İçeriğe geç
KÖK Ara:
KELİME Ara:
ANLAM içinde Ara:
❝ eRD: ❞ kökünden türeyen kelimeler... 3 Kayıt Listeleniyor.
Aynı Kökten Türeyen: xoxox arz erz Arzîn Arâzi Eradîn Arzî Arziye
xoxox
ا ر ض eRD:
arz
erz
ا ر ض eRD:

İnsanın Allah'tan aldığı emri uyguya aldığı nokta. Aşağı. Toprak. Zemin. Yeryüzü. Dünya. Memleket, ülke. Küre. İklim. Davarın ayağının altı.

DuruMeal'de toplam 439 kayıtta geçiyor.
Çğl.ArzînÇğl.ArâziÇğl.Eradîn
Arzî
Arziye
ا ر ض eRD:

Toprağa ait ve müteallik. Yere ait, toprakla alakalı. Semavi olmayan. Beşeri olan.

2. BAKARA / 11-12

Onlara,
"Arzda fesad çıkarmayın!"
denildiğinde;
"Muhakkak biz, ancak, ıslah edenleriz."
derler.
Değil mi ki... muhakkak onlar, fesad çıkaranlardır!... fakat onların şuurlarında değil!

2. BAKARA / 22

(Rabbiniz…)
sizin için arzı firaş, semayı bina kılandır…
ve semadan su inzal edendir…
ve ardından onunla, size rızk olacak semerelerden ihrac edendir.
Artık ALLAH'a... alim olduğunuz halde... endad kılmayın!

2. BAKARA / 26-27

Muhakkak ki ALLAH, mesel darb etmekten istihya etmez!
Bazen, bir sivrisineği...
ve hatta bazen, onun fevkinde olanı...
ya da hatta... iman eden... ve ardından hakk olanın Rabblerinden olduğuna alim olanları...
ve hatta... kafir olan... ve ardından "bu mesel ile ALLAH ne irade etti?" diyenleri.

Çoğunu bunlarla dalalete düşürür... ve çoğunu bunlarla ihda eder.

Bunlarla dalalete düşürdükleri, sadece...
misaklarından sonra ALLAH'ın ahdini nakz eden...
ALLAH'ın, vasl olunmasını emir ettiği şeyi kata eden...
ve arzda fesad çıkaran...
fasıklardır!
İşte onlar hüsranda olanlardır.

2. BAKARA / 28-29

Nasıl kafir olursunuz ALLAH'a!?
Siz meyyitler idiniz...
ve ardından, sizi hayy etti.
Sonra sizi mevt edecek.
Sonra sizi hayy edecek.
Sonra, O'na rücu edeceksiniz.
O';
arzda olanları sizin için cemian halk edendir.
sonra semaya istiva edendir.
ve ardından onları, yedi semalar olarak sevva edendir.
O, herşeye alimdir.

2. BAKARA / 30

Rabbin meleklere;
"Muhakkak ki BEN, arzda halife kılacağım."
dediğinde... onlar dediler ki:
"Orada, orada fesad çıkaran... ve kan sefk eden mi kılacaksın?
Biz, SEN'in hamd etmen ile... SENİ sebbih ediyoruz ve kuds ediyoruz."
Dedi ki:
"Muhakkak ki BEN, sizin alim olmadığınız şeylere alimim!"

2. BAKARA / 33

Dedi ki:
"Ey Adem!
İsimleri ile kendilerine haber ver!"
Ardından isimleri ile onlara haber verdiğinde, dedi ki:
"BEN size demedim mi!?
Muhakkak ki BEN, semaların ve arzın gaybına alimim.
İbda ettiklerinize ve ketm ettiklerinize de alimim!"

2. BAKARA / 36

Şeytan, o ikisini oradan zelle etti... ve ardından onları, içinde oldukları şeyden ihrac etti.
BİZ dedik ki:
"Bazınız bazınıza (birbirinize) aduvv olarak hebt olun!
Müstekarr ve metalanma, bir hiyne kadar sizin için arzdadır!"

2. BAKARA / 60

Musa, kavmi için istiska ettiğinde, demiştik ki:
"Asan ile hacere darb et!"
Ardından, ondan oniki ayn fecr oldu… ve bütün ünas, kendi meşrebine kat'iyyetle alim olabildi!
ALLAH'ın rızkından yeyin ve için!
Arzda müfsid olarak asev etmeyin!

2. BAKARA / 61

Siz demiştiniz ki:
"Ey Musa!
Biz vahid taama sabır edemeyiz. Bizim için Rabbini davet et... arzda nebat ettiği şeylerden bize ihrac etsin; bakl (sebze) ve aksee (kabak) ve füvm (sarımsak, buğday) ve ades (mercimek) ve basal (soğan)."

O dedi ki:
"O hayr olan ile... o edna olanı bedellendirmemi mi istiyorsunuz!?
Mısıra hebt olun!...
Artık muhakkak size, sual ettikleriniz kesinlikle vardır."

Onlara zillet ve meskenet darb edildi. ALLAH'tan gazab ile beva oldular. Bu, onların ALLAH'ın ayetlerine kafir olmaları ve Nebileri hakk gayrısında katl etmeleri iledir. Bu, isyan etmeleri ve düşmanlık etmiş olmaları iledir.

2. BAKARA / 71

Dedi ki:
"O diyor ki; muhakkak arzda toprak sürerek zelul olmamış bir dişi sığırdır. Hars iska etmemiştir. Müsellemdir. Onda şie yoktur."
Dediler ki:
"Şimdi hakk söyledin işte!"
Ardından onu zebh ettiler.
Neredeyse buna fail olmayacaklardı!

2. BAKARA / 106-107

Bir ayetten bir şey nesh edersek veya nesy ettirirsek... ya ondan hayr olanı... ya da onun mislini getiririz.
Bilmez misin!...
Muhakkak ki ALLAH, kulli şeye kadirdir!
Bilmez misin!...
Muhakkak ki ALLAH... semaların ve arzın mülkü O'nundur.
Sizin için, ALLAH'ın gayrısında veliy ve de nasır yoktur!

2. BAKARA / 116

Dediler ki:
"ALLAH, evlad ittihaz etti."
O, subhandır.
Bilakis!
Semalarda ve arzda olanlar O'nundur. Hepsi O'na kanittir.

2. BAKARA / 117

Semaları ve arzı bedi edendir.
Emir kaza olduğunda... artık muhakkak ona, ancak, "OL!" der... ve ardından olmaktadır!

2. BAKARA / 164

Muhakkak;
semaların ve arzın halkıyetinde...
gece ve gündüzün ihtilafında...
nasın menfaatine şeyler ile bahrda cereyan eden gemilerde...
suyun, ALLAH'ın semadan inzal ettiği kısmında...
ve ardından onunla arzda, mevtinden sonra hayy olanlarda...
bütün dabbenin orada bess olmasında...
rihlerin tasrifinde...
sema ile arz arasında müsahhar sehabta...
akıl eden kavim için kesinlikle ayetler vardır!

2. BAKARA / 168-169

Ey nas!
arzdaki helal, tayyib olanlardan...
şeytanın hatvelerine tabi olmadan…
yeyin!
Muhakkak o, sizin için mübin düşmandır. Muhakkak o size, ancak, sui ve fahiş ile... alim olmadığınız şeyleri ALLAH'a kavil etmenizi emir eder.

2. BAKARA / 204-205

Nastan...
dünya hayatı hakkında kavli sana acayib gelen...
ve kalbinde ki şeylere ALLAH'ı şahid eden...
tevella ettiğinde…
fesad çıkarmak için
ve harsı ve nesli helak etmek için,
arzda say eden kimse…
o, hasımların en ledd olanıdır!

ALLAH, fesada muhabbet duymaz.

2. BAKARA / 251

Ardından... ALLAH'ın izniyle onları hezm ettiler.
Davud, Calutu katl etti... ve ALLAH ona, mülk ve hikmet verdi... ve onu dilediği şeylere alim etti.

Şayet ALLAH'ın, nasın bazısı ile bazısını def etmesi olmasaydı, elbette arzda fesad çıkardı.
Fakat ALLAH, alemler üzre fazl sahibidir.

2. BAKARA / 255

ALLAH!...
ilah, sadece, O'dur.
Hayydır.
Kayyumdur.
O'nu ne vesn... ne de nevm ahz etmez.
Semalarda olanlar ve arzda olanlar O'nundur.

O'nun izni ile olmadan, O'nun indinde şefaat edecek kimdir?

Ellerinin arasında olanlara ve halfinde olanlara alimdir.
O’nun ilminden, sadece, dilediği kadarını ihata edebilirler!

O'nun kürsüsü, semalara ve arza vasidir... bu ikisini hıfz etmek O'na zor gelmez.

O, aliyydir, azimdir.

2. BAKARA / 267

Ey iman edenler!
Kesb ettiklerinizin tayyiblerinden...
ve arzdan sizin için ihrac ettiklerimizden...
infak edin!

Onlardan habis olanı...
ve gamd ederek ahz etmeyeceğiniz şeyleri...
infak etmeye teyemmüm etmeyin.

Alim olun ki; muhakkak ki ALLAH, ganiydir, hamiddir.

2. BAKARA / 272-273

Onların hudası senin üzerine değildir. Fakat, ALLAH dilediği kimseyi ihda eder.

Hayrdan infak ettiğiniz şey...
artık o, kendi nefsleriniz içindir. Siz, ALLAH'ın vechini ibtiga etmekten başka infak edemezsiniz!

Hayrdan...
ALLAH sebilinde hasr olan...
ancak, arzda darb etmeye istitaat edemeyen...
teaffüf olmalarından ötürü, cahillerin ganiy olarak hesab ettiği...
fakirler için infak ettiğiniz şeyler... zulüm edilmeden size vefa edilir!

Sen, onlara simaları ile arif olursun... onlar nasa ilhaf ederek sail olmazlar.

Hayr olandan infak ettiğiniz şeyler...
artık muhakkak ki ALLAH, ona alimdir.

2. BAKARA / 284

Semalarda olanlar ve arzda olanlar ALLAH'ındır.
Nefsinizde olanı ibda etseniz de hafy etseniz de, ALLAH onunla sizi hesaba çeker… ve ardından,
dilediği kimseye gafur olur
ve dilediği kimseye azab eder.
ALLAH herşeye kadirdir.

3. ALİ İMRAN / 5

Muhakkak ki ALLAH'a... O'na, arzda ve semada, hiç bir şey hafi değildir.

3. ALİ İMRAN / 29

De ki:
"Sadrlarınızda olanı hafiy etseniz de… onu ibda etseniz de… ALLAH ona alimdir.
Semalarda olanlara da... arzda olanlara da alimdir.
ALLAH, herşeye kadirdir."

3. ALİ İMRAN / 83

Artık, ALLAH'ın dininden gayrısına mı, bagy ediyorlar!?
Semalardakiler ve arzdakiler, tav'an ve de kerhen O'na silm etmiştir!... ve O'na rücu edeceklerdir.

3. ALİ İMRAN / 91

Muhakkak... kafirler ve kafir olarak mevt olanlar… artık, arz melaası altın fidye vermiş olsalar bile... hiç birisinden kabl edilmez!
İşte onlar… onlar için elim azab vardır… ve onlara nasır yoktur!

3. ALİ İMRAN / 109

Semalarda olanlar ve arzda olanlar ALLAH'ındır. Emirler ALLAH'a rücu olur.

3. ALİ İMRAN / 129

Semalarda onlanlar ve arzda olanlar ALLAH'ındır. Dilediğine gafur olur ve dilediğine azab eder.
ALLAH, gafurdur, rahimdir.

3. ALİ İMRAN / 133

Rabbinizden mağfirete…
ve arzı; semalar ve arz (kadar) olan, muttakiler için idad edilmiş cennete…
seri olun!

3. ALİ İMRAN / 137

Sünnetler, kat'iyyetle öncenizden hilv olmuştur!
Artık, arzda seyir edin!…
Ardından, mükezziblerin akibetleri nasıl olmuş… nazar edin!

3. ALİ İMRAN / 156

Ey iman edenler!
Arzda darb eden veya gazi olmuş kardeşleri için "Şayet indimizde olsalardı, mevt olmazlardı ve katl edilmezlerdi" diyen kafirler gibi olmayın!
ALLAH'ın bunu yapması, onların kalblerinde hasret kılmak içindir. ALLAH, yuhyidir (hayy eden) ve yumittir (mevt eden). ALLAH amel ettiklerinize basirdir.

3. ALİ İMRAN / 180

ALLAH'ın fazlından verdiklerine bahl edenler, onun kendileri için hayr olarak hesab etmesinler.
Bilakis!
O, onlar için şerrdir! Onunla bahl ettikleri şeyler, kıyamet yevminde, onlara tavk edilecektir.
Semaların ve arzın mirası ALLAH'ındır.
ALLAH, amel ettiklerinize habirdir.

3. ALİ İMRAN / 189

Semaların ve arzın mülkü ALLAH'ındır.
ALLAH, herşeye kadirdir.

3. ALİ İMRAN / 190

Muhakkak semaların ve arzın halkıyetinde… ve gece ve gündüzün ihtilafında... elbette lübb sahibleri için ayetler vardır.

3. ALİ İMRAN / 191

Kıyamda ve kuudda ve cenbleri üzere ALLAH'ı zikir edenler…
ve semaların ve arzın halk edilişi hakkında tefekkür edenler:
"Rabbimiz!
Sen bunu batıla halk etmedin.
Sen subhansın! Artık bizi, nar azabından vaky et!"

4. NİSA / 42

Yevme-izinde, kafirler ve Rasule asi olanlar, kendileri ile arzın sevva olmasını vedd ederler. ALLAH'tan hadis ketm edemezler.

4. NİSA / 97

Nefslerine zulüm ederlerken vefat edenlere melekler derler ki:
"Ne durumdaydınız?"
Onlar da, "arzda istizaf edilmiştik." derler.
"ALLAH'ın arzı vesia değil miydi? Orada hicret etseydiniz ya!" derler.
İşte onların sığınağı cehennemdir. Ne sui masirdir.

4. NİSA / 100

ALLAH sebilinde hicret eden kimse… arzda, muragame olarak birçok vesia vecd eder.
Evinden, ALLAH'a ve Rasulüne muhacir olarak ihrac olan kimse... sonra mevti idrak ederse... artık onun ecri, kat'iyyetle ALLAH'a vaki olmuştur!
ALLAH, gafur, rahim olandır.

4. NİSA / 101

Arzda darb ediyorken eğer kafirlerin fitnesinden korkuya düşerseniz… salattan kasr etmeniz, size cünah değildir.
Muhakkak kafirler, sizin için mübin düşman olmuştur.

4. NİSA / 126

Semalarda olanlar ve arzda olanlar ALLAH'ındır.
ALLAH, herşeye muhit olandır.

4. NİSA / 131

Semalarda olanlar ve arzda olanlar ALLAH'ındır.
Yalnızca size ve sizden önce kitab verilenlere ***ALLAH'a ittika edin!*** diye elbette kat'iyyetle vasiyet etti!
Eğer küfür ederseniz... artık muhakkak semalarda olanlar ve arzda olanlar ALLAH'ındır.
ALLAH, ganiy, hamid olandır.

4. NİSA / 132

Semalarda olanlar ve arzda olanlar… vekil olarak ALLAH'a kafi olarak (olacak şekilde)… ALLAH'ındır.

4. NİSA / 170

Ey nas!
Size kat'iyyetle Rabbinizden bi-hakkın Rasul gelmiştir!
Artık iman etmeniz, sizin için hayrlı olandır.
Eğer kafir olursanız… artık, semalarda ve arzda olanlar muhakkak ki ALLAH'ındır.
ALLAH, alim, hakim olandır.

4. NİSA / 171

Ey kitab ehli!
Dininiz hakkında gulv etmeyin!
ALLAH üzre hakktan başka söylemeyin!

Muhakkak, Meryem oğlu İsa mesih, ancak...
ALLAH'ın Rasulüdür
ve O'nun kelimesidir.
Onu... KENDİ'sinden Ruh olarak... Meryem'e ilka etmiştir.

Artık, ALLAH'a ve Rasullerine iman edin... ve "üçtür" demeyin! (Bunu) Kendinize nehy etmeniz, sizin için hayrdır.

Muhakkak ki ALLAH, ancak, vahid ilahtır.
O, KENDİ'sine evlad edinmekten subhandır. Semalarda olanlar ve arzda olanlar... vekil olarak ALLAH'a kafi olarak (olacak şekilde) O'nundur.

5. MAİDE / 17

"Meryem oğlu Mesih... o muhakkak ALLAH'tır." diyenler elbette kat'iyyetle kafir olmuştur!
De ki:
"Eğer, Meryem oğlu Mesih'i ve annesini ve cemian arzdakileri helak etmeyi irade etse... artık, ALLAH'tan bir şeye malik olan kimdir!?
Semaların ve arzın ve bu ikisinin arasındakilerin mülkü ALLAH'ındır. Dilediğini halk eder.
ALLAH, herşeye kadirdir."

5. MAİDE / 18

Yahudiler ve nasraniler,
"Biz, ALLAH'ın oğullarıyız ve muhabbet duyduklarıyız" diyorlar.
De ki:
"Öyleyse neden size zenbleriniz ile azab ediyor?
Bilakis!
Siz, halk edilmişlerden beşersiniz."
O, dilediğine gafur olur, dilediğine azab eder. Semaların ve arzın ve arasındakilerin mülkü ALLAH'ındır. Masir O'nadır.

5. MAİDE / 21

"Ey kavmim!
ALLAH'ın size ketb ettiği mukaddes arza dahil olun. Dübürünüze redd etmeyin... yoksa hasar alanlara inkılab olursunuz."

5. MAİDE / 26

Dedi ki:
"Artık muhakkak orası, kırk sene onlara haram edilmiştir! Onlar arzda teyh olacaklar. Artık fasıkların kavmine üsve olma."

5. MAİDE / 31

Ardından ALLAH, kardeşine yaptığı seyyieyi nasıl vera edeceğini göstermek için, arzda bahs eden gurab baas etti.
Dedi ki:
"Yazıklar olsun bana!
Şu gurab mislince olmaktan ve kardeşime yaptığım seyyieyi vera etmekten nasıl da acizim!"
Artık nadimlerden oluverdi.

5. MAİDE / 32

Bu ecelden... İsrailoğullarına ketb ettik ki:
"Muhakkak, nefs gayrısı ile nefs katl eden veya arzda fesad çıkaran kimse... artık, cemian nası katl etmiş gibidir.
Hayy eden kimse ise... artık cemian nası hayy etmiş gibidir."

Rasullerimiz, elbette kat'iyyetle beyyineler ile geldiler!... sonra, muhakkak onlardan çoğu... bundan sonra... arzda kesinlikle müsrif olacaklardır!

5. MAİDE / 33

Muhakkak, ALLAH ve Rasulü ile harb edenlerin ve arzda fesad için say edenlerin cezası;
katl edilmeleridir!...
veya salb edilmeleridir!...
veya ellerininin ve ayaklarının hilafen (çapraz olarak) kata edilmesidir!...
veya arzdan nefy edilmeleridir!
Böyledir!...
Dünyada hizy onlaradır! Ahirette de azim azab onlaradır!

5. MAİDE / 36

Muhakkak, cemian arzda olanlar ve onunla birlikte misli de kendilerinin olsa ve kıyamet yevminin azabından onu fidye etseler… kafirlerden kabl edilmez.

Onlar için elim azab vardır.

5. MAİDE / 40

Bilmez misin!?
Muhakkak ki ALLAH… semaların ve arzın mülkü O'nundur!
O, dilediği kimseye azab eder ve dilediği kimse için gafur olur.
ALLAH, herşeye kadirdir.

5. MAİDE / 64

Yahudiler, "ALLAH'ın eli magluldur" dediler.
Kavil ettikleri ile kendi elleri gall edildi ve lanetlendiler.
Bilakis!
O'nun eli mebsuttur. Nasıl dilerse infak eder.
Rabbinden sana inzal edilen şey, onlardan kesirinin tuğyanını ve küfrünü, elbette ziyade edecektir.
BİZ, onların arasına, kıyamet yevmine kadar düşmanlık ve buğz ilka ettik.
Harb için nar vakd ettikleri bütün kerreler, ALLAH onu itfa etmiştir.
Onlar arzda fesad say ederler.
ALLAH, müfsidlere muhabbet duymaz.

5. MAİDE / 97

ALLAH,
Beyt-il Haram KABE'yi
ve haram ayları
ve hedyi
ve kıladeleri nas için kıyam kıldı.
Bu, sizin, semalarda olanlara ve arzda olanlara, ALLAH'ın alim olduğuna, alim olmanız içindir.
Muhakkak ki ALLAH, herşeye alimdir.

5. MAİDE / 106

Ey iman edenler!
Mevt, birinize hazır olduğunda... vasiyet hiyninde...
kendinizden iki adil zat...
veya... eğer siz, arzda darb ediyorsanız... ve ardından mevt musibeti size isabet etmişse... gayrınızdan iki kimse...
aranızda şahadet etsin!

Eğer raybe düşerseniz... onları salat ardından habs edersiniz... ve ardından ALLAH'a kasem ederler:
"Şayet kurb sahibi bile olsak...
onunla (hiç bir) semen iştira etmeyiz...
ve ALLAH'ın şahadetini ketm etmeyiz.
Muhakkak o zaman, asim kimselerden oluruz!"

5. MAİDE / 120

Semaların ve arzın ve ikisindeki şeylerin mülkü ALLAH'ındır.
O, herşeye kadirdir.

6. ENAM / 1

Hamd etmek...
semaları ve arzı halk eden
ve zulmetleri ve nuru kılan ALLAH'ındır.
Sonra kafirler, kendi Rabbleri ile adil olurlar.

6. ENAM / 3

O'… ALLAH, semalardadır ve de arzdadır!
Sizin sırr etmenize ve de cehr etmenize alimdir!
Sizin kesb ettiklerinize de alimdir!

6. ENAM / 6

Öncelerinden, kendilerine karin olanlardan nasıl helak ettiğimizi görmediler mi!?

Onları arzda, sizi imkanlandırmadığımız şeylerle imkanlandırmıştık.
Semayı onlara midrar olarak irsal etmiştik. Altlarından cereyan eden nehirler kılmıştık.
Ardından onları, zenbleri ile helak ettik. Onların ardından başka bir karin inşa ettik.

6. ENAM / 11

De ki:
"Arzda seyir edin!
Sonra nazar edin; mükezziblerin akibetleri nasıl olmuş!?"

6. ENAM / 12

De ki:
"Semalarda ve arzda olanlar kimindir?"
De ki:
"ALLAH'ındır!"
O, KENDİ NEFSİ üzerine rahmeti ketb etti.

Hakkında rayb olmayan kıyamet yevmine, sizi kesinlikle cem edecektir.
Nefslerine hasar alanlar... artık onlar, iman etmezler.

6. ENAM / 14

De ki:
"Semaları ve arzı fatr eden… taam etmeden taam ettiren ALLAH'tan gayrı veliy mi ittihaz edeyim!?"
De ki:
"Muhakkak bana,
silm olanların evveli olmam...
ve müşriklerden olmamam
emir edildi."

6. ENAM / 35

Eğer onların iraz etmeleri sana kebir ise... arzda nafıka veya semada süllem ibtiga etmeye istitaat edebiliyorsan… haydi ayetler getir!... Şayet ALLAH dileseydi, onları elbette huda üzre cem ederdi.
Artık sakın, cahillerden olma!

6. ENAM / 38

Arzdaki dabbeler...
ve iki cenahı ile uçan uçucular...
sizin emsalinizde ümmetlerden başka değildir!

BİZ, kitabta hiçbir şeyi ifrat etmedik...
Sonra, Rabblerine haşr olacaklar!

6. ENAM / 59

Gaybın miftahları, O'nun indindedir… sadece, O alimdir.
Berr ve bahr içinde olanlara O alimdir.
O'nun alim olması dışında yaprak (bile) ıskat olmaz.
Arzın zulmetleri içinde habbe yoktur ki… ratb yoktur ki... ve yabis yoktur ki... kitab-ı mübinde olmasın!

6. EN'AM / 71-72

De ki:
"ALLAH'ın gayrısında bize menfaat sağlamayan ve bize darr etmeyen şeyleri mi davet edelim!
Ashabı, "Gel bize!" diyerek hudaya davet ettiği halde... şeytanların arzda istihva ettiği hayran gibi... ALLAH'ın bize hidayet vermesinden sonra akabımız üzre mi redd edelim!"

De ki:
"Muhakkak ki ALLAH'ın hudası... huda budur!

Biz,
salat ikame ederek...
ve ittika ederek...
Rabb-il alemine silm olmaya emir olunduk."

Kendisine haşr olacağınız O'dur!

6. ENAM / 73

Semaları ve arzı bi-hakkın halk eden, O'dur!
Yevmde "OL!" der... ve ardından olur!
O'nun kavli hakktır!...
Sur'a nefh edilen yevmde…
Mülk O'nundur.
O, gayba ve şahadete alimdir.
O, hakimdir, habirdir.

6. ENAM / 75

Böyledir!...
İbrahim'e... mukinlerden olması için... semaların ve arzın melekutunu gösterdik.

6. ENAM / 79

"Muhakkak ben vechimi... Hanif olarak... semaları ve arzı fatr edene teveccüh ettirdim.
Ben müşriklerden değilim!"

6. ENAM / 101

O, semaları ve arzı bedia edendir. O'nun bir sahibi yok ki evladı nasıl olsun!?

Herşeyi halk etmiştir… ve O, herşeye alimdir.

6. ENAM / 116

Arzdaki kimselerin pek çoğu, eğer itaat edersen, ALLAH'ın sebilinden seni dalalete düşürürler. Onların tabi oldukları sadece zanndır. Onlar sadece hars ederler.

6. ENAM / 165

Verdiği şeylerin içinde, sizi belv etmek için; sizi arzın halifeleri kılan ve bazınızı bazınızın fevkinde derece olarak ref eden O'dur.
Muhakkak ki Rabbin, ikabı seri olandır.
Muhakkak ki O, gafurdur, rahimdir.

7. ARAF / 10

Elbette kat'iyyetle!...
Sizi arzda temekkün ettik!
Size, orada iaşe edineceğiniz şeyler kıldık!
Ne de az şükür ediyorsunuz!

7. A'RAF / 24-25

Dedi ki:
"Bazınız, bazınıza (birbirinize) aduvv olarak hebt olun!
Mustekarr ve metalanma, bir hiyne kadar arzda sizin içindir!"

Dedi ki:
"Orada hayy olacaksınız!...
ve orada mevt olacaksınız!...
ve oradan ihrac olacaksınız!"

7. ARAF / 54

Muhakkak, semaları ve arzı altı yevmde halk eden ALLAH, sizin Rabbinizdir. Sonra arşa istiva etti.
O, gece ile kendisine hasis olarak talib olan gündüzü gışa eder.
Güneş ve kamer ve necmler, O'nun emrine musahhardır.
Değil mi ki... halk etmek ve emir O'nundur... Rabb-il alemin ALLAH bereketlidir!

7. ARAF / 56

Islah edildikten sonra arzda fesad çıkarmayın. Korku ve tama ile O'nu davet edin.
Muhakkak karib olan ALLAH'ın rahmetidir, muhsinlerden.

7. ARAF / 73

Semud kavmine, kardeşleri Salih dedi ki:
"Ey kavmim!
ALLAH'a abd olun! O'ndan gayrı sizin için ilah yoktur.
Rabbinizden size kat'iyyetle beyyineler geldi!
ALLAH'ın şu devesi, sizin için ayettir. Artık onu vezr edin... ALLAH'ın arzında yesin... ve ona sui ile mess etmeyin!
Yoksa, elim azab sizi ahz eder."

7. ARAF / 74

"Zikir edin!
Ad kavminin ardından sizi halife kılmıştı… ve arzda sizi beva etmişti… onun suhuletinden kasrlar ittihaz ediyordunuz... dağlara evler naht ediyordunuz.
Artık, ALLAH'ın alüvlerini zikir edin.
Arzda müfsid olarak asev etmeyin!"

7. ARAF / 85-86

Medyen'e kardeşleri Şu'ayb, dedi ki:
"Ey kavmim!
ALLAH'a abd olun! O'ndan gayrı size ilah yoktur.

Rabbinizden size kat'iyyetle beyyineler geldi!
Artık,
keyl ve mizanı vefa edin...
ve nasın eşyasını bahs etmeyin...
ve ıslah edildikten sonra arzda fesad çıkarmayın.
Eğer mü'min iseniz, bunlar sizin için hayrlıdır.
O'na iman edenleri, ALLAH'ın sebilinden sadd etmek üzere... vaad ederek ve ivec ibga ederek... bütün sıratlara kuud etmeyin!
Zikir edin!... siz az idiniz... ve ardından O, sizi çoğalttı!
Nazar edin!... müfsidlerin akibeti nasıl oldu!"

7. ARAF / 96

Şayet, karyelerin ehli iman etseydi ve ittika etseydi… semadan ve arzdan onlara elbette bereket feth ederdik.

Fakat kizb ettiler!
Ardından BİZ de onları, kesb etmiş oldukları şeyler ile ahz ettik!

7. ARAF / 100

Ehil olanların sonrasında arza varis olanları… şayet dileseydik,
zenbleri ile onlara isabet edeceğimiz...
ve kalblerine tab edeceğimiz…
ve ardından onların, işitemeyecekleri…
ihda etmedi mi?

7. ARAF / 109-110

Firavun'un kavminden meleler, dediler ki:
"Muhakkak bu, elbette alim sihirbazdır. Arzınızdan sizi ihrac etmeyi irade ediyor. Artık emriniz nedir?"

7. ARAF / 127

Firavun'un kavminden meleler, dediler ki:
"Musa'yı ve kavmini,
arzda fesad çıkarmaları için...
ve seni ve senin ilahlarını vezr etmeleri için mi vezr edeceksin?"
Dedi ki:
"Oğullarını katl edeceğiz ve kadınlarını istihya edeceğiz.
Muhakkak biz, onların fevkinde kahiriz."

7. ARAF / 128

Musa, kavmine dedi ki:
"ALLAH'a istiane edin!... ve sabır edin!
Muhakkak arz, ALLAH'ındır. O'na abd olanlardan dilediğini ona varis eder.
Akibet muttakiler içindir."

7. ARAF / 129

Dediler ki:
"Sen bize gelmeden de… sen bize geldikten sonra da bize eza edildi."
Dedi ki:
"Gerekir ki (belki)… Rabbiniz düşmanınızı helak eder... ve arzda sizi istihlaf eder.
Artık O, nasıl amel ettiğinize nazar edecektir!"

7. ARAF / 137

İstizaf etmiş kavmi, içini barek ettiğimiz arzın şarkına ve garbına varis kılmıştık.
Rabbinin, israiloğulları üzre hüsna kelimesi...
sabır etttikleri şeyle...
ve Firavunun ve kavminin sanat etmiş oldukları şeyleri ve arş etmiş olduklarını demar etmemizle...
tamam oldu!

7. ARAF / 146

Arzda hakk gayrısı ile kebirlenenleri, ayetlerimden sarf edeceğim!
Onlar bütün ayetleri görseler de... ona iman etmezler. Rüşd sebili görseler... onu sebil olarak ittihaz etmezler.
Gaviyy sebilini görseler... onu sebil olarak ittihaz ederler.
Bu, onların ayetlerimizi kizb etmeleri... ve onlardan gafil olmuş olmaları iledir.

7. ARAF / 158

De ki:
"Ey nas!
Muhakkak ben, cemian sizin üzerinize, ALLAH'ın Rasulüyüm.
Semaların ve arzın mülkü O'nundur.
O'ndan başka ilah yoktur.
Hayy eder ve mevt eder.
Artık,
ALLAH'a
ve... Allah'a ve O'nun kelimelerine iman etmiş olan ümmi Nebi Rasulüne...
iman edin!... ve tabi olun!... umulur ki ihtida olursunuz."

7. ARAF / 168

Onları arzda ümmetlere kata ettik... onlardan salihler de vardır... onlardan, bunun gayrısında olanlar da vardır.
Haseneler ve seyyieler ile onları belv ettik… umulur ki rücu ederler.

7. ARAF / 176

Şayet dileseydik, onlarla elbette onu ref ederdik. Fakat o, arzda ebedi oldu ve hevasına tabi oldu.
Artık onun meseli, köpeğin meseli gibidir; ona hamil olsan da dili dışardadır veya onu terk etsen de dili dışardadır.
Ayetlerimizi kizb eden kavmin meseli budur. Artık bu kıssayı kıssa et... umulur ki tefekkür ederler.

7. ARAF / 185

Onlar, semaların ve arzın melekutünde… ALLAH'ın halk ettiği şeylere nazar etmezler mi!?
Gerekir ki (belki)… ecelleri kat'iyyetle karib olmuştur!
Artık bundan sonra hangi hadise iman edecekler!?

7. ARAF / 187

Sana mürsa olacak saatten sual ediyorlar.
De ki:
"Muhakkak onun ilmi Rabbimin indindedir. Onun vakti için, O'ndan başkası tecelli edemez. Semalarda ve arzda sekaldir. O size, sadece, ansızın verilir."
Sanki sen ona hafiysin gibi sana sual ediyorlar.
De ki:
"Muhakkak onun ilmi ALLAH indidedir. Fakat nasın pek çoğu alim değildir."

8. ENFAL / 26

Zikir edin:
pek azdınız… arzda istizaf edilmiştiniz… nasın sizi hatf etmesinden korkuyordunuz. Ardından sizi, evy etti ve nasrı ile size eyyid etti ve tayyib olanlardan sizi rızıklandırdı… umulur ki şükür edersiniz.

8. ENFAL / 63

Onların kalblerinin arasını ülfet edendir.
Şayet sen, arzda olanları cemian infak etseydin, onların kalblerinin arasını ülfet edemezdin. Fakat ALLAH, onların arasını ülfet eder.
Muhakkak ki O, azizdir, hakimdir.

8. ENFAL / 67

Arzda ishan oluncaya kadar esar etmek Nebi için olamaz.
Siz dünya arızını irade ediyorsunuz! ALLAH, ahireti irade ediyor.
ALLAH, azizdir, hakimdir.

8. ENFAL / 73

Kafirler, bazısı bazısının (birbirlerinin) veliyleridir.
Onlara fail olmazsanız, arzda fitne ve kebir fesad olur.

9. TEVBE / 2

Artık arzda, dört ay seyahat edin.
Alim olun ki; muhakkak siz, ALLAH'ı aciz bırakacakların gayrısındasınız.
Muhakkak ki ALLAH, kafirlere hızy edendir.

9. TEVBE / 25

ALLAH, vatan edindiğiniz yerlerin çoğunda ve Huneyn yevminde elbette kat'iyyetle size nasr etti!
Kalabalığınız sizi acayib etmişti... ve ardından size birşey ganiy etmemişti. Arz, irhab olduğu şey ile size dıyk gelmişti. Sonra, mudbir olarak tevella etmiştiniz.

9. TEVBE / 36

Muhakkak, ALLAH'ın kitabında, semaların ve arzın halkıyet yevminde, ALLAH indinde ayların iddeti on ikidir.
Bunlardan dördü haram olanlardır.

Bu, kayyime dindir!
Artık onlarda, nefsinize zulüm etmeyin!

Kaffeten sizinle kıtal ettikleri gibi siz de kaffeten müşriklerle kıtal edin.
Alim olun ki; muhakkak ki ALLAH, muttakilerle beraberdir.

9. TEVBE / 38

Ey iman edenler!
Ne oldu size de... "ALLAH sebilinde nefr edin" denildiğinde, arza sekal oldunuz!?
Ahiretten, dünya hayatı ile razı mı oldunuz?
Ahirette, dünya hayatının metası, ancak, pek azdır!

9. TEVBE / 74

Söylemediklerine (dair) ALLAH'a half ediyorlar.
elbette kat'iyyetle söylediler küfür kelimesini!... ve İslamlarından sonra kafir oldular!
Nail olamadıkları şeye de hemm ettiler. Onlar, ancak, ALLAH ve Rasulü fazlından ganiy etti diye onlara nekam ettiler.
Artık,
eğer tevbe ederlerse, onlar için hayr olur.
elbette kat'iyyetle
Eğer tevella ederlerse, ALLAH onlara, dünyada ve ahirette, elim azabla azab edecektir. Onlar için arzda veliy ve de nasır yoktur.

9. TEVBE / 116

Muhakkak ki ALLAH… semaların ve arzın mülkü O'nundur.
Hayy eder ve mevt eder. Sizin için ALLAH'ın gayrısından veliy ve de nasır yoktur.

9. TEVBE / 118

Half olanların üçü üzre de...
Hatta, onların üzerine arz, irhab olduğu şey ile dıyk olduğunda, onların nefsleri de dıyk olmuştu. O'nun üzerine olmaktan başka, ALLAH'tan ilca olunacak yer olmadığını zann etmişlerdi. Sonra onlara, tevbe etmeleri için tevbe etti.
Muhakkak ki ALLAH... O, tevvabdır, rahimdir.

10. YUNUS / 3

Muhakkak sizin Rabbiniz...
semaları ve arzı altı yevmde halk eden…
sonra emri tedbir etmek üzere arşa istiva eden...
ALLAH'tır.
O'nun izni olmaksızın kimse şafi olamaz!

Böyledir!...
ALLAH, sizin Rabbinizdir... artık, O'na ibadet edin!
Artık, tezekkür etmez misiniz!?

10. YUNUS / 6

Muhakkak
gece ve gündüzün ihtilafında...
ve ALLAH'ın semalarda ve arzda halk ettiği şeylerde...
ittika eden kavim için elbette/kesinlikle ayetler vadır.

10. YUNUS / 14

Sonra, onların ardından sizi... nasıl amel edeceğinize nazar edelim diye... arzda halifeler kıldık.

10. YUNUS / 18

Kendilerine darr ve de menfaat etmeyen, ALLAH'ın gayrısından şeylere abd oluyorlar.
Diyorlar ki:
"Bunlar, ALLAH indinde bizim şefaatçimizdir."
De ki:
"Siz, ALLAH'a semalarda ve arzda, O'nun alim olmadığı bir şeyi mi haber veriyorsunuz!
O, onların şirk koştukları şeylerden subhandır, tealidir."

10. YUNUS / 23

Ardından kendilerine necat ettiğinde... onlar, hemen, arzda hakk gayrısı ile bagy ederler.
Ey nas!
Muhakkak sizin, dünya hayatının metasına bagyniz, ancak, kendi nefsleriniz üzredir.
Sonra merciniz BİZ'edir... ve ardından amel etmiş olduğunuz şeyleri, size haber veriririz.

10. YUNUS / 24

Muhakkak dünya hayatının meseli, ancak, semadan inzal ettiğimiz su gibidir:

Nasın ve enamın yediği, arzın nebatı, onunla ihtilat olmuştur.
Hatta... arz, zuhrufunu ve ziynetlerini ahz ettiğinde ve ehli bunlara kadir olduklarını zann ettiklerinde... ona, gece veya gündüz, emrimiz geliverir... ve ardından bir gün önce ganiy olmamış gibi, onları hasid hale getiriveririz.

Böyledir!...
Tefekkür eden kavim için ayetleri tafsil ederiz.

10. YUNUS / 31

De ki:
"Semadan ve arzdan sizi rızıklandıran kimdir?
Yahut işitmelere ve basara malik olan kimdir?
Meyyitten hayy olanı ve hayy olandan meyyiti ihrac eden kimdir?
Emri tedbir eden kimdir?"
Diyecekler ki:
"ALLAH!"
Ardından de ki:
"Hala ittika etmiyor musunuz?"

10. YUNUS / 54

Şayet arzda olanlar(ın hepsi), zalim nefsin hepsine ait olsaydı… azabı gördüklerinde nedameti sırr ederek… elbette/kesinlikle (hepsini) O'na fidye verirlerdi!
Onların aralarında… kendilerine zulüm edilmeden… kıst ile kaza edilir!

10. YUNUS / 55

Değil mi ki... muhakkak, semalarda ve arzda olan herşey ALLAH'ındır!?
Değil mi ki... muhakkak ALLAH'ın vaadi hakktır!?
Fakat onların pek çoğu alim değildir.

10. YUNUS / 61

Ne şe'nda olsan...
Kur'an'dan, ondan ne tilavet etsen...
BİZ'im size şahid olmayacağımız bir ameli amel edemezsiniz!

Siz onda feyzlenirken...
Ne arzda, ne semada... zerre miskal... ne de bundan daha sagir... ne de daha ekber (hiç bir şey)... senin Rabbinden azb olmaz!...
(herşey) illa ki mübin kitabtadır!

10. YUNUS / 66

Değil mi ki... muhakkak, semalardaki kimseler ve arzdaki kimseler ALLAH'ındır!
ALLAH'ın gayrısından davet edenler, şeriklere tabi olamazlar!... onlar, sadece, zanna tabi olmaktalar! Sadece onlar, hars etmekteler!

10. YUNUS / 68

"ALLAH, evlad ittihaz etti" dediler.
Subhandır O'!...
O, ganiydir!

Semalarda olanlarlar ve arzda olanlar O'nundur!
Eğer indinizde buna dair bir sultan yoksa... ALLAH'a dair alim olmadığınız şey mi söylüyorsunuz!?

10. YUNUS / 78

Dediler ki:
"Ata-babalarımıza, üzerinde vecd olduğumuz şeyden bizi left etmek için... ve arzda ikinizin kibriyasını kılmak için mi geldiniz?
Biz sizin ikinize iman edecek değiliz."

10. YUNUS / 83

Ardından, Firavun ve melelerinin fitne etmeleri korkusuyla… ancak, kavminden bir zürriyet Musa'ya iman etti.
Muhakkak Firavun arzda kesinlikle ulvilik taslamıştı… ve muhakkak o müsrif kimselerdendi.

10. YUNUS / 99

Şayet Rabbin dileseydi... arzdaki kimseler… onların hepsi elbette cemian iman ederlerdi!
Artık, mü'min oluncaya kadar nası sen mi kerh edeceksin?

10. YUNUS / 101

De ki:
"Nazar edin!... semalarda ve arzda olanlara!"
Ayetler de…
senin nezr etmen de…
iman etmeyen kavmi ganiy etmeyecektir!

11. HUD / 6

Arzda dabbeden, rızkı ALLAH üzre olmayan yoktur!... müstekarrına da… müstevdasına da alimdir.
Bütün bunlar, mübin kitabtadır.

11. HUD / 7

Hanginizin amelinin ahsen olduğunu belv etmek için… KENDİ arşı su üzere iken… semaları ve arzı altı yevmde halk eden, O'dur.
Eğer onlara,
"Muhakkak siz, mevtin ardından mebas olacaksınız."
desen, kafirler,
"Bu sadece, mübin sihirdir."
derler.

11. HUD / 20

İşte onlar, arzda aciz bırakanlar olamazlar. Onlar için, ALLAH'ın gayrısından veliyler yoktur. Onlar için azab izaf edilir. Onlar işitmeye istitaat eden olmadılar. Onlar basir olmadılar.

11. HUD / 44

Denildi ki:
"Ey arz! Belame et suyunu.
Ey sema! Kal ol."
Su gayz oldu. Emir kaza edildi. Cudi'ye istiva olundu. Zalimler kavmi için "Baid olsun!" denildi.

11. HUD / 61

Semud kavmine kardeşleri Salih, dedi ki:
"Ey kavmim!
ALLAH'a abd olun! O'ndan gayrı size ilah yoktur.
O, sizi, arzdan inşa etti... ve sizi orada ömürlendirdi.
Artık O'na istiğfar edin!
Sonra O'na tevbe edin!
Muhakkak ki Rabbim karibdir, mucibdir."

11. HUD / 64

"Ey kavmim!
Bu ALLAH'ın nakası sizin için ayettir… artık onu vezr edin, ALLAH'ın arzında yesin... ona sui ile mess etmeyin!
Yoksa sizi karib azab ahz eder."

11. HUD / 85

"Ey kavmim!
Mikyali ve mizanı kıst ile vefa edin!
Nasın eşyasını bahs etmeyin!
Arzda müfsid olarak asev etmeyin!"

11. HUD / 107

Semalar ve arz daim oldukça, Rabbinin diledikleri dışında, onlar orada ebedidirler.
Muhakkak ki Rabbin, irade ettiği şey için faildir.

11. HUD / 108

Said olanlar, artık cennettedir.
Semalar ve arz daim oldukça, Rabbinin diledikleri dışında, onlar orada ebedidirler. Onlara meczuz gayrısında atadır.

11. HUD / 116

Sizin öncenizden karin olanlardan bakiye sahibleri, arzda fesadı nehy eden olsaydı ya!... onlardan necat ettiklerimizden pek azı müstesna.
Zalimler, içinde turfe oldukları şeye tabi oldular ve mücrim oldular.

11. HUD / 123

Semaların ve arzın gaybı ALLAH'ındır. Emirler bütünüyle O'na rücu eder.
Artık...
O'na abd ol!
ve O'na tevekkül et!
Rabbin amel ettiklerinizden gafil değildir.

12. YUSUF / 9

"Yusuf'u katl edin veya arzdan tarh edin… babanız vechini size hilv etsin. Onun ardından salihler kavminden olursunuz."

12. YUSUF / 21

Onu iştira eden Mısır'lı kimse, hanımına dedi ki:
"Onu, mesvasında daha kerim et... gerekir ki (belki)… bize menfaati olur veya onu evlad ittihaz ederiz."

Böyledir!...
Yusuf'u arzda... kendisine hadislerin te'vilinden ilim vermek için... temekkün ettik.

ALLAH, KENDİ emri üzre (her zaman) galibtir... fakat, nasın pek çoğu alim değildir.

12. YUSUF / 55

Dedi ki:
"Beni arzın hazineleri üzre kıl. Muhakkak ben, hafızım, alimim."

12. YUSUF / 56

Böyledir!...
Yusuf'u arzda temekkün ettik… o, dilediği yerde tebevvü ederdi.

Rahmetimiz ile dilediğimiz kimseye isabet ederiz… ve muhsinlerin ecirlerini zayi etmeyiz.

12. YUSUF / 73

Dediler ki:
"ALLAH'a yemin olsun!
BİZ'im arzda fesad için gelmediğimize, siz elbette kat'iyyetle alimsiniz!
Biz sarik değiliz."

12. YUSUF / 80

Ondan yeis olunca necv ederek halas ettiler. Onların kebiri dedi ki:
"Alim değil misiniz!
Babanız sizden, ALLAH'tan mevsuk olarak kat'iyyetle ahz almıştı! Önceden, Yusuf hakkında ifrat ettiğiniz şey de var. Artık, babam bana izin verinceye kadar veya ALLAH bana hüküm edinceye kadar arzdan berh etmeyeceğim.
O, hakimlerin hayrlısıdır."

12. YUSUF / 101

Rabbim!
Bana mülkten, kat'iyyetle vermiştin!
Bana hadislerin te'vilinden ilim vermiştin.
Dünyada ve ahirette benim veliym, semaları ve arzı fatr eden SEN'sin.
Beni Müslüman olarak vefat ettir!
Beni salihlere ilhak et!"

12. YUSUF / 105

Semalarda ve arzda ayetlerden niceleri vardır… onlara merr olurlar da ondan muriz olurlar.

12. YUSUF / 109

Onlara senden önce, ancak, karye ehlinden kendilerine vahy ettiğimiz erkek kimseler irsal ettik.
Arzda seyir ederek… öncekilerin akibetlerinin nasıl olduğuna nazar etmezler mi!?
İttika edenler için, dar-ul ahiret elbette/kesinlikle hayrdır.
Akıl etmiyor musunuz!?

13. RAD / 3

O,
arzı medd edendir…
ve orada rasiyeler ve nehirler kılandır…
ve orada, bütün semerelerden iki zevc kılandır.
Geceyle gündüze gışa etmektedir.
Muhakkak bunlarda, tefekkür eden kavim için elbette/kesinlikle ayetler vardır.

13. RAD / 4

Arzda,
mütecavir kıtalar...
ve inebden (üzüm) ve zerden (ekin) cennetler...
ve sınvan ve sınvan gayrısında nahllar (hurma ağaçları)
vardır. Bunlar, vahid su ile iska olur... ve üküllerinde, bazısını bazısına fazl ederiz.
Muhakkak bunda, akıl eden kavim için elbette/kesinlikle ayetler vardır.

13. RAD / 15
SECDE AYETİ

Semalardakiler ve arzdakiler ve onların zılları... ta'van ve kerhen... gudüvv ve asile... ALLAH'a secde eder!

13. RAD / 16

De ki:
"Semaların ve arzın Rabbi kimdir?"
De ki:
"ALLAH"
De ki:
"O'nun gayrısından, kendi nefsleri için menfaate ve de darra melik olmayan veliyler mi ittihaz ettiniz!?"
De ki:
"Kör ve basir istiva mıdır?
Yahut, zulmetler ve nur istiva mıdır?
Yahut, ALLAH'a, O'nun halkıyeti gibi halk eden şerikler mi kıldılar... ve ardından bu halkiyet onlara teşabüh mü etti?"
De ki:
"ALLAH halk etmiştir herşeyi!... O, vahiddir, kahhardır."

13. RAD / 17

Semadan su inzal eder... ve ardından vadiler, kendi kaderleri ile seyl olur... Ardından seyl, rabiyenin zebedine hamil olur.
Hilye veya meta ibtiga ederek nar içinde kendilerine vakd ettikleri şeylerden... bunun mislinde zebed olur.

Böyledir!...
ALLAH, hakk ve batılı darb etmektedir!
Artık,
zebed... cef olup zehab olur...
nasa menfaat sağlayan şeyler... arzda meks olur.

Böyledir!...
ALLAH, meseller darb etmektedir.

13. RAD / 18

Rabblerine isticab edenler için hüsna vardır.
O'na isticab etmeyenler... şayet, arzdakiler ve de beraberinde onun misli, cemian kendilerinin olsa, elbette/kesinlikle onu fidye ederlerdi.
İşte onlar… sui hesab onlar içindir. Onların mevaları cehennemdir. Ne beis mihadtır!

13. RAD / 25

Misak vermelerinin sonrasında ALLAH'a ahdlerini nakz edenler...
ve kendisine vasl olunmasını ALLAH'ın emir ettiği şeyi kata edenler...
ve arzda fesad çıkaranlar...
işte onlar... Lanet onlaradır! Darın suisi onlaradır!

13. RAD / 31

"Dağları seyir ettirebilen... veya arzı kata ettirebilen... veya mevt olmuşlara kelime ettirilebilen bir Kur'an olsaydı ya!..."
Bilakis!
Emirler cemian ALLAH'ındır!

İman edenler... ALLAH'ın şayet dileseydi, nası cemian hidayete erdireceğine iyas olmadılar mı!

Kafirler, sanat ettikleri şeyler ile... ALLAH'ın vaadi gelinceye kadar...
kendilerine karia isabet ettirmeye...
veya darlarından karib olarak hulul ettirmeye...
zeyl ederler (ara vermeden devam ederler).

Muhakkak ki ALLAH, vaad ettiğine hilaf etmez!

13. RAD / 33

Kimler onlar!?... O, bütün nefs üzre, kesb ettikleri şeylerle kaimken... ALLAH'a şerik kılanlar!?

De ki:
"İsimlendirin onları bakalım!...
ya O'nun arzda alim olmadığı bir şeyle haber verirsiniz... ya da kavlden zahir (içi boş laf) ile!?
Bilakis!
Kafirlere, kendi mekrleri ziynetlendirildi... ve sebilden sadd edildi onlar!
ALLAH'ın dall ettiği kimse... artık ona, hadiy yoktur!

13. RAD / 41

Onlar, BİZ'im arza geldiğimizi, etrafından onu nakıs ettiğimizi görmezler mi?
ALLAH hüküm eder… O'nun hükmüne muakkib yoktur.
O, hesabı seri olandır.

14. İBRAHİM / 2

Semalarda olanlar ve arzda olanlar kendisine ait olan ALLAH'tır.
Vay haline kafirlerin!... şedid azabtan!

14. İBRAHİM / 8

Musa dedi ki:
"Eğer siz ve arzda ki kimseler cemian... kafir olsanız (bile)... artık muhakkak ki ALLAH, elbette/kesinlikle ganiydir, hamiddir."

14. İBRAHİM / 10

Rasulleri dedi ki:
"Semaları ve arzı fatr eden ALLAH hakkında mı şekk ediyorsunuz!? O, zenblerinizden size gafur olmak için sizi davet ediyor... ve sizi müsemma ecele tehir ediyor."
Onlar dediler ki:
"Muhakkak siz, sadece... bizi ata-babalarımızın abd olmuş oldukları şeylerden sadd etmeyi irade eden... bizim mislimizde beşersiniz. Artık bize, mübin sultan ile gelin."

14. İBRAHİM / 13-14

Kafirler, Rasullerine dediler ki:
"elbette/kesinlikle, ya sizi arzdan ihrac edeceğiz ya da bizim milletimize ida edeceksiniz!"
Ardından Rabbleri onlara vahy etti:
"elbette/kesinlikle zalimleri helak edeceğiz!... onların sonrasından, arza, elbette/kesinlikle sizi iskan edeceğiz.
Bu, BEN'im makamımdan korkan ve BEN'im vaidimden korkan kimseler içindir."

14. İBRAHİM / 13-14

Kafirler, Rasullerine dediler ki:
"elbette/kesinlikle, ya sizi arzdan ihrac edeceğiz ya da bizim milletimize ida edeceksiniz!"
Ardından Rabbleri onlara vahy etti:
"elbette/kesinlikle zalimleri helak edeceğiz!... onların sonrasından, arza, elbette/kesinlikle sizi iskan edeceğiz.
Bu, BEN'im makamımdan korkan ve BEN'im vaidimden korkan kimseler içindir."

14. İBRAHİM / 19-20

ALLAH'ın, semaları ve arzı bi-hakkın halk ettiğini görmedin mi!?
Eğer dilerse, sizi zehab eder ve cedid halk getirir.
Bu, ALLAH'a aziz değildir.

14. İBRAHİM / 26

Habis kelimenin meseli ise;
Arzın fevkinden ictisas edimiş, orada karar edemeyen habis şecere gibidir.

14. İBRAHİM / 32

ALLAH
Semaları ve arzı halk edendir…
Semadan su inzal edendir…
ve ardından onunla, sizin için rızık olarak semerelerden ihrac edendir…
Sizin için emri ile bahrda cereyan eden gemiler teshir edendir…
Nehirleri sizin için teshir edendir.

14. İBRAHİM / 38

"Rabbimiz!
Muhakkak ki SEN, hafy ettiğimize de... ilan ettiğimize de alimsin.
Arzdaki ve semadaki şeylerden ALLAH'a hafi olan yoktur."

14. İBRAHİM / 48

Yevmde arz ve semalar... arzın gayrısına tebdil edilir… ve onlar vahid, kahhar ALLAH'a ibraz olunur.

15. HİCR / 19

Arzı medd ettik.
Orada rasiyeler ilka ettik.
Orada bütün şeylerden veznli olarak nebat ettik.

15. HİCR / 39-40

Dedi ki:
"Rabbim!
Bana gavayet ettiğin şey ile… arzda onları elbette/kesinlikle ziynetlendireceğim. Onlardan muhles olarak SANA abd olanlar dışında… cemian onlara elbette/kesinlikle gavayet edeceğim."

15. HİCR / 85

BİZ, semaları ve arzı ve ikisi arasındakileri, ancak, bi-hakkın halk ettik. Muhakkak saat kesinlikle gelecek! Artık sen cemil safh ile safh et.

16. NAHL / 3

Semaları ve arzı bi-hakkın halk etti. Şirk koştukları şeylerden tealidir.

16. NAHL / 13

Sizin için arzda, onların muhtelif renklerde zer edilenler vardır.
Muhakkak bunda, tezekkür eden kavim için kesinlikle ayetler vardır.

16. NAHL / 15-16

Arzda, size meyd etmesi için
rasiyeler…
ve nehirler…
ve sebiller…
ilka etti… umulur ki ihtida olursunuz.
ve alametler...
ve necmler ile onlara ihtida eder.

16. NAHL / 36

ALLAH'a ibadet edin...
ve "tagut"tan ictinab edin diye...
elbette kat'iyyetle bütün ümmete Rasul baas ettik! Ardından,
ALLAH'ın hidayet verdiği kimseler de onlardandı...
ve kendilerine dalaletin hakk olduğu kimseler de onlardandı.
Arzda seyir edin!... ve artık mükezziblerin akibetlerinin nasıl olduğuna nazar edin!

16. NAHL / 45-46-47

Seyyieler mekr edenler...
ALLAH'ın kendilerini onunla arza hasf etmesinden…
veya şuurlarında olmayan yerden kendilerine azab vereceğinden…
veya kendi takallübleri içinde ahz etmesinden…
emin midirler!?
Artık onlar, aciz bırakacak değillerdir.
veya kendilerini korku üzre ahz etmeyeceğinden!
Artık muhakkak ki Rabbiniz, elbette/kesinlikle rauftur, rahimdir.

16. NAHL / 49
SECDE AYETİ

Semalardaki ve arzdaki dabbeden şeyler...
ve melekler...
istikbar etmeden, ALLAH'a secde ederler.

16. NAHL / 52

Semalarda ve arzda olanlar, O'nundur.
Vasıb din, O'nundur.
Artık ALLAH'tan gayrısına mı ittika ediyorsunuz?

16. NAHL / 65

ALLAH, semadan su inzal etti... ve ardından onunla, mevtinin ardından arza hayat verdi.
Muhakkak bunda, işiten kavim için elbette/kesinlikle ayetler vardır.

16. NAHL / 73

ALLAH'ın gayrısından, kendileri için semalardan ve arzdan bir şeyi rızk vermeye, malik olmayana… ve istitaatı olmayana mı abd oluyorlar?

16. NAHL / 77

Semaların ve arzın gaybı ALLAH'ındır.
Saatin emri, ancak, göz açıp kapanana kadar gibidir... veya daha karibdir.
Muhakkak ki ALLAH, herşeye kadirdir.

17. İSRA / 4

İsrailoğullarına… kitabta kaza ettik:
"Kebir ulüvvle ulvilenerek… arzda, elbette/kesinlikle iki merre fesad çıkaracaksınız."

17. İSRA / 37

Arzda merah olarak meşy etme!... muhakkak sen arzı tahrik edemezsin... ve dağların tavlına iblağ olamazsın.

17. İSRA / 44

Yedi semalar... ve arz... ve o ikisinde olanlar, O'nu sebbih ederler... Herşey, sadece, O'nun hamd etmesi ile O'nu sebbih eder. Fakat onların sebbih etmelerini siz fıkh edemezsiniz.
Muhakkak ki O, halim, gafur olandır.

17. İSRA / 55

Rabbin semalardaki ve arzdaki kimselere de alimdir.

BİZ, Nebilerin bazısını, bazısına elbette kat'iyyetle fazl ettik!...
Davud'a da Zebur verdik.

17. İSRA / 76

Oradan ihrac etmek için seni arzdan gerçekten istafazz edebilselerdi... o zaman, senin hilafında, sadece pek az lebs olurlardı.

17. İSRA / 90-91-92-93

Dediler ki:
"Neba olan arzdan bizim için fecr olmadıkça...
Yada senin hurmadan ve inebden (üzüm) cennetin olup… ve ardından onun hilalinden fecr olan nehirler fecr olmadıkça.
Yada zeam ettiğin gibi... semayı kisfler halinde üzerimize ıskat oldurmadıkça…
Yada ALLAH ve melekler kabl olarak gelmedikçe...
Yada senin zuhruftan bir evin olmadıkça…
Yada sen semada raky etmedikçe...
biz sana iman etmeyiz.
Bize kıraat edeceğimiz bir kitab inzal edinceye kadar senin raky etmene de asla iman etmeyiz."

De ki:
"Rabbim subhandır.
Ben, sadece, beşer Rasulüm!"

17. İSRA / 95

De ki:
"Şayet arzda mutmain olarak meşy eden melekler olsaydı... elbette onlara semadan melek Rasul inzal ederdik."

17. İSRA / 99

Semaları ve arzı halk eden ALLAH'ın, onların mislini halk etmeye de kadir olduğunu görmezler mi!?
Onlara... hakkında rayb olunmayan bir ecel kıldı… ancak, kafirler dışında, nasın pek çoğu da imtina etti.

17. İSRA / 102

Dedi ki:
"elbette kat'iyyetle sen!... bunları, ancak, semaların ve arzın Rabbinin, basiret olarak inzal ettiğine alimsin.
Muhakkak ben, senin, elbette/kesinlikle mesbur olduğunu zann ediyorum... eyy firavun!"

17. İSRA / 103

Ardından onları, arzda fazz etmeyi irade etti… ve ardından BİZ onu ve beraberindekileri cemian gark ettik.

17. İSRA / 104

Bundan sonra israiloğullarına dedik ki:
"Arzda iskan olun!… artık, ahiret vaadi geldiğinde… sizi leff ederek getireceğiz."

18. KEHF / 7-8

Muhakkak ki BİZ, hangisinin ahsen amel işlediğini belv etmek için, arz üzerindeki şeyleri onlara ziynet olarak kıldık… ve muhakkak ki BİZ, onun üzerinde ki şeyleri, elbette/kesinlikle cüruz said kılarız.

18. KEHF / 14-15

Onların kalblerine rabt etmiştik.
Kıyam ettiklerinde dediler ki:
"Bizim Rabbimiz, semaların ve arzın Rabbidir... O'nun gayrısından ilah davet etmeyiz... yoksa elbette kat'iyyetle şetat konuşmuş oluruz!
Şu kavmimiz... kendilerine beyan edilmiş sultan gelmemişken... O'nun gayrısından ilahlar ittihaz etmişlerdi."
Artık kim, ALLAH'a kizb iftira eden kimseden daha zalim olabilir?

18. KEHF / 26

De ki:
"Lebs oldukları şeye ALLAH alimdir!
Semaların ve arzın gaybı O'nundur… daha basirdir ona, daha işitendir.
O'nun gayrısında onlara veliy yoktur.
O, hükmüne kimseyi şerik etmez."

18. KEHF / 45

Dünya hayatının, semadan inzal olan su gibi olduğu meselini onlara darb et!
Arzın nebatı onunla ihtilat olur... ve ardından rihlerin zerv ettiği heşimlere dönüverir.
ALLAH, herşeye muktedir olandır.

18. KEHF / 47-48

Yevmde; dağları seyir ettiririz... ve arzı bariz olarak görürsün!
Onları haşr ederiz!... ve ardından onlardan hiç birisini gadr etmeyiz!
Saff saff, senin Rabbine arz edilirler!
Evvel merrede sizi halk ettiğimiz şekilde, elbette kat'iyyetle BİZ'e gelirsiniz!
Bilakis!
Siz, size vaad ettiklerimizi size kılmayacağımıza zeam etmiştiniz!?

18. KEHF / 51

BEN onları,
semaların ve arzın halk olmasına...
ve kendi nefslerinin halk olmasına...
şahid etmedim!
BEN, dalalete düşürenleri, azud olarak ittihaz etmiş değilim!

18. KEHF / 84

Muhakkak ki BİZ, onu arzda mekanlandırdık… ve herşeyden ona bir sebeb verdik.

18. KEHF / 94

Dediler ki:
"Ey Zilkarneyn!
Muhakkak Ye'cüc ve Me'cüc arzda müfsid oldular.
Artık, bizim ve onların arasına bir sedd kılman üzere sana harc kılalım mı?"

19. MERYEM / 40

Muhakkak ki BİZ!... arza ve onun üzerinde ki kimselere, BİZ varis oluruz!... BİZ'e rücu ederler!

19. MERYEM / 65

Semaların ve arzın ve ikisinin arasında olanların Rabbi…
artık O'na abd olun...
ve O'na ibadetinize sabır edin.
O'na semiyy olana alim misin?

19. MERYEM / 90-91

Rahmana evlad davaları var diye...
semalar fatr olacaktır...
ve arz şakk olacaktır…
ve dağlar hedd olarak harra edecektir!

19. MERYEM / 93

Semalardaki ve arzdaki herkes, sadece, abd olarak gelir Rahman'a!

20. TAHA / 2-3-4

BİZ, arzı ve ulvi semaları halk edenden tenzil olan Kur'an'ı… şaki olman için değil… sadece, haşy eden kimseye tezkir olması için inzal ettik.

20. TAHA / 53-54

"Rabbim,
arzı size mehd yapandır
ve onda sebillerden size selk edendir
ve semadan su inzal edendir."

Artık BİZ, onunla… kendiniz yeyin ve de enamınızı ray edin diye... şetta nebattan zevcler ihrac ederiz.
Muhakkak bunda, nehy sahibleri için, elbette/kesinlikle ayetler vardır.

20. TAHA / 57

Dedi ki:
"Sihrinle, bizi, arzımızdan ihrac etmek için mi geldin, ey Musa?"

20. TAHA / 63

Dediler ki:
"Muhakkak bu ikisi elbette/kesinlikle sihirbazdır.
Onlar, sihirleriyle, arzınızdan sizi ihrac etmeyi ve sizin misal tarıklarınızı zehab etmeyi irade ediyorlar."

21. ENBİYA / 4

Dedi ki:
"Rabbim, semadaki ve arzdaki kavle alimdir.
O, semidir, alimdir."

21. ENBİYA / 16

BİZ, semayı ve arzı ve bunların arasındakileri laib için halk etmedik!

21. ENBİYA / 19

Semalarda ve arzda olan kimseler, O'nundur! O'nun indinde ki kimseler, O'na abd olmaktan istikbar etmezler... ve istihsar etmezler.

21. ENBİYA / 21

Yoksa, kendilerini arzdan neşr edecek ilahlar mı ittihaz ettiler?

21. ENBİYA / 30

Kafirler görmezler mi…
Semalar ve arz retk olmuş idi... ve ardından
BİZ, o ikisini fetk ettik...
Hayy olan herşeyi sudan kıldık!?
Artık iman etmezler mi!?

21. ENBİYA / 31

Kendilerini meyd etsin diye…
arzda rasiyeler kıldık…
ve orada fecc sebiller kıldık…
Umulur ki ihtida olurlar.

21. ENBİYA / 44

Bilakis!
BİZ onları da… ata-babalarını da... metalandırdık. Hatta kendilerine ömür tavl geldi.
Artık görmüyorlar mı ki; BİZ, arzı etrafından naks ediyoruz?
Onlar mı galib gelecekler?

21. ENBİYA / 56

Dedi ki:
"Bilakis!
Sizin Rabbiniz, semaların ve arzın Rabbidir. O, bunları fatr edendir. Ben de buna şahidlerdenim."

21. ENBİYA / 71

Onu ve Lut'u, alemler için barek ettiğimiz arza necat ettik.

21. ENBİYA / 81

Asıf rih Süleyman içindi. Onun emriyle, içinde barek olduğumuz arza cereyan ederdi.
Herşeye alim olan BİZ olduk.

21. ENBİYA / 105-106

elbette kat'iyyetle!... zikir'den sonra Zebur'da da,
"Salih ibadet edenler, arza varis olacaktır." diye ketb ettik.
Muhakkak bunda, abd olan kavim için kesinlikle belağ vardır.

22. HACC / 5

Ey nas!
Eğer baas edilmekten rayb içindeyseniz... artık muhakkak ki BİZ sizi, kendinize beyan etmek için...
turabdan...
sonra nutfeden...
sonra alaktan...
sonra muhallak ve gayrı muhallak mudgalardan...
halk ettik.

Dilediğimizi müsema ecele kadar rahimlerde kararlarız.
sizi tıfl olarak ihrak ederiz...
ki... sonradan şedidinize iblağ olun!

Sizden kimisi vefat ettirilir...
ve kiminiz de ilme sahib olduktan sonra ilim edemez hale gelmesi için...
ömrün reziline redd edilir.

Arzı hamide görürsün... ardından ona su inzal ettiğimizde...
hezz eder...
ve rubve olur...
ve bütün behic zevclerden nebatlanır.

22. HACC / 18
SECDE AYETİ

Görmez misin?...
Pek çoğuna azab hakk olduğu halde... muhakkak ki ALLAH'a...
semalardakiler...
ve arzdakiler...
ve güneş...
ve kamer...
ve necmler...
ve dağlar...
ve şecereler...
ve dabbeler...
ve nasın çoğu...
O'na secde etmektedir.
ALLAH'ın hevan ettiği kimse... artık ona, ikram edebilecek yoktur.
Muhakkak ki ALLAH, dilediğine faildir.

22. HACC / 41

Onlar ki... eğer kendilerini arzda imkanlandırırsak…
salat ikame ederler…
ve zekatı verirler…
ve marufu emir ederler…
ve münkerden nehy ederler.
Emirlerin akibeti ALLAH'adır.

22. HACC / 46

Arzda seyir etmediler mi!... artık, akıl edecekleri kalbleri veya işitecekleri kulakları yok muydu!?
Muhakkak basarları kör olmadı… fakat sadrlarındaki kalbleri kör oldu!

22. HACC / 63

Görmüyor musun ki...
ALLAH, semadan su inzal eder...
ve ardından arz, muhdar oluverir.
Muhakkak ki ALLAH, latiftir, habirdir.

22. HACC / 64

Semalarda olanlar ve arzda olanlar O'nundur.
Muhakkak ki ALLAH... elbette/kesinlikle O, ganiydir, hamiddir.

22. HACC / 65

Görmüyor musun ki...
ALLAH, arzda olanları ve emri ile bahrda cereyan etmekte olan gemileri size teshir etmiştir.
Semayı, izni dışında arz üzre vaki olmasın diye imsak eder.
Muhakkak ki ALLAH, nasa karşı elbette/kesinlikle rauftur, rahimdir.

22. HACC / 70

Bilmez misin!?...
Muhakkak ki ALLAH, semada ve arzda olanlara alimdir.
Muhakkak bunlar kitabtadır.
Muhakkak bunlar, ALLAH'a yesirdir.

23. MU'MİNUN / 18-19

BİZ, semadaki sudan, bir kader ile inzal ettik ve onu arzda sükun buldurduk.
Muhakkak ki BİZ, onu zehab etmeye de kadiriz.

Onunla sizin için, hurmalardan ve ineblerden (üzüm) cennetler inşa ettik. İçlerinde sizin için pek çok fakihler vardır... ve siz, onlardan yiyorsunuz!

23. MUMİNUN / 71

Şayet hakk, onların hevalarına tabi olsaydı, semalar ve arz elbette/kesinlikle fesada uğrardı.
Bilakis!
BİZ, onlara, zikirleri ile geldik… ve ardından onlar, zikirlerinden muriz olmaktalar.

23. MUMİNUN / 79

O, sizi arzda zer edendir.
O'na haşr olacaksınız!

23. MU'MİNUN / 84-85

De ki:
"Arz ve içindeki kimseler kimin içindir?
Eğer alimseniz söyleyin!"
Diyecekler ki:
"ALLAH içindir!"
De ki:
"Artık tezekkür etmez misiniz!"

23. MU'MİNUN / 112-113-114-115

Der ki:
"Arzda, kaç aded sene lebs oldunuz?"
Onlar der ki:
"Yevm yada yevmin birazı kadar lebs olduk… artık bunu, adedleyenlere sual et."
Der ki:
"Sadece, çok azdan lebs oldunuz! Keşke siz buna alim olmuş olsaydınız!
Sizi abes olarak halk ettiğimizi... ve BİZ'e rücu etmeyeceğinizi mi hesab etmiştiniz!"

24. NUR / 35

ALLAH, semaların ve arzın nurudur.
O'nun nurunun meseli, içinde misbah olan mişkat gibidir.
Misbah, zücac içindedir.
Zücac, kevkeb durre gibidir. Şarkta ve garbta bulunmayan mübarek zeytin şecerelerinden vakd edilir. Onun zeyti, kendisine nar mess olmasa bile ziya verir. Nur üzerine nurdur.

ALLAH, dilediği kimseyi KENDİ nuruna ihda eder.
ALLAH, nas için meseller darb eder.
ALLAH, herşeye alimdir.

24. NUR / 41

Semalarda ve arzda bulunan kimselerin...
ve saff saff uçucuların...
ALLAH'ı sebbih ettiğini görmez misin?
Hepsi, kendi salatına ve tesbihatına kat'iyyetle alimdir!
ALLAH, onların fail olduklarına alimdir.

24. NUR / 42

Semaların ve arzın mülkü ALLAH'ındır.
Masir ALLAH'adır.

24. NUR / 55

ALLAH, sizden, salih (iş)lere amil olarak iman edenlere... vaad etmiştir ki:
Kendilerinin öncesinden olanları istihlaf ettiği gibi... onları da arzda elbette/kesinlikle istihlaf edecektir.
Kendileri için razı olduğu dini, elbette/kesinlikle onlara temekkün edecektir.
Korkularının ardından onları, elbette/kesinlikle emniyet ile bedellendirecektir.

Onlar,
BANA abd olacaklar!...
ve BANA hiç bir şey şirk koşmayacaklar!
Bunun ardından, kafir kimseler... artık işte onlar... onlar, fasıktır.

24. NUR / 57

Kafirlerin O'nu arzda aciz bırakacaklarını hesab etme! Onların mevası nardır. Ne beis masirdir!

24. NUR / 64

Değil mi ki... semalarda ve arzda olanlar muhakkak ki ALLAH'ındır... sizin ne üzere olduğunuza kat'iyyetle alimdir! O'na rücu ettikleri yevmde, amil oldukları ile kendilerine haber verir.
ALLAH, herşeye alimdir.

25. FURKAN / 1-2

Alemlere nezir olması için KENDİSİNE abd olana furkanı inzal eden...
semaların ve arzın mülkü kendisine ait olan...
bereketlidir.
Evlad ittihaz etmemiştir.
O'nun, mülkünde şeriki yoktur.
Herşeyi halk etmiş... ve ardından bir takdir üzere kaderlemiştir.

25. FURKAN / 6

De ki:
"Semalardaki ve arzdaki sırrlara alim olan, onu inzal etti.
Muhakkak ki O, gafur, rahim olandır."

25. FURKAN / 59

Semaları ve arzı ve ikisinin arasında olanları altı yevmde halk eden… sonra arşa istiva eden… Rahmandır.
Artık bunu haberi olana sual et!

25. FURKAN / 63

Rahman'a abd olanlar…
onlar arz üzerinde hevn olarak meşy ederler.
Cahiller kendilerine hatb ettikleri zaman, "Selam!" derler.

26. ŞUARA / 7

Arza bakmazlar mı, orada bütün kerim zevclerden ne kadar nebat var.

26. ŞUARA / 24

Dedi ki:
"Eğer mukin olanlar iseniz… semaların ve arzın ve ikisinin arasındakilerin Rabbidir."

26. ŞUARA / 34-35

Havlinde ki melelere dedi ki:
"Muhakkak bu, alim sihirbazdır. Sizi, sihriyle, arzınızdan ihrac etmeyi irade ediyor… artık sizin emriniz nedir?"

26. ŞUARA / 151-152

"Arzda fesad çıkaran ve ıslah olmayan müsriflerin emirlerine itaat etmeyin!"

26. ŞUARA / 183

"Nasın eşyasını bahs etmeyin.
Arzda müfsid olarak asev etmeyin!"

27. NEML / 25
SECDE AYETİ

"Semalarda ve arzda hab olanı ihrac eden...
ve hafy ettiklerine ve ilan ettiklerine alim olan...
ALLAH'a secde edilmez mi!"

27. NEML / 48

Medinede dokuz (kişilik) bir reht vardı... arzda fesad çıkarıyorlardı... ve ıslah olmuyorlardı.

27. NEML / 60

Yoksa,
semaları ve arzı halk eden mi?
Sizin için semadan su inzal eden... ve ardından onunla, bir şeceresini bile sizin nebat etmenizin mümkün olmadığı, behcetin zatı hadika nebat eden mi?

ALLAH'la beraber ilah var mı!?
Bilakis!
Onlar adil olan kavimdir.

27. NEML / 61

Yoksa,
arzı karar kılan ve onun hilaline nehirler kılan ve ona rasiyeler kılan ve iki bahrın arasına hacz kılan mı!?

ALLAH'la beraber ilah mı var!?
Bilakis!
Pek çoğu alim değiller.

27. NEML / 62

Yoksa,
KENDİSİNE davet ettiği zaman muztar olana icab eden... ve sui olanı keşf eden... ve sizi arzın halifeleri kılan mı!?

ALLAH'la birlikte ilah mı var!?
Ne kadar az tezekkür ediyorsunuz!

27. NEML / 64

Yoksa,
halk etmeyi ibda eden sonra onu ida eden mi!?
ve semadan ve arzdan sizi rızıklandıran mı!?

ALLAH'la birlikte ilah mı var!?
De ki:
"Eğer sadıksanız, burhanınızı getirin."

27. NEML / 65

De ki:
"ALLAH'tan başka... semalardaki ve arzdaki kimse, gayba alim değildir.
Ne zaman baas olacakları da... onların şuurunda değil!"

27. NEML / 69

De ki:
"Arzda seyir edin… ve ardından, mücrimlerin akibetinin nasıl olduğuna nazar edin!"

27. NEML / 75

Semadaki ve arzdaki gayb olanlar, ancak, mübin kitabtadır!

27. NEML / 82

Kavl, onların üzerine vuku bulduğu zaman, onlar için... kendilerine, "nasın ayetlerimize yakin olmayanlar olduğunu" kelime eden... arzdan bir dabbe ihrac ederiz.

27. NEML / 87

Sur'a nefh edildiği yevmde…
artık, ALLAH'ın dilediği kimseler dışında... semalarda olan kimseler ve arzda olan kimseler efza ederler.
Hepsi dahr olarak O'na gider.

28. KASAS / 4

Muhakkak Firavun, arzda ulvilik tasladı… ve ehlini şialar halinde kıldı.
Onlardan bir tahifeye istizaf ediyordu… Oğullarını zebh ediyor, kadınlarını istihya ediyordu.
Muhakkak o, müfsidlerden idi.

28. KASAS / 5-6

BİZ,
arzda istizaf edilenlere menn etmeyi...
ve onlara imamlar kılmayı...
ve onları varisler kılmayı...
ve onları arzda temekkün etmeyi...
ve Firavun'a ve Haman'a ve ordularına, hazer ettikleri şeyleri göstermeyi…
irade ediyorduk.

28. KASAS / 5-6

BİZ,
arzda istizaf edilenlere menn etmeyi...
ve onlara imamlar kılmayı...
ve onları varisler kılmayı...
ve onları arzda temekkün etmeyi...
ve Firavun'a ve Haman'a ve ordularına, hazer ettikleri şeyleri göstermeyi…
irade ediyorduk.

28. KASAS / 19

Ardından irade edipte... ikisine de düşman olan kimseyi batş ettiğinde,
"Ey Musa!
Dün bir nefsi katl ettiğin gibi, beni de katl etmeyi mi irade ediyorsun? Sen arzda, sadece, cebbar olmayı irade ediyorsun. Sen ıslah edenlerden olmayı irade etmiyorsun."

28. KASAS / 39

O ve orduları, arzda hakkın gayrısında istikbar ettiler. Muhakkak onlar, BİZ'e rücu etmeyeceklerini zann ettiler.

28. KASAS / 57

Dediler ki:
"Seninle beraber hudaya tabi olursak, arzımızdan hatf ediliriz."

BİZ onları, BİZ'im VARLIĞIMIZDAN rızık olarak… herşeyin semerelerinin kendilerine ictiba edildiği, emin Haram'a mekanlandırmadık mı?
Fakat onların pek çoğu alim değiller.

28. KASAS / 77

"ALLAH'ın sana verdiği şeylerde, dar-ul ahireti ibtiga et!... Dünyadan nasibini de unutma!
ALLAH'ın ahseni gibi ahsen ol!
Arzda fesad ibtiga etme!
Muhakkak ki ALLAH, müfsidlere muhabbet duymaz!"

28. KASAS / 81

Ardından onu, darı ile arza hasf ettik!
Artık... ALLAH'ın gayrısında, fieden ona nasr edecek yoktu... ve o, nasr edilenlerden olmadı!

28. KASAS / 83

İşte dar-ul ahiret... onu, arzda, ulüvv ve fesad irade etmeyen kimselere kılarız.
Akibet, muttakiler içindir.

29. ANKEBUT / 20

De ki:
"Arzda seyir edin!
Nazar edin!... Halk etmeyi nasıl bed etti!
Sonra ALLAH, ahiret neşetini inşa edecektir.
Muhakkak ki ALLAH, herşeye kadirdir."

29. ANKEBUT / 22

"Arzda da...semada da... siz aciz bırakamazsınız! ALLAH'ın gayrısında, size veliy de... nasır da yoktur!"

29. ANKEBUT / 36

Medyen'e kardeşleri Şu'ayb, dedi ki:
"Ey kavmim!
ALLAH'a abd olun!
Ahir yevme rica edin!
Arzda müfsid olarak asev etmeyin!"

29. ANKEBUT / 39

Karun… Firavun… Haman…
Musa, elbette kat'iyyetle beyyineler ile gelmişti!
Ancak onlar, arzda istikbar etttiler… ve sabık olmadılar.

29. ANKEBUT / 40

Ardından onları, külliyyen zenbleri ile ahz ettik.
Artık onlardan üzerine hasıb irsal ettiğimiz kimseler...
ve onlardan sayha ahz eden kimseler...
ve onlardan onunla hasf ettiklerimiz...
ve onlardan gark ettiklerimiz oldu.
ALLAH, onlara zulüm eden değildi... fakat onlar, kendi nefsleri için zulmediyorlardı.

29. ANKEBUT / 44

ALLAH, semaları ve arzı bi-hakkın halk etmiştir. Muhakkak bunlarda, mü'minler için elbette/kesinlikle ayetler vardır.

29. ANKEBUT / 52

De ki:
"Sizinle benim aramda şahid olarak ALLAH'a kafi olarak (olacak şekilde)... semalarda ve arzda olanlara alimdir.

Batıla iman edenler...
ve ALLAH'a kafir olanlar...
işte onlar hasar alanlardır."

29. ANKEBUT / 56

Ey BANA, iman ederek ibadet edenler!
Muhakkak BEN'im arzım vasidir. Artık, yalnızca BANA abd olun!

29. ANKEBUT / 61

Eğer onlara sual etsen:
"Semaları ve arzı halk eden kimdir? Güneşi ve kameri kim teshir etti?"

Elbette,
"ALLAH" diyeceklerdir.

Ardından, nasıl ifk edebiliyorlar!?

29. ANKEBUT / 63

Eğer onlara sual etsen:
"Semadan suyu inzal eden... ve ardından mevt olduktan sonra arzı hayy eden kimdir?"
elbette/kesinlikle,
"ALLAH" diyeceklerdir.
De ki:
"Hamd etmek ALLAH'ındır."
Bilakis!
Onların pek çoğu akıl etmezler.

30. RUM / 2-3-4

Rum'a, edna arzda galib gelindi.
Onlar bu galebelerinin ardından yakında… bıd (üç ila dokuz) sene içinde... galib gelecekler.
Emir, önceden ve sonradan ALLAH'ındır.
Yevme-izinde, mü'minler ifrah olacaklar.

30. RUM / 8

Onlar, nefsleri hakkında tefekkür etmezler mi?
ALLAH, semaları ve arzı ve ikisinin arasında olanları, ancak, bi-hakkın ve müsemma ecel ile halk etti.
Muhakkak nasdan çoğu, Rabblerine mülaki olacaklarına elbette/kesinlikle kafirdir.

30. RUM / 9

Onlar, arzda seyir etmediler mi?
Nazar etmediler mi; öncekilerin akibetleri nasıl olmuş?
Kuvvet olarak onlardan daha şedidtiler.
Arzı sürüp havalandırmışlardı.
Onu, onların imar ettiklerinden daha çok imar etmişlerdi.
Onlara beyyineler ile Rasuller kılınmıştı.
ALLAH, onlara zulüm eden olmadı! Fakat onlar, kendi nefslerine zulüm edenler oldular.

30. RUM / 18

Hamd etmek O'nundur;
Semalarda da…
ve arzda da…
ve aşiyyde de…
ve izhar olduğunuz hiynde de!

30. RUM / 19

Hayy olanı meyyitten ihrac eder… ve meyyiti hayy olandan ihrac eder.
Arzı, mevt olmasından sonra hayy eder.

Böyledir!
Siz de ihrac edileceksiniz!

30. RUM / 22

Semaların ve arzın halkıyeti...
ve lisanlarınızın ve renklerinizin ihtilafı...
O'nun ayetlerindendir.
Muhakkak bunda, alim olanlar için, elbette/kesinlikle ayetler vardır.

30. RUM / 24

Korku ve tama olarak berk irade etmesi…
ve semadan su inzal etmesi...
ve ardından onunla arzı mevt olmasından sonra hayy etmesi…
O'nun ayetlerindendir.
Muhakkak bunda, akıl eden kavim için, elbette/kesinlikle ayetler vardır.

30. RUM / 25

Semanın ve arzın, O'nun emri ile kaim olması...
O'nun ayetlerindedir.
Sonra sizi, arzdan davetle davet ettiğinde… ihrac oluverirsiniz.

30. RUM / 26

Semalarda ki ve arzda ki kimseler O'nundur. Hepsi O'na kanittir.

30. RUM / 27

Halk etmeyi ibda eden O, sonra onu ida eder. Bu, O'nun için daha da hevndir.
Semalardaki ve arzdaki a'la misaller O'nundur.
O, azizdir, hakimdir.

30. RUM / 42

De ki:
"Arzda seyir edin… ve ardından nazar edin!... sizden öncekilerin akibetleri nasıl olmuş!"
Onların pek çoğu müşriklerdi.

30. RUM / 50

Artık nazar et!... ALLAH'ın rahmet eserlerine!
Arzı... mevt olduktan sonra, nasıl da hayy ediyor! Muhakkak bu, mevtayı elbette hayy eder.
O, herşeye kadirdir.

31. LOKMAN / 10

Semaları, görebildiğiniz amedler gayrısında halk etti.
Arzda, size meyd etsin diye rasiyeler ilka etti.
ve orada bütün dabbeden bess etti.
BİZ,
semadan su inzal ettik...
ve ardından BİZ,
orada bütün kerim zevclerden nebatlandırdık.

31. LOKMAN / 16

"Ey oğlum!
Muhakkak, eğer hardaldan habbe miskali olsa, üstüne bir de, sahrın içinde veya semalarda veya arzda olsa, ALLAH onu getirir!
Muhakkak ki ALLAH, latiftir, habirdir."

31. LOKMAN / 18

"Nasa haddini tasir etme!
Arzda merah olarak meşy etme!
Muhakkak ki ALLAH, fahur muhtal olanların hiç birisine muhabbet duymaz."

31. LOKMAN / 20

ALLAH'ın, semalarda olanları ve arzda olanları size teshir ettiğini ve zahir ve batın nimetlerini sizin üzerinize isbag ettiğini görmedin mi?

Nasdan kimseler, ALLAH hakkında,
ilim...
ve huda...
ve munir kitab...
gayrısında cedel eder.

31. LOKMAN / 25

Eğer onlara,
"Semaları ve arzı kim halk etti?" diye sual etsen,
elbette diyecekler ki:
"ALLAH!"

De ki:
"Hamd etmek, ALLAH'ındır."

Bilakis!
Onların pek çoğu alim değiller.

31. LOKMAN / 26

Semalarda ve arzda olanlar, ALLAH'ındır.
Muhakkak ki O, ganiydir, hamiddir.

31. LOKMAN / 27

Şayet arzda ki şecerelerden kalem olsa... ve bahra yedi bahr daha medd olsa... ALLAH'ın kelimeleri nefd olmaz.
Muhakkak ki ALLAH, azizdir, hakimdir.

31. LOKMAN / 34

Muhakkak ki ALLAH...
saatin ilmi, O'nun indindedir!
Gays inzal eder.
Rahimlerde olana alimdir.
Nefs, gaden ne kesb edeceğini idra edemez.
Nefs, arzın neresinde mevt olacağını idra edemez.
Muhakkak ki ALLAH, alimdir, habirdir.

32. SECDE / 4

Semaları ve arzı ve ikisinin arasındakileri, altı yevmde halk eden ALLAH… sonra Arş'a istiva etti.

O'nun gayrısında sizin veliyniz de yoktur... şefaatçiniz de yoktur. Tezekkür etmez misiniz!?

32. SECDE / 5

Emri, semadan arza tedbir eder.
Sonra... mikdarı, sizin adedlediğinizden bin sene olan bir yevmde, ona uruc eder.

32. SECDE / 10

Dediler ki:
"Arzda dalalet edince mi, cedid halkıyet içinde olacağız?"
Bilakis!
Onlar, Rabblerine mülaki olmaya kafirdirler.

32. SECDE / 27

Görmezler mi;
BİZ, suyu arzın cüruzuna sevk ediyoruz...
ve ardından onunla, enamının ve nefslerinin yediği ziraat ihrac ediyoruz.
Artık basir olmayacaklar mı!?

33. AHZAB / 26-27

Kitab ehlinden, onlara zahir olanları…
sayasilerinden inzal etti…
ve kalblerine rub kazf etti.
Ferikini katl ediyor, ferikini esir ediyordunuz.
Onların arzlarına... ve diyarlarına... ve mallarına... ve henüz vatı olmadığınız arza... sizi varis etti.
ALLAH, herşeye kadir olandır.

33. AHZAB / 72-73

Muhakkak ki BİZ, semalara ve arza ve dağlara emanet arz ettik!... ancak bunlar, ona (emanete) hamil olmaktan imtina ettiler!... ve ondan (emanetten) işfak ettiler.

Ona (emanete) İnsan hamil oldu!

Muhakkak o (emanet)… ALLAH'ın, münafık erkeklere ve münafık kadınlara ve müşrik erkeklere ve müşrik kadınlara azab etmesi için... zalum ve cehul idi.

Mü'min erkeklere ve mü'min kadınlara, ALLAH, tevbe eder. ALLAH, gafur, rahim olandır.

34. SEBE / 1

Hamd etmek, semalarda olanlar ve arzda olanlar kendisine ait olan ALLAH'ındır.
Hamd etmek ahirette de O'nundur.
O, hakimdir, habirdir.

34. SEBE / 2

Arzda ilac olana
ve ondan ihrac olana
ve semadan inzal olana
ve onda uruc olana alimdir.
O, rahimdir, gafurdur.

34. SEBE / 3-4

Kafirler, "Saat bize verilmez" dediler.
De ki:
"Bilakis!
Yemin olsun, gayba alim Rabbime!
elbette/kesinlikle o size verilecektir!
Semalarda ki ve arzda ki zerre miskal, O'na azb değildir. Bundan daha sagir ve daha ekber yoktur ki, mübin kitabta olmasın!"
(Bu,) Salih (iş)lere amil olarak iman edenleri cezalandırması içindir… işte onlar... onlara mağfiret ve kerim rızık vardır.

34. SEBE / 9

Semadan ve arzdan, ellerinin arasında olanı ve halflerinde olanı görmüyorlar mı?
Eğer dilersek onları, arzda husuf ederiz veya üzerlerine semadan kisfler ıskat ederiz. Muhakkak bunda, bütün münib abd olanlar için elbette/kesinlikle ayet vardır.

34. SEBE / 14

Ardından ona mevt kaza ettiğimizde… mevtini onlara, ancak, minseesini yemekte olan bir arz dabbesi delillendirdi.
Ardından cinnlere, o harra olduğunda beyan oldu. Şayet gayba alim olmuş olsalardı... muhin azabın içinde lebs olmazlardı.

34. SEBE / 22

De ki:
"ALLAH'ın gayrısından zeam ettiklerinizi davet edin.
Onlar, semalarda ve arzda zerre miskal malik olamazlar.
Onlar, bu ikisine şerik de değiller.
O'na onlardan zahir olmaz!"

34. SEBE / 24

De ki:
"Semalardan ve arzdan sizi rızıklandıran kimdir?"

De ki:
"ALLAH!...
Muhakkak ya biz... veya yalnızca siz…
birimiz, elbette huda üzereyiz…
diğerimiz ise mubin dalalet içindeyiz.

35. FATIR / 1

Hamd etmek…
semaları ve arzı fatr eden...
melekleri, ikişer ve üçer ve dörder cenahlı (eksenli) Rasuller kılan...
halkıyette dilediğini ziyade eden...
ALLAH'ındır.

Muhakkak ki ALLAH, herşeye kadirdir.

35. FATIR / 3

Ey nas!
ALLAH'ın üzerinize nimetini zikir edin!

Semadan ve arzdan sizi rızıklandıracak, ALLAH'tan gayrı halık var mı?

O'ndan başka ilah yoktur!... artık nasıl da ifk ediyorsunuz!

35. FATIR / 9

Rihleri irsal eden ALLAH'tır.
ve ardından sehab havaya karıştırılır…
ardından onu meyyit beldeye sevk ederiz…
ve ardından onunla arzı, mevtinden sonra hayy ederiz.

Böyledir!... Neşr oluş!

35. FATIR / 38

Muhakkak ki ALLAH, semaların ve arzın gaybına alimdir.
Muhakkak ki O, sadrların zatına alimdir.

35. FATIR / 39

O, sizi yeryüzünde halifeler kılandır.
Kafir kimseler… artık küfürleri kendilerinedir.
Rabblerinin indinde...
kafirlerin küfürleri, sadece, maktlarını ziyade eder...
ve kafirlerin küfürleri, sadece, hasarlarını ziyade eder.

35. FATIR / 40

De ki:
"Şirk koştuklarınızı gördünüz mü; ALLAH'ın gayrısından davet ettiğiniz!?
Arzdan neyi halk ettiler, bana gösterin!?"

Yoksa onların semalarda mı şerikleri var?
Yoksa kendilerine kitab verdik de, onlar da ondan beyyineler üzre mi oldular!?
Bilakis!
Zalimler, sadece, bazısını bazısına garr etmeyi vaad ederler.

35. FATIR / 41

Muhakkak ki ALLAH, semaları ve arzı, zail olmasınlar diye imsak etmektedir. Eğer onlar zail olsa, O'ndan başka hiç kimse onları imsak edemez.
Muhakkak ki O, halim, gafur olandır.

35. FATIR / 43

Arzda istikbar… ve seyyie mekr!...
Seyyie mekr, sadece, ehlini hayk eder!
Onlar, sadece, evvelkilerin sünnetini nazar ediyorlar!
ALLAH'ın sünneti için tebdil mevcud değildir!
ALLAH'ın sünneti için tahvil mevcud değildir!

35. FATIR / 44

Arzda seyir etmezler mi... kendilerinden öncekilerin akibetlerinin nasıl olduğuna nazar etmiyorlar mı!
Onlar kuvvet olarak, kendilerinden daha şedidtiler.
Semalardaki ve arzdaki şeylerden, ALLAH'ı aciz bırakan olamaz!
Muhakkak ki O, alim, kadir olandır.

36. YASİN / 33

Mevt olmuş arz, onlara ayettir!
Onu hayy ettik... ve ondan habbeler ihrac ettik… ve ardından onlardan yemekteler!

36. YASİN / 36

Arzın nebat ettiklerinden...
ve kendi nefslerinden...
ve alim olmadıkları şeylerden...
bütün zevcleri halk eden subhandır.

36. YASİN / 81

Semaları ve arzı halk eden, onların mislini halk etmeye kadir değil midir!?

Bilakis!
O, hallaktır, alimdir.

37. SAFFAT / 4-5

Muhakkak sizin ilahınız elbette/kesinlikle vahidtir.
Semaların ve arzın ve ikisinin arasında olanların Rabbidir.
ve şark yönlerinin Rabbidir.

38. SAD / 10

Yoksa, semaların ve arzın ve ikisi arasında olan şeylerin mülkü onların mı!?
Artık, sebebler içinde raky etsinler!

38. SAD / 26

"Ey Davud!
Muhakkak ki BİZ, seni arzda halife kıldık.
Artık nas arasında bi-hakkın hüküm ver... ve sakın hevaya tabi olma... yoksa, seni ALLAH'ın sebilinden dall eder.
Muhakkak ALLAH'ın sebilinden dall olan kimseler...
hesab yevminde onlara, unuttukları şeyler ile şedid azab vardır.

38. SAD / 27

BİZ, semayı ve arzı ve ikisinin arasındakileri batıl olarak (birgün batıl olacak şekilde) halk etmedik.
Bu, kafirlerin zannıdır!

Artık, nardan veyl olsun kafirlere!

38. SAD / 28

Yoksa, BİZ… salih (iş)lere amil olarak iman edenleri... arzda müfsid olanlar gibi kılarmıyız!?
Ya da BİZ... muttaki olanları, facirler gibi kılarmıyız!?

38. SAD / 65-66

De ki:
"Muhakkak ben, ancak, inzar edenim.
İlah, ancak, vahid, kahhar, ALLAH'tır.
Semaların ve arzın ve ikisinin arasındakilerin Rabbi... azizdir, gaffardır."

39. ZUMER / 5

Semaları ve arzı, bi-hakkın halk etti.
Geceyi gündüze kevr eder ve de gündüzü geceye kevr eder. Güneşi ve kameri teshir eder. Hepsi, belirlenmiş ecel için cereyan eder.
Değil mi ki… O, azizdir, gaffardır!

39. ZUMER / 10

De ki:
"Ey BANA abd olan, iman edenler!
Rabbinize ittika edin!
Bu dünyada ahsen olanlar için haseneler vardır. ALLAH'ın arzı vasidir. Muhakkak sabır edenlere, hesabsızca, ancak, ecirleri vefa edilir."

39. ZUMER / 21

Görmez misin ki...
ALLAH'ın, semadan su inzal eder...
ve ardından onu arzda neba olanlara selk eder...
Sonra onunla muhtelif renklerde ekinler ihrac eder.
Sonra onlar heyecan olur...
ve ardından onları sararmış görürsün.
Sonra onları hutam kılar.
Muhakkak bunda, lübb sahibleri için kesinlikle zikir vardır.

39. ZUMER / 38

Elbette eğer...
"Semaları ve arzı kim halk etti?" diye onlara sual etsen... kesinlikle,
"ALLAH!" derler.

De ki:
"Artık görüyor musunuz... ALLAH'ın gayrısında davet ettiğiniz şeyleri...
Eğer ALLAH,
benim için darr irade etse... onlar mı O'nun verdiği darrı keşif edecekler!?
yada rahmetini irade etse... onlar mı onun rahmetini engelleyecek!?"

De ki:
"ALLAH bana hasbtır.
Tevekkül edenler O'na tevekkül ederler."

39. ZUMER / 44

De ki:
"Şefaat cemian, ALLAH'ındır!...
Semaların ve arzın mülkü O'nundur!
O'na rücu edeceksiniz!"

39. ZUMER / 46

De ki:
"ALLAHumme!
Semaları ve arzı fatr edensin!
Gayba ve şahadete alim olansın!
SANA abd olanların arasında, hakkında ihtilaf ettikleri şeylerde SEN hükmedersin!"

39. ZUMER / 47-48

Şayet, cemian arzda olanlar ve onunla birlikte misli kadarı, zalimlerin olsaydı...
ihtisab etmedikleri şeyler, ALLAH'tan kendilerine ibda edildiğinde...
ve kesb ettikleri şeylerin seyyieleri kendilerine ibda edildiğinde...
ve istihza etmiş oldukları şeyler kendilerini hayk ettiğinde...
kıyamet yevminin sui azabından (kurtulmaya), elbette onu (hepsini) feda ederlerdi.

39. ZUMER / 63

Semaların ve arzın mıkladları onundur. ALLAH'ın ayetlerine kafir olanlar... işte onlar, hasar alanlardır.

39. ZUMER / 67

ALLAH'ı, O'nun kadrini hakk olarak kaderlemediler.
Kıyamet yevminde...
Arz... cemian O'nun kabzındadır.
Semalar... O'nun yemini ile tayy edilmiştir.
O, subhandır... ve şirk koştukları şeylerden ulvidir.

39. ZUMER / 68

Sur'a nefh edilir… ve ardından, ALLAH'ın dilediği kimseler dışında... semalarda ki kimselere ve arzdaki kimselere saika tutar.
Sonra ona tekrar nefh edilir… ardından onlar, kıyam ederler, nazar ederler.

39. ZUMER / 69

Arz, Rabbinin nuruyla işrak olur.
Kitab vaz olunur… ve Nebiler ve şahidler ile gelinir… ve onların arasında… zulüm edilmeden bi-hakkın kaza edilir.

39. ZUMER / 74

Derler ki:
"Hamd etmek, bize vaadine sadakat gösteren ALLAH'ındır. Bizi arza varis yaptı... cennetin dilediğimiz yerinden tebevvü ediyoruz."
Artık, amil olanların ecirleri ne de naimdir.

40. MU'MİN / 21-22

Arzda seyir etmiyorlar mı... artık kendilerinden önce olanların akibetlerinin nasıl olduğuna nazar etsinler!

Onlar, arzda, kuvvet ve eserler olarak kendilerinden daha şedid olmuştu. Ardından ALLAH, onları zenbleri ile ahz etti... ve onları ALLAH'dan vaky eden olmadı.

Bu, Rasullerinin kendilerine beyyineler ile gelmiş olmasının ardından kafir olmalarındandır.
Ardından ALLAH onları ahz etti.
Muhakkak ki O, kaviydir, ikabı şedidtir.

40. MU'MİN / 26-27

Firavun dedi ki:
"Vezr edin beni... Musa'yı katl edeyim. O da Rabbini davet etsin. Muhakkak ben, sizin dininizi bedellendireceğinden veya arzda fesad izhar edeceğinden korkuyorum."

Musa dedi ki:
"Muhakkak ben, hesab yevmine iman etmeyen bütün mütekebbirlerden... benim Rabbime ve sizin Rabbinize uvz ettim."

40. MU'MİN / 28-29

Firavun ailesinden imanını ketm eden mü'min bir erkek kimse dedi ki:
"Bir adamı 'Rabbim ALLAH' dediğinden mi katl edeceksiniz?
O, kat'iyyetle Rabbinizden beyyineler ile gelmiştir! Eğer kazib olursa... onun kizbi kendinedir ve eğer sadık olursa vaad ettiklerinin bazısı size de isabet eder.
Muhakkak ki ALLAH, kezzab müsrif olanı ihda etmez.
Ey kavmim!
Yevmde mülk sizindir. Arzda zahir olanlarsınız... eğer ALLAH'ın beisinden gelirse bize kim nasr eder?"

Firavun dedi ki:
"Size gösterdiğim şey... ancak, kendi gördüğüm şeydir. Ben sizi, ancak, reşad sebiline ihda ediyorum."

40. MUMİN / 57

Elbette, semaların ve arzın halkıyeti, nasın halkıyetinden ekberdir… fakat nasın pek çoğu alim değildir.

40. MUMİN / 64

Size arzı karar kılan...
ve semayı bina eden...
ve sizi tasavvur eden… ve ardından suretlerinizi ahsen eden...
ALLAH... sizi tayyib olanlardan rızıklandırdı.
Böyledir!...
ALLAH, sizin Rabbinizdir.
Ardından, Rabb-il alemin ALLAH, bereket verir.

40. MUMİN / 75

Bu,
arzda hakk gayrısıyla ifrah olmuş olduğunuz şey iledir...
ve merah etmiş olduğunuz şey iledir.

40. MUMİN / 82

Arzda seyir etmiyorlar mı... artık kendilerinden öncekilerin akibetlerinin nasıl olduğuna nazar etsinler!
Onlardan pek çoğu kuvvetçe ve eserleriyle arzda daha şedid olmuştu… ve ardından kesb etmiş oldukları şeyler kendilerini daha ganiy etmemişti.

41. FUSSİLET / 9-10-11-12

De ki:
"Siz... arzı iki yevmde halk edene gerçekten kafir misiniz!?... O'na endad mı kılıyorsunuz?
O, Rabb-il alemindir!"
Orada, onun fevkinde rasiyeler kıldı...
ve içini barek etti.
Sail olanlar için seva olarak, orada onların kutlarını dört yevmde kaderledi.
Sonra, henüz duhan halinde olan semaya istiva etti.

Ona ve arza dedi ki:
"Gelin ikiniz de! Ta'van veya kerhen!"
İkisi de
"İtaat ile geldik." dediler.

Ardından, iki yevmde, yedi semaları kaza etti... ve emirlerini, bütün semalarda vahy etti.

Dünya semasını misbahlar ile ziynetlendirdi... ve onlara hıfz etti.
Bu... aziz, alim takdirdir.

41. FUSSİLET / 9-10-11-12

De ki:
"Siz... arzı iki yevmde halk edene gerçekten kafir misiniz!?... O'na endad mı kılıyorsunuz?
O, Rabb-il alemindir!"
Orada, onun fevkinde rasiyeler kıldı...
ve içini barek etti.
Sail olanlar için seva olarak, orada onların kutlarını dört yevmde kaderledi.
Sonra, henüz duhan halinde olan semaya istiva etti.

Ona ve arza dedi ki:
"Gelin ikiniz de! Ta'van veya kerhen!"
İkisi de
"İtaat ile geldik." dediler.

Ardından, iki yevmde, yedi semaları kaza etti... ve emirlerini, bütün semalarda vahy etti.

Dünya semasını misbahlar ile ziynetlendirdi... ve onlara hıfz etti.
Bu... aziz, alim takdirdir.

41. FUSSİLET / 15

Üstelik Ad... hakk gayrısı ile arzda istikbar etti.
Dediler ki:
"Kuvvet olarak bizden şiddetlisi kimdir?"
Kendilerini halk eden ALLAH'ı... O'nun kuvvet olarak kendilerinden şiddetli olduğunu, görmediler mi!?
Onlar, ayetlerimize cahd etmiş oldular.

41. FUSSİLET / 39

Senin arzı huşu halinde görmen… ve ardından ona su inzal ettiğimizde hezz etmesi ve rubve olması da O'nun ayetlerindendir.
Muhakkak ona hayat veren, elbette mevtaya da hayat verir.
Muhakkak ki O, herşeye kadirdir.

42. ŞURA / 4

Semalarda olanlar ve arzda olanlar O'nundur.
O, aliyydir, azimdir.

42. ŞURA / 5

Semalar o ikisinin fevkinden fatr oluverecek neredeyse. Melekler, Rabblerinin hamd etmesi ile O'nu sebbih ediyorlar. Arzdaki kimse için istiğfar etmekteler.
Değil mi ki… Muhakkak ki ALLAH... O, gafurdur, rahimdir?

42. ŞURA / 11

Semaları ve arzı fatr etmiştir.
Size... sizin nefsinizden zevceler... ve enamdan zevceler kılar.
Orada sizi zer eder.
Hiçbir şey O'nun misli gibi değildir.
O, semidir, basirdir.

42. ŞURA / 12

Semaların ve arzın mıkladları O'nundur.
Dilediği kimse için rızkı bast eder ve ikdar eder.
Muhakkak ki O, herşeye alimdir.

42. ŞURA / 27

Şayet ALLAH, kendisine ibadet edenler için rızkı bast ederse... elbette/kesinlikle arzda bagy olurlar. Fakat O, dilediği şeyi kader ile inzal eder.
Muhakkak ki O, kendisine ibadet edenlere habirdir, basirdir.

42. ŞURA / 29

Semaların ve arzın halkıyeti... ve dabbeden orada bess olanlar, O'nun ayetlerindendir.
O, dilediğinde... onları cem etmek üzre kadirdir.

42. ŞURA / 31

Siz, arzda aciz olanlar ile değilsiniz!
Sizin için ALLAH'ın gayrısından veliyler ve de nasır yoktur!

42. ŞURA / 42

Muhakkak sebil, ancak,
nasa zulüm edenlere...
ve arzda hakk gayrısında bagy edenleredir.
İşte onlara elim azab vardır!

42. ŞURA / 49

Semaların ve arzın mülkü ALLAH'ındır.
Dilediğini halk eder...
dilediğine dişiler vehb eder...
dilediğine erkekler vehb eder.

42. ŞURA / 53

Semalarda olanlar ve arzda olanlar KENDİSİNE ait olan ALLAH'ın sıratına!
Değil mi ki... emirler ALLAH'a sayr olur!

43. ZUHRUF / 9

Eğer sen onlara semaları ve arzı kimin halk ettiğini sual etsen, elbette derler ki:
"Onları aziz, alim olan halk etti."

43. ZUHRUF / 10

O,
arzı sizin için mehd kılandır...
ve size orada sebiller kılandır.
Umulur ki ihtida olursunuz.

43. ZUHRUF / 60

Şayet dileseydik... elbette... arzda halef olacak, sizden melekler kılardık.

43. ZUHRUF / 82

Semaların ve arzın Rabbi... arşın Rabbi... onların vasf ettikleri şeylerden subhandır.

43. ZUHRUF / 84

O, semada da ilahtır... arzda da ilahtır.
O hakimdir, alimdir.

43. ZUHRUF / 85

Semaların ve arzın ve ikisinin arasında olanların mülkü kendisine ait olan… bereketlidir.
Saatin ilmi O'nun indindedir.
Siz O'na rücu edeceksiniz.

44. DUHAN / 7

Eğer siz yakin olanlarsanız…
O, semaların ve arzın ve ikisinin arasındakilerin Rabbidir.

44. DUHAN / 29

Ardından sema ve arz onlara büka etmedi... ve nazar edilenlerden olmadılar.

44. DUHAN / 38

BİZ, semaları... ve arzı... ve ikisinin arasındakileri laib olarak halk etmedik.

45. CASİYE / 3

Muhakkak semalarda ve arzda...
mü'minler için kesinlikle ayetler vardır.

45. CASİYE / 5

Gece ve gündüzün ihtilafı…
ALLAH'ın semadan rızık olarak inzal ettiği...
ve ardından onunla arzda mevtten sonra hayy etmesi...
Rihleri tasrif etmesi...
Akıl eden kavim için ayetlerdir.

45. CASİYE / 13

Semalarda olanları ve arzda olanları, KENDİSİNDEN, cemian size teshir etti.
Muhakkak işte bunda, tefekkür eden kavim için kesinlikle ayetler vardır.

45. CASİYE / 22

Bütün nefsin, zulüm edilmeden… kesb ettiği şeyler ile cezalandırılması için... semaları ve arzı bi-hakkın ALLAH halk etmiştir!

45. CASİYE / 27

Semaların ve arzın mülkü ALLAH'ındır.
Saatin kaim olacağı yevmde… yevme-izinde, batıl edenler, hasar alırlar.

45. CASİYE / 36

Artık hamd etmek, semaların Rabbi ve arzın Rabbi, Rabb-il alemin ALLAH'ındır.

45. CASİYE / 37

Semalarda ve arzda, kibriya O'nundur.
O, azizdir, hakimdir.

46. AHKAF / 3

BİZ, semaları ve arzı ve ikisinin arasındakileri, ancak, bi-hakkın ve müsemma ecel ile halk ettik.
Kafirler nezr edildikleri şeyden muriz oldular.

46. AHKAF / 4

De ki:
"ALLAH'ın gayrısından davet ettiğiniz şeyleri gördünüz mü?
Arzdan neyi halk etti onlar… bana gösterin!?
Yoksa onların semalarda şeriki mi var?
Eğer sadıksanız… bunun öncesinden bir kitab veya ilimden bir eser verin!"

46. AHKAF / 20

Kafirler, yevmde nara arz edilirler...
"Siz tayyib olanlarınızı dünya hayatınızda zehab ettiniz... ve onunla metalandınız.
Artık yevmde, arzda hakk gayrısı ile istikbar ettiğiniz şeyler... ve fasıklık yapmış olduğunuz şeyler ile muhin azabla cezalandırılacaksınız."

46. AHKAF / 32

ALLAH'a davet edene (DAVA ADAMINA) icab olmayan kimse... artık arzda, aciz bırakan olmaz… ve kendisine O'nun gayrısından veliyler yoktur.
İşte onlar mübin dalalet içindedir.

46. AHKAF / 33

Yoksa onlar, semaları ve arzı halk eden… ve o ikisini halk etmekle ayya olmayan ALLAH'ın… mevtleri hayy etmeye kadir olduğunu görmüyorlar mı!?
Bilakis!
Muhakkak ki O, herşeye kadirdir.

47. MUHAMMED / 10

Onlar arzda seyir etmiyorlar mı?… ve önceden olanların akibetlerinin nasıl olduğuna nazar etmiyorlar mı?
ALLAH, onları demar etmiştir... Kafirler için de emsali vardır!

47. MUHAMMED / 22-23

Eğer tevella ederseniz… artık, gerekir ki (belki)…
arzda fesad çıkarırsınız...
ve erhamınızı kata ettirirsiniz…
öyle mi!?
İşte bunlar, ALLAH'ın lanetledikleridir… artık bunları sağır eder... ve basarlarını kör eder.

48. FETİH / 4

O, mü'minlerin kalblerine... kendi imanlarıyla beraber iman ziyade etmeleri için... sekine inzal edendir.

Semaların ve arzın orduları ALLAH'ındır.
ALLAH, alim, hakim olandır.

48. FETİH / 7

Semaların ve arzın orduları ALLAH'ındır.
ALLAH, aziz ve hakim olandır.

48. FETİH / 14

Semaların ve arzın mülkü ALLAH'ındır.
Dilediği kimseye gafur olur...
ve dilediği kimseye azab eder.
ALLAH, gafur, rahim olandır.

49. HUCURAT / 16

De ki:
"Dininizi ALLAH'a mı alim ediyorsunuz!"
ALLAH, semalarda olanlara ve arzda olanlara alimdir.
ALLAH, herşeye alimdir.

49. HUCURAT / 18

Muhakkak ki ALLAH, semaların ve arzın gaybına alimdir.
ALLAH amel ettiklerinize basirdir.

50. KAF / 4

BİZ, arzın onlardan neyi naks ettiğine kat'iyyetle alimiz!
BİZ'im indimizde hafız kitab vardır.

50. KAF / 7-8

Arz!...
münib abd olanların hepsi için zikir ve tebsir olarak...
Onu medd ettik...
Onda rasiyeler ilka ettik...
Onda bütün behic zevclerden nebat ettik.

50. KAF / 38

elbette kat'iyyetle!...
Semaları...
ve arzı…
ve ikisi arasında ki herşeyi...
altı yevmde halk ettik!... ve BİZ'e lügubdan mess olmadı.

50. KAF / 44

Yevmde, arz onlardan süratle şakk edilir.
Böyledir!...
Haşr, BİZ'e yesrdir.

51. ZARİYAT / 20-21

Mukinler için ayet, arzdadır… ve kendi nefslerinizdedir.
Artık basar etmez misiniz?

51. ZARİYAT / 23

Yemin olsun... semanın ve arzın Rabbine!
Muhakkak o, kesinlikle sizin intak ettiğiniz şey mislince hakktır.

51. ZARİYAT / 48

Arz!...
Onu da BİZ ferş ettik. BİZ, ne de iyi mahidiz!

52. TUR / 36

Yoksa semaları ve arzı onlar mı halk etti?
Bilakis!...
Yakin değiller!

53. NECM / 31

Semalardakiler ve arzdakiler...
amil oldukları şeylere daha sui cezayı vermesi için...
ve hüsnaya ahsen cezayı vermesi için...
ALLAH'ındır.

53. NECM / 32

Kebir ismden (büyük günahlardan)...
ve fahiş olan lememden (küçük kusurlarda aşırlık yapmaktan)...
ictinab edenler... muhakkak mağfiretin vasisi, Rabbindir.

Arzdan sizi inşa ederken...
ve siz, annelerinizin batınlarında cenin iken...
O size alimdir.
Artık, nefslerinizi (kendi kendinize) tezekki etmeyin (kalkışmayın)... kimin ittika ettiğine O alimdir.

54. KAMER / 11-12

Ardından semanın bablarını, münhemir su ile feth ettik… ve arzda aynlar fecr ettik.
Su, kat'iyyetle ikdar olunmuş emir üzre iltika etti!

55. RAHMAN / 10-11-12

İçinde...
fakihler
ve kemmlerin zatı hurma ağaçları...
ve asıf ve reyhan sahibi habbeler olan
arzı, enam için vaz etmiştir.

55. RAHMAN / 29

Semalardaki ve arzdaki kimseler O'na sual ederler.
Her yevm bir şe'ndadır O'!

55. RAHMAN / 33

Ey cinn ve ins aşrı!
Semaların ve arzın kutrlarından infaz etmeye istitaat ederseniz… haydi infaz edin.
Sadece, Sultan ile infaz edersiniz!

56. VAKIA / 4-5-6

Arz, sarsılarak sarsılmıştır. Dağlar bess olarak bess olmuştur… ve ardından münbess olup heba olmuştur.

57. HADİD / 1

Semalarda ve arzda olan şeyler ALLAH'ı sebbih eder.
O azizdir hakimdir.

57. HADİD / 2

Semaların ve arzın mülkü O'nundur.
Hayy eder ve mevt eder.
O herşeye kadirdir.

57. HADİD / 4

O, semaları ve arzı altı yevmde halk eden... sonra arş üzre istiva edendir!
Arzda ilac olana... ve ondan ihrac olana... semadan inzal olana... ve onda uruc edene… alimdir.
Nerede olursanız olun... O, sizinle beraberdir.
ALLAH amel ettiklerinize basirdir.

57. HADİD / 5

Semaların ve arzın mülkü O'nundur…
Emirler ALLAH'a rücu eder.

57. HADİD / 10

Semaların ve arzın mirası ALLAH'ın olduğu halde... Ne oluyor size... ki, ALLAH sebilinde infak etmiyorsunuz!?
Sizden... fetih öncesinde infak ederek katl eden kimse istiva değildir... bunlara, sonradan infak ederek katl eden kimselerden daha azim derece vardır.
Külliyen... ALLAH hüsna vaad etti... ALLAH amel ettiklerinize habirdir.

57. HADİD / 17

ALLAH'ın... arzı, mevt olmasının ardından hayy ettiğine… alim olun!
Sizin için ayetleri kat'iyyetle beyan etmiş olduk!... umulur ki akıl edersiniz.

57. HADİD / 21

Rabbinizden mağfirete... ve
arzı, arzın seması ve arz (toplamı) gibi olan...
ALLAH'a ve Rasullerine iman eden kimseler için idad edilmiş olan…
cennete sebak edin.
Bu ALLAH'ın fazlıdır… bunu dilediği kimseye verir. ALLAH, azim fazl sahibidir.

57. HADİD / 22

Arzda ve nefslerinizde, musibetlerden isabet eden... ancak... onu ibra etmemizin öncesinden, kitabta olanlardır.
Muhakkak bu, ALLAH'a yesirdir.

58. MUCADELE / 7

Görmüyor musun... ALLAH'ın semalarda ki şeylere ve arzda ki şeylere alim olduğunu!?
Necvada... dördüncüsü O olmadan üç olmaz!... Altıncısı O olmadan beş olmaz!... Bundan edna da olsalar... çok da olsalar... her nerede olsalar... onlarla beraber olan muhakkak O'dur.
Sonra, kıyamet yevminde, amil oldukları ile kendilerine haber verir.
Muhakkak ki ALLAH herşeye alimdir.

59. HAŞR / 1

Semalarda olanlar ve arzda olanlar ALLAH için O'nu sebbih ederler.
O, azizdir hakimdir.

59. HAŞR / 24

O'-ALLAH, halıktır, baridir, musavvirdir. Esma-ül husna O'nundur. Semalarda ve arzda olanlar O'nu sebbih ederler. O, azizdir, hakimdir.

61. SAFF / 1

Semalarda olanlar ve arzda olanlar ALLAH'ı sebbih ederler.
O, azizdir, hakimdir.

62. CUMA / 1

Semalarda olanlar ve arzda olanlar,
melik…
kuddüs…
aziz…
hakim…
ALLAH'ı sebbih ederler!

62. CUMA / 9-10

Ey iman edenler!
Cuma yevminde, salat için nida edildiğinde... hemen ALLAH'ı zikre say edin!... ve bey'i vezr edin!
Eğer alim olmuş olursanız… sizin için hayr olan budur.
Ardından... salatı kaza ettiğiniz zaman... ardından arzda intişar edin... ve ALLAH'ın fazlından ibtiga edin.
ALLAH'ı çok zikir edin... umulur ki felaha ulaşırsınız!

63. MUNAFİKUN / 7

"Fazz oluncaya kadar, ALLAH Rasulünün indinde olanlara infak etmeyin!"
diyenler onlardır!
Semalarda ki ve arzda ki hazineler ALLAH'ındır… fakat münafıklar fıkh edemezler.

64. TEGABUN / 1

Semalarda olanlar ve arzda olanlar ALLAH'ı sebbih eder!
Mülk O'nundur!
Hamd etmek O'nundur!
O, herşeye kadirdir!

64. TEGABUN / 3

Semaları ve arzı bi-hakkın halk etti!
Sizi tasavvur etti...
ve ardından suretlerinizi ahsen etti!
Masir O'nadır!

64. TEGABUN / 4

Semalarda ve arzda olanlara alimdir!
Sizin sırr ettiklerinize de... ilan ettiklerinize de alimdir!
ALLAH, sadrların zatına alimdir!

65. TALAK / 12

ALLAH, yedi semaları ve onların misli kadarını arzdan halk edendir.
ALLAH'ın herşeye kadir olduğuna... ve ALLAH'ın herşeyi kat'iyyetle ilmiyle ihata ettiğine!... sizin alim olmanız için... emir, onlar arasında durmaksızın tenezzül eder.

67. MULK / 15

Sizin için arzı zelul kılan O'dur… artık menkiblerinde meşy edin... ve rızkından yeyin.
Neşir O'nadır.

67. MULK / 16

Semada olanın sizinle arzı husuf etmesinden emin misiniz?
Artık o zaman, o mevr olur.

67. MULK / 24

De ki:
"O, arzda sizi zer edendir. O'na haşr olacaksınız!"

69. HAKKA / 13-14-15-16

Ardından…
vahid nefhle Sur'a nefh edildiğinde...
ve arza ve dağlara hamil olunduğunda...
ve ardından vahid dekk ile dekk olduklarında...
artık yevme-izinde... vakıa vuku bulur.
Sema şakk olur... ve ardından o, yevme-izinde vehy olur.

70. MEARİC / 1112-13-14

... (ama) birbirlerine basar ettirilirler!

Mücrimler... yevme-izinin azabından (kurtulmak için),
oğullarını...
ve sahibesini...
ve kardeşini...
ve kendisini evy eden fasilesini...
ve arzda olan kimseleri cemian...
fidye vermeyi... sonra da kendisine necat emeyi vedd ederler.

71. NUH / 17

"ALLAH, sizi, nebat olarak arzdan inbat etti."

71. NUH / 19-20

"ALLAH arzı, sizin için fecc sebillerde ondan islak etmeniz için bisat yaptı."

71. NUH / 26

Nuh dedi ki:
"Rabbim!
Arzda kafirlerden deyyar vezr etme!"

72. CİNN / 10

Muhakkak biz idra edemedik ki;
- arzdaki kimselere daha şerr olan mı irade edildi!...
- yoksa Rabbleri onlara rüşd mü irade ediyor!

72. CİNN / 12

Muhakkak biz...
- ALLAH'ı arzda aciz bırakamayacağımızı...
- ve herab ederek de O'nu aciz bırakamayacağımızı...
zann ediyoruz."

73. MUZZEMMİL / 14

Yevmde, arz ve dağlar recf olur... dağlar mehil kesib olur.

73. MUZZEMMİL / 20

Muhakkak ki Rabbin, senin ve seninle beraber olan bir taifenin... gecenin üçte ikisinden edna ve yarısı kadar ve üçte biri kadar kıyam ettiğine alimdir.

ALLAH geceyi ve gündüzü kaderlendirir.
Onu ihsa edemeyeceğinize alimdir... ve ardından size tevbe eder.

Artık Kur'an'dan yesir olanı kıraat edin!

O...
Sizden (bazınızın) mariz olacağına...
diğerlerinin arzda darb edeceğine...
ALLAH'ın fazlından ibtiga edeceklerine...
ve diğer bir kısmının ALLAH sebilinde kıtal edeceklerine...
alimdir!

Artık ondan, yesir olanı kıraat edin!

ve salatı ikame edin!
ve zekatı verin!
ALLAH'a hasene karz ile ikraz edin!
Nefsleriniz için hayrdan takdim ettiğiniz şey... ona, ALLAH'ın indinde hayr ve daha azim ecir olarak vecd olursunuz.
ALLAH'a istiğfar edin!
Muhakkak ki ALLAH gafurdur, rahimdir.

77. MURSELAT / 25-26-27

Hayy olanlara ve mevt olanlara kifat kılmadık mı arzı!?...
Orada şemih rasiyeler kıldık...
ve fürat su iska ettik size!

78. NEBE / 6-7-8-9-10-11-12-13-14-15-16

Arzı mihad ve dağları vetedler kılmadık mı?
ve sizi zevcler halinde halk ettik.
ve sizin nevminizi sübat kıldık.
ve geceyi libas kıldık.
ve gündüzü maişe kıldık.
ve fevkinize yedi şedidleri bina ettik.
ve vehhac sirac kıldık.
ve habbeler ve nebat ve leff olmuş cennetler ihrac etmek için, musır olanlardan seccac su inzal ettik.

78. NEBE / 36-37-38

Ruhun ve meleklerin saff saff kaim oldukları yevmde...
Senin Rabbinden...
semaların ve arzın ve ikisinin arasında olanların Rabbinden...
Rahmandan...
ceza olarak... hesab ata etmek olarak… O'ndan hitaba malik olamazlar.

Sadece, kendisine rahmanın... "savab" diyerek izin verdikleri tekellüm edebilir.

79. NAZİAT / 30-31-32-33

ve bundan sonra... arzı deha etti.
Ondan... sizin için ve enamınız için meta olarak... suyunu ve merasını ihrac etti... ve dağları da ona irsa etti!

80. ABESE / 24-25-26

Artık İnsan nazar etsin!...
kendi taamına…
BİZ'im suyu sabb ederek sabb etmemize…
Sonra arzı, şakk ederek şakk etmemize.

84. İNŞİKAK / 3-4-5

Arz...
medd edildiğinde…
içindekiler ilka edildiğinde
ve tahalli edildiğinde…
Rabbine ezan edilmiştir ve hakikat ortaya çıkarılmıştır!

85. BURUC / 7-8-9

Onlar, mü'minlere fail oldukları şeye şahiddiler. Onlardan, ancak, onların...
aziz,
hamid
semaların ve arzın mülkü KENDİSİNİN olan...
ALLAH'a iman ediyor olmalarından ötürü nekam ediyorlardı.
ALLAH, herşeye şahidtir.

86. TARIK / 11-12-13-14

Recanın zatı semaya...
ve sada'nın zatı arza...
yemin olsun ki… muhakkak o, kesinlikle fasl kavildir.
O, hezl değildir!

88. GAŞİYE / 17-18-19-20

İbilin (deve) nasıl halk edildiğine...
semanın nasıl ref edildiğine...
dağların nasıl nasb edildiğine...
arzın nasıl sath edildiğine...
nazar etmezler mi!

89. FECR / 21-22-23-24

Hayır!
Arz, dekk olarak dekk olarak, dekk edildiğinde
ve Rabbin, melekleri saff saff kıldığında...
ve yevme-izinde cehenneme getirildiğinde…
yevme-izinde tezekkür eder İnsan!... artık ona zikir ne edecekse!
Der ki:
"Ahh keşke... hayatım için, takdim etseymişim!"

91. ŞEMS / 1-2-3-4-5-6-7-8

Yemin olsun!
Güneşe ve duhaya…
Tilv olduğunda, kamere…
Cilalandığında, gündüze…
Gışa olduğunda, geceye…
Semaya... ve onu bina edene…
Arza... ve onu taha edene...
Nefse... ve onu sevva edene…
ve ardından fücuru ve takvayı ona ilham edene!

99. ZİLZAL / 1-2-3-4-5

Arz zelzelelerle sarsıldığında...
ve arz sekallerini ihrac ettiğinde...
ve insan "ne oluyor ona!" dediğinde...
yevme-izinde, Rabbinin kendisine vahy etmesi ile haberlerini hadis edecek.

99. ZİLZAL / 1-2-3-4-5

Arz zelzelelerle sarsıldığında...
ve arz sekallerini ihrac ettiğinde...
ve insan "ne oluyor ona!" dediğinde...
yevme-izinde, Rabbinin kendisine vahy etmesi ile haberlerini hadis edecek.

Sure Listesi

Kelam-ı Kadim'de Geçen Kelimeler Sözlüğü;Teolog A.Kadir İmamoğlu tarafından derlenerek hazırlanmıştır.