İçeriğe geç
KÖK Ara:
KELİME Ara:
ANLAM içinde Ara:
❝ eNS ❞ kökünden türeyen kelimeler... 18 Kayıt Listeleniyor.
Aynı Kökten Türeyen: xoxox ins unas insan Enasi Enasiye Enes Enis Enise inas istinas Me'nus Me'nusiyet Muanese Muste'nis Muvaneset Muvanis Te'nis uns unsî unsiye unsiyet Hz. Yunus
xoxox
ا ن س eNS
ins
ا ن س eNS

İnsanın dünya yaşamı dışında, diğer yaşamlarda ki adı. Allah indinde ki ezeli ve ebedi varlığı.

DuruMeal'de toplam 24 kayıtta geçiyor.
Çğl.unas
insan
ا ن س eNS

Yetkili ve sahib temsilcinin, beşer yaşantıdaki adı.

DuruMeal'de toplam 63 kayıtta geçiyor.
Çğl.EnasiÇğl.Enasiye
Enes
ا ن س eNS

Üns mânasına kullanılır ve vahşetin zıddıdır.

Enis
ا ن س eNS

Dost, arkadaş, ünsiyet edilmiş olan. Alışılmış, kendisi ile ülfet edilmiş olan. Sevgili. Yaban horozu. Sulu ve ağaçlı yerlerde bulunan ve sesi gayet hoş bir kuş; çeşitli nağmelerde öter, kâh deve gibi kükrer ve at gibi kişner; insana alışır.

Dşl.Enise
inas
ا ن س eNS

Alıştırma, ünsiyet ettirme. Görme, bilme. Bir hale, bir olgunluğa ulaşma. Çömezliğin, ürkekliğin kalkması.

istinas
ا ن س eNS

Alışmak. Ünsiyetli olmak. Vahşiliğin gitmesi. Ürkekliğin kalkması.

Me'nus
ا ن س eNS

Alışılmış. Alışık. Ünsiyet edilmiş. Beğenilmiş. Mergub.

Me'nusiyet
ا ن س eNS

Alışılmış olma. Alışılma. Ünsiyet edilmiş olma.

Muanese
ا ن س eNS

Dostane görmek, görüşmek. Karşılıklı ünsiyet etmek.

Muste'nis
ا ن س eNS

Ünsiyet peyda etmiş olan, alışık. Alışılmak istenen.

Muvaneset
ا ن س eNS

Birbirine alışıp beraber yaşama. Ünsiyet peyda etme. İnsana alışma, insandan kaçmayış.

Muvanis
ا ن س eNS

İnsana alışık, insandan kaçmayan. Ünsiyet peyda eden, birbirine alışıp birlikte yaşıyan.

Te'nis
ا ن س eNS

Ürkekliğini gidermek. Alıştırmak. Bir hayvanı terbiye ederek işe yarar hale getirmek.

uns
ا ن س eNS

Alışkanlık, alışma. Arkadaş. Hemdem.

unsî
unsiye
ا ن س eNS

Alışmış, ünsiyet etmiş, sokulgan. Arkadaş.

unsiyet
ا ن س eNS

Alışkanlık, dostluk. / Birlikte düşüp kalkmak. Ahbablık. / Bir hale, bir olgunluğa ulaşma. / Çömezliğin, ürkekliğin kalkması.

DuruMeal'de toplam 6 kayıtta geçiyor.
Hz. Yunus
ا ن س eNS

Ünsiyet sahibi. / Ünsiyet kabiliyeti olan.

DuruMeal'de toplam 4 kayıtta geçiyor.
2. BAKARA / 60

Musa, kavmi için istiska ettiğinde, demiştik ki:
"Asan ile hacere darb et!"
Ardından, ondan oniki ayn fecr oldu… ve bütün ünas, kendi meşrebine kat'iyyetle alim olabildi!
ALLAH'ın rızkından yeyin ve için!
Arzda müfsid olarak asev etmeyin!

2. BAKARA / 178-179

Ey iman edenler!
Katl hakkında, kısas üzerinize ketb edildi!
hürr ile hürr!
abd ile abd!
dişi ile dişi!

Kendisine onun kardeşinden bir şey afv edilen kimse... artık o, marufa tabi edilir... ve ona ihsan ile eda edilir.
Bu, Rabbinizden tahfif ve rahmettir!

Artık, bundan sonra... düşmanlık eden kimse... artık elim azab onadır!
Eyy lübb sahibleri!...
Hayat, sizin için kısastadır!... umulur ki ittika edersiniz.

3. ALİ İMRAN / 36

Ardından, onu vaz ettiğinde dedi ki:
"Rabbim!
Muhakkak ben, bir dişi vaz ettim."
ALLAH, vaz ettiği şeye alimdi. Erkek, dişi gibi değildir.
"Muhakkak ben, ona Meryem ismini verdim. Muhakkak ben, onu ve zürriyetini, recm edilmiş şeytandan, SANA uvz ediyorum."

3. ALİ İMRAN / 195

Ardından Rabbleri, onlara isticab etti.
Muhakkak ki BEN, sizden, erkek veya dişi, amil olanın amelini zayi etmem. Bazınız bazınızdansınız (birbirinizdensiniz).
Artık,
hicret edenler...
ve diyarlarından ihrac edilenler...
ve BEN'im sebilimde eza edilenler...
ve katl edenler...
ve katl olanlar...
ALLAH indinden sevab olarak,
kesinlikle onların seyyielerine kafir olacağım
ve kesinlikle onları altından nehirler cereyan eden cennetlere dahil edeceğim.
Sevabların hüsn olanı, ALLAH'ın indindedir.

4. NİSA / 6

Yetimleri nikaha baliğ oluncaya kadar belv edin. Eğer onlardan rüşde ünsiyeti olan olurlarsa... artık mallarını kendilerine def edin.

Büyüyor olduklarından ötürü bedr ile ve israf ederek yemeyin.
Ganiy olan kimse, artık afif olmayı istesin. Fakir olan kimse, onu maruf ile yesin.

Onlara mallarını def ederken... hasib olarak ALLAH'a kafi olarak (olacak şekilde)... onlar üzerine şahid edinin!

4. NİSA / 11

ALLAH, size evladlarınız hakkında, erkek için iki dişinin hazzı mislini vasiyet eder.
Eğer kadınlar ikinin fevkinde ise terekenin üçte ikisi onlar içindir.
Eğer kadın vahid ise yarısı onundur.

Ölenin evladı varsa, ana-babasından her birine, terekeden altıda bir hisse vardır.
Eğer evladı yok da ana-babası ona varis oluyorsa, anasına üçte bir düşer.
Eğer kardeşleri varsa, annesinin hissesi altıda birdir.

(Bunlar) vasiyet etiklerinin veya deyn ardındandır.

Babalarınız ve oğullarınız!...
Hangisinin menfaat yönünden size daha karib olduğuna idra edemezsiniz.

Bunlar, ALLAH'tan farzdır.
Muhakkak ki ALLAH, alim, hakim olandır.

4. NİSA / 28

ALLAH, sizden hafifletmeyi irade ediyor.
İnsan zayıf olarak halk edilmiştir.

4. NİSA / 117

Onlar, O'nun gayrısında, sadece dişileri davet ediyorlar. Muhakkak onlar sadece merid şeytanı davet ediyorlar.

4. NİSA / 124

Erkek veya dişi, salihlerden amel edenler… onlar mü'mindirler. Artık işte onlar, cennete dahil olurlar ve nakir kadar zulme uğramazlar.

4. NİSA / 163

Muhakkak ki BİZ sana vahy ettik... tıpkı;
Nuh'a ve ondan sonra gelen Nebilere vahy ettiğimiz gibi…
İbrahim'e ve İsmail'e ve İshak'a ve Yakub'a ve torunlarına
ve İsa'ya ve Eyyub'a ve Yunus'a ve Harun'a ve Süleyman'a da vahy ettiğimiz gibi…
Davud'a Zebur'u verdiğimiz gibi...

4. NİSA / 176

Senden fetva istiyorlar.
De ki:
"ALLAH, size "kelale" (babasız ve çocuksuz kimse) hakkında fetva veriyor:
Eğer helak olan erkek kişinin evladı yoksa, bir kız kardeşi varsa, artık kesinlikle tereke olanın yarısı onundur.
O da, eğer kadının evladı yoksa, o kadının varisidir. (Eğer kız kardeşi ölür ve çocuğu da bulunmazsa, erkek kardeş ona varis olur.)
Eğer kız kardeşler iki iseler, (erkek kardeşin) bıraktığı terekenin üçte ikisi onlarındır.
Eğer kardeşler erkek ve kadın iseler, o zaman (bir) erkeğe, iki dişinin hazzı mislidir."
ALLAH, dalalete düşüverirsiniz diye, sizin için beyan ediyor. ALLAH, herşeye alimdir.

6. ENAM / 86

İsmail ve Elyasa ve Yunus ve Lut...
Hepsini alemlere fazl ettik.

6. ENAM / 112-113

Böyledir!...
Nebilerin hepsi için ins ve cinn şeytanları aduvv kıldık.
Bazısı bazısına (onlar birbirine),
ahirete iman etmeyenlerin fuadlarının kendilerine meyletmesi için…
ve kendilerinden razı olmaları için…
iktiraf edenlerin iktiraf etmeleri (emek çekerek günah kazanmak) için…
garr olarak, zuhruf kaviller vahy ederler. Şayet Rabbin dileseydi, buna fail olamazlardı.
Artık onları iftira ettikleri şeylere vezr et.

6. ENAM / 128

Cemian haşr olacakları yevmde,
"Ey cinn aşrı! Siz, insden istiksar etmiştiniz."
Onların insden veliyleri derler ki:
"Rabbimiz!
Bazımız bazımızdan (birbirimizden) metalandık ve bize ecel ettiğinin eceline baliğ olduk."
Der ki:
"Mesvanız nardır!
ALLAH'ın diledikleri dışında, orada ebedisiniz!"
Muhakkak ki Rabbin, hakimdir, alimdir.

6. ENAM / 130

Ey cinn ve ins aşrı!
İçinizden, ayetlerimi size kıssa eden ve sizi, bu yevminize lika olacağınıza nezr eden Rasuller gelmedi mi?
"Kendi nefslerimiz üzre şahidiz." derler.
Dünya hayatı onları garr etti ve muhakkak kafirler olduklarına, kendi nefsleri üzre şahidlik ederler.

6. ENAM / 143

Sekiz zevc. Koyundan iki ve keçiden iki.
De ki:
"İki erkeği mi haram etti yoksa iki dişiyi mi? Yoksa iki dişinin rahimlerinde iştimal ettiğini mi?
Eğer sadıksanız, ilim ile bana haber verin."

6. ENAM / 144

Deveden iki ve sığırdan iki.
De ki:
"İki erkeği mi haram etti yoksa iki dişiyi mi?
Yoksa iki dişinin rahimlerinde iştimal ettiğini mi?
Yoksa, size vasiyet ettirdiğinde bununla ALLAH'a şahid mi oldunuz?
Artık... ilmin gayrısı ile nası dall etmek için ALLAH'a kizb ederek iftira edenden daha zalim kimdir?"
Muhakkak ki ALLAH, zalimlerin kavmini ihda etmez.

7. ARAF / 38

Der ki:
"Öncenizden kat'iyyetle hilv olmuş, cinnden ve insden ümmetlere dahil olun narda!"
Dahil olan herbir ümmet, kendi kardeşine lanet eder. Hatta, orada cemian idrak ettiklerinde ahirdekiler, evvelkiler için derler ki:
"Rabbimiz!
İşte bunlar bizi dalalete düşürdüler. Artık onlara nardan azabı zıf et."
Der ki:
"Hepiniz için bir kat fazladır!... fakat siz alim değilsiniz!"

7. ARAF / 82

Kavminin cevabı, ancak, şunu demek oldu:
"(Madem ki) Muhakkak bunlar tetahhur ünasmış… karyenizden ihrac edin bunları!"

7. ARAF / 160

BİZ onları, on iki sıbt ümmet olarak kata ettik... ve Musa'ya vahy ettik;
"Kavmin istiska ettiğinde, asan ile hacere darb et!"
Ardından ondan, on iki ayn fışkırdı. Bütün ünas, kendi meşrebine kat'iyyetle alim oldu!
BİZ, üzerlerine gamam zıll etmiştik. Onlara, menne ve selva inzal etmiştik.
"Sizi rızıklandırdığımız, tayyib olanlardan yeyin."
Onlar BİZ'e zalim olmadılar... fakat, kendi nefslerine zalim oldular.

7. ARAF / 179

Cinn ve insden pek çoğunu, elbette kat'iyyetle!... cehennem için zer ettik;
kalbleri vardır... onunla fıkh etmezler!
aynları vadır... onunla basir olmazlar!
kulakları vardır... onunla işitmezler!
İşte bunlar, enam gibidir!
Bilakis!
Daha da dalalettedirler!
İşte bunlar... bunlar gafillerdir!

10. YUNUS / 12

İnsana darr mess olduğu zaman;
cenbinde...
veya kaid olarak...
veya kaim olarak...
BİZ'i davet eder.

Ardından kendisinden o darrı keşf ettiğimizde... kendisine dokunmuş o darr üzre BİZ'i davet etmemiş gibi... merr eder.

Böyledir!...
Amel etmiş oldukları şeyler, müsrifler için ziynetlemiştir.

10. YUNUS / 98

Keşke… Yunus'un kaviminden başka... iman eden... ve ardından imanlarından menfaat gören bir (başka) kavim olsaydı!

İman ettiklerinde... dünya hayatındaki hizy azabını onlardan keşf ettik... ve onları bir hiyne kadar metalandırdık.

Hz. Yunus’un fazileti hakkında, ALLAH Rasulü Hz. Muhammed (sav) Efendimiz şöyle buyurmuşlardır:
***Hiçbir kula “Yûnus bin Mettâ’dan daha hayırlıyım.” demek yakışmaz!*** (Buhârî, Enbiyâ, 35; Müslim, Fedâil, 166)
11. HUD / 9

Eğer İnsana BİZ'den rahmet tattırırsak, sonra bunu ondan nez edersek, muhakkak o, kesinlikle kefur yeise kapılır.

12. YUSUF / 5

Babası:
"Ey oğlum!
Rüyanı kardeşlerine kıssa etme. Yoksa, sana keydle keyd kurarlar.
Muhakkak şeytan, İnsan için mübin düşmandır."

13. RAD / 8

ALLAH,
bütün dişilerin hamil olduğu şeye…
ve rahimlerin gayz ettiği şeye…
ve de ziyade ettiği şeye…
alimdir.
Herşey, O'nun indinde, mikdar iledir.

14. İBRAHİM / 34

Sail olduğunuz herşeyden size verendir...
ALLAH'ın nimetlerini add etseniz, ihsa edemezsiniz.
Muhakkak İnsan, elbette/kesinlikle zalumdur, keffardır.

15. HİCR / 26

elbette kat'iyyetle BİZ, İnsanı, mesnun hameden salsalden halk ettik!

16. NAHL / 4

İnsanı nutfeden halk etti… ve ardından o zaman… o, mübin hasım oldu.

16. NAHL / 58-59

Onlardan biri, dişi ile ibşar edildiği zaman, vechi müsvedde olarak zıll olur… ve o, kezm eder. Kendisine ibşar edilenin suiliğinden, kavminden vera eder.
Hevn üzre imsak mı etsin... yoksa onu turaba dess mi etsin!?
Değil mi ki... hüküm verdikleri şey ne de suidir!?

16. NAHL / 97

Erkek veya dişiden salih (iş)lere amil olan mü'min kimse… artık onu, elbette/kesinlikle tayyib hayat ile hayatlandıracağız.
Onları elbette/kesinlikle cezalandıracağız… onların ecri, amel etmiş olduklarının ahseni iledir.

17. İSRA / 11

İnsan, hayr (uğrundaki) DAVAsını, şerr (için/uğruna) dava edindi… ve İnsan, çok aceleci oldu.

17. İSRA / 13

BİZ, bütün İnsanların uçucularını unklarında ilzam ettik.
Neşr edilmiş olarak ilka olacağı kitabı... kıyamet yevminde kendisine ihrac ederiz.

17. İSRA / 40

Rabbiniz, oğulları size esfa kıldı da… meleklerden dişiler mi ittihaz etti?
Muhakkak siz, elbette/kesinlikle azim kavl söylüyorsunuz!

17. İSRA / 53

BANA abd olanlara de ki:
"Ahsen olanı kavil etsinler!"
Muhakkak onların aralarında nezg eden, şeytandır!… muhakkak şeytan, İnsan için mübin düşmandır.

17. İSRA / 67

Bahr içinde, size darr mess ettiği zaman… yalnızca O'nun dışında... davet ettiğiniz kimseler dall olur. Ardından sizi berre necat edince, iraz edersiniz.
İnsan kafir olandır.

17. İSRA / 71

Bütün İnsleri kendi imamları ile davet edeceğimiz yevmde… kitabı yemini ile verilen kimse… artık işte onlar, kendi kitabını kıraat ederler… ve onlara fetil kadar zulüm edilmez.

17. İSRA / 83

İnsana,
nimet verdiğimiz zaman, iraz eder... ve canibine ney olur.
şerr mess ettiği zaman, yeise kapılır.

17. İSRA / 88

De ki:
"Eğer ins ve cinn, bu Kur'an'ın bir mislini getirmek üzere ictima etseler... ve şayet onların bazısı bazısına (birbirlerine) zahir olsa... (yine de) onun bir mislini getiremezler.

17. İSRA / 100

De ki:
"Şayet siz, Rabbimin rahmet hazinelerine malik olsanız… o zaman da infak haşyeti ile onu elbette/kesinlikle imsak ederdiniz."
İnsan, katura olandır.

18. KEHF / 54

BİZ, elbette kat'iyyetle bu Kur'an'da nas için bütün mesellerden sarf ettik!
(Ancak) İnsan pek çok şeye cedel eden olur.

19. MERYEM / 24-25-26

Ardından onun altından ona nida etti:
"Hüzünlenme. Rabbin senin altında kat'iyyetle seriyye kıldı! Hurma cizini kendine doğru hezz et… ceni rutab üzerine ıskat olsun... ve ardından ye ve şurb et. Aynın karar olsun...
Artık beşerden birisini görürsen... 'Muhakkak ben Rahman için oruç nezr ettim… artık bu yevm, inslere kelime etmeyeceğim' de."

19. MERYEM / 66

İnsan der ki:
"Ben mevt olduğum zaman, gerçekten hayy olarak ihrac mı olacağım?"

19. MERYEM / 67

İnsan, önceden, bir şey değilken kendisini halk ettiğimizi zikir etmez mi?

20. TAHA / 5-6-7

Rahman, arş üzre istiva etmiştir!
Semalarda olanlar...
ve arzda olanlar...
ve onların arasındakiler...
ve seranın altında olanlar...
O'nundur.
Eğer kavl ile cehr de olsa... sırr da olsa... hafi de olsa artık muhakkak ki O alimdir.

20. TAHA / 10

Narı gördüğünde ehline demişti ki:
"Meks olun siz. Muhakkak nara unsiyetim oldu. Ola ki ondan size kabes ile verilir... veya narda huda vecd olur."

21. ENBİYA / 37

İnsan, aceleci halk edilmiştir.
Size yakında ayetlerimi göstereceğim… artık acele etmeyin!

22. HACC / 66

Sizi hayy eden…
sonra sizi mevt edecek olan…
sonra hayy edecek olan…
O'dur.
Muhakkak İnsan, elbette/kesinlikle kefurdur.

23. MU'MİNUN / 12-13-14-15-16

BİZ İnsanı, elbette kat'iyyetle...
tinden bir sülaleden halk ettik.
Sonra onu, mekin kararda bir nutfe kıldık.
Sonra nutfeden alaka halk ettik.
Ardından alakadan mudga halk ettik.
Ardından mudgadan kemikler halk ettik.
Ardından kemiklere et kisvelendirdik.
Sonra onu başka bir halk edişle inşa ettik.

Halk edenlerin ahseni ALLAH ne bereketlidir!
Sonra siz bunun ardından muhakkak mevt olacaksınız.
Sonra muhakkak siz, kıyamet yevminde baas olacaksınız.

12 - 16 ayetlerde, İnsan'ın halk edilişi ile ilgili 9 aşama sayılmaktadır.
24. NUR / 27

Ey iman edenler!
Kendi beytlerinizin gayrısındaki beytlere…
ehline teslim olupta ünsiyetiniz oluncaya kadar dahil olmayın!
İşte bu sizin için hayrdır… umulur ki tezekkür edersiniz.

25. FURKAN / 29

"elbette kat'iyyetle!... o, bana geldiği zamanın ardından, beni zikirden dalalet ettirdi."
Şeytan, İnsana hazul edendir.

25. FURKAN / 48-49

O, rahmet elinin arasında, büşra olarak rihleri irsal edendir.
BİZ,
Mevt beldeyi onunla hayy etmek için...
ve halk ettiğimiz çoğu enam ve ünası onunla iska etmek için...
semadan tahur su inzal ettik.

27. NEML / 7

Musa, ehline demişti ki:
"Muhakkak benim nara ünsiyetim oldu.
Size ondan haber vereceğim... veya şihab ile kabes getireceğim… umulur ki siz saly olursunuz."

27. NEML / 17

Süleyman'a, cinnlerden ve inslerden ve uçuculardan ordular haşr edildi… ve ardından onlara vaa'z edildi.

27. NEML / 56

Kavminin cevabı, ancak, şunu söylemek oldu:
"(Madem ki) Muhakkak onlar tetahhur ünasmış… Lut'un alini karyenizden ihrac edin!"

28. KASAS / 29

Ardından Musa, eceli kaza ettiğinde ve ehliyle seyire çıktığında... Tur'un canibinden nara ünsiyeti oldu.
Ehline dedi ki:
"Siz meks olun. Benim nara ünsiyetim oldu. Umulur ki ondan size haber veya nardan bir cüzve veririm… umulur ki siz saly olursunuz."

29. ANKEBUT / 8

BİZ, İnsana... ana-babasına hüsna olmasını vasiyet ettik.
Eğer onlar, sende ilmi olmayan şeyi BANA şirk koşman için... sana cehd ederlerse, artık onlara itaat etme!
Rücu edeceğiniz yer BANA'dır!... Ardından amel etmiş olduğunuz şeyler ile size haber vereceğim.

31. LOKMAN / 14

Ana-babası ile İnsana vasiyet ettik.
Annesi ona,
"sen, ana-baban için BANA şükür et!"
diye... vehn üzre vehn ile hamil oldu… ve iki yılda fisal oldu.
Masir BANA'dır.

32. SECDE / 7

Halk ettiği herşey, ahsendir…
İnsan'ın halkiyeti de... tinden bed oldu.

33. AHZAB / 53

Ey iman edenler!
Nebinin evine... size izin verilmesi dışında... nazır olanlar gayrısında... taam etmek için ansızın dahil olmayın!
Fakat davet edildiğinizde dahil olun... ve ardından taam ettiğinizde neşr olun.
Hadis için ünsiyet peydahlamayın.
Muhakkak bu nebiye eza oluyor... ancak o sizden istihya ediyor. ALLAH, hakk olandan istihya etmez!
Kadınlardan bir meta sail olduğunuzda... ardından hicabın verasından sail olun. Bu sizin kalbleriniz ve onların kalbleri için daha tahirdir.
Sizin ALLAH Rasulüne eza etmeniz ve kendisinden sonra onun zevcelerini nikahlamanız ebediyen olamaz! Muhakkak bu, ALLAH indinde azim olandır!

33. AHZAB / 72-73

Muhakkak ki BİZ, semalara ve arza ve dağlara emanet arz ettik!... ancak bunlar, ona (emanete) hamil olmaktan imtina ettiler!... ve ondan (emanetten) işfak ettiler.

Ona (emanete) İnsan hamil oldu!

Muhakkak o (emanet)… ALLAH'ın, münafık erkeklere ve münafık kadınlara ve müşrik erkeklere ve müşrik kadınlara azab etmesi için... zalum ve cehul idi.

Mü'min erkeklere ve mü'min kadınlara, ALLAH, tevbe eder. ALLAH, gafur, rahim olandır.

35. FATIR / 11

ALLAH sizi,
turabdan halk etti.
Sonra nutfeden...
sonra sizi zevcler kıldı.

O'nun ilmi dışında, hiç bir dişi
hamil olamaz...
ve vaz olamaz!

Kitabta olan dışında...
ömür sahibi ömürlendirilmez...
ve onun ömrü nakıs edilmez.
Muhakkak bu, ALLAH'a yesirdir.

36. YASİN / 77-78-79

İnsan, kendisini nutfeden nasıl halk ettiğimizi görmez mi!
(Kalkmışta) Mübin hasım olmuş şimdi!
Kendi halkıyetini unutmuş… BİZ'im VARLIĞIMIZA mesel darb ediyor!
Diyor ki:
"Rimme olan o kemikleri kim ihya edecek?"

De ki:
"Evvel merrede onu inşa eden, ihya edecek!
O, bütün halkıyete alimdir."

Rivayete göre; Ubey b. Halef, Allah Rasulünün huzuruna bir çürümüş kemikle gelir ve onu eliyle ufalayarak "Allah bunu böyle çürüdükten sonra diriltir dermisin?" der. Allah Rasulü ona "Evet, seni de diriltir ve ateşe kor." buyurur. Ayet, bu sebeple inmiştir.
37. SAFFAT / 139

Muhakkak Yunus, kesinlikle mürsellerdendir.

37. SAFFAT / 150

"Yada BİZ melekleri dişiler olarak halk etmişiz de... onlar da buna mı şahid olmuşlar!?"

39. ZUMER / 8

İnsana darr mess olduğunda... O'na münib olarak, Rabbini davet eder.
Sonra ona KENDİSİNDEN nimet havl ettirdiğinde... önceden O'nu davet etmiş olduğunu unutur... ve O'nun sebilinden dall olmak için ALLAH'a endad kılar.

De ki:
"Küfrünle az biraz metalan!
Muhakkak sen nar ashabındansın!"

39. ZUMER / 49

Artık,
İnsana darr mess olduğunda… o, BİZ'i davet eder...
Sonra BİZ'den nimet havl ettiğimizde… muhakkak kendisine, ancak, ilim üzre verildiğini söyler.
Bilakis!
Bu bir fitnedir... fakat onların pek çoğu alim değildir.

40. MUMİN / 40

"Seyyielere amil olan… artık sadece, mislince cezalanır.
Erkek veya dişiden... salih olanlara amil olan kimse… o mü'mindir... ve ardından işte onlar, cennete dahil olurlar. Orada hesabsızca rızıklanırlar."

41. FUSSİLET / 25

Onlara karinler (arkadaşlar) kayz ettik... ve ardından onlar, onlara ellerinin arasında olanı ve halflerinde olanı ziynetlendirdiler.
Kendilerinden önce kat'iyyetle hilv etmiş olan cinnlerden ve insden ümmetler hakkındaki kavil, kendilerine de hakk oldu!... muhakkak onlar hasar alanlar oldular.

41. FUSSİLET / 29

Kafirler derler ki:
"Rabbimiz!
Cinnlerden ve inslerden bizi dalalete düşüren (ikisini) bize göster. En sefillerden olmaları için onları kademlerimizin altına alalım."

41. FUSSİLET / 47

Saatin ilmi O'na redd edilir.
O'nun ilmi olmadan,
tomucuklarından semereler ihrac olmaz...
ve dişiler hamile kalmaz...
ve de vaz olamaz.
Yevmde nida edilir:
"BANA şirk koştuklarınız nerede?"
Onlar derler ki:
"Sana ezan ediyoruz... bizden şahid yoktur."

41. FUSSİLET / 49

İnsan, hayra davetten sem olmaz.
Eğer kendisine şerr mess ederse... o zaman yeise kapılır, kanıt olur.

41. FUSSİLET / 51

İnsanı nimetlendirdiğimizde iraz eder... ve canibine ney olur.
Ona şerr mess olduğunda... o zaman, arız bir davet sahibi olur.

42. ŞURA / 48

Artık eğer arız olurlarsa... seni, onlara hafız olarak irsal etmedik!
Senin üzerine olan, sadece, belağdır.
Muhakkakki BİZ, İnsana BİZ'den rahmet taddırdığımızda... onunla ifrah olur.
Eğer, kendi elleriyle takdim ettikleri ile kendilerine seyyieler isabet ederse... artık muhakkak İnsan küfürdedir.

42. ŞURA / 49

Semaların ve arzın mülkü ALLAH'ındır.
Dilediğini halk eder...
dilediğine dişiler vehb eder...
dilediğine erkekler vehb eder.

42. ŞURA / 50

Yada onları erkekler ve dişiler olarak zevcelendirir…
dilediği kimseyi ise akim (kısır) eder.
Muhakkak ki O, alimdir, kadirdir.

43. ZUHRUF / 15

O'na ibadet edenlerden… O'na cüz kıldılar.
Muhakkak İnsan, kesinlikle mübin küfürdedir.

43. ZUHRUF / 19

Rahmana abd olan melekleri dişi kıldılar!
Onların halk edilişine şahid mi oldular!?
Onların şahadetleri ketb edilecek... ve onlar sual edilecekler!

46. AHKAF / 15

İnsana, ana-babasına ihsanı vasiyet ettik!
Annesi ona kerh halinde hamil oldu... ve onu kerh halinde vaz etti (doğurdu). Hamil olması ve onun fisal olması otuz aydır.

Hatta, şedidine iblağ olunca ve kırk seneye baliğ olunca dedi ki:
"Rabbim!
Beni ve ana-babamı nimetlendirdiğin nimetine şükür etmemi...
ve SEN'in razı olacağın salih amel işlememi...
bana vaa'z et.
Benim zürriyetimdekileri ıslah et.
Muhakkak ben, SANA tevbe ediyorum.
Muhakkak ben, Müslümanlardanım."

46. AHKAF / 18

İşte o... kendilerinden önce kat'iyyetle hilv etmiş olan cinnlerden ve insden ümmetlerdeki kavil!... kendilerine de hakk oldu.
Muhakkak onlar hasar alanlar oldular.

49. HUCURAT / 13

Ey nas!
Muhakkak ki BİZ sizi, zekerden ve ünsadan halk ettik.
Kendinize arif olmanız için... sizi şubeler ve kabileler halinde kıldık.
Muhakkak ALLAH indinde sizin daha kerim olanınız, daha çok ittika edeninizdir.
Muhakkak ki ALLAH alimdir, habirdir.

50. KAF / 16

elbette kat'iyyetle!... İnsanı halk ettik!...
Onun nefsinin, kendisine ne vesveseler verdiğine alimiz.
BİZ ona, şahdamarından daha karibiz.

51. ZARİYAT / 56

Cinnleri ve insi, ancak, BANA abd olmaları için halk ettim.

53. NECM / 21

Erkek sizin için ve dişi O'nun için mi?

53. NECM / 24

Yoksa, temenni ettiği herşey, İnsan'ın mıdır (sandılar)!?

53. NECM / 27-28

Muhakkak ahirete iman etmeyenler… kendilerinde bunun ilminden olmadığı halde... sadece, zanna tabi olarak... melekleri, dişi isimlendirmesiyle isimlendiriyorlar.
Muhakkak zann... hakktan hiçbir şeye ganiy etmez!

53. NECM / 36-37-38-39-40-41-42-43-44-45-46-47-48-49-50-51-52-53-54

Yoksa, Musa'nın... ve vefa eden İbrahim'in sahifelerinde olanlar ile kendisine haber verilmedi mi!?
Vezr edenin, başkasının vizrini vezr etmediği...
İnsan'ın olanın, sadece, say ettiği şey olduğu…
ve say etmesinin yakında görüleceği…
Sonra en vefalı cezayla cezalandırılacağı…
Müntehanın (son, nihayet,varış) Rabbine olduğu…
Idhak edenin ve ibka edenin O olduğu…
Mevt edenin ve ihya edenin O olduğu…
Menilendiğinde, nutfeden… erkek ve dişi olarak iki zevc halk ettiği…
Uhra neşetin O'nun üzerine olduğu…
En ganiy edenin... ve en kani kılanın O olduğu…
Şiranın Rabbinin O olduğu…
Ulada Ad (kavmini)... ve Semud (kavmini)... önceden de Nuh kavmini helak ettiği…
ve ardından onları, baki etmediği…
Muhakkak onlar... onlar daha zalim ve tuğyan içinde olmuşlardı. Mütefikeyi (Lut kavminin memleketi) de ehva etmişti… ve ardından, gışa ettiğini onlara gışa etmişti.

53. NECM / 36-37-38-39-40-41-42-43-44-45-46-47-48-49-50-51-52-53-54

Yoksa, Musa'nın... ve vefa eden İbrahim'in sahifelerinde olanlar ile kendisine haber verilmedi mi!?
Vezr edenin, başkasının vizrini vezr etmediği...
İnsan'ın olanın, sadece, say ettiği şey olduğu…
ve say etmesinin yakında görüleceği…
Sonra en vefalı cezayla cezalandırılacağı…
Müntehanın (son, nihayet,varış) Rabbine olduğu…
Idhak edenin ve ibka edenin O olduğu…
Mevt edenin ve ihya edenin O olduğu…
Menilendiğinde, nutfeden… erkek ve dişi olarak iki zevc halk ettiği…
Uhra neşetin O'nun üzerine olduğu…
En ganiy edenin... ve en kani kılanın O olduğu…
Şiranın Rabbinin O olduğu…
Ulada Ad (kavmini)... ve Semud (kavmini)... önceden de Nuh kavmini helak ettiği…
ve ardından onları, baki etmediği…
Muhakkak onlar... onlar daha zalim ve tuğyan içinde olmuşlardı. Mütefikeyi (Lut kavminin memleketi) de ehva etmişti… ve ardından, gışa ettiğini onlara gışa etmişti.

55. RAHMAN / 1-2-3-4

Rahman;
Kur'an'a alim etti.
İnsanı halk etti.
Onu beyana alim etti.

55. RAHMAN / 14

İnsanı, fehhar gibi salsalden halk etmiştir.

55. RAHMAN / 33

Ey cinn ve ins aşrı!
Semaların ve arzın kutrlarından infaz etmeye istitaat ederseniz… haydi infaz edin.
Sadece, Sultan ile infaz edersiniz!

55. RAHMAN / 37-38-39-40-41

Sema şakk olduğunda ve ardından dihan gibi varid olduğunda…

Artık, siz ikiniz, Rabbinizin hangi alüvlerini kizb ediyorsunuz?

Ardından yevme-izinde, inse ve de cinne zenblerinden sual edilmez.

Artık, siz ikiniz, Rabbinizin hangi alüvlerini kizb ediyorsunuz?

Mücrimlere simalarından arif olunur.
Artık onlar, kademleri ile nasiyeleri ile ahz edilirler.

12. tekrar.
13. tekrar.
55. RAHMAN / 56

O ikisinde, tarfını kasr edenler vardır... onlara daha önce insler ve de cinnler tams etmemiştir.

55. RAHMAN / 74

İnsler ve cinnler, onların öncesinde, onlara tams etmemişti.

59. HAŞR / 16-17

Aynen, şeytanın meseli gibidir.
İnsana demişti ki:
"Kafir ol!"
Ardından... kafir olduğunda dedi ki:
"Muhakkak ben senden beriyim. Muhakkak ben Rabb-il alemin ALLAH'tan korkarım."
Artık, onların ikisinin de akibeti... ebediyyen nar içinde olmak oldu.
İşte bu, zalimlerin cezasıdır.

70. MEARİC / 19-20-21-22-23-24-25-26-27

Muhakkak İnsan,
kendisine ceza olarak şerr mess ettiğinde...
ve kendisine mani olarak hayr mess ettiğinde...
hela (sabrı az, hırsı çok, aceleci ve fazla şikayetçi) olacak şekilde halk edilmiştir.

Salat edenlerden şunlar bunun dışındadır;
Salatları üzre daim olanlar.
ve mallarında, sail ve mahrum için malum hakk olanlar.
ve din yevmine sadakat gösterenler.
ve Rabblerinin azabından müşfik olanlar.

72. CİNN / 5

Muhakkak biz... ins ve cinnler, ALLAH üzre kizb etmezler zann ederdik!

72. CİNN / 6

Muhakkak o… insden (bazı) erkek kimseler, cinnden (bazı) erkek kimselere uvz ederlerdi… ve ardından onların rehakı ziyade olurdu.

75. KIYAME / 3

İnsan, kemiklerini cem edemeyeceğimizi mi hesab ediyor!?

75. KIYAME / 5

Bilakis!
İnsan, kendi emamına facir olmayı irade eder.

75. KIYAME / 7-8-9-10

Ardından...
basar, berak olduğunda...
ve kamer hasf olduğunda...
ve güneş ve kamer cem edildiğinde…
yevme-izinde… insan der ki:
"Firar yeri neresi?"

75. KIYAME / 13

Yevme-izinde... İnsana, takdim ettikleri ve tehir ettikleri şeyler ile haber verilir.

75. KIYAME / 14-15

Bilakis!
Şayet mazeretlerini ilka etse bile... İnsan, kendi nefsi üzre basirdir.

75. KIYAME / 36

İnsan süda terk edileceğini mi hesab ediyor!?

75. KIYAME / 37-38-39

O,
meni edilmiş meniden bir nutfe değil miydi ?
Sonra alaka oldu.
Ardından halk etti
ve ardından sevva etti.
Ardından, ondan da erkek ve dişi iki zevc kıldı.

76. İNSAN / 1

Dehrden (beri)… İnsan üzre, mezkur bir şeyin olmadığı bir hiyn geldi mi!?

76. İNSAN / 2

Muhakkak ki BİZ, İnsanı…
belv ettiğimiz meşc haldeki nutfelerden halk ettik...
ve ardından onu semi, basir kıldık.

79. NAZİAT / 34-35

Kübra tammat geldiğinde… yevmde, İnsan say ettiği şeyi tezekkür eder!

80. ABESE / 17

Katl olası İnsan!
Ne de kafir o!

80. ABESE / 24-25-26

Artık İnsan nazar etsin!...
kendi taamına…
BİZ'im suyu sabb ederek sabb etmemize…
Sonra arzı, şakk ederek şakk etmemize.

82. İNFİTAR / 6-7-8

Ey İnsan!
Seni halk eden...
ve ardından seni sevva eden…
ve ardından seni adl eden…
hangi surette dilediyse seni öyle terkib eden…
kerim Rabbine, seni garr eden nedir?

84. İNŞİKAK / 6

Ey İnsan!
Muhakkak sen, Rabbine kedh ederek, kedh etmektesin.
Artık O'na mülaki olacaksın!

86. TARIK / 5-6-7-8

Artık İnsan, halk edildiği şeye nazar etsin!
Sulb ve teribeler arasından ihrac edilen dafik sudan halk edildi.
Muhakkak ki O, onu reca üzre elbette kadirdir.

89. FECR / 15-16

Ancak... İnsan,
Rabbi kendisini belv ettiğinde... ve ardından onu daha kerim ettiğinde... ve onu nimetlendirildiğinde…
"Rabbim beni en kerim kıldı" der.

Ancak kendisini belv ettiğinde... ve ardından kendisine rızkını kaderlediğinde,
"Rabbim beni en hevan kıldı" der.

89. FECR / 21-22-23-24

Hayır!
Arz, dekk olarak dekk olarak, dekk edildiğinde
ve Rabbin, melekleri saff saff kıldığında...
ve yevme-izinde cehenneme getirildiğinde…
yevme-izinde tezekkür eder İnsan!... artık ona zikir ne edecekse!
Der ki:
"Ahh keşke... hayatım için, takdim etseymişim!"

90. BELED / 4

elbette kat'iyyetle!... BİZ, İnsanı kebed içinde halk ettik!

92. LEYL / 1-2-3

Yemin olsun!
Gışa ettiğinde, geceye…
Tecelli ettiğinde, gündüze…
Erkeği ve dişiyi halk edene!

95. TİN / 4-5-6

elbette kat'iyyetle!... İnsanı "ahsen-i takvim" içinde halk ettik!
Sonra…
salih (iş)lere amil olarak iman edenlerin
*** ve kendilerine gayrı memnun ecir olanların***
dışındakileri… sefillerin en sefiline redd etik.

96. ALAK / 2-3-4-5

İnsanı alak'tan halk etti...
KIRAAT ET!
Kalem'e alim eden…
İnsanı ilmi olmayan şeylere alim eden…
Rabbin en kerim olandır!

96. ALAK / 2-3-4-5

İnsanı alak'tan halk etti...
KIRAAT ET!
Kalem'e alim eden…
İnsanı ilmi olmayan şeylere alim eden…
Rabbin en kerim olandır!

96. ALAK / 6-7

Asla!...
Sakın ola… İnsan, istigna ettiğini görmenin tuğyanında olmasın!

99. ZİLZAL / 1-2-3-4-5

Arz zelzelelerle sarsıldığında...
ve arz sekallerini ihrac ettiğinde...
ve insan "ne oluyor ona!" dediğinde...
yevme-izinde, Rabbinin kendisine vahy etmesi ile haberlerini hadis edecek.

100. ADİYAT / 6-7

Muhakkak İnsan, Rabbi'ne kenudtur… ve kendisi de buna kesinlikle şahidtir.

103. ASR / 1-2-3

Asr'a yemin olsun!
Sadece,
salih (iş)lere amil olarak...
ve hakkı tavsiye ederek...
ve sabır tavsiye ederek…
iman eden İnsan, kesinlikle husrda değildir.

Sure Listesi

Kelam-ı Kadim'de Geçen Kelimeler Sözlüğü;Teolog A.Kadir İmamoğlu tarafından derlenerek hazırlanmıştır.