İçeriğe geç
KÖK Ara:
KELİME Ara:
ANLAM içinde Ara:
❝ eMM ❞ kökünden türeyen kelimeler... 10 Kayıt Listeleniyor.
Aynı Kökten Türeyen: xoxox Emam ememe imam Eimme imame imamet umm ummu ummehat ummet umem ummi ummiyet ummiyye umumet
xoxox
ا م م eMM
Emam
ememe
ا م م eMM

Bir şeyin ön tarafı.

DuruMeal'de toplam 1 kayıtta geçiyor.
imam
ا م م eMM

Güven duyulan, emniyet edilen öncü. / Allah ile Muhammedin manen intikal yeri. / Rabbine tamamen rücu eden. / Öne geçmek. Önde ve ileride olan. / Delil ve rehber. / Cemaate namaz kıldıran. / Mezheb sahibi olan. / Sultan. Hâkim. Reis. Ümmetin reisi. İslâm hükümetlerinde Devlet Reisi. / Dershanede günlük talim ve dersler için talebelerin önlerine konan tahtalar. / Kıble tarafı.

DuruMeal'de toplam 14 kayıtta geçiyor.
Çğl.Eimme
imame
ا م م eMM

İslâma mahsus baş kisvesi olan sarık. Zırhlı külâh. Çubuk ve sigaralığın başına takılan ağızlık. Tesbihin başındaki ve ipin iki ucu içinden geçen uzunca tane.

imamet
ا م م eMM

İmamlık. İmamet-i suğra: Namazda cemaate yapılan imamlık. Bu zâtın hal ve sıfatı. ... İmamet-i kübra: Emir-ül mü'minîn olmak. Halifelik.

umm
ummu
ا م م eMM

Ana, anne, vâlide. Nine. Asıl, esas. Başlıca olan şey.

DuruMeal'de toplam 30 kayıtta geçiyor.
Çğl.ummehat
ummet
ا م م eMM

Cemaat, kavim, taife. Bir hâkim milletin ashabından olan hey'et-i içtimaiye. Bir peygambere inanıp onun yolundan giden insanların hepsi. Bir dille konuşan millet.

DuruMeal'de toplam 58 kayıtta geçiyor.
Çğl.umem
ummi
ا م م eMM

Okuma-yazma bilmeyen. Anasından doğduğu gibi kalmış ve tahsil görmemiş kimse. Anaya mensub olan.

DuruMeal'de toplam 6 kayıtta geçiyor.
ummiyet
ا م م eMM

Ümmi oluş. Ümmi kimsenin hali. Okur-yazarlığı olmamak.

ummiyye
umumet
ا م م eMM

Analık, annelik.

2. BAKARA / 78

Onlardan ümmi olanlar... kitaba alim değildir... sadece kendi emanileri vardır!
Onlar, sadece, zann ederler.

2. BAKARA / 124

Rabbi, İbrahim'i kelimeler ile belv ettiğinde… o, onları tamam etmişti.
Dedi ki:
"Muhakkak ki BEN seni, nasa imam kılacağım."
"Benim zürriyetimden de..." demişti.
Dedi ki:
"BEN'im ahdime zalimler nail olamaz!"

2. BAKARA / 128

"Rabbimiz!
İkimizi de SANA Müslüman eyle!
Zürriyetimizden SANA Müslüman ümmet eyle!
Bize mensiklerimizi göster!
Bize tevbe et!
Muhakkak ki SEN… tevvab, rahim olan SEN'sin."

2. BAKARA / 134

Onlar, kat'iyyetle hilv olmuş ümmettir!
Onların kesb ettikleri kendilerinedir… sizin kesb ettikleriniz sizedir. Onların amel etmiş olduklarından size sual olunmayacak.

1.nci tekrar.
2. BAKARA / 141

Onlar, kat'iyyetle hilv olmuş ümmettir!
Onların kesb ettikleri kendilerinedir… sizin kesb ettikleriniz sizedir. Onların amel etmiş olduklarından size sual olunmayacak.

2. tekrar
2. BAKARA / 143

Böyledir!...
Sizi...
nasa şahidler olmanız için...
ve Rasulün de size şahid olması için...
vasat ümmet kıldık.

Akabı üzre inkılab edenlerden Rasule tabi olanlara alim olmamız için... üzerine olduğunuz kıbleyi kıldık. Bu, ALLAH'ın hidayet ettiklerinden başkasına elbette kebir gelir.

ALLAH sizin imanınızı zayi edecek değildir.
Muhakkak ki ALLAH, nasa, elbette rauftur, rahimdir.

2. BAKARA / 213

Nas, vahid ümmet idi... ve ardından ALLAH, ibşar eden ve inzar eden Nebiler baas etti.
Nas arasında, hakkında ihtilaf ettikleri şeylerde hüküm vermeleri için... onlarla beraber bi-hakkın kitab inzal etti.

Kendilerine gelen beyyinelerin ardından... onun hakkında ihtilaf etmeleri... ancak, aralarında bagy ederek (sebebiyle) olur.
Ardından ALLAH, iman edenlere... hakk olandan hakkında ihtilaf ettikleri şeye... KENDİ izni ile hidayet eder.

ALLAH, dilediği kimseyi sırat-ı mustakime ihda eder.

