İçeriğe geç
KÖK Ara:
KELİME Ara:
ANLAM içinde Ara:
❝ eYY ❞ kökünden türeyen kelimeler... 2 Kayıt Listeleniyor.
Aynı Kökten Türeyen: xoxox ayet Âyât
xoxox
ا ي ي eYY
ayet
ا ي ي eYY

Eser. Kimsenin inkar edemiyeceği açık delil. Nişan. Alamet. İşaret. Menzil, mekan. Kur'an-ı Kerim'deki her bir cümle. Manen uyanmağa sebeb olan hadise.

DuruMeal'de toplam 352 kayıtta geçiyor.
Çğl.Âyât
2. BAKARA / 38-39

Dedik ki:
"Ondan cemian hebt olun!
Size BEN'den huda verildiğinde... hemen hudaya tabi olan kimseler… artık onlara korku yoktur... ve onlar hüzünlenmezler.
Kafirler ve ayetlerimize kizb edenler ise... işte onlar, nar ashabıdır... onlar orada ebedidirler."

2. BAKARA / 41

Beraberinizde olana musaddık olarak inzal ettiğime iman edin!
Ona kafir olanların evveli siz olmayın sakın!
Ayetlerim ile az bir semen iştira etmeyin!
Yalnızca BANA… artık ittika edin!

2. BAKARA / 61

Siz demiştiniz ki:
"Ey Musa!
Biz vahid taama sabır edemeyiz. Bizim için Rabbini davet et... arzda nebat ettiği şeylerden bize ihrac etsin; bakl (sebze) ve aksee (kabak) ve füvm (sarımsak, buğday) ve ades (mercimek) ve basal (soğan)."

O dedi ki:
"O hayr olan ile... o edna olanı bedellendirmemi mi istiyorsunuz!?
Mısıra hebt olun!...
Artık muhakkak size, sual ettikleriniz kesinlikle vardır."

Onlara zillet ve meskenet darb edildi. ALLAH'tan gazab ile beva oldular. Bu, onların ALLAH'ın ayetlerine kafir olmaları ve Nebileri hakk gayrısında katl etmeleri iledir. Bu, isyan etmeleri ve düşmanlık etmiş olmaları iledir.

2. BAKARA / 73

Ardından BİZ, onun (dişi sığırın) birazı ile ona darb etmenizi söylemiştik.
Böyledir!...
ALLAH mevt olanı hayy eder... ve ayetlerini size gösterir… umulur ki akıl edersiniz.

2. BAKARA / 99

BİZ sana, elbette kat'iyyetle beyyine ayetler inzal ettik!
Ona, ancak, fasıklar kafir olur!

2. BAKARA / 106-107

Bir ayetten bir şey nesh edersek veya nesy ettirirsek... ya ondan hayr olanı... ya da onun mislini getiririz.
Bilmez misin!...
Muhakkak ki ALLAH, kulli şeye kadirdir!
Bilmez misin!...
Muhakkak ki ALLAH... semaların ve arzın mülkü O'nundur.
Sizin için, ALLAH'ın gayrısında veliy ve de nasır yoktur!

2. BAKARA / 118

İlmi olmayanlar...
"ALLAH, bize kelime etseydi, olmaz mıydı!?"
veya "Bize ayet verseydi olmaz mıydı!?"
derler!

Böyledir!...
Onların öncesinden olanlar da... onların kavli mislince kavil etmişlerdi.
Kalbleri teşabüh etmektedir.
BİZ, ayetleri, yakin olan kavim için kat'iyyetle beyan ederiz!

2. BAKARA / 129

"Rabbimiz!
kendi içlerinde kendilerinden… onlara,
SEN'in ayetlerini kendilerine tilavet edecek...
ve kitab ve hikmete kendilerini alim edecek...
ve kendilerini tezkiye edecek...
Rasul baas eyle!
Muhakkak, aziz, hakim olan SEN'sin."

2. BAKARA / 145

Kitab verilenlere, bütün ayetler ile gitsen bile... senin kıblene tabi olmazlar.
Sen de onların kıblesine tabi olacak değilsin!
Onların bazıları da, bazısının (birbirlerinin) kıblesine tabi değiller.

İlimden sana verilenin ardından... eğer onların hevalarına tabi olursan... muhakkak sen, o zaman kesinlikle zalimlerdensindir.

2. BAKARA / 151-152

Aynen BİZ'im size kendinizde irsal ettiğimiz gibi... kendinizdeki Rasul...
ayetlerimizi sizin üzerinize tilavet etmektedir...
sizi tezkiye etmektedir...
kitaba ve hikmete sizi alim etmektedir...
alim olmadığınız şeylere sizi alim etmektedir.

Artık BEN'i zikir edin...! BEN sizi zikir etmekteyim!
BANA şükür edin!... BANA kafir olmayın!

2. BAKARA / 164

Muhakkak;
semaların ve arzın halkıyetinde...
gece ve gündüzün ihtilafında...
nasın menfaatine şeyler ile bahrda cereyan eden gemilerde...
suyun, ALLAH'ın semadan inzal ettiği kısmında...
ve ardından onunla arzda, mevtinden sonra hayy olanlarda...
bütün dabbenin orada bess olmasında...
rihlerin tasrifinde...
sema ile arz arasında müsahhar sehabta...
akıl eden kavim için kesinlikle ayetler vardır!

2. BAKARA / 187

Oruç günlerinin gecelerinde, kadınlarınıza refes size helal kılındı.
Onlar sizin için libastır... siz de onlar için libassınız!

ALLAH, muhakkak sizin, nefsinize ihanet eden oldunuza alimdir!...
Artık size tevbe etti... ve sizden afv etti.
Artık el-an... onlara başir olun... ve ALLAH'ın sizin için ketb ettiği şeyi ibtiga edin.

Fecrde, beyaz iplik siyah iplikten belli oluncaya kadar yeyin ve şürb edin!
Sonra leyle kadar... kadınlara başir olmadan ve siz mescidlerde akifler olarak... orucu tamam edin!

İşte bunlar ALLAH'ın hudududur!... artık buna karib olmayın!

Böyledir!...
ALLAH, ayetlerini nas için beyan eder!... umulur ki ittika edersiniz!

2. BAKARA / 211

İsrailoğullarına sual et;
beyan edilmiş ayetlerden onlara ne kadar vermişiz!?

Kendisine verdiğimizden sonra ALLAH'ın nimetini bedellendiren kimse… artık, muhakkak ki ALLAH'ın ikabı şedidtir.

2. BAKARA / 219

Sana hamr ve meysirden sual ediyorlar.
De ki:
"İkisinde de kebir ism... ve de nas için menfaat vardır. Ancak, onların ismi, nafialarından daha kebirdir!"

Sana ne infak edeceklerini sual ediyorlar.
De ki:
"Afv olanı!"

Böyledir!...
ALLAH, ayetlerini size beyan ediyor... umulur ki tefekkür edersiniz.

2. BAKARA / 221

Şayet size acayib gelse bile... müşrik kadını, iman edinceye kadar nikahlamayın! Kesinlikle mü'min kadın emet, müşrik kadından hayrdır.

Şayet size acayib gelse bile... iman edinceye kadar, müşrik erkekler ile nikahlamayın. Kesinlikle mü'min erkek abd (köle), müşrik erkekten hayrdır.

İşte bunlar, nara davet ederler.

ALLAH, KENDİ izni ile cennete ve mağfirete davet eder ve ayetlerini nas için beyan eder... umulur ki tezekkür ederler.

2. BAKARA / 231

Kadınları talak ettiğinizde... ve ardından ecelleri baliğ olunca... artık onları maruf ile imsak edin... veya maruf ile serh edin.

Düşmanlık etmek için darr ederek onları imsak etmeyin!... buna fail olan kimse... artık kendi nefsine kat'iyyetle zalim olmuştur!

ALLAH'ın ayetlerini hüzüv ittihaz etmeyin!
ALLAH'ın üzerinizdeki nimetini...
ve size vaaz etmek için kitabtan ve hikmetten size inzal ettiği şeyi...
zikir edin!

ALLAH'a ittika edin!
Muhakkak ki ALLAH'ın herşeye alim olduğuna... alim olun!

2. BAKARA / 242

Böyledir!...
ALLAH, ayetlerini size beyan ediyor… umulur ki akıl edersiniz.

2. BAKARA / 248

Nebileri onlara dedi ki:
"Muhakkak, onun mülkünün ayeti, sandığı (ahid sandığı) vermesidir... onun içinde Rabbinizden sekineler ve Musa'nın alinin ve Harun'un alinin terekesinden bakiyeler vardır... ona melekler hamil olmuştur.
Eğer siz mü'minler iseniz, muhakkak bunda, sizin için kesinlikle ayetler vardır."

2. BAKARA / 252

İşte bunlar ALLAH'ın ayetleridir.
Onları sana bi-hakkın tilavet ediyoruz.
Muhakkak sen, elbette mürsellerdensin.

2. BAKARA / 259

Yahut... haviyeleri arşları üzre olmuş karyeye merr eden kimsenin;
"ALLAH, mevtinden sonra, bunu nasıl hayy edecek" demesi gibi!...

ALLAH, onu, yüz yıl mevt etti... sonra onu baas etti.
"Ne kadar lebs oldun?"
dediğinde...
"Yevm veya yevmin birazı kadar..."
demişti.
Dedi ki:
"Bilakis!
Seni, nasa bir ayet kılmak için... yüz yıl lebs oldun! Taamına ve şarabının tesennüh etmemiş olmasına nazar et.
Bir de eşeğine nazar et!
Nazar et kemiklere!... (bak) onu nasıl inşaz ediyoruz... sonra da onu etle kisvelendiriyoruz (gör!)"

Ardından kendisine beyan olduğunda, demişti ki:
"ALLAH'ın herşeye kadir olduğuna alim oldum!"

2. BAKARA / 266

Sizden biriniz vedd eder mi;
onun, hurma ve üzümlerden, altından nehirler cereyan eden bir cenneti olsun. Orada bütün semerelerden olsun.
Ona, kiber isabet etsin ve onun zürriyeti zayıf olsun.
Ardından isar isabet etsin. Onun içinde nar olsun ve ardından hark olsun!?

Böyledir!...
ALLAH, ayetlerini size beyan eder... umulur ki tefekkür edersiniz.

3. AL-İ İMRAN / 3-4

Onların ellerinin arasındakine musaddık olan kitabı, sana bi-hakkın inzal etti.
Tevrat ve İncil'i nas için huda olarak önceden inzal etmişti. Furkanı da inzal etmişti.

Muhakkak, ALLAH'ın ayetlerine kafir olanlar... onlara şedid azab vardır.
ALLAH, azizdir, intikam sahibidir.

3. ALİ İMRAN / 7

O, sana kitab inzal edendir.
Ondan bazı ayetler muhkemdirler... onlar ana kitabtır.
Diğerleri de müteşabihtir.

Kalblerinde zeyg olanlar, fitne ibtiga etmek ve tevilini ibtiga etmek üzere, onun müteşabih olanlarına, kendilerini tabi ederler!

Onun te'viline, ancak, ALLAH alimdir.
İlimde rasih olanlar derler ki:
"Biz ona iman ettik. Hepsi Rabbimizin indindendir."
Ancak, lübb sahibleri tezekkür eder.

3. AL-İ İMRAN / 10-11

Muhakkak kafirler… onları, ne malları ne de evladları ALLAH'tan bir şeye ganiy etmez.
Firavun alinin ve onların öncesinden ayetlerimizi kizb edenlerin adetleri gibi… işte onlar, nara vakudtur. Ardından ALLAH, zenbleri ile onları ahz eder.
ALLAH'ın ikabı şedidtir.

3. ALİ İMRAN / 13

Mülaki olan iki fie size kat'iyyetle ayet olmuştur!
Bir fie ALLAH sebilinde kıtal ediyordu.
Diğer kafirler... baktıkları ayn ile onları kendilerinin iki misli görüyorlardı.
ALLAH, dilediğini nasrı ile eyd eder. Muhakkak bunda, basar sahibleri için elbette ibret vardır.

3. ALİ İMRAN / 19

Muhakkak din, ALLAH indinde, İslam'dır.
Kitab verilenleri ihtilafa düşüren, ancak, kendilerine ilim geldikten sonra, aralarındaki bagydir.
ALLAH'ın ayetlerine kafir olan kimse... artık muhakkak ki ALLAH, hesabı seri olandır.

3. AL-İ İMRAN / 21-22

ALLAH'ın ayetlerine kafir olanlar
ve Nebileri hakk gayrısında katl edenler
ve nasdan kıst ile emir eden kimseleri katl edenler…
artık onları, elim azab ile ibşar et.
İşte onlar, dünyada ve ahiretde amelleri habt olanlardır. Onlara nasırlardan yoktur.

3. ALİ İMRAN / 41

Dedi ki:
"Rabbim!
Bana bir ayet kıl?"
Dedi ki:
"Senin ayetin, üç yevm nasa, remz dışında kelime etmemendir. Rabbini çok zikir et. Aşiyy ve ibkar ile O'nu sebbih et."

3. ALİ İMRAN / 49

İsrailoğullarına Rasul... ki o,
kat'iyyetle Rabbinizden ayet ile size geldi!
"Ben,
size, tinden kuş heyeti gibi halk ederim... ve ardından ona nefh ederim... ve ardından ALLAH'ın izni ile o bir kuş olur.
ekmehi ve ebrası beri ederim.
ALLAH'ın izni ile mevt olana hayat veririm.
Size, evlerinizde yediklerinizi ve zahr ettiklerinizi haber ederim.
Eğer mü'min olmuşsanız, muhakkak bunlarda, kesinlikle sizin için ayetler vardır."

3. ALİ İMRAN / 50

"Tevrattan elimin arasında olana musaddık olarak... ve size haram kılınmış bazı şeyleri helal kılmak için, Rabbinizden size ayet getirdim.
Artık ALLAH'a ittika edin... ve bana itaat edin."

3. ALİ İMRAN / 58

Böyledir!...
BİZ sana, ayetlerden ve hakim zikirden tilavet ediyoruz.

3. ALİ İMRAN / 70

Ey kitab ehli!
Siz şahid olduğunuz halde... ALLAH'ın ayetlerine neden kafirsiniz!?

3. ALİ İMRAN / 97

Orada ayetler, beyyineler, makam-ı İbrahim vardır.
Oraya dahil olan kimse, emin olur.
Sebiline istitaat eden kimselerin beyti hacc etmesi, nas üzre, ALLAH'ındır.
Kafir kimseler…. artık muhakkak ki ALLAH, alemlere ganiydir.

3. ALİ İMRAN / 98

De ki:
"Ey kitab ehli!
Neden ALLAH'ın ayetlerine küfür ediyorsunuz!?
ALLAH, amel ettiklerinize şahidtir!"

3. ALİ İMRAN / 101

Nasıl küfür edersiniz siz!
Siz…!
Size ALLAH'ın ayetleri tilavet ediliyor!
O'nun Rasulü kendinizde!
ALLAH'a i'tisam eden kimse… artık o, kat'iyyetle sırat-ı mustakime hidayet edilmiştir!

3. ALİ İMRAN / 103

ALLAH'ın habline cemian mu'tasım olun!
Tefrik olmayın!
ALLAH'ın üzerinize nimetini zikir edin!

Siz düşman olmuştunuz da ardından kalblerinizin arasına ülfet etmişti... ve ardından onun nimeti ile kardeş oluvermiştiniz. Nardan bir hufrenin (çukur) (şefe) kenarında idiniz ve ardından sizi ondan inkaz etmişti.

Böyledir!...
ALLAH, ayetlerini size beyan eder... umulur ki ihtida olursunuz.

3. ALİ İMRAN / 108

Bunlar ALLAH'ın ayetleridir. Onları sana bi-hakkın tilavet ediyoruz.
ALLAH, alemler için zulüm irade etmez.

3. ALİ İMRAN / 112

ALLAH'tan habl ile ve nasdan habl ile olmadıkları sürece... nerede sekf olurlarsa olsunlar!... zillet onların üzerine darb edildi!
ALLAH'tan gazab ile beva oldular!
Miskinlik onların üzerlerine darb edildi!
Bu... muhakkak onların,
ALLAH'ın ayetlerine kafir olmuş olmalarındadır!...
ve Nebileri hakk gayrısında katl etmiş olmalarındandır!
Bu...
isyan ettikleri şey iledir...
ve düşmanlık ediyor olmalarındandır!

3. ALİ İMRAN / 113

Kitab ehlinden, gece zamanında ALLAH'ın ayetlerini tilavet ederek kıyam eden… ve secde eden ümmet… (diğerleri ile) seva değildir!

3. ALİ İMRAN / 118

Ey iman edenler!
Sizin gayrınızdan bitaneler ittihaz etmeyin!... onlar sizi habal etmekten alüv olmazlar... ve size anet verecek şeyler vedd ederler.
Buğzları, kat'iyyetle ağızlarından ibda olmaktadır!... ancak sadrlarında hafy ettikleri şey, daha kebirdir.
Eğer siz akıl eden olursanız... ayetleri, sizin için kat'iyyetle beyan ettik!

3. ALİ İMRAN / 164

ALLAH, nefslerinden kendilerine…
ayetlerini tilavet eden…
ve tezkiye eden...
ve onları kitaba ve hikmete alim eden…
Rasul baas ettiğinde... mü'minlere elbette kat'iyyetle menn etmiştir!
Muhakkak onlar, önceden elbette mübin dalalet içindeydiler.

3. ALİ İMRAN / 190

Muhakkak semaların ve arzın halkıyetinde… ve gece ve gündüzün ihtilafında... elbette lübb sahibleri için ayetler vardır.

3. ALİ İMRAN / 199

Muhakkak, kitab ehlinden...
ALLAH'a...
ve size inzal edilene...
ve kendilerine inzal edilene...
iman eden kimseler...
ALLAH'a huşu duyarlar!...
ALLAH'ın ayetleri ile az bir semen iştira etmezler!...
İşte onlar... Rabblerinin indinde, ecirleri onlaradır(verilir)!
Muhakkak ki ALLAH, hesabı seri olandır.

4. NİSA / 56

Muhakkak, ayetlerimize kafir olanları yakında nara saly edeceğiz. Azabı tatmaları için cildleri nazc oldukça, gayrı cildlerle bedellendireceğiz.
Muhakkak ki ALLAH, aziz, hakim olandır.

4. NİSA / 140

Size, kitabta, kat'iyyetle şunu inzal etmiştik!
"ALLAH'ın ayetleri hakkında... onlara küfür edildiğini ve onlarla istihza edildiğini işittiğinizde... gayrısında bir hadise havz oluncaya kadar... artık onlarla beraber kuud etmeyin!... Yoksa onların mislinde olursunuz!"
Muhakkak ki ALLAH, münafıkları ve kafirleri, cehennemde cemian cem edecektir.

4. NİSA / 155-156-157

Ardından,
misaklarından nakz ettikleri ile...
ve ALLAH'ın ayetlerine küfür etmeleri ile...
ve Nebileri hakk gayrısında katl etmeleri ile...
"kalblerimiz gulf oldu" demeleri ile...
Bilakis!
ALLAH onları, kendi küfürleri ile tab etmiştir... ve artık onlar, sadece, çok az iman edebilirler.
ve küfürleri ile...
ve Meryem'e karşı azim bühtan sözleri ile…
ve "Muhakkak, ALLAH Rasulü, Meryem oğlu İsa Mesih'i biz katl ettik" sözleri ile...

Onlar onu katl etmediler... ve de salb etmediler.
Fakat onlara şübhe ettirildi!
Muhakkak onun hakkında ihtilafa düşenler, elbette bundan şekk içindedir. Onların zanna tabi olmaktan başka ilimleri yoktur. Onun katl edilmesine yakin değiller!

5. MAİDE / 10

Kafirler ve ayetlerimizi kizb edenler... İşte onlar, cahim ashabıdır.

1.nci tekrar... Maide 86
5. MAİDE / 44

Muhakkak, içinde huda ve nur olan Tevrat'ı, BİZ inzal ettik.
ALLAH'ın kitabından istihfaz ettikleri ve üzerine şahid oldukları şeyle...
silm olan Nebiler...
ve rabbaniler...
ve habrlar...
hadüler için hüküm veriyorlardı.

Artık... nasdan haşy etmeyin... BEN'den haşy edin!... Ayetlerim ile az bir semen iştira etmeyin!
ALLAH'ın inzal ettiği şey ile hukm etmeyen kimse... artık işte o... onlar kafirdir.

5. MAİDE / 75

Meryem oğlu Mesih, ancak, Rasuldür… öncesinden de kat'iyyetle Rasuller hilv olmuştur! Onun annesi de sıddıklardandır.
İkisi de taam yerlerdi.
Nazar et!... onlara, ayetleri nasıl beyan ediyoruz.
Sonra nazar et!... nasıl da ifk ediyorlar!

5. MAİDE / 86

Kafirler ve ayetlerimizi kizb edenler… işte onlar, cahim ashabıdır.

2.nci tekrar… Maide 10
5. MAİDE / 89

ALLAH, yeminlerinizde ki lagv ile sizi ahz etmez. Fakat akd olarak ettiğiniz yeminler ile sizi ahz eder.
Artık bunun keffareti;
vasat olanlardan aşr (on) miskine, kendi ehlinize taam ettiğiniz şeylerden taam etmektir
veya kisvelendirmektir
veya bir rakabe tahrir etmektir.
Vecd olamayan, üç yevm oruç tutar.
Half ettiğinizde, yeminlerinizin keffareti budur.
Yeminlerinizi hıfz edin!

Böyledir!...
ALLAH, ayetlerini size beyan eder... umulur ki şükür edersiniz.

5. MAİDE / 114

Meryem oğlu İsa, dedi ki:
"ALLAHumme! Rabbena!
Bize, semadan maide inzal et! ki… bize, evvelimiz için ve ahirimiz için ıd (bayram) ve SEN'den ayet olsun.
Bizi rızıklandır!
SEN rızıklandıranların en hayrlısısın."

6. ENAM / 4

Rabblerinin ayetlerinden kendilerine verilen ayetlere, ancak, muriz olmaktadırlar!

6. ENAM / 21

ALLAH'a kizb ederek iftira edenler veya ayetlerimizi kizb edenler… kim daha zalimdir!
Muhakkak onlar… zalimler, felaha ulaşamazlar!

6. ENAM / 25

Onlardan seni işitenler var. Fıkh etmelerine karşı, kalblerine kinanlar ve kulaklarına vakr kıldık.
Onlar, bütün ayetleri görseler (bile) ona iman etmezler. Hatta, geldiklerinde, seninle cedel ederler.
Kafirler, "bu, sadece, evvelkilerin esatiridir." derler.

6. ENAM / 27

Şayet onları, nara vakf edildiklerinde görsen!...
Derler ki:
"Keşke biz redd edilseydik… ve mü'minlerden olsaydık da Rabbimizin ayetlerini kizb etmeseydik."

6. ENAM / 33

BİZ kat'iyyetle alimiz!... muhakkak o kavl ettikleri, elbette seni hüzünlendiriyor.
Artık, muhakkak onlar seni kizb edemezler... fakat zalimler... onlar, ALLAH'ın ayetlerine cahd ediyor!

6. ENAM / 35

Eğer onların iraz etmeleri sana kebir ise... arzda nafıka veya semada süllem ibtiga etmeye istitaat edebiliyorsan… haydi ayetler getir!... Şayet ALLAH dileseydi, onları elbette huda üzre cem ederdi.
Artık sakın, cahillerden olma!

6. ENAM / 37

Rabblerinden ayetler, keşke kendilerine inzal olsaydı... diyecekler.
De ki:
"Muhakkak ki ALLAH, ayet inzal etmeye kadirdir. Fakat onların pek çoğu alim değildir."

6. ENAM / 39

Ayetlerimizi kizb edenler... sağırdırlar ve dilsizdirler!... zulmetler içindedirler!
ALLAH, dilediği kimseyi dall eder… ve dilediği kimseyi sırat-ı mustakim üzre kılar.

6. ENAM / 46

De ki:
"Gördünüz mü!?
Eğer ALLAH, işitmenizi ve basarlarınızı ahz etse ve kalblerinizi hatm etse, ALLAH'tan gayrı, hangi ilah onları size verebilir?"
Nazar et!
Nasıl da, ayetleri sarf ediyoruz! Sonra, onlar suduf etmekteler!

6. ENAM / 49

Ayetlerimizi kizb edenler… onlara, fasık olmuş oldukları şeyler ile azab mess olur.

6. ENAM / 54

Ayetlerimize iman edenler sana geldiklerinde, de ki:
"Selamun aleykum!
Rabbiniz,
sizden, cehalet ile sui olana amil olan...
sonra onun ardından tevbe eden...
ve de ıslah olan kimseye...
KENDİ NEFSİ üzerine rahmeti ketb etmiştir. Artık O, gafurdur, rahimdir."

6. ENAM / 55

Böyledir!...
Mücrimlerin sebilinin istibane olması için ayetleri tafsil ederiz.

6. ENAM / 65

De ki:
"O,
fevkinizden veya ayaklarınızın altından size azab baas etmeye…
veya sizi şialar halinde ilbas etmeye...
ve bazınızın beisini bazınıza tattırmaya...
kadirdir."
Nazar et!... Ayetleri nasıl da sarf ediyoruz… umulur ki fıkh edersiniz.

6. ENAM / 68

Ayetlerimiz hakkında havz olanları gördüğünde, gayrı hadise havz oluncaya kadar, onlardan iraz et.
Eğer şeytan sana unutturursa… artık zikir ettikten sonra, zalimler kavmiyle beraber kuud etme.

6. ENAM / 93

ALLAH'a kizb ederek iftira eden...
yahut kendisine birşey vahy edilmediği halde, "Bana vahy olundu" diyen...
yahut, "ALLAH'ın inzal ettiği şey mislince ben de inzal edeceğim" diyen...
kimseden daha zalim kimdir?
Şayet, zalimleri bir görsen;
mevt gamrı içinde olduklarında...
ve meleklerin ellerini bast ederek; "Nefslerinizi ihrac edin bakalım! Bu yevmde, ALLAH'a karşı hakk gayrısında söylemiş olduğunuz şeyler ile... ve ayetlerine istikbar etmiş olmanız ile muhin azaba cezalanacaksınız!" (denildiğinde)...

6. ENAM / 97

O, berrin ve bahrin zulmetlerinde, onunla ihtida olmanız için, sizin için necmleri kılandır. İlim eden kavme, ayetleri, kat'iyyetle tafsil ettirmiş olduk!

6. ENAM / 98

O, vahid nefsten sizi inşa edendir… artık, müstekarrdır ve müstevdadır!
Fıkh eden kavim için ayetleri, kat'iyyetle tafsil etmiş olduk!

6. ENAM / 99

O, semadan su inzal edendir.
Ardından nebatın bütün şeylerini onunla ihrac ettik.
Ardından, ondan hadralar ihrac ettik.
Ondan da müterakib habbeler ihrac ediyoruz...
ve hurmanın tallarından daniye olan salkımlar...
ve üzümden ve zeytinden ve nardan müştebih ve gayr-ı müteşabih cennetler...
Semere vermekteyken ve olgunlaştığında semerelerine nazar edin!
Muhakkak bunda, iman eden kavim için elbette ayetler var!

6. ENAM / 105

Böyledir!...
"Dersini almışsın" demeleri için ve beyan etmek için, alim kavime ayetleri sarf ediyoruz.

6. ENAM / 109

Eğer kendilerine ayet gelirse, elbette O'na iman edeceklerine, cehd yeminleriyle ALLAH'a kasem ettiler.

De ki:
"Muhakkak ayetler, ancak, ALLAH'ın indindedir… şuur edemezsiniz… gelince iman etmeyecekler!"

6. ENAM / 118

Artık eğer siz, O'un ayetlerine iman ediyorsanız, üzerine ALLAH'ın ismi zikir edilenlerden yeyin.

6. ENAM / 124

Kendilerine bir ayet ulaştığında, "ALLAH Rasullerine verilenin misli, bizim kendimize verilinceye kadar iman etmeyiz" derler.
ALLAH, risaletini nereye yapacağına alimdir!
Cürm işleyenlere, mekr etmiş oldukları şey ile... Allah indinde sagar ve şedid bir azab isabet edecektir.

6. ENAM / 126

Bu, Rabbinin sırat-ı mustakimidir.
Tezekkür eden kavim için ayetlerimizi kat'iyyetle tafsil ettik!

6. ENAM / 130

Ey cinn ve ins aşrı!
İçinizden, ayetlerimi size kıssa eden ve sizi, bu yevminize lika olacağınıza nezr eden Rasuller gelmedi mi?
"Kendi nefslerimiz üzre şahidiz." derler.
Dünya hayatı onları garr etti ve muhakkak kafirler olduklarına, kendi nefsleri üzre şahidlik ederler.

6. ENAM / 150

De ki:
"Haydi!
ALLAH'ın bunu haram ettiğine dair, şahidlerinizi lemm edin!"
Eğer onlar şahid olurlarsa, artık sen onlarla beraber şahidlik etme!
Ayetlerimizi kizb edelerin ve ahirete iman etmeyenlerin hevalarına tabi olma!... onlar, kendi Rabbleri ile adil oluyorlar.

6. EN'AM / 156-157

"Öncemizden iki taife üzre kitab inzal oldu… ve biz de onların derslerinden kesinlikle gafil olduk!"
demeyesiniz… yada
"Şayet bize kitab inzal edilseydi, elbette onlardan daha çok ihda olurduk!"
demeyesiniz diye... artık size, Rabbinizden huda ve rahmet olarak kat'iyyetle beyyineler gelmiştir!

Artık kim... ALLAH'ın ayetlerini kizb eden kimseden... ve O'ndan suduf eden kimseden daha zalimdir?

Ayetlerimizden suduf edenleri, suduf etmiş oldukları şey ile, azabın en suisi ile cezalandıracağız.

6. ENAM / 158

İlle de...
Meleklerin gelmesine...
veya Rabbinin gelmesine...
veya Rabbinin bazı ayetlerinin gelmesine... mi nazar ediyorlar!?
Rabbinin ayetlerinden bazısının geldiği yevm...
önceden O'na iman eden olmamışsa...
veya imanında hayr kesb etmemişse...
nefsin imanına nafi değildir.
De ki:
"İntizar edin! Muhakkak biz de intizar edenleriz!"

7. ARAF / 8-9

Yevme-izinde vezn, hakktır.
Mizanları sekal olan kimse… artık işte onlar felaha ulaşanlardır.
Mizanları hafif çeken kimse… artık işte onlar, ayetlerimize zulüm etmiş olmaları ile, nefslerinde hasar alanlardır.

7. ARAF / 26

Ey Ademoğulları!
Size, kat'iyyetle sui olanlarınızı vera edecek libas ve rişe inzal ettik!

Takva Libası!...

Hayr olan budur!
Bu, ALLAH'ın ayetlerindendir!... umulur ki tezekkür ederler.

7. ARAF / 32

De ki:
"ALLAH'ın, kendisine abd olanlar için ihrac ettiği ziyneti ve rızktan tayyib olanları, haram eden kimdir?"

De ki:
"Bunlar, dünya hayatında... kıyamet yevmine halis olarak iman eden kimseler içindir."

Böyledir!...
Alim kavim için ayetleri tafsil ediyoruz.

7. ARAF / 35

Ey Ademoğulları!
Eğer size, kendinizden Rasuller verilir, ayetlerimi size kıssa ederlerse; ittika eden ve ıslah olan kimseler... artık onlara, üzerlerine korku yoktur ve onlar hüzünlenmezler.

7. ARAF / 36

Ayetlerimizi kizb edenler ve onlara istikbar edenler… işte onlar nar ashabıdır, orada ebedidirler.

7. ARAF / 37

ALLAH'a kizb ederek iftira eden kimseden veya O'nun ayetlerini kizb edenden daha zalim olan kimdir!?
İşte onlar, kitabtan nasblarına nail olurlar.
Hatta; Rasullerimiz geldiğinde, kendilerini vefat ettirirken, onlara "ALLAH'ın gayrısından davet etmiş olduklarınız hani nerede?" dediklerinde...
"Bizden dalalet ettiler ve kendilerinin kafirler olduklarına, nefslerine karşı şahidlik ettiler." derler.

7. ARAF / 40

Muhakkak ayetlerimizi kizb edenler ve ona istikbar edenler... onlara, semanın babları feth olmayacak ve onlar cennete dahil olmayacaklar... ta ki; iğne değilinden deve ilac olana (geçene) kadar!

Böyledir!...
Mücrimleri cezalandırırız.

7. ARAF / 51

Dinlerini lehv ve laib ittihaz edenler ve dünya hayatı kendilerini garr edenler... onların bu yevm ile lika olacaklarını ve ayetlerimiz ile cahd ettiklerini unuttukları gibi… artık bu yevmde, onları unuturuz!

7. ARAF / 58

Tayyib belde, nebatını, Rabbinin izni ile ihrac olur. Habis olan, sadece, nekd ihrac eder.

Böyledir!...
Şükür eden kavim için ayetleri sarf ederiz.

7. ARAF / 64

Ardından onu kizb ettiler. Ardından, gemide onunla beraber olanlara necat ettik. Ayetlerimizi kizb edenleri gark ettik. Muhakkak onlar, kör kavim idiler.

7. ARAF / 72

Ardından ona ve onunla beraber olanlara... BİZ'den rahmet ile necat ettik.
Ayetlerimizi kizb edenlerin... ve mü'min olmayanların dübürünü kata ettik.

7. ARAF / 73

Semud kavmine, kardeşleri Salih dedi ki:
"Ey kavmim!
ALLAH'a abd olun! O'ndan gayrı sizin için ilah yoktur.
Rabbinizden size kat'iyyetle beyyineler geldi!
ALLAH'ın şu devesi, sizin için ayettir. Artık onu vezr edin... ALLAH'ın arzında yesin... ve ona sui ile mess etmeyin!
Yoksa, elim azab sizi ahz eder."

7. ARAF / 103

Sonra onların ardından Musa'yı, ayetlerimizle Firavun'a ve onun melelerine, baas ettik... ve ardından onlara zalim oldular.
Artık nazar et!... müfsidlerin akibeti nasıl oldu!?

7. ARAF / 106

Dedi ki:
"Eğer sadıklardan isen... eğer ayet ile gelmişsen... getir bakalım onu."

7. ARAF / 126

"Sen, ancak, bize geldiğinde, Rabbimizin ayetlerine iman ettiğimiz için bizden nekam ediyorsun.

Rabbimiz!
Üzerimize sabır ifrag et.
Bizi Müslümanlar olarak vefat ettir!"

7. ARAF / 132

Dediler ki:
"Bizi sihirlemek için, ayetten ne versen de, biz sana iman edecek değiliz."

7. ARAF / 133

Biz onlara, mufassal ayetler olarak;
tufan
ve çekirge
ve kummel (güve)
ve kurbağalar
ve kan
irsal ettik… ancak onlar, istikbar ettiler ve mücrim kavim oldular.

7. ARAF / 136

Kendilerinden intikam aldık... ve artık onları,
ayetlerimizi kizb etmiş olmaları ile...
ve ondan gafil olmuş olmaları ile...
ummanda gark ettik.

7. ARAF / 146

Arzda hakk gayrısı ile kebirlenenleri, ayetlerimden sarf edeceğim!
Onlar bütün ayetleri görseler de... ona iman etmezler. Rüşd sebili görseler... onu sebil olarak ittihaz etmezler.
Gaviyy sebilini görseler... onu sebil olarak ittihaz ederler.
Bu, onların ayetlerimizi kizb etmeleri... ve onlardan gafil olmuş olmaları iledir.

7. ARAF / 147

Ayetlerimizi ve ahirete mülaki olmayı kizb edenler…
onların amelleri habt oldu.
Onlar, sadece, amel etmiş oldukları şeylerle cezalanacaklar!?

7. ARAF / 155-156

Musa, BİZ'imle mikatı için, kavminden, yetmiş adam ihtiyar etti. Ardından recf onları ahz ettiğinde, dedi ki:

"Rabbim!
Şayet dileseydin, onları ve yalnızca beni, önceden helak ederdin. İçimizden sefihlerin fail oduğu şeyler ile bizi mi helak edeceksin?

Bu, sadece, SEN'in fitnendir. Dilediğin kimseyi onunla dall edersin ve dilediğin kimseyi ihda edersin. SEN veliymizsin! Bize gufran ol ve rahmet et. SEN gafurların hayrlısısın.

Bu dünyada ve de ahirette, bizim kendimize hasene ketb et. Muhakkak biz, sana haid olduk."

Dedi ki:
"Azabım dilediğim kimseye isabet eder.
Rahmetim ise herşeye vasidir.
Artık onu;
zekatlarını vererek ittika edenler için...
ve ayetlerimize iman edenler için...
ketb edeceğim."

7. ARAF / 174

Böyledir!...
Ayetleri tafsil ediyoruz… umulur ki rücu edersiniz.

7. ARAF / 175

Ayetlerimizi verdiğimiz kimsenin, onlardan insilah ederek ve ardından şeytana kendisini tâbi ederek, gavilerden olduğu; haberini onlara tilavet et.

7. ARAF / 176

Şayet dileseydik, onlarla elbette onu ref ederdik. Fakat o, arzda ebedi oldu ve hevasına tabi oldu.
Artık onun meseli, köpeğin meseli gibidir; ona hamil olsan da dili dışardadır veya onu terk etsen de dili dışardadır.
Ayetlerimizi kizb eden kavmin meseli budur. Artık bu kıssayı kıssa et... umulur ki tefekkür ederler.

7. ARAF / 177

Ayetlerimizi kizb eden ve kendi nefslerine zulüm eden kavmin meseli ne de suidir!

7. ARAF / 182

Ayetlerimizi kizb edenleri, alim olmadıkları yerden istidrac edeceğiz.

7. ARAF / 203

Onlara ayet ile gelmediğinde,
"Bunu ictiba etseydin ya" derler.

De ki:
"Muhakkak ben, Rabbimden bana vahy olunana tabiyim.
Bu, iman eden kavim için, Rabbinizden basirettir ve hüdadır ve rahmettir."

8. ENFAL / 2

Muhakkak mü'minler, ancak…
ALLAH'ı zikir ettiklerinde, onların kalbleri vecel eder.
ayetleri kendilerine tilavet edildiğinde, onların imanları ziyade olur.
onlar, Rabblerine tevekkül ederler.

8. ENFAL / 31

Onlara ayetlerimiz tilavet edildiğinde… dediler ki:
"Kat'iyyetle işittik! Şayet dilesek, onun mislini elbette biz de söyleriz. Bu sadece, evvelkilerin esatiridir."

8. ENFAL / 52

Firavun ali ve onun öncesinden ALLAH'ın ayetlerine kafir olanların adetleri gibi… ardından ALLAH onları da zenbleri ile ahz etmişti.
Muhakkak ki ALLAH, kaviydir, ikabı şedidtir.

8. ENFAL / 54

Firavun ali ve onun öncesinden Rabblerinin ayetlerini kizb edenlerin adetleri gibi… artık BİZ onları, zenbleri ile helak etmiştik… ve firavun alini gark etmiştik. Hepsi zalimlerdi.

9. TEVBE / 9

ALLAH'ın ayetleri ile az bir semen iştira ettiler… ve ardından O'nun sebilinden sadd ettiler.
Muhakkak... amel etmiş oldukları şeyler suidir.

9. TEVBE / 11

Eğer,
Tevbe ederlerse…
ve salat ikame ederlerse…
ve zekatı verirlerse…
artık onlar, dinde sizin kardeşlerinizdir.
İlim eden kavim için ayetleri tafsil ediyoruz.

9. TEVBE / 65

Eğer onlara sual etsen,
"Muhakkak biz sadece havz ediyorduk ve ilab ediyorduk" derler.
De ki:
"ALLAH ile mi!.. ve O'nun ayetleri ile mi… ve O'nun Rasulü ile mi istihaza eden oldunuz!?"

10. YUNUS / 1

Elif. Lam. Ra.
Bunlar hakim kitabın ayetleridir.

Huruf-u Mukattaa
10. YUNUS / 5

O, güneşi ziya ve kameri nur kılandır.
Senelerin adedine ve hesabına alim olmanız için menziller kaderlenmiştir.
ALLAH bunu, ancak, bi-hakkın halk etmiştir.
O, ayetlerini alim olan kavim için fasl etmektedir.

10. YUNUS / 6

Muhakkak
gece ve gündüzün ihtilafında...
ve ALLAH'ın semalarda ve arzda halk ettiği şeylerde...
ittika eden kavim için elbette/kesinlikle ayetler vadır.

10. YUNUS / 7-8

Muhakkak o kimseler ki;
BİZ'e lika olmaya rica etmeyen...
ve dünya hayatı ile razı olan...
ve onunla itminan olanlar...
ayetlerimizden gafil olanlardır!
İşte onlar… kesb ettikleri şey ile onların mevası nardır!

10. YUNUS / 15

Beyan edilmiş ayetlerimiz kendilerine tilavet edildiğinde... BİZ'e lika olmaya rica etmeyenler derler ki:
"Bundan gayrı Kur'an getir veya bunu bedellendir."
De ki:
"Benim onu kendi kendime bedellendirmem olamaz. Ben, sadece, bana vahy olunana tabi edildim. Muhakkak... eğer Rabbime isyan edersem... azim yevmin azabından korkarım."

10. YUNUS / 17

Artık,
ALLAH'a kizb ederek iftira eden...
veya O'nun ayetlerini kizb ettiren kimseden...
kim daha zalim olabilir!?
Muhakkak mücrimler felaha ulaşamazlar!

10. YUNUS / 20

"Ona Rabbinden bir ayet inzal olaydı ya!" diyorlar.
De ki:
"Gayb, muhakkak ki, ancak, ALLAH'ındır.
Artık nazar edin!...
Muhakkak ben, sizinle birlikte nazar edenlerdenim!"

10. YUNUS / 21

Kendilerine mess eden darrdan sonra, nasa bir rahmet tattırdığımızda… o zaman… elbette/kesinlikle onlar, ayetlerimiz hakkında mekr edinirler!
De ki:
"ALLAH, mekri en seri olandır."
Muhakkak Rasullerimiz sizin mekr ettiklerinizi ketb etmektedir.

10. YUNUS / 24

Muhakkak dünya hayatının meseli, ancak, semadan inzal ettiğimiz su gibidir:

Nasın ve enamın yediği, arzın nebatı, onunla ihtilat olmuştur.
Hatta... arz, zuhrufunu ve ziynetlerini ahz ettiğinde ve ehli bunlara kadir olduklarını zann ettiklerinde... ona, gece veya gündüz, emrimiz geliverir... ve ardından bir gün önce ganiy olmamış gibi, onları hasid hale getiriveririz.

Böyledir!...
Tefekkür eden kavim için ayetleri tafsil ederiz.

10. YUNUS / 67

Size, geceyi onda teskin olmanız için... ve de gündüzü mubsır olarak kılan, O'dur.
Muhakkak bunda, işiten kavim için elbette/kesinlikle ayetler vardır!

10. YUNUS / 71

Nuh'un haberini onlara tilavet et.
Kavmine demişti ki:
"Ey kavmim!
Eğer makamım ve ALLAH'ın ayetlerini size zikir etmem size kebir oluyorsa... artık ben ALLAH'a tevekkül ettim.
Artık siz de emirleriniz ve şeriklerinizle cem olun.
Sonra emriniz kendinize gamm olmasın.
Sonra siz kaza edin... ve bana da nazar ettirmeyin!

10. YUNUS / 73

Ardından, onlar onu kizb ettirdiler.
Ardından, onu ve gemide onunla beraber olan kimselere necat ettik. Onları halifeler kıldık. Ayetlerimizi kizb ettiren kimseleri ise gark ettik.
Nazar et!... inzar edilenlerin akibetleri nasıl oluyormuş!

10. YUNUS / 75

Sonra bunların ardından, Musa ve Harun'u Firavuna ve onun melelerine, ayetlerimiz ile baas ettik.
Ancak onlar, istikbar ettiler ve mücrim kavim oldular.

10. YUNUS / 92

Artık bu yevmde, senin bedenini… senin halefindeki kimselere ayet olması için necat edeceğiz!
Muhakkak nasdan çoğu, ayetlerimize kesinlikle gafildir!

10. YUNUS / 95

Sakın ha… ALLAH'ın ayetlerine kizb edenlerden olma!
Yoksa hasar alanlardan olursun!

10. YUNUS / 96-97

Muhakkak... üzerlerine Rabblerinin kelimesi hakk olanlar… kendilerine bütün ayetler gelse bile... elim azabı görünceye kadar iman etmezler!

10. YUNUS / 101

De ki:
"Nazar edin!... semalarda ve arzda olanlara!"
Ayetler de…
senin nezr etmen de…
iman etmeyen kavmi ganiy etmeyecektir!

11. HUD / 1-2

Elif. Lam. Ra.
Kitab!...
Ayetleri tahkim edilmiştir!
Sonra, hakim, habir LEDUNDAN tafsilatlandırılmıştır.

Değil mi ki... ALLAH'tan başkasına abd oluyorsunuz!…
"Muhakkak ben, sizin için O'ndan nezir ve beşirim."

Huruf-u Mukattaa
11. HUD / 59

İşte Ad kavmi!...
onlar, Rabblerinin ayetleri ile cahd ettiler…
ve Rasullerine asi oldular…
ve bütün anid cebbarın emrine tabi oldular.

11. HUD / 64

"Ey kavmim!
Bu ALLAH'ın nakası sizin için ayettir… artık onu vezr edin, ALLAH'ın arzında yesin... ona sui ile mess etmeyin!
Yoksa sizi karib azab ahz eder."

11. HUD / 96-97

BİZ, Musa'yı, elbette kat'iyyetle ayetlerimizle ve mübin sultan ile!… firavuna ve onun melelerine irsal ettik…
Ardıdan onlar, firavunun emrine tabi oldular. Firavunun emri, reşid değildi.

11. HUD / 103

Muhakkak bunda, ahiret azabından korkanlar için elbette/kesinlikle ayetler vardır.
Bu, nasın cem edildiği yevmdir. Bu, meşhud yevmdir.

12. YUSUF / 1

Elif. Lam. Ra.
İşte bunlar, mübin kitabın ayetleridir.

Huruf-u Mukattaa
12. YUSUF / 7

Sail olanlara… Yusuf ve kardeşlerinde, elbette kat'iyyetle ayetler vardır!

12. YUSUF / 35

Sonra, ayetleri görmelerinin ardından (rağmen)... bir hiyne kadar onu sicn etmeyi bede ettiler.

12. YUSUF / 105

Semalarda ve arzda ayetlerden niceleri vardır… onlara merr olurlar da ondan muriz olurlar.

13. RAD / 1

Elif. Lam. Mim. Ra.
İşte bunlar kitabın ayetleri!
Rabbinden sana inzal edilen, hakktır… fakat nasın pek çoğu iman etmezler.

Huruf-u Mukattaa
13. RAD / 2

ALLAH,
Görebileceğiniz amedlerin gayrısı ile semaları ref edendir...
sonra Arş'a istiva edendir...
ve güneşi ve kameri teshir edendir.

Hepsi, müsemma ecel için cereyan etmektedir.
Emri debre ettirir.
Ayetlerini tafsil eder.
Umulur ki, Rabbinize mülaki olacağınıza yakin olursunuz!

13. RAD / 3

O,
arzı medd edendir…
ve orada rasiyeler ve nehirler kılandır…
ve orada, bütün semerelerden iki zevc kılandır.
Geceyle gündüze gışa etmektedir.
Muhakkak bunlarda, tefekkür eden kavim için elbette/kesinlikle ayetler vardır.

13. RAD / 4

Arzda,
mütecavir kıtalar...
ve inebden (üzüm) ve zerden (ekin) cennetler...
ve sınvan ve sınvan gayrısında nahllar (hurma ağaçları)
vardır. Bunlar, vahid su ile iska olur... ve üküllerinde, bazısını bazısına fazl ederiz.
Muhakkak bunda, akıl eden kavim için elbette/kesinlikle ayetler vardır.

13. RAD / 7

Kafirler diyorlar ki:
"Ona Rabbinden bir ayet inzal olaydı ya!"
Muhakkak sen... ancak, bir nezr edicisin... bütün kavimler için bir hadiy vardır.

13. RAD / 27-28-29

Kafirler diyorlar ki:
"Ona Rabbinden bir ayet inzal olaydı ya!"

De ki:
"Muhakkak ki
ALLAH, dilediğini dall eder…
KENDİSİNE inabe edeni ise ihda eder."

Onlar (inabe edenler),
iman edenlerdir...
ve ALLAH'ı zikir etmek ile kalbleri tatmin olanlardır...
== Değil mi ki... Kalbler, ALLAH'ı zikir etmek ile tatmin olur!==
salih (iş)lere amil olarak iman edenlerdir.
==Tuba ve hüsn meab onlar içindir.==

13. RAD / 38

Senin öncenden elbette kat'iyyetle... kendilerine zevceler ve zürriyet kıldığımız Rasuller irsal etmiştik!
Bir Rasul yoktur ki… ALLAH'ın izni ile olmadan bir ayet ile gelsin!
Bütün eceller için kitab vardır.

14. İBRAHİM / 5

Musa'yı,
"Kavmini zulmetlerden nura ihrac et ve ALLAH'ın yevmlerini zikir ettir" diye, elbette kat'iyyetle ayetlerimizle irsal ettik!
Muhakkak bunda, bütün şükür edenler, sabır edenler için elbette/kesinlikle ayetler vardır.

15. HİCR / 1

Elif. Lam. Ra.
İşte bunlar kitabın ve mübin Kur'an'ın ayetleridir.

Huruf-u Mukattaa
15. HİCR / 75

Muhakkak bunda, mütevessimler için elbette/kesinlikle ayetler vardır.

15. HİCR / 77

Muhakkak bunda, mü'minler için kesinlikle ayetler vardır.

15. HİCR / 81

Onlara ayetlerimizi verdik… ve ardından onlar, muriz olanlar oldular.

16. NAHL / 11

Sizin için onunla, zer'ler (ekin) ve zeytinler ve nahller (hurma) ve inebler (üzüm) ve bütün semerelerden nebat eder.
Muhakkak bunda, tefekkür eden kavim için elbette/kesinlikle ayetler vardır.

16. NAHL / 12

Sizin için, gece ve gündüzü ve güneşi ve kameri teshir etti. Necmler, O'nun emrine musahhardır.
Muhakkak bunda, akıl eden kavim için elbette/kesinlikle ayetler vardır.

16. NAHL / 13

Sizin için arzda, onların muhtelif renklerde zer edilenler vardır.
Muhakkak bunda, tezekkür eden kavim için kesinlikle ayetler vardır.

16. NAHL / 65

ALLAH, semadan su inzal etti... ve ardından onunla, mevtinin ardından arza hayat verdi.
Muhakkak bunda, işiten kavim için elbette/kesinlikle ayetler vardır.

16. NAHL / 67

Hurma semerelerinden ve ineblerden (üzüm),
sekr edici olanlar da…
hasene rızklar da...
ittihaz edebilirsiniz.
Muhakkak bunda akıl eden kavim için elbette/kesinlikle ayetler vardır.

16. NAHL / 68-69

Rabbin, nahla, şöyle vahy etti:
"Dağlardan… ve şecerelerden… ve arş ettikleri şeylerden, beytler ittihaz et!
Sonra, bütün semerelerden ye!... ve ardından Rabbinin sebillerinde zelul olarak islak et!"
Onların batınlarından, içinde nas için şifa olan, muhtelif renklerde şarablar ihrac olur.
Muhakkak bunda, tefekkür eden kavim için elbette/kesinlikle ayetler vardır.

16. NAHL / 79

Semanın cevvindeki musahhar kuşları görmüyorlar mı?
Onları imsak eden, ancak, ALLAH'tır.
Muhakkak bunda, iman eden kavim için elbette/kesinlikle ayetler vardır.

16. NAHL / 101

BİZ bir ayetin mekanını bir ayetle bedellendirdiğimiz zaman... ***ki; ALLAH, inzal edeceği şeye alimdir.***
"Muhakkak sen, ancak müfterisin!" derler.
Bilakis!
Onların pek çoğu alim değillerdir.

16. NAHL / 104

ALLAH'ın ayetlerine iman etmeyenleri, kesinlikle ALLAH ihda etmez.
Elim azab, onlar içindir.

16. NAHL / 105

Muhakkak, ALLAH'ın ayetlerine iman etmeyenler, ancak kizb ile iftira ederler. İşte onlar… onlar kazibtirler.

17. İSRA / 1

Kendisine ayetlerimizden göstermek için... mescid-i haramdan, havlini barek ettiğimiz mescid-i aksaya... KENDİSİNE abd olan ile geceleyin isra eden, subhandır!
Muhakkak ki O'… O, semidir, basirdir.

17. İSRA / 12

BİZ, gece ve gündüzü iki ayet kıldık.
Ardından…
Rabbinizden fazl ibtiga etmeniz için…
ve senelerin adedine ve hesabına alim olmanız için…
gece ayetini mahv ettik… ve gündüz ayetini mubsır kıldık… ve herşeyi tafsilatıyla ona tafsil ettik.

17. İSRA / 59

Ayetler inzal etmekten BİZ'i men eden, ancak, onları öncekilerin kizb etmiş olmasıdır.
Semud kavmine, mubsır dişi develer vermiştik... ve ardından, onlar onlara zalim olmuşlardı.
BİZ ayetleri, ancak, tahvif olsun diye irsal ederiz!

17. İSRA / 98

Bu, ayetlerimize kafir olmalarına… onların cezasıdır!
Onlar dediler ki:
"Kemik ve rüfat olduğumuz zaman… biz, cedid halkıyetle mebas mı olacağız!"

17. İSRA / 101

BİZ Musa'ya, elbette kat'iyyetle beyan olunmuş dokuz ayet verdik!
İsrailoğullarına sual et:
O geldiğinde... firavun ona demişti ki:
"Muhakkak ben, senin elbette/kesinlikle meshur olduğunu zann ediyorum… eyy Musa!"

18. KEHF / 9

Yoksa sen, Kehf ve Rakim ashablarının, BİZ'im acayib ayetlerimizden olduğunu hesab ettin mi!?

18. KEHF / 17

Güneşi,
tulu ederken... mağaralarını yemin zatından (tarafından) ziyaret ettiğini...
garb olurken ise... şimal zatından (tarafından) onları ikraz ettiğini görürdün.
Kendileri de... onun fecvesindelerdi.
Bu, ALLAH'ın ayetlerindendir!
ALLAH'ın ihda ettiği kimse... artık o, muhtedidir.
Dalalete düşen kimse ise... artık o, mürşid veliy vecd edemez.

18. KEHF / 56

BİZ mürselleri, ancak, ibşar edenler ve inzar edenler olarak irsal ederiz.
Kafirler;
batıl ile hakk olanı ihdad etmek için cedel ederler…
ayetleri ve nezr edildikleri şeyleri hüzüv ile ittihaz ederler.

18. KEHF / 57

Rabbinin ayetleri ile zikir ettirilen...
ve ardından onlara iraz eden...
ve eli ile takdim ettiği şeyi unutan...
kimseden, daha zalim olan kimdir!?
Muhakkak ki BİZ, onu fıkh etmelerine... kalbleri üzre kinanlar... ve kulaklarında vakr kıldık.
Sen onları hudaya davet etsen de... artık ebediyyen ihtida olmazlar.

18. KEHF / 105

"İşte onlar;
Rabblerinin ayetlerine...
ve O'na mülaki olacaklarına...
kafir olanlardır!
Artık,
onların amelleri habt olur…
ve ardından onlara, kıyamet yevminde vezni ikame etmeyiz."

18. KEHF / 106

Böyledir!...
Kafir odukları şeyler ile…
ve ayetlerimi ve Rasullerimi hüzüvle ittihaz etmeleri ile…
onların cezaları cehennemdir!

19. MERYEM / 10

Dedi ki:
"Rabbim! Bana bir ayet kıl"
Dedi ki:
"Senin ayetin, nasa, üç gece, seviyye olarak kelime etmemendir."

19. MERYEM / 21

Dedi ki:
"Böyledir!...
Rabbin diyor ki:
O, BANA heyyindir.
Onu, nas için ayet... ve BİZ'den rahmet kılmak için... emir kaza olmuştur."

19. MERYEM / 58
SECDE AYETİ

Adem'in zürriyetinden...
ve Nuh ile beraber hamil olduklarımızdan...
ve İbrahim'in... ve İsrail'in zürriyetinden...
ve içtiba ederek hidayet verdiğimiz (diğer bazı) kimselerden...
ALLAH'ın, kendilerini, Nebilerden (bazıları ile) nimetlendirdiği...
işte bunlar (bu bir kısım kimseler/toplumlar)...

kendilerine Rahmanın ayetleri tilavet edildiğinde... büka ederek, sacidler olarak harra ederler.

19. MERYEM / 73

Ayetlerimiz kendilerine beyan edilerek tilavet edildiği zaman… kafirler iman edenlere derler ki:
"İki ferikten hangisi makam olarak hayrdır... ve nida olarak ahsendir?"

19. MERYEM / 77

Gördün mü…
ayetlerimize kafir olanı…
ve "Bana elbette mal ve evlad verilecek!" diyeni?

20. TAHA / 22-23

"Kübra ayetlerden sana göstermemiz için elini cenahına zamm et!... Başka bir ayet olarak, sui gayrısında beyazlaşmış olarak ihrac olsun."

20. TAHA / 22-23

"Kübra ayetlerden sana göstermemiz için elini cenahına zamm et!... Başka bir ayet olarak, sui gayrısında beyazlaşmış olarak ihrac olsun."

20. TAHA / 41-42

"Seni, BEN'im nefsim için sanat ettim.
Sen ve kardeşin, ayetlerim ile zehab edin. BEN'i zikir etmekte vena olmayın."

20. TAHA / 47-48

Varın ona… ve ardınan deyin ki:
"Muhakkak biz senin Rabbinin Rasulleriyiz.
Artık israiloğullarını bizimle beraber irsal et. Onlara azab etme.
Biz, kat'iyyetle Rabbinden ayet ile sana geldik!
Hudaya tabi olanlara selam olsun!
Muhakkak bize, azabın
kizb edenlere...
ve tevella edenlere...
olduğu kat'iyyetle vahy olunmuştur."

20. TAHA / 53-54

"Rabbim,
arzı size mehd yapandır
ve onda sebillerden size selk edendir
ve semadan su inzal edendir."

Artık BİZ, onunla… kendiniz yeyin ve de enamınızı ray edin diye... şetta nebattan zevcler ihrac ederiz.
Muhakkak bunda, nehy sahibleri için, elbette/kesinlikle ayetler vardır.

20. TAHA / 56

BİZ ona elbette kat'iyyetle bütün ayetlerimizi gösterdik!… ancak o imtina etti… ve kizb etti.

20. TAHA / 126

Der ki:
"Böyledir!...
Ayetlerimiz sana verildiğinde… sen onları unuttun.
Böyledir!...
Yevmde de sen unutuluyorsun."

20. TAHA / 127

Böyledir!
İsraf edenleri...
ve Rabbinin ayetlerine iman etmeyenleri…
cezalandırırız.
Elbette ahiret azabı daha şedid ve bakidir.

20. TAHA / 128

Kendilerinden önce, meskenlerinde meşy eden karinlerden nicelerini helak etmemiz... onları ihda etmedi mi?
Muhakkak bunda, nehy sahibleri için elbette/kesinlikle ayetler vardır.

20. TAHA / 133

Diyorlar ki:
"Rabbinden ayet ile verseydi ya!"
Onlara, ilk sahifelerde olanlarla beyyineler vermedik mi?

20. TAHA / 134

Şayet BİZ onları, onun öncesinden, azab ile helak etseydik, elbette/kesinlikle,
"Rabbimiz!
Keşke bize Rasul irsal etseydin. Zelil ve ihza olmadan önce ayetlerine tabi olurduk!" derlerdi.

21. ENBİYA / 5

"Bilakis!
Bunlar dags hulmlerdir.
Bilakis!
Kendisi iftira etti.
Bilakis!
O bir şairdir.
Önceki irsal edilenler gibi bir ayet (mucize) getirse ya!" dediler.

21. ENBİYA / 32

Semayı mahfuz sakf kıldık.
Onlar, oradaki ayetlerden hala murizler!

21. ENBİYA / 37

İnsan, aceleci halk edilmiştir.
Size yakında ayetlerimi göstereceğim… artık acele etmeyin!

21. ENBİYA / 77

Ayetlerimizi kizb eden kavimden ona nasr ettik.
Muhakkak onlar sui kavim olmuşlardı… ve ardından onların hepsini gark ettik.

21. ENBİYA / 91

Fercini hısn eden kadın... ona Ruhumuzdan nefh ettik.
Onu ve oğlunu alemler için ayet kıldık.

22. HACC / 16

Böyledir!…
Beyan edilmiş ayetleri…
ve ALLAH'ın, irade ettiği kimseyi ihda edeceğini...
ona inzal ettik.

22. HACC / 51

Ayetlerimiz hakkında aciz bırakmaya say edenler… işte onlar cahim ashabıdır.

22. HACC / 52

Senin öncenden, Rasulden ve Nebiden irsal etmedik ki... temenni ettiği zaman, ümniyyesi hakkında şeytan ilka etmemiş olsun!
Ardından ALLAH, şeytanın ilka ettiği şeyi nesh eder.
Sonra ALLAH, kendi ayetlerini hakim kılar.
ALLAH, alimdir, hakimdir.

22. HACC / 56-57

İzin yevminin mülkü, ALLAH'ındır!
O, aralarında hüküm eder… ve ardından
salih (iş)lere amil olarak iman edenler,
Naim Cennetlerinde olurlar.
Kafirler ve ayetlerimizi kizb edenler ise…
artık işte onlar… onlara muhin azab vardır.

22. HACC / 72

Beyan edilmiş ayetlerimiz kendilerine tilavet edildiği zaman, münker kafirlerin vechlerinde arif olursun... Neredeyse, kendilerine ayetlerimizi tilavet edenlere satv edecekler!
De ki:
"Şimdi size daha şerr olanı haber vereyim mi!?...
Nar!...
ALLAH, kafirlere, bunu vaad etti. Ne beis masirdir!"

23. MUMİNUN / 30

Muhakkak bunda ayetler vardır.
Muhakkak ki BİZ kesinlikle mübtela olanlarız.

23. MU'MİNUN / 45-46-47-48-49

Sonra Musa ve kardeşi Harun'u ayetlerimizle ve mübin sultan ile Firavun ve melelerine irsal ettik.
Onlar istikbar ettiler ve ulvilik taslayan bir kavim oldular.
"Kavimleri bize abd olmuşken, bizim mislimizde şu iki beşere iman mı edelim?" dediler.
Artık ikisini de kizb ettiler... ve helak edilenlerden oldular.
Musa'ya, elbette kat'iyyetle Kitab verdik!... umulur ki ihtida olurlar.

23. MUMİNUN / 50

Meryem'in oğlunu ve onun annesini ayet kıldık.
O ikisini, kararın ve suyun zatı rubveye evy ettik.

23. MU'MİNUN / 57-58-59-60-61

Muhakkak;
Rabblerinin haşyetinden müşfik olanlar...
ve Rabblerinin ayetlerine iman edenler...
ve Rabblerine şirk koşmayanlar...
ve verdikleri... Rabblerine raci olacak şeyleri kalbleri vecel ederek verenler...
İşte onlar, hayrda seridirler... ve onlar buna sabıktırlar.

23. MU'MİNUN / 66-67

Ayetlerim size kat'iyyetle tilavet edildi… ve ardından siz, akabınız üzre neks ettiniz. Müstekbir olarak, samirde hicr ediyordunuz.

23. MUMİNUN / 105

"Ayetlerim size tilavet edilmiyor muydu?... ve ardından siz onları kizb etmiyor muydunuz!?"

24. NUR / 1

Bu sure…
bunu BİZ inzal ettik!
bunu farz kıldık!
Bunda, beyan edilmiş ayetler inzal ettik… umulur ki tezekkür edersiniz.

24. NUR / 18

ALLAH, size, ayetleri beyan ediyor.
ALLAH, alimdir, hakimdir.

24. NUR / 34

elbette kat'iyyetle!... BİZ size,
mübeyyin ayetler…
ve sizden öncekilerden halvet olanların meselleri…
ve muttakiler için meviza...
inzal ettik.

24. NUR / 46

elbette kat'iyyetle!... mübeyyin ayetler inzal ettik.
ALLAH, dilediği kimseyi sırat-ı mustakime ihda eder.

24. NUR / 58

Ey iman edenler!
Melekesi yeminlerinizde olanların ve sizden hulüm iblağ olmayanların, sizden izin istemeleri için günde üç merre vardır;
salat-ı fecr'den önce
ve zahirden sevblerinizi vaz ettiğiniz hiyn
ve salat-ı ışa'dan sonra.
Bu üç vakit, sizin için avrettir.

Bunların dışında size ve onlara cünah değildir. Bazınız bazınız üzre, kendinize (birbirinize) tavaf edebilirsiniz.

Böyledir!...
ALLAH, ayetlerini size beyan eder.
ALLAH, alimdir, hakimdir.

24. NUR / 59

Tıfllarınıza hulüm baliğ olduğu zaman… artık, kendilerinden öncekilerin izin istedikleri gibi izin istesinler.

Böyledir!...
ALLAH, ayetlerini size beyan eder.
ALLAH, alimdir, hakimdir.

24. NUR / 61

Köre harec yoktur...
ve arice (topal) harec yoktur...
ve mariz olana harec yoktur.

Kendi evlerinizden
veya babalarınızın evlerinden
veya annelerinizin evlerinden
veya erkek kardeşlerinizin evlerinden
veya kız kardeşlerinizin evlerinden
veya amcalarınızın evlerinden
veya halalarınızın evlerinden
veya dayılarınızın evlerinden
veya teyzelerinizin evlerinden
veya miftahlarına malik olduğunuz evlerden
veya size sadık olanlardan,
yemek yemenize, nefsleriniz üzre (harec) yoktur.
Cemian veya şetta olarak yemek yemeniz size cünah değildir.

Evlere dahil olduğunuz zaman... artık ALLAH indinden tahiyye olarak, tayyib mübarek şekilde nefsleriniz üzre selamlayın!

Böyledir!...
ALLAH, size ayetlerini size beyan eder... umulur ki akıl edersiniz.

25. FURKAN / 36

Ardından onlara dedik ki:
"Ayetlerimizi kizb eden kavme zehab edin!"
Ardından o kavmi, tedmir ederek demara ettik.

25. FURKAN / 37

Nuh kavmi... Rasullerini kizb ettiklerinde, onları gark ettik… ve onları nas için ayet kıldık.
Zalimlere elim azab atid ettik.

25. FURKAN / 73

Kendilerine Rabblerinin ayetleri zikir edildiği zaman, onlar... kör ve sağır olarak harra etmezler.

26. ŞUARA / 2

Bunlar, mübin kitabın ayetleridir.

26. ŞUARA / 4

Eğer dilersek... onlara semadan ayet inzal ederiz de, unkları hazı olarak ona zalil oluverir.

26. ŞUARA / 8

Muhakkak bunlarda, elbette/kesinlikle ayetler var. Onların pek çoğu mü'min olmadılar.

26. ŞUARA / 15-16-17

Dedi ki,
"Hayır!
Ayetlerimizle zehab edin. Muhakkak ki BİZ, sizinle beraberiz. Sizi işitmekteyiz.

Firavun'a ulaşın... ve ardından deyin ki:
Muhakkak biz, Rabb-il aleminin Rasulüyüz. İsrailoğullarını bizimle beraber irsal et."

26. ŞUARA / 67

Muhakkak işte bunda kesinlikle ayet vardır.
Onların pek çoğu, mü'min olmadılar.

26. ŞUARA / 103

Muhakkak bunda, kesinlikle ayet vardır.
Onların pek çoğu mü'min olmadılar.

26. ŞUARA / 121

Muhakkak işte bunda, elbette/kesinlikle ayet vardır.
Onların pek çoğu mü'min olmadılar.

26. ŞUARA / 128

"Siz bütün rialara ayet bina ederek, abesleniyor musunuz?"

26. ŞUARA / 139

Artık onu kizb ettiler… ve ardından BİZ onları helak ettik.
Muhakkak işte bunda, kesinlikle ayet vardır.
Onların pek çoğu mü'min olmadılar.

26. ŞUARA / 154

"Sen de mislimizce bir beşerden başka değilsin. Eğer sadıklardan olmuşsan, bize ayet ver."

26. ŞUARA / 158

Artık onları azab ahz etti.
Muhakkak işte bunda, kesinlikle ayet vardır.
Onların pek çoğu mü'min olmadılar.

26. ŞUARA / 174

Muhakkak işte bunda, kesinlikle ayet vardır.
Onların pek çoğu mü'min olmadılar.

26. ŞUARA / 190

Muhakkak işte bunda, kesinlikle ayet vardır.
Onların pek çoğu mü'min olmadılar.

26. ŞUARA / 197

İsrailoğulları ulemasının ona alim olması, onlara ayet olmadı mı?

27. NEML / 1

Ta. Sin.
Bunlar Kur'an'ın ve mübin kitabın ayetleridir.

Huruf-u Mukattaa
27. NEML / 12

"Elini cebine dahil et... firavuna ve kavmine dokuz ayet içinde… sui gayrısından beyaz olarak ihrac olsun… muhakkak onlar, fasık kavim oldular."

27. NEML / 13

Ardından mubsır ayetlerimiz onlara geldiğinde, dediler ki:
"Bu mübin sihirdir."

27. NEML / 52

Artık işte şunlar, onların, zalim oldukları şey ile haviye olmuş evleridir.
Muhakkak bunda, alim kavim için elbette ayet vardır.

27. NEML / 81

Sen, körlere… dalaletlerinden hadiy değilsin!
Sen, sadece,
ayetlerimize iman eden
ve ardından Müslüman olan kimselere işittirebilirsin!

27. NEML / 82

Kavl, onların üzerine vuku bulduğu zaman, onlar için... kendilerine, "nasın ayetlerimize yakin olmayanlar olduğunu" kelime eden... arzdan bir dabbe ihrac ederiz.

27. NEML / 83

Yevmde… bütün ümmetten ayetlerimize kizb eden kimselerden fevcler haşr ederiz... ve ardından onlara vaa'z edilir!

27. NEML / 84

Hatta… geldikleri zaman, der ki:
"Onları ilmen ihata edemediğiniz halde, ayetlerime kizb ettiniz, öyle mi?
Yoksa, amel etmiş olduklarınız neydi?"

27. NEML / 86

BİZ'im
geceyi, içinde sükun bulmaları için…
ve gündüzü de mubsır olarak…
kıldığımızı görmüyorlar mı?
Muhakkak bunda, iman eden kavim için, elbette ayetler vardır.

27. NEML / 93

De ki:
"Hamd etmek ALLAH'ındır.
O, ayetlerini size gösterecektir!... ve ardından siz, onlara arif olacaksınız!
Rabbin amel ettiklerinize gafil değildir!"

28. KASAS / 2

Bunlar, mübin kitabın ayetleridir.

28. KASAS / 35

Dedi ki:
"Sana azudu kardeşin ile şedid kılacağız. İkinize de sultan kılacağız. Artık size vasl olamazlar. Ayetlerimiz ile, siz ikiniz ve size tabi olanlar galibler olacaksınız."

28. KASAS / 36

Musa, beyan olunmuş ayetlerimizle onlara geldiğinde, dediler ki:
"Bu, iftira olunmuş sihirden başka değildir. Biz evvelde ki ata-babalarımızda böyle bir şey işitmedik."

28. KASAS / 45

Fakat BİZ, karin olanlar inşa ettik... ve ardından onlara ömürlerini tetavül ettik.
Sen, ayetlerimiz kendilerine tilavet edilirken Medyen ehlinin içinde seviy değildin… Fakat BİZ... irsal eden BİZ'iz!

28. KASAS / 47

Şayet
kendi elleriyle takdim ettikleri şeylerle kendilerine musibet isabet edecek olmasaydı…
ve ardından
"Rabbimiz!
Bize de Rasul irsal etseydin ya!... ardından biz, SEN'in ayetlerine tabi olurduk ve mü'minlerden olurduk."
diyecek olmasalardı...

28. KASAS / 59

Kendi ümmisinin içine, ayetlerimizi tilavet eden Rasul baas edinceye kadar... Rabbin, karyeleri helak eden olmaz!
BİZ, ancak, ehilleri zalim olan karyeleri helak eden oluruz!

28. KASAS / 87

Sana inzal olduğu zamandan sonra, ALLAH'ın ayetlerinden seni sadd etmesinler.
Rabbine davet et!... ve Müşriklerden olma!

29. ANKEBUT / 15

Onu ve sefine ashabını necat ettik… ve bunu alemler için ayet kıldık.

29. ANKEBUT / 23

ALLAH'ın ayetlerine
ve O'na mülaki olmaya kafir olanlar…
işte onlar rahmetimden yeistedirler.
İşte onlar… onlara elim azab vardır.

29. ANKEBUT / 24

Ardından, kavminin cevabı, ancak, şunu demek oldu:
"Onu katl edin veya hark edin!"
ALLAH, onu nardan necat etti.
Muhakkak bunda, iman eden kavim için elbette/kesinlikle ayetler vardır.

29. ANKEBUT / 35

Akıl eden kavim için... elbette kat'iyyetle ondan beyan edilmiş ayet terk ettik!

29. ANKEBUT / 44

ALLAH, semaları ve arzı bi-hakkın halk etmiştir. Muhakkak bunlarda, mü'minler için elbette/kesinlikle ayetler vardır.

29. ANKEBUT / 47

Böyledir!...
BİZ, kitabı sana inzal ettik.

Artık, kendilerine kitab verdiklerimiz... ona iman ederler… ve şu (senin çevrende olan) bazı kimseler de ona iman ediyorlar.
BİZ'im ayetlerimize, ancak, kafirler cahd eder.

29. ANKEBUT / 49

Bilakis!
O, beyan edilmiş ayetlerdir, ilim verilenlerin sadrlarındadır.
BİZ'im ayetlerimiz ile, ancak, zalimler cahd eder.

29. ANKEBUT / 50

Diyorlar ki:
"Ona Rabbinden bir ayet inzal olaydı ya!"
De ki:
"Muhakkak ayetler, ancak, ALLAH'ın indindedir. Muhakkak ben… ancak, mübin nezirim."

30. RUM / 10

Sonra,
ALLAH'ın ayetlerini kizb ederek…
ve onlarla istihza eden olarak…
sui olanların akibetleri, daha sui oldu.

30. RUM / 16

Kafirler...
ve ayetlerimizi...
ve ahiret likasını...
kizb edenler… artık işte onlar, azabta muhdar olanlardır.

30. RUM / 20

Turabdan sizi halk etmesi…
sonra beşer olduğunuzda sizin intişar etmeniz…
O'nun ayetlerindendir.

30. RUM / 21

Nefslerinizden sizin için, onlarla teskin olmanız için zevceler halk etmesi...
sizin aranızda meveddet ve rahmet kılması…
O'nun ayetlerindendir.
Muhakkak bunda, tefekkür eden kavim için elbette/kesinlikle ayetler vardır.

30. RUM / 22

Semaların ve arzın halkıyeti...
ve lisanlarınızın ve renklerinizin ihtilafı...
O'nun ayetlerindendir.
Muhakkak bunda, alim olanlar için, elbette/kesinlikle ayetler vardır.

30. RUM / 23

Gecede menam etmeniz...
ve gündüz ve O'nun fazlından ibtiga etmeniz...
O'nun ayetlerindendir.
Muhakkak bunda, işiten kavim için, elbette/kesinlikle ayetler vardır.

30. RUM / 24

Korku ve tama olarak berk irade etmesi…
ve semadan su inzal etmesi...
ve ardından onunla arzı mevt olmasından sonra hayy etmesi…
O'nun ayetlerindendir.
Muhakkak bunda, akıl eden kavim için, elbette/kesinlikle ayetler vardır.

30. RUM / 25

Semanın ve arzın, O'nun emri ile kaim olması...
O'nun ayetlerindedir.
Sonra sizi, arzdan davetle davet ettiğinde… ihrac oluverirsiniz.

30. RUM / 28

Size nefslerinizden mesel darb ediyor...
Sizi rızıklandırdığımız şeyler içinde; melekesi yeminlerinizde olanlardan... artık onda seva olduğunuz...
Nefsinizden korktuğunuz gibi onlardan korktuğunuz...
şerikleriniz var mıdır!?

Böyledir!...
Ayetlerimizi akıl eden kavim için fasl ederiz.

30. RUM / 37

ALLAH'ın, dilediği kimse için rızkı bast ettiğini ve ikdar ettiğini görmezler mi!?
Muhakkak bunda, iman eden kavim için, elbette/kesinlikle ayetler vardır.

30. RUM / 46

Mübeşşir rihlerin irsal edilmesi,
Rahmetinden size taddırması için…
ve emri ile gemilerin cereyan etmesi için…
ve fazlından ibtiga etmeniz için…
O'nun ayetlerindendir… umulur ki şükür edersiniz.

30. RUM / 53

Sen, körlere dalaletlerinden hadiy değilsin!
Sen, sadece, ayetlerimize iman eden... ve ardından Müslüman olan kimselere işittirebilirsin!

30. RUM / 58

Bu Kur'an'da, nas için, elbette kat'iyyetle bütün mesellerden darb ettik!
Onlara ayet getirsen (bile)... kafirler, elbette derler ki:
"Siz ancak batıl olansınız."

31. LOKMAN / 2

Bunlar, mübin kitabın ayetleridir.

31. LOKMAN / 7

Ayetlerimiz ona tilavet edildiğinde,
sanki işitmemiş gibi...
sanki kulaklarında vakr varmış gibi...
müstekbir olmaya tevella eder.
Artık ona, elim azabı ibşar et.

31. LOKMAN / 31

Görmüyor musun;
muhakkak gemiler… ayetlerinden görmeniz için... bahrda, ALLAH'ın nimeti ile cereyan eder!?

Muhakkak işte bunda, bütün sabır edenler, şükür edenler için kesinlikle ayetler vardır.

31. LOKMAN / 32

Onları mevc, zıll gibi gışa ettiğinde… dinde O'na muhlis olarak ALLAH'ı davet ederler. Ardından berre necat ettiklerinde, onlardan muktesid olanlar olur.
Ayetlerimize, hiç bir hattar kafirden başkası cahd etmez.

32. SECDE / 15
SECDE AYETİ

Muhakkak… ayetlerimize, ancak,
kendilerine zikir edildiğinde sacidler olarak harra edenler…
ve Rabblerinin hamd etmesi ile istikbar etmeden sebbih edenler...
iman ederler.

32. SECDE / 22

Rabbinin ayetlerini zikir eden kimse… sonra onlardan iraz eden... daha zalim olan kimdir!?
Muhakkak ki BİZ, mücrimlerden intikam alanız!

32. SECDE / 24

Sabır ettiklerinde...
ve ayetlerimize yakin olduklarında...
kendilerinden, emrimiz ile ihda eden imamlar kıldık.

32. SECDE / 26

Onlardan önce, kendilerine karin olanlardan meskenlerinde meşy eden nicelerini helak etmiş olmamız onları ihda etmedi mi?
Muhakkak bunda, elbette/kesinlikle ayetler vardır… işitmezler mi?

33. AHZAB / 34

Evlerinizde, ALLAH'ın ayetlerinden tilavet edilenleri ve hikmeti zikir edin.
Muhakkak ki ALLAH, latif, habir olandır.

34. SEBE / 5

Ayetlerimiz hakkında, aciz bırakmaya say edenler… İşte onlar… onlara riczden, elim azab vardır.

34. SEBE / 9

Semadan ve arzdan, ellerinin arasında olanı ve halflerinde olanı görmüyorlar mı?
Eğer dilersek onları, arzda husuf ederiz veya üzerlerine semadan kisfler ıskat ederiz. Muhakkak bunda, bütün münib abd olanlar için elbette/kesinlikle ayet vardır.

34. SEBE / 15

elbette kat'iyyetle!... Sebe için, meskenlerinde ayet olarak; yeminde ve şimalde iki cennet vardı.
"Rabbinizin rızkından yiyin... ve O'na şükür edin.
Tayyib belde... ve gafur Rabb!"

34. SEBE / 19

Ardından onlar, dediler ki:
"Rabbimiz!
Seferlerimizin arasını baid et."
ve nefslerine zalim oldular.
Ardından onları hadis kıldık... ve onları mezk ederek küliyyen mezk ettik.
Muhakkak bunda, sabır edenlerin ve şükür edenlerin hepsi için elbette/kesinlikle ayetler vardır.

34. SEBE / 38

Ayetlerimiz hakkında, aciz bırakmaya say edenler… İşte onlar azabta muhdar olanlardır.

34. SEBE / 43

Beyan edilmiş ayetlerimiz kendilerine tilavet edilmişti. Onlar dediler ki:
"Bu, ancak, ata-babalarımızın abd olduklarını sadd etmeyi irade eden bir erkek kimsedir."
Dediler ki:
Bu, ancak, iftira edilmiş ifktir."
Kafirler, kendilerine geldiğinde, hakk için dediler ki:
"Bu, sadece, mübin sihirdir."

36. YASİN / 33

Mevt olmuş arz, onlara ayettir!
Onu hayy ettik... ve ondan habbeler ihrac ettik… ve ardından onlardan yemekteler!

36. YASİN / 37

Artık muzlim olduklarında… gündüzü selh ettiğimiz gece, onlara ayettir!

36. YASİN / 41-42

Meşhun gemide zurriyetlerine hamil olmamız onlara ayettir!
BİZ, onlar için irkab olacakları… onun mislinde şeyler de halk ettik.

36. YASİN / 45-46

Onlara denilmiştir ki:
"Ellerinizin arasında olana ve halfinizde olana muttaki olun!... umulur ki size rahmet edilir."

Ancak onlar… Rabblerinin ayetlerinden gelen bütün ayetlerden, sadece, muriz olurlar!

37. SAFFAT / 12-13-14-15-16-17

Bilakis!...
Onların sahr etmeleri…
Onlara zikir ettirilince, zikir etmemeleri…
Ayet gördüklerinde, istishar etmeleri…
"Bu, sadece, mübin sihirdir. Ata-babalarımız… ve daha öncekiler de... mevt olup, turab ve kemik kaldığımız zaman... biz gerçekten mebas mı olacağız?" demeleri...
sana acayib geliyor.

38. SAD / 29

Ayetlerini deber etmeleri için...
ve lübb sahiblerinin tezekkür etmesi için...
sana inzal ettiğimiz kitab, mübarektir.

39. ZUMER / 42

ALLAH, nefsleri, kendi mevt hiynlerinde vefat ettirir... mevt olmayanlar ise, menamları içindedir.
Kendilerine mevt kaza olanları imsak eder... ve diğerlerine, müsemma ecele irsal eder.
Muhakkak bunda... tefekkür eden kavim için kesinlikle ayetler vardır.

39. ZUMER / 52

Alim değiller mi... ALLAH, dilediği kimse için rızkı bast eder ve ikdar eder?
Muhakkak işte bunda, iman eden kavim için kesinlikle ayetler vardır.

39. ZUMER / 59

Bilakis!
Kat'iyyetle sana ayetlerim gelmişti!… ve ardından sen ona kizb etmiştin... ve istikbar etmiştin… ve sen kafirlerden oldun!

39. ZUMER / 63

Semaların ve arzın mıkladları onundur. ALLAH'ın ayetlerine kafir olanlar... işte onlar, hasar alanlardır.

39. ZUMER / 71

Kafirler, zümreler halinde cehenneme sevk edilir.
Hatta... ona varınca, onun babları feth olunur... ve onun hazinleri onlara derler ki:
"Size, sizin kendinizden, Rabbinizin ayetlerini tilavet eden... ve bu yevminize mülaki olacağınıza sizi inzar eden Rasuller gelmedi mi?"
"Bilakis!" derler.
Fakat azab kelimesi kafirlere hakk olmuştur.

40. MUMİN / 4

ALLAH'ın ayetleri hakkında, ancak, kafirler cedel eder.
Artık, beldelerde onların takallüb etmesi seni garr etmesin.

40. MU'MİN / 13-14

O,
ayetlerini size gösterendir...
ve sizin için semadan rızk inzal edendir.
Ancak, nevb edenler tezekkür edebilir.
Artık, şayet kafirlere kerih olsa da... dinde O'na muhlis olarak ALLAH'ı davet edin!

40. MU'MİN / 23-24

Musa'yı, elbette kat'iyyetle ayetlerimiz ile ve mübin sultan ile Firavuna ve Haman'a ve Karun'a irsal ettik!… ardından onlar, "kezzab sihirbazdır" dediler.

40. MUMİN / 34-35

Önceden, elbette kat'iyyetle beyyinelerle Yusuf size gelmişti!... ve ardından onunla gelen şeyden şekk içinde olmanız zeyl olmamıştı.
Hatta helak olduğunda siz demiştiniz ki:
"Kesinlikle ALLAH ondan sonra Rasul baas etmez."

Böyledir!...
ALLAH'ın indinde ve iman edenlerin indinde kebir makt olarak… kendilerine gelen ALLAH'ın ayetleri hakkında sultan gayrısında cedel eden… mürtab müsrif kimseyi ALLAH, dalalette bırakır.

Böyledir!...
ALLAH, bütün cebbar mütekebbirlerin kalbleri üzre tab eder.

40. MUMİN / 56

Muhakkak... ALLAH'ın ayetleri hakkında, kendilerine verilmiş bir sultan gayrısında cedel edenler… onlar, sadece, kendi sadrlarında kibir olanlardır... ki onlar, ona baliğ olamazlar.
Artık sen, ALLAH'a uvz et.
Muhakkak ki O, semidir, basirdir.

40. MU'MİN / 62-63

Böyledir!…
Herşeyin haliki olan ALLAH sizin Rabbinizdir.
O'ndan başka ilah yoktur.
Artık siz, nasıl da ifk ediyorsunuz!...

Böyledir!...
ALLAH'ın ayetlerine cahd edenler... ifk ederler.

40. MUMİN / 69-70

ALLAH'ın ayetleri hakkında cedel edenlerin… nasıl da sarf olduklarını görmedin mi?... ki onlar, kitabı ve onunla Rasullerimize irsal ettiklerimizi kizb edenlerdir.
Artık yakında alim olacaklar.

40. MUMİN / 78

Senden önce, elbette kat'iyyetle onlara kendilerinden!... sana kıssa ettiğimiz ve sana kıssa etmediğimiz... Rasuller irsal ettik.
Rasul için, ALLAH'ın izni ile olmadan... ayet gelmesi olamaz.
Ardından, ALLAH'ın emri geldiğinde, bi-hakkın kaza edilir. Hasar alanlar, batılda olanlardır.

40. MUMİN / 81

Size ayetlerini gösteriyor… artık siz, ALLAH'ın ayetlerinin hangisini inkar ediyorsunuz!?

41. FUSSİLET / 2-3-4

Ayetleri, alim olan kavim için beşir ve inzar edici olarak... arabiyye Kur'an olarak fasl edilen Kitab, Rahman, Rahimden tenzil olmaktadır.
Ancak onların pek çoğu arız olur... ve artık onlar işitmezler.

41. FUSSİLET / 15

Üstelik Ad... hakk gayrısı ile arzda istikbar etti.
Dediler ki:
"Kuvvet olarak bizden şiddetlisi kimdir?"
Kendilerini halk eden ALLAH'ı... O'nun kuvvet olarak kendilerinden şiddetli olduğunu, görmediler mi!?
Onlar, ayetlerimize cahd etmiş oldular.

41. FUSSİLET / 28

Böyledir!...
ALLAH düşmanlarının cezası, nardır.
Onlar için orada, ayetlerimizi cahd etmiş olmalarına ceza olarak, ebedi dar vardır.

41. FUSSİLET / 37
SECDE AYETİ

Gece ve gündüz ve güneş ve kamer onun ayetlerindendir.
Güneş için de secde etmeyin!... Kamer için de!
Eğer siz yalnızca O'na abd olanlardan olmuşsanız, bu ikisini halk eden ALLAH'a secde edin!

41. FUSSİLET / 39

Senin arzı huşu halinde görmen… ve ardından ona su inzal ettiğimizde hezz etmesi ve rubve olması da O'nun ayetlerindendir.
Muhakkak ona hayat veren, elbette mevtaya da hayat verir.
Muhakkak ki O, herşeye kadirdir.

41. FUSSİLET / 40

Muhakkak ayetlerimize ilhad edenler... BİZ'e hafy olmaz!
Artık, kıyamet yevminde,
nara mülaki olan mı hayrdır...
yoksa emin olarak gelen mi!?
Dilediğiniz şeyi amel edin.
Muhakkak ki O, amel ettiklerinize basirdir.

41. FUSSİLET / 44

Şayet Kur'an'ı, acemiyye kılsaydık, kesinlikle derlerdi ki:
"Keşke ayetler fasl edilseydi... arabiyye yerine acemiyye mi?"

De ki:
"O, iman edenler için hudadır ve şifadır.
İman etmeyenler için ise... kulaklarında vakrdır. O onların üzerine körlüktür."

İşte onlara, baid mekandan nida edilmektedir.

41. FUSSİLET / 53

Hakk oldukları kendilerine beyan oluncaya kadar afakta ve kendi nefslerinde onlara ayetlerimizi göstereceğiz.

O'nun herşeye şahid olması, Rabbine kafi değil midir!?

42. ŞURA / 29

Semaların ve arzın halkıyeti... ve dabbeden orada bess olanlar, O'nun ayetlerindendir.
O, dilediğinde... onları cem etmek üzre kadirdir.

42. ŞURA / 32

Nişaneler gibi bahrda cari olanlar da O'nun ayetlerindendir.

42. ŞURA / 33

Eğer dileseydi... rih sükun olurdu da… artık rakid olanlar, onun zahrı üzre izlal olurlardı!
Muhakkak bunda, şükür ederek sabır edenler için kesinlikle ayetler vardır.

42. ŞURA / 35

Ayetlerimiz hakkında cedel edenler, alim olsunlar ki... onlar için mahis yoktur.

43. ZUHRUF / 46

elbette kat'iyyetle!... Musa'yı ayetlerimiz ile firavuna ve melelerine inzal ettik… ve ardından onlara dedi ki:
"Muhakkak ben Rabb-il aleminin Rasulüyüm."

43. ZUHRUF / 47

Ardından ayetlerimizle onlara gelince… onlar, hemen, bundan dıhk etmişlerdi.

43. ZUHRUF / 48

Onlara gösterdiğimiz her bir ayet… bir öncekinden ekber oldu.
Onları azab ile ahz ettik… umulur ki rücu ederler.

43. ZUHRUF / 68-69

"Ey… ayetlerimize iman ederek... ve Müslüman olarak, BANA abd olanlar!
Yevmde size korku yoktur... siz hüzünlenmeyin."

44. DUHAN / 33

Onlara, içinde mübin bela olan ayetlerden vermiştik.

45. CASİYE / 3

Muhakkak semalarda ve arzda...
mü'minler için kesinlikle ayetler vardır.

45. CASİYE / 4

Kendi halkıyetinizde...
ve dabbeden bess edilenlerde...
yakin kavimler için ayetler vardır.

45. CASİYE / 5

Gece ve gündüzün ihtilafı…
ALLAH'ın semadan rızık olarak inzal ettiği...
ve ardından onunla arzda mevtten sonra hayy etmesi...
Rihleri tasrif etmesi...
Akıl eden kavim için ayetlerdir.

45. CASİYE / 6

Bunlar, ALLAH'ın ayetleridir… onları sana bi-hakkın tilavet ediyoruz.
Artık, ALLAH'tan ve O'nun ayetlerinden sonra hangi hadise iman edebilirler!?

45. CASİYE / 7-8

Veyl olsun!... bütün esim effaka!

ALLAH'ın kendisine tilavet edilen ayetlerini işitir... sonra da hiç işitmemiş gibi... müstekbir olarak ısrar eder.
Artık onu, elim azab ile ibşar et.

45. CASİYE / 9

Ayetlerimizden bir şeye alim olduğunda... onu hüzüv olarak ittihaz eder.
İşte onlar… muhin azab onlaradır!

45. CASİYE / 11

Bu hudadır!
Rabblerinin ayetlerine kafir olanlar... elim riczden azab, onlaradır.

45. CASİYE / 13

Semalarda olanları ve arzda olanları, KENDİSİNDEN, cemian size teshir etti.
Muhakkak işte bunda, tefekkür eden kavim için kesinlikle ayetler vardır.

45. CASİYE / 25

Beyan edilmiş ayetlerimiz onlara tilavet edildiğinde... onların "eğer sadıksanız, ata-babalarımızı getirirsiniz" demelerinden başka hüccetleri olmadı.

45. CASİYE / 31

Ya o… kafir olanlar!...
"Ayetlerim size tilavet edilirken, istikbar eden olmadınız mı siz!?
Siz mücrimlerin kavmi oldunuz!"

45. CASİYE / 35

Bu,
sizin ALLAH'ın ayetlerini hüzüv olarak ittihaz etmeniz…
ve dünya hayatının sizi garr etmesi...
iledir!
Artık bu yevmde ondan ihrac olamazlar… ve itab etmek isteyemezler.

46. AHKAF / 7

Kafirler... kendilerine geldiğinde... beyan edilmiş ayetlerimiz kendilerine tilavet edilir edilmez... hakk için dediler ki:
"Bu mübin sihirdir."

46. AHKAF / 26

Onları, elbette kat'iyyetle sizi mekanlandırmadığımız şeyler içinde mekanladırmıştık!... ve onlara işitme ve basarlar ve fuadlar kılmıştık!
Ardından, işitmeleri de... ve basarları da... ve fuadları da... onları hiçbirşeyden ganiy etmedi.
ALLAH'ın ayetlerine cahd etmişlerdi!... istihza etmiş oldukları şey ile onları hayk etti!

46. AHKAF / 27

Karyelerden havlinizde olanları elbette kat'iyyetle helak etmiştik!
Ayetleri sarf ettik… umulur ki rücu ederler.

48. FETİH / 20-21

ALLAH size… ahz edeceğiniz pek çok magnem vaad etmektedir.
Artık…
mü'minler için ayet olması için…
ve sizi sırat-ı mustakime ihda etmesi için...
sizin için bunda acele etti... ve nasın ellerini sizden keff etti.
Sizin ikdar edemediğiniz... ALLAH'ın kat'iyyetle ihata etmiş olduğu başka şeyler de vardır!
ALLAH, herşeye kadir olandır.

51. ZARİYAT / 20-21

Mukinler için ayet, arzdadır… ve kendi nefslerinizdedir.
Artık basar etmez misiniz?

51. ZARİYAT / 37

Orada, elim azabtan korkanlar için... ayet olarak terk ettik.

53. NECM / 18

elbette kat'iyyetle!... Rabbinin kübra ayetlerinden gördü.

54. KAMER / 2-3

Eğer bir ayet görseler...
"müstemir sihirdir" diyerek iraz ederler...
kendi hevalarına tabi olarak kizb ederler.
Bütün emirler müstakırrdır.

54. KAMER / 15

elbette kat'iyyetle!... onu bir ayet olarak tereke ettik!
Artık, müddekirlerden var mı!?

54. KAMER / 42

Ayetlerimize külliyyen kizb ettiler.
Ardından, onları aziz muktedir ahz ile ahz ettik.

57. HADİD / 9

O... sizi zulmetlerden nura ihrac etmek için… kendisine abd olana beyyine ayetler inzal edendir.
Muhakkak ki ALLAH, size elbette rauftur, rahimdir.

57. HADİD / 17

ALLAH'ın... arzı, mevt olmasının ardından hayy ettiğine… alim olun!
Sizin için ayetleri kat'iyyetle beyan etmiş olduk!... umulur ki akıl edersiniz.

57. HADİD / 19

ALLAH'a ve Rasullerine iman eden kimseler… işte onlar,
sıddık olanlardır...
ve Rabblerinin indinde şühedadırlar.
onlar için, ecir ve nur vardır.
Kafirler ve ayetlerimizi kizb edenler... işte onlar,
cahim ashabıdır.

58. MUCADELE / 5

Muhakkak ki ALLAH'a ve Rasulüne haddi aşanlar, kendilerinden öncekilerin kebt edildiği gibi kebt edilirler.
BİZ, kat'iyyetle beyyine ayetler inzal etmiştik!
Muhin azab, kafirler içindir.

62. CUMA / 2-3

O... ümmilerin içinde kendilerinden...
KENDİ ayetlerini kendilerine tilavet eden...
ve onları tezkiye eden...
ve onları kitaba ve hikmete alim eden...
Rasul baas edendir.
Onlar önceden, elbette/kesinlikle mübin dalalet içinde idiler.
Kendilerine ilhak olduğunda, onlardan ahir olanlar da vardı.
O, azizdir, hakimdir.

62. CUMA / 5

Tevrat'a hamil edilip... sonra ona hamil olamayanların meseli... seferlere hamil eşek meseli gibidir.
ALLAH'ın ayetlerini kizb eden kavmin meseli ne beistir.
ALLAH, zalimlerin kavmini ihda etmez.

64. TEGABUN / 10

Kafirler ve ayetlerimizi kizb edenler... işte onlar nar ashabıdır!... içinde ebedidirler!
Ne beis masirdir!

65. TALAK / 11

Salih (iş)lere amil olarak iman eden kimseleri zulmetlerden nura ihrac etmek için... Rasul size ALLAH'ın mübeyyin ayetlerini tilavet etmektedir.

ALLAH'a, salih (iş)lere amil olarak iman eden kimse...
onu, içinde ebedi olacakları, altından nehirler cereyan eden cennetlere dahil eder.
Kat'iyyetle ALLAH'ın ahseni ona rızk olur!

68. KALEM / 15

Ona BİZ'im ayetlerimiz tilavet edildiğinde... der ki:
"Evvelkilerin esatiridir."

74. MUDDESSİR / 15-16-17

Sonra, hala daha… ziyade etmemi mi tama ediyor!?
Hayır!
Muhakkak o, ayetlerimize anid oldu… onu sauda irhak ettireceğim.

78. NEBE / 27-28-29-30

Muhakkak onlar, hesab rica etmiyordu… ve ayetlerimize kezzab olarak kizb etmişlerdi.
BİZ, herşeyi kitabta ihsa etmiştik.
Artık, tadın!
Artık muhakkak size, sadece, azabı ziyade edeceğiz.

79. NAZİAT / 18-19-20

"Ona de ki:
***Tezkiye olmaya var mısın?
Seni Rabbine ihda edeyim… ve ardından haşy edesin.***"
Ardından, ona kübra ayeti gösterdi.

83. MUTAFFİFİN / 10-11-12-13

Yazıklar olsun yevme-izinde... din yevmine kizb eden mükezziblere!
Ona, ancak, bütün esim muted olanlar kizb eder! Kendilerine ayetlerimiz tilavet edildiğinde, derler ki: "Evveldekilerin esatiri!"

90. BELED / 19-20

Ayetlerimize kafir olanlar… onlar meş'eme ashabıdır. Musade nar onlaradır.

Sure Listesi

Kelam-ı Kadim'de Geçen Kelimeler Sözlüğü;Teolog A.Kadir İmamoğlu tarafından derlenerek hazırlanmıştır.