İçeriğe geç
KÖK Ara:
KELİME Ara:
ANLAM içinde Ara:
❝ eMR ❞ kökünden türeyen kelimeler... 9 Kayıt Listeleniyor.
Aynı Kökten Türeyen: xoxox Âmir amir Âmire Emaret emir umera emr emir Evamir Umur imra Me'mur memur Teemmur Te'mir
xoxox
ا م ر eMR
Âmir
amir
ا م ر eMR

Büyük me'mur. Emreden, iş gösteren. Huk: Bir kimseyi öldürmek veya bir uzvunu kesmek ve sakatlamak tehdidiyle bir filli yapmaya veya yapmamaya zorlayan ve bu tehdidi yapmaya muktedir olan kimse.

DuruMeal'de toplam 6 kayıtta geçiyor.
Dşl.Âmire
Emaret
ا م ر eMR

Emirlik. Bir emir veya bey veya prensin idaresinde olan memleket.

emir
ا م ر eMR

Emredici olan. Seyyid. Şerif. Yüksek rütbeli zabit. Bir memleketin, bir aşiretin veya kabilenin reisi. Büyük ve meşhur bir soydan gelen. Hz.Peygamber'in (A.S.M.) soyundan gelen. Zengin.

DuruMeal'de toplam 194 kayıtta geçiyor.
Çğl.umera
emr
emir
ا م ر eMR

İş buyurma. Buyurulan şey. Madde, husus, hadise.

DuruMeal'de toplam 224 kayıtta geçiyor.
Çğl.EvamirÇğl.Umur
imra
ا م ر eMR

Tehlikeli. Fena. Kötü.

DuruMeal'de toplam 1 kayıtta geçiyor.
Me'mur
memur
ا م ر eMR

Emir ile hareket eden. Emir altında olan. Vazifeli. Kendi istediği gibi olmayıp başka emre göre çalışan. Bir emir alan. Bir işe tâyin olunmuş adam.

Teemmur
ا م ر eMR

Amirlik taslama.

Te'mir
ا م ر eMR

Emretmek.

DuruMeal'de toplam 2 kayıtta geçiyor.
2. BAKARA / 26-27

Muhakkak ki ALLAH, mesel darb etmekten istihya etmez!
Bazen, bir sivrisineği...
ve hatta bazen, onun fevkinde olanı...
ya da hatta... iman eden... ve ardından hakk olanın Rabblerinden olduğuna alim olanları...
ve hatta... kafir olan... ve ardından "bu mesel ile ALLAH ne irade etti?" diyenleri.

Çoğunu bunlarla dalalete düşürür... ve çoğunu bunlarla ihda eder.

Bunlarla dalalete düşürdükleri, sadece...
misaklarından sonra ALLAH'ın ahdini nakz eden...
ALLAH'ın, vasl olunmasını emir ettiği şeyi kata eden...
ve arzda fesad çıkaran...
fasıklardır!
İşte onlar hüsranda olanlardır.

2. BAKARA / 44

Birr ile nasa emir ediyorsunuz da… kitab tilavet ettiğiniz halde… kendi nefslerinizi unutuyorsunuz… öyle mi!?
Hala akıl etmiyor musunuz!?

2. BAKARA / 67

Musa kavmine demişti ki:
"Muhakkak ki ALLAH, size, bir dişi sığır zebh etmenizi emir ediyor."
Dediler ki:
"Bize hüzüv mü ittihaz ediyorsun!"
Dedi ki:
"Cahillerden olmaktan ALLAH'a uvz ederim!"

2. BAKARA / 68

Dediler ki:
"Bizim için Rabbini davet et... onun nasıl olduğunu beyan etsin."
Dedi ki:
"Muhakkak ki O diyor ki; fariz ve de bikr olmayan, bu ikisinin arasında avan bir dişi sığırdır.
Artık, emir olunduğunuzu yapın!"

2. BAKARA / 93

BİZ, sizin misakınızı ahz etmiştik!... ve Tur'u fevkinize ref etmiştik!
"Size verdiğimiz şeyi kuvvetle ahz edin... ve onu işitin!"

Onlar, demişlerdi ki:
"İşittik ve asi olduk."
Küfürleri ile kalblerinde dişi buzağıyı şürb ettiler.
De ki:
"Eğer siz mü'minler iseniz... imanınızın onunla size emir ettiği şey ne beistir!"

2. BAKARA / 109

Kitab ehlinin çoğu... kendilerine beyan edilmiş hakk olan şeyin ardından (rağmen)... nefsleri indindeki hased yüzünden... imanınızın ardından, keşke küfür edenlere redd olsanız diye vedd ederler.
Artık siz,
ALLAH emrini verinceye kadar onları afv edin ve safh edin.
Muhakkak ki ALLAH, kulli şeye kadirdir.

2. BAKARA / 117

Semaları ve arzı bedi edendir.
Emir kaza olduğunda... artık muhakkak ona, ancak, "OL!" der... ve ardından olmaktadır!

2. BAKARA / 168-169

Ey nas!
arzdaki helal, tayyib olanlardan...
şeytanın hatvelerine tabi olmadan…
yeyin!
Muhakkak o, sizin için mübin düşmandır. Muhakkak o size, ancak, sui ve fahiş ile... alim olmadığınız şeyleri ALLAH'a kavil etmenizi emir eder.

2. BAKARA / 210

Onlar, illa ki ALLAH'ın ve meleklerinin gamamdan zıllar içinde gelmesine mi nazar ediyorlar!?
Emir kaza olmuştur!
Emirler ALLAH'a rücu eder!

2. BAKARA / 222

Sana mahizden (hayz zamanı) sual ediyorlar.
De ki:
"O bir ezadır."
Artık mahizde (hayz zamanında) kadınları azil edin... tahir oluncaya kadar onlara karib olmayın!
Tahir olduklarında... artık ALLAH'ın, size emir ettiği yerden yaklaşın.

Muhakkak ki ALLAH, tevvab olanlara muhabbet duyar... ve de kendini tahir etmiş olanlara muhabbet duyar."

2. BAKARA / 268

Şeytan,
size fakr vaad ediyor…
ve size fahiş olanı emir ediyor!

ALLAH,
size KENDİSİNDEN mağfiret
ve fazl vaad ediyor.

ALLAH, vasidir, alimdir.

2. BAKARA / 275

Riba yiyenler...
sadece, şeytanın mess ederek habt ettiklerinin kaim olması gibi kaim olabilirler.
Bu, onların:
"Muhakkak bey', ancak, riba mislidir" demelerindendir.

ALLAH bey'i helal kıldı... ve ribayı haram kıldı!

Artık Rabbinden meviza alan kimse... ardından,
kendisine nehy ederse... artık, selef olmuş olanlar kendisinedir... ve emri ALLAH'adır.
ida eden... artık işte onlar, nar ashabıdır ve orada ebedidirler.

3. AL-İ İMRAN / 21-22

ALLAH'ın ayetlerine kafir olanlar
ve Nebileri hakk gayrısında katl edenler
ve nasdan kıst ile emir eden kimseleri katl edenler…
artık onları, elim azab ile ibşar et.
İşte onlar, dünyada ve ahiretde amelleri habt olanlardır. Onlara nasırlardan yoktur.

3. ALİ İMRAN / 47

Dedi ki:
"Rabbim!
Benim nasıl evladım olur!?... Bana beşer mess etmedi ki!"

Dedi ki:
Böyledir!...
"ALLAH, dilediğini halk eder.
Emri kaza olduğunda, artık muhakkak ona, ancak, "OL!" der... ve ardından hemen olmaktadır."

3. ALİ İMRAN / 80

Melekleri ve Nebileri Rabbler olarak ittihaz etmenizi size emir etmez. Siz Müslüman olduktan sonra size küfrü emir eder mi!?

3. ALİ İMRAN / 104

Hayr olana davet eden…
ve maruf ile emir eden…
ve münkeri nehy eden…
kendinizden bir ümmet olsun!
İşte onlar, felaha ulaşanlar onlardır.

3. ALİ İMRAN / 109

Semalarda olanlar ve arzda olanlar ALLAH'ındır. Emirler ALLAH'a rücu olur.

3. ALİ İMRAN / 110

Maruf ile emir etmektesiniz!...
ve münkeri nehy etmektesiniz!...
ve ALLAH'a iman etmektesiniz!
Siz, nas için ihrac edilmiş, hayr olan ümmetsiniz!

Şayet kitab ehli de iman etseydi... elbette kendileri için hayr olurdu. Onlardan mü'min olanlar vardır... ancak pek çoğu fasıktır.

3. ALİ İMRAN / 114

ALLAH'a ve ahir yevme iman ederler.
Maruf ile emir ederler ve münkerden nehy ederler.
Hayr olanda seri olurlar.
İşte onlar, salihlerdendir.

3. ALİ İMRAN / 128

Emirden sana bir şey yoktur!
Ya onlara tevbe eder...
ya da artık, onlar muhakkak zalimdir ve onlara azab edilir.

3. ALİ İMRAN / 147

Onların,
"Rabbimiz!
Bizim zenblerimize ve emirlerimizdeki israfımıza gafur ol!
Kademlerimizi sabitle!
Kafirlerin kavmine karşı bize nasr et!" demekten başka kavilleri olmadı.