3. ALİ İMRAN / 7

O, sana kitab inzal edendir.
Ondan bazı ayetler muhkemdirler... onlar ana kitabtır.
Diğerleri de müteşabihtir.

Kalblerinde zeyg olanlar, fitne ibtiga etmek ve tevilini ibtiga etmek üzere, onun müteşabih olanlarına, kendilerini tabi ederler!

Onun te'viline, ancak, ALLAH alimdir.
İlimde rasih olanlar derler ki:
"Biz ona iman ettik. Hepsi Rabbimizin indindendir."
Ancak, lübb sahibleri tezekkür eder.

3. ALİ İMRAN / 20

Ardından seninle hacc ederlerse... artık de ki:
"Ben vechimi ALLAH'a silm ettim... ve bana tabi olanlar da!..."
Kitab verilenlere ve ümmilere de ki:
"Siz de silm ettiniz mi?"
Eğer silm ettilerse, artık kat'iyyetle ihtida olmuşlardır.
Eğer tevella ederlerse, artık muhakkak senin üzerine olan ancak belağdır.
ALLAH, kendisine abd olanlara basirdir.

3. AL-İ İMRAN / 75-76

Kitab ehliden öyle kimse vardır ki, eğer ona kantar ile emanet etsen eda eder.
Onlardan öyle kimse de vardır ki, eğer ona bir dinar emanet etsen, onun üzerine kaim olmaya daim olmadıkça sana eda etmez.

Bu onların:
"bize ümmiler hakkında sebil yoktur" demelerindendir... onlar, alim oldukları halde Allah'a kizb konuşurlar.

Bilakis!
Ahdine vefa eden ve ittika eden kimseler… artık muhakkak ki ALLAH, muttaki olanlara muhabbet duyar.

3. ALİ İMRAN / 104

Hayr olana davet eden…
ve maruf ile emir eden…
ve münkeri nehy eden…
kendinizden bir ümmet olsun!
İşte onlar, felaha ulaşanlar onlardır.

3. ALİ İMRAN / 110

Maruf ile emir etmektesiniz!...
ve münkeri nehy etmektesiniz!...
ve ALLAH'a iman etmektesiniz!
Siz, nas için ihrac edilmiş, hayr olan ümmetsiniz!

Şayet kitab ehli de iman etseydi... elbette kendileri için hayr olurdu. Onlardan mü'min olanlar vardır... ancak pek çoğu fasıktır.

3. ALİ İMRAN / 113

Kitab ehlinden, gece zamanında ALLAH'ın ayetlerini tilavet ederek kıyam eden… ve secde eden ümmet… (diğerleri ile) seva değildir!

4. NİSA / 11

ALLAH, size evladlarınız hakkında, erkek için iki dişinin hazzı mislini vasiyet eder.
Eğer kadınlar ikinin fevkinde ise terekenin üçte ikisi onlar içindir.
Eğer kadın vahid ise yarısı onundur.

Ölenin evladı varsa, ana-babasından her birine, terekeden altıda bir hisse vardır.
Eğer evladı yok da ana-babası ona varis oluyorsa, anasına üçte bir düşer.
Eğer kardeşleri varsa, annesinin hissesi altıda birdir.

(Bunlar) vasiyet etiklerinin veya deyn ardındandır.

Babalarınız ve oğullarınız!...
Hangisinin menfaat yönünden size daha karib olduğuna idra edemezsiniz.

Bunlar, ALLAH'tan farzdır.
Muhakkak ki ALLAH, alim, hakim olandır.

4. NİSA / 23

Size şunlarla evlenmek haram kılındı:
Anneleriniz
ve kızlarınız
ve kız kardeşleriniz
ve halalarınız
ve teyzeleriniz
ve erkek kardeş kızları
ve kız kardeş kızları
ve sizi emziren süt anneleriniz
ve süt kız kardeşleriniz
ve karılarınızın anneleri
ve hacerlerinizde (oda) olan kadınlarınızdan dahilde olan üvey kızlarınız -eğer onlarla dahil olmamışsanız size cünah yoktur-
ve sülbünüzden olan oğullarınızın helalleri
ve iki kız kardeşi bir araya cem etmeniz.
Kat'iyyetle selef olmuş olanlar müstesnadır!
Muhakkak ki ALLAH, gafur, rahim olandır.

4. NİSA / 41

Artık nasıl olur... (onların halleri)?
Bütün ümmetten şahid getirdiğimizde
ve işte onların üzerine de şahid olarak seni getirdiğimizde!

5. MAİDE / 2

Ey iman edenler!
ALLAH'ın şiarına...
ve haram aya...
ve hedyeye...
ve kıladelere...
ve Rabblerinden fazl ve rıdvan ibtiga ederek Beyt-i Haram'a iman edenlere...
halel getirmeyin.

Helal olduğunuzda (ihramdan çıktığınızda), artık sayd edebilirsiniz.
Sizi Mescid-i Haram'dan sadd etmelerinden... düşmanlıklarından ötürü kavme karşı olan şaniniz, sakın ola size cürüm işletmesin!
Birr ve takva üzere avn edişin.
İsm ve düşmanlık üzre avn edişmeyin!
ALLAH'a ittika edin.
Muhakkak ki ALLAH'ın, ikabı şedidtir.

5. MAİDE / 17

"Meryem oğlu Mesih... o muhakkak ALLAH'tır." diyenler elbette kat'iyyetle kafir olmuştur!
De ki:
"Eğer, Meryem oğlu Mesih'i ve annesini ve cemian arzdakileri helak etmeyi irade etse... artık, ALLAH'tan bir şeye malik olan kimdir!?
Semaların ve arzın ve bu ikisinin arasındakilerin mülkü ALLAH'ındır. Dilediğini halk eder.
ALLAH, herşeye kadirdir."

5. MAİDE / 48

Kitabtan elinin arasındakine musaddık olarak ve müheymin olarak, sana bi-hakkın Kitab inzal ettik.
Artık onların aralarında, ALLAH'ın inzal ettiği ile hüküm et. Sana gelen hakktan başka, onların hevalarına tabi olma.

Sizden her biriniz için şeriat ve menhec kıldık.
Şayet ALLAH dileseydi, elbette sizi vahid ümmet kılardı. Fakat, verdiği şeylerde sizi belv etmek için (bunu yapmadı)...

Artık hayrlarda istibak edin.
Merciniz cemian ALLAH'adır... ve ardından O, hakkında ihtilafta olduğunuz şeyleri size haber verendir.

5. MAİDE / 66

Şayet onlar Tevrat'ı ve İncil'i ve Rabblerinden kendilerine inzal edileni ikame etselerdi... fevklerinden ve ayaklarının altından elbette yerlerdi.
Onlardan muktesid ümmet vardır… (fakat) onlardan çoğunun amel ettikleri şey suidir.

5. MAİDE / 75

Meryem oğlu Mesih, ancak, Rasuldür… öncesinden de kat'iyyetle Rasuller hilv olmuştur! Onun annesi de sıddıklardandır.
İkisi de taam yerlerdi.
Nazar et!... onlara, ayetleri nasıl beyan ediyoruz.
Sonra nazar et!... nasıl da ifk ediyorlar!

5. MAİDE / 116

ALLAH dedi ki:
"Ey Meryem oğlu İsa!
Nasa, sen mi,
'beni ve annemi, ALLAH'ın gayrısından iki ilah ittihaz edin'
dedin!?"

Dedi ki:
"SEN subhansın!... bi-hakkın üzerime olmayan bir şeyi söylemeye, bana imkan yoktur!...
Eğer söylemiş olsaydım... buna SEN, alim olurdun.
SEN, benim nefsimde olana kat'iyyetle alimsin!... ben SEN'in nefsinde olana alim olamam!
Muhakkak ki SEN... SEN, gayba alimsin."

6. ENAM / 38

Arzdaki dabbeler...
ve iki cenahı ile uçan uçucular...
sizin emsalinizde ümmetlerden başka değildir!

BİZ, kitabta hiçbir şeyi ifrat etmedik...
Sonra, Rabblerine haşr olacaklar!

6. ENAM / 42

Senin öncenden ümmetlere de elbette kat'iyyetle irsal ettik!… ve ardından onları, beis ve darr ile ahz ettik… umulur ki tazarru ederler.

6. ENAM / 92

Bu kitab… BİZ onu,
mübarek olarak,
elinin arasındakine musaddık olarak…
ve karyelerin anasını (Mekke) ve havlindekileri nezr etmen için…
inzal ettik.
Salatlarına hafız olarak ahirete iman edenler, buna da iman ederler.

6. ENAM / 108

Onların, ALLAH'ın gayrısından davet ettiklerine sebb etmeyin... sonra onlar da ilmin gayrısında, düşmanca ALLAH'a sebb ederler.

Böyledir!...
Bütün ümmete, kendi amellerini ziynetledik.
Sonra, mercileri Rabblerine olacaktır... ve ardından O, amel etmiş oldukları şeyler ile onlara haber verecektir.

7. ARAF / 34

Bütün ümmet için ecel vardır.
Artık ecelleri geldiğinde... bir saat tehir edilmezler ve de istikdam olmazlar.

7. ARAF / 38

Der ki:
"Öncenizden kat'iyyetle hilv olmuş, cinnden ve insden ümmetlere dahil olun narda!"
Dahil olan herbir ümmet, kendi kardeşine lanet eder. Hatta, orada cemian idrak ettiklerinde ahirdekiler, evvelkiler için derler ki:
"Rabbimiz!
İşte bunlar bizi dalalete düşürdüler. Artık onlara nardan azabı zıf et."
Der ki:
"Hepiniz için bir kat fazladır!... fakat siz alim değilsiniz!"

7. ARAF / 150

Musa, kavmine, gazaba ve esefle rücu ettiğinde, dedi ki:
"Benden sonra, halefimde ne beis işlediniz! Rabbinizin emrine acele mi ettiniz!"
Levhaları ilka etti ve kardeşinin reisini ahz etti. Onu kendine cerr etti. Dedi ki:
"Anamın oğlu!
Muhakkak kavim istizaf oldu. Neredeyse beni katl ediyorlardı. Artık düşmanları bana şemate ettirme! Beni zalim kavim ile beraber kılma!"

7. ARAF / 157

- maruf ile emir eden...
- ve münkeri nehy eden...
- ve tayyib olanları kendilerine helal kılan...
- ve habis olanları kendilerine haram eden...
- ve kendilerinden ısrları ve üzerlerine konulmuş gulleri vaz eden...
Tevrat'ta ve İncil'de... kendi indlerinde mektub (ketb edilmiş) olarak vecd oldukları ümmi Nebi Rasule tabi olanlar...
ve ardından;
ona iman edenler
ve ona taazzür edenler
ve ona nasr edenler
ve onunla beraber inzal edilen nura tabi olanlar... işte onlar felaha ulaşanlardır.

7. ARAF / 158

De ki:
"Ey nas!
Muhakkak ben, cemian sizin üzerinize, ALLAH'ın Rasulüyüm.
Semaların ve arzın mülkü O'nundur.
O'ndan başka ilah yoktur.
Hayy eder ve mevt eder.
Artık,
ALLAH'a
ve... Allah'a ve O'nun kelimelerine iman etmiş olan ümmi Nebi Rasulüne...
iman edin!... ve tabi olun!... umulur ki ihtida olursunuz."

7. ARAF / 159

Musa'nın kavminden, bi-hakkın ihda olan ve onunla adil olan bir ümmet vardır.

7. ARAF / 160

BİZ onları, on iki sıbt ümmet olarak kata ettik... ve Musa'ya vahy ettik;
"Kavmin istiska ettiğinde, asan ile hacere darb et!"
Ardından ondan, on iki ayn fışkırdı. Bütün ünas, kendi meşrebine kat'iyyetle alim oldu!
BİZ, üzerlerine gamam zıll etmiştik. Onlara, menne ve selva inzal etmiştik.
"Sizi rızıklandırdığımız, tayyib olanlardan yeyin."
Onlar BİZ'e zalim olmadılar... fakat, kendi nefslerine zalim oldular.

7. ARAF / 164

Onlardan bir ümmet demişti ki:
"Siz, ALLAH'ın helak edeceği veya şedid azabla azablandıracağı kavme ne diye vaaz ediyorsunuz?"
Demişlerdi ki:
"Rabbinize mazeret olarak.
ve (ayrıca) umulur ki ittika ederler (diye)."

7. ARAF / 168

Onları arzda ümmetlere kata ettik... onlardan salihler de vardır... onlardan, bunun gayrısında olanlar da vardır.
Haseneler ve seyyieler ile onları belv ettik… umulur ki rücu ederler.

7. ARAF / 181

Halk ettiklerimizden, bi-hakkın ihda olan ve kendilerine adil olan ümmet vardır.

9. TEVBE / 12

Eğer,
ahdlerinin ardından yeminlerini neks ederlerse…
ve dininizde taan ederlerse...
artık küfrün imamları ile kıtal edin.
Muhakkak onların kendilerine yeminleri yoktur… umulur ki nehy ederler.

10. YUNUS / 19

Nas, ancak, vahid ümmet idi.
Ancak onlar, ihtilaf ettiler!
Şayet Rabbinden kelime sebak olmasaydı... ihtilaf ettikleri hakkında, aralarında elbette/kesinlikle kaza edilirdi.

10. YUNUS / 47

Bütün ümmet için Rasul vardır!
Rasulleri geldiğinde... aralarında kıst ile kaza edilir… ve onlara zulüm edilmez!

10. YUNUS / 49

De ki:
"ALLAH'ın dilediği şeyden başka... nefsim için darr etmeye de… nafia etmeye de malik değilim.

Bütün ümmet için ecel vardır!
Ecelleri geldiğinde... artık bir saat tehir edilmezler... ve de istikdam olmazlar."

11. HUD / 8

Eğer, azabı kendilerinden, madud ümmete tehir etsek, elbette,
"O'nu ne habs ediyor?" derler.

Değil mi ki... kendilerine verilen yevm, onlardan sarf edilen değildir!.. istihza etmiş oldukları şey, onları hayk eder.

11. HUD / 17

Rabbinden beyyine üzre olan kim midir!?

O'ndan bir şahid...
ve öncesinden imam ve rahmet olarak Musa'nın kitabı...
ona tilv olmaktadır. İşte onlar, ona iman ederler (edenlerdir).

Hizblerden, buna kafir olan kimse... artık onlara vaad edilen, nardır!

Artık sakın, bundan mirye içinde olma!
Muhakkak o, Rabbinden hakktır... fakat nasın pek çoğu iman etmezler.

11. HUD / 48

Denildi ki:
"Ey Nuh!
BİZ'den selam ile hebt ol!...
Sana ve seninle beraber olan kimselerden ümmetlere bereketler var.
Metalandıracağımız ümmetler var ki… sonra onlara, BİZ'den elim azab mess edecek."

11. HUD / 118-119

Şayet Rabbin dileseydi, nası, elbette vahid ümmet kılardı.
Rabbinin rahmet ettikleri dışında… onlar muhtelif olmaktan zeyl etmezler.
Bunun için onları halk etti...!

Rabbinin, "Cehennemi, kesinlikle cinnlerden ve nasdan melaa edeceğim" kelimesi tamam oldu.

12. YUSUF / 45

O ikisinden necat olan… ümmetin bazısına müddekir oldu... ve dedi ki:
"Ben, te'vili ile size haber veririm… beni irsal edin."

13. RAD / 30

Böyledir!...
sana vahy ettiğimizi, kendilerine tilavet etmen için... öncelerinden kat'iyyetle ummetler hilv olmuş olan... ve rahmana kafir olan bir ummette seni irsal ettik!

De ki:
"O, benim Rabbimdir!
O'ndan başka ilah yoktur!
Ben, O'na tevekkül ettim!
Benim metabım (tevbe makamım) O'dur!"

13. RAD / 39

ALLAH, dilediğini mahv eder ve de sabitler.
Ana kitab O'nun indindedir.

15. HİCR / 5

Ümmetten ecelini sebk eden yoktur… istihar eden de yoktur.

15. HİCR / 79

Ardından onlardan intikam aldık.
Muhakkak bu ikisi, elbette mübin imam ileydi.

16. NAHL / 36

ALLAH'a ibadet edin...
ve "tagut"tan ictinab edin diye...
elbette kat'iyyetle bütün ümmete Rasul baas ettik! Ardından,
ALLAH'ın hidayet verdiği kimseler de onlardandı...
ve kendilerine dalaletin hakk olduğu kimseler de onlardandı.
Arzda seyir edin!... ve artık mükezziblerin akibetlerinin nasıl olduğuna nazar edin!

16. NAHL / 63

ALLAH'a yemin olsun!…
Senin öncenden ümmetlere de elbette kat'iyyetle irsal ettik!...
ve ardından şeytan, amellerini kendilerine ziynetledi...
ve ardından o, onlara, yevmde de veliy oldu.
Elim azab onlaradır!

16. NAHL / 78

ALLAH, sizi, annelerinizin batnından...
siz hiçbir şeye alim olmadan...
ve size, işitme ve basarlar ve fuadlar kılarak...
ihrac etti… umulur ki şükür edersiniz.

16. NAHL / 84

Yevmde bütün ümmetten şahid baas edeceğiz. Sonra kafirlere,
izin verilmeyecek…
ve onlar itab isteyemeyecek.

16. NAHL / 89

Yevmde, bütün ümmet içinde… kendi nefslerinden kendilerine şahid baas edeceğiz... ve seni de, işte onların üzerine şahid olarak getireceğiz.

Sana, Müslümanlar için…
herşeye tibyan...
ve huda...
ve rahmet olarak...
ve buşra olarak...
kitab inzal ettik.

16. NAHL / 92

(Başka) Bir ümmetten irba olan ümmet oldunuz diye... aranızda dahil olarak, yeminlerinizi ittihaz edip... gazlını kuvvetle neks ettikten sonra nakz eden kadın gibi olmayın!
Muhakkak ALLAH, bununla, ancak sizi belv etmektedir.
Kıyamet yevminde, hakkında ihtilaf etmiş olduğunuz şeyler, size elbette/kesinlikle beyan edilecektir.

16. NAHL / 93

Şayet ALLAH dileseydi, elbette/kesinlikle sizi vahid ümmet kılardı… fakat O, dilediğini dall eder… dilediğini ihda eder.
Amel etmekte olduğunuz şeylerden elbette/kesinlikle sual edileceksiniz!

16. NAHL / 120

Muhakkak İbrahim, Hanif olarak, ALLAH'a kanit ümmet oldu… o, müşriklerden olmadı.

17. İSRA / 71

Bütün İnsleri kendi imamları ile davet edeceğimiz yevmde… kitabı yemini ile verilen kimse… artık işte onlar, kendi kitabını kıraat ederler… ve onlara fetil kadar zulüm edilmez.

19. MERYEM / 27-28

Ardından hamil olarak, onu kavmine getirdi.
Dediler ki:
"Ey Meryem!
elbette kat'iyyetle fery bir şey yapmışsın!… ey Harun'un kız kardeşi!
Senin baban sui değildir. Annen de bagi değildir."

20. TAHA / 37-38-39

"BİZ sana, başka merrede de, elbette kat'iyyetle menn etmiştik!
Vahyimizi, annene vahy etmiştik:
***Onu sandığın içine kazf et… ve ardından ummana kazf et! ki... ardından umman, onu sahile ilka etsin. BANA düşman olan... ve ona düşman olan, onu ahz edecektir.***
Aynım üzre sanat olman için, sana KENDİMİZDEN muhabbet ilka etmiştim."

20. TAHA / 40

"Kız kardeşin meşy etmişti... ve ardından onlara demişti ki:
***ona kefil bir kimseyi size delil edeyim mi?***
Ardından seni, aynı karar olsun ve hüzünlenmesin diye annene rücu ettik.

Sen bir nefs katl etmiştin... ve ardından seni gammdan necat etmiştik. Seni fitne ile fitne etmiştik... ve ardından senelerce Medyen ehlinin içinde lebs olmuştun.

Sonra kader üzere BİZ'e geldin ey Musa!"

20. TAHA / 94

Dedi ki:
"Ey anam oğlu!
Sakalımı ve de reisimi ahz etme.
Muhakkak ben;
***israiloğulları arasında fark gözettin... ve kavlime rakib oldun*** demenden haşy ettim."

21. ENBİYA / 73

Onları, emrimiz ile ihda eden imamlar kıldık.
Onlara,
hayrlara fail olmalarını...
ve salat ikame etmelerini...
ve zekat vermelerini...
vahy ettik.
Onlar BİZ'e abd olanlar oldular.

21. ENBİYA / 92

Muhakkak bu sizin ümmetiniz vahid ümmettir.
BEN, sizin Rabbinizim.
Artık BANA abd olun!

22. HACC / 34-35

Behim enamdan rızk edindikleri üzre ALLAH ismini zikir etmelerini… bütün ümmete mensek kıldık.
Artık, sizin ilahınız vahid ilahtır.
Artık, O'na silm olun!
İhbat edenleri ibşar et!... ki onlar;
ALLAH'ı zikir ettiklerinde kalbleri vecel olanlardır.
Kendilerine isabet edene sabır ederler.
Salata mukimdirler.
Kendilerini rızıklandırdıklarımızdan infak ederler.

22. HACC / 67

BİZ, bütün ummet için nesik ettikleri mensek kıldık… artık emir hakkında sana nez etmesinler.
Sen Rabbine davet et! Muhakkak sen, elbette mustakim huda üzresin.

23. MUMİNUN / 43

Ümmetten, ecelini sebk eden ve de tehir eden olamaz!

23. MUMİNUN / 44

Sonra Rasullerimizi vitr ederek irsal ettik.
Hepsi, ümmete gelen Rasulünü kizb etti.
Ardından onları... bazısını bazısına (birbirlerine) tabi ettik ve onları hadis kıldık.
Artık iman etmeyen kavim bud olsun!

23. MUMİNUN / 50

Meryem'in oğlunu ve onun annesini ayet kıldık.
O ikisini, kararın ve suyun zatı rubveye evy ettik.

23. MU'MİNUN / 51-52-53-54

Ey Rasuller!
Tayyib olandan yiyin ve salih (iş)lere amil olun. Muhakkak ki BEN, sizin amel ettiklerinize alimim.

Muhakkak bu sizin ümmetiniz, vahid ümmettir.
BEN, sizin Rabbinizim!
Artık, BANA ittika edin!

Onlar kendi aralarındaki zeburlarla, kendilerine emir edilenleri kata ettiler. Bütün hizbler kendi ledalarındaki şey ile ifrah oldu.

Artık onları gamrları içinde bir hiyne kadar vezr et!

24. NUR / 61

Köre harec yoktur...
ve arice (topal) harec yoktur...
ve mariz olana harec yoktur.

Kendi evlerinizden
veya babalarınızın evlerinden
veya annelerinizin evlerinden
veya erkek kardeşlerinizin evlerinden
veya kız kardeşlerinizin evlerinden
veya amcalarınızın evlerinden
veya halalarınızın evlerinden
veya dayılarınızın evlerinden
veya teyzelerinizin evlerinden
veya miftahlarına malik olduğunuz evlerden
veya size sadık olanlardan,
yemek yemenize, nefsleriniz üzre (harec) yoktur.
Cemian veya şetta olarak yemek yemeniz size cünah değildir.

Evlere dahil olduğunuz zaman... artık ALLAH indinden tahiyye olarak, tayyib mübarek şekilde nefsleriniz üzre selamlayın!

Böyledir!...
ALLAH, size ayetlerini size beyan eder... umulur ki akıl edersiniz.

25. FURKAN / 74

"Rabbimiz!
Bize, zevcelerimizden ve zürriyetimizden ayn kararı vehb eyle. Bizi muttakiler için imam kıl!" diyenlerdir.

27. NEML / 83

Yevmde… bütün ümmetten ayetlerimize kizb eden kimselerden fevcler haşr ederiz... ve ardından onlara vaa'z edilir!

28. KASAS / 5-6

BİZ,
arzda istizaf edilenlere menn etmeyi...
ve onlara imamlar kılmayı...
ve onları varisler kılmayı...
ve onları arzda temekkün etmeyi...
ve Firavun'a ve Haman'a ve ordularına, hazer ettikleri şeyleri göstermeyi…
irade ediyorduk.

28. KASAS / 7

Musa'nın annesine vahy ettik:
"Onu emzir!
Ardından, onun üzerine korku duyduğun zaman, onu ummana ilka et.
Korkma!... ve Hüzünlenme!
Muhakkak ki BİZ onu, sana redd edeceğiz… ve onu mürsellerden kılacağız."

28. KASAS / 10

Musa'nın annesinin fuadı farig oluverdi. Onun kalbine, mü'minlerden olması için rabt etmeseydik, neredeyse onu ibda edecekti.

28. KASAS / 13

Ardından onu, aynı karar olsun ve hüzünlenmesin diye annesine redd ettik.
Muhakkak ki ALLAH'ın vaadi hakktır… fakat onların pek çoğu ilim etmezler.

28. KASAS / 23

Medyen suyuna varid olduğunda, (hayvanlarını) iska eden nasdan ümmete vecd oldu. Onların gayrısında, zevd eden iki kız mevcudtu.
Dedi ki:
"Sizin hatbınız nedir?"
Dediler ki:
Railer (çoban) isdar edinceye kadar biz iska edemeyiz. Bizim babamız kebir şeyhdir."

28. KASAS / 41

BİZ, onları nara davet eden imamlar kıldık. Kıyamet yevminde onlara nasr olunmaz.

28. KASAS / 59

Kendi ümmisinin içine, ayetlerimizi tilavet eden Rasul baas edinceye kadar... Rabbin, karyeleri helak eden olmaz!
BİZ, ancak, ehilleri zalim olan karyeleri helak eden oluruz!

28. KASAS / 75

Bütün ümmetden şahid nez ederiz… ve ardından deriz ki:
"Burhanınızı getirin!"
Artık alimdirler ki;
hakk ALLAH'ındır.
İftira etmiş oldukları şeyler, kendilerinden dalalet eder.

29. ANKEBUT / 18

"Eğer kizb ederseniz… sizden önce ki ümmetler de kat'iyyetle kizb etmişti!
Rasulün üzerine olan, ancak, mübin belağdır."

31. LOKMAN / 14

Ana-babası ile İnsana vasiyet ettik.
Annesi ona,
"sen, ana-baban için BANA şükür et!"
diye... vehn üzre vehn ile hamil oldu… ve iki yılda fisal oldu.
Masir BANA'dır.

32. SECDE / 24

Sabır ettiklerinde...
ve ayetlerimize yakin olduklarında...
kendilerinden, emrimiz ile ihda eden imamlar kıldık.

33. AHZAB / 4

ALLAH, bir erkek kimseye... cevfinde iki kalb kılmadı.
Kendilerine zıhar yaptığınız zevcelerinizi, size anne kılmadı.
Karılarınızın eski kocalarından oğullarını (dua), öz oğullarınız kılmadı.
Bunlar, sizin kendi ağızlarınızla kavl ettiklerinizdir.
ALLAH, hakk kavl eder... O, sebile ihda eder.

33. AHZAB / 6

Nebi, mü'minlere nefslerinden evladır.
Onun zevceleri, onların anneleridir.
ALLAH'ın kitabında, uli-l erham'ın bazısı, mü'minlerden ve muhacirlerden bazısına evladır (miras konusunda)... ancak veliylerinize maruf olarak fail olmanız müstesna.
Bunlar kitabta satırlanmış olanlardır.

35. FATIR / 24

Muhakkak ki BİZ, seni, beşir ve nezir olarak bi-hakkın irsal ettik. Ümmetten, kendilerinde bir nezir hilv olmayan yoktur.

35. FATIR / 42

Eğer kendilerine nezir gelirse, ümmetlerin her birinden elbette/kesinlikle daha hidayetli olacaklarına... cehd yeminleriyle ALLAH'a kasem etmişlerdi.
Ardından onlara nezir gelince, artık onların, ancak, nefretleri ziyade oldu.

36. YASİN / 12

Muhakkak ki BİZ...
mevt olanları BİZ hayy ederiz!
Takdim ettiklerini ve eserlerini BİZ ketb ederiz!
"İmam-ı mübin"de herşeyi BİZ ihsa ederiz!

39. ZUMER / 6

Sizi vahid nefsten halk etti.
Sonra sizin için ondan zevce kıldı.
Size enamdan sekiz zevce inzal etti.
Zulmetler içinde üç halk ediş ardından,
annelerinizin batınlarındaki halk edişle sizi halk etti.
Böyledir!...
ALLAH, sizin Rabbinizdir, mülk O'nundur, O'ndan başka ilah yoktur.
Artık nasıl da sarf olup gidiyorsunuz!

40. MU'MİN / 5-6

Onlardan önce Nuh kavmi... ve onlardan sonra hizbler kizb etmişti... ve bütün ümmet ahz etmek için kendi Rasullerine hemm etmişlerdi... batıl ile hakkı idhad etmek için cedel etmişlerdi!
BEN, onları ahz ettim… ikabım nasıl da olmuştu!

Böyledir!...
Rabbinin, kafirler üzre...
"onlar muhakkak nar ashabıdır." kelimesi hakk olmuştur!

41. FUSSİLET / 25

Onlara karinler (arkadaşlar) kayz ettik... ve ardından onlar, onlara ellerinin arasında olanı ve halflerinde olanı ziynetlendirdiler.
Kendilerinden önce kat'iyyetle hilv etmiş olan cinnlerden ve insden ümmetler hakkındaki kavil, kendilerine de hakk oldu!... muhakkak onlar hasar alanlar oldular.

42. ŞURA / 7-8-9

Böyledir!...
BİZ...
hakkında rayb olmayan cem yevmine nezr etmen için…
karyelerin anasını (Mekke) ve onun havlindekileri nezr etmen için...
arabiyye Kur'an'ı sana vahy etmekteyiz.

Bir ferik cennettedir… bir ferik ise seirdedir!
Şayet ALLAH dileseydi, elbette onları vahid ümmet kılardı... fakat rahmetine, dilediği kimseyi dahil eder.

Zalimler... O'nun gayrısından (bir çok) veliyler ittihaz etse bile... onlara (gerçek bir) veliy ve nasır yoktur!

ALLAH!...
Veliy de O'dur!
Mevt olanları hayy eden de O'dur!
Herşeye kadir olan da O'dur!

42. ŞURA / 7-8-9

Böyledir!...
BİZ...
hakkında rayb olmayan cem yevmine nezr etmen için…
karyelerin anasını (Mekke) ve onun havlindekileri nezr etmen için...
arabiyye Kur'an'ı sana vahy etmekteyiz.

Bir ferik cennettedir… bir ferik ise seirdedir!
Şayet ALLAH dileseydi, elbette onları vahid ümmet kılardı... fakat rahmetine, dilediği kimseyi dahil eder.

Zalimler... O'nun gayrısından (bir çok) veliyler ittihaz etse bile... onlara (gerçek bir) veliy ve nasır yoktur!

ALLAH!...
Veliy de O'dur!
Mevt olanları hayy eden de O'dur!
Herşeye kadir olan da O'dur!

43. ZUHRUF / 4

Muhakkak o, BİZ'im VARLIĞIMIZDAKİ ana kitabtadır… kesinlikle aliyydir, hakimdir.

43. ZUHRUF / 22

Bilakis!
Dediler ki:
"Muhakkkak biz, ata-babalarımıza bir ümmet üzere vecd olduk... ve muhakkak biz, onların eserlerine mühtediyiz."

43. ZUHRUF / 23

Böyledir!...
Senin öncenden BİZ, karyelerde nezir irsal etmedik… ki, onların turfe olanları şöyle demeiş olmasın:
"Muhakkkak biz ata-babalarımıza bir ümmet üzere vecd olduk... ve muhakkak biz, onların eserleri üzre iktida edenleriz."

43. ZUHRUF / 33-34-35

Şayet, nas vahid ummet olacak olmasaydı... Rahman'a kafir olan kimselere… elbette,
evlerine gümüşten sakflar
ve üzerinde zuhur edecekleri miraclar…
ve evlerine bablar
ve üzerinde itka edecekleri serirler…
ve zuhruf (yaldızlı gösterişler, süsler)...
kılardık.

Bütün bunlar, ancak ve sadece, dünya hayatının metalarıdır.
Ahiret, Rabbinin indinde muttakilerindir.

45. CASİYE / 28

Bütün ümmeti casiye halinde görürsün!...
Bütün ümmet kendi kitabını dava edinmiştir.

"Yevmde, amel etmiş olduklarınız cezalandırılır!"

46. AHKAF / 12

Onun öncesinde, Musa'nın kitabı imam ve rahmet idi.
(Şimdi) Bu musaddık kitab, arabiyye lisanındadır.
zalimleri nezr etmek içindir…
ve muhsinler için büşradır.

46. AHKAF / 15

İnsana, ana-babasına ihsanı vasiyet ettik!
Annesi ona kerh halinde hamil oldu... ve onu kerh halinde vaz etti (doğurdu). Hamil olması ve onun fisal olması otuz aydır.

Hatta, şedidine iblağ olunca ve kırk seneye baliğ olunca dedi ki:
"Rabbim!
Beni ve ana-babamı nimetlendirdiğin nimetine şükür etmemi...
ve SEN'in razı olacağın salih amel işlememi...
bana vaa'z et.
Benim zürriyetimdekileri ıslah et.
Muhakkak ben, SANA tevbe ediyorum.
Muhakkak ben, Müslümanlardanım."

46. AHKAF / 18

İşte o... kendilerinden önce kat'iyyetle hilv etmiş olan cinnlerden ve insden ümmetlerdeki kavil!... kendilerine de hakk oldu.
Muhakkak onlar hasar alanlar oldular.

53. NECM / 32

Kebir ismden (büyük günahlardan)...
ve fahiş olan lememden (küçük kusurlarda aşırlık yapmaktan)...
ictinab edenler... muhakkak mağfiretin vasisi, Rabbindir.

Arzdan sizi inşa ederken...
ve siz, annelerinizin batınlarında cenin iken...
O size alimdir.
Artık, nefslerinizi (kendi kendinize) tezekki etmeyin (kalkışmayın)... kimin ittika ettiğine O alimdir.

58. MUCADELE / 2

Sizden, kadınlarına zıhar yapanlar... o kadınlar anneleri değildir! Muhakkak onların anneleri, sadece, onları vild edenlerdir.
Muhakkak onlar, kavil olarak kesinlikle münker ve zur konuşuyorlar.
Muhakkak ki ALLAH, kesinlikle, afuvdur, gafurdur.

62. CUMA / 2-3

O... ümmilerin içinde kendilerinden...
KENDİ ayetlerini kendilerine tilavet eden...
ve onları tezkiye eden...
ve onları kitaba ve hikmete alim eden...
Rasul baas edendir.
Onlar önceden, elbette/kesinlikle mübin dalalet içinde idiler.
Kendilerine ilhak olduğunda, onlardan ahir olanlar da vardı.
O, azizdir, hakimdir.

75. KIYAME / 5

Bilakis!
İnsan, kendi emamına facir olmayı irade eder.

80. ABESE / 33-34-35-36-37

Ardından,
sahha geldiğinde…
kişinin,
- kardeşlerinden
- ve annesinden
- ve babasından
- ve sahibesinden
- ve oğlundan
firar edeceği o yevmde...
yevme-izinde,
onlardan her biri için... kendisini ganiy edecek bir şe'n vardır.

101. KARİA / 6-7-8-9

Ardından...
Mizanları sekal olan kimse… artık o, razı olunan ayş içindedir.
Mizanları hafif gelen kimse ise … artık onun anası, haviyedir.

Sure Listesi

Kelam-ı Kadim'de Geçen Kelimeler Sözlüğü;Teolog A.Kadir İmamoğlu tarafından derlenerek hazırlanmıştır.