İçeriğe geç
KÖK Ara:
KELİME Ara:
ANLAM içinde Ara:
❝ ŞA:R ❞ kökünden türeyen kelimeler... 15 Kayıt Listeleniyor.
Aynı Kökten Türeyen: xoxox Meş'ar Meşâır meş'ur meş'urat musteş'ar şair Şairât şuara şiar şeair şiare Şeâyir şiir şuur Eş'ar Şa'ar Şa'r Şuur Eşâr Meş'ar-ul Haram Şir'a Şeria Şi'ra
xoxox
ش ع ر ŞA:R
Meş'ar
ش ع ر ŞA:R

Bilecek yer.Hasse. Duygu. Hacıların ziyaret ettikleri yerler.

Çğl.Meşâır
meş'ur
ش ع ر ŞA:R

Şuur halinde geçmiş şey.

Çğl.meş'urat
musteş'ar
ش ع ر ŞA:R

Bildirilen, haberli.

şair
ش ع ر ŞA:R

Arpa. Kurban devesi. Şiir yazan. Sözünü vezin ve kafiye ile tertib eden.

DuruMeal'de toplam 5 kayıtta geçiyor.
Çğl.ŞairâtÇğl.şuara
şiar
ش ع ر ŞA:R

İz, belirti, işaret, nişan, ayırt edici iyi adet. Üstünlük veren işaret. İnsanın gömleği. Ölüm.

DuruMeal'de toplam 4 kayıtta geçiyor.
Çğl.şeair
şiare
ش ع ر ŞA:R

Hac amelleri. Hac nişanları. İbadet için alem kılınan her nesne.

Çğl.Şeâyir
şiir
ش ع ر ŞA:R

Anlama, idrak.

DuruMeal'de toplam 1 kayıtta geçiyor.
şuur
ش ع ر ŞA:R

Bir şeyi tanıma. İncelikleri idrak etme. Belirti, işaret (üstünlük içerir). Anlayış, idrak. Vicdan. Hiss-i zâhirle duymak. Kendi varlığından haberi olma. Bir şeyi hoşça tanıma. İnceliklerini iyice idrak etme.

DuruMeal'de toplam 27 kayıtta geçiyor.
Eş'ar
ش ع ر ŞA:R

Kılı çok olan kimse. Davarın tırnağı çevresinde olan kıl.

Şa'ar
ش ع ر ŞA:R

Kıl büken.

Şa'r
ش ع ر ŞA:R

Kıl. Saç. Ateş yakmak. Cenk koparmak, kavga çıkarmak.

DuruMeal'de toplam 1 kayıtta geçiyor.
Çğl.ŞuurÇğl.Eşâr
Meş'ar-ul Haram
ش ع ر ŞA:R

xoxox

DuruMeal'de toplam 1 kayıtta geçiyor.
Şir'a
Şeria
ش ع ر ŞA:R

Meşrea. Bir ırmak veya herhangi bir su menbaından su içmek veya almak için girilen yol.

DuruMeal'de toplam 1 kayıtta geçiyor.
Şi'ra
ش ع ر ŞA:R

Koz: İki yıldızın adı.

DuruMeal'de toplam 1 kayıtta geçiyor.
2. BAKARA / 8-9

"Biz ALLAH'a ve ahir yevmine iman ettik!" diyen... ancak mü'minler ile olmayan nasdan (bazı) kimseler… ALLAH'a ve iman etmiş olanlara hadia etmekteler!
Onlar, ancak, nefslerine hadia ederler… onların şuurlarında değil!

2. BAKARA / 11-12

Onlara,
"Arzda fesad çıkarmayın!"
denildiğinde;
"Muhakkak biz, ancak, ıslah edenleriz."
derler.
Değil mi ki... muhakkak onlar, fesad çıkaranlardır!... fakat onların şuurlarında değil!

2. BAKARA / 154

ALLAH sebilinde katl olanlar için "meyyitler" demeyin.
Bilakis!
Onlar hayydırlar... fakat sizin şuurunuzda değil!

2. BAKARA / 158

Muhakkak, Safa ve Merve ALLAH'ın şiarındandır.
Beyti hacc eden…
veya umre yapan kimse…
artık, hayr tatavvu ederek bu ikisini tavaf etmesinden ötürü onun üzerine cünah yoktur.

Muhakkak ki ALLAH, şakirdir, alimdir.

2. BAKARA / 198-199

Rabbinizden fazl ibtiga etmeniz size cünah değildir.

Arafattan ifaza olduğunuzda... artık, Meş'ar-ül Haram indinde ALLAH'ı zikir edin!... Size hidayet ettiği gibi O'nu zikir edin!... muhakkak siz, onun öncesinde... kesinlikle dall olanlardınız!

Sonra, nasın ifaza olduğu yerden ifaza olun!... ve ALLAH'a istiğfar edin!
Muhakkak ki ALLAH, gafurdur, rahimdir.

3. ALİ İMRAN / 69

Kitab ehlinden bir taife; "keşke sizi dalalete düşürebilsek" diye vedd etti. Onlar, ancak, kendi nefslerini dalalete düşürebilir… onların şuurlarında değil.

5. MAİDE / 2

Ey iman edenler!
ALLAH'ın şiarına...
ve haram aya...
ve hedyeye...
ve kıladelere...
ve Rabblerinden fazl ve rıdvan ibtiga ederek Beyt-i Haram'a iman edenlere...
halel getirmeyin.

Helal olduğunuzda (ihramdan çıktığınızda), artık sayd edebilirsiniz.
Sizi Mescid-i Haram'dan sadd etmelerinden... düşmanlıklarından ötürü kavme karşı olan şaniniz, sakın ola size cürüm işletmesin!
Birr ve takva üzere avn edişin.
İsm ve düşmanlık üzre avn edişmeyin!
ALLAH'a ittika edin.
Muhakkak ki ALLAH'ın, ikabı şedidtir.

6. ENAM / 26

Onlar, ondan nehy ederler ve de ondan ney olurlar. Onlar, kendi nefslerinden başkasını helak etmiyorlar!... onların şuurunda değil.

6. ENAM / 109

Eğer kendilerine ayet gelirse, elbette O'na iman edeceklerine, cehd yeminleriyle ALLAH'a kasem ettiler.

De ki:
"Muhakkak ayetler, ancak, ALLAH'ın indindedir… şuur edemezsiniz… gelince iman etmeyecekler!"

6. ENAM / 123

Böyledir!...
Her bir karyede, onların mücrimlerini, orada mekr etmeleri için ekabir kıldık. Onlar, ancak, nefslerine mekr etmektedirler… şuurunda değiller!

7. ARAF / 95

Sonra seyyie mekanı hasene ile bedellendirdik... Hatta, afv ettik.
Dediler ki:
"Ata-babalarımıza da kat'iyyetle darr mess olmuştu!... ve serra olmuşlardı!"
Ardından onları da ansızın ahz ediverdik!... onların şurunda olmadı.

12. YUSUF / 15

Ardından, onu zehab ettiklerinde ve cübbün gaybında onu bırakmaya cem olduklarında… BİZ, ona vahy ettik:
"elbette/kesinlikle bu emirleri ile onlara haber vereceksin. Onlar onların şuurunda değil!"

12. YUSUF / 107

ALLAH'ın azabından gaşiyenin gelmeyeceğinden... veya ansızın şuurlarında olmadan saatin verilmeyeceğinden, emin mi oldular!?

16. NAHL / 21

Onlar, hayy olanların gayrısında mevtalardır. Ne zaman baas olacakları… onların şuurunda değildir.

16. NAHL / 26

Onların öncesinden olanlar kat'iyyetle mekr etmişlerdi!... Ardından ALLAH, binalarını kaidelerinden yıktı... ve ardından fevklerinde ki sakf, üzerlerine harra oldu.
Onların şuurunda olmayan yerden, onlara azab geldi.

16. NAHL / 45-46-47

Seyyieler mekr edenler...
ALLAH'ın kendilerini onunla arza hasf etmesinden…
veya şuurlarında olmayan yerden kendilerine azab vereceğinden…
veya kendi takallübleri içinde ahz etmesinden…
emin midirler!?
Artık onlar, aciz bırakacak değillerdir.
veya kendilerini korku üzre ahz etmeyeceğinden!
Artık muhakkak ki Rabbiniz, elbette/kesinlikle rauftur, rahimdir.

16. NAHL / 80

ALLAH, sizin için, evlerinizden sekeneler kıldı.
Size,
enamın cildlerinden, zan (göç) yevminizde ve ikamet yevminizde hafif olmasını isteyeceğiniz beytler...
suflarından (yün) ve evbarından (yapağı) ve şarlarından (kıl), bir hiyne kadar esas ve metalar...
kıldı.

18. KEHF / 19-20

Böyledir!...
Onları, kendi aralarında (birbirlerine) sual etmeleri için baas ettik.

Onlardan konuşan biri dedi ki:
"Ne kadar lebs oldunuz?"
Dediler ki:
"Bir yevm veya yevmin birazı lebs olduk."
Dediler ki:
"Ne kadar lebs olduğunuza Rabbiniz alimdir."

Ardından...
"Biriniz şu verikleriniz ile medineye baas etsin de... hangi taamın daha zekiy olduğuna nazar etsin... ve ardından ondan rızık getirsin.
Latif olsun ve herhangi birisini size şuur ettirmesin.
Muhakkak onlar... eğer onlara zahir olursanız... ya sizi recm ederler veya kendi milletlerine ida ederler.
O zaman ebediyen felaha ulaşamazsınız."

21. ENBİYA / 5

"Bilakis!
Bunlar dags hulmlerdir.
Bilakis!
Kendisi iftira etti.
Bilakis!
O bir şairdir.
Önceki irsal edilenler gibi bir ayet (mucize) getirse ya!" dediler.

22. HACC / 32

Böyledir!...
ALLAH'ın şiarını azim eden kimse... artık muhakkak bu kalblerin takvasındandır.

22. HACC / 36

Bedeneleri, sizin için ALLAH'ın şiarından kıldık. Sizin için onlarda hayr vardır.
Artık, saff saff dururlarken onların üzerine ALLAH ismini zikir edin.
Ardından... cünüblarına vücub oldukları zaman, artık onlardan yeyin... ve kanaat edene ve muterr olana taam edin.

Böyledir!...
Onları sizin için teshir ettik!... umulur ki şükür edersiniz.

23. MU'MİNUN / 55-56

Kendilerini mededlediğimiz mal ve oğullar ile onlar için hayrda seri olduğumuzu mu hesab ediyorlar!?
Bilakis!
Onların şuurunda değildir!

26. ŞUARA / 112-113-114-115

Dedi ki:
"Onların amel etmiş oldukları şeylere alim değilim. Onların hesabları ancak Rabbimedir. Keşke şuurunuzda olsa!
Ben, mü'minleri tard edecek değilim!... ben, sadece, mübin nezirim."

26. ŞUARA / 200-201-202-203

Böyledir!...
BİZ, onu, mücrimlerin kalblerine selk ettik… (ancak) onlar,
şuurlarında olmadan ansızın kendilerine verilecek elim azabı görünceye…
ardından da; "Bize nazar edilenlerden olur muyuz?" deyinceye…
kadar ona iman etmezler.

26. ŞUARA / 224-225-226-227

Şairler!...
Onlara tabi olanlar, gavundur!
Görmez misin onları...
onlar, bütün vadide, him hastalığına kapılmış deve gibidirler.
ve onlar fail olamayacakları şeyleri söylerler.
(onlardan),
- salih (iş)lere amil olarak iman edenler...
- ve ALLAH'ı çokça zikir edenler...
- ve kendilerine zulüm edildikten sonra intisar edenler müstesna...

Alim olacak o zalimler!...
Nasıl bir munkaleb ile inkılab edeceklerine!

27. NEML / 18

Hatta… Karınca vadisine geldiklerinde... bir karınca dedi ki:
"Ey karıncalar!
Meskenlerinize dahil olun!... Süleyman ve ordusu, şuurunda olmadan, sizi hutam etmesin!"

27. NEML / 50

Onlar, mekr ederek mekr etti.
BİZ de mekr ederek mekr ettik… onlar şuurunda değildi.

27. NEML / 65

De ki:
"ALLAH'tan başka... semalardaki ve arzdaki kimse, gayba alim değildir.
Ne zaman baas olacakları da... onların şuurunda değil!"

28. KASAS / 9

Firavun'un karısı dedi ki:
"Bana ve sana ayn kararı!
Onu katl etmeyin… gerekir ki (belki)… menfaatleniriz veya onu evlad ittihaz ederiz."
Onların şuurunda değildi.

28. KASAS / 11

Kız kardeşine dedi ki:
"Kasas et onu!"
Ardından o da onu, onlar şuurunda olmadan, cenbden basar etti.

29. ANKEBUT / 53

Senin, azaba acele etmeni istiyorlar.
Şayet müsemma ecel olmasaydı, elbette/kesinlikle azab onlara verilirdi.
Onlara, elbette/kesinlikle verilecek!...
ansızın...
ve onlar şuurunda olmadan!

36. YASİN / 69-70

BİZ ona şiir öğretmedik. Ona yenbagi olmaz!
O, sadece,
hayy olan kimseyi nezr etmek için…
ve kavlin kafirler üzre hakk olması için...
zikirdir ve mübin Kur'an'dır.

37. SAFFAT / 35-36

Muhakkak onlar… kendilerine "ALLAH'tan başka ilah yoktur" denildiğinde… istikbar eden oldular... ve dediler ki:
"Mecnun bir şair için ilahlarımızı mı terk edeceğiz?"

39. ZUMER / 23

ALLAH, hadisin ahsenini... mesna muteşabih kitab olarak inzal etti.
Rabblerinden haşy edenlerin cildleri ondan akşar olur.
Sonra onların cildleri de... kalbleri de... ALLAH'ı zikir etmeye lin olur.
Bu, ALLAH'ın... onunla dilediği kimseye ihda ettiği hudasıdır.

ALLAH'ın dalalette bıraktığı kimse... artık onun için hadiy yoktur.

39. ZUMER / 25-26

Kendilerinden öncekilerden kizb edenler... artık azab onlara... şuurunda olmadıkları taraftan gelivermişti… ve ardından ALLAH, onlara, dünya hayatında, hızye (rezillik, zillet, aşağılık) taddırmıştı.
Elbette ahiret azabı daha kebirdir... keşke alim olsalardı.

39. ZUMER / 55-56

Azab,
siz şuurunda olmaksızın, ansızın size gelivermeden...
Nefs, "ALLAH'ın cenbinde ifrat ettiğim şeyler üzre ey hasret (vah ki vah)!… muhakkak ben, kesinlikle sahirlerden olmuştum." demeden...
önce, Rabbinizden size inzal edilen şeyin ahsenine tabi olun!

43. ZUHRUF / 66

Onlar, sadece, saatin ansızın kendilerine gelmesine mi nazar ediyorlar... onların şuurunda değil!?

49. HUCURAT / 2

Ey iman edenler!
Savtlarınızı, Nebinin savtının fevkine ref etmeyin!
Bazınızın bazınıza (birbirinize) cehr etmesi gibi… kavl ile ona cehr etmeyin!… yoksa amelleriniz habt olur… ve sizin şuurunuzda olmaz!

52. TUR / 30-31

Yoksa dedikleri şu mu;
"O bir şair… Biz ona, menun rayb tarabbus ediyoruz."
De ki:
"Siz tarabbus edin!... Artık muhakkak ben de sizinle birlikte tarabbus edenlerdenim."

53. NECM / 36-37-38-39-40-41-42-43-44-45-46-47-48-49-50-51-52-53-54

Yoksa, Musa'nın... ve vefa eden İbrahim'in sahifelerinde olanlar ile kendisine haber verilmedi mi!?
Vezr edenin, başkasının vizrini vezr etmediği...
İnsan'ın olanın, sadece, say ettiği şey olduğu…
ve say etmesinin yakında görüleceği…
Sonra en vefalı cezayla cezalandırılacağı…
Müntehanın (son, nihayet,varış) Rabbine olduğu…
Idhak edenin ve ibka edenin O olduğu…
Mevt edenin ve ihya edenin O olduğu…
Menilendiğinde, nutfeden… erkek ve dişi olarak iki zevc halk ettiği…
Uhra neşetin O'nun üzerine olduğu…
En ganiy edenin... ve en kani kılanın O olduğu…
Şiranın Rabbinin O olduğu…
Ulada Ad (kavmini)... ve Semud (kavmini)... önceden de Nuh kavmini helak ettiği…
ve ardından onları, baki etmediği…
Muhakkak onlar... onlar daha zalim ve tuğyan içinde olmuşlardı. Mütefikeyi (Lut kavminin memleketi) de ehva etmişti… ve ardından, gışa ettiğini onlara gışa etmişti.

69. HAKKA / 41

O, bir şairin kavli değildir… ne kadar az iman ediyorsunuz!

Sure Listesi

Kelam-ı Kadim'de Geçen Kelimeler Sözlüğü;Teolog A.Kadir İmamoğlu tarafından derlenerek hazırlanmıştır.