3. ALİ İMRAN / 152

Onları O'nun izni ile hiss ettiğinizde... ALLAH size vaadine elbette kat'iyyetle sadakat gösterdi!
Hatta feşel etmiştiniz... ve emir hakkında tenazu etmiştiniz! Muhabbet duyduğunuz şeyi size gösterdikten sonra isyan etmiştiniz. Sizden dünya irade edenler de... sizden ahiret irade edenler de vardı.
Sonra sizi belv etmek için onlardan sarf etti... ve sizden kat'iyyetle afv etti!
ALLAH, mü'minler üzre fazl sahibidir.

3. ALİ İMRAN / 154

Sonra gamamın ardından... size emanet olarak, içinizden bir taifeyi gışa eden nüas inzal etti.
Bir taife de kat'iyyetle kendi nefslerine hemm olmuştu!
ALLAH'a hakk gayrısında cahiliye zannı ile zannda bulundular. Dediler ki:
"Bize emirden şey var mı?"

De ki:
"Muhakkak, bütün emirler ALLAH'ındır."

Nefslerinde sana ibda edemedikleri şeyler hafy ediyorlar. Diyorlar ki:
"Şayet bize emirden şey olsaydı burada katl edilmezdik."

De ki:
"Şayet siz evlerinizde olsaydınız bile... üzerine katl ketb olanlar, mazcalarında bariz olurdu.
Sadrlarınızda olanı ALLAH'ın belv etmesi içindir.
Kalblerinizde olanı mahs etmesi içindir.
ALLAH, sadrların zatına alimdir."

3. ALİ İMRAN / 159

Ardından, ALLAH'tan rahmet olan ile onlara lin oldun. Şayet kalbin galiz fazz olsaydı, senin havlinden elbette fazz olurlardı.
Artık onları afv et ve onlara istiğfar et.
Emirde onlarla müşavere et.
Azim ettiğinde ALLAH'a tevekkül et.
Muhakkak ki ALLAH, tevekkül edenlere muhabbet duyar.

3. ALİ İMRAN / 186

Mallarınız ve nefsleriniz hakkında kesinlikle belv edileceksiniz. Elbette öncenizden kitab verilenlerden ve şirk koşanlardan, çok ezalar işitirsiniz.
Eğer sabır ederseniz ve ittika ederseniz... artık muhakkak bu, azim emirlerdendir.

4. NİSA / 37

Bahl edenler ve nasa bahl ile emir edenler, ALLAH'ın, fazlından kendilerine verdiğini ketm ederler.
BİZ, kafirler için muhin azab atid ettik.

4. NİSA / 47

Ey kitab verilenler!
Vechleri
tams etmemizin... ve ardından onları dübürleri üzre redd etmemizin öncesinde...
veya cumartesi ashabını lanetlediğimiz gibi onları da lanetlememizin öncesinde...
beraber olduğunuza musaddık olarak inzal ettiğimize, iman edin!
ALLAH'ın emri, fiil edilen olmuştur.

4. NİSA / 58

Muhakkak ki ALLAH size,
emanetleri ehline eda etmenizi
ve nas arasında hakem olduğunuzda adaletle hüküm vermenizi emir eder.
Muhakkak, size vaaz ettiği şey ALLAH'ın nimetidir.
Muhakkak ki ALLAH, semi, basir olandır.

4. NİSA / 59

Ey iman edenler!
ALLAH'a itaat edin.
Rasule ve kendinizden emir sahiblerine itaat edin.
Eğer ALLAH'a ve ahir yevme iman edenlerdenseniz... bir şey hakkında tenazu ettiğinizde... onu ALLAH'a ve Rasulüne redd edin. Bu hayrdır ve tevilen ahsendir.

4. NİSA / 60

Sana inzal edilene ve senin öncenden inzal edilene iman edenlere... zeam edenleri görmüyor musun!?
"Tagut"a hakemlik vermeyi irade ediyorlar... oysa onlara, ona kafir olmaları kat'iyyetle emir edilmişti!
Şeytan ise kendilerini baid dalalet ile dalalete düşürmeyi irade etmektedir.

4. NİSA / 83

Onlara, emniyetten veya korkudan bir emir geldiğinde, onu zey ederler. Şayet onu Rasule ve kendilerinden ulu-l emre redd etselerdi... kendilerinden onu istinbat edenler elbette ona alim olurdu.

Şayet ALLAH'ın üzerinize fazlı ve rahmeti olmasaydı... birazınız dışında, kesinlikle şeytana tabi olurdunuz.

4. NİSA / 114

Necvanın çoğunda hayr yoktur.
Sadakati veya marufu veya nasın arasını ıslahı emir eden kimse müstesna.
ALLAH'ın marzasını ibtiga ederek buna fail olan kimse… artık yakında ona azim ecir vereceğiz.

4. NİSA / 119

"Kesinlikle onları dalalete düşüreceğim.
Kesinlikle onları emanilere sokacağım.
Kesinlikle onlara amir olacağım ki... artık elbette, enamın kulaklarını betk edecekler.
Kesinlikle onlara amir olacağım ki... artık elbette ALLAH'ın halkıyetini tagyir edecekler."

ALLAH'ın gayrısında, şeytanı veliy ittihaz eden kimse... artık o, kat'iyyetle mübin hüsranla hasar almıştır!

5. MAİDE / 52

Artık, kalblerinde maraz olanların,
"Bize, daire isabet etmesinden haşy ediyoruz." diyerek seri olduklarını görürsün.
Gerekir ki (belki)… ALLAH, fetih ile veya indinden emir ile verir... ve ardından onlar, nefslerinde sırr ettikleri şeylere nadimler oluverirler.

5. MAİDE / 95

Ey iman edenler!
Siz ihramlı oldukça, sayd katl etmeyin. Sizden taammüden katl eden kimse... artık ona, emrinin vebalini tatması için ceza;
KABE'ye baliğ olmak üzere, içinizden adil iki zatın hüküm edeceği, neamdan katl ettiği şey mislince hedydir...
veya miskine taam (miktarı) keffarettir...
veya buna muadil oruçtur.
Selef olmuş olanları ALLAH afv etmiştir.
İda eden kimse... ALLAH ondan intikam alır.
ALLAH, azizdir, intikam sahibidir.

5. MAİDE / 117

"Onlara, ancak, bana emir ettiğin şeyi söyledim:
***Benim Rabbim ve sizin Rabbiniz ALLAH'a abd olun!***
İçlerinde daim olduğum süreçte, onlara şahid oldum. Ardından SEN beni vefat ettirdiğinde... onlara rakib SEN oldun.
SEN, herşeye şahidsin."

6. ENAM / 8

Dediler ki:
"Ona, melek inzal olaydı ya!"
Şayet melek inzal etsek, elbette emir kaza edilmiş olur… sonra onlara nazar edilmez!

6. ENAM / 14

De ki:
"Semaları ve arzı fatr eden… taam etmeden taam ettiren ALLAH'tan gayrı veliy mi ittihaz edeyim!?"
De ki:
"Muhakkak bana,
silm olanların evveli olmam...
ve müşriklerden olmamam
emir edildi."

6. ENAM / 58

De ki:
"Acele ettiğiniz şey, benim indimde olsaydı, benim ve sizin aranızda emir kesinlikle kaza edilmiş olurdu."
ALLAH, zalimlere alimdir.

6. EN'AM / 71-72

De ki:
"ALLAH'ın gayrısında bize menfaat sağlamayan ve bize darr etmeyen şeyleri mi davet edelim!
Ashabı, "Gel bize!" diyerek hudaya davet ettiği halde... şeytanların arzda istihva ettiği hayran gibi... ALLAH'ın bize hidayet vermesinden sonra akabımız üzre mi redd edelim!"

De ki:
"Muhakkak ki ALLAH'ın hudası... huda budur!

Biz,
salat ikame ederek...
ve ittika ederek...
Rabb-il alemine silm olmaya emir olunduk."

Kendisine haşr olacağınız O'dur!

6. ENAM / 159

Muhakkaktır ki…
dinlerinde kendilerini farklı görenler
ve şialar haline gelenler…
var ya... senin onlarla hiç işin olmaz!

Muhakkak onların emri ALLAH'a kalmıştır!
Sonra O, fail olmuş oldukları şeyler ile kendilerine haber verecektir.

6. ENAM / 163

"O'nun şeriki yoktur. Bununla bana emir olundu. Ben Müslümanların evveliyim."

7. ARAF / 12

Dedi ki:
"Secde etmeni emir ettiğimde, ne mani oldu sana?"
Dedi ki:
"Ben ondan hayr olanım. SEN beni nardan halk ettin... onu tinden halk ettin."

7. ARAF / 28

Onlar… fahiş olana fail olduklarında, derler ki:
"Biz ata-babalarımıza bunun üzerine vecd olduk. ALLAH, bize bunu emir etti."

De ki:
"Muhakkak ki ALLAH, fahiş olanı emir etmez!
ALLAH'a karşı alim olmadığınız şeyler mi kavil ediyorsunuz!?"

7. ARAF / 29

De ki:
"Rabbim kıst ile emir etti.
Bütün mescidlerin indinde, vechlerinizi ikame edin!
Dinde O'na muhlis olarak O'nu davet edin!
Sizi ibda ettiği gibi, ida edeceksiniz."

7. ARAF / 54

Muhakkak, semaları ve arzı altı yevmde halk eden ALLAH, sizin Rabbinizdir. Sonra arşa istiva etti.
O, gece ile kendisine hasis olarak talib olan gündüzü gışa eder.
Güneş ve kamer ve necmler, O'nun emrine musahhardır.
Değil mi ki... halk etmek ve emir O'nundur... Rabb-il alemin ALLAH bereketlidir!

7. ARAF / 77

Ardından deveyi akar ettiler... ve Rabblerinin emrine atiy ettiler. Dediler ki:
"Ey Salih!
Eğer mürsellerden isen... vaad ettiğin şeyle gel bize haydi!"

7. ARAF / 109-110

Firavun'un kavminden meleler, dediler ki:
"Muhakkak bu, elbette alim sihirbazdır. Arzınızdan sizi ihrac etmeyi irade ediyor. Artık emriniz nedir?"

7. ARAF / 145

Meviza edilen her şeyi...
ve her şeyin tafsilatını...
levhalarda ketb ettik.
"Artık bunları kuvvetle ahz et!... Kavimine de, ahsen ile ahz etmelerini emir et!
Fasıkların darını size göstereceğim!"

7. ARAF / 150

Musa, kavmine, gazaba ve esefle rücu ettiğinde, dedi ki:
"Benden sonra, halefimde ne beis işlediniz! Rabbinizin emrine acele mi ettiniz!"
Levhaları ilka etti ve kardeşinin reisini ahz etti. Onu kendine cerr etti. Dedi ki:
"Anamın oğlu!
Muhakkak kavim istizaf oldu. Neredeyse beni katl ediyorlardı. Artık düşmanları bana şemate ettirme! Beni zalim kavim ile beraber kılma!"

7. ARAF / 157

- maruf ile emir eden...
- ve münkeri nehy eden...
- ve tayyib olanları kendilerine helal kılan...
- ve habis olanları kendilerine haram eden...
- ve kendilerinden ısrları ve üzerlerine konulmuş gulleri vaz eden...
Tevrat'ta ve İncil'de... kendi indlerinde mektub (ketb edilmiş) olarak vecd oldukları ümmi Nebi Rasule tabi olanlar...
ve ardından;
ona iman edenler
ve ona taazzür edenler
ve ona nasr edenler
ve onunla beraber inzal edilen nura tabi olanlar... işte onlar felaha ulaşanlardır.

7. ARAF / 199

Afvı ahz et!
Örf ile emir et!
Cahillerden iraz et!

8. ENFAL / 42

Siz udvanın dünyasında idiniz. Onlar udvanın kusvasında idiler. Rekb ise sizden daha sefilde idi.
Şayet vaad edişmiş olsanız, miadınızda elbette ihtilafa düşerdiniz.
Fakat, ALLAH'ın emri kaza etmesi içindir. Helak olanın, beyyinelerle helak olması için ve hayy olanın beyyinelerle hayy olması için mef'ul olmuştur.
Muhakkak ki ALLAH, kesinlikle semidir, alimdir.

8. ENFAL / 43

ALLAH, menamında, sana onları pek az olarak göstermişti.
Şayet çok olarak gösterseydi, elbette feşel ederdiniz... ve emir hakkında tenazu ederdiniz…
Fakat ALLAH, selim etti.
Muhakkak ki O, sadrların zatına alimdir.

8. ENFAL / 44

ALLAH'ın, meful olacak emri kaza etmesi için… mülaki olduğunuzda, aynınıza onları pek az göstermişti... ve onların aynlarında da sizi kalil ediyordu.
Emirler ALLAH'a rücu eder.

9. TEVBE / 24

De ki:
"Siz;
ata-babalarınıza
ve oğullarınıza
ve kardeşlerinize
ve zevcelerinize
ve aşiretinize
ve iktiraf ettiğiniz mallara
ve kesad olmasından haşy ettiğiniz ticaretinize
ve meskenlerinize...
eğer,
ALLAH'tan
ve Rasulünden
ve O'nun sebilinde cihad etmekten daha fazla muhabbet duyuyorsanız...
artık ALLAH emrini verinceye kadar tarabbus edin!
ALLAH, fasıkların kavmine ihda etmez."

9. TEVBE / 31

ALLAH'ın gayrısından...
habrları
ve ruhbanları
ve Meryem oğlu Mesih'i,
kendilerine rabb ittihaz ettiler.
Oysa onlara, ancak, vahid ilaha abd olmaları emir edilmişti.
O'ndan başka ilah yoktur!
O, onların şirk koştuklarından subhandır.

9. TEVBE / 48

Onlar, elbette kat'iyyetle önceden de fitne bagy ettiler!… ve sana emirleri takallüb ettiler.
Hatta (nihayet)... onlar kerh oldukları halde…. hakk geldi… ve ALLAH'ın emri zahir oldu.

9. TEVBE / 50

Sana bir hasene isabet etse, onlar sui olurlar. Musibet sana isabet etse,
"Emrimizi önceden kat'iyyetle ahz etmiştik!"
derler ve ifrah olarak tevalla ederler.

9. TEVBE / 67

Münafık erkekler ve münafık kadınların bazısı bazısındadır (birbirlerindendir).
Münker ile emir ederler ve maruf olanı nehy ederler.
Ellerini kabz ederler.
Onlar, ALLAH'ı unuttular... ve ardından O'da onları unuttu!
Muhakkak münafıklar... onlar, fasıklardır.

9. TEVBE / 71

Mü'min erkekler ve mü'min kadınlar...
Onların,
Maruf ile emir eden...
ve münkeri nehy eden...
ve salatı ikame eden...
ve zekatı veren...
ALLAH'a ve Rasulüne itaat eden...
bazısı, bazısının (birbirlerinin) veliyleridir.
İşte onlara, ALLAH rahmet edecektir.
Muhakkak ki ALLAH, azizdir, hakimdir.

9. TEVBE / 106

Başkaları, ALLAH'ın emrine irca edilmiştir.
Onlara ya azab eder ya da onlara tevbe eder.
ALLAH, alimdir, hakimdir.

9. TEVBE / 112

Tevbe edenler,
ibadet edenler,
hamd edenler,
saih olanlar,
rüku edenler,
sacidler,
maruf'a amir olanlar,
ve münkeri nehy edenler…
ALLAH'ın hududuna hafız olanlardır. Mü'minleri ibşar et.

10. YUNUS / 3

Muhakkak sizin Rabbiniz...
semaları ve arzı altı yevmde halk eden…
sonra emri tedbir etmek üzere arşa istiva eden...
ALLAH'tır.
O'nun izni olmaksızın kimse şafi olamaz!

Böyledir!...
ALLAH, sizin Rabbinizdir... artık, O'na ibadet edin!
Artık, tezekkür etmez misiniz!?

10. YUNUS / 24

Muhakkak dünya hayatının meseli, ancak, semadan inzal ettiğimiz su gibidir:

Nasın ve enamın yediği, arzın nebatı, onunla ihtilat olmuştur.
Hatta... arz, zuhrufunu ve ziynetlerini ahz ettiğinde ve ehli bunlara kadir olduklarını zann ettiklerinde... ona, gece veya gündüz, emrimiz geliverir... ve ardından bir gün önce ganiy olmamış gibi, onları hasid hale getiriveririz.

Böyledir!...
Tefekkür eden kavim için ayetleri tafsil ederiz.

10. YUNUS / 31

De ki:
"Semadan ve arzdan sizi rızıklandıran kimdir?
Yahut işitmelere ve basara malik olan kimdir?
Meyyitten hayy olanı ve hayy olandan meyyiti ihrac eden kimdir?
Emri tedbir eden kimdir?"
Diyecekler ki:
"ALLAH!"
Ardından de ki:
"Hala ittika etmiyor musunuz?"

10. YUNUS / 71

Nuh'un haberini onlara tilavet et.
Kavmine demişti ki:
"Ey kavmim!
Eğer makamım ve ALLAH'ın ayetlerini size zikir etmem size kebir oluyorsa... artık ben ALLAH'a tevekkül ettim.
Artık siz de emirleriniz ve şeriklerinizle cem olun.
Sonra emriniz kendinize gamm olmasın.
Sonra siz kaza edin... ve bana da nazar ettirmeyin!

10. YUNUS / 72

Artık, eğer tevella ederseniz, sizden ecir sail olmam... benim ecrim, sadece, ALLAH üzredir.
Bana, Müslümanlardan olmam emir edildi."

10. YUNUS / 104

De ki:
"Ey nas!
Eğer dinimden şekk içindeyseniz… artık, ALLAH'ın gayrısında sizin abd olduklarınıza ben abd olmam! Fakat sizi vefat ettirecek olan ALLAH'a abd olurum.
Bana mü'minlerden olmam emir olundu!"

11. HUD / 40

Hatta... emrimiz geldiğinde ve tandır fevr olduğunda, dedik ki:
"Herşeyden iki zevc...
ve üzerlerine sebak olarak kavl edilmiş kimseler müstesna... kendi ehlini ve iman edenleri,
onda hamil et."
(Zaten) Onunla beraber, sadece, pek azı iman etmişti.

11. HUD / 43

Dedi ki:
"Dağa evy olacağım. O beni sudan asım eder."
Dedi ki:
"Bu yevmde, rahmet ettikleri dışında, ALLAH'ın emrinden asım olacak yoktur!"
Onların aralarına mevc havl etti ve ardından o da, gark olanlardan oldu.

11. HUD / 44

Denildi ki:
"Ey arz! Belame et suyunu.
Ey sema! Kal ol."
Su gayz oldu. Emir kaza edildi. Cudi'ye istiva olundu. Zalimler kavmi için "Baid olsun!" denildi.

11. HUD / 58

Emrimiz geldiğinde...
Hud'u ve onunla beraber iman edenleri, KENDİMİZDEN rahmet ile necat ettik… ve onları galiz azabtan necat ettik.

11. HUD / 59

İşte Ad kavmi!...
onlar, Rabblerinin ayetleri ile cahd ettiler…
ve Rasullerine asi oldular…
ve bütün anid cebbarın emrine tabi oldular.

11. HUD / 66-67

Ardından emrimiz geldiğinde...
Salih'i ve onunla beraber iman edenleri, KENDİMİZDEN rahmet ile yevme-izinin hizyinden necat ettik.
Muhakkak ki Rabbin… O, kaviydir, azizdir.
ve zalimleri sayha ahz etti... ve ardından diyarlarında, cesmler oluverdiler!

11. HUD / 73

Dediler ki:
"ALLAH'ın emri mi acayib geldi!?
ALLAH'ın rahmeti ve O'nun bereketleri üzerinize olsun, ehl-i beyt!
Muhakkak ki O, hamidtir, mecidtir."

11. HUD / 76

"Ey İbrahim!
Bundan iraz et... muhakkak Rabbinin emri kat'iyyetle gelmiştir! Muhakkak onlara, redd olunamayacak azab verilecektir."

11. HUD / 82-83

Ardından emrimiz geldiğinde, aliyy olanı sefil kıldık!
Üzerlerine… Rabbinin indinde müsevvem olmuş, siccilden manzud hacerler imtar ettik!
Bu, zalimlerden baid değildir.

11. HUD / 87

Dediler ki:
"Ey Şu'ayb!
Ata-babalarımızın abd olduğu şeyleri veya mallarımız hakkında dilediğimiz şeylere fail olmayı terk etmemizi emir eden… senin salatın mıdır?
Muhakkak sen, halim, reşid birisin."

11. HUD / 94

Emrimiz geldiğinde,
Şu'ayb'ı ve beraberinde iman edenleri, KENDİMİZDEN rahmetle necat ettik.
Zalimleri sayha ahz etti… ve ardından diyarlarında, cesmler oluverdiler.

11. HUD / 96-97

BİZ, Musa'yı, elbette kat'iyyetle ayetlerimizle ve mübin sultan ile!… firavuna ve onun melelerine irsal ettik…
Ardıdan onlar, firavunun emrine tabi oldular. Firavunun emri, reşid değildi.

11. HUD / 101

BİZ onlara zalim olmadık… fakat onlar nefslerine zalim oldular.
Ardından... Rabbinin emri geldiğinde, ALLAH'ın gayrısından bir şeyden davet ettikleri ilahlar,
kendilerini ganiy etmedi.
ve tebb ettiklerinin gayrısında onları ziyade etmedi.

11. HUD / 112

Artık sen ve seninle beraber tevbe edenler…
emir olunduğunuz gibi istikametlenin!...
ve tuğyan etmeyin!
Muhakkak ki O, amel ettiğiniz şeylere basirdir.

11. HUD / 123

Semaların ve arzın gaybı ALLAH'ındır. Emirler bütünüyle O'na rücu eder.
Artık...
O'na abd ol!
ve O'na tevekkül et!
Rabbin amel ettiklerinizden gafil değildir.

12. YUSUF / 15

Ardından, onu zehab ettiklerinde ve cübbün gaybında onu bırakmaya cem olduklarında… BİZ, ona vahy ettik:
"elbette/kesinlikle bu emirleri ile onlara haber vereceksin. Onlar onların şuurunda değil!"

12. YUSUF / 18

Kizb ile kanlı olarak, kamisini getirdiler.
Dedi ki:
"Bilakis!
Nefsleriniz sizi emre tesvil etti… artık bana düşen, cemil sabırdır. Vasf ettiğiniz şeyler üzre, avan olan ALLAH'tır."

12. YUSUF / 21

Onu iştira eden Mısır'lı kimse, hanımına dedi ki:
"Onu, mesvasında daha kerim et... gerekir ki (belki)… bize menfaati olur veya onu evlad ittihaz ederiz."

Böyledir!...
Yusuf'u arzda... kendisine hadislerin te'vilinden ilim vermek için... temekkün ettik.

ALLAH, KENDİ emri üzre (her zaman) galibtir... fakat, nasın pek çoğu alim değildir.

12. YUSUF / 32

(Kadın) Dedi ki:
"Hakkında beni levm ettiğiniz budur!
elbette kat'iyyetle nefsinden irade ettim!… ancak o asım oldu.
elbette/kesinlikle eğer, amir olduğum şeye fail olmazsa... elbette/kesinlikle sicn edilecektir... ve elbette/kesinlikle sagirlerden olacaktır."

12. YUSUF / 40

"Siz, O'nun gayrısından, ancak, sizin ve ata-babalarınızın isimlerdirdiği isimlere abd oluyorsunuz!... ALLAH onlara sultandan inzal etmemiştir!
Hüküm, sadece, ALLAH'ındır!...
O, sadece, yalnızca O'na abd olmanızı emir eder.
Bu, kayyime dindir... fakat, nasın pek çoğu alim değildir."

12. YUSUF / 41

"Ey sicn sahiblerim!
İkinizden biriniz, rabbine hamr iska edecek.
Diğeriniz, salb edilecek... ve ardından kuşlar resinden yiyecekler.
Fetva istediğiniz şey hakkında emir kaza olmuştur."

12. YUSUF / 53

"Nefsimi beri edemem.
Muhakkak nefs... Rabbimin rahim olanı dışında… elbette/kesinlikle sui ile emir eder.
Muhakkak ki Rabbim, gafurdur, rahimdir."

12. YUSUF / 68

Babalarının emir ettiği yerden dahil olduklarında... Yakub'un nefsinde ki hacetin kaza olması dışında... ALLAH'tan şey onlardan ganiy olmuş olmaz!
Muhakkak o, elbette/kesinlikle kendisini alim ettiğimiz şeyde (kadar) ilim sahibidir... fakat nasın pek çoğu alim değildir.

12. YUSUF / 83

Dedi ki:
"Bilakis!
Nefsleriniz size emri tesvil etti. Artık bana düşen cemil sabırdır.
Gerekir ki (belki)… ALLAH onları cemian bana getirir.
Muhakkak ki O... alim, hakim olan O'dur."

12. YUSUF / 102

Bu, gaybın haberindendir... sana onu vahy ediyoruz.
Onlar, emirlerini cem ederken, sen onların ledasında değildin. Onlar mekr ediyorlar.

13. RAD / 2

ALLAH,
Görebileceğiniz amedlerin gayrısı ile semaları ref edendir...
sonra Arş'a istiva edendir...
ve güneşi ve kameri teshir edendir.

Hepsi, müsemma ecel için cereyan etmektedir.
Emri debre ettirir.
Ayetlerini tafsil eder.
Umulur ki, Rabbinize mülaki olacağınıza yakin olursunuz!

13. RAD / 11

Ona, elinin arasından ve halflerinden muakkib olanlar vardır...
Onu, ALLAH'ın emrinden hıfz ederler.

Muhakkak ki ALLAH... nefsleri ile olanı tagyir edinceye kadar... kavim ile olanı tagyir etmez.
ALLAH, bir kavme sui irade ettiği zaman... artık onu redd edecek yoktur... onlara O'nun gayrısından vali de yoktur.

13. RAD / 19-20-21-22

Rabbinden sana inzal edilenin hakk olduğuna alim olan... kör olan kimse gibi midir!?
Muhakkak... ancak,
ALLAH'a ahdlerine vefa eden...
ve de misakı nakz etmeyen…
ve ALLAH'ın vasl olunmasını emir ettiği şeylere vasl olan...
ve Rabblerine haşy eden...
ve sui hesabtan korkan...
ve Rabblerinin vechine ibtiga ederek sabır eden...
ve salat ikame eden...
ve kendilerini rızıklandırdığımız şeylerden, sırr olarak ve alenen infak eden...
ve hasene ile seyyieyi dar eden...
(ulu-l elbab) lübb sahibleri tezekkür edebilir.
İşte onlar... darın ukbası onlarındır!

13. RAD / 25

Misak vermelerinin sonrasında ALLAH'a ahdlerini nakz edenler...
ve kendisine vasl olunmasını ALLAH'ın emir ettiği şeyi kata edenler...
ve arzda fesad çıkaranlar...
işte onlar... Lanet onlaradır! Darın suisi onlaradır!

13. RAD / 31

"Dağları seyir ettirebilen... veya arzı kata ettirebilen... veya mevt olmuşlara kelime ettirilebilen bir Kur'an olsaydı ya!..."
Bilakis!
Emirler cemian ALLAH'ındır!

İman edenler... ALLAH'ın şayet dileseydi, nası cemian hidayete erdireceğine iyas olmadılar mı!

Kafirler, sanat ettikleri şeyler ile... ALLAH'ın vaadi gelinceye kadar...
kendilerine karia isabet ettirmeye...
veya darlarından karib olarak hulul ettirmeye...
zeyl ederler (ara vermeden devam ederler).

Muhakkak ki ALLAH, vaad ettiğine hilaf etmez!

13. RAD / 36

Kendilerine kitab verdiğimiz kimseler, sana inzal ettiğimiz şey ile ifrah olurlar.
Hizblerden öylesi de vardır ki... onun bazısını (bir kısmını) inkar ederler.
De ki:
"Muhakkak ben... ancak,
ALLAH'a abd olmaya
ve de O'na şirk koşmamaya emir olundum.
O'na davet ediyorum (dava ediniyorum).
Meab O'nadır."

14. İBRAHİM / 22

Emir kaza olduğunda, şeytan der ki:
"Muhakkak ki ALLAH, size hakk vaadi vaad etti. Ben de size vaadde bulundum... ve ardından ben size hilaf oldum.
Benim için, sizin üzerinize sultan, sadece, sizi davet ediyor olmamdı... ve ardından bana siz kendiniz isticab ettiniz.

Artık beni levm etmeyin de... nefslerinizi levm edin!
Size musrih ben değilim... siz de bana musrih değilsiniz. Muhakkak ben, beni şirk koştuğunuz şeye önceden kafir olmuştum."
Muhakkak zalimler... elim azab onlaradır!

14. İBRAHİM / 32

ALLAH
Semaları ve arzı halk edendir…
Semadan su inzal edendir…
ve ardından onunla, sizin için rızık olarak semerelerden ihrac edendir…
Sizin için emri ile bahrda cereyan eden gemiler teshir edendir…
Nehirleri sizin için teshir edendir.

15. HİCR / 65

"Artık, ehlin ile, geceden kata ile isra et ve dübürlerine tâbi ol. Sizden kimse left etmesin. Emir olunduğunuz yere mütemadi olun!"

15. HİCR / 66

Şu emri ona kaza etmiştik: "Sabah vaktinde onların dübürleri kata edilmiş olacak."

15. HİCR / 94

Artık, sana emir olunanı sada et... ve müşriklerden iraz et!

16. NAHL / 1

ALLAH emrini vermiştir!
Artık onun acele olmasını istemeyin. O, subhandır… ve şirk koştuğunuz şeylerden tealidir.

16. NAHL / 2

Melekleri, KENDİSİNE abd olanlardan dilediğine, emrinden Ruh ile...
***İlah, sadece, BEN'im!... artık BANA ittika edin!***
diye inzar etmesi için inzal eder.

16. NAHL / 12

Sizin için, gece ve gündüzü ve güneşi ve kameri teshir etti. Necmler, O'nun emrine musahhardır.
Muhakkak bunda, akıl eden kavim için elbette/kesinlikle ayetler vardır.

16. NAHL / 33

Onlar, sadece, kendilerine meleklerin gelmesine veya Rabblerinin emrinin kendilerine gelmesine nazar ediyorlar!

Böyledir!...
Onların öncesinden olanlar da fiil etmişlerdi.
ALLAH onlara zalim olmadı… fakat, onlar kendi nefslerine zulüm ettiler.

16. NAHL / 50

Fevklerinden Rabblerine havf ederler… ve emir olundukları şeylere faildirler.

16. NAHL / 76

ALLAH, iki adamı mesel darb eder.
Onlardan biri dilsizdir, bir şeye ikdar edemez... O, mevlasına kelldir, nereye teveccüh etse, hayrla gelemez.
O ve adl ile emir eden ve sırat-ı mustakim üzre olan kimse, istiva mıdır!?

16. NAHL / 77

Semaların ve arzın gaybı ALLAH'ındır.
Saatin emri, ancak, göz açıp kapanana kadar gibidir... veya daha karibdir.
Muhakkak ki ALLAH, herşeye kadirdir.

16. NAHL / 90

Muhakkak ki ALLAH,
adaleti ve ihsanı ve kurb sahiblerine ita etmeyi emir eder.
fahiş olandan ve münkerden ve bagyden sizi nehy eder.
Size vaaz ediyor... umulur ki tezekkür edersiniz!

17. İSRA / 16

BİZ, bir karyeyi helak etmeyi irade ettiğimizde... oranın turfe olanlarına emir ederiz... ve ardından onlar, orada fısk ederler.
Ardından... onlar üzerine kavl hakk olur… ve ardından onları tedmir ederek dumura uğratırız.

17. İSRA / 85

Sana, Ruh'tan sual ederler.
De ki:
"Ruh, Rabbimin emrindendir.
Size, ilimden, ancak, pek az verilmiştir."

18. KEHF / 10

O delikanlılar mağaraya evy ettiklerinde, demişlerdi ki:
"Rabbimiz!
Bize SEN'in VARLIĞINDAN rahmet ver!
Bizi, bize emir olunana, reşid olarak heye et!"

18. KEHF / 16

"Madem ki… onları ve ALLAH'tan başka ibadet ettiklerini azil ediyorsunuz… artık mağaraya evy edin!
Sizin için Rabbiniz rahmetinden neşr etsin… ve size emir olunandan sizin için mirfak heye etsin."

18. KEHF / 21

Böyledir!...
Onlara,
ALLAH'ın vaadinin hakk olduğuna...
ve saate... onda rayb olmadığına...
alim olunması için asr ettirdik.

Kendi aralarında, kendilerine emir edilenleri tenazu ederlerken... demişlerdi ki:
"Onların üzerine bünyan bina edin. Rabbleri onlara alimdir."
Galib olanlar, onlara emir edilen üzre... dediler ki:
"Üzerlerine elbette/kesinlikle mescid ittihaz edeceğiz!"

18. KEHF / 28

Vechini irade ederek Rabblerini davet edenlerle birlikte, gadat ve aşiyy ile nefsine sabır et.
Dünya hayatının ziynetini irade ederek... aynın onlara düşmanlık etmesin!
BİZ'i zikir etmekten kalbini gafil kıldığımız...
ve hevalarına tabi olan...
ve emri ifrat olan...
kimseye itaat etme!

18. KEHF / 50

Meleklere;
"Adem'e secde edin"
dediğimizde… iblis dışında hemen secde ettiler.

O, Rabbinin emrine fasık olmak suretiyle cinnlerden oldu.
Siz, BEN'im gayrımda onu ve onun zürriyetini mi veliy ittihaz ediyorsunuz?
Onlar sizin için aduvvdur. Zalimler için ne beis bedeldir!

18. KEHF / 69

(Musa:) Dedi ki:
"İnşALLAH sabırla vecd edeceğim… ve emirde sana asi olmayacağım."

18. KEHF / 71

Ardından, birlikte talak ettiler.
Hatta... sefineye irkab olduklarında (hızır) onu hark etti.
(Musa:) Dedi ki:
"Ehlini gark etmek için mi onu hark ettin sen?
Sen, elbette kat'iyyetle imra bir şey yapmış oldun!"

18. KEHF / 73

(Musa:) Dedi ki:
"Unuttuğum şey ile beni ahz etme ve emrimden usra ile irhak etme."

18. KEHF / 82

"Cidar ise... medinedeki iki yetim gılme içindi. Altında onlara ait kenz vardı... ve babaları salih kimseydi.
Rabbin, onların şedidlerine iblağ olmalarını ve kenzlerini Rabbinden bir rahmet olarak ihrac etmelerini irade etti.

Bunlara, kendi emrimle fail olmadım.
Sabırla itaat edemediğin şeylerin te'vili işte budur."

18. KEHF / 87-88

Dedi ki:
"Zalim kimse ise…
artık ona azab edelim…
sonra Rabbine redd olsun…
ve ardından, O da nükre azabla ona azab etsin!
Salih (iş)lere amil olarak iman eden kimse ise…
artık hüsna ceza onun olsun...
ve ona emrimizden yüsr olanı söyleyelim!"

19. MERYEM / 21

Dedi ki:
"Böyledir!...
Rabbin diyor ki:
O, BANA heyyindir.
Onu, nas için ayet... ve BİZ'den rahmet kılmak için... emir kaza olmuştur."

19. MERYEM / 35

ALLAH için, evlad ittihaz etmek olamaz!
O subhandır.
Emri kaza ettiğinde ona sadece "OL!" der… ve hemen ardından olmaktadır.

19. MERYEM / 39

Onları,
emrin kaza edileceği…
ve gaflet içinde oldukları…
ve iman etmedikleri…
hasret yevmine nezr et.

19. MERYEM / 55

Ehline salat ve zekat ile emir eden oldu… Rabbinin indinde marziye idi.

19. MERYEM / 64

"Biz, ancak, senin Rabbinin emri ile tenezzül ederiz.
Ellerimizin arasında olanlar ve halfimizde olanlar ve bunların arasındakiler O'nundur.
Rabbin unutkan değildir."

20. TAHA / 25-26-27-28-29-30-31-32-33-34-35-36

Dedi ki:
"Rabbim!
Sadrıma şerh et.
Emrimi yesir et.
Lisanımın ukdesini hall et… kavlimi fıkh edebilsinler.
Ehlimden kardeşim Harun'u bana vezir kıl... ezrimi onunla şedid kıl... ve emrimde onu şerik yap ki... SEN'i çok sebbih edelim, SEN'i çok zikir edelim.
Muhakkak ki SEN, ikimize de basir olansın."

Dedi ki:
"Sail oldukların kat'iyyetle sana verilmiştir, ey Musa!"

20. TAHA / 25-26-27-28-29-30-31-32-33-34-35-36

Dedi ki:
"Rabbim!
Sadrıma şerh et.
Emrimi yesir et.
Lisanımın ukdesini hall et… kavlimi fıkh edebilsinler.
Ehlimden kardeşim Harun'u bana vezir kıl... ezrimi onunla şedid kıl... ve emrimde onu şerik yap ki... SEN'i çok sebbih edelim, SEN'i çok zikir edelim.
Muhakkak ki SEN, ikimize de basir olansın."

Dedi ki:
"Sail oldukların kat'iyyetle sana verilmiştir, ey Musa!"

20. TAHA / 62

Ardından aralarında emirleri tenazu ettiler ve sırrlarını necv ettiler.

20. TAHA / 90

Elbette kat'iyyetle... önceden Harun onlara demişti ki:
"Ey kavmim!
Muhakkak bununla, ancak, fitneye düştünüz.
Muhakkak ki Rabbiniz Rahmandır. Artık bana tabi olun... ve emrime itaat edin."

20. TAHA / 93

"Bana tabi olmadın! Artık emrime asi mi oluyorsun?"

20. TAHA / 132

Ehline salat ile emir et... ve ona sabır et!
BİZ senden rızık sail olmuyoruz... seni BİZ rızıklandırıypruz!
Akibet, takva iledir!

21. ENBİYA / 27

Kavil ile (üzere)… onlar O'na sebk etmezler. Onlar, O'nun emri ile amel ederler.

21. ENBİYA / 73

Onları, emrimiz ile ihda eden imamlar kıldık.
Onlara,
hayrlara fail olmalarını...
ve salat ikame etmelerini...
ve zekat vermelerini...
vahy ettik.
Onlar BİZ'e abd olanlar oldular.

21. ENBİYA / 81

Asıf rih Süleyman içindi. Onun emriyle, içinde barek olduğumuz arza cereyan ederdi.
Herşeye alim olan BİZ olduk.

21. ENBİYA / 93

Emirleri, aralarında kata ettiler.
Hepsi BİZ'e racidir!

22. HACC / 41

Onlar ki... eğer kendilerini arzda imkanlandırırsak…
salat ikame ederler…
ve zekatı verirler…
ve marufu emir ederler…
ve münkerden nehy ederler.
Emirlerin akibeti ALLAH'adır.

22. HACC / 65

Görmüyor musun ki...
ALLAH, arzda olanları ve emri ile bahrda cereyan etmekte olan gemileri size teshir etmiştir.
Semayı, izni dışında arz üzre vaki olmasın diye imsak eder.
Muhakkak ki ALLAH, nasa karşı elbette/kesinlikle rauftur, rahimdir.

22. HACC / 67

BİZ, bütün ummet için nesik ettikleri mensek kıldık… artık emir hakkında sana nez etmesinler.
Sen Rabbine davet et! Muhakkak sen, elbette mustakim huda üzresin.

22. HACC / 76

Onların elleri arasında olana ve halflerinde olana alimdir.
Emirler ALLAH'a rücu eder!

23. MUMİNUN / 27

BİZ de ona, aynımız ile ve vahyimiz üzere bir gemi sanat etmesini vahy ettik.

Emrimiz kılınınca ve tandır fevr olduğunda:
"Herşeyden iki zevci
ve kendilerinden, aleyhlerinde kavil sabık olanlar dışında ehlini ona selk et!
Zalim olanlar için BANA hatb etme!
Onlar muhakkak gark olacaktır."

23. MU'MİNUN / 51-52-53-54

Ey Rasuller!
Tayyib olandan yiyin ve salih (iş)lere amil olun. Muhakkak ki BEN, sizin amel ettiklerinize alimim.

Muhakkak bu sizin ümmetiniz, vahid ümmettir.
BEN, sizin Rabbinizim!
Artık, BANA ittika edin!

Onlar kendi aralarındaki zeburlarla, kendilerine emir edilenleri kata ettiler. Bütün hizbler kendi ledalarındaki şey ile ifrah oldu.

Artık onları gamrları içinde bir hiyne kadar vezr et!

24. NUR / 21

Ey iman edenler!
Şeytanın hatvelerine tabi olmayın!... Şeytanın hatvelerine tabi olan kimse... artık muhakkak ona, fahiş olanı ve münkeri emir eder.
Ya, ALLAH'ın fazlı ve O'nun rahmeti sizin üzerinize olmasaydı!...
Sizden hiç biriniz, ebediyyen zekiy olamazdı!... fakat, ALLAH dilediği kimseyi tezkiye eder.
ALLAH, semidir, alimdir.

24. NUR / 53

Eğer sen kendilerine emir edersen, elbette/kesinlikle ihrac olacaklarına... cehd yeminle ALLAH'a kasem ettiler.
De ki:
"Kasem etmeyin.
Marifetiniz; itaatinizdir!
Muhakkak ki ALLAH, amel ettiklerinize habirdir."

24. NUR / 62

Muhakkak, ALLAH'a ve Rasulüne iman eden mü'minler... onunla beraber cem olunacak yere emir üzere oldukları zaman, ondan izin isteyinceye kadar zehab etmezler.
Muhakkak senden izin isteyenler... ALLAH'a ve Rasulüne iman edenler, işte onlardır.
Bazı şe'nlar için senden izin istediklerinde, artık onlardan dilediğin kimseye izin ver... ve onlar için ALLAH'a istiğfar et.
Muhakkak ki ALLAH gafurdur, rahimdir.

24. NUR / 63

Rasulün davetini, bazınızın bazınıza daveti gibi tutmayın!
ALLAH, içinizden livaz ederek tesellül edenlere kat'iyyetle alimdir! Artık onun emrine muhalif olanlar, başlarına bir fitne isabet etmesinden... veya elim azaba uğramaktan hazer etsinler.

25. FURKAN / 60
SECDE AYETİ

Onlara,
"Rahman'a secde edin" denildiği zaman, dediler ki:
"Rahman da nedir? Senin bize emir ettiğine mi secde edeceğiz?"
Onların nefreti ziyade oldu.

26. ŞUARA / 34-35

Havlinde ki melelere dedi ki:
"Muhakkak bu, alim sihirbazdır. Sizi, sihriyle, arzınızdan ihrac etmeyi irade ediyor… artık sizin emriniz nedir?"

26. ŞUARA / 151-152

"Arzda fesad çıkaran ve ıslah olmayan müsriflerin emirlerine itaat etmeyin!"

27. NEML / 32

Dedi ki:
"Ey meleler!
Emrim hakkında fetva verin.
Ben, siz şahid oluncaya kadar emirleri kata eden olmam."

27. NEML / 33

Dediler ki:
"Biz, ulü-l kuvvetiz... ve şedid olarak ulü-l beisiz.
Emir senindir… artık ne emredeceğine nazar et!"

27. NEML / 91-92

Muhakkak ben, ancak, haram kılınan bu beldenin (Mekke) Rabbine abd olmaya emir olundum... ki bütün herşey O'nundur!
Bana,
Müslümanlardan olmam...
ve Kur'an tilavet etmem...
emir olundu!"
İhtida olan kimse... artık muhakkak, ancak, kendi nefsi için ihtida olur!
Dall olan kimse... artık ona de ki:
"Muhakkak ben, ancak, inzar edicilerdenim!"

28. KASAS / 20

Medinenin aksasından bir erkek kimse, say ederek geldi ve dedi ki:
"Ey Musa!
Meleler, seni katl etmek için emir ediyorlar. Artık ihrac ol. Muhakkak ben sana nasihat edenlerdenim!"

28. KASAS / 44

BİZ Musa'ya emri kaza ettiğimiz zaman... sen garb canibinde değildin… ve şahid olanlardan olmadın.

30. RUM / 2-3-4

Rum'a, edna arzda galib gelindi.
Onlar bu galebelerinin ardından yakında… bıd (üç ila dokuz) sene içinde... galib gelecekler.
Emir, önceden ve sonradan ALLAH'ındır.
Yevme-izinde, mü'minler ifrah olacaklar.

30. RUM / 25

Semanın ve arzın, O'nun emri ile kaim olması...
O'nun ayetlerindedir.
Sonra sizi, arzdan davetle davet ettiğinde… ihrac oluverirsiniz.

30. RUM / 46

Mübeşşir rihlerin irsal edilmesi,
Rahmetinden size taddırması için…
ve emri ile gemilerin cereyan etmesi için…
ve fazlından ibtiga etmeniz için…
O'nun ayetlerindendir… umulur ki şükür edersiniz.

31. LOKMAN / 17

"Ey oğlum!
Salat ikame et!
Maruf ile emir et!
ve münkeri nehy et!
İsabet edenlere sabır et!
Muhakkak işte bunlar, azim emirlerdendir."

31. LOKMAN / 22

Vechini, muhsin olarak ALLAH'a silm eden kimse… artık o, urvet-il vuskaya istimsak etmiştir.
Emirlerin akibeti ALLAH'adır.

32. SECDE / 5

Emri, semadan arza tedbir eder.
Sonra... mikdarı, sizin adedlediğinizden bin sene olan bir yevmde, ona uruc eder.

32. SECDE / 24

Sabır ettiklerinde...
ve ayetlerimize yakin olduklarında...
kendilerinden, emrimiz ile ihda eden imamlar kıldık.

33. AHZAB / 36

ALLAH ve Rasulü emrini kaza ettiğinde, mü'min erkek için ve mü'min kadın için, emirlerinden hıyar etmiş olmak yoktur.
ALLAH'a ve Rasulüne asi olan kimse… artık kat'iyyetle mübin dalalet ile dalalete düşmüştür!

33. AHZAB / 37

ALLAH'ın kendisine nimet verdiği, senin de kendisini nimetlendirdiğin kimseye demiştin ki:
"Zevceni imsak et... ve ALLAH'a ittika et!"

ALLAH'ın ibda edeceği şeyi nefsinde hafy ediyordun... ve nasdan haşy ediyordun.
Haşy etmene hakk olan ALLAH'tır!

Ardından Zeyd, ondan vatrını kaza edince... duaları (evlatlık oğulları), zevcelerinden vatrını kaza ettiklerinde, o kadınları zevce edinmek konusunda mü'minler üzre harec olmaması için... BİZ onu sana zevce ettik.
ALLAH'ın emri fiil edilmiş oldu.

33. AHZAB / 38

ALLAH'ın kendisine farz kıldığı şeyde, Nebi üzre harec yoktur… önceden halv olmuşlar hakkında da ALLAH'ın sünneti (böyle)dir.
ALLAH'ın emri, makdur kader üzere olur.

34. SEBE / 12

Süleyman'a…
gudüvv vaktinde bir şehr ve revahta vaktinde bir şehr (yol alan) rih... (verdik)
kıtr aynını (bakır madeni) ona seyl ettik.
Cinnlerden, Rabbinin izni ile elinin arasında amel edenler vardı.
Bunlardan emrimize zeyg olana… seir azabtan taddırıyorduk.

34. SEBE / 33

İstizaf edilenler, istikbar edenlere şunu derler:
"Bilakis!
Gece ve gündüz mekr ettiniz! ALLAH'a kafir olmamızı, O'na endad kılmamızı bize emir ediyordunuz!"

Azabı gördüklerinde, nedametlerini kendilerine sırr ederler.
Kafirlerin unklarına guller kılarız! Onlar, amel etmiş oldukları şeylerden başka cezalandırılır mı!?

35. FATIR / 4

Eğer seni kizb ederlerse… artık (onlar tarafından), senden önceki Rasuller de kat'iyyetle kizb edilmiş olur!

Emirler ALLAH'a rücu eder!

36. YASİN / 82

Muhakkak... bir şey irade ettiğinde, O'nun emri, ancak, ona "OL!" demesidir!... ve ardından hemen olur!

37. SAFFAT / 102

Onunla beraber say edecek baliğe geldiğinde dedi ki:
"Oğulcuğum!
Ben menamımda kendimi... seni zebh ediyorken gördüm. Sen de nazar et… sen ne görüyorsun?"

Dedi ki:
"Ey Babacığım!
Emir olunduğun şeyi ifa et. İnşALLAH beni sabır edenlerden bulacaksın."

İslam kaynaklarına göre; Hz. İbrahim, bu rüyayı, Zilhicce'nin sekizinci, dokuzuncu, onuncu yani terviye, arefe, nahir geceleri sıra ile üç gece görmüştü.
38. SAD / 36-37-38

Ardından…
emri ile ruh olarak saib yere cereyan eden rihi...
bina yapan ve gavvas şeytanların hepsini…
ve safedler içinde mukarren olan diğerlerini…
ona teshir ettik.

39. ZUMER / 11-12

De ki:
"Muhakkak ben, dinde O'na muhlis olarak ALLAH'a abd olmakla emir olundum... ve bana, Müslümanların evveli olmam emir olundu."

39. ZUMER / 11-12

De ki:
"Muhakkak ben, dinde O'na muhlis olarak ALLAH'a abd olmakla emir olundum... ve bana, Müslümanların evveli olmam emir olundu."

39. ZUMER / 64

De ki:
"Bana, ALLAH'tan gayrıya abd olmamı mı emir ediyorsunuz... ey cahiller!"

40. MUMİN / 15

Dereceleri ref eden, arşın sahibidir.
Talak yevmine nezr etmesi için... KENDİSİNE abd olanlardan dilediğine, KENDİ emrinden Ruh ilka eder.

40. MUMİN / 44

"Artık size söylediğim şeyi yakında zikir edeceksiniz. Emri ALLAH'a havale ediyorum.
Muhakkak ki ALLAH abd olanlara basirdir."

40. MUMİN / 66

De ki:
"Muhakkak ben, bana Rabbimden beyyineler geldiğinde, ALLAH'ın gayrısında davet ettiklerinize abd olmaktan nehy edildim.
Rabb-il alemine silm olmaya emir olundum."

40. MUMİN / 68

Hayy eden ve mevt eden O'dur.
Emir kaza olunca… ardından ona, ancak, "OL!" der... ve ardından olur!

40. MUMİN / 78

Senden önce, elbette kat'iyyetle onlara kendilerinden!... sana kıssa ettiğimiz ve sana kıssa etmediğimiz... Rasuller irsal ettik.
Rasul için, ALLAH'ın izni ile olmadan... ayet gelmesi olamaz.
Ardından, ALLAH'ın emri geldiğinde, bi-hakkın kaza edilir. Hasar alanlar, batılda olanlardır.

41. FUSSİLET / 9-10-11-12

De ki:
"Siz... arzı iki yevmde halk edene gerçekten kafir misiniz!?... O'na endad mı kılıyorsunuz?
O, Rabb-il alemindir!"
Orada, onun fevkinde rasiyeler kıldı...
ve içini barek etti.
Sail olanlar için seva olarak, orada onların kutlarını dört yevmde kaderledi.
Sonra, henüz duhan halinde olan semaya istiva etti.

Ona ve arza dedi ki:
"Gelin ikiniz de! Ta'van veya kerhen!"
İkisi de
"İtaat ile geldik." dediler.

Ardından, iki yevmde, yedi semaları kaza etti... ve emirlerini, bütün semalarda vahy etti.

Dünya semasını misbahlar ile ziynetlendirdi... ve onlara hıfz etti.
Bu... aziz, alim takdirdir.

42. ŞURA / 15

Bunun için... artık,
onları, senin emir olunduğun gibi istikametlenmeye davet et!
ve onların hevalarına tabi olma!
De ki:
"ALLAH'ın kitabtan inzal ettiğine iman ettim.
Sizin aranızda adil olmaya emir olundum.
ALLAH, Rabbimizdir ve Rabbinizdir!
Bizim amellerimiz bizimdir... ve sizin amelleriniz de sizindir.
Bizim ve sizin aranızda hüccet yoktur.
ALLAH, bizim aramızda cem olmaktadır.
Masir O'nadır."

42. ŞURA / 38

ve Rabblerine isticab edenler için...
ve salat ikame edenler için...
ve emirleri, aralarında şura edenler için…
ve rızıklandırdıklarımızdan infak ederler için…

42. ŞURA / 43

Elbette sabır eden ve gafur olan kimse... muhakkak bu, kesinlikle azim emirlerdendir.

42. ŞURA / 52

Böyledir!...
Sana emrimizden Ruh vahy ettik.

Sen kitab ve iman etmek nedir, idra etmiş değildin… fakat onu... onunla, BİZ'e ibadet edenlerden dilediğimiz kimseyi ihda edeceğimiz nur kıldık.
Muhakkak sen, kesinlikle sırat-ı mustakime ihda ediyorsun!

42. ŞURA / 53

Semalarda olanlar ve arzda olanlar KENDİSİNE ait olan ALLAH'ın sıratına!
Değil mi ki... emirler ALLAH'a sayr olur!

43. ZUHRUF / 79

Yoksa emri ibram mı ettiler!?
Artık muhakkak mübrim BİZ'iz!

44. DUHAN / 4-5-6

İndimizden emir edilen bütün hakim emirler, onda fark edilir.
Muhakkak ki BİZRabbinden rahmet irsal eden olduk.
Muhakkak ki O'… O semidir, alimdir.

44. DUHAN / 4-5-6

İndimizden emir edilen bütün hakim emirler, onda fark edilir.
Muhakkak ki BİZRabbinden rahmet irsal eden olduk.
Muhakkak ki O'… O semidir, alimdir.

45. CASİYE / 12

O'nun fazlından ibtiga etmeniz için...
emri ile... içinde gemilerin cereyan etmesi için...
bahrı size teshir eden... ALLAH'tır… umulur ki şükür edersiniz.

45. CASİYE / 17

Onlara, emirden beyyinler vermiştik.
Ardından, sadece, kendilerine ilim gelmesinin ardından…. aralarında bagy ederek ihtilafa düştüler.
Muhakkak Rabbin, kıyamet yevminde, ihtilaf ettikleri şeyler hakkında... onların aralarında kaza edecektir.

45. CASİYE / 18

Sonra seni… emirden şeriat üzre kıldık… Artık, ona tabi ol!... ve alim olmayanların hevalarına tabi olma!

46. AHKAF / 25

Rabbinin emri ile herşeyi demar eder... ve ardından onların, sadece meskenleri görünür kalıverir.

Böyledir!...
BİZ, mücrim kavimleri cezalandırırız.

47. MUHAMMED / 20-21

İman edenler derler ki:
"Keşke sure inzal edilseydi!?"
Muhkem sure inzal edildiğinde... ve onda, kıtal zikir edildiğinde... görürsün ki… kalblerinde maraz olanlar, mevtten üzerlerine gaşy haliyle sana nazar ederler!
Artık onlara, itaat ve maruf kavl evladır.

Ardından, emir azm edildiğinde... şayet ALLAH'a sadakat gösterselerdi... elbette/kesinlikle onlar için hayrlı olurdu.

47. MUHAMMED / 26

Bu... ALLAH'tan inzal edenleri kerih görenlere,
"Bazı emirlerde biz size itaat edeceğiz." demeleri iledir.
ALLAH onların sırr ettiklerine alimdir.

49. HUCURAT / 7

Alim olun ki... kendinizde ALLAH Rasulü vardır!
Şayet emirlerin çoğunda size itaat etseydi... elbette/kesinlikle siz anet olurdunuz.
Fakat ALLAH, size, iman etmeye muhabbet duyurdu... ve onu kalblerinizde ziynetlendirdi. Küfür ve füsuk ve isyan size kerih gelmektedir.

İşte onlar... raşid olanlar onlardır!

49. HUCURAT / 9

Eğer mü'minlerden iki taife kıtal ederlerse... onların arasını ıslah edin!
Eğer ikisinden birisi, diğerine bagy etmişse... artık onlar ALLAH'ın emrine fey edinceye kadar bagy edenle kıtal edin!
Eğer fey ederlerse... artık onların aralarını adalet ile ve en kıst olan ile ıslah edin.
Muhakkak, muksitlere muhabbet duyan ALLAH'tır!

50. KAF / 5

Bilakis!
Kendilerine geldiğinde… hakka kizb ettiler.
Artık onlar meric emirdeler.

51. ZARİYAT / 1-2-3-4

Yemin olsun...
zerv eden zariyata...
ve ardından vıkra hamil olanlara...
ve ardından yüsr olarak cari olanlara...
ve ardından emirleri taksim edenlere!

51. ZARİYAT / 43-44

Semud hakkında!...
Onlara "Bir hiyne kadar metalanın" denilmişti.
Ardından Rabblerinin emrinden atiy etmişlerdi… ve ardından nazar edip dururlarken… onları saika ahz edivermişti.

52. TUR / 32

Yoksa kendi hulmleri, onlara bunu mu emir ediyor?
Yoksa onlar tuğyan içinde olan kavim mi?

54. KAMER / 2-3

Eğer bir ayet görseler...
"müstemir sihirdir" diyerek iraz ederler...
kendi hevalarına tabi olarak kizb ederler.
Bütün emirler müstakırrdır.

54. KAMER / 11-12

Ardından semanın bablarını, münhemir su ile feth ettik… ve arzda aynlar fecr ettik.
Su, kat'iyyetle ikdar olunmuş emir üzre iltika etti!

54. KAMER / 50

BİZ'im emrimiz, ancak, vahiddir… göz açıp kapamak gibidir.

57. HADİD / 5

Semaların ve arzın mülkü O'nundur…
Emirler ALLAH'a rücu eder.

57. HADİD / 14

Onlara nida ederler,
"Sizinle beraber değil miydik?"
Derler ki:
"Bilakis!
Fakat siz,
nefslerinizi fitneye düşürdünüz...
ve tarabbus ettiniz...
ve rayb ettiniz.
ALLAH'ın emri gelinceye kadar... emaniler sizi garr etti.
ALLAH'a garur, sizi garr etti."

57. HADİD / 24

Onlar, bahl edenlerdir... nasa bahl ile emir edenlerdir.

Bundan tevella eden kimse... muhakkak ki ALLAH ganiydir, hamiddir.

59. HAŞR / 15

Aynen, kendilerinin karib olarak öncesinden... kendilerine emir edilen vebali yiyenlerin meseli gibidir.
Elim azab onlaradır.

Yahudilerden, Beni Kaynuka kavmi, hicretin yirminci ayında, Medine'den sürülmüştü. Bunlar, Bedir'den sonra ilk vebal yaşayanlar oldu.
64. TEGABUN / 5-6

Önceki kafirlerin... ve ardından kendilerine emir edilenlerin vebalini tadanların haberi gelmedi mi size!?
Elim azab onlaradır!

Bu;
Rasullerinin kendilerine beyyineler ile gelmesi...
ve ardından "Bizi beşer mi ihda edecek!" demeleri...
ve ardından kafir olmaları!...
ve tevella etmeleri!...
iledir.
ALLAH istigna etmektedir! ALLAH ganiydir, hamiddir.

65. TALAK / 1

Ey Nebi!
Kadınları boşadığınız zaman... artık onları iddetleri içinde boşayın... ve iddetlerini ihsa edin.

Rabbiniz ALLAH'a ittika edin!

Mübeyyin olarak fahiş olanı işlemeleri dışında... onları evlerinden ihrac etmeyin ve onlar da ihrac olmasınlar.

Bu, ALLAH'ın hudududur!

ALLAH'ın hududuna düşmanlık eden kimse... artık kat'iyyetle kendi nefsine zalim olmuş olur! İdra edemezsin... ola ki ALLAH bundan sonra emir ihdas eder.

65. TALAK / 2-3

Ecellerini belağ ettiğinizde... ardından... onları maruf ile imsak edin... veya maruf ile fark edin.
Sizden adil iki kişi şahid olsun... ve şahadeti ALLAH için ikame edin!
ALLAH'a ve ahir yevmine iman etmiş olanlara... vaaz olunan budur.
ALLAH'a ittika eden kimse... O,
ona mahrec kılar...
onu hesaba katmadığı yerden rızıklandırır.
ALLAH'a tevekkül eden kimse… artık O,
ona hasbtır.
Muhakkak ki ALLAH'ın emri baliğ olur.
ALLAH, herşey için kat'iyyetle kader kılmıştır!

65. TALAK / 4

Kadınlarınızdan,
mahizden yeis içine (menapoz) girenler...
ve henüz hayz görmemiş olanlar...
eğer rayb ederseniz... artık onların iddeti üç aydır.
Hamile olanlar ise... onların eceli, yüklerini vaz etmelerine (doğum yapmalarına) kadardır.
ALLAH'a ittika eden kimse... O, ona emrinden yüsr olanları verir.

65. TALAK / 5

Bu, ALLAH'ın size inzal edilen emridir!
ALLAH'a ittika eden kimse… O,
onun seyielerine kafir olur...
ve ona ecri azim eder.

65. TALAK / 6-7

İskan olduğunuz yerde, vecd olduğunuz kadar o kadınları iskan edin. Onları dıyk etmek için onları darr etmeyin.
Eğer onlar hamile iseler... artık onlara yüklerini vaz edinceye kadar infak edin.

Ardından eğer sizin için emzirirlerse... artık onların ecirlerini ödeyin. Aranızda maruf ile temir edin.
Eğer teasür olursa... vüsat sahibinin, vüsatından infak etmesi için… artık ona başkası emzirecektir.

Rızkı kendisine ikdar olunan kimse... artık o da, ALLAH'ın kendisine verdiğinden infak etsin!
ALLAH, nefsi, sadece, kendisine verdiği şeye mükellef eder!
ALLAH, usra ardından yüsr kılacaktır.

65. TALAK / 8

Karyelerden niceleri, Rabblerinin emrinden ve O'nun Rasullerinden atiy ettiler.
Ardından onları şedid hesabla hesaba çektik ve nükre azabla onları azablandırdık.

65. TALAK / 9

Ardından emrinin vebalini tattılar… ve emrinin akibeti husr oldu.

65. TALAK / 12

ALLAH, yedi semaları ve onların misli kadarını arzdan halk edendir.
ALLAH'ın herşeye kadir olduğuna... ve ALLAH'ın herşeyi kat'iyyetle ilmiyle ihata ettiğine!... sizin alim olmanız için... emir, onlar arasında durmaksızın tenezzül eder.

66. TAHRİM / 6

Ey iman edenler!
Nefslerinizi ve ehlinizi,
vakudu nas ve hacerler olan…
kendilerine emir edilen şeyde, ALLAH'a asi olmayan... ve emir edilen şeye fail olan… şedid galiz meleklerin, üzerine olduğu...
nardan vaky edin!

79. NAZİAT / 1-2-3-4-5

Yemin olsun!...
gark ederek nez edenlere!
ve neşt ederek neşt edenlere!
ve sebh ederek sebh edenlere…
ve ardından, sebk ederek sebak olanlara…
ve ardından, emire müdebbir olanlara!

80. ABESE / 23

Hayır! Asla!
Kaza ettiği, kendisine emir edilen değildir!

82. İNFİTAR / 17-18-19

"Din yevmi"nin ne olduğunu sana idra ettiren nedir?
Sonra...
Nedir "Din yevmi"nin ne olduğunu sana idra ettiren!?
Nefsin, nefs için bir şey temlik etmediği yevmdir!
Yevme-izinde, emir, ALLAH'ındır.

96. ALAK / 9-10-11-12-13-14-15-16

Abd salat etmekteyken... onu nehy edeni gördün mü!?
Gördün mü huda üzre olduğunu ya da takva ile emir ettiğini!?
Gördün mü kizb ettiğini ve tevella ettiğini!?
ALLAH'ın gördüğüne alim değil midir!?

Hayır!... Asla!
Eğer nehy etmezse... BİZ, nasiyesi ile kesinlikle onu sefi ederiz!… (hani şu) kizb eden hatie (hata yaptıran) nasiyesi ile!

97. KADİR / 3-4-5

Kadir Gecesi, bin aydan hayrdır.
Onda… emirlerin tamamından… Rabblerinin izni ile Melekler ve Ruh tenezzül eder.
O, Fecrin tulu ettiği zamana kadar selamdır!

Bin ay süreci yaklaşık 83 yıl yapmaktadır. Bu, bir insan ömrü olarak kabul edilir.
98. BEYYİNE / 5

Dinde O'na muhlis olarak ALLAH'a abd olmaları için onlara, ancak,
Hanifler olmaları...
ve salat ikame etmeleri...
ve zekat vermeleri...
emir edilmektedir!
Bu, kayyime dindir.

Sure Listesi

Kelam-ı Kadim'de Geçen Kelimeler Sözlüğü;Teolog A.Kadir İmamoğlu tarafından derlenerek hazırlanmıştır.