eKL

Ekl eden, yiyen. Yiyici.

Dşl.Âkile
Ekile
ا ك ل eKL

Yenmiş, yenilmiş yemek.

ekl
ا ك ل eKL

Yemek yeme

DuruMeal'de toplam 95 kayıtta geçiyor.
Ekul
ا ك ل eKL

Çok fazla yiyen, obur, pisboğaz.

Me'kel
ا ك ل eKL

Yemek yenecek yer. Geçim yeri. Yemek.

Me'kul
ا ك ل eKL

Ekl olunmuş, yenmiş şey, yiyecek.

Teekkul
ا ك ل eKL

Yaranın, oyulup açılması. Yenme, eklolunma.

ukl
ukul
ا ك ل eKL

Meyve, yiyecek, azık. Zekâ.

DuruMeal'de toplam 6 kayıtta geçiyor.
ukle
ا ك ل eKL

Lokma.

Çğl.ukel
2. BAKARA / 35

Dedik ki:
"Ey Adem!
Sen ve zevcen cennete iskan olun.
Şu şecereye karib olmadan… dilediğiniz yerde ragad olarak ondan yeyin.
Yoksa, siz ikiniz zalimlerden olursunuz!"

2. BAKARA / 57

Üzerinize gamameyi zıll yapmıştık.
Size, menne ve selva inzal etmiştik.
***Rızıklandırdıklarımızın tayyib olanlarından yeyin.***
BİZ'e zalim olamazlar... fakat onlar, kendilerine zalim olmuş oldular.

2. BAKARA / 58-59

Demiştik ki:
"Bu karyeye dahil olun!
Artık, dilediğiniz yerde ondan ragad olarak yeyin... ve sacidlerin babından dahil olun.
"Hıtta" deyin... BİZ de sizin için, hatalarınıza gafur olalım. Muhsinlere ziyade edeceğiz."

Ardından zalimler, kendilerine kavil edilenleri, gayrı kaville bedellendirdiler.
Ardından zalimlere, fasık oldukları şeyler ile, semadan ricz inzal ettik.

2. BAKARA / 60

Musa, kavmi için istiska ettiğinde, demiştik ki:
"Asan ile hacere darb et!"
Ardından, ondan oniki ayn fecr oldu… ve bütün ünas, kendi meşrebine kat'iyyetle alim olabildi!
ALLAH'ın rızkından yeyin ve için!
Arzda müfsid olarak asev etmeyin!

2. BAKARA / 168-169

Ey nas!
arzdaki helal, tayyib olanlardan...
şeytanın hatvelerine tabi olmadan…
yeyin!
Muhakkak o, sizin için mübin düşmandır. Muhakkak o size, ancak, sui ve fahiş ile... alim olmadığınız şeyleri ALLAH'a kavil etmenizi emir eder.

2. BAKARA / 172

Ey iman edenler!
Eğer siz, yalnızca O'na ibadet eden olmuşsanız…
sizi rızıklandırdığımız şeylerin tayyiblerinden yeyin...
ve ALLAH'a şükür edin!

2. BAKARA / 174-175-176

Muhakkak, ALLAH'ın kitabtan inzal ettiklerini
ketm edenler...
ve ona az bir semen iştira edenler...
işte onlar... batınlarında, ancak, nar yerler!

Kıyamet yevminde... ALLAH,
onlara kelime ettirmez!
onlara tezkiye ettirmez!
ve onlara elim azab vardır!

İşte onlar...
huda ile dalaleti...
ve mağfiret ile azabı...
iştira edenler... artık onlar, nara nasıl sabır ederler!?

Bunlar... ALLAH'ın, kitabı bi-hakkın inzal etmesi iledir!
Muhakkak kitab hakkında ihtilafa düşenler, kesinlikle baid şikak içindedirler.

2. BAKARA / 187

Oruç günlerinin gecelerinde, kadınlarınıza refes size helal kılındı.
Onlar sizin için libastır... siz de onlar için libassınız!

ALLAH, muhakkak sizin, nefsinize ihanet eden oldunuza alimdir!...
Artık size tevbe etti... ve sizden afv etti.
Artık el-an... onlara başir olun... ve ALLAH'ın sizin için ketb ettiği şeyi ibtiga edin.

Fecrde, beyaz iplik siyah iplikten belli oluncaya kadar yeyin ve şürb edin!
Sonra leyle kadar... kadınlara başir olmadan ve siz mescidlerde akifler olarak... orucu tamam edin!

İşte bunlar ALLAH'ın hudududur!... artık buna karib olmayın!

Böyledir!...
ALLAH, ayetlerini nas için beyan eder!... umulur ki ittika edersiniz!

2. BAKARA / 188

Mallarınızı, kendi aranızda batıl ile yemeyin!
Nasın mallarından ferikini ism ile yemek için… alim olduğunuz halde... onlar ile hakimlere delv etmeyin!

2. BAKARA / 265

ALLAH'ın marzasını ibtiga ederek...
ve nefslerinden tesbit ederek...
mallarını infak eden kimselerin meseli;
vabil isabet eden ve ardından ükülünü zıf eden, rubveli cennet meseli gibidir... Vabil ona isabet etmese bile... tall olur.

ALLAH, amel ettiğiniz şeylere basirdir.

2. BAKARA / 275

Riba yiyenler...
sadece, şeytanın mess ederek habt ettiklerinin kaim olması gibi kaim olabilirler.
Bu, onların:
"Muhakkak bey', ancak, riba mislidir" demelerindendir.

ALLAH bey'i helal kıldı... ve ribayı haram kıldı!

Artık Rabbinden meviza alan kimse... ardından,
kendisine nehy ederse... artık, selef olmuş olanlar kendisinedir... ve emri ALLAH'adır.
ida eden... artık işte onlar, nar ashabıdır ve orada ebedidirler.

3. ALİ İMRAN / 49

İsrailoğullarına Rasul... ki o,
kat'iyyetle Rabbinizden ayet ile size geldi!
"Ben,
size, tinden kuş heyeti gibi halk ederim... ve ardından ona nefh ederim... ve ardından ALLAH'ın izni ile o bir kuş olur.
ekmehi ve ebrası beri ederim.
ALLAH'ın izni ile mevt olana hayat veririm.
Size, evlerinizde yediklerinizi ve zahr ettiklerinizi haber ederim.
Eğer mü'min olmuşsanız, muhakkak bunlarda, kesinlikle sizin için ayetler vardır."

3. ALİ İMRAN / 130

Ey iman edenler!
Muzaaf edilerek izaf edilmiş riba yemeyin!
ALLAH'a ittika edin!... umulur ki felaha ulaşırsınız!

3. ALİ İMRAN / 183

"ALLAH; narın yeyeceği bir kurban verinceye kadar Rasule iman etmeyelim diye bize ahd etti."
diyenler… onlara de ki:
"Size, benden önce, beyyineler ile ve bu dedikleriniz ile kat'iyyetle Rasuller gelmişti!
Eğer sadıksanız... onları neden katl ettiniz!?"

4. NİSA / 2

Yetimlere mallarını verin!
Habisi, tayyib ile tebdil etmeyin! Onların mallarını kendi mallarınıza katıp da yemeyin!
Muhakkak o kebir havbdır.

4. NİSA / 4

Kadınlara sadukalarını, nihle olarak verin.
Eğer, ondan birşeyinden, size kendi nefsi ile tayyib ederse, artık onu heni olarak riayetle yeyin.

4. NİSA / 6

Yetimleri nikaha baliğ oluncaya kadar belv edin. Eğer onlardan rüşde ünsiyeti olan olurlarsa... artık mallarını kendilerine def edin.

Büyüyor olduklarından ötürü bedr ile ve israf ederek yemeyin.
Ganiy olan kimse, artık afif olmayı istesin. Fakir olan kimse, onu maruf ile yesin.

Onlara mallarını def ederken... hasib olarak ALLAH'a kafi olarak (olacak şekilde)... onlar üzerine şahid edinin!

4. NİSA / 10

Muhakkak yetimlerin mallarını zulümle yiyenler… muhakkak batınlarında nar yerler. Yakında seire saly edecekler.

4. NİSA / 29

Ey iman edenler!
Karşılıklı rıza ile yapılan ticaret olmaksızın... mallarınızı kendi aranızda batıl ile yemeyin!
Muhakkak ki ALLAH, size rahim olandır.

4. NİSA / 160-161

Artık, Hadü kimselerden...
zulüm ile...
ve çoğunu ALLAH sebilinden sadd etmeleri ile…
kendilerine helal edilmiş tayyib olanları (bazılarını), onlara haram kıldık.
Onlar,
ribayı ahz ettiler... ki o, kat'iyyetle kendilerinden nehy edilmişti!
ve nasın mallarını batıl ile yediler.
Onlardan kafir olanlar için... elim azab atid ettik.

5. MAİDE / 3

Mevt olmuşlar...
ve kan...
ve domuz eti...
ve ALLAH'tan gayrısına hilal olunanlar...
ve zekve ettikleriniz dışında; boğulmuş ve darbe sonucu ölmüş ve yüksekten düşerek (mütereddi) ölmüş ve boynuzlanarak ölmüş ve yırtıcı hayvan tarafından yenilmiş hayvanlar...
ve nasb üzerine zebh edilen hayvanlar...
ve zelmler ile istiksam etmeniz...
size haram kılındı. Bunlar fısktır!

Bu yevmde, kafirler, dininizden yeis içindedir.
Artık onlardan haşy etmeyin. BEN'den haşy edin!

Bu yevmde, dininizi, sizin için ikmal ettim. Üzerinize nimetimi tamamladım ve sizin için, din olarak İslam'a razı oldum.

Artık, isme meyl etmeksizin, mahmasa içinde muztar kimse...
Muhakkak ki ALLAH, gafurdur, rahimdir.

5. MAİDE / 4

Sana, kendilerine nelerin helal kılındığını sual ediyorlar.
De ki:
"Size, tayyib olanlar helal kılındı. ALLAH'ın size ilim ettiklerinden ilim ettirdiğiniz mükellib carihlerden... onların sizin için imsak ettiklerinden yiyin.
Onların üzerine ALLAH'ın ismini zikir edin. ALLAH'a ittika edin.
Muhakkak ki ALLAH, hesabı seri olandır.

5. MAİDE / 42

Onlar, BEN'i kizb için dinlerler.
Onlar, suht yerler.
Eğer sana gelirlerse, artık aralarında hüküm ver veya onlardan iraz et. Eğer onlardan iraz edersen, artık sana bir şey darr edemezler. Eğer hakem olmuşsan, aralarında kıst ile hüküm ver.
Muhakkak ki ALLAH, muksitlere muhabbet duyar.

5. MAİDE / 62

Onlardan çoğunun, ismde ve düşmanlıkta ve suht yemekte seri olduklarını görürsün.
Amel etmiş oldukları şey, elbette beistir.

5. MAİDE / 63

Rabbanilerin ve habrların, onları ism kavil etmekten ve suht yemekten nehy etmeleri gerekmez miydi!?
Sanat ettikleri şey elbette beistir.

5. MAİDE / 66

Şayet onlar Tevrat'ı ve İncil'i ve Rabblerinden kendilerine inzal edileni ikame etselerdi... fevklerinden ve ayaklarının altından elbette yerlerdi.
Onlardan muktesid ümmet vardır… (fakat) onlardan çoğunun amel ettikleri şey suidir.

5. MAİDE / 75

Meryem oğlu Mesih, ancak, Rasuldür… öncesinden de kat'iyyetle Rasuller hilv olmuştur! Onun annesi de sıddıklardandır.
İkisi de taam yerlerdi.
Nazar et!... onlara, ayetleri nasıl beyan ediyoruz.
Sonra nazar et!... nasıl da ifk ediyorlar!

5. MAİDE / 88

ALLAH'ın sizi rızıklandırdığı şeylerden, helal, tayyib olarak yeyin. İman ettiğiniz ALLAH'a ittika edin!

5. MAİDE / 113

Demişlerdi ki:
"Ondan yemeyi...
ve kalblerimizin itminan olmasını...
ve bize kat'iyyetle sadakat gösterdiğine alim olmayı!...
ve buna şahidlerden olmayı…
irade ediyoruz."

6. ENAM / 118

Artık eğer siz, O'un ayetlerine iman ediyorsanız, üzerine ALLAH'ın ismi zikir edilenlerden yeyin.

6. ENAM / 119

Ne oluyor size!?
Muztar olmanız dışında... size haram kıldığı şeyler size kat'iyyetle tafsil edilmişken!... üzerine ALLAH'ın ismi zikir edilenlerden yemiyorsunuz!?
Muhakkak onların çoğu, ilmin gayrısında hevalarına uymakla dalalete düşüyorlar.
Muhakkak ki Rabbin... O, mutedlere alimdir.

6. ENAM / 121

Üzerine ALLAH'ın ismi zikir edilmeyen şeylerden yemeyin! Muhakkak bu, kesinlikle fısktır.

Muhakkak şeytanlar, kendi veliylerine, sizinle cedel etmelerini vahy ederler.
Eğer onlara itaat ederseniz, muhakkak siz de kesinlikle müşriklerden olursunuz.

6. ENAM / 141-142

Arşı olan ve arşı olmayan cennetleri inşa eden O'dur... ve muteşabih olarak; hurmayı ve üküllerinden muhtelif ziraati ve zeytini ve narı... ve müteşabih gayrısında olanları...!
ve enamdan hamil olanları ve firaş yapılanları…!

Semere verdiğinde semeresinden yeyin ve hasad yevminin hakkını verin.
İsraf etmeyin!
Muhakkak ki O, müsriflere muhabbet duymaz.

ALLAH'ın sizi rızıklandırdığı şeylerden yeyin. Şeytanın hatvelerine tabi olmayın. Muhakkak o, sizin için mübin aduvvdur.

6. ENAM / 141-142

Arşı olan ve arşı olmayan cennetleri inşa eden O'dur... ve muteşabih olarak; hurmayı ve üküllerinden muhtelif ziraati ve zeytini ve narı... ve müteşabih gayrısında olanları...!
ve enamdan hamil olanları ve firaş yapılanları…!

Semere verdiğinde semeresinden yeyin ve hasad yevminin hakkını verin.
İsraf etmeyin!
Muhakkak ki O, müsriflere muhabbet duymaz.

ALLAH'ın sizi rızıklandırdığı şeylerden yeyin. Şeytanın hatvelerine tabi olmayın. Muhakkak o, sizin için mübin aduvvdur.

7. ARAF / 19

"Ey Adem!
Sen ve zevcen cennete iskan olun… ve ardından, şu şecereye karib olmadan… dilediğiniz yerden yeyin.
Yoksa, siz ikiniz zalimlerden olursunuz!"

7. ARAF / 31

Ey Ademoğulları!
Bütün mescidlerin indinde, ziynetlerinizi ahz edin!
Yeyin... ve şürb edin... ancak israf etmeyin!
Muhakkak ki O, müsriflere muhabbet duymaz.

7. ARAF / 73

Semud kavmine, kardeşleri Salih dedi ki:
"Ey kavmim!
ALLAH'a abd olun! O'ndan gayrı sizin için ilah yoktur.
Rabbinizden size kat'iyyetle beyyineler geldi!
ALLAH'ın şu devesi, sizin için ayettir. Artık onu vezr edin... ALLAH'ın arzında yesin... ve ona sui ile mess etmeyin!
Yoksa, elim azab sizi ahz eder."

7. ARAF / 160

BİZ onları, on iki sıbt ümmet olarak kata ettik... ve Musa'ya vahy ettik;
"Kavmin istiska ettiğinde, asan ile hacere darb et!"
Ardından ondan, on iki ayn fışkırdı. Bütün ünas, kendi meşrebine kat'iyyetle alim oldu!
BİZ, üzerlerine gamam zıll etmiştik. Onlara, menne ve selva inzal etmiştik.
"Sizi rızıklandırdığımız, tayyib olanlardan yeyin."
Onlar BİZ'e zalim olmadılar... fakat, kendi nefslerine zalim oldular.

7. ARAF / 161

Onlara denilmişti ki;
"Şu karyede sükun olun ve dilediğiniz yerden yeyin ve "Hıtta" deyin ve sacidlerin babından dahil olun; sizin hatalarınıza gafur olalım.
Muhsinlere ziyade edeceğiz."

8. ENFAL / 69

Artık ganimetten helal, tayyib olarak yeyin. ALLAH'a ittika edin.
Muhakkak ki ALLAH, gafurdur, rahimdir.

9. TEVBE / 34

Ey iman edenler!
Muhakkak habrlardan ve ruhbanlardan çoğu,
nasın mallarını elbette/kesinlikle batıl ile yerler…
ve ALLAH sebilinden sadd ederler.
ALLAH sebilinde infak etmeksizin... altın ve gümüş kenz edenleri… artık onları elim azab ile ibşar et!

10. YUNUS / 24

Muhakkak dünya hayatının meseli, ancak, semadan inzal ettiğimiz su gibidir:

Nasın ve enamın yediği, arzın nebatı, onunla ihtilat olmuştur.
Hatta... arz, zuhrufunu ve ziynetlerini ahz ettiğinde ve ehli bunlara kadir olduklarını zann ettiklerinde... ona, gece veya gündüz, emrimiz geliverir... ve ardından bir gün önce ganiy olmamış gibi, onları hasid hale getiriveririz.

Böyledir!...
Tefekkür eden kavim için ayetleri tafsil ederiz.

11. HUD / 64

"Ey kavmim!
Bu ALLAH'ın nakası sizin için ayettir… artık onu vezr edin, ALLAH'ın arzında yesin... ona sui ile mess etmeyin!
Yoksa sizi karib azab ahz eder."

12. YUSUF / 13

Dedi ki: "Muhakkak, onu zehab etmeniz, beni elbette/kesinlikle hüzünlendirir. Siz ondan gafilken onu kurt yer diye korkuyorum."

12. YUSUF / 14

Biz usbe iken, eğer onu kurt yerse muhakkak biz, elbette/kesinlikle hasar alanlar oluruz." dediler.

12. YUSUF / 17

"Ey babamız!
Muhakkak biz istibak zehab etmiştik. Yusuf'u metamızın indine terk etmiştik. Ardından onu kurt yemiş. Velev ki BİZ sadık olsak da... sen bize iman edecek değilsin." dediler.

12. YUSUF / 36

Onunla beraber sicne iki delikanlı dahil oldu.
Onlardan biri dedi ki:
"Ben rüyamda hamr asr ettiğimi görüyorum."
Diğeri dedi ki:
"Ben de rüyamda resimin (baş) fevkinde, kuşların yediği hubza hamil olduğumu görüyorum.
Bize te'vili ile haber ver. Muhakakk biz seni muhsinlerden görüyoruz."

12. YUSUF / 41

"Ey sicn sahiblerim!
İkinizden biriniz, rabbine hamr iska edecek.
Diğeriniz, salb edilecek... ve ardından kuşlar resinden yiyecekler.
Fetva istediğiniz şey hakkında emir kaza olmuştur."

12. YUSUF / 43

Melik dedi ki:
"Muhakkak yedi semin sığırı, yedi acefin yediğini... ve yedi yeşil sünbül... diğerlerini ise yabis görüyorum.
Ey meleler!
Eğer rüya tabir ediyorsanız, rüyama fetva verin."

12. YUSUF / 46

"Yusuf!
Ey sıddık!
Bize şunun hakkında fetva ver:
Yedi semin sığırı, yedi acef yiyor... ve yedi hudr sünbül... ve diğerleri yabis...
Umarım ki nasa rücu ederim.
Umulur ki alim olurlar."

12. YUSUF / 47-48-49

Dedi ki:
"Yedi sene adet üzere ziraat edin.
Hasad etmeyin... ve yiyeceğinizden birazı dışında sünbülünde vezr edin.
Sonra bunun ardından yedi şedid gelecek... hısn ettiğinizden birazı dışında... onlar için takdim ettiklerinizi yiyecek.
Sonra bunun ardından, nasa gays olacak avm gelecek... onda asr edecekler."

12. YUSUF / 47-48-49

Dedi ki:
"Yedi sene adet üzere ziraat edin.
Hasad etmeyin... ve yiyeceğinizden birazı dışında sünbülünde vezr edin.
Sonra bunun ardından yedi şedid gelecek... hısn ettiğinizden birazı dışında... onlar için takdim ettiklerinizi yiyecek.
Sonra bunun ardından, nasa gays olacak avm gelecek... onda asr edecekler."

13. RAD / 4

Arzda,
mütecavir kıtalar...
ve inebden (üzüm) ve zerden (ekin) cennetler...
ve sınvan ve sınvan gayrısında nahllar (hurma ağaçları)
vardır. Bunlar, vahid su ile iska olur... ve üküllerinde, bazısını bazısına fazl ederiz.
Muhakkak bunda, akıl eden kavim için elbette/kesinlikle ayetler vardır.

13. RAD / 35

Muttakilere vaad edilen cennetin meseli şöyledir; altından nehirler cereyan eder... onun ükülleri ve onun zıllı daimdir.
İşte bu, ittika edenlerin ukbasıdır.
Kafirlerin ukbası ise nardır!

14. İBRAHİM / 24-25

ALLAH'ın, tayyib kelimeye nasıl mesel darb ettiğini görmedin mi!?
O; aslı sabit olan... ve feri semada olan… ve Rabbinin izniyle, bütün hiynlerde ükülünü veren... tayyib şecere gibidir.

ALLAH, nas için meseller darb eder... umulur ki tezekkür ederler.

15. HİCR / 3

Vezr et onları… yesinler… ve metalansınlar… ve emellerini lehv etsinler!
Ardından alim olacaklar!

16. NAHL / 5

Enamı halk etti… sizin için onlarda, dif ve menfaatler vardır… onlardan yersiniz de.

16. NAHL / 14

O, ondan tariy et yemeniz... ve ondan telbis edeceğiniz hilyeler istihrac etmeniz için bahrı teshir edendir… ve onda mevahir gemileri görürsün.
(Bütün bunlar) O'nun fazlından ibtiga etmeniz içindir… umulur ki şükür edersiniz.

16. NAHL / 68-69

Rabbin, nahla, şöyle vahy etti:
"Dağlardan… ve şecerelerden… ve arş ettikleri şeylerden, beytler ittihaz et!
Sonra, bütün semerelerden ye!... ve ardından Rabbinin sebillerinde zelul olarak islak et!"
Onların batınlarından, içinde nas için şifa olan, muhtelif renklerde şarablar ihrac olur.
Muhakkak bunda, tefekkür eden kavim için elbette/kesinlikle ayetler vardır.

16. NAHL / 114

Artık ALLAH'ın sizi, helal ve tayyib olarak rızıklandırdığı şeylerden yeyin.
Eğer yalnızca O'na abd oluyorsanız… ALLAH'ın nimetlerine şükür edin.

18. KEHF / 33

Her iki cennet de üküllerini vermiş ve onlardan hiç bir şey zulüm etmemişti.
Ardından ikisinin hilaline nehir fecr etmiştik.

19. MERYEM / 24-25-26

Ardından onun altından ona nida etti:
"Hüzünlenme. Rabbin senin altında kat'iyyetle seriyye kıldı! Hurma cizini kendine doğru hezz et… ceni rutab üzerine ıskat olsun... ve ardından ye ve şurb et. Aynın karar olsun...
Artık beşerden birisini görürsen... 'Muhakkak ben Rahman için oruç nezr ettim… artık bu yevm, inslere kelime etmeyeceğim' de."

20. TAHA / 53-54

"Rabbim,
arzı size mehd yapandır
ve onda sebillerden size selk edendir
ve semadan su inzal edendir."

Artık BİZ, onunla… kendiniz yeyin ve de enamınızı ray edin diye... şetta nebattan zevcler ihrac ederiz.
Muhakkak bunda, nehy sahibleri için, elbette/kesinlikle ayetler vardır.

20. TAHA / 81

Sizi rızıklandırdığımız şeylerin tayyib olanlarından yeyin. Bunun hakkında tuğyan etmeyin.
Yoksa üzerinize gazabım hal olur. Gazabımın hall olduğu kimse… artık o, kat'iyyetle heva olmuştur!

20. TAHA / 121

Ardından, ondan yediler... ve artık kendi sui olanları kendilerine ibda oldu. Cennet varağından kendilerine hasf etmeye tafk ettiler.
Adem, Rabbine asi oldu ve ardından gavi oldu.

21. ENBİYA / 7-8

Senden önce, kendilerine vahy ettiğimiz, ancak, öyle erkek kimseler irsal ettik ki...
onları da taam yemez cesed kılmadık!
ve onlar da halid değillerdi!
Eğer alim olmuş değilseniz, zikir ehline sual edin!

22. HACC / 26-27-28-29

BİZ, İbrahim'e,
BANA hiçbir şeyi şirk koşma diye...
Taifler için... ve kaim olanlar için... ve rüku edenler, secde edenler için... evimi tahir et diye...
Nasın hacc yapmasını ezan et diye...
beytin mekanını bevve ettik.

Kendilerine menfaatli olana şahid olmak için...
ve alim olunan yevmlerde, behim enamdan kendilerine rızk edilenler üzre ALLAH ismini zikir etmek için...
ve ardından onlardan yemeniz ve beis fakire de taam etmeniz için...
gelinebilen bütün amik fecclerden... recül olarak ya da bütün zamirler üzre sana gelsinler!

Sonra,
tefes kaza etsinler
ve nezrlerini vefa etsinler
ve Beyt-i Atik'i (Kabe'yi) tavaf etsinler.

22. HACC / 36

Bedeneleri, sizin için ALLAH'ın şiarından kıldık. Sizin için onlarda hayr vardır.
Artık, saff saff dururlarken onların üzerine ALLAH ismini zikir edin.
Ardından... cünüblarına vücub oldukları zaman, artık onlardan yeyin... ve kanaat edene ve muterr olana taam edin.

Böyledir!...
Onları sizin için teshir ettik!... umulur ki şükür edersiniz.

23. MU'MİNUN / 18-19

BİZ, semadaki sudan, bir kader ile inzal ettik ve onu arzda sükun buldurduk.
Muhakkak ki BİZ, onu zehab etmeye de kadiriz.

Onunla sizin için, hurmalardan ve ineblerden (üzüm) cennetler inşa ettik. İçlerinde sizin için pek çok fakihler vardır... ve siz, onlardan yiyorsunuz!

23. MUMİNUN / 20

Tur'u Sina'dan,
dühn ile nebat olan…
ve yiyenleri sabg eden…
şecere ihrac ettik.

Bu şecerenin, zeytin ağacı olduğu değerlendirilir.
23. MU'MİNUN / 21-22

Enamda da sizin için kesinlikle ibretler vardır.
Onların batınlarından sizi iska ederiz. Onlarda sizin için çok menfaat vardır… ve siz, onlardan yersiniz. Onlarda ve gemilerde hamil olunursunuz.

23. MU'MİNUN / 33-34-35-36-37-38

Kafirlerin ve ahirete mülaki olunacağını kizb edenlerin ve kendilerine dünya hayatında turfe ettiklerimizin kavminden meleler, şöyle dediler:

"Bu, sizin mislinizde beşerden başka değildir. Sizin yediğinizden yiyor ve şürb ettiğinizden şürb ediyor. Kendiniz mislinde bir beşere itaat ederseniz, muhakkak siz o zaman elbette/kesinlikle hasar alırsınız.

O, mevt olduğunuz ve turab ve kemik haline geldiğiniz zaman sizin tekrar mutlaka ihrac edilen olacağınızı mı vaad ediyor?

Heyhat!... Heyhat!... Size vaad olunan şeye!

Dünya hayatımız, sadece, budur. Mevt oluruz ve hayy oluruz. Biz mebas olacak değiliz. O, sadece, ALLAH üzre kible iftira eden erkek kimsedir. Biz ona iman etmeyiz."

23. MU'MİNUN / 51-52-53-54

Ey Rasuller!
Tayyib olandan yiyin ve salih (iş)lere amil olun. Muhakkak ki BEN, sizin amel ettiklerinize alimim.

Muhakkak bu sizin ümmetiniz, vahid ümmettir.
BEN, sizin Rabbinizim!
Artık, BANA ittika edin!

Onlar kendi aralarındaki zeburlarla, kendilerine emir edilenleri kata ettiler. Bütün hizbler kendi ledalarındaki şey ile ifrah oldu.

Artık onları gamrları içinde bir hiyne kadar vezr et!

24. NUR / 61

Köre harec yoktur...
ve arice (topal) harec yoktur...
ve mariz olana harec yoktur.

Kendi evlerinizden
veya babalarınızın evlerinden
veya annelerinizin evlerinden
veya erkek kardeşlerinizin evlerinden
veya kız kardeşlerinizin evlerinden
veya amcalarınızın evlerinden
veya halalarınızın evlerinden
veya dayılarınızın evlerinden
veya teyzelerinizin evlerinden
veya miftahlarına malik olduğunuz evlerden
veya size sadık olanlardan,
yemek yemenize, nefsleriniz üzre (harec) yoktur.
Cemian veya şetta olarak yemek yemeniz size cünah değildir.

Evlere dahil olduğunuz zaman... artık ALLAH indinden tahiyye olarak, tayyib mübarek şekilde nefsleriniz üzre selamlayın!

Böyledir!...
ALLAH, size ayetlerini size beyan eder... umulur ki akıl edersiniz.

25. FURKAN / 7

Dediler ki:
"Bu ne biçim Rasul! Taam yiyor… suklarda (çarşı-pazar) meşy ediyor... Ona bir melek inzal edileydi de onunla beraber nezir olaydı ya!"

25. FURKAN / 8

"Yahut kendisine bir kenz ilka edilseydi veya ürününden yiyeceği bir cenneti olsaydı ya!"
Zalimler dediler ki:
"Siz ancak meshur erkek kimseye tabi oluyorsunuz."

25. FURKAN / 20

Mürsellerden senden önce irsal ettiklerimiz de muhakkak taam yerler, suklarda (çarşı-pazar) meşy ederlerdi.
Bazınızı bazınıza fitne kıldık.
Sabır ediyor musunuz?
Rabbin, basir olandır.

32. SECDE / 27

Görmezler mi;
BİZ, suyu arzın cüruzuna sevk ediyoruz...
ve ardından onunla, enamının ve nefslerinin yediği ziraat ihrac ediyoruz.
Artık basir olmayacaklar mı!?

34. SEBE / 14

Ardından ona mevt kaza ettiğimizde… mevtini onlara, ancak, minseesini yemekte olan bir arz dabbesi delillendirdi.
Ardından cinnlere, o harra olduğunda beyan oldu. Şayet gayba alim olmuş olsalardı... muhin azabın içinde lebs olmazlardı.

34. SEBE / 15

elbette kat'iyyetle!... Sebe için, meskenlerinde ayet olarak; yeminde ve şimalde iki cennet vardı.
"Rabbinizin rızkından yiyin... ve O'na şükür edin.
Tayyib belde... ve gafur Rabb!"

34. SEBE / 16

Onlar, iraz ettiler… ve ardından BİZ, üzerlerine Arim seylini irsal ettik!
Onların iki cenneti ile...
hamt (çürümüş, acı) üküllerin zat olan...
ve eseleye ve sidreden şeylere zat olan...
iki cenneti bedellendirdik.

35. FATIR / 12

Hepsinden, tariy et yediğiniz... kendinize ilbas etmeye hilye istihrac ettiğiniz...
şu azb, fürat, şirbi saig olan ile...
şu milh, ücac olan...
iki deniz, istiva olamaz!

Onlarda, fazlından ibtiga etmek için mevahir gemiler olduğunu görürsün!... umulur ki şükür edersiniz.

36. YASİN / 33

Mevt olmuş arz, onlara ayettir!
Onu hayy ettik... ve ondan habbeler ihrac ettik… ve ardından onlardan yemekteler!

36. YASİN / 34-35

Semerelerinden yemeleri için… orada hurmadan ve ineblerden (üzüm) cennetler kıldık!... ve orada aynlardan fecr ettik!
Bunlara elleriyle amil olmadıklar ki!
Hala şükür etmezler mi!

36. YASİN / 72-73

BİZ onları, kendilerine zelil ettirdik.
Artık onlardan bazısı kendilerinin rekublarıdır… ve onlardan bazısını yerler… ve onlarda, menfaatler ve meşrebler kendileri içindir!

Hala şükür etmezler mi!?

37. SAFFAT / 66

Artık muhakkak onlar, kesinlikle ondan yerler... ve ardından batınlarını ondan melaa ederler.

37. SAFFAT / 91-92

Ardından… ilahlarına revg etti. Onlara dedi ki:
"Yemek yemez misiniz?
Siz neden intak etmiyorsunuz?"

40. MU'MİN / 79-80

Onlardan irkab etmeniz ve onlardan yemeniz için sizin için enam kılan ALLAH'tır.
Onda size, sadrlarınızdaki hacetlere iblağ olmanız için menfaatler vardır.
Onların üzerinde ve gemiler üzerinde hamil olunursunuz.

43. ZUHRUF / 73

Orada pek çok fakihler sizin içindir... onlardan yersiniz.

47. MUHAMMED / 12

Muhakkak ki ALLAH, salih (iş)lere amil olarak iman edenleri... altından nehirler cereyan eden cennetlerine dahil eder.
Kafirler... onlar, metalanırlar ve ancak enamın yediği gibi yerler.
Nar, onlara mesvadır.

49. HUCURAT / 12

Ey iman edenler!
Zanndan çokça ictinab edin! Muhakkak zannın bazısı ismdir.
Tecessüs etmeyin!
Bazınız bazınıza (birbirinize) gıybet etmeyin! Herhangi biriniz meyyit kardeşinin etini yemeye muhabbet duyar mı? Artık bu, size kerihtir.
ALLAH'a ittika edin!
Muhakkak ki ALLAH, tevvabdır, rahimdir.

51. ZARİYAT / 27

Ardından onu onlara karib etti... ve dedi ki:
"Yemez misiniz?"

52. TUR / 19

"Amel etmiş olduğunuz şeylerden heni olarak yeyin ve şürb edin."

56. VAKIA / 49-50-51-52-53-54-55-56

De ki:
"Evveldekiler ve ahirdekiler…
kesinlikle, malum yevmde, mikat üzre cem edilecektir.

Sonra, muhakkak siz... Ey mükezzib dall olanlar!
Kesinlikle zakkum şeceresinden yiyeceksiniz!
ve ardından batınlarınızı ondan melaa edeceksiniz!
ve ardından üzerine hamim şürb edeceksiniz!
ve ardından him (deve)lerin şürb etmesi gibi şürb edeceksiniz!"
Din yevminde onlara nüzul edecek olacak budur!

67. MULK / 15

Sizin için arzı zelul kılan O'dur… artık menkiblerinde meşy edin... ve rızkından yeyin.
Neşir O'nadır.

69. HAKKA / 19-20-21-22-23-24

Kitabı yemini ile verilen kimse var ya... ardından o der ki:
"İşte, kıraat edin kitabımı!... muhakkak ben hesabıma mülaki olacağımı zann etmiştim."
Artık o… katfları daniye olan aliyy cennette, razı olunacak ayş içinde olur.
"Hali olmuş yevmlerde islaf ettiğiniz şeyler ile heni olarak yeyin ve şürb edin."

69. HAKKA / 35-36-37

Artık yevmde,
ona burada hamim yoktur!...
ve ona taam, sadece, hatielerden başkasının yemeyeceği gıslindir.

77. MURSELAT / 43

Amel etmiş olduklarınız ile... heni olarak yeyin ve şürb edin.

77. MURSELAT / 46

Yeyin ve biraz metalanın!
Muhakkak siz, mücrimlersiniz.

89. FECR / 17-18-19-20

Hayır!
Bilakis!
Siz yetime ikram etmiyorsunuz!
ve miskine taamı hazza etmiyorsunuz!
ve size miras bırakılanı, lemme yeyiş ile yiyorsunuz!
ve mala, cemm muhabbetiyle muhabbet duyuyorsunuz!

105. FİL / 1-2-3-4-5

Rabbin, fil ashabına nasıl fail oldu… görmedin mi!?
Keydlerini dall ettirilmiş duruma kılmadı mı!?...
ve üzerlerine, siccilden hacerler ile remy eden uçucu ebabilleri irsal etmedi mi!?
ve ardından onları, yenmiş asıf gibi kılmadı mı!?

Sure Listesi

Kelam-ı Kadim'de Geçen Kelimeler Sözlüğü;Teolog A.Kadir İmamoğlu tarafından derlenerek hazırlanmıştır.