İçeriğe geç
Kur'an Kıraat etmek

Kelam-ı Kadim Okumak…

Kelam-ı Kadim, nebilerin sonuncusu (hatem-ul enbiya) Hz. Muhammed’e (sav) inzal olan son nübüvvet kitabıdır.

Miladi 610 senesinin Ramazan ayının 27.nci (20 Ağustos) günü seher vaktinde “oku!” emri ile inzal olmaya başlamış… miladi 632 senesinin 9 Zilhicce (7 Mart) günü asr-evvel vaktinde Veda Haccı sırasında tamamlanmıştır.

22 senelik süreç içerisinde peyderpey inzal olan ayetler, yazıcılar tarafından Allah Rasulü’nün talimatları ile sıralanmış, böylece bugün tilavet ettiğimiz mushaf sırası meydana çıkmıştır.

Kelam, diğer ilahi suhuf ve kitab’lardan farklı olarak, bütün insanlığı muhatap almıştır. Hitabeti gibi, beyanları, açıklama ve emirleri mevcut ve gelecek bütün insanlığı kapsamaktadır.

Kelam-ı Kadim iki temel gereklilik üzerine kurulmuş, bunların dışında da her türlü detayı izah etmiştir. Bu temeller; Allah’a iman (amentü billah) ve ahiret bilinci (ba’su bad-el mevt) konularıdır.

İman ve İnanç farklı kavramlardır. İnanç, şahitlik üzerine inşa edilir. İman ise gayba duyulur.

Gayb; göz önünde olmayan, bilinmeyen, sadece duyulmuş, hissedilmiş ancak henüz tespit haline gelmemiş duygu ve bilgidir. Kişinin gayba iman edebilmesi için, bu duyumun güçlü şekilde kabulü gerekir. Kabul edilen duyum hakkında akli yollardan değerlendirmeler yapılarak ikna olunur. İkna duygusu kişiye yerleştikten sonra kişide iman belirir. İman edilen şey de hayata geçirilerek tecrübe edilmeye, şahitlik hali yaşanmaya başlar… ki, buna İslam denilir.

Kişinin, duyum aldığı bilgiyi “değerlendirilebilir” olarak kabul edebilmesi için, duyum kaynağının güven verici olması şarttır. Kelam-ı Kadim, asli olarak kişinin imanına giden süreçte, güvenilir bir kaynak olarak öne çıkmaktadır. Kelam-ı Kadim’e iman eden kişi, buradan tilavet ettiği bilgiyi ciddiyet ve samimiyetle hayata geçirmeye başladıktan sona, Kur’an’ı kıraat etmeye başlar.

Kelam-ı Kadim, Allah Rasulü Nebinin bizzat kıraat ettiği Kur’an’dan, Allah’ın emri ve izni ile ashabına ve ümmetine tilavet ettiği kısmıdır.

Allah Rasulü (sav) aracılığı ile tarafımıza ulaştırılan ilahi kelam… tam anlamı ile mucize niteliğinde bir metindir. Bazı mucizevi yönleri şöylece sıralanabilir:

1. Kapsam

Ayetlerin muhkem ifadeleri ile genel yaşam kuralları hakkında kesin hükümler barındıran Kelam-ı Kadim… müteşabih anlamlar ile de her seviyede beyanatta bulunmaktadır. Ayetlerin hemen hemen hepsinin anlamları, tilavet eden kişinin manevi olgunluğuna göre derinlikler taşımaktadır.

Bu derinliklerden ötürü Kelam-ı Kadim’in tek bir mealinden ve/veya tek bir tefsirinden söz edilemez. Bir yönü ile geçmişte yaşanmış kıssalardan bahsederken… başka bir yönü ile kişinin kendisinden, tümüyle kendi kimliğinden bahsetmektedir. Bir yönü ile var olup geçmiş kavimlerden bahseden ayetler, başka bir yönü ile günümüz yaşantısını belirlemektedir.

2. Enerji

İçeriğinden ayrı olarak… Kelam-ı Kadim’in lafzı da bir mucizedir.

Tilaveti sırasında ortaya çıkan ses, anlamından hem bağımsız hem de bağımlı olarak… bütün diğer sesler gibi, doğaya enerji olarak yayılmaktadır… ve bu enerji, hayatın kaynağı olarak… belirli hadisata yol açmaktadır.

Ayetlerin farklı dillere tercüme edilmesinde, birçok ayet, önceki ya da sonraki ayetler ile birleşerek ya da bir ayet kendi içinde farklı cümlelere ayrılarak yazılabilir… bu şekilde idrak edilmektedir.

Ancak orijinal hali ile tilaveti esnasında… cümle ortasından ayrılmış gibi görünen ayetlerin enerji olarak belirli genlikler ve belirli frekanslar taşıdığı görülmektedir. Bu genlik ve frekanslar, insan ağzından kainata yayılım ile en yakınından en uzağına kadar belirleyici ve etkin işlere güç olmaktadır.

İşte bu nedenle… yüksek sesle tilavet edilirken… tam olarak seslere, harflere, kelimelere, kurala, tecvide, iraba uyum sağlanması mecburidir.

3. Güncellik

İnsan ve Toplum ise her an tekamül halindedir.

O günden bugüne… devirler, teknolojiler, keşifler, algılar, yaşantılar, zihniyetler sürekli olarak değişmiş… buna karşın, bu değişim sürecinde… Kelam-ı Kadim’in güncelliği, akılcılığı, yol göstericiliği hiç değişmemiş, taptaze kalmıştır.

Bu, onun İLAHİ KELAM olmasının mucizevi halidir.

4. Şifreler

Kelam-ı Kadim, gerek mana olarak, gerek lafzi olarak gerek kurgu olarak bünyesinde bir çok şifre barındırır. Mesela, barındırdığı imgelerin “ebced” adı verilen bir usul ile sayısal bir takım değerlere çevrilmesi üzerinden bir takım sonuçlara ulaşılabilmektedir.

Buna benzer şekilde, Kelam-ı Kadim pek çok şifreler barındırır.

5. Edebi Eser

Kelam-ı Kadim’in inzal olduğu dönemde, inzal olduğu coğrafya halkları ileri derece edebi duygulara sahipti. Edebi hitabetler, önemle takip edilir, hitabet sahipleri üstün kimseler olarak kabul edilirdi. Toplum, bu üstünlüğü takdir edebilecek bilgi ve birikime sahipti.

Allah Rasulünün tilavet ederek tebliğ ettiği İlahi Kelam, o dönem edebi sanatlarının çok üzerinde bir sanat yapısına ve kurgusuna sahipti. Edebi hitabeti çok üstün olan kimseler bile, Kelam’ın sahip olduğu edebi sanata ve hitabete ulaşamıyorlardı. Kelam, bu yönüyle de mucize olarak kabul edilmiştir.

Dönem dönem yazılan Kelam-ı Kadim meallerinde, ayetlerin anlam ve ihtivaları… güncel koşullara, meali hazırlayan kimsenin ilmî ve itikadî kapasitesine, hedef kitlenin bilgi birikimi ve algı seviyesine ve buna benzer geçici güncel birtakım durumlara göre açıklanmış… kelime karşılıkları, beşerin algılayabileceği şekilde yerleştirilmiştir.

Maalesef zaman zaman da; içeriğinin ve yol göstericiliğinin anlaşılmasının engellenebilmesi için Kelam-ı Kadim sabotaja uğramıştır. Özellikle tercüme ve meallerde, bazı kavramlar ve manalar örtülmüş, gizlenmiş, kamufle edilmeye ve yürürlükten kaldırılmaya kalkışılmıştır.

Orijinal yazımı ilahi koruma altında olmasına karşın… meal/tercüme adı altında apaçık saldırılara maruz kalmıştır.

NE YAPTIK?

Kadim Kelam’da geçen tüm kelime, kavram ve ifadeleri orijinal şeklinde bıraktık ve bu haliyle Türkçe dilinde okunabilir hale getirdik.

Kelam-ı Kadim’de geçen her kelime, her kavram, her ifadenin, bugün bilinebilen, bizim bulabildiğimiz karşılıklarını bir araya getirerek… bir “Kelam-ı Kadim terimleri sözlüğü (Duru Sözlük)” oluşturduk.

İSTEDİK Kİ;

İlahi koruma altında olan Kadim Kelam’ın orijinal hali, isteyen, merak eden herkes tarafından orijinal haliyle okunabilsin. Orijinal halinde geçen tüm kavram, kelime ve ifadeler açık şekilde ortada olsun.

Her okuyan… kendi ilmi, kendi itikadı, kendi algısı, kendi kapasitesi ölçüsünde… kendi tefsirini, kendisi oluşturabilsin.

Bilimsel olarak meydana gelen her keşif ve gelişme, sözlük güncellemesi ile Kelam-ı Kadim mealine aktarılabilsin.

İSTEDİK Kİ;

Bugüne kadar üzeri örtülmüş, unutturulmaya ya da önemsizleştirilmeye çalışılmış (varsa) her kavram… apaçık olarak, gün gibi meydana çıksın. Aldatıldığımız yerlerden arınalım!

DuruVizyon.com sitemizde yayınlamaya başladığımız, “Orijinal Kelimeleriyle Kelam-ı Kadim (Duru Meal)” çalışmamızın güncellemeleri devam etmektedir.

Kelam-ı Kadim’de 6236 ayet bulunmaktadır. Her ayetin, 6236’er manası, her mananın da 6236’er tevili çıkar.

Kelam-ı Kadim için…
“Sadece Dünyevi Yaşantıya Aittir” demek hakarettir.
“Sadece Maneviyat İçerir” demek hakarettir.
“Sadece Simgeler Üzerinden Anlatır” demek hakarettir.
“Sadece o günün insanlarına gelmiştir” demek en büyük hakarettir.

Tabi ki herkes, Kelam-ı Kadim’i,
kendi ilmi, kendi irfanı, kendi zihniyeti, kendi tecrübesi, kendi şahadeti, kendi görüş ufku velhasıl kendisi kadar anlayacaktır